Tercüme ve iktibas bakkı mahfurdur nasıl olurdu ? tuttu, kocana “Karı yine ne oldu sana ? Babaların mı göz atan mı oldu ? Ağzı- nın çirkefile neden sokağa fırladın ? ,, Suad, eskiden maruz kaldığı mu- [kıu kavgalardan ayırt etmenin ihti- mi amelelerin, mühimsememezliklerin, alâkasızlıkların intikamını almak i- çin, hiç birine, ne bir akraba kızına, ne bir komşu kadına iltifat etmedi, bu sefer de: — Sıra Hamzaya geldil, Diyerek o surat etti, o kaçtı, mek- tuplara o cevap vermedi, gülüşleri, bükülüşleri ve kırıtışları istiskal etti. Ruhunun boşluğunu, dudakları- nın ateşini başka başka muhitlerde, her gece başka kucakta doldurmak ve teskin etmek için, bütün miras- yediler gibi, o da Beyoğlu hayatına atıldı. Kardeşi ona refakat ediyordu. Az zamanda etraflarını birsürü dalka- vuk kuşattı. Yeni yeni ahpaplar pey- da oldu. Artık gece gündüz vur pat- Tasın, çal oynasın gidiyor, bir eğlen- ceden, öteki eğlenceye koşuyorlardı. Süad, bu âlemlerde sazın en mü - kemmelini, hanendenin en meşhu- runu, en güzel seslisini dinledi. Eğ- lencenin eşsizini yaptı, meclisinde bulunan, süzülen, sarhoş olan, gülen, oynayan hafifmeşrep ve satılık ka- dınların haddü hesabı yaktu. Onun gece ve gündüz devam et- tiği gazinolardan birisi de şimdiki (Bombir) birahanesinin bulunduğu yerdeki (Turan) gazinosuydu. Suad akşam rakılarını muhakkak burada içer, ilk neş'eyi burada alır, sonra sazda, barda, hususi evlerde lamam- Tardı. Kendisi gazinoya gelmeden evvel, üst salonda dört beş masa bir araya getirilerek uzun bir sofra hazırlanır, mezeler dizilir, rakı şişeleri buzların içine konur, ahpapları, arkadaşları, enun ve kardeşinin gelmelerine in- tizaren, yine iki kardeşin hesapları- na içmiye başlarlardı. Günler, haftalar ve aylar hep böy- “le neş'e, rakı, saz ve söz içinde geçti. Zaman oldu ki, Suad, arkadaşlarile, Gdalkavuklarile >birsürü kadınları, Gevrin meşhur okuyucularını, — saz galanları otomobillere doldurdu, Kâ- Bathanede sütlü sabah rakısı içmiye götürdü. Hünkârsuyunda kuzular Çevrilirken, sazın ve sesin şakrak a- hengine, bülbüllerin - yanık sesleri karıştı. Zaman oldu, Beyoğlu yosmalarile Sulukuleye gitti. Çingene evlerinde takı sofrası kurdu, bir taraftan çak- tı, bi rtaraftan da köçek oynattı. Suad, Suluküleye rakı içmekten, öçek oynatmaktan ziyade, çingene rınin - kavgalarını seyretmek için gider, para verir, biribirlerine "küfür ettirir, bundan sonsuz br zevk duyardı. Çingene kavgaları hakikaten gö- F lecek bir şeydi, Bunlar, hakiki kav- — ga yaptıkları gibi, bazan da yalan - dan, kavga seyrine meraklı kimse- lerin verdikleri para mukabilinde kavga ederlerdi. Ve bu kavgaları ha- ğ fa, - Senter, birdenbire derin bir toes- — gür duydu: — Hayır, dedi, benden af dilemiye Tüzum yok. İkimizden birinin öteki hesabına kendini feda etmesine lü- züm yok. Her ikimiz de teşebbüs e- — deriz, talitmizi deneriz. Perlon başile Lasvip etti. Hayatın- a ilk defa olarak, bir arkadaşına fe- — dakârlık yapamamaktan dolayı mü- — Bi bir dostuna, bu gibi ahvalde yar - dim eder, çekilmeyi, meydanı ona boş bırakmayı bir zevk sayardı. Fa- — kat bugün. Nakleden ' teessir oluyordu. Eskiden, her han- | yoktu. Yalnız, yalan kavgalarda, ciddilerinde olduğu gibi, ağız dala- gının sonu yumruk, tokat faslına ine tikal etmez, saç saça, baş başa tutu- şulmaz, ev eşyaları, birer birer pen- d, Hakiki kavgalarda çingene kadın- ları o kadar coşarlar, o kadar kendi- lerini kaybederlerdi ki, kocalarının biribirlerine üstün olduğunu İspat etmek için : — Kocam bana bunu da aldı! — Bu elbiselik sende var mı? — Izgara maşacı kocan sana rugan iskarpin alabiliz mi? Bak bende âlâ- sı var, — Şu çoraba, şu patiska dona bak, gicir gicir!.. Diyerek, saydıkları şeyleri birer dı. Bundan sonra sıra kilimlere, ci- cimlere, perdelere, şiltelere, yorgan- lara, karyola, tencereye gelir, velha- sıl evin bütün eşyası kapının önüne yığılırdı. Yalandan kavgalar da şöyle baş- lardı : Evvelâ bir çingene karısı evi- nin önüne çıkar, kulplu emzikli bir aptesana ibriği şeklile bir eli kalça- sında, öteki eli havada, gözler süzük, vücudü hemen hemen göbek atacak gibi oynar bir vaziyotte, göğsünü tit. retmek için zurna ve dümbelek sea- lerine kulak kabartır gibi bir halde kendi kendine söylenirdi : — Bu karı ile başım belâya gire- cek!.. Yalvardım olmadı, sert söyle- dim, katmerli orospu anası yine &l- dırmadı. Bir gün ağzının ortasına yapıvereceğim ya!.. Bakalım o gün ne zaman gelecek... Öteden ihtiyar bir kadın sorardı: — Karı yine ne oldu sana?, Baba- ların mı tuttu? Kocana göz atan mı Joldu, ağzının çirkefile yine neden jsokağa fırladın, ana lâğamı gibi de- İşilip ortaya çıktın?.. Kendi kendine İne vırvırlaniyorsun?.. — Sana da ne oluyor uyuz cadaloz.. göz koyan falan yok. Folluk, yumur- ta meselesi!.. Meğer” kaç zamandır bizim tavuklar Şazimendin folluğu- 'na yumurtluyormuş, ancak yeni far- kına vardım, yumurtaları istedim, vermedi. — Olur a! Hangi horoz pek basar- 'sa tavuk o tarala gider!.. — Öyle amma, horoz baszmadan gi- diyort benimkiler! O hınzır, o mey- menetsiz karı tavukları kehkehliyor. ida ondan... Bu sırada horoz sahibi Şaziment meydana çıkar; sorar : — No oluyor? Yine ne var?.. İhtiyar: — Ne olacak?.. Fatma, kendi ta - vuklarının senin folluğa yumurtla- dığını söylüyor. Yumurtaları verme- TMişsin, onun için küfür kâfir ediyor.. — Haltetmiş... Yalnız tavuk sahibi — Ne aptallık ettim Perlon. Sen. den nefret ettiğim dakikalar oldu. |Hattâ,, hattâ.. bu esrarengiz katilin |Gerniko'dan sanra seni öldürmesini temenni etimedim, değil, Ne yapa - İymm? kıskanıyorum. Hâlâ da kıska- nıyorum. Beni anlıyorsun değil mi? — Evet, anlıyorum. Nasıl anla - mam ki, ben de, bu kadından ayrı yaşıyamıyacağımı biliyorum. Bazan dünyadan bir insan eksilince ortalık 'bombq kalırmış, derler de inanmaz- dım. Meğer ne doğru imiş, | İkisi de kendilerini yorgun bulu- ıyormdı. Sanki uzun bir yol yürü- cereden, kapıdan sokağa fırlatılmaz- birer pencereden sokağa fırlatırlar- | Küçük spor haberleri Tekirdağlı ketlerinin Eski zamanda Çingene kavgaları Memleket ve dünya spor hare- ,, neticeleri Amerikada yapılan bir müsabaka- 'da Cluskey 4 milde (6437 metre) A- l,mcılkı rekorunu 1945 e indirmiştir. * Macaristanda Bayan Csok uzun atlamada 5.31 le yeni bir rekor yap- mıştır, * Varşovada Bayan Walascivez, (üç dünya rekoru yenilemiştir. | 80 yardada 9.6, 100 yardada 10.8, uzun atlamada 6.25. Tenis Şikago turnuvası finalinde Alman )Gram - Henkel çifti Amerikan Ma- İko - Budge çiftini 9-7,2-6,7-5, 7 - yenerek şampiyonluğu almıya |muvaffak olmuşlar ve bu suretle Vibeldon kahramanlarından öçlerini almışlardır. YW Pariste Fransız - İtalyan tenis. çileri arasında yapılan ve üç gün sü« ren maçı Fransızlar 7 - 5 kazanmış- lardır. Fransızlar 7 galebe ile 30 set, 1233 oyun almışlar, buna mukabil İ- ,talyanlar da 5 galebe, 17 set ve 217 layun kazanmışlardır. Maçlar yağmur ltında ve ıslak toprakta öynanmış- itar. * Berlinde oynanmakta olan pro- fesyonel şampiyona maçları nihâyet- Tenmiştir. Teklerde Amerikan Tildeni 6 - 4, 3-6,6-0,6-1 mağlüp eden Alman Nusslein şampiyon olmuştur. Çiftlerde Fransız - Alman Ronil- Ton - Nusslein çilti Amerikan Tilden- Stofen — çillini 4-6, 6-4, 6-5 6-1,6-1 yenerek şampiyonluğu al- mıştır, Yüzme Şikagoda yapılan Amerika yüz - me şampiyonasında Ralf Flangen 1000 yardada 1609 metre 20,42,6 ile yeni bir dünya rekoru yapmıştır. Eski rekör 20,57,8 ile Medikaya aitti. * Fransız milli takımı 10 teşrinde sa - Holanda maçı yapılacaktır. Fran- sızlar bu maça büyük bir ehemmi « yet vermektedirler, w Osloda yapılan bir maçta Nor- veç takımı İsveçi 3-2 mağlüp etmiş- fir. İsvaçliler birinci devre 1-0 galip olmalarına rağmen ikinet devrede bozulduklarından mağlüp olmuşlar- dir. Maçta Norveç Kralı da bulunmuş- tur, !lıınıı olan şampiyona Mmaçlarında jklüplerin puvan vaziyetleri şöyledir: Sochaux Sete Rouen Strasbourg Marseille R. C, Lems Rasing / Roubaix Red Star aa oUU AAA Fives İNGİLTEREDE LİK MAÇLARI Arsenal — Sunderland: $4-1. Birmingham — Çarlton: 1-1. Liseste — Bekpul: 4-2. Exerton — Bolton: 2-1. Brendford — Vulos: 2-1, | Lids — Hudus: 2-1, | Liverpol — Grinsi: 2-1. Mançester — Derbi: 6-L Midelsburg — Çesla: 4-3 Albion — Preston: 1-1. 4x Hasta bulunan Gençlerbirliği birinci futbol takımı kalecisi Rahmi- 'nin Türk Spor Kurumu Genel Mer- İkezince tedavi edilmek üzere İstan- bula gönderileceği haber verilmek - tedir. Genel Merkezin bu sporcuya karşı gösterdiği bu yakın alâka An- kara sporcuları arasında büyük bir memnuniyetle karşılanmıştır. * Bu hafta Çankırıya bir seyahat * Bir müddettenberi Fransada baş- İsviçre milif takımile Pariste bir maç |yapan Güvençspor birinci futbol ta. yapacaktır. İsviçrelilerin Avusturya |kımı, Çankırı takımı ile yaptığı maç- Harikalar takımı karşısında çök nefiş 'ta 6-0 gibi mühim bir farkla galip bir oyun çıkarmış olması Fransızları “gelmiştir. telâşa düşürmüştür. * 31 Teşrinde Amsterdamda Fran- * Memlekette bir tura çıkan Sa - dettin, Sait, Kemal ve İsmai ——— de Bursalı dört sporcudan mürek - o mı tavuğunun benim follukta işi ne!. Aç karının, kaltak acuzenin cam yu- murta istemiş, benimkilere sahip çı- kıyor... — Yumurtaların başında kırılsın.. Benim elâlemin malında gözüm yok. |Ben tavuklarımın yumurtasını tanı- rım, anlarım. Göster bakalım sabah fallukta bulduğun yumurtaları... Ta- bil gösteremezsin... Çünkü folluğun ağzı yedi mahalleye açik duruyor, sekiz köyün tavuğu içine yumurt - Tuyor, Boğazınıza ateş düşsün, bu yıl karı koca, çoluk çocuk hep yumur- talarımla karnınızı doyurdunuz... İn- kâr edebilir misin, haram yiyici kal- tak !, — Haltetmişsin, sensin kaşerlen - miş orospu... Kaltak senin ceddi ek- |berin!.. Yumurta anlamakta bu ka- dar ustalığın varsa, senin tavukların bütün follukları dolaşıyor, bu arada (Devamı var) bu kadar açık hareket etmiş, iclerini dökmüş olmalarına rağmen, bakış - maktan korkuyorlardı. Senter - bir sigara yaktı. Kalkıp gitmek istiyor, fakat bir türlü arkadaşını bırakamı- yordu. Perlon, cebinden bir gezete çıkardı, şöyle bir göz attı, İlk sahife- de