S- SONTE'! - >> - 20Birincikânun937 Halk Sanatkârları arasınla — Dünya K, Hasan, komik büyük Şevki ve Buhranı | K Naşitle beraber tulüat sahnesinde Vanzeeland'ın tetki- wagim geçen 38 yıl. —w ga'co, Fatından birnetice Kızını birakıp başka kadına gittiği -man çalmak münim mesele ldl: KüGüK bir f için delikanlıyı bir türlüaffedemiyor zr Genç kız bahriyelinin hırsızlık ettiğini söyliyenlere ateş püskürüyor fakat gencin başka bir kıza evlenme Gece yarısı zengin olan bahriyeliyi İngiltere v ederdi. Bir gün yüzlerce kişinin içinde bana: Tütösdt viss — Maestro, mi fa sol, fa mi re do olacak diye karsi bağırmıştı. e âre D istemiştir. İlen haberlere göre Mus sini kabul etmemiştir gibi iktisadi işler yaca tanınm sın İtalya b bul edilmemiş olması Belçika hafili yörememiştir komşu damın üstünde birisinin kaçtığı fark görüle edilmiştir. Bu sırada Anna dışarı ba- sir bıra ç iyi bir karak, gece böyle gürültü ede- n bir hâdise vardır; İ- | ya karşı şistar için ze ler kat ken milletler sinin o celsesine Van Zeelanı müş bir be yor. Bere, bi bir deniz askerine aiddir. Anna Be- net bu bereyi âldığı gibi sabah olma- sını beklemeden doğru karakol işi anlatmış, sa- ibi yaka- İset etmiş ve şu sözleri 3ö iz nihayete kadar ağız!. Kemani Yorgi muharririmize hatıralarını anlatıyor tkikatınm neti- 'e Amerika n Zecland'ı cesini İngilte Fran: yakında - bildirecek- Allah rahmet eyli beni K. Hasanın $ rüylerdi. O tanları in, küçükkken |tarihte Kadıköyünde papasın bağı na gütü - |(denilen y hükümetleri: le meşhur kom K. Ha- n ür an efendi heni |— on kurüş yevmiye ile ku | beni ne pullu fise İsan oturuyardu. 1 piril pirti ş patikl tır. Yakalanan nde on dokuz y lanmı Döbost bir gençtir. Sorguya çekildiği zaman VYEFAT - |na aldı. İkinci keman ç Bende vükıa fazl, Deniz Yi ısı Bahaeddin stidad ve del/kanlı demiştir ki pür Vardı amı ö İnin pederi ve Harb Akademisi öğ - z ge ile K. Hasan merhumun sahnenin |diye kimse eher retmenler Burmay >. Yarba Hü bir dKi jmdk;]-[ ortasına kadar fırlayışı alâkadar e- | Bir gün maest Hüsnü Göktu k; ;... B T a Jerdi. Çok küçüklüm. Belki ikişer |sızlandi. Bunun üzer hasebecisi M Ö GT S T miş hare - |Ahmed çav harrir ârk nız Nüsret di ken- | di bakalır efendi; (kun'un enişteleri emekli dı karılı- İgösler kendini, dedi. bayı Hulüsi Engin, Mübtelâ olduğu biş rolünde, | Bu gece sen birici köman çala- |hastslıktan kurtulamıyarak evvelki ta, aksın! akşam vefat oetmiştir. Dün cer si | Banriyeli ve nişanılsı küçük — Amelya, ğ SS jin, Minyon bir nn Tolon şehr lardan benim oynamamak âr yerlerde muş, Harbi Umumide nun m , benden umulmıyan ı g edenler gelir, B liydim.'O gece kantet için- |Bemisinde çarkçıbaşı v - Sonuncu çıng ( iğımı hatırlıyorum, Kantolar |* yetle ifa etmi talar- bittikten sonra kızların hepsi Hasan |peh ı - su Uzatı- wı—.'ııı'lı'.'(" dey mizdi. disine Cenab gem'c dolup ba a yattığı oda- Biz başka kemar tan 1 ailesine sabır dileriz adın yaşlıcadır. Fakat o! a gittiği zas »akeri nüklehi Tah için güzel çalıyor, b riürüe . ai A AAA YA ğ A rinden (medhetmişler. Bunun üz » olurur, n enizin Dibinde insanlara hayat açılıyor Çer hazır olan mü- İle ç çıkarır layınca kada ya- kadar rahmetli 4 r de (Hasan efendinin »yanında — çalıştık- —am e aa d Müzik coşkun bir kanto havasına İtan sonra büyük Sevki bizi kum * d, Odd. d v e lardı. Kantolar ilerledikce o da İyasına almâğı arzu etti - r, kemanından kuş civilti. Onun yanında Peruz, Şamram, ı ar ın ı ıasl ogru ıse .. - gâh iniltiler çıkarırdı. Virjin, küçük Eleni gibi üstad kan- .,f notay aberi müusikiye karşı de- |tocular vardı. Bunlara k çal- Xa . £ ERde ÜN ll a K ni vi üt Çocukluğumuzdanberi ha- * reketlerini takib et ©- |Peruz hanım beni ç edi: Yap- we ba bakardım v olğulu kontolrı b d Yalimizde Canlandırdığımız nesinin önünde maestroluk —yapan | ruz. şarkıları kendi Mizyapar- - . - K ayal ve Day lekin İimi el- natan bu e , " alırdım. O, haki- 5 n ' vicse