23 Şubat 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7

23 Şubat 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Balkan eniz harbi İki Amirale de iki toptan cevap! Necati Yaşmuk, hatıralara mukabel e ediyor -*- (Bay Emrullahtan sonra — Emekli deniz topçu subayı Necati Yaşmuk'- vn moktubünu neşrediyoruz. Bu mek tub bittikten sonra «Büyük Harpte Osmanlı donanıması adlı büyük tmi- hi ifşaatıma başlıyacaktır). «— Balkan savaşında donanmamı- muş,., Yok toplarımızın yivleri aşın- mış imiş,, Ne ehemmiyeti var! — Hele üç bin beş yüz metreye inen bir me- safede,.. Toplarımızın daha ağır işlemesi bu kadar kahir bir top üstünlüğünü izale edebilir mi? Topların aşınma HiKÂYE / VASİYET İfif bir ateş çıkmış, vücudü tiriyordu. Kendi hislerine mağlüp oluyor gi - biydi. Sonra kendi kendinden iğre - iniyor ve intiharı düşünüyor. Halbu-| ki bütün hayatı olan Cemalle bir ke-| İre baş başa kalmadan ölmek ohi.. Bu öyle bir rüya öyle bir kâbusdu ki.. Kurtulmak ister gibi doğruldu. Ve bir hayali elile kovdu.. Saçlarını düzeltti. Kalktı. Elektri - ği yaktı. Ayna karşısına geçerek bir kere kendisine baktı. Saçlarına pek 'az ak düştüğü halde görzleri halâ ca- zibesini kaybetmemişti. Geceliğini açtı vücuduna baktı. Bu vücud fazla; yıpranmış değildi.. Sevilebilirdi. Fa- kat... Ah.. Cemal kendisini annesi zannediyordu.. Birden toplandı. Ka- pisi vuruluyordu.. — Amnel.. — Gir.. Cemal neşeli, neşeli gırdi... . lüleri Sebahatin şöhvet dolu gözlerinde| bir şüle parladı. Ayağa kalktı. Cema- (Genç çocük birden irkildi.. Sapsarı| olmuştu. İradesi işlemiyor, gözleri, görmüyordu, — Amne neler söyliyorsun.? Sebahat elile Cemalin ağzını ka - padı. Ben artık annen değilim. Delikanlı koltuğa yığıldı, oda dö - nüyordu sanki. Sebahat Cemalin diz- leri dibine-düştü.. Ellerini tuttu: — Cemal... Cemal... Dinle beni öy- le tuhaf tuhaf yüzüme bakma. Sana 'on dakuz sene emek verdim. Fakat bir gün bu günü görebilmek — için. Sen mektebe gittikçe ben evde ağl> _'1 son ;ıwq L mnş. 'Siyasi dedikodular. (4 üncü sahileden devam) |kükümetile alâkası olmadığı bildi - da Bu meseleler hep birden halledil - halledilmeden para vermck hwwh[ Bükreştekt Sovyet Rusya masl2 - ber umumi bir anlaşmıya — varmak hatgüzarı Butenko'nun meselesi de istiyorlar. Fakat burada şayamı dik -ison günlerin dedikodularından — cn kat bir nokta üzerinde durmak lâ .:mühimmini teşkil ediyor. Giornalce zımgeliyor. Şimdiye kadar İtatyan -|d'İtalia gazetesi, Bükreşten kaybalan Londra Maslahatgüzarın — Ramada oldu'yınu ilân etti. Hattâ Butenko ile bir de lar hep şunu beklemişlerdi : 've Paris hükümetieri birdenbire bir talya tarafından zaptedilmesini, ya-|Tim dediğine göre kendisi di; ini Şarki Afrika İmporatorluğunu ta. k mesleğini tercih etmiş, diplomat- İnalıklarını bildirsinleri Halbaki- ba ltte Niçin Bilir misiniz? — Sovyet İtntizar beyhude olmuştur. — Böyle| harice çıkıp bir daha dön- beklemekten yorulmuş göcünen İtal- imkânım bulmak için... Fi- iyor ve yalmz seni — düşünüyördum.