— M— SBONTFLOGRAR — 15 Nisan tesa AD AOA Iş ve tahsil hayatında muvaffa- kiyetin sırrı nedir ? Karşılaşılan müşküllerin sebebleri nelerdir ? Yazan: Suad DERVİŞ Ders senesi soğü yaklaşıyor. Bir| külâ büçük iki nra tahsillerini ik- mal eden gençler tesadüf ettiniz? IV — Tecrübelerinize göre söyle memleketin yiniz iş hayatında muvaffak olmak ordusundaki saflar için ne yapmalı? leket iç iyacaklardır. x müfit * me hayat n mı lan bu Şimdiye kad çinde ikm dilecek bu neslin kendi kendilerine sordu lır. Bunlarn 1 İş bulabilı 11 — İş hayatını külâta tesadüf edex ek miyim? ne gibi müş- ğim, Iİ — Bir iş bulmak için nerele- re başvurmak lüzım? IV — Hayatta muvaffak olmak malıyım? * Bayan Şükriye O gençler bu sualleri kendi ken-| Bu suallerime aldığım Gevapları dilerine sorup dururlarken ben bel-|Büyük mali bir miülessese memuru ki onların zihnindeki bu istifhama| Siek'nüni bir çevap olabilir zannıyle kendile-i Ça Ve rinden birkaç sene evvel tahsille| — Evet bundan dört seni eyvel ini ilmal edip iş h_y_m“'_m"'mm tahsilimi bitirdiğim vakit “Hemen olan genç kiz ve genç erkeklere mü| S9mak arzusunu gösterdim. , Ak- racaat ettim ve onlara şu sualleri| “APalarımdan birinin tanidığı bir gu şekilde sordum: _'““'ç ']“' ŞERE A lf:î“ı"“ N İrE Ka a evleneceği için terkediyormuş... M :“’;î*::’;':m:ı'îf:'“ *onralBurada bir boş yer olduğunu du- Te sakllalü yunca müracaat ettik, imtihan ol- imak için nerelere mü-(dum. Kabul edildim. İlk müracaa- Tacaat ettiniz? tim buraya oldu, Başka yere mür İ Öğöt... Bu gece de ne kadar sinirliyi: yapacağımı bilmiyorum. Kitab okumak istedim, oku- yamadm: Ne iş olursa olsun, bir şey yapayım... de- dim, yapamadım. Beynimin içinden, gözlerimin önün- den şu Ömer belâsı bir türlü gitmiyor. Herif odanın içinde yokken bile karşımda duruyor zannodiyorum. kâbuk basıyor, ter döküyorum; başımda ağrılar, san- cılar başlıyor! Hastalık nedir?... Bilmezken iki üç gün içinde hasta oldum, âdeta eridim. Tartılmış ol- şam mutlaka beş kilo eksilmişimdir!... Ne yapayım, bu'belâyı başımdan nasıl savayım?... Elimde olsa: — Gel, Ömer... Bu gece seninle kalacağım... Bâşka, istediğin her hangi bir zamân da beraber kal- mayı kabul ediyorum... Vecdetle evlenmeme mâni olma... Diyeceğim; Bundan başka çare kalmıyor. Sinir, inad ve azim muharebesini en nihayet kaybedip bu vaziyete düşmekten elim bir şey olamaz! Bu zâfi tecrübe değil, aklıma bile getirmek istemiyorum. İşte, dünyada: bedbahtlık buna derler. Bundan daha beter talih olamaz. İnsan tam, saadete kavuş- tuğunu, mes'ud olacağını zannederkeh, birdenbire azabın en hışımlısına uğruyor, kan ter döküyor! Böyle hayat, olmaz olsun... öptü, evden çıktı, ve seven erkek bö) — Ne yaptın, Hayir... Hem piyorum. 19 Temmuz Bir bu gün var, bir de yarın. Öbürgün tamam. Hâ... Davetiyeler, her şey yerli yerine dağıtıldı. Vecdet Dedi, ona da: — Karıcığın ğin kalmaz yat... öbür akşam da artık bir diyece- Dedim, başka AN GENÇLER Diyerek bu sabah boynuma sarıldı, beni öptü, ayrılmak istemiyordu, fakat, işleri varmış. Öyle şen, öyle çılgın, öyle mes'ud ki... Bilmem, her evelnen rece ifraat düşüyor?.. Fakat, Perşembe yaklaştıkça, benim de aklımı oynatacağım geliyor. Ömer, dün akşam, yine sordu: Cevabını verdim. O, ne söylerse ben zıddını ya- Sakın davetiyeleri dağıttırma... Sonra, karışmam — O benim bileceğim iş... Almanyanın En zengin Kızı Önümüzdeki yaz Almanyada pek mutantan bir düğün yapılacak: Sü- YZ O R lısı — Madmazel - Halbahın dü- Fon Frençle ni İrmgard Fon Hohi iğünleri... Retç Fon Frenç silesi, Almanya- İnın en eskisi zilelerindendir: 1900 de bininci asalet unvanını alışlarının da 250 nci sehlerini tes'it etmiştir. tasında da yâlın bir kılınç... kacak olsam başka iş bulmak için eski olmamakla beraber çok Ş yorum, İş hayatında rastladığım müşkülât, yani bana müşkül gele: şey şeflerimin karşısında küçük olu şurdur, izah edeyim: İş hayatında $, din erkek farkı gi Şef şeftir maiyetir vardığı zi memur da ondan küçüktür. Halbu- şahık impat ki bu bizim iş hayatındaki ÖĞRERNE Tebki nkanın içindeki hüviyetimizdir.| Her Hitl, |Halbah, B Krup'un ümümi nili ve Krup fabril disiplin ister, zetilmez. yani 'adin şahidi er ol da da diğer bütün kadınlar gibi ol-| Alfred Krup Tüüessesele mamız lâzım, Meselâ bir cemiyettelevlâdı olmadıği için, kızları ederler. Binsenâaleyh, Irmgrad Al manyanın en zengin bir varisidir. idare rastgeldiğimiz - zaman: bayanlara gösterdikleri ti göstermeleri pek tabil vapur. iskel birbirimize bize Steki hür malıdır. Sonra Anası vefat ederse kendisine kalacaktır. ol- bütün — servet sinde, tünel turnikesinde birbirimize rasi ladığımız zaman o gef nasil tanıı hattâ hiç tanımadığı bayanlara vermek için geri çekilirse için de öyle yapmalı, yani selâm ve- reçek kadar tanıdıktan sonra he- men önümüze geçmemelidir. İş ha- yatında belki çocukça bir his- fakat ceye Mübatöni “öde beni en-ziyade üzen şey... Hattâ ilk|jemiyordum. Gazetelerin ilân sahi- çalışmıya başladığım altı ay içinde | felerinde iş ilânları arıyordum. Mü- iş hayatindan çekilmeğe karar ver-| “3czat edecek yerleri bilseydim her İdirecek taddeye getirmiş olan - şey|kalde bir buçük sene işsiz kalmaz. AŞt |dım. İşi bir tesadüfle buldum. Bir İş hayatında Müvalfakıyetin Ssır-| 2-kadaş vasitasiyle o da tesadüfen Tına gelince bunun.formülünü” * iyi çimdi' çalıştığım " thüdesesenin — bir. Bilmiyorum. Yalniz. -şöyle tahmin| memura ihtiyacı Glğüğünu duymuş, ediyorum. İş hayatında muvaffakbeni pek kılıksız görmüş olacak ki Jolmak için sabır, neçe, sebat, ta-/halimle alâkadar oldu. O gün mah /hammül ve- hüsnüniyet lâzımdır. cubiyet gösteri te halimi söyle - Lıauıı.ın bunları cemedip bir de bu.İmeydim yine kimbilir kaç sene daha ha meram ilâve ederseniz muvaffak (Devamı yedinci sahifede) “lolmak çok kolaylaşır. Maamafih $i (buna şansı da ilâve edeceğim. İş ha- YOl| Datinda şansın büyük bir rolü var- Memur Bay Ahmet Güner ahsilimi bitirdikten sonra iş ak için müşkülât çel bu havuza atınız! Lord Redesdal'in kızı az kalsın Londrada linç ediliyordu. Londra'da, Hayd Park'te, her pa-| - Polisler, bir gurubun — ortasında |zar günleri hatibler, masalar — ve| çırpınan bir kadının imdadına koş- |sandalyalar üzerine çıkarlar, halka tular. Bu kadır! Hitler'in met |konferans verirler. Bu pazar, Lordlar Kamaras mu halefet garubu şefi Sör İstefan Krip| İspanya Meselesinden — bahsediyor, partisinin fikirlerini anlatıyor; eİs- panya'yı kurtarmalı'» diyordu, Bu sırada bir gürültü ve: — «Ha- vuza atınız, havuza...» diye ba - ğrışmalar işitildi. ftun - İlarındandır. Her yerde kendisini ta- kib. &der. Hitler ona: «Küçük Val- kiri» ismini vermiştir. Lord Redes- dalin de kızıdır. olan İngiliz kızı, polisin himaye — ve; halkın eyuha,üları arasında; park: tan çıkmıştır., y gitti. Bir türlü gitmek, yanımdan — Gığı bir lâf var: iyle rüldir, yoksa Vecdet mi bu de- — tüfürt... söylenip düruyorum amma; cağımı, Ömer'in silâhlarına hahgi si) hâlâ Vecdetle bozuşmadın mı?... — y Gi kestiremedim. de bozuşmıyacağım başka bir $e de kalmadı. Davetiyı göre Ömer şimdi ne yapacak?... Bunların hepsi bu dakikada meçhul!... Bakalım ne olur?... Kadere razı Jâf söylemesine fırsat vermedim, — olacağım.. Dün ve bugün | ÜÇ GÜNLÜK HİKÂYE vari mülâzimlerinden Baron Rertç| Aile armasında'bir arslan, bir man- da, üç karatavuk ve bir de erkek| y yordu, domüz yavrusu vardır. Bunların or- Nişanlısının arması pek o kadar orada boyaları dökülmiye, rengini ya-| nereye müracaat edebilirim bilmi- n dikkattir: Büyük bir top resmilhenüz si vardır. Zira, İrmgard Fon EBohlen - parçası oturuy topa tultan meşhuür de / Yalnız dile geimişlerdi.. Onun için “| mazsın. Hitlerin “Valkiri,, sini N — İş hayatında ne gibi müş-İcaat etmedim, Esasen buradan - çı.| Saçları bözulmuş, Blüzü yırtılmış | Selim beyin çvine gittim. Kayınbabamın çok kullan- Afurt tufurt.... Bunu kafa tutmak mukabilinde söylüyor. Ben de Ömere karşı: Afurt Böyle vaziyetlerde söylenilen matuf tâbiriyle Yü - murta da deliğin ağrına geldi. Hâlâ Ben, ne yapa- — Davetiyeleri sakın dağıttırma.., Demesine de aldırış etmedim, Hepsini yolladım. Nikâh ve ziffaf Selim beyin evinde olacak, - GCeriye Ben seni Babanmışıf Rııı_nıı_#d ELİF NAZ A Nusret Şara Coşkun ee Derhal tanıdım... Ne kadar benziyordu annesine kafamı o la- rafa çevirmemek istedikçe, inadı- na, ve gayri ihtiyari gözlerim ka- Ruhumu, önümdeki tuşlar ka - dar nasil locaya bağlamazdım - ki, kaybetmiye başlayan hâtırlarımın, kleşmemiş, en canlı bir i| Bütün hayatım boyunca sevdiğim ve unutamadığım kadın ... Piyano benim konuşan dilimdi. Onu gördükten sonra büsbütün ecanlandım. Artık tuşlar 20 yıl nile ses veriyorlardı. | |salıyordum. Yirmi yıl evvel ... Birbirimizi seviyorduk... Bu sevgi çocukluğumuzdan beri devam ediyordu, Benim musiki tah- silimi ikmâl etmek için Viyanaya kadar gitmem icab etmişti. Ailece tanışıyorduk, Ellerinde bü- yümüştüm, Gitmeden evvel baba - İsından istedim. Nişanlanacaktık... Döndüğüm zaman da; düğünümüz olacaktı, babası; fikrini açıkça yü « AAA ç “vmez değilim!,.; Fakat; hiç de gözüm tutmaz. İyi bir koca ola- Hele; kızım gibi garip bir mahlüku mes'ud edeceğini hiç ak -İdik Viyana'da bana gelecek para| — Sana başka kız mi lım kesmiyor. Sonra; tuttuğun yol,Vile ikimizin geçinmesine imkân yok|nım! dedi... Avrupa görmü, yol değil, çalgıcı olacaksın! İkini - 't Nihayet karar verdik ...Beni dö-|delikanlısın... Sana kim zin de; açlıktan nefesi ” kokacak!;| nüncüye kadar bekliyecekti, mez?... Biraz sabret hele... git, tahsilini bi-| 4 , ) . l5 güğüm gün bizim -| Bu; dehşetli bir suktü ; gün y tir, gel ıdıın,okmyı niyet emğmlmm telâşlı bulmuştum. Bir düğü-|benim için... (886; kısira multidir. 'ne gitmiye hazırlanıyorlardı. Kem-| - Yıllarca. Bunun tam bir Yed cevabı oldu - BUSARÜ bülini birbir. |muştum. ga Teti Te aa aa üzüne bakarak, kızardılar..| — Düğlme beni öe gürükü Başbaşa verdik, saatlerce düşün -| y aet R ©O bembeyaz duvağı içindi dük, müzakere ettik. Kaçalım, de -| bozardılar... Nihayet dadım: külâde idi, Yalnız iki kelifif lemiştim: Bu akşam SAKARYA sinemasında — Tebrik ederim! — Tahammül edemıdl; GRACE MOORE'un CARY GRANT ile | (. Ysyostum. Babası beraber çevirdiği En lüks... En şen. Ve en fazla musikili ve Fransızca sözlü YALNIZ SENİN iÇiN Filminin ilk büyük iraesidir, Bu filim, bütün dünya konserva- rına mensup et büyük musiki san'atkârlarının - iştirakili İNew-York'da yapılan büyük festivalde çevrilmiştir. GRACE MOOR! *TOSCA» , «SCHUBERT'in SERENADI-, «MARTHA» ve «LA HA- BANERA» şarkılarını muhrik ve tatlı sesi ile teganni edecektir. İlâvetet: EKLER JURNAL ve «#«İLKBAHAR GÜZELLİĞİ& çol İgüzel bir silly senfoni. Yerlerinizi evvelden aldırınız. Telefon; 41341 ARŞIN MAL ALAN Türkçe sözlü ve şarkılı şark opereti Yakında s 0 M E R Sinemasında — Gece yarın — “Vedad evden çıktı İki saat geçmeden Ömer geldi. Hiddeti yüzünden —akıyor, odadan — içe - ri giter girmez, karanlık gözlerinin içinde şimşekle - hen o her vakitki nemrut hısla tepeden tirnağa 'be- Hİ göyle bir süzdü; yanıma geldi : T Duvetiyeleri gönderimişsin Vicdan?... Dedi. Vaziyetimi hiç bözmadan, soğuk, tabii eda ile cevab verdim: Evet gönderdim... Öbür akşam nikâhımız kı- yılacak. —Yat... Bir saniye sustu, sonra kızgın, dediğini yaptırta- miyan bir cadalozun tesirini andıran haşin ve kaba bir sesle: — Fakat, ben sana davetiyeleri dağıttırma de - memiş miydim?... Niçin sözümü dinlemedin? Dedi. — Vasiye ihtiyacım yok da onun için bildiğim gi- bi yaptım... . Amma, bu sana çok pahalıya mal olacak... Fena halde içerledim, — Haydi oradan... def'ol git... Der gibi bir suratla: — Allahını seversen Ömer sus. Seni dinliyecek vaktim yok. Neye mal olursa olsun... kararimdan be- ni vazgeçirtemezsin... CU | v — Delikanlı.., Haydi bak di göster kendini. Seni dinli tiyoruz. Hâlâ şaşıyorum. Göğsündü) rek arkama bakmadan niçif / madım... cevab vermeme bırakmadı... Ortaya çıktı: — Dostlarım, Viyana'dan gelen genç san'atkârı dinlef siniz, diye davetlilere beni di tuvarlar Alkışlayorlardı. Çalmak değil, piyanonuf ( kadar gidecek halim yoktu- /| rim kararıyor, dizlerim titri tarafı şekilli bir tül perdenii |sından bakıyormuşum gibi nak görüyordum. Ona baktıff”" lerile yalvarıyordu. Güçlükl? İyanoya doğru yürüdüm. (oturmadım âdeta çöktüm. Ellerim tuşlar üstünde defa gidip geldikten sonrâ, kâr arkadaşım piyanom, İ fısıldamıştı sanki... — Haydi dostum kendint ve... ayni parçayı.., son K cesi onu locada gördüğüm / çalmakta olduğum parçayı parça parça-ederek çaldım- zaman ona baktım. Zaten 'ondan başka kimseyi görmi Gözleri yaşlı idi. Fırladım-" kamdan kovalıyorlarmış #P) desümü almak için gardr! tum, Kapıdan çıkarken tık: bir Çok mu ıztırab çekiy! g) Gözlerinin içine baktım: kışta her şey vardı. İyi yorum. Eve döndükten ha kadarpiyanonun başın madım. Kuruyan gözlerim İ|piyanom ağladı. Hıçkırık! İnan kalıbı içinde omuzla: tılar. Bir gün onu ımm:? dum. Galiba iki saat kadar lanlattı. Kabahati olmadığın!” den ümidini kestiğini... Bi israçını ...maddi vaziyetlerini zukluğu dolayısiyle bu izd (Devamı 7 inci sorlu ne olacak'., lâhlarla mukabe- eleri dağıttığıma