SŞanesi Nakıkal Olaca an çalmak dediğim gibi mül . de, gözümü kırpmadan herkesin ha- İsele idi. Girdik ve çalmağa başladık. Bu adam, tuldak sib- rak Meşhür. Pi oy- | — Evet. Bizzat yazar ve beste Ççaldı mi ya per Verileni İşbu seme |Mestleydi. Yanlı te kışın da (çamura batıran) dense WIM kapattırır, yahut insanı rezil € hiç de fena edilmez. Çünkü ayağı- |derdi. Hiç unutmam bir gün, Bakir mıza tanzil: köyünde çalarken küçük bir küsur idik bile kimse bize çamü- |yapmışım. O kadar kişinin içinde run diz kapaklarımızdan içeri gire- | mi fa sol fa mi re do, yezdi. Ördek diye ihlar etti. P: geçtiğimiz so- |kızardığımı hissetlim. Yar baktım, hakikaten ded mek için bir pro- fesörü uzun zamandı meşgul e- asıladir. Profesör Pikard nde 4000 melreye ka- ir. Profe sör kendisine lâzım olan vasıtayı den bu denizin dar inecektir. Bu az ( den gi miyeceğini t gibi âdeta yüze yüz kaklardan sonra Yorginin apartıma- |ta yapmış, bun: naat getirmiş lât vermemektedir kendimizi âdeta £ rast- İruydu zede gibi g örginin ailesi tam atkâr bir alle... Eşi Virjin yeni çekildi. Oğlu ve kızı eskiden | O da beni tulü n en beğenilen ar- İrini ben y FAOT AA Bodar | r Na-|mazdı. Bir gün: " | uğı ve girdiği kürre YOj aSi Yorgiyi öldü farzedin! O zaman 1Ğ girdiğ yor ki asırl * |ne yapacaksın, demişler. | Profesör Pikard kaç- sene evvel — Kemana on bir yaşında Selâ- | — Şimdi sağ ya!.. Öldüğü zaman 'gök yüzünün yüksek - tabakalarına nikte başladım. Selânikli meşhür u- | düşünürüz cevabını vermiş. — İçıkmış Stra TTosifer ismini verdikle di Ahmedin yanına çırak girmiştim. | Rahmetli Hasan efendi kendi oy- |/ L anlam Fakat Ahmed yanına başka birini |Narken benim yerimde oturmamı is- | v L LO A alınca bize açığa Çıkmak icabetti. Bir 'terdi. Şimdiki komiğimiz Naşid gi- akiyetle kanmıyarak ilim ve fen İtalyan maestro acıdı, yanına aldı. (Di-.. Lahasında talünü başka Bi Birçile ğ sin pa iyer- | — Başınızdan bu yüzden gerib |5 D Fakir olduğum için para istemiyon ee W Fülaka dlentüle ü ieal üK TaBir ez l L C SAA du. Yüz doksan sekiz talebesinin i- |vak'alar geçli mi?.. çinde en istidadlı ve en liyakatli be- | Yorgi uzün boylu düşünmedi. Ha- |rilmektedir. Profesörün zihnini şim- mekte, kırılmaktadır. hi bulduğunu söylerdi. Ve ben o. İtıraları her an kafasının içindeki ga» |di meşgul eden başka bir tasavVur | —Eski insanlar; | 50 metreye / kadar İndirilmektedir. İten bir küre yapmış, bünu'en kuye Mun verdiği dersleri bu 193 çocuğa |rajda sıraya dizilmiş, emir bekliyen |vardır. Fakat bu gene gök yüzüne hut da ancak pek karışık k Haa Içati ti iklöde “Karyi TGenlümü n Meşkettirdim. — İbir katar gihi harekete âmade, ha- |çıkmak değil, denizlerin dibine in- 'tahmin edilebiliyordu? ki bu * Çel vab içme saklanarak İ- İ l Cü eh dalgic i kat- * dar  v0 6, inseda nda İstanbula gekiim. O | (Ginct savfadan devam) — (mektir. Fakat deni: dibine in- denizin dibine İnildikce sartmakta- jnen dalgiç İ kal sar  aC b Kü 1 malümat olmaı | Onu bender mez. Denizin dibine inerek orada ne- memnun edem ; mek me- hneden | Şamram hanıma gelince: remeyince ve eserle- | ler olup olma tara- rakı yalnız bu asr fından hissedilmiş değildir. Pek es- anlaşılı- sahnes İbunu duymuş v İn übe etmek — ist Profesör Pikard ile denizin dibinde mesafeyi ölçen ! için bir kabın sesli âlet ğ ım olduğunu insan e muvaffak olamamakta- |dır. Hem de bir hesaba göre bu taz- |karsa bi basit bir muhakeme ile derhal dü- İ ik on metre derinliğinde bir santi- 'dir. şünüyor. Fakat bu kab suyün het en tazyik ile çok geçme ya daldıkta taz- eril Derine inildike ziyade artıyor, Bir dalgıç ma akat bu den |metre murabbar üzerinde aşağı yu- | maceralarında hak- karı bir kilo artmaktadır. h olarak meşhur olmuş biri varsa bu tazyik da kah W. Beebedir. Çünkü mo- bu Amerikalı 900 metre derinliğe lan kauçuk- esvabile an »ihayet (kadar inebilen tek adamdır. Çelik- — tarafına g ilm edir. S a çO da A bilmiyorlar, ya-