12 Ocak 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

12 Ocak 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4—-SONTFLECER/ F - 12 İkincik&run”>8 Paylaşma projesi bu Gidişle suyadüşecek İngiltere Akdeniz filosunu takviye ediyor.. İngiltere Filistin | işinde bir türlü karar veremi- yor Arab müca- hidleri so- nuna kadar her şeye göğüs gere- rek müca- delelerinde muvaffak olmıya az- metmiş bu- : ıunu Ürlaf İngilizlerin yeni yapı k Akdenize Y yolladıkları 31,000 tonluk “Varspite, Filistin meselesinin Akdenizde İn-|projenin ortaya çıkmasile beraber gilizlerin mevkii itibarile ne kadar |Filistinde de gerginlik arttıkca art- ehemmiyetli olduğunu söylemeğe lü- , Beş altı aydanberi cereyan zum var mi?, Bugün bundan bahset- leden vukuatın t: ni burada tek- mek icabediyor. e hacet görülmüyebilir. İngilizler yeni harb gemisi yapt vaziyeti gözden geçir- lar. 31.000 ton hacminde olan bu ge- |mek iktiza ediyor. İngiltere hüküme- mi ayın beşinci İngilterenin Wn şimdi beyaz kitab neşretmiştir. malüm ol meselesinin san sa hareket e esnik ile gösterilmek- Hileri bü büyük harb gemisi doğrü İledir. Geçen salı günü akşamı çıkan Akdenize dağru yollanmıştı |bu «beyaz kitab» İngiliz tahkikat Akdenizdeki İngiliz donarımı Filistini üçe — ayırmak amiral gemisi olarak şimdiye kadar 'şeklinde vardığı neticeyi esas itiba- Barham bulunuyordu. Yeni gemi 'rile muvafık bulmaktadır. Bu tak- Akdenize gelince amiral gemisi 0- (dirde arablara Gdüşecek yerlerdeki lacak, diğeri İngiltereye dönecektir. | yahudiler obür tarafa, yahudilerin Bu cesim geminin yapılması için İidaresine geçecek yerlerdeki arab- 2,000 İngiliz lirası sarfedilmiş- |1ar da diğer tarafa geçecek, mübade- « le edileceklerdir. Bunu da - İngiliz Akdenizdeki İngiliz filosunun böy- (hükümeti doğru buluyor demektir. le yeniden kuvvetlerdirildiğini dün “Lâkin «Beyaz kitab> derhal şunu da gelen İngiliz gazetelerinde öğren - Wı.nın.wr ki henüz kati hiç bir karar dikten sonra Filistin meselesinin İverilmiş değildir, Filistine tekrar son safhasını gözden geç pek |bir heyet daha gönderilecektir. İlk mümkündür. giden heyetin; vardığı yukarıki ne- Filistin vaziyeti bu yazdanberi yeni|ticeyi tatbik etmek için yeniden bir den.bir çok vahim safhalara girmiş, |çok tetkikata lüzüm — gören İngiliz gâh sükün.hasıl olmuş, fakat bu mu- (bükümeti ayni zamanda bu taksim vakkat süküneti mutlaka şiddetli bir îprc-jc. nin paraya taallük eden ci- gergitilik takib etmiştir. Filistini ü- |hetleri hakkında da henüz hiç bir çe ayırarak deniz kısmını yahudile- |karâar vermemişlir. Bütün bu mese- re, dağ kısmını arablara vermek ve |leler daha kati hiç bir karara varma- Kudüs ile Makamatı Mübarekenin |Mıştır. bulunduğu yerleri de doğrudan doğ- | Bundan iki netice çıkmaktadır: ruya İngilizler idsresinde bırakmak (İ1— İngiliz hükümeti taksim proje- gibi ortaya bir proje çıkarılmıştı. Bu İsine evvelce çok sarılmış, bunu tat- in, jbik ettirmeğe çok ehemmiyet vermiş görünüyordu. Halbuki şimdi beyaz | kitabdan anlaşılıyor ki İngiltere hü- kümeti artık Filistinin üçe ayrılm: sı meselesinde ısrar edecek değildir 2 — Aylardanberi devam eden tet- kikattan, uzun uzadıya münakaşa - lardan sonra hâlâ bir neticeye va: mış değildir. Amelt hiç bir çare elde edilmemiştir. Devamı 