Ü gz cerrrrerrr — zümteri vesa Sevdiğimiz, sevmedi- YAR v .. Nem Ve « A cerrrref - ğimiz e Sevdiklerimiz : Kibar, cessur, cömerd, hirçın, iyi kabbli erki Sevmediklerimiz: Kendini beğenen, korkak, hoyzat, kararsız, bayağı erkekler ve jigololar. -i Cömert erkekler Ah! cömert adam ne kadar hoşu- Muza gider, cömert adamı ne ka- Fakat, şunu evvelden söyliyeyim: Cömert adamların hepsi zengin ol- madığı gibi zengin adamların ço- u da cömert değildir. Cömert adamı hepimiz severiz. Zira ©, bizi hoşnut etmesini, bize kendini #evdirmesini bilir. Cömert adam; hesabi değil çok İyi kalblidir. Elinde olunca verir. Verecek bir şeyi olmayınca da tat- h ve okşayıcı sözlerle oyalar. Zengin ise etrafındakilere küçük hediyeler dağıtır. Bu suretle kalb - dırır, Bu dostluğu iİdame ettirmesini bilir. iyetsi: m, bunun için ısrar eden cömert vardır: kendisi için bir lar için sarfetmeyi düşünür. adam; kendini zengin sa- Yar: hakikaten de öyledir: Ruh, kalb Muhabbetimizi artırdığı kendini da- |giliz gazetesinde Vasmus'a Zengini! Cömert adam hodbin değil-. diğimiz bir zamanda terbiye elme-| sini bilir ve bizi memnun bırakır. Arayıp da bulamadığımız küçük Potra kutusunu mutlaka bulur, ge- tirir, Sonra bu şeyi size öyle neza- ketle verişi vardır ki, Bu, ya — bir Şiçek temedi arasında snklı, — veya| bir bonbon kutusu içinde gizlidir. Demeti koklar, kutuyu açarken, bu Çok atzu ettiğimiz şeyi görünce ço- tuk gibi sevinmekten kendinizi a- İamazsınız. Sizi sevinir görünce o da sevinir, Cömert adam; şuna ve buna, şu #ya bu sebeble kin de — beslemez | » veya bu bahane ile kimseye gü- * z Bir haksızlığa, bir yolsuz - | <A maruz kalsa da pek çabuk af- feler. Çabuk affettiği kadar da ça- Ü k unutur. Dostlarına hizmet et- | yardım ve muavenette bulun-| sever. Çok defalar düşman - - da yardım ettiği, muavenet- alunduğu vakidir. v Sömert adam; fitraten cömerttir. ten, kalben zengindir. Bu öyle bw zengilktir ki üzerinde dünyanın bütün krizlerinin tesiri yoktur, o - lamaz... AÂziz okuyucularım, temenni ede- Yim ki talih, karşmıza hakikt — bir cömert adam çıkarsın. Öyle bir cö- Mert bir adam ki bülün mükâfatı- ma, minnettarane bir teşekkülde de- Bil gözlerinizin memnunane bakış- larında, dudaklarınızın gülüşlerin- Ge arasın!... Bor;landığımız, sevdiğim erkekler aZ Hırçın erkekler Hırçın adam; zannolunduğu ka- © fena değildir, diyorsunuz. Pe- ki.. Fakat,, iyi tabiatlı da değil - Gir. Titiz, kıskanç ve daima mü - tehevvirdir.. Erkeklerin kalbinde şiddetli duy- Bular, derin hisler uyandırmaktan Pek büyük bir zevk alırız. Ve hır- gin erkek bize, bu hissiyatı, bu düygüyü uyandırdığımız — zannını vecir. Hırçın erkek; karısına, sev - gilisine karşı koymayı «kafa tut - Mağıs çok iyi bilir. Bilhassa haksız Ve kabahatli olduğu zamanlarda... sile meşgul olmamızdan, ken- DA3ASTYAROR — T PF — 21 Mart 10238 Sinema Yıldızları Ne kazanıyorlar? Amerikada çıkan