Kariyecamii ve mozaikleri —4A—11 MERYEMİN ÖLÜMÜ Yazan: Fuad Samih larmızda mo-| en salibin kolları müsavi değildir.'ile hâlenin birleştiği köşede — altın h iyesi hakkın-| Bu cidden şaşılacak bir şeydir. Bu mozaiklerle yazılmış ICXC harfleri hı“a_ Vermiştik. Bu - salib, Lâtin salibi şeklindedir. Bi -| var. Fakat, güçlükle okunur. Ütmin çep e bir şüheser olan|zans put kıranları bu şekli kabul| “Tablonun nihayetinde, binalardan| K tege) galatı - Dormition Gdeletmişlerdi. Üzerinde, sonradan ta -| Mürekkeb iki grup; soldaki binanın *undan bahsedece- mir olunduğuna delâlet oden izler Merkezinde küçük bir kule, kemer- göze çarpar. Bundan, aşuğda bahse-| 1i açık bir dehliz, kulenin cebhesin- Hde, Evkaf idaresi ca-| deceğiz. de yuvarlak bir pencere vardır. Üstün d’î!f"xdu Ameleler, içi Meryemin ruhu, Bizans usulü| Yan tarafta, zambak çiçeğini an- eş © *Meryemin vefatır| kundaklanmış bir çocuk suretinde| #Fan mimari tezyinat üstünde de ş Müvver » Balungur*E Darlak bir tobla-| gösterilmiştir. İsanın sol koluna o-/ dÖt köşe bir pencere, Kapı, başlıklı küçük bir sütunla ayrı mıştır. Bina, a Nü gördüler: | ._:':ldı.ı iztiee S yeşil boyalıdır. Ziya akisleri beyaz- Ölüzç bir ev. cadır. Gölgeler de koyu yeşil. ğ Bu gölgeler, bina dahilinde daha İkoyulaşır ve erguvâni mor rengini , Hâlenin sağındaki duvar, sol ğ taraftaki zinaları birleştirir. Sağ taraftaki bina, soldakinden biraz yüksektir. Cebhede, kemerli bir kapı vardır. Yan- tarafındaki kapnın kemorinin ortası çatlamış- tar. Bu kısmın yanında, müstatil iki pencere görülür. Üst çizgileri düz- gün değildir. Bu binanın rengi tu- runcudur. Ziyaları, - gölgeleri gös-, termek için olsa gerek - güh koyu- laşır, güh açıklaşır. Bina -dahili ka- ranlıktır. Çatısı, mavi levhalarla örtülüdür. Bu levha koyu renkli çizgilerle ayrılmış Sağd 'e ilâvesi kil ettiği köşeden iki melek, kanad- ları açız ve süzülerek inetler. Me - leklerin iki olmasına rağınen ancak bir çift kanad görülür. Öndeki me-| lek yeşiller giyinmiştir. Kanadsız zannolunur. Bunların başları altın birer hâle ile çevrilmiştir. - Elleri, koyu renkli bir kumaşla örtülüdür. Bu dekorda, muhtelif vaziyette on| bir havâri, üç rahib ve birkaç da| kadın görülür. Sağdakiler, muayyen aN vv _î’“ yazıl Umumi &, “ı'“ümıı turmuştur. Küçük bir çehre, ancak Tin başları gö-| farkolunabilir bir burun, çekingen ' €v., Evin önünde ve korkak nazarlar. Bir demet ha - SeĞİ) üstünde Merye-| inde alnma dökülen soyrek saçlar | ve vâzıh 15 günde 3 defa Nişanlanan Bir kadın 4 üncü Nişanlısı ile evlendi! Nina Prisonla M. Krik'in tayyareye bDinerken alınmıŞ bir resmi Nevyorkun (Ziegfield — Foli) ti - yatrosu sabık dansözlerinden Nina Pirson, Lonrda sarraflarndan Kirk ile evlenmiştir. Pirson, bir Fransız milyonerin| karısı idi. Geçenlerde boşandı. On beş gün içinde üç kişi ile resmen| nişanlandı. Fakat, bunlara verdiği| sözü geri aldı. Dördüncüsü ile ev- lendi. (Simone Simon) " S - SÖNTELGR A — 27 Nisan 1938 Eski ve Yeni TUNCELİ: 2 Sarp dağlar arasında korku- Ju geçitlerle başlıyan bir seyahat... arka nasıl gidebilirim Yol yok, vasıta yok ! KARADENİZİN KORKUNÇ FIRTINALARINDA AZAN DALGALARDAN DAHA GEÇİTLERİ GÖZÖNÜNE GETİRİNİZ! Yazan:M.Sami KARAYEL Hulâsa, her kafadan bir ses çı - kıyor, ve toplana toplanan topye - ? TEHLİKELİ |kün elcevab; gidilemez oluyor, Haritalara bakıyorum, - yolları, geçidleri