|ya artık meseleyi doğrudan doğruya İHayat kadar iğrenç, yaşayış — kadar ileri sürerek bir neticeye varmak is- kirli hiç bir şey yoktur. İtemektedir. İtalya'nın evvelki vazi- jrar için diplomat olmaktan başka ça- ,yre görememiş. Butenkb bu mesleğe İgireli pek de çok olmamıştır. Çünkü İmektepten çıkar çıkmaz 37 Paris ser maktarının mavzer tüfeği menziline| — Seni rahatsız ettim kusura bak- Belki bana lânet edeceksin.. Belkijyetile bugünkü şu vaziyeti arasında | zın yaptığı muharebeler hakkında o a yaman'ki Osmanlı donanmasını idare| inmiş bir mesafede hata tesiri ne - edenlerin gazeteniz — sütünlarındaki |dir? Japonlar, çok aşınmış topları ile beni reddedeceksin kkıt_ düşün ki.|göze görünen büyük bir fark var de-| ma.. Fakat burada bir nota unutmuş- Düşün ki genin için inleyen.. Seninlmektir. İtalya artık beklemiye lü -| tum onu almağa geldim. gisindeki Rus paviyonuna memmir o - larak gönderilmiş, sonra sergi ka - jpanınca da Moskovaya dönmüş, on- neşriyat ve ifadelerini okudum. ©O muharebelerde Osmanlı donan - masını idare etmiş kumandan gerek kendi vukuf ve idaresi hakkındaki hüsnüniyet ve kuruntusunu ve gerek) yapılan bütün hatalarda kendisinin geyri mesul olduğu hakkındaki te - eeilisini kendisi için saklamış olsay -| dı buna ses çıkarmağa lüzum — gör - mezdim, Lâkin efkârı umumiyede bu kanaala iştirake davet edince mo-, sele değişir.. Eğer mazinin acı vakayiini neşir - den maksat yeni nesle bir ibret der-i xİ ise © vakayiintarzı cereyanına mü- vssir olmuş amilleri yeni neslin önü- ve doğru ve açık olarak koymak ge - rektir, £En önce bilinmesi gerek olan şey şudur: Mağlüp bir kumandanın müdafa - name ve methiyesi şeklinde neşir ©-| lunan bu hatiratta ikide bir temcit pilâvı gibi ortaya sürülen Osmanlı, anmasının ziymeti harbiyesi için Eylerilen sözler yanlıştır.. “ Herhangi bir deniz muharebesin - €e mevki slmış iki donanmanın kiri 'i mücesir olacak bir fikir edinmek vn o ikt donanmayı hem - personel m materyal bakımndan — başka Yüksek donanmalar ile değil ancak irbirlerile mukayese etmek gerek - tir Osmanlı donanması İngi-| 'iz, Alman, Fransız donanmaları fle ukayeye edilemezdi. Lâkin hakikat| güdür ki Osmanlı donanması mater - vel itibarile çok fena, personel iti - barile çok ge ne her hususta Yunan donanmasına üstündü, Yalnız Yunan donanması üstün bir şeye molikti ki bu üstün - lük bütün öbür noksanları telâfi e - na rağmen yi- ? büyük Çoşima savaşımı — kazandılar. Esasen kumandan kendi silâhlarının kıymet derecesini ve vaziyetini kav- rayabilmiş olsa idi muharebeye te - kaddüm eden zaman zarfında karşı - laşmak mecburiyetinde - bulunduğu düşman kuvvetine nazaran kendi a-; teşinin taksimi hususunda bir — plfn hazırlamış ve bu plâru - topçularına bir kaç kere hatta iddia ettiği — gibi len fena şeralt içinde hiç olmazsa Ii -| manda yattığı yerde bir kaç istimbo- fu düşman filosu farzederek topçu - suretile İHlarının önünden geçirtmek tatbik ettirmiş bulunurdu, Yoksa © zaman ateş kontrol tertibatından ve| sukut ihbar saatlarından mahrum bu lunan gemilerimizin hepsinin bir - den sukutların hangi gemiye ait ol - dukları ayır: edilmiyerek ve hiç bir usul ve kontrola tabi olmadan yalnız doldurup