ikuriplay mec- muasıeyıldızların kazançları»başlığı 'altında bir makalede yıldızların haf talık kazançlarını yazıyor: Mae Vest 15,000 — dolar, rkekler ekler... Grela 12,000 dolar, Maks Craderler 12,000 dolar, Vilyam Povel 12,000 — dolar, Klodet Kolber 11,000 dolar, Fonald |Kolman 10,000, Gari Koper 10,000, |İKlark Gabi 10,000 dolar, Sonja Heni (10,000, — Karol Lambar — 10,000 Şarl Boyer 9,500 dolar, Pol Müni 9,000, Can Kravkor 7,000, Kay Fran- Si 6,500 dolar, Rober — Mongomeri 6,000, İstan Lorel 5,000, Simone Si- ,mon 3,500 dolar, Rober Taylor 3,500, Con Blendel 2,500, Denon Dürben 1,500. ve nuvazişlerimizle — sarmamızdan rülhtve ihtimamızdan zevk du - ,yar... Fakat, asla bu zâfını itiraf et- İmez. Ve bizim mülâyemetimizi, â- le bizimle alay etmekten eğlenmek- ten çekinmez. İstediği vakit lâkayd, Bafil görünür, veyahut çehresini ça- tar.. Hırçın adam kadınların, bir kaç kere: — Yine nen var? Ne oluyorsun?... 'Diye sormak mecburiyetinde kal - dıkları tipte bir adamdır. Ve biz, Oonun asık çehresini, her an bora saçmıya müheyya gözlerini sev - mekten kendimizi alamayız. Onu; tuhaf tabiatlı, keyfine tabi, koca -| Çasusları | aai ee ]'“İ';'i,:'::'fmv' (5 inci sahifemizden devam) — | K ğ T tiremediğini görmek demek olmuş- 'ç adam; ekseriya herçınlik ç Gi LAt Gittikçe aleybinde ola * larında, tehevvürlerinde, samimi - aX y Kalakalığın ” karşısında İdir. Hele hakiki bir muhabbeta egi L l etini kaybötmemek di mi hiç şakaya gelmez. Kıskanç -| ygzem keliyordu. lık hakkıdır, sanır, sözlerile dalma a| —ç S Ter ğ cadır terbiyesizce muameleden de |, Heyecanını günde Meşhur | (Garbo 13,000 dolar, Marlen Ditrih | Ümumi harbin | İbahsetmiştik Anadolu yakası — Atlı s Tıpkı kendi havasında büyüyen, iri| yaç gösteren, binicilik için masrafı leşen, ve,, muhitinde olgunlaştıktan — », | üesseselerdir. sonra haklı bir alâka meydana geti-| — Ş, Çayminı Kızıltoprakta kur - ren bir meyve büyüyüşiyle bugün, tam bir faydalı spor kurumu halin- | : v de önümüze çıkan (Anadolu Yaka- | mücssese; bir senelik mesaisi neti- sı Atlı Kulübüjnden daha evvel cesinde çok verimli bir kurum ol - duğunu isbât etmiştir. Bugün pro- Dün, kış devresi mesaisini biti - ;.sör Şevket Erentokla muallim ar- Bir.senelik çalışması ile muvaffakiye | dana getiren klubün yakında birde pisti olacak ! Evvelki gün salonlarında bir çay veren kulüp yaz sezonu çalışmalarını da görüştü : duğü mütevazı yüva ile anan bur L e. büyük bir feragatla çalışı- çekinmez. sözlerile, yolsuz muame- lelerile bizi rncide ettiği, kalbimizi lerle gönlümüzü almıya çalışır. Hırçın adam; sevgilisini, zevce - 'sini daimi bir emniyetsizlik, korku lılıkla : p Mmmwum&:ım'”wmmm“' Zişir. Hiç ümit edilmiyen tatlı söz ğ 'tefiki olan İstanbul bükümeti H: ren, müesse bu devredeki faaliyeti- EŞREMDÂŞE — Durusuz, demiştir, ben gim-İnin muvatfak neticesi şerefine ku- | ““düRlarının yetiştirdiği