pergelliyorum... Maama- fih; kim ne derse desin ben, bir ke- re gitmeğe karar vermişim vesse « lâm. Kenidi kendime şöyle bir düşün- düm: Üç tarikten hangisini ihtiyar im!.. Mardin yolunu mu, An- karadan sonra Kayseri yolunu mu, yoksa Samsun tarikini mi? Kışin Karadenizin havası malüm.. Hele, soy adımı taşıyan karayel fır- tınası?,. Neyse, Svası, Samsun tarikile gi- derek tutacağıma daha emin ol - dum ve Karadeniz yolunu -tercih ettim!, Herkes, benim yolculuğuma gü - lüyordu. Ben, vapura bindim; ve bir el bavulu ile hafif tertib yola düzüldüm.... Cumhuriyet — vapurile gidiyorum. 'apur, boğazdan çiktı. Sakin bir| Küçük Dir şelâle lıp çıkan yolcu kayıkları vapurun| gaların üzerlmde, sapsız düran ka- etrafını almış yolcu bekliyorlar.. -| yıklar hep jbirden havalanıyor, ve Kayıklara binmek, ecel teneke - birdenbire çökem dalgalarla bera - sine binmek gibi.. Kadınlar bağrı-| ber boşluğa gömülüyorlar.. gıyorlar: En büyük marifet, kayıklar yük- — A, vallahi binememi,. Canımı| selirken, hemen atlamak ve muva - pazar da mı buldum? zeneninizi bozmadan bir yere çö - y aatınlmış. Ortada İsa;| Şakaklarda saç yoktur. Yalnız sol İlatlarla sıralanmıştır: adai Anan ruhunu kucağın- | nulmuştur. 1 bir çocük şek-| gözü görülür. Ve biraz aşağıya Ko-| (Sen Jan), Meryemin ayaklarına) İkapanmıştır. Sol elile ölüm döşeği lekler, öteye beriye) İsanın başındaki hâle iki parça - Ne dayanır. Sağ eli çenesindedir. ç Torlaş yaTarket bavârilere|dir. İç taraftaki gayrişeffaf ve do-| Bunun arkasındaki Matio'dur. Ü » Ü, Fakat; hiç birisi Mer-|nuktur. Dış taraftaki şeflaftır. Ve Süncüsü Timote'dir. biraz öne doğ- bozmüyor, |Kanadları katlı dört melek görü -|Tü eğilmiştir. Sen Timote'dan tab-| ki> İf el yüz yildanİnür. Bu melek erden, başları İsanim|lonun soluna doğru giden ufki bir e) h*7 yapılan İkonların / sol tarafına tesadüf edenler daha| hat üzerinde iki havâri ve iki kadın * Tokşe, Pümunesi olduğu- vâzıhtır. Sağda ve biraz yüksekte| Vardır. Bu eşhasın —sureti tertibi, N ı,mı“k'-'—'- |bulunanlar donuktur. Bunların “üs- / tablonun bu kımgını. sol tarafta gö-| 4 u Ğ tertibindeki usta -|tünde, omuzları — ârten göm)cklcr.i"“Lml)'E" bir soğukluk vörir. Na - Wıuı—n_ h“'-"n—-xır şimdiye ka-|alın arında bukleli saçlarını tutan Zarları hep Meryeme döğrüçevril- KA ilinen bütün ikonları birer şerit vardır. Çehreleri kadın Tiştir. Hepsi de soldan ve vücutla- bu tablonun tarifi: | simasını andırır. Tablonun bu kısş-|Tının yalnız ue kısmı görülecek bir “örmları gayrimunta -|mı kül rengi ve beyaz mozaiklerle| Vaziyettedirler. Kadınların — çehre- a ükli bir kumaş ör-| yapılmıştır. Başka bir renk kulla - leri yanyanadır. Başları tül örtüle- b gaştlyor. Örtünün üst nılmamıştır. re sarılmışlardır. Çehrelerindeki e- M l ÇAA kırmızisina çalan| — Hâlenin üst kısmında, gök altın|lem ifadeleri hep biribirinin aynı - bp Koyy , SAğiya sarkan kı -|renkli zemin üzerinde, kanadları a-s|dır. Yalnız ellerin vaziyoti - başka akii Menekşedir. Kenarları çık altı melek görülür. Başları pek| başkadır. Sağdaki birinci kadın çi- SAçaklarla — süslüdür.|küçüktür Ve kısmen, açık kanadlar | (Devamı 7 inci sahifemizde) çevrilmiş bir âğın üst kısmı | S dâire teşkil eder.