Kan Emen iİnsan İngiliz sularında | Balık avlıyan Adam — Alman amirallerinin is- tediği en kıymetli malü- matı mümkün eolduğu ka dar az bir zamanda elde ederek onlara yetiştir- meğe muvaffak oldu Lâkırdı dönüp Gdolaşarak — yine (Alman casuslarından meşhur bir a- dama geliyor- Umumt harb başla - dığı zaman Almanların casusluk iti- barile ne vaziyette olduklarına dair bundan «Son Telgraf» ın bu sütun-| larında malümat verilmişti. Fakat muharebe devam et- fikçe iki —tarafın —casus — teş - kilâti da birbirlerile gizli ve şid - Betli bir mücadeleyö girmiş bulu- huyorlardı, Bunlara şimdi kan e- Taen insanlar diyoruz. Almanlar bu müçadelede geri kalmamak üze- Fe Casus yetiştirmek maksadile mek feb açmışlar, seçme casuslar ye - tiştirerek lüzum gördükleri yerle - Te yollamışlardır. Bunlar bundan evvel hep yazıldı. Şimdi söz sırası yine Almanların meşhur casusla - tından birine geliyor. Fakat — bu Çasusun faaliyeti harbden” evvelki| p zamana alddir, Fakat çok da evval-| ç ki Zamana değil. 914 senesi Tem - müzundaki çok buhranlı, helecan - İt devre aid, 1914 senesi Ağustosunun başında | (Devamı altıncı sahifede) Esrarlı bir cinayet Mdaam Garrig; kocasıni Öldürmek için Divanın altın- da saklı mı idi ?.. “Beni aldatan kocamı nezaret altında bulunduruyordum ,, Fakat öldürdüğünü inkâr ediyor. Bir bânkanın genç müdür mua- vini olan Fernan Dölarisin, Pol Du- mer sokağında 37 numaradaki apar tıman pençereleri gece yarısına ka- dar parlak ışıklar saçıyordu.. Gece sükünet içinde geçti. Binanın sahibi madam Pons, ban- ka direktör muavininin her günkü saatte dairesinden çıkıp işine git- mediğini görünce merak etti. Yu- karı çıktı. Apartımanın kapısı ara- lıktı, İtti, içeri girdi. Korkunç bir manzara karşısında kaldı: Mösyö Dölaris kanlar içinde, ya- tağında yatıyordu. Kafasına isabet eden iki kurşunla ölmüştü.. Odada hiç bir silâh yoktu. Cani öteyi be- riyi karıştırmamıştı. Her şöy yerli yerinde idi, Katil ile maktul ara-, sında bir mücadele olduğuna delâ-|nen ve boşanmak üzere olan Ma- let edecek bir şey görülmiyordu. . | dam Suğan Karrigden şüphelendi, İKİ DEFA TALÂK! | 38 yaşında olan Dölaris, ilk defa Dölaris bir fâetanın kurbanı ol aslen İtalyan olan bir genç kızla müuştü? Daha dün, arkadaşlariyle| evlenmişti; -Az sonra ayrıldı 20 ber yemek yerken pek neşeli| İlkkânun 1936 da, zengin bir adam- ünüyordu. dan boşanan madam Suzan Karrig| Maktulün, sevda hayatı biraz gü-|le evlendi.. rültülü olmuştu. İki defa evlenmiş,| Madam Karrig uzun boylu, gayet iki defa ayrılmıştı. Zabıta, tahkika-| güzel bir kadındı, Perpignan baro-| tına Bu cepheden başladı. suna kaydolmuş ve büyük bir şöh-| ne evvel, Dölarisle evle-'ret te kazanmıştı. | ,ğ | L ( Haftalık bir Fransız gazeteşinin neşretti müstakbel harp- İlük a lar korkunç olduğunu unlatmak isterken Parisi ele alıyor GELiRLERSE ve, bir tayyare hücumu neticesin-|le kırlara döküldü, Siyasl vaziyetin de Parisin düşeceği vaziyeti anla-| gergin olmasına rağmen herkes gü- tıyor, )lüyor, baharı tes'it ediyordu. Büyük harplerin yakın olduğu, «Akşam yorgün argın evlerine söylenen bir zamanda bu yazı ne|dönen bu halk, yemeklerini yedik- kadar tüyler ürpertiyor.. ten sonra çocuklarını yatırmışlardı. *O Bene ilkbâhar vaktinden ev-| Masanım önünde kahvelerini içiyor| vel geldi. Ağaçlar çiçeklendi, yer-İlar, istikbalden — bahsediyorlardı. ler yeşillendi. Sanki tabiat şenlik| Gece yarısı... Köca Paria derin bir (Devamı altıncı sahifede) “kendine mal etmişti Bunu öyle bir SÜT diyor Dölaris, çok şen ve eğlenceyi se- varda bir adamdı., izdivacından birkaç ay son- ra, karısinın gebe olmasına rağmen mahkeneye müracaat ve talük ta- lebinde bulundu. Zabıta memurları maktulün oda- sında yırtılmış bir fotograf bulmuş- lardır.. Sonra, salondaki büyük di- yanın ortası, bir adam sığabilecek kadar yırtılmıştı,. Tellerinde tel saç ve bir parça kumaş vardı Kari ve:kocayı ayıran sebepler-| İlen birisi para idi.. Dölaris, karısı-| yun şahsi servetinin bir kısmını kurnazlıkla yapmıştı ki mahkeme| mdisidihakhı çıkarmıya mecbur Kalmıştı Madam”' Karrig; talâk karari