İşçi emniyet koruyacak borçlar içindahi İşçilerimizin emniyetini ve sağlı- 1 korumak Üüzere İş dairesi tara - ından yeni bir nizamname hazırlan- IŞ bulunmaktadır. nisyonda görüşülmektedir. Diğer taraftan İş kanununun; ha- tırlanmasını emrettiği diğer mühim ve esazslı nizamnamelerin de mühim İDir kısmı ihzar olunmaktadır. Bu nizamnameler Devlet Şürasına İSönderilecektir. Devlet Şürasında letkik ve tasdik muameleleri ikmal Plünduktan sonra; nizamnameler tat- bik mevkiine konulacaktır. Bu su - 'aatlerine ularak yeni şekil ve esas - iŞÇiLER iÇiN... Ayrıca ağır ve tehlikeli işlerde ça-, “etle yakında işçilerimiz, kendi men-|lerinin haczi cihetine gidilmemesini| ve sağlığını nizamname- lerle ağır,tehlikeli işler içi yeni hükümler hazırlandı! Maliye Vekâleti; 30 liraya kada lan işçi ücretlerinin devlete ati haciz edilmeme-| sini dün tamim etti jları ihtiva eden mühim hükümle kazanımış olacaklardır. Diğer taraftan Maliye Vekâleti rafından Dün adliye ve maliye daire| lerine işçilerimizi alökadar eden mi him ve yeni bir tamim gönderilmiş tir. Bu tamimin esast şudur: Evel de yazdığımız - gibi; 30 liraya kadı " lolan işçi ücretleri; İş kanunu muetİ| bince haczedilemez. Kanunun bu sa- rahatine rağmen; hâlâ bazı devlet dairelerinin; devlete aid borclar i “İ30 diraya kadar olan işçi ücretletini haczettikleri görülmüştür. — Halbuki| bu kabil ücretlerin; eşhasa ve mü - Jesseselere olan borclar için haczedi -| jlemiyeceği gibi devlete aid borel: jiçin de kat'iyyen Naczedilememesii âicab etmektedir. İşte, Maliye Vekâleti bu yeni la miminde; alâkadarlara sarih emir ve rerek nazarı dikkatlerini celbetmek- te ve 30 liraya kadar olan İşçi ücret-) İtebliğ etmektedir. Balıkçıfığımızın| Halk tiyatrosu İnkişafı 'Hakkındaki İçin onferans Mütim bir rapor haz Nusret Safa Coşkun ta- tandı |.. # an dün akşam ak- Balıkçılığımızın inkişafı için yap- | Şam Halkevinde verildi lan tetkikler meyanında mühim bir, Muharrir arkadaşımız Nusrat Safa rapor hazırlanmıştır. Bu raporda ye-,Coşkun dün akşam saat 17,30 da E - Hi almacak tedbirler için evvelâ İs -|minönü Halkevinde (Halk tiyatrosu) tanbul, Gelibölu ve Çanakkaleden işe mevzulu konferansını vermiştir. başlanması lazim geldiği bildirildik-! Salon kalabalık bir genelik ve halk fen sonra bu en mühim balık hav - kütlesile dolmuştu. (Halk tiyatrasu - zamız için şu malümat verilmekte - İnu) çok güzel anlatan bu konüşma dir İbaştan sona kadar alâka İle takib e- Gelibolunun Seddibahire (Trakya, dildi ve gene hatib çok aikışlandı. Kıyısığ) Çardaktan Kumkaleye ,Ava-| Nusrat Safa Coşkun, halk - tiyatrosu dolu kayısı) kadar 68 kilametre uzun-(adile meddah, karagüöz, ortaoyunu ve luğunda bulunan Çanakkale boğazı | tulüatın tarihini anlatmış, bu arada değer taşıyan bir varlık kaynağıdır. |bazı tiyatro truplarile halkevlerinin Verim, yükletme ve kekilyönünden , halk tiyatrosu sahasındaki rollerini Yüksek değeri olan boğaz, baştan ba-| tebarüz ettirmiştir. a zenginlik yeridir. Dünya alım ve ln:ıddıhm karagözün, - ortaoyunu- Timizde büyük bir yer tutan ba - , tulâatın tarihi seyrini ve başlıça lıkçılak san'atı için burasının değeri | müressillerini anlatan arkadaşımız Vardır, İbilhassa tulüat üzerinde ısrarla dur- Çanakkülede çıkan balıkların m:iı nııcıuıı: Güllü Agobun süllürle, ve amızdaki ro- Yağılı Üserler oynamak imtiyazından Yü sağiları İktasat yaşaşna aKi de İsonra nesl rmeydana Çıktığını, tulüa - Eerek Trakya koy ve kıyılarında kış © Ne oldüğünü, inceliklerini başlıca Ve yaz aylarında her geşit balık çı- tulüatçıları ve bunlara sid bazı hatı. khr. Bilhassa mayıs, haziran, temmuz | Taları nakletmiştir. Aylarında en çok sardalya tutulur. —| Könferansta şehrimizin — tanınmış Geliboluda konserva makineleri ve birçok tiyatro san'atkârları da bu - bir gök tuzlama mağozaları — vardır, lunmuştur a ît—!ııı-_ımı eskide nbri —ün alanidalyan vardır. E Kişm . küçük bulık şerdalyesi en çok İstanbul ve İzmi-|kayıkları, Ezene kadar, Anadolu kı- a gnnn yılarında Bababurmuna kadar gidr - a2 aylayında bol çıkan balıklar a- ley. Böylece her yandan tutulan ba- va ";;"4- Kupa kılınç, satımı çoktar. |hıklar, Çanakkaleye gelir, şehir arede bir dalyan, Gelibolu velkazalarda satıldıktan sonra İstandula |kölyüden âlı üçük bir - kaçlgönderilir. Psoki kıyılarında Umarım ki, bana isyan etmemene Tâğmen içinden, sartık, bana bu kadar da olsa karışmağa hakkm Yokl» diye düşünmemişsindir. Haydi. yavrum, geç kalacaksın, Kit elbiseni değiş. Söz verdiğin yi bekletme.. Verilen söz, ve *öz — verilen kimse her nekadar kötü de olsa, yerine getirilmelidir. Seni Sir de söz verip de tutmamak istemem. Ârtık ne şekilde hareket edeceği. Z:’W'ıı!ü sözünü yerine gotirdik- , Sonra düşünür, ve kararını ve- Tirsin! Haydi çocuğum, güle, güle. b Kardeşinin ormuzlarına vurarak 'f" köşke doğru #tti; Sami, kal - Makla, gitmek arası mütereddid, y:'vm—iyı durduktan sonra . yavaş hd:l köşke doğru yürümiye baş- Suad, arkasından — bakıyordu. Ş"lhılııln karanlık bakışında, ne İr iğbirar, ne bir kiskançlık pa - Fıltısı, 'ne de nefret vardı. Karde- Gerin bir şefkatle takib edi - İş arayan, işçi isteyen veya bir müşkülü olup bizden fikir soran ve ; şikâyetini bildirmek arzu eden muh- terem — karilerimizin — mektublarım İher gün bu sütanda muntazaman ve parasır neşredeceğiz. Bize gönderi - Tecek iş ilânları 2 gün üstüste tekrar- la neşredilecektir. 167) Lise mezunu bir gencim. Yaşım 30 dur. Her nerede olursa olsun - iş arıyorum. Şimdiye kadar bir banka- da çalıştım. İstihbarat şefliği vazife- sini yaptığım bu banka kapanınca a- [çıhı kaldım. Anadoluya da giderim. Kanaatkâr bir ücrete razıyım. Ar- 'zu edenlerin Son Telgraf iş ve halk IWsı'mmıı vasıtasile (Selim) e müraca- ktlerini rtica ederim. W1(! Orta tahsili bulunan ve fransız- cası olan bir genc kızım. Kâtibe, mu- allimo veya kasa işlerinde çalışmak istiyorum. İyi terzilik de bilirim. Er- kek ve kadın elbiselerini dikerim. | Ücret hususunda kanaatkârım. lar mektebi mezunu- yum! Askerliğimi yaptım; bitiri Beş sene ilkmekteb öğretmenliğim hdi boştayım. Her türlü ayak zi ve buna benzer büro me- saisinde çalışmak arzusundayım. — İş İ verecek zatın Tehine en müsaid şart- San larla — çalışırım. Telgraf Halk sütunu vasıtasile (Can- ,Gaş) adresine bildirmelerini rica e - İderim. | 170) 16 yaşındayım! İlkmekteb tah- İsilim var. Boşta bulunuyorum. , Az 'bir ücretle her türlü işlerde çalışma- |ğa hazırım, Banâ mümnasib bir iş ver- mek istiyenlerin Son Telgraf iş - ve |balk sütunu vasıtasile (Rüştü) ismi- ne mektubla müracaat etmelerini ri. ca ederim, Otelcilerin Verdikleri Beyannameler Zabıtaya verilen hüviyet varaka - |larının hangilerine pul yapışlırılaca- ği alükadarlara bildirilmiştir. 1704 numaralı kanun — müucibince otel ve hancıların zabıtaya vermeğe mecbur oldukları hüviyet varakaları ayni kanuna ek olan 2089 numaralı kanunla damga resminden muaf tu- tulmuştur. Bu varakaların yalnız bir ve İki numaralı olanları 2450 numa- valı tayyare resmi kanunu mucibince ikişer kuruş tayyare resmine tübidir. 4 numaralı gidiş hüviyet varakaları ise damga ve tayyare resimlerine tâ- bi değildir. Gazetede çıkmış bir (5) Bralık resmi ile bir saf köylüyü dolandırdılar Mehmod Emin oğlu Nihad ismin- de bir adam; yeni beş liralık parala- rimizin gazetelerde çıkan bir resmi- ni itina ile kesıniş ve Adanada Hü -| seyin oğlu Ömer isminde bir köylü-| ye vererek: — işte yeni (5) liralıklar budür!. vo siyah renktedir' ... diyerek köylünün pazora - getirdiği bütün mallarımı almıştır. Fskat saf köylü biraz sonra — bu pera taklidini bozdurmak üzere bir dükkâne gittiği vakit dolardırıldığı ni arlamış ve hemen polise şikâyet letmiştir. Yapılan tahkikat üzerine dolandı- Tici Ve açık göz Nihad. biraz sonra, İstiyenlerin tarken yakalanmıştır. " İlişinde okullarda yapılacak hükümlerinden okullarımızı alâka - (dar eden maddeler ayrılmış ve okul- lar direktörlük ve başöğretmenlikle- rine gönderilmiştir. Bu tamimde ez- cümle deniliyor ki: halli vakitle sabah saat sekizde çe - kilir ve gurub anında indirilir. Türk bayrağımın çekiliş ve indi: töre bayrak çekmeğe memur edilen kim- senin başı açık olduğu ha'de günde - rin (direğin) dibinde mevki alarak, bayrağı — çekmesi halinde çektik - ten sonra, indirilmesi halinde indiril- meden evvel, bayrağı selâmlaması ve talebenin okulda bulunması halinde, bunların saygı vaziyeti alarak - işi rakleri ve milli marşı söylemeleri su- retile yapılır. Bayrak şerefi muhil bir tarzda ör. tü, perde ve bunlara benzer alelâde lanılamaz. Bayrak yırtık, şökük, delik, kirli, soluk ve buruşuk bir halde kullanı - lamaz. Kullananlara coza vardır. 'Türk bayrağı süs için de kullanılı- bilir. Satın alınacak veya derslerde Okullarda bayrak umumiyetle ma. | 'Bayrağa sayğdı!.. Dururken ve yürürken sancağa nasıl hürmet gösterilecek ? Bütün yırtık, sökük, delik, kirli soluk ve buruşuk bayrak asanlara ceza var !.. Bayrak kanun ve nizamnamesinin|lardan ve diğer maddelerden de ya- ptlabilir. Türk bayraklarının süs için kul ». anılması nizamnamede tayin edilen milli bayramlarla umumil tatil gün » lerine münhasır olup bunun haricin- de herhangi bir sebeble kullanı mahalli en büyük mülkiye âmirinin iznine bağlıdır. Bayrak için olduğu ların sancağa karşı saygi leri de mülli ve medeni bir ödevdir. vatandaş. Bu saygının şekli şöyle olacaktır. Sancağı selümlamak iki türlü olur. Dururken, yürürken. A — Durürken sancağı selâmla - mak: Sancağın geçeceği tarafa dönü- tür, şapka ve kasket çıkarılır, San - cak on adım kadar yaklaşınca mun - tazam bir vaziyet alınır. Eller aşağı salıverilir, vücud düzgün tutulur ve kırnıldatılmaz, ancak <ı adım yâk- ihtiyaclar karşılığı olmak üzere kul-|laşınca baş sazcağa çevrilir. Baş ile| gözler sancağa bakmak üzere sanca-) ği üç adım geçinciye kadar takib e- der, badehu baş ileri döndürülerek selâma nihayet verilir. B — Yürürken sancağı selâmla - züök: Sancağı 10 adım kadar yakla.! ştca evvelâ durmak — bâdehu - (A) bendinde yazılı olduğu Üzere resmi selâmı ila etmek lâzımdır. yaptırılacak süs - bayrağı, bayrağın esas unsur ve nisbelleri muhafaza e- dilmek şartile, şaliden gayri kumaş- Hariçten Hamidiyenin Polisliğe girmek | Hkbahar İstiyenler!, Seyyahatı Orta ve ilkmekteb me- | (Rodos) ve (Kıbrıs)da zunlaı polisliğe ziyaret ed'lecek Hem dost ve müttefik limanları zi- Müuhtelif polis kadrok: yaret etmek ve hem de Deniz okulu ı,.leı-"pols ıdmuındamü:ıuxmw yeş Bi inhilâl edecek memurluk / .h üzere Hamidiye mekteb gemi - lar için emniyet işleri umum müdür-İmizin ilkbaharda yapacağı seyahat ü haricden yeni memur almağalpragramı hazır.ınmıştır. başlamıştır. Orta mekteb mezunları| Hamidiye zırlılısı; bu seyahatinde, ve askerliğini yapmış olanlarla, üklevvelâ Rodos adasını ziyaret edecek- mekteb mesunu olup bir cenebi tisa- |t7: Ondan tonra Kibrisa uğrayacak- ö Enii ö mükiik ai ” Kıbrıs adasındaki Türk kardeş- v YA YAK Ü F Z iz, milli sancağı taşıyan kruva- edemeyip bir ecnebi lisanına vâkuülzörümüzü ve bahriyelilerimizi istik- bulunanlar imtibansız - kabul edil-|bal için şimdiden hazırlığa başlamış- mektedirler. İlk mekteb mezunu o -|lardır. lanlar da imtihanla alınmaktadırlar. ”:l_”“d*-"““' p:"'"ı#'l Yı:feotv l - . ma: rına ve e ile Fal uğ “Arzu edenlerin birer istida e Em-| / 0 DD kir, niyet işleri umum müdürlüğüne tmü- racaat etmeleri icab etmektedir. Tütün ücreti beyi- yeleri arttı alınmasına baş'andı! üü — j9*ŞhBat 1938 Halk Filozotu”” diyor ki : GENÇLİK Bir odada idik: Yaşları yirmiy geçmiyen yirmi kadar gene vardı Coşkün ve taşkın konuşuyorlardı Kollarının en geniş hareketlerile yumruklarını sıkarak, boynunun da- marlarını şişirerek, seslerini en ti perdeye akord etmiş oldukları halde hepsi de bir ağızdan konuşuyorlardı Dinliyenleri yoktu. «Bu yaş, dinle mek yaşı değil, söylemek yaşıdır. dediler. İçlerinden en zayıf, en uzun boy: lüsu esmer yanakları avurdlarına batmış olanı bir horoz sesine benzi- yyen gesile en iddialı sözleri söylüyor- idu. İçlerinden tıknaz, kırmızı yüzlü, saçlarına bir iki tel ak karışmış ola- ni onlara biraz itidal tavsiye edocek Joldu. «Bu yaş, nasihat dinlemez» de- İdiler. İçlerinden geniş omuzlu, kalın parmaklı, kaba elli bir delikanlı /spordan kopuşuyordu. Bir atlet gibi atıldı ve arkadaşınm bileğini büktü. «Bu yaş, boyun bükmez, bilek bü. ker.» dediler. Onlara <okumak yaşı hangi yaştır?» dedim. Hepsi birden sustular. Aksu’nun'= Yaraları Kapatılıyor Evvelki gün nihayet yüzdürülebi- len Aksu vapuru Sinob iç limanma alınmıştır. Vapurun bu limanda ya- raları kapatılacak, sonra buraya ge- trilerek esaslı temire tâbi tutula - caktır. Kaza münasebetile yardıma giden Karadeniz vapuru, Aksudaki yol - cırları aldıktan sonra İstanbula doğ- ru yoluna devam etmemiş, Denizyol. ları idaresinden emir beklemiştir.Va- purdaki yolcular, insani vazifeleri bitiği cihetle kendilerinin bayram üstü boş yere vakitlerinin kaybol sına sebebiyet verildiğini söylemiş lerse de süvari Hüsnü kaptan bu id - dialara kulak asmamış ve idareden yeni talimat istemeğe de lüzum gör- memiştir. Bir müddet sonra idareden Sinob limanına giderek Aksunun yol cularını Sinoba çıkarması için emir gelmiş, fakat Hüsnü kaptan yolcuları Sinoba çıkardıktan sonra da hareket emri gelmeden İstanbula dönemiye - ceğini söylemiştir. Bu vaziyet yolcu- lar arasında haklı bir asabiyet uyan- dırmış, hatta, yolculardan bazıları a- lâkadar yüksek makamlara — telgraf çekerek şiküyette bulunmağa teşeh- bÜSs etmişlerdir. Nihayet süvari mü- Lamadi ilirazlar ve bu kabil teşeb - yüsler karşısında halkı 26 saat bey- hüde yere yolundan alıkoyduktan sotura gece saat biri geçe Sinobdan İstanbula hareket eylemiştir. Yolcu- culardan bir kısmının bu halden z4- rara uğradıklarından bahisle süvari ve Denizyolları işletmesi sleyhine za Baş muharririmiz | tahisarlar idaresi taralından şehir| <3 ve ziyan İstemeğe karar verdik- beraat etti blafke gea rirene ae Başmuharririmiz Etem İzzet Beni-İbeyiye ücreti verilmekle idi. 'ce, Parti Genel Sekreteri ve Dahiliye| — İnhisarlar umum müdürlüğü ev - Vekili Şükrü Kaya'ya yazdığı iki a -|velki gün, muhtelif şehir ve kasaba- yenktıpitası dolayı Hidüci lardakt toşkilâtıza gönderdiği yeni g KöneL GeŞ S A0lE l emirle; bu nistetin yüzde 6 ya ib- (ve kasabulardaki bayilere, şimdiye | leri haber alınmıştır. Esasen evvelce 16 kânunusenide İKaradenize hareket eden Ankara va. puru da Yeniköy önüne gelince ta - mir için dört saat durmak mecburi - yetinde kalmış, bu vapurla Karade- ceza mahkemesine verilmişti. Cene - lAğ edildiği bildirilmiştir. yan eden muhakeme neticesinde beş-| — t hsarlar idaresi bayilerin li iküm kesbi kat'iyet eylemiştir. )ELİ GÖNLÜM ldığı malları başkasına sa-| Muharririmiz beraat etmiştir ve hü "jgayretini artırmak maksadile beyiye| üctetini arlırmış bulunmaktadır. nize iş için gidenler. gelirken olduğu Tibi giderken de, idarenin vaktinde tertibat almaması yüzünden zaman kaybetmişlerdir. - YAZAN NUSRET SAFALCOŞKUN EDEBİ ROMAN:AâT. O gözden kaybolduktan sonra içini çekti: — Gençlik! Diye mırıldandı. Bir iki adım attı. Arkasındaki erik ağacına da- yandı, başını geriye attl.Bir müddet gök nü seyretti. Mavi bir ze min üzerinden birbirin! kovalıyan beyaz bulutlara gözlerini dikti. Bu beyaz bulut yığınlarını kal- binin üzecinden, sevgisini unut - mak için geçirmiye mecbur ol - duğu süngere benzetti. Fakat bu namütenahi mavilik ortasında beyaz bulut kümeleri o az bir kısmın üzerini örtüyor, bu “ürttüğü kısmın dâa rengini tama - men silemiyordu. Altından yine koyu mavi asıl fon seçilebiliyordu: Gök yüzü, tıpkı, kendisini andı- rıyordü. — Bütün bu geçen hâ - diseler onun uçsuz bucaksız say - dığı büyük aşkı üzerinden bu bo- yaz bulutlar gibi keçmişlerdi. Fa- kat maülesef üzerinde bulunduk - darı yerlerin bile rengini değişlir- miye ve kalbinde hiç olmazsa bu iki rengin birleşmesinden doğacak. yeni bir zemin meydaan getirmi- ye, muvatfak olamamışlardı. Yarabbi, bu ne kadar kuvvetli bir sevgi idi! İğrenmekten, nef - retten ve bir gurur kırıklığının $- yanından doğma üç şiddetli hissin ç târeften müşterek -vo- siddetli Hücumlarına hâlâ mukavemel © - diyordu. Vakıa ona rastlamamak i- çin eve gece yarıları dönüyor, sa- bahları çok erken, veyahut ona te- sadüf ihtimali olmıyan trenle ini- yor; ondan kaçıyordu. Bir randevuya da gitmemişti. Fakat!.. Fakat, onu hâlâ sevdiğini, çıl - gınca sevdiğini hissediyordu. İra- denin nefse verdiği: — Unutacaksın! Emri karşısında bir müddet u - mutmak için bütün kuvvetile ha- yalini kafasından, sevgisini kal - binden silmeye , hayatına böyle - bir kadadım girdiğinden bile Habe - ri olmiyacak bir duruma getmiye Lâkin, şimdi nefis, iraderin em- yi karşısında acizle boyun bükü - yor: — Yapamıyacağım, ğim diye sızlavıyordu. — Unutamıyacağım, deli gibi se- viyorum.. Bu ilk aşisım.. Aradığım kadın o benim... Onu kaybettim, fakat içimdeki kadını yok etmiye imkân yok! Bu sürabla ömrü - mün sonuna kadar — yaşıyacağım. Bana tatlı bir ozab verecek... Bu kadını daha evvel lahli! e « demediğine, tanıyamalığına zi « yordu. Her gün böyle İstandula inen, trende erkekler vagonunda biraz da lâübali sayılabilecek bir tarz - da olturan, sonra kendisine — iki üç karşılaşma içinde azami mü - samahayi gösveren, bir kamarada, hiç de makül olmıyan bir bakane ile; üç dakika icinde dost olup bir tren gezmesi yapan genç kız ro - lündeki bu kadından daha o za- Mmâan şüpbe etmesi ve: — «Sen benim genç kızlık, arka- daşımsın Tomrisla Sözünün üzerine basarak bun - lardan, kendisini en kat'i hakika- te getirecek mânâlar çıkarması lâ- zamdı. Banu yapmamıştı. Yapma - dığı için de böyle bir sonla kar - şılaşmıya boyun eğmesi icab edi - u. Fakat, kendini o kadar kaptır - mıştı ki, bu işte o kadar toy — ve tecrübesizdi ki, bunları düşün - mesine imkân yoktu. Aşk,; gören gözü kör ediyor, duyan kulağı sa- z ediyor, ışliyen beyni durdüurü- iyör, yalnız bir diktatör gibi ap - tallaştırdığı insanlara — emirlerini yaptırıyordu. (Derarür van) f aa B aa a vi ee İ ae GA G e B DG SĞ SA 0 KX L Y