6 ıncı sayfamızda GREV Gece dukkânına ' Giren hırsızı Öldürmü Evvelâ kapının zili ça- |liınmış sonra yukarıkı pencere açılarak içeri girilmiş... e Lambert isminde yirmi iz yaşlarında bir genç bir dük- n açmış. Dükkânın bir tarafında 'da gece yatmak için bir oda vardır. Geçen gece sabaha karşı saat dört- te dükkânın kapısındaki zil şiddetle dükkâncı olduğu çalınmış, dalmış Gerin uykudan uyanmıştır. Kalkmış | yanına silâhını almış ve karanlıkta | Devame & inci sayfamızda CİLER Arasındaşimdiyekadar (Görülmemiş bir hadıscw Kaçırılama hâdiseleri ve serbest bı- || rakılanların esrarengiz halleri her| kesi merakta bıraktı | Paris gâzetelerinde okunduğuna göre geçen gün Pariste otomobil grevi yapanların arasında şimdiye kadar eşi görülmemiş bir vak'a ol- muştur. Pariste bir taksi şoförü ka- İrakola gelerek arkadaşlarından bi- rinin alınarak götürüldüğünü haber vermiş ve şunları söylemiştir: — Arabasından iniyordu bir ma- ğazanın önünde durmuştu. Beş kişi onu bekliyor gibi orada duruyorlar- dı. Bunlar derhal arkadaşımın etra- fını aldılar ve ileride duran bir kam: yona binmeğe zorladılar. Arkadaşım İbeş kişi ile beraber kamyona bindi, İKamyon bunun üzerine alabildiğine hızla yoluna giderek gözden kay- İboldu. Derhal tahkikâta girişilmiş İve çok geçmeden — öğrenilmiştir. ki İböyle kamyona bindirilerek kaçırı- Grevcilerin yarananma, nattâ ölümte biten kavga- larından birinden bir sahne Jlan adam otuz sekiz yaşlarında Ma- inin isminde biridir. Kendisi bir nak- liyat şirketinde çalışmakta imiş. Bu memur şirkete aid eşyanın kamyon- larla nakledilmesi Jâzım gelirken taksi ile taşırmış bunun öşikâr bir İsebebi vardır. Çünkü Pariste geçen- lerde vesaiti nakliye grevi olmuş, İnihayet taksi şofölreri çalışmağa başlamışsa da kamyon şoförleri hâ- 1â çahşmıyordu. Manin de nakletti. (Devamı 6 nct sayfamızda) v | -HİKÂYE - — Anlamadım - Anlamıyacak bir şey yok. Bu- dalanın biridir. Seni kardeşim diye takdim ederim, olur, biter.. İtiraz ettim, Ayak diredim. Anla- İtamadım, birtürlü.. düşündüm sönta: Nasıl olsa intihar edecek değil mi- idim, Ha ölüme ha böyle bir macera- ya- atılmışım, Allahın; bildiğini #iz- den ne saklayayım.. Günsel de bir Şiçim su hani.. ? Ben de -ona hayatımı — anlattım. İkendisine rastlamasaydım intihar et- İraek kararında olduğumu. söyledim: —- Vah zavallı yavrum, diye beni töşelli etti. Meclisi idare relsi Sşıkı- erek iyi bir işe yerleşebi- stediğim kadar bana yar- umda bulunabileceğini vadetti. Nişant mükellef bir. apartı- |man.. çifte. çifte hizmetçiler.. şamdan başım dündü adeta.. Şimdi, diyordüm, bakalım Meclisi A,Hırr— reisi teşrif edince halimiz ne ni 1 ev kılığile daha güzel. Pe- şine sümüklü Dilber diye takıldığı- mız Cabir Efendinin beslemesi me- harikulâde - bir dünya güzeli imiş, Hayat bu., -para neler yapmı- yor, Yayıpor amma kızda-da cevher Ş, aferin sana Dilber.. kadar oturduk, çene çal- he sığmıyordu. ularP reisi beni na- cak, bu dolmayı yuta - Bersi sıl karşılay tak mıydı?.; Geç vakit, apartımanın - önünde müuhteşem bir otomobil durdu. İçin- İden şişman, kısa boylu bir adam in- di, Hizmetçiler kapıya koştular. Günsel yerinden bile kıpırda mişti. Birâz sohra Bay Re etti. Beni , Günselin elini öptü: sılsın elcim diye hatırını sor- Çünkü yıllar u habere i. Küçük, tombul el- tle sıklı : iye kadar aramadınız izi, Az vefasız değilmişe |diye üstelik bir de sitem etti. Hep beraber yemeğe oturduk. $: şişmanın neş'esi , ben de gevezelik — ettikce, — Ne iyi ettiniz de geldiniz, yal- pızlıktan patlıyorduk. Değil mi Gün- selciğim... Hele bu geliş sevgili yav- rumu memnun ettiği için ne kadar bahtiyarım, Bizi bırakmazsınız ar- tık değil mi?.. Biran durduktan sonra: — Haydi bakayım, ümün önün- de biribirinizi kucaklayınız.. şapur şupur öpüşün., diye tutturmasın mı, Kulaklarıma kadar kızardığımı his- sediyordum, Kalbim Madrid kapısı İgibi bombardıma uğramıştı. Günsel : — Haydi, diye işaret edi- yordu. Yapacak başka iş yoktu Ya VAnah dedik biribirimize sarıldık. Gece. saatler biribirini kovalıyor, İben birtürlü uyuyamıyorum. Yap: ihti - | KADIN VE DENİiZ Yazan : Nusret Safa Coşkun (Dünkü sayıdan devam) sutistimal etmek, kardeş maskesi al- İtında.. bana gösterilen bu samimi - bu çok fena... Sabahleyin erkenden kaçmıya ka- rar-yerdim. Günsel harikulâde, ar- izulanan bir.kadın amma.. bu benim yapacağım bir şey değildi. Tık tik... O ne?.. Kapı vuruhiyor. kapıyı.. — Günsel.. Onu hemen kollarım arasında bul: düm. Yarı çıplaktı, — Ne var, niçin geldin?. — Uyudu.. horul horul uyuyer, Ece... — Ece si var mı?.. İişte., Anlamıştım maksadını.. ittim ? — Bu çok fena bir hateket Gün- se).. bu adama karşı. sen saadetini, refahini önâ barçlusun.. yapma bunu. | Beni mağlüb etmiye karar vermiş İgözüküyardu. Şüh bir hareketle som- (yaya çöktü. Çıplak bacaklarını biri- birinin üzerine attı. Göğsü yarı açık- tı. Heyecanlıydı. Gözleri bir. dişi kaplan gibi parlıyordu. —Şeyda, bırak şimdi bu düşünce- leri... — Olmaz Günsel, yapamam ben bunu.. bu çok ayıb ayni zamanda gü- nah.. siz kadınlar hakikaten — deniz gibi mahlüklarsınız. bir gününüz, bir günün bir arzunuz bir diğe- Kaçtım geldim ısırıyor, göğsü heyes çıkıyordu : miş mi idin ?. - Evet.. — Nasıl öldürecektin kendini 'Tabancayı kullanamadım. Oto- vay altında kalmay mobil, tec- ak h den iyi.. Gülümsedi : O halde ke ala- sin, sen, kadın deniz gibİdiR der mi?.. Ha denize atmışsı kollarıma. Düşündüm, hakkı vardı. —BİTTİ — ——— Tekrar moda” olmaya | — başlıyan bir dans | Eskiden kibar muhitlerde, oporas larda hep ayakların ucunda yapılan bu dansı etmiye koşan halk, u- zun seneler sadece varyete numa - rası olarak tek tük yerlerde bu dan- S1 nadiren görmiye — başlamışlardı. Fakat son zamanlarda Avrupa — ve Amerikada yine bu dans moda olmı ya başlamış, hattâ buz bazı moşhur artistler bu dansı ayak- larındaki buz ayakkabıları ile yap- mıya başlamışlardır. . bil İskoçyalı asil bir ailenin oğlu ev- leneceği zaman eski bir âdete riayet ederek düğün günü gayet şık ve mo- dern giyinmiş olan gelinin yanmda İskoç elbisesini giyerek kiliseye git- mek mecburiyetindedir. Hemen yataktan atladım.' Açtım * Sen intihar etmiye karar vermes rübe ettim, olmadı. Yine denize at- | İskoçların eski bir adeti baba, ne akraba.. Yapyalnızım, Fakat bir piç deği- lim. Annemin nasıl ve niçin öldüğünü biliyorum. O zaman beş yaşında idim. Perizad uzun bir kahkaha salıverdikten sonra: — Ne kadar da hassas ve tuhafsın Vicdan?, Ben sana piç misin diye bir şey sormadım... Dedi ve tevil etli; — Asla aklıma böyle bir şey gelmedi. Hani, her