ateş ederek yaptıkları bu muharebeye bir muharebe değil an- cak kör dövüşü denebilir, ve bu su- retle Averofa isabet eden mermilere İde topçuluk fenninde isabet değil tesadüf denir, Donanmanın boğazdan — çıkarken düşmanın — (T) — vaziytine — düş - tüğünü ve bu fena vaziyetten istifa- de etmesini bilmediği için Yunan &- miralini cehaletle itham — eden ku - mandan hareketinden bir kaç — saat önce elindeki torpitolarla boğuz ha > ricinde keşif yaptırmadığı için bu va ziyote düştüğünü ve temastan sonra tdisi düşmüanı (T) ye alabilecek bir iyete gelmişken dümeninde - bir 1za çıktığı için devri vaktinde ya - pamayan Mesudiyeyi bekliyerek bu. fırsatı kaçırdığını hiç nazarı itibara almıyor. Sonra da düşmanın bu ani moeveudiyetini limanda Rum kadın - | | Sebahat bir koltuğa yıkılır gibi o- |turdu.. — Otur biraz Cemal, dedi, seninle onuşacaklarım var. Cemal oturdu. Denize baktı. — Hava ne kadar güzel anne.. — Fevkalâde istersen bir deniz ge- ki | — Hem hava alırız hem de konu - şuruz... Sebahat giyindi birlikte sahile in- diler. Beykoz bu gece gelinlik kız gi- |bi taze idi.. | -Cemal kürek çekiyor, Sebahat dü- İneni kullanıyordu.. Cemal bu si - cak havada bir gece banyosunun iyi Jolacağını düşünerek mayyosunu giy- |mişti. — Ammne, dedi.. — Ne var? — Ben bir banyo yapsam nasıl o- lur? — Sen bilirsin.. İ Cemal pardesüsünü çıkarak denize Jatladı.. Şimdi Sebahat onun yüzüşü- nü seyrediyordu.. Ah bu gece deniz aşk gölü gibiydi, ve Cemal esatiri. Yunanlılar gibi Sebahati teshir edi- yordu.. Ne kadar güzeldi.. Ay #iyah Lıslak saçlarına vurarak parlatıyor ve Jakislerile Sebahatin gözlerini çeki - yordu. Cemal sandala yaklaştı. Girdi. Kü- rekleri alarak çekmeğe başladı. Şim- di asıl annesi olaydı. Ona: — Oğlum üşürsün pardesünü al derdi. Fakat bu Sebahatin işin egelmez - di, Muntazam bacaklarını seyredi - yar ve kol adalelerinden göğüsüne sevgini — kazanabilmek — için —ağ -İzum görmeden Londra'yı bir an ev- layan bir kadın var. Bu kadın artık|vel açıktan açığa vaziyet almıya da- senin hiç bir şeyin değil. Ve her za -İvet ediyar demektir. man annen olmadığını isbata hazır.| İtalyan'ların Londra piyasasından Gel onu reddetme... kredi aradıkları bahsi de çu son Büm:nğ'ı,:: Tuhum, hislerim|günlerde bir çok dedikodulara yol yalnız faaliyet gösterebili -| açmıştır. Şimdi İtalyan mahafili bu w-mcmwmwmmşj:mmmu- me., Bu güzel gecede seninle başba -'duğunu çünkü İtalyanın zaten İn - şa... Saç, saça sevişelim öldürme be - gilterenin bu gibi şerait altında ken- 'nd, İdisine borç para vermiyeceğini bil - Aman yarabbi... Bu kadın — neleri gğj için böyle bir teşebbüste bulun- söylüyordu? Buna imkân var mıydı? | mıyacağını söylüyorlar. Anne tanıdığı ante diye — çağırdığı.| —valnız bir kaç &y evvel ceki İtak anne sevgisi İle öptüğü bu kadın de- ai Maliye Menci Kont Völyülen - Bişebilir miydi? O halde asıl snnesi )n a a a ha. kimdi? Şimdi ne yapıyordu? Nere “için Para bulmak maksedile - Londra AAT E 'sarraflarını yoklamak için yapıldığı H;:;u SK TU İsöylenmiş, sonra arkasından tekzib Jedilmişti. Daha sonra da bazı İtal - —jyanların Londra'ya gittikleri ve pl- iyasa ile temas ettikleri rivayeti çık- çekmece açtı. Elinde bir zarfla dön -| dü... — İşte annenin yazdığı bir mek - KÖNFERANS Eminönü Halkevinden : | 26/Şubat/938 Cumartesi akşamı saat (21) de Evimizin Cağaloğlunda- 'ne evvel oldu. Ve sana bıraktığı şey yalnız bu mektup oldu. Cemal gözleri yaşlı mektubu aç - d Sevgili oğlum. Hayat eğer kıskanç olmasaydı. Senil, şüphesiz ki benden ayırmazdı. — Birl, fabrika amelesi olan baban bir gün otomobil kazasında öldü. Bu kaza « dan evvel seni büyütebilecek kadar para kazanabiliyorduk. Fakat aruk | sefalet bütün acılığı ile evimizi sar - mıştı. Ben çamaşır yıkıyor, tahta si-; tarafından (Garp musikisi) hakkında bir konferans verilecek ve bu kon - feransı Konservatuar Şan muallim- Parisz — Konşervatuarından mezun Bayan (Ren Gelenbevi) nin ti iz bürosundan & - yeler hergün E hnabilir. Yeni nesriyat İmıştır Ba gibi harcketlerin — İtalya' SAA ki merkez salonunda Bay Aziz Çorlu | bir könseri takip edecektir. Daveti -| göğsünden yüzüne doğru gözünü İiyor ve ekmek paramızı kıt kıt çı - gezdiriyordu... |karabiliyordum. Seni — büyütebilmek Nihayet sahile çıktılar, Köşke gel- İçin şüphesiz ki bu hayat kâfi değil - diler. Sebahatin bütün vücudu titri-|di- Güzel bir kadın değildim. Sonra Tıb Fakültesi mecmuası İstanbul Üniversitesi "Tıb Fakültesi tarafından neşredilimeğe — başlanıldı; dan sonra da Bükreşe gönderilmiş- itir. Butenko diyor ki: — Benim 14 yaşımda iken Cenubi Rusyada Verangel tarafından — ileri sürülen milli harckete iştirâk etmiş olduğum meydana çıkmıştı. Hakkım- da tahkikat yapıldığını öğrendim. Le ningrad'daki karımla 6 yaşındaki ikazımın da gelmelerini bekliyordum. Fakat bunlar artık urada tevkif e - dülmişlerdir. Butenko 3 Subatta Bükreşteki Sov- İyet sefarethanesine Viyana'dan bir adam geldiğini, sonra iki kişi daha liltihak ederek kendisine otomobil ile İspanyaya — gitmeğe — teklif et - tiklerini, kendisinin bunu tek - BE kabül etmiyerek ve selaret - haneden — ayrılarak — bir. yer - İde saklandıktan sonra tuzağa düş - mek kovkusile 10 Şubatta Bükreş'ten ayrıldığını ilâve etmektedir. gd TİYATROSU Dram ve Piyes kısmı Ba gece ssat 20-30 da Bir adam yaratmak | *U j Dram 3 perde © Eski Fransız tiyatrosunda ŞEHİR TİYATROSU Mt KOMEDİ Kidedi .Üm MÜÜ — Bu gece saat 2000 da Sözün kısası Komedi 4 perde © ÇOCUK TİYATROSU Cumartesi çarşamba 14 de MAVİ BONCUK | derek bu muharebelerde onların le -/ları ile temasta bulunan - zabitanın babanın üzerine zaten evlenmek — de| 7D Fakültesi Mecmuasının ilk sayısi . hine olarak müescir oldu, Kuman - boşboğazlığına atfediyor, Halbuki, X0t 'g'::u:m";’&_s"“"d'wımmm" X ,,w;mı"“wıldoıuı forma clerak çıkmıştır. Örd. dan! Yunam donanması o güne tekaddüm KP İkaldığımız gecelerde göz — yaşlarımı|Prof. Dr. Corendorfer, Ord. Prof. De. . ErtuFrul şkil — Ne konuşacaktın? L göz. yaş 4| Osmanlı donanısasını teşkil edenleden günler zarfında zaten denizde senin ağlamanla ıslanan yüzüne akı-| Nissen, Doçent Dr, Muzaffer Şevki © iT gemiler eski ve hantal imişler, Yu -| bulunuyordu hatta hakikat iddin € -| Süaline: tıyordum. Bütün bu sefalet günleri| Yener, Doçent; Dr. Kâzün İsmail Gür- Sadi Tek nan donanmasının gemileri — daha dilen şekilde bile olsa bu bata yine| , — PYe gidelim de cevabını vermiş-| ,, L li L e e kan, Doçent, Dr. Ekrem Bchçet Etzel, TİYATROSU iyi miydiler? Osmanlı donanmasınm|doğrudan doğruya maiyetini istediği |. —— : vermek, adam etmek lâzımdı. Buna| Tevfik Berkinen'in muhtelif“ilmi| v Subayları ve erleri acemi, bilgisiz i -| zaman sahil ile temastan menetmesi-| — İ#€ $imdi Cemal yine soruyordu. |1, bonim küdretim kâfi değildi, ni -|makaleleri vardır. Bu gece: (Üsküdar - Hale) sine * mişler, Yunan — donanmasındakiler daha yüksek miydiler? Yuna donanmasında savaş yapabi- Tecek bir tek gemi vardı. Bu — gemi bir bordaya dört yirmi dördük dle dört on dokuzluk top atabilecek bir silâh taşıyordu. Buna mukabil Os « manlı donanması ik! gemiye malik- ti ve bu iki gemi birden bordada tam '©n iki tane yirmi sekizlik töp ateş e-j diyordu, Bu topların bir — salvodaki mermi ağırlıkları ile bizimkilere na-| zaran daha hafif zırhla örtülmüş A - verofun üstünde tesiri ve bilmuza - bele düşman ateş ağırlığı ve hunun aha kalın zizhla örtülü bizim gemi- ler üstündeki tesirini — mukayeseye ni bilmeyen kumandana aittir, (Devamı var) aanaNENAaNaNANenN e NNN NNN AENKaNAYEUANRANNAINErENENANESNN İ RADYO BUGÜNKÜ PROGRAM Akşam neşriyatı: Saat 17 İnkılâp dersi: Üniversite « '(den naklen Yusuf Kemal Tengirşenk, 18,30 Plâkla dans musikisi, 19 Radife ve arkadaşları tarafından Türk musi- kisi ve halk şarkıları, 19,30 Eminönü Halkevi gösterit kolu tarafından bir temsil, 19,55 Borsa haberleri, 20 Nec- meddin Rıza ve arkadaşları tarafın « biç lüzum görmüyorum, Yok toplarımız daha ağır işliyor - Bu Sütunlarda Pek yakında Türk Donanması Bü- dan Türk musikisi ve halk şarkıları, 20.30 hava raporu, 20,33 Ömer Rıza tarafından arabca söylev, 20,45 Nezi- he ve arkadaşları tarafından — Türk Musikisi ve halk şarkıları (Saat aya- Ha), 2115 Fasıl söz heyeti: Okuyan - lar, İbrahim, Ali, Küçük Safiye, ka -| nun Muammer, klârinet, Hamdi, ut!sö: Cevdet Kozan, man Cevdet.. 21,15 örkestra: 1 — Balto: Mephis- tanbur Selâhattin, Kejbet var mı? | tophele fantaise, 2 — Zibulka: Adam | Valse, 3 - Kalman: das Warn noocek | Zeiten, 4 - Chopin:5 - Berger La faute (des Roses, 22,45 Ajans haberleri, 23 Plâkla sololar, opera ve aperet par - içakn. 23,20 son haberler ve — ertesi /günün programı, 23,30 son. YARINKİ PROGRAM yük harbde neler yaptı ?. RAHMİ YAĞIZ' büyük bir tedkik ese- rini neşre başlıya- — Beni o kadar merakta - bırakı - yorsun ki anne. Sebahat derin bir nefes aldı. — Dinle, dedi. Bir gün çok zengin bir aileye bir çocuk getirmişler, Ço- tüğü köşke bırakmışlar. Bu alle bu erkek çocuğa o kadar iyi bakmışlar güzel bir delikanlı olan bu çocuğa i- kinci anası delice âşık olmuş. Gün - lerce ıztırap çekmiş, haftalarca, ay- larca düşünmüş nihayet bir gün sev- na soruyorum bu kadın haklı mı idi? Cemal uzun uzun düşünmedi. Öy leya diyordu. Mademki - seviyordu. Mademki bu kadın o çocuğun biçbir şeyi olmuyordu. Bu gayet tabil — bir. aşk meselesi idi., Haklıdır anne dedi.. Sebahat daha geniş, rahat bir ne- fe saldı.. — Peki ama anne bu bikâye ile yliyeceklerin arasında bir münase- Sebahat Cemalin gözlerine derin - iden baktı. Bu bakışta itiraf; ıztırap, alçaklık, masumiyet vardı., — Bir sual daha dedi. — Sör anne. — Acaba o çocuk senin fikrince na sıl hareket etmeliydi? Cemal bu sefer düşündü, — Acaba | gisini çocuğa açmış.Şimdi Cemal sa-| hayet bir gün bir arkadaşım şimdi 'bulıındujun köşkten bir erkek ço - İcuk arandığını söyledi. Senı xolla - jrım arasına alarak uykusuzluktan kı- İzaran gözlerimle köşkün kapısından |Birdim. Ve seni bırakarak çıktım. Artık rahattım. Sen refaha kavuş -| Hi aramama rağmen bir taraftan da büyük bir adam olacağını düşünü - yor müteselli oluyordum. Ah. Bu aztırplı gecelerim,. Sana anlatmama imkça yok.... Aradan seneler geçti, İbir gün yine gittim. Sebahat baunım beni odasına aldı. Ve bu mektubul |yazdırdı. | Oğlum ben bu satırları kararlar - ken sen henüz arta mektebe yeni baş ladın. Fakat olur. ya Sebahat seni 9| kadar sevmiş ki sana o kadar ölmez, bağla bağlanmış ki... Bana; - Ben Cemali seviyorum -| dediği zaman nasıl ağlıyordu. Bilsen, 'Bu kadın senin için çok ıztırap çek - ti. Onun aşkını bir gün itiraf ile an - Jayacaksın fakat reddetme — yavrem.| Bu seni meydana getirene karşı nan-, körlük olur, İşte annenin vasiyeti. Annen Cemial mektubu kapadı. Gözleri yaşlı idi. Vücudu titriyordu. Koltuk- tan kalkmak istedi. Muvafak olama - dı, şimdiye kadar hiç bir kadın onun kalbine girmemişti.. Annesi Ah.. An- nesi olaydı. Ne olurdu. Şimdi o ka - nasıl hareket etmeliydi? Kendi olay- di ne yapardı.? — Bu aşkı kabul ederdi. Ancak.., — Ancak — O kadın annesi olmadığını is « t edebilirse,, Hayat no kadar çirkindi. O halde Mecmua itinah bi şekilde besıl - imıştır. Üniversite neşriyat evinden tedarik edilebilecektir. 25 kuruş gi. bi çok az bir Ücret konul»uştur. ——— —— —— ——— kanunları da çirkin olailirdi. — Fakat Fakat şimdi birdenbire — düzünecek zaman değildi.. Sebahat Foltukta o- nu seyrediyordu.. — Ne düşünüyorsun Cemal dedi. Cemal başıniı çevirmeden — cevap verdi.. — Annemi.. Sonra ilâve etti.. — Ne ölürdu sağ olsaydı. — Anneni sever miydın? — Anne bu sevilmez mi? — Her dediğini yapar mıydın? — Hiç tereddüt etmeden. — Ya vasiyetini? Cemal, Sebahate döndü... Gözleri yaşlı idi.. Ellerini uzattı. Kadını ken- dine doğru çekti. Boğazı düğümleniyor, gibiydi.. Dudaklarını; değdirirken: dL— 'Onu da yerine getireceğim. de- boğuluyor. dudaklarır a Grip, Baş ve Nevralji, Artritizm, Romatizma masında: MÜREBBİYE vodvil 3 per- e. e ge e 'Ş Şekzadebaşı | F| TURAN İ | — TİYATROSU | d .u: B'l'ş,t: ":lil 20 İ | San'atkâr Naşid ve arkadaşları (Hakkı Ruşen, Eyup Sabri, Rıfkı bire likte, Alman ve-Macar varyetesi MASKELİ SURAT Ve HALK OPERETi Temsilleri ABTANMA. 25 şubat Cuma akşamı saat 9 da |ve 28 şubat cumartesi matine Şeh - zadesaşı Turan tiyatrosunda 23 şu - bat pazartesi ekşanı Beşiktas Suat Park tiyatrosunda ve 1 mart salı ak- şamı Pangaltı Kurtuluş tiyztrosun - da ENAYİLER büyük operet orkca- tra ve bâle. Diş Ağrıları,

Bu sayıdan diğer sayfalar: