-— FONTFPLOCPAR — 23 Şubat 1098 Siyasi dedikodular.. Edeninistifasından sonra. İngiltere ile İtalya arasındaki mühim müzakere ne zaman başlıyacak ? Bükreşden Romaya giden Sov- yet maslahatgüzarı artık italyan gazetecilerile konuşuyor dradaki — İtalyan sefiri kont Gran - di'nin oradaki ko- nuşmalarına he - nüz bir müzakere mahiyeti — verile « Miyeceğinden, bu konuşmaların olsa olsa gelecek mü - zakerelere başlan- gıçtan ibaret ol - duğu bura moeha - filinden söyleni « yor. Çünkü eğer i- ki taraf arasında hakikaten müza - kereye — başlanmış olsaydı bu Lon - drada değil Ro . mâda cereyan e - decekti. Romada - ki İngiliz sefiri Lotd Pert bunun için Tâzm — gelen salâhiyete mâlik - tir. Hülâsa şimdi- ye kadar Londradaki konuşmalar |müzakerelere girişilmemiştir. Romajistiyorsa evveli İspanyadaki gönül- | birer başlangıçtan ibaret olmuş asılmehafili bu hususta şöyle diyor: — | Maslahatgüzar Butenko İngiliz hükümeti İtalya'nın va- ziyetini biliyor ne istediğini biliyor, şartları ne olduğunu da bilyor. O - Dun çin söz sırası artık İngiltere - hindir. Ne söyliyecekse söylesin biz| hazınız. Afrikadaki İtalyan İm- paratorluğunu tahdit etmemek şartile İngiltere ile her hususta ani liriz İşte Roma mahafilinin söyledik -| lerimin hülâsası budur. Şimdiye ka- dar çıkan müşkülâtın başlıcalarından | biri de müstakbel müzakerelerde na- sıl bir üsul takib edileceği olmuş . tur, Çünkü İngilterenin noktal na - zarı her şeyden evvel İspanya mese- lesinin İtal taallük eden ciheti - nin hallidir. Yani İspanyaya gönde- | rilmiş olan İtalyan «gönüllür Jerinin oradan çekilip alınmasıdır. — Yine Londra'nın noktai nazarınca İspan - yadaki İtalyan müdahâlesi ile Habe - şistan meselesini birbirinden — ayrı tutmak lüzimgeliyor. Şimdiye kadar Londra mehalilinin — ileri ğer Habeşistan meselesini görüşmek (Devamı 7 inci sahifemizde) asa hırsızları. apana tutuldu! Bir buçuk milyon frank çaldıktan sonra yakalandı! 1,600,000 Frangı aldıktan sonra ortadan kaybolmuştu ! | Bu züntülü olmuş, nihayet # akşam Dün bü sütunlarda Fransada Al - fred isminde bir İtalyalı kayıkçının başına — gelenleri yazmıştı Onu sehelerce evvel baştan çıkaran doğ - ru ve namuskâür yolundan ayırarak hırsızlığa sürükliyen güzel hırsız ka- dının bu genç İtalya'nın üzerindeki meş'um tesiri anlatıldı. Alfredo macerasının son safhasi- n da anlatarak bahsi nihayetlendir. mek lâzım: Çekoslovak dilberi Lupinska âşı » kını slacak Prağ'a gittikten sonra o- nu 'arada birakmış, kendisi de bü -. yuk biz «İiş» görmek Üzere Hamburg' itmiştir. Fakat Hamburg polisil kayı ele vermiştir. Lupinska böyle , kız evi. «Temenner» mahallesinden gelini *Kaledibi- ne, oğlan evine getiriyorlar. Biz de güvey evindeyiz. Zaten görülecek şey bu- rada, Gelin bahçe kapısının önünde attan indi. Eşraf iyük. Tek oğlu evleniyor. Yiyen, içen; Döken, saçan bellisiz. Evdekiler pürneşe, inmez hemen etrâfı alındı içeri sokuldu. , sofayı, methali dolduran bütün ka- görmek için birbirlerinin üzerine aha « nıp durüyorlar. En önde lide: Hacı hanım, teyzeler, gö- yengeler var. Eşiğin üstünde bir tas su du- kapıdan içeri adımını atar atmaz, biraz dçlı, su kabina bir tekme vurdu, t di, Hacı hanıs üzünü gös » ve şalvarmın ceplerii elinin başına serpti. Ka , sevlüçle yaşaran gözl. baktı, önüne * şeker ve leblebileri avuçladı, değil de, niçin leblebi ve şı gelinin u anlıyamaklım. Bu da bitti, gelin ran kalabalık memnun, her ağızı — Angın., emme de yosma... bir söz çıkıyor: artadan çekilince Alfredo için yalı - nızlık çok o da Prağ'da büyük bir para çalarak | savuşacağı sırada yakalnmıştır. — Üç sene hapse mahküm olarak bu müd. deti bitirdikten sonra doğruca Ati na'ya gelmişse de oranın polisi ken- disini iyi kabul etmediği için Fran- || sa'ya gitmiştir. Fransa'da bir kalpazanlık vak'ası meydana çıkmış, tahkikât ilerleyince Alfredo'nun -da bu işe karışmış ol - duğu anlaşılmışdır. Fakat Alfredo bu aspaaznlık işinden kendini —sıyır - yanık bulunmuş, güzel hirsız ya -| dıktan sonra Fransa'da büyük bir (Devamı 6 ıncı sahifede) — Hele bir yolcuk yüzünü açsın da, eyle gu. Ne diyon gız?. Göbel de fena mı??, Pek zorlu delikanlı... Gelinin başından carı alındı. Yeni misa « firler de tarlarını çıkardılar: Üç etek entarilerile kaldılar. Fakat gelinin yü « bir türlü açılmıyordu, suratını örten koca bir şal gelin yatasıya kadar yüzünü açmazmış! veyi camiden gelecek, açacakmış. bur versin, lin hanım, köşesine — yerleşitirildikten şerbetler dağıtılmıya başladı, shazineciliğin nine abas Tef, da: r kadın da sonra An . Bukadı t gelinler de sıra ile oyun 0y Her kadın oyun oynamayı biliyor ve hepsi oy , gelinin önünde pervare gibi iyorlar. Oyunun hususiyeti yak, Bildiğimiz şey, «Kanto» nun bir başka türlüsü. Ger » dan kırma, göğüs titretme, göbek kıvırtma., Bunlar sündüğü | noktai nazar hakkında burada alınan | mâlümatın hülâsası budur: İtalya e- | HİKÂYE VASİYET Yazan : Muzaffor Seril cuk ah!... Bizim hiç çocuğumuz ol -|bırakıyo madı. Babası ne iş yap Kadının gözlerinde iki damla .) birikerek parladı.. tamobil kazasında, a.. Vah at yine büyük iç sıkımtısı kalple- rini burkuyor ve bu mes'ud. aileyi| üzüyordu. Hiç çocukları olmuyor -| du. Nihayet bir gün fakir bir çocuk a- larak onu evlâd edinmeyi besliyerek büyütmeyi kararlaştırdılar. Bu ka « arımı derhal tatbik sahasına ko- yabilmek için bayan Sebahat bir kaç arkâdaşına açtı. Günün birinde de orta yaşlı bir ka- dın köşke elinde bir erkek çocukla girdi. Mütevekkil ve başı önünde yürüdü. Sebahat çocuğu görünce ko- şarak kapıyı; hiç adeti olmadığı hal- de kendisi açtı varsa. — Fakat hayret — Buyurunuz, dedi, bir şey mi is- tiyorsunuz? ah soluk başörtülü kadın yor- gun gözlerini sağa kaldırdı. ir çocuk arıyormuşsunuz dedi. — Evet. İçeri girsenize, Duvarları yağlı boya büyük tab « lolarla süslenmiş, ortasında bir avize olan salonda karşılıklı oturdular , — Çocuk stğin mi? Evet efendim, laşallah İsmi nedir? Cemal efendim. —— Fakat ne kadar da mahcap ço - l yaşıyacaksınız. ve en güzel sinema yıldızı ROBERT Ayrıca : Puramount dünya haberleri. Dikkat Telefon : 40868 Azami Neş'e.. Azami Mevsimin en büyük muvaffakiyeti... Zengin, orijinal ve emsalsiz bir film... Baş rollerde: wİLLİAM POWELL cidden tekrar tekrar görülecek bir film. İlâveten : EKLER JURNAL dünya havadisleri. da benim hiç yapamadığım ve beğenmediğim şey » Ah ben gu derenin el değmemiş di Koynundaki memeye çoban tut da gi Ah alam da, aman.. Sarı kız. amıyorum yalr ça, yahut da daha şakrakt benli dilber i el yerine Altın kemerin olayım Dola, beni bel yerine, Şarkısını okuduk kırdata çakırdata öyle nefis oyn hoşlarına giden şarkılar da : lar parmaklarımı şa- yorlar ki.. En çok Evlerinin Ben kül oldum yane yane.. Oy nenni.. İle : «Adı yangın Anşem nerden geliyon! A Dü A yiğn e hct n Di gi ahai Pa Yi e n e e MAD Xe Vah rakacaksınız çoc'ığu, — Ne zaman isterseniz.. — Hemen bügün... Şimdt imkân| 8e — Nasıl isterseniz.. ASK - NEŞ'E- ZEVK - EĞLEN- CE MUSİKİ ve DANS filmi BRODVAY MELODİ içesi ELEANOR POWELL sinema- sında zarafet LÜKSH AYAT CAROLE LOMBARD | Poaris, Londra, ve Amerikâ sinemalarında bütün rekorları kuran ve İl| yor.? yaş — Babası geçen sene öldü. Bir o -|nun Ne zaman bı-' görm jbüz bir delikanlı oldu ki İnin kızları peşinden koşmaktan vakit . Siyah gür — saçları, ediyorum — nasılİ bulamıyorla ybeyaz teni, uzunca yüzu, geniş omuz BU AKŞAM ME L E K'te maaaa y arrane banel bir gaü Hayatınızın en güzel iki saatini Tiyor gibiy”3.. Liseyi bitirmiş şim- na devam ediyördu. in üzüldüğü bir nokta 1 ölmüştü. O kadar ihti- mama rağ amamıştı. Ma- amafih anne: Diğer ha ba tara kadın 1938 z edöyordu. Ha de aşksız kalân bü delikanlıları bile talji ga böş kadata Te TAYLOR Numaralı koltukların erkenden aldırılması rica olunur. bırakmış olduğu v lara ferâah yaşatırdı. Bir ge t öyle bir gece ki mehtap bütün güzelliği ile 'süslüyordu. Balıkçıların se: e 'rinlerden aksederek yükseklerde da- ordu. Oh!... Sebahat bu akşam bir ıztırap içerisinde idi. Pene inünde oturmus denizi sey * dasında piyanosu başında bir — vals | çalıyor ve güzel sesile de şarkı söy -« liyordu... | Sebahat bir müddet dinledi, Artık j deli gibi olmuştu; Yüzüne doğru ha -« | (Devamı 7 inci sahifemizde) lara bayılıyorlar. Çok fakat, çok da - lâübali mddına giden şey : Ge- lüebkem duruşu, Biçare hiç 1 şal perdenin altında bu- , gelinlerin ma: 1 bana hoş gelmemekle beraber fena değil. Gelinlik üç eteğin a «taka» diyorlar. Mor kadife. Klaptanla işe , Bol, bariz işlemeli, Yeleği de ondan. İçliği i- Hâliden. Gerdanı kat kat beşibirlik. 'Turasında yepyeni Mahmudiyeler var, Küpeleri de ali Taşa kıymet vermiyorlar, En muhteşem bir pırlantayı beş beşibiryerdeye değişmezler. Öğleyin yemek yedik, Aman efendim.. Aman, Ne yemek, ne ısı Misafiri lamak hoşuma gider am- ma bu kadarı fazla, — Buyurun aşa... Dedikleri zaman hay: gofalara, belki, yirmiden fazla sofra kurulmuştu. Sof- ta; büyük, yuvarlak bir bakır tepsi. On kişilik: Üzes rindekiler: Birer peşkir. Yalnız tahta kaşık. Pide ve saç ekmeği. Üçer tas ayran. Hepsi bu kadar, Çatal matal yok!... Meydancı kadınlar misafirleri sofralara taksim ediyorlar. Memur aileleri için iki ayrı yırmışlar. Ferhunde, Sabiha hanım, Kaymakamı be- yinkiler bir araya oturduk, tepsinizn etrafında halka olduk. Yemek yemek bayli müşkül. Bir kaba n parmakla oraya giriy sak da bir hüner, şey. Ekmek - parçasını baş, işaret, orta parmakla ürasına yerleştirmek “ve lokmayı maharetle buraya kıstirip almak - lüzim! Naâl? Bar? sofraya, biter çatal, tabak filân koymuya alışsalar... örte #t ettim, Alt kat odalara, ada ei Li Lame bi n ei ÜÜ a BAA