vekit mektebde kalıyorsun da onun için sardum. Böyle bir şey düşünmene vesile verdiğim için affım rica ederim. Durup duürürken seni üzdüm!. r üzülmedim. Bilâkis, bu sözlere çok' alıştım. Benim piç olduğumu sana da Sabiha zü: Si mi söyledi?. — Emlh ol değil. Seni temin ederim ki, aklım: n böyle bir şey geçmedi. Bilmiyerek kalbini kırdım. Halbuki ben ne söylemek istedim, sen ne anladın?.. Perizad sözünü bitirirken nişanlısı ile karşılaş- tık. İkimiz de sustuk. Bizi selâmladı. Perizad, derin bir arzu ile nişanlısının elini sıktı ve elini sevdiği- nin avucunda bıraktı. Ben, sadece bir tebessüm ve baş selârm ile iktifa ettim. İyi ki elimi sıkmadı. Yer yüzünün sıcaktan kav- rulduğu ve herkesin buram buram terlediği bu tem- muz güneşinde benim ellerim buz gibi idi. Sinirden tiril tiril titriyordum. Onlarla beraber çok yürüme- dim. Soğukçeşmede ayrıldım Kitabcıya gittim. 19 Tetiimuz Dün maarif bakanlığına gittim. Öyle bön ve bilgisizim ki... Kapıcılardan akıl danıştım: — Ben bu sene mektebden çıktım. Hoca olaca« Bım. Tayin edilip edilmediğimi kimden öğreneyim?, Beyaz sakallı, ömrünü kapı diplerinde eskiten bezgin bir ihtiyar cevab verdi: — Kızım ikinci kata çık. İlk okullar direktörlü- ğünden sor, söylerler. Dediğti gibi, ikinci kata çıklım. Direktöre sordum. Daha tayin edilmemişiz. — Bir iki gün &onra emriniz çıkar! Dedi. Bu bir iki gün bana ne kadar uzun geli- yor. Kendi kendime kaldıkça çök istırab çekiyorum, Mektebde çocuklarla uğraşırım da bâri Istırab duy. mam, Hem niçin ben bu kadar neş'esiz, içli ve hassa. sım?. Buna aklım ermiyor. Herkes: gülüyor, öynü. yor, geziyor, neş'e duyuyor. Benim herkese küskün, herkesten farklı bir halim var. Acı ve hüzün duy- duğum günler kendimi daha çok kuvvetli ve ateşli buluyorum. 24 Temmuz Ben: Aşkın mihrabı imişim... 6 da, bu mihrab önünde her an secdeye varan çılgın bir <âbid> imiş! Keşke bu tesadüf olmasaydı. Muhakkak ki her şeyden nefret ettim. Nefret... Annesiz, babasız, kım- sesizsem bile kimin kimden ve kimin benden şüp- heye hakkı var? Ve., bu şüphe niçin?. Etimiz bir, ka- t nımız bir, yaradılışımız bir, zekâmız bir değil mi?. Benim onlardan, onların benden ne farkı var?. Yef © yüzünde belki, hâlâ esir ve efendi olanlar var. Bu, — tabilatın değil, cemiyetin seçişi. Fakat, hilkatta aykı- rılık aramak mânasız, Ben de yer yüzüne insan diye Gdoğdum. Şartlar bir.. Almımda, beni:; — Piç... Diye kimseden ayıran bir leke var mı?.. Bu si- yah damga görünebiliyor mu?. Gerçekten: — Bir pi de olsam bu sürünün içinde yaşadıkca ben de ayni tabif hakların sahibi değil miyim?, Bir pranga mahe kümu gibi suçum boyunâ yüzüme mi — vurulacak?: Hem mücrim ben miyiti?. Günah ben miyim? Banâ ne? Bunu benden değil, benden evvolkilerden, beni * yaratanlardan sormalı. Yoksa? Onlar ademin hamu- rundan, biz istıirabın çamurundan mı halkolduk?- Onun için mi, annemin bile bugün şu kara toprağıtt üzerinde başında diz çöküp göz yaşı akıtacağım bİf mezori yok?.. Onun için mi o mezarsız kaldı ve #* teşten yanan vücüdünün küllerin! rüzgâr dağıttı dâ ben kimsesiz oldum?.. Fakat, ben piç değilim. Hıncımdan söylüyorur” Bütün bu sözler her hangi bir piçin müdafassı ola” bilir! (Devzmı var) < | yeti çirkin arzulara âlet etmek.. Oco —|

Bu sayıdan diğer sayfalar: