Lordur | Oyuncakları !. | Genç kız hepsini Alıp satmış. Londrada bir mahk icelenen garib Zengin İngiliz beş âltı senedenberi genç beraber bulu ından biri | kızla Kız mağaza armış. Orası ile ile bu kız beraber otururlarken ne apıyorlardı?. Suali çok merak & Bunu da mahkemede cerey ikakeme safhaları gös Lord Kingsborungh şöyle demişlir Je Böyle ile be r beraber ya: akit geçirdi. nim pek çok cakların Küçük şimendüferler, küçük biller; vapurlar ve bir çok kurşun - dan n mini askerlerim vardı. Her Kün ikimiz bunlarla oynardık, Fa - kat bir gün a boldü. Önu yorum. Çünkü a bir alâka y nim bütün oyunc Ber götürmüştür. K ları istiyorum Mahkemede bulunan kıza bunlâr sorulduğu zaman o da şu cevabı ver Miştir r beş se- dik: Berabıi mize gelince; nasıl stomo- m olan kız kaş Ü£ eti ğine tee — Bu oyuncaklar zaten benim ya- rumda idi, Paraca çok sıkıntı içinde idim, Onun için bunları sattım. Fa- | kat Lord oyuncaklarından başka şun-| ları da kızdan İstiyordu: Harbi umumide İngiliz donanma- a dair büyük bir kitab, şimdiye kadar olmuş deniz kazalarma dair büyük bir kitab, de arları- a dair de bir kitab. İstediğim oyun- | küçük lokomotif, dört vagon, kurşun konulan askerler, Mahkeme neticede kızın bütün bu canav $Yâyt 'tarnamile ve yahut ta elli li- ra bedelini ödemesine karar vermiş. r Bu'dâ KE mahkemede | “|yatınc nızda her bangi | | Bir * Meselediı_';' KÖPEK Tiyatro Şehir Tiyatrosu ERKEK ve HAYALETLERİ Bilmiyorum, Ercümend Ekremin «Kundakcıs isimli romanını okudu- nuz mu?,, Şayet okı ri 20 parçaya udunuzsa, hayalen bu ese- in, romanın kahra- |manlorı ikişer ikişer karşınızda gelip onar dakika konuşsunlar, işte size, Sehir tiyatrosu dram kısmında salı- danberi temsil edilen H. Leonormand in Galib Arcan tarafından türkçeye len dört perde ve 16 tabloluk ri> adh piyesi.. ve hayal * Piyes bize, çapkın ve ahlâksız bir adamın hayatını hikâye ediyör. e bir adam ki, bütün ömrü ka» dından kadına koşmakla, saf genç kızları iğfal ederek onlara feci akıe yetler hazırlamakla geçmiştir. Ha « ı, şehvetin &- n bir aşkla sev- T kadınla yalnız bullak eden ir fırtı- ları sükünet niye, bir da- uhunu & naları, şeh t kasır güç olmu- u, bütün ı çeşit seyranların biribirine Te verdiği, ihtilâllerin yekdiğe î:ıı takib ottiği bir meydan olmuştur. Bu tırabına, vicdan aza- ek doğru olur mu, bil- W isi l |miyorun | | Cahide Dİ m, kendi kendisile olan | Dram Kısmında: i YAZAN [ NUSRET SAFA L coşkun Galib artık kadınlara yaklaşa- eci bir sonucun yakası- 'na yapışan pençesi altında sczin ve tahasstirün bir İç çekişi... Gözünde, aldattığı kadınların, dü- şürdüğü genç kızların hayali, başka- ların: ıstırab ve felâketi uğruna te- 'a koşmak- ında bütün nu payandalayan bütün kuvvetleri birer birer çi esini seyrede ede ölümün kollarına kendini b İşte burası da piyesin sonu. Şayet iyi tertib edilmiş iki cümle ına manası ancak b tamamlandıktan sonra bir kısır fikir komprimesi sıkıştır « mak, felsefe yapmak addediliyorsa, H. Lenormand, bu sahne tekniğine asla İntıbak etmiyen, harekefsiz, he Kedilere takılan isimler, köpekler için yazılan hikâ- yeler ve birçok efsanelerin neticesi nedir? Tabii bilirsiniz: Kedi nankör, köpek sadık Derle bana di hakikaten mankördür. Yedirirsi- niz, Ciğerle " beslersiniz, yatağınız- da yatırırsınız. Biraz ökşamak iste- niz mi, hemen bıyıkları dimdik ©- h r, elinizi tmalar, bazan da yüzünüze atılır, gözünü kör et: alk Halbuki köpek insanlardan daha Gosttur. Efi ine bağlıdır. Bir lok- da ekmek verdiniz mi, gelir, elinizi aklanır, şükrantnı, nettarlığını ödem ni birakmaz. O, nanda iyi bir muk Man- dıralarda kurt hücumundan koyun- ları, kuzuları o muhafaza ettiği gibi, şehirde de evleri, apartımanları bek- ler, yabancı geldiği zaman haber ve- rir, hırsızı sert havlamalarl. karşı- | lar, Denize düşeni, kara gömüleni kurtarır. Hırsızm izini keşfeder. Adrerikada hassas bir köpek' — Köpek sadıktır! Sözünün doğruluğunu isbat et- |miş, ancak romanlarda, sinemalarda eçen çok heyecanlı bir vak'ada mü- him bir rol oynamıştır. Fedakârane bir hareketiyle bütün köpeklerin İkoltuklarını kabarlmışlır. Vak'ayı anlatalım: Amerikada, Masacozena hüküme- tine bağlı küçük köylerden birinde, Möntayiller adında karı koca ve üç çocuktar ibaret bir #ile oturmakta- dır, cinsinden fevkalâde zeki bir hayvan- dı. Evdekilerin hangi şı yaya daha fazla ehemmiyet verdik- lerini dikkat ediyor, gece, gündüz o eşyaların etrafında dolaşıyordu. Köpek evde eskiyince, efendile nin, en küçük çocuklarına büyük bir onun larmı anlamış- tı. Madam Möntavil evde olmadığı zaman, köpek küçük efendisine âde- te bir dadı; bir süt nine, bir lala gi- t t bi bakıyordu. O kadar ki bir emzir ği kalıyordu. lçük emeklemek devrini geçirip, yürümeğe başlayınca, köpek arkı sından ayrılmıyor, bir dakika peşini bırakmıyordu. Bir gece, madam Möntavil yata « Bında kitab okuyordu. Yalnızdı, ko- cası evde yoktu. Kitaba o kadar dal- mıişti ki Birden bir havlama işitti: Köpek âcı acı bağırıyor, havlıyordu. Yata- ğından fırladı, ayaklarına terlikle- rini geçirmeden kapıya koştu, aç- onu ilk karşılıyan kesif bir duman iyük büyük alevler oldu. Duman ve alev!.. Madam Möntagö şaşırdı, itidalini * kaybetmek derecelerine geldi, sene deledi, düşmemek için duvara da « ndı. Alev ve duman, etrafıni sare mış den köndini topladı, çocukları hatı- rına gelmişti. Bir pars gibi, odanın ortasına atıldı, karyolalarında mışil mışıl oyuyan iki çocuğunu uyandır. İdı, ellerinden tuttu, yalın ayak, ya- İrı çıplak bir halde kapıdan fırladı, merdivenlerden koşa koşa indi. Ken- dini ve çocuklarını sokağa attı. Derin bir nefes aldı. Bir; — Oh! Çekti. Çocuklarını feci bir âkibet. ten kurtardığına o kadar memnün- İdu ki... Fakat bu etmedi, evinci devam İTelâşla, küçük çocuğunu evde bı - | da içeride de bir , heyecan arası unuttuğunu hatırladı. Yüre; ateş yandı, tutüştü. — Zavallı çıldırmak derecelerine geldi. Bu feci ve acı vaziyet karşısında ne yapacağını şaşırmış, — kalmıştı. İAciz içinde çırpinıp duruyordu. Ni- (Devamı G nce sayfamızda) irlerle aydınlanan | Boğulacak gibi oldu. Fakat bir- kadın | G ı MARY CARLiSLE Genç, güzel,.. ve sehhar bir yıldız.. Mary Carlisle Foksun bu cici yıldızının pek yakında Holivud semasını istilâ edeceği muhıkkık.. Bar kadınları gibi.. | VAYDMAN.. Gittikçe dalbudak salı: yor.. Hem de örümcek ağı gibi Yılbaşı kartlarında kurtuluş müj- delerini verenler kim ? biri |miyorum. Sonra türerek g ölümü ile göm Vaydman'ın kurbanlarından daha vardır: Fromer, Genç bir adam, olan Fromer'i de Vaydman öldür- müştü. Kendi itirafından bu anla; | mış ise de niçin öldürdüğü meyda- bundan — sonra | na çıkmamıştır. Kendi esrarını bili- | Ü sormus, yor da onun için tehlikeli olacak di- | niştir: ç ye mi öldürdü?. ek için her bangi Vaydman'dan bunu öğrenmek is- n bir sebeb yoktu. Üzerinde tiyorlardı. Nihayet Vaydman yıl ba- ,200 râ vardı. Aklım. şı tatili bittikten sonra tekra kalmıştım. F el bir takım çekilerek bunu anlatmıştır. Vay de süylemi: dnisaninin 23 üncü günü öğ Fromer da oturuyor, bir şey ı).ux Arkasından geldim ve ense köküne Resimde gördüğünüz v aarcayı dayıyarak sıktım. Hemen | | kadın bir bar artisti de- bir yıkıldı. Çok kan ge- | Oımn için Fromer'i p ta bir gün ben k korkusile öldüreceğime ihti al vermek yanlı; ömer'in ayaklarından çıkardığım kendim giymemişim- ayakkapların bana ayı dar ayakkaplarını dir. Çünkü bu rafa dü | liyordu, Ben de sonra luh eye çık- ğgildir. Fakat rol icabı İ YO CA Ka küçük geleceğini l,,ı ordum. | rejisör onu fındıkçı bir. — | düm Çönkü hü bu ifadeleri bar kızı haline sokmuş. bunları anlat i-ahlatı k Hususi hayatında gayet Mmor'in ölümüne sebek 0- İde söyl ağır başlı bir kadın olan ** *7 k Vaydman'ı tahrik eden şey ne Bettey Grenverd sine- |. . — poyrer olduğu anlaşılamamıştır. mada bu hi giriyor. — İkardım. Bunu niçin ya bile (Devamı 6 ncı sayfadı