ve- rilmezden'evvel kocasını öldürmek bu suretle kaybettiği serveti yeni- den ele geçirmek mi istedi?... Son' zamanlarda, Dölaris karısile| barışraak arzusunu izhar - etmişti. Madam Karrig bunu biliyordu. Ci-| nayete sebep kışkançlık mi?, abitaş'bü iki ihtimali de varid| görüyor, Sörgu hâkiminin banaa-, tine göre, madam - Karrig Övanın| altına saklanarak kocasının avdeti-| « ni bekledi; onun soyunup yattı; uyuduğunit görünce saklı —olduğu yerden çıktı. Ve iki kurşunla öl- dürdü, Müâdam Karrigin oturduğu apar- tımanda Yapılan araştırmada zabı- tayı tenvir edecek bir şey buluna- mamıştır. On bir saat devam eden bir sor- gudan sonra madam Karrig, cina- yet gecesi Perpignana gittiğini ve (Devamı altıncı sahifede) Jübilesi münasebetile Halk sahnesinin yirmi dokuz gıllık, Herdem taze Jönprö- miyesi: Eyüb Sabri.. Sara Bernar elliyi geçtiği halde genç kız rolleri oynuyor. Eyüb Sabri de 47 yaşındadır. Ve hâlâ genç âşık rolüne çıkar. Yazan : NUSRET SAFA COŞKUN yedi z Lenomiere Ben ilk zamanlarına yetişmedim, | liyebiliriz, Kırk at yaşları benim-| Sara Bernar e rakkamlarla| geride bıraktı temin|leri oynuyorsa, E, bilmiyoru: 5: bugünkü halk sahne-İlâ genç yegâne Jön prön yüb-Sabri 25 yıl v & nidir, Bu bir rubu as 'w'»v!.' | disine ba Hâlâ genç ve ayni adam!. Diye hayretlerir medi 1307 doğumlu Syüb Sabrinin yarın | akşam tiyatraya intisal 1 dönümü kutlula çin Manevi bir çök feda- ar yapan, Takal fizik yapılı- / hiç birşey kaybetmiyen bu rdem taze sün orum ki rın akşam da duğu gibi yine a« cu y Sahne kârlık! unca ol- ” jön prö- miyeye çıkacak şit, jübilesi münasebe tık nizı saklamağı dana çıktı!» der bu aşları ifşa etmek için müsan mal hepsi mel Müdem ve: iddia ettiği, rcık ve parlak saçlarına medyu y bir ağızdan kaçırış ; şu halde, onun da y alnız güzel değil, ayni zamanda gü- zelliği kadar sanatkârlığı ile de meşhur artisti, Meg t kardeşim» isimli bir filimi "çevirdi Pilim geçenlerde bitmiş Pariste Sen Mişel tiyatro- sunda matbuat mümessillerine gösterilmiştir. Paris gazetelerinde ve mecmualarında okuduğumuz yazı- İlara göre bu filim fevkalâde güzelmiş... Senaryosu, vazı sahne edilişi ve oynayanların gös- terdiği muvaffakıyet itibarile bu dört başı mamur yaşındadır, çoktan | - 1 halde genç kız rol- i de bâ- fşık rollerine çıkıyor. Bunu| ” (Devamı 6 ımci sahifede) |rine Greta Garbo geçmişti, 5B —-SONTELGRAF — 28 Mart 1938 KARDEŞİM MEG LEMONNiER'iN ÇEViRDiĞi YENİ FiLM COP #EĞENiLDİ. « S muvaffakıyet filme senenin en güazet th verdirmiştir. j Kısmet olur da, gelecek sinema mevsiminde bu filmi İstanbulda seyretmek fırsatımı elde Fransız gazetelerinin hararetli neşriyatının line masruf olup olmadığını anlıyacağız,, Bu mi sebetle sevimli artistin bir resmini dercediyorut. Bize öyle geliyor Kf «Süt Kardeşime den daha gü- İzel, artistin kendisidir. — yanın ea çok takdir DÜŞ B Bya ““İ Ce sevdiği bir yı *— | — Acaba bu Greta Garboj M Lutr İ Güstavseni Leopol İstokovaki - İle tirleştirecek olan Ravello belediye ı relsinin önünde ölecek mi?.., | M, Luiz pek sadedir: ... Güstavsenin — hikâyesi Istokholmde, fakir bir ailenir Oçüncü kızıdır.. 1927 den-evvel bü- Yük bir mağazada çalışıyordu, Res Mi ilk defa, ucuz elbiseler katalo Hunda görülmüştü, Bir erkek, bir de kız kardeşi var- rgerit konservatuvar kür: gn aderken Nî!(ıııı İstiller. EVLE | K Leopol Stoviski de, İsveçli sahne vazii Mo- uda giderken Mar- İraber götürdü. Ve firmasına kabul » İettirmiye muvaffak oldu. 1928 di tra şefi Leopol J: tovski, Napoli civarında Ravell: y sevgilisi e bul İtu, Bu; ön üç sene evvel TIstill rafından Amerikaya götür n dünyanın en mı kadındır. Moris Istillerle Leopol Ist birbirlerine benziyorlar: 1 da öyle, Sonra çehrelerinin ifadesi, tavır ve |hareketleri de birbirinin ayni., Ah-* lâkan da aralarında bir fark yok.. Greta Garbo — -)le tanıştı.. Istiller, İsveçin en maş- hür sahne vazilerinden idi, G , 1927 de geldi. 1 1937| kıza (Kosta efsanesi) adlı filimde ri arasında M. Luiz Güstav.| küçük bir rol verdi., n bahseden yoktu, Onun ye-| Bu genç kadın, aktris değildi... Dün-| — (Devamı 6 uncı sahifemizde)