talebeler a lübün Kadıköyündeki kendi bina- sının salonlarında bir çay vermiş, İkıymetli ve kuvvetli elemanlar mev akşam saat 17 den gece 22 ye kadar cuttur. Ezcümle Bayan Leman, Bay Umumi harpte Almanyanın müt-|devam eden çayda, samimi bir hava İzeki ve bilhassa Profesör Şevket'in çinde yaz devresi mesalsinin ana y küçük Necdet Entok; ufak aldığım emirle ne yapacağımı KINI or klubü J lüp başkanı müessesenin tarihini an latmış ve demiştir ki: — Biz, büyük Şef Atatürk'ün gençliğe işaret buyurdukları gaye-| ye ulaşmak için uğraşıyoruz. Şimdi- ye kadar hiç bir taraftan yardım | görmiyen, kendi mütevazı bütçesile bu en masraflı spor kolunda muvaf- | fakıyet hamleleri gösterebilen mü - essese; Yüce Başbuğun “gayeye var mak için aradığın kudret damarla- | rındaki asil kanda mevduttur.> ve- | cizesini düstur ittihaz etmiştir, Ça- | lışacağız ve başaracağız! Bir sene - jlik mesaisi neticesinde bugün — 97 İâzası olari bu klüp, Türk sporları - inın en önünde giden (binicilik) de (at sevgisi) ni geliştirmek için bu iyor ve çalışacaktır da!... Kulübün yaz devresi mesaisi için hazırladığı programda, büyük atlı gezintiler, İstanbul civarındaki köy lere kadar uzayacak parkurlar — da rasına yazlık atlı konkurlar — için|Mevcuttur. Atlı spor kluübü, Ka - birlikte Madmazel Miçe-ençet İdıköy kumluğunda metrük bir hal- 'yetesinin iştirakile halk gecesi bulunan bir kısım arazi pist ha-|calar 100. Her yer 20, parad |line ifrağ için de bazırlıklarına de- Ava giden avlanır şarkılı kı 'vam etmektedir. Vilâyetçe; bu ye- 3 rin kulübe verilmesi için bir müra- Akşam neşriyatı : ( hamleleri moy-e: »3 »e vazıc 2 İmusikisi ve halk şarkıları, 20; va raporu, 2039 Ömer Rıza İfından arabea sö; ve arkadaşlar tara isikisi ve halk şarkıları (Saat Triyatı, 14,00 Son. hususiyetiİçın adam, etvar ve harekâtından zi- |füm Müslümanların İngiltere, Rus- şey-düşün-İyade sözleri, bazan da sözlerinden Y& Ve Fransıza karşı harbetmesini #ey almak aklına gelmez.Ziyade etvar ve harekâtile bizi en-| Mrediyordu. Vasmus da; İranlıla- bilhassa kadın İdişeye düşürmekten, üzmekten bi- |* Barbe sürüklemek için cihaddan, | enülşe havatı içinde yöğüt lfe namına cihad ilân ederek bü - Hatları görüşülmüş, kulübün — kış Ka KALEDER çalışmalarında muvaffak olan bini - eilerinden takdirlerle bahsedilmiş - tir. | 937 Şubatında, emekli binbaşı Şev-! ket Erentok arkadaşlarının teşeb- büsü sayesihde kulübleşen bir ga- yenin ifidesidir. Türklerin en eski bir aporü'ölan ve spor şubeleri için- de gerek'komple oluşu ve gerekse beden ve Kafa terbiyesini birleşik şekilde mândâlaştıran binicilik, mem leketimidde en az lâka gösterilen sporlardandır. Bunun böyle oluşun- 'ze zahmet ve eziyet vermekten, iş Ptlifeden bahsediyordu. Bu noklayı kence etmekten zevk alır Bu suretle|kısaca hatırlattıktan sonar yine İn- dair igörülen fıkraya gelmek lâzım : Vas- |rus evin etrafını saran kalabalık a- Hırçın adamın bu şaşırtıcı, vah- rasından dışarıya fırlamıştır. Bir e- | Şi biraz asi ve serkeş halleri, - ne linde bir tel kalınlığında siyah bir yalan söyliyeyim - ekseri kadınların 'de ip vardı. Bu ipi herkesin göre- hoşuna gider, bileceği bir yere bağladıktan son — Ben, onu bu huydan vaz geçi-|"4* |da başlıca sebeb de bu spor için el- Teceğim. Göreceksiniz, bu kaba mü-| — İşte bu, demiş, telsiz telefan- zen olan vasıtanın, yani atın hem te amelelerinden acı sözlerinden eser|dur. Ben şimdi halife ile konuşaca- (darikini hem de bakımının masraflı kalmıyacak ona şefakat ve mülâ -|ğım. Burada bana iyi muamele e- oluşudur. , yemeti öğretecek... dilmediğini söyliyerek şikâyet &-| Halbuki atlı spor teşekkülleri fer Derler. Beyhude ümit... Hakika- l İdi şekilde büyük masraflara Ihti - ten biz kadınlar, «hırçın adams &| Kalabalık arasındaki galeyan art-| karşı hassaten mülâyim, son dere -|tıkça artıyordu. Vasmus'un hâlâ ©- 'ce müşvik görünür ve teveccüh bes-|rada bulunmasına tahmmül çde - leriz. O, samimiyetimize, muhab -|miyenler çoktu. Vsmus'un fars dili- betimize karşı ne kadar asi ve şer-İni hem de iyi bildiğine şüphe edil- ikeş görünürse biz de onu © kadar |memeli. İranda dolaştığı yerlerde de ziyade samimiyet ve muhabbetle <a (halkın muhtelif lehçelerini öğren- rarız. Hırçın adam kâh garib ve an-|mişti, Siyah ipi bağlıyarak telsiz laşılmaz bir mahlüktur; Kâh sevim- |telefona benzettiği âlete mükemme li ve nazik, kâh hayal ve hevesine|farsça olarak «halife» ye karşı bir İha ziyade sevdirdiği zannında bu - Tunur, (5 inci sahifemizden devam) de bulunanlar arasında bir. panik oldu, Pençerelerin arasından, ka- pi aralıklarından sızan gaz korido- ru kaplıyordu. tabi, bazan haşin, hissiz, duygusuz, İşeyler söyliyen Vasmus kendisinin | Soğukkanlılığımı — kaybetmedim, merhametsizdir. igördüğü fena muameleden şikâyel |u emri verdim: Hiç beklemediğimiz bir zamanda |ediyordu. Asıl şayanı dikkat olan bu| — Centilmenler! Telâş gösterme- sevimli olur, son derece nezaketle|değil: Mahut telefonda «halife» min| den dışarı çıkınız.. muamele eder. Bir dakika sonra de-|de, sesi, verdiği cevab duyuluyor - ğişir, çehresini asar, ne düşündüğü-|du!... Hem de oraya birikmiş olan nü, bu ani tahâvvülün sebebini bir|halkın anlıyabileceği yerli bir leh- türlü anlıyamayız. çe İle.. <halile» farsça olarak Vas- Hırçın adam; ne kadar çok sever-|Mus'ua telsiz ile verdiği — cevabta se o derece «terbiye» ye müsteittir. |söyle diyordu: Huysuzluklarından kolaylıkla vaz-| — Sen müsterih ol... Sana karşı geçilebilir. Fakat bu muhakkaktır |herhangi fena bir muamelede bu- Onu tamamile sâkinleştirildiğimizi, lunacak olamı en ağır ceza ile ce- zararsız bir hale getirdiğimizi zan - |zalandıracağım!... nettiğimiz sırada o, tıpkı bir yanar-| Bu cevab oradakiler . üzerinde, 'dağ gibli birdenbire şiddetle parlar. | Vasmus'un istediği ve beklediği te- “Hırçın adam,, ne de yapılsa “sa -İsiri yapmış, halk böyle kendileri kin adam» olamaz. İdare altında tu-|pek kolaylıkla anladıkları bir su- tulamaz. Hükmedilemez. Daima hırİrette «halife» nin «telsiz> ile cevab çın, daima şerkeştir. vermesi karşısında geri geri gide- Her halde günün birinde kendisi-İrek dağılmıya başlamıştır.. ni bize bağlıyan rabıtayı ne kadar| Vasmus kendi aleyhindeki cerya- sağlam olsa, da yine kıracaktır. — İnın bir gün daha ciddi bir şekle gi- Hırçın adam; sevdiği ve tarafın- İreceğini anladığından mıdır, nedir?. /dan sevildiği kadını er geç bırakır,|Çok geçmeden artık İran'da göze yeis ve eleme düşürür. Fakat, dal-|görünmez olmuştur. Fakat kim dinler, Biribirlerini İi ı ti |ettiler, Bu kargaşalıkta bir çokları- zan ayağı ezildi, kolu kırıldı, kafası İyarıldı, «Eğer bidayette beni dinlemiş ol- saydılar şimdiki gibi, madeni bir oda yaparlardı. Buna meydan ver- mezlerdi. | & nümaralı (Gaz odası) beton- dan — yapılmıştır. Dürt pençeresi vardır. Camjarı çok kalındır. — Se- yiretler, hiç bir tehlikeye ıııı-uıi İkalmadan idam hükmünün tatbikini görebilirler, «Orduda vermedi. Nihayet 35 inci tecrübede| başına rağmen en ümit verici sima- ları tefkil ediyorlar. Muharririmize kulübün mesai ve Anadolu yakası atlı spor kulubü, İgayesi etrafında izahat veren ku - EaD ÖLÜM GAZI! Gaz odasında bir mahküm e küllamları gazdan vaz-| *Bu paraları, zevk kadınlariyle Berlin - Roma geçtik, Başka bir formül bulduk.| *rfederken sarhoş olmuş, boş bo- Bunu tecrübe için (Gaz odası) nalgazlık etmiş. —Bu kızlardan biri, ginde Roma'nın vaziyeti ne olacak?. bir domuz kapattık, İyi bir netice| vak'ayı polise haber vermiş. «Tabit yakalandı. Mahkemeyelrolü oynıycak?... Bu besapta Al - muvaffak olduk, Şimdi kullandığı-| verildi. İdama mahküm oldu. Ken-|manya mı İtalya'dan, yoksa İtal - mız gaza da (35 inci formül) ismi-| disini sandatyeye bağlarken yalva-/ya ma Almanya'dan ziyade kârl Jeaat yapmış olan klüb bir taraftan bunun neticesini beklemekte diğer taraftan da bu iş için istihzaratta bu lunmaktadır. u idam ettim. Yalnız birisi kadın ıdi: Margaret Şarkey.. Çocuk kaçı- ranlar çetesinin ele başısı, Kocasını. öldürdüğü için idama mahküm ol-| müştu, Son dakikaya kadar ceza- zının küreğe tahvil olunacağını| ümit ediyordu, Odaya girerken ba- yısı ahid Sırrı, Yaşar Nabi, T ı |Akkaş, Münir Hayri Ereğli M «Yirminci, yant son idam ettiğim'mer Necip Arda, Avv Candar yıldı, Ve baygın baygin öldü, adam, müthiş bir gangsterdir: Peter | Şekel... Hüviyet kâğıtlarını soran bir poli idi, «Şekel, cesurane öldü. Odaya gi- derken koridorda gördüğü gazete- cilere: — Allahasmarladık!... Dedi, (Gaz odası) na girdi, san-, dalyeye oturdu. Ölünceye kadar soğukkanlılığını, gülüşünü kaybet- medi..» (4 üncü sahileden devam) İki taraftan hangisi daha müessir : Yazan : Ekrem Reşit tesi (Kadıköy Süreyya) da b süvare : |cep İhsan, Reşat Cemil, memürünu - öldürmüştü |0* Oğuz Dağlı'nın makale, Kanun harici tehlikeli bir serseri| V€ Hürleriyle çıkmış: >. dilimize Ertuğrul İlgin tarafı İgayet açık bir ifade edilmiştir ve İnkılâp kitabe 25 kuruşluk — tercümeler çıkmıştır. Aşk senbolü olan ri tavsiye ederiz. Fiati 25 ma kendisini araştıran acı bir ha -| Fakat bu telsiz telefon veya tel - tıra ve tahassür bırakır... lgrat hiküyesile Alman casusunun ©, bizim daima : «çok fena birletrafındakileri inandırdığı yetmi - 'adam değildi amma...» diye haya-|yormuş gibi bir de «halife» den ce- lini kalbimizde sakladığımız erkek-|vab alması nasıl oldu?... Bu merak lerdendir. Onlara karşı - nedense -|edilecek bir şeydi. Anlaşılıyor - ki daima musamaha gösterir, merha |Vasmus çok marifetli bir adamdı. Taetli davranırız; kusurlarını, ka- |Karnından lükırdı ederek aradakile bahatlerini dalma affederiz. Bu da;/ri bu suretle inandırmış olması ha- onlrı hemen ekseriyetle biraz ana|lıra geliyor. :“ı—ı &hemmiyet vermemizden çok | z enaaa şefkatile sevmemizden ileri geke| Yarın da Fransız casuslarından ni verdik, rıyordu: Yarınki «Son 'Telgraf ı bu sütu - «Artık mahkümları odada ser| — Merhamet, merhamet! Diyor-Jnunda Avrupa matbuatından buna best te bırakmıyoruz. Bir sandalye-| 4, Pare gibi ölmek İstemem, — |dair çıkan netice bildirilmiş ola - ye oturtuyoruz, Gözlerini de bağlı- _N öimalta ae (a uı;ı:;n caktır. yoruz, ” ül a Kapıyı kapayıp musluğu — açınca - «(35 inci formül) ile ilk idam z olunan kimdir biliyor musunuz? - |gazlar odaya yayılmaya başladı, | Gö, ü Hekimi <Domal Roz adlı, 18 yaşlarında| — *Biz pençereden — bakıyorduk | D'e Şükrü Ertan bir delikanlı,, Küçük bir çaycı dük- Mahküm ağzını açmak, nefes al-İ Cağaloğlu Nuruosmaniye cad. kânı işleten ihtiyar bir kadını (İn-|mak istemiyordu. Bir an sonra aç-| (Dr, Osman Şerafettin apart- giliz anahtarı) ile vurarak öldür-|t- Ve öldü.. manı) No, 5. Telefon. 22555 BUGÜNKÜ PROGRAN Saat 1830 Plâkla dans mu 915 Çocuklara masal : Bayı ve arkadaşları taratından 21,15 Fasıl Saz heyeti : İbral arkadaşları tarafından 21,50 fonik temsil : Stüdyo orkestı fakatile (Turandot), 22,40 ajı berleri, 23,00 Plâkla sololar, ve öperet parçaları, 23,20 £| berler ve ertesi günün pr| 23,30 Son, YARINKİ PROGRAM Öğle neşriyatı: Saat 1230 Plâkla Türk m si, 12,50 Havadis, 13,05 Plâki musikisi, 13,30 Muhtelif plâh TİYATRO$S Bu gece & T 20,30 da Sanatkâr NAŞİT ve arkadı Hakkı Rüşen, Eyüp Sabri, perde,, n ... we Eski Fransız tiyatros ŞEHİR TİYATRO: KOMEDİ KISMI Bu gece saat 2030 Dalga EEdi Komedi 3 perde **t ÇOCUK TİYATROSU Cumartesi, Çarşamba 14 dr MAVİ BONCUK Yazan: Mümtaz Zeki Taşlgı Müzik: F; Ege .. Ertuğru Sadi Te TİYATROSU Salı (Bakırköy) Miltiyadide SEVDA MACUNU Çarşamba (Üsküdar) ve 28 p AKTÖR KİN , —- — Yeni! neşriyat VARLIK 15 Mart 1938 tarihli 113 üne x 1 ... ROMEO - JULYET W. Sbakespoare'in bu — şal ile