| Yatırılmıştar. Altın | 'bir gömlek giyin-| M tül, saçlarını, alıı ıL_MWımeımııu. Elleri| B Ç *——hıq."p:“ kavuştu- e Gün y DSi sakin, fakat bi- ::%_Vğ—ecıııen kapalıdır. Baş y ha taz t zltkarı . tyey ökan Koyu Alman Sahr;esindg İngiliz Kraliçesi Bir Almı eti sanat âleminde yeni artistinin muvaflakı- lr hâdise M Yukarı olan kıs-| ol u:uıduı)_m_ışlşr Ba-| Kraliçe Viktorya, İngilizler için aa “n renkli bir hâle|hatırası daima hürmetle anılan bir dr) hükümdar oldu. Uzun sürenesalta- hay, u:,nl::fî"f”'— ortada 'matı zamanında kraliçe gecek husu- Y Erevelemikllnı nurdan| si hayatında ve gerekse siyasi ha - aa Sırtında, | yatında büyük büyük vak'alarla ltlarına — k; '; gömlek, |karşılaştı. Nazik zamanlar yaşadı. Serit varı u; lar çıkan|Genç iken ölen eşi kendisinden e- ha Mörye -İbediyyen ayrıldıktan sonra kraliçe B eden bebek ku-|için yalnızlık başlamış,fakat zeki hü- |kümdar bu şahsi teessürünü devlet ür sakıa bir sakallişlerinde daha çok çalışmak sure - &e ni ıınuî,'»a" Bözlerine| tile hafifletmeyi bilmiştir. ha * ol Sakağı '_vn:cyı—'kaa Housman ismindeki bir İngiliz N Bölgeler. İnce muharriri kraliçenin hayatını anla tur, » Yüz haya ile İneboluya kadar geldik... Ondan sonra hava patladı... Keli - mei gehadet getirenin haddi hesabı 50 bin doları ( Karel Lombar) ın da| elmasları çalındı Sevimli yıklızın paskalya yortu- ları münasebetile Fransada bulun-. masından istifade etmek istiyen bir açıkgöz, sahte bir vekâletname tan-| zim ederek san'atkârın bankada bu- lunan50 bin dolar parasını almıştır. Bir başkası, Karol Lombarın bü- tün elmaslarını çalmıştır. Bana;. Kaardenizin yldız poyra - m, karayeli vız geliyor.. Çalkan ba- bam; çalkan... Nihayet, Samsunu tuttuk... Li - man , yok, mendirek yok. — Apaçk bir yor... Üste de sahili sığ oldu - ğundan yüzlerce metre uzakta de - mirlemeğe mecburuz... Karadenizin dalgaları içinde, da- Dük“Dö Vindsör, Antip'le Kroa İNT şatosünu kiralamıştr. Şatonun bah- © İçesi altı hektardır. Bu şato, 1928 senesinde Sör Po - merua ve Leydi Bürtön tarafından * satın alınmıştır. Pomerua, gazete ciler kralı meşhur Huarst'ın - mesal arkadaşlarındandır. İngiliz matbü- atının en mühim bir grupunu idare için Londraya gelmti Şatoyu temelin” — yıkıtrdı. Ve iyeniden yaptırdı. n için de 38 Şi milyon franksarletti 15, milyon. 520 İbin Türk lirası): | Bina, beyaz mermetdendir. Ve $- ki katlıdır. Ününde, denize kadar inen bir çimenlik vardır. Deniz ke- harında, kubbeli güzel bir köşk pilmiştir. Parka mmüazzam bir kapı- dan girilir. Halis altından bir banyo! Şatonun alt katı geniş bir holden he KAT Ü ı ";ı, dol, ,,ı",'î bir. Biyik.İtmak Üzere bir piyes yazmıştır. Fa- * Ve gülida gümülü gözleş e- kat aradan epey zaman geçtiği hülde bu piyesin İngilterede sahne; e| ai karı Urla Parlar, *ân-İkonmasına ancak geçen sene müsaade edilmiştir. Piyes daha evvel J Ğ TaRG A Ve doğru b merikada bol bol oynandı. Nihayet geçen sene İngilterede de oynan. İken çâım.. Üai “'“Ş'S- İtak- ' mağa başlandı, Kraliçe Viktoryanın hatırasına çok hürmet edildiği işin nı!rı-,, caçtinde n'atkârla- / onu sahnede temsil etmekte şimdiye kadar tereddüd gösteren İng Yt fablç lizler nihayet bu piyeste bu hatırayı incitecek bir şey görmemişler ve l -|temsil ettirerek seyretmeğe başlamışlardır. Avrupada, Ameribhada | büyük bir bir alâka uyandıran bu piyesin adı <Regina Victorias dır. İngiltere içesinin hayalını gösteren bu piyes, Almanları da a âka- ,,, |dar etmiştir. Çünkü kralıçenin genç iken ölen kocası Prens Alber bir hâle| Alman prensidir. H Te çizi Alan sahnesinde ikraliçeyi temsil eden artist İreno Meyorv.orf'un | akaleler,| muvaffakıyetini yine İh san'at mecmualar takdir ediyor. Sugün- "uzda bu'lerde san'at âleminde yeni bir hâdise teşkil eden bu temsilden bah « sederken şöhret kazanan artistin de resmini koyuyoruz. Oraj Ve e İti p Dtkar, Maşı, YAK haf &kı,m: H gölgeli bir LEz bir çizgi Pa #Rmarel, evoey MMaralı Terda mu üahaları: tar, Sİki g Pıkymı ibaretlir. Burada elektrikle işliyen bir org göze çarpar. Birinci katta banyolu sekiz oda vardır. Banyolardan birisi halis al- tındır. Küçük bir parçası, geçenler- de çalınmıştır. Kore şatosu, geçen yaz David Veyl tarafından 1,500 İngiliz lirası- na kiralanmıştı. Veyi, mukaveleyi bu yaz için de teedid edecekti. Fa - kat, Dükle Düşese huş görünmek için vazgeçti. Dük Dö Vindsor, her türlü masa- rif kendisine aid olmak üzere şato- | (Devamı 6 met sahifemizde) | Dük dö Vindsor'un Üç sene için kiraladığı şato, 38 milyon frank kıymeiinde ve gayet muhteşem bir binadır. Kocası hiddetli, hiddetli söyle - niyor: inmem ne demek? Trabzona gidecek değiliz yat.. Beri taraftan cevab veriyorlar: — Trabzona da gitseniz böyle ha nımefendi!.. Orada da liman ve mendirek yok!.. Hakikaten, kayıklara binmek ko- lay değil, ancak iyi bir cambaz ol- imak lâzım. İki üç metre birden yükselen dıl; reklenmek. Ben, benim gibi cambaz olan - larn kayığına atladım... Dala, çıka sahile yanaştık... Samsunu ilk görüyordum.. Şirin bir yer.. Bir arabaya atladım... E - limdeki adresle tanıdıklardan bi - risinin evine yollandım. Zaten, ge- leceğimi biliyorlardı. Hoş beşten sonra; sokağa çıktım. Maksadım bir otomobil bulup hemen öbür. gün sabah, sabah yola çıkmak... Çarşıda dolaşıyordum.. On — bir sene evvel otomobil çok az, hatta tek tük... Nihayet, bir otamobil . buldum Şoför, beni görünce buyur etti. Kelepir bir müşteri zannediyor - du!.. Şoför sorüyor: — Beyim, nereye gideceksiniz? İstifimi bozmadan cevab verdim: — Elüzize!. Şoför, inkisarı hâyale uğramıştı. Elâziz bu!.. Boynu büküldü. Nefe- si kesildi. Kelepir müşteri heyeca- nni taşıyan rengindeki — porabelik soldu. Kısık bir sesle: — Ne mümkün efendim! — Neden? Parasile değil mi? Ben kaç yüz lira olursa verecek- tim... Şu mukabelede bulundu: — Para işi değil efendim bu!.. — Peki ne işi ya?. Amasyaya kadar götürebilirim; ğer, Tokat, Amasya yolu karla ka- panmlamışsa nihayet; Tokata ka - dar,.. Ondan ötesine imkân yok.. Hiç Kaz ovası, Çamlıbel, yol verir mi bu frenk icadına?. — Haydi a canim! Korkma, hiç olmazsa beni Sıvasa kadar - götür, Kaç İira istersen veririm.. — İmkân yok beyim!.. Otamobi- lin parasını da versen gene gide « mem... Kardan evvel giden arka - daşlardan bir kısmı Malatyada, bir kısmı Sıvasta, bir kısmı Elâzizde, ve daha bir çokları, Kangal ve He - kimhan gibi yerlerde “dönemeyip kaldılar.. Hergün ailelerine telgraf geliyor.. Hazirana kadar oldukları yerde kalacaklar.. Vay hallerine!, |Allah, bana acdı da Samsunda kal- mıişım... Baktım olacak şey değil, birkaç yere.daha başvurdum, değil otoma- bil, araba bile bulamadım. Nihayet, sabahısı herçibadabad Samsun, Amasya şimendiferine bi- nip Amasyaya geldim. Bir akşam Yukarıda; Dük dö Vindsor'un Antipde kiraladığı şatonun cepheden gö-|üstü idi. Bavulumu kucaklayıp ha- Tünüşü, Aşağıda solda: İsveç kralı, bir hastanın elini sıkıyor. Sağda; tın birisen kapağı attım. Ortalık- Prens Bernar dö Lip. ( Devami 6 inci sayfamızda )