baştan başa bir yazı vardı. Altın. da da dört resim. Perlon şu satırları okudu : | Hubert Hardson Atlas denizini geç İti. Bugün gelmesi bekleniyor. | İfırlayarak haykırdı : — Tinyol... Bu adam Tinyol! im? Hangi adam? Perlon resimlere baktı ve yerinden İyorlardı. Vapurdan denize atılmış |lerinden birkaç saat sonra öldürül. Senter, gazeteyi arkadaşının elin- den kaptı, baktı. Fotografta gördüğü kimse hakikaten Tinyol idi. Resmin altında şu yazılar vardı : Hardson'un tayyaresi, iki teşeb - büsten sonra yerden havalandı. İlk teşebbüste, tayyare beş yüz metre kadar yerden kalkamamıştı. Senter: — Tamam, dedi, odur. Her halde * Herkesin tavuğu var. onun İkep bir bisiklet takımı hü hafta çeh- İrimize gelmiştir. Bir kaç gün sehri- mizde istirahat edecek olan Bursalı bisikletçiler buradan Beypazarı, Nal- hhan, Göynük, Adapazarı, İzmit, İstanbul, Yalova yolile Bursaya av- idet edeceklerdir. | a& Güvençspor klübünden Osman, |Mehmet ve Ali isminde üç bisikletçi 'bu hafta Çankırıya kadar gidip gel- ime kısa bir seyahat yapmışlardır. Bisikletçiler bu seyahatta 292 kilo - metre yol katetmişlerdir. v Güvenç spor klübü bisikletçi - lerindem beş kişilik bir takım yakın- da 3000 kilometre tutarında olan bir memleket turuna çıkacaklardır. Ta- kım Ankaradan hareketle doğruca İzmite gidecek ve oradan Edirne - Gelibolu - Çanakkale - Balıkesir - iManisa - İzmir - Aydın - Denizli « İsparta - Konya - Aksârây - Kayse - Ti ve Kırşehire uğcuyarak Ankaraya 'avdet edeceklerdir. ze bir sürpriz yapacak galiba. — Evet. Muhakkak. Zaten öteden- bezi hep böyle oyunlar yapmayı se- ver. Fakat... her halde şu dakikada gelmiş olsa gerek. Saat kaç? Perlon saatine buktı : — Hayır, dedi, daha gelmemiştir. İBir otomobile atlayalım, gidi İGelir gelmez onu karşılamalıyız, A- |sıl sürprizi ona biz yapalım. | Ve birdenbire, iki arkadaş hiribir- İlerine bakıştılar. Ayni şeyi düşünü- Jolan Namot'u, tabanca ile vurulan Gerniko'yu, hançerle öldürülen Grib- be'yi düşünüyorlardı. Perlon: | — Muhakkak, dedi, Varobeyçik'e |haber vermeliyiz. — Hakkiın var. Sen git. Ben tele- fon ederim. — Sen telefon et, ben beklerim. — Hayır, hayır. İkimizin de ge - ıdkmz—slne lüzüm yok. Eğer orada, Jikimizden birini göremezse, hiç bir şeyden haberi olmıyacaktır. Halbu- İki.. saat dörde on var. Dörtte gele - cek. Haydi, kaybedecek vakit yok, lmüı gibiydiler. Biribirlerine karşı |bir başka isim almiş olsa gerek. Bi- Koş, Geç kalma. Ka LA RADYO BUĞÜNKÜ PROGRAM Akşam neşriyatı: Saat 18,30 plâkla dans mus”” 1930 Konferans: Eminönü H Neşriyat Kolu namına Bay Safa, 20 Hamit ve arkadaşları # fından Türk musikisi ve halk kıları, 20,30 Ömer Rıza taraf isti arapça söylev, 20445 Vedia Rizi ParıSte arkadaşları tarafındari Türk mWt ecek hafta yapılacak olan pre- : A L l L D gl desyonel güreş müsabakalarından |orkestra, 22,15 Ajans ve borsa sonra Tekirdağlı Hüseyin, Paristeki |berleri ve ertesi günün pro dünya serbest güreş müsabakaları- (22,30 plâkla sololar, opera ve 09? na iştirak edecektir. Kendisile alâ- |parçaları, 23 son. kadar olanlar, onunla iki senelik bir YARINKİ PROGRAM İmukavele yapmışlar ve yapacağı bü- | Öğle neşriyatı: ğ Sa&t 12,30 plâkla Türk tün maçların hasılatının yüzde onu- 1250 Havadis, 13,5 Muhtelif ! | | hu alacaktır. j F r G neşriyatı, 14 son. ğ f"ww B Ertuğrul Sadi Tek Gureşlerı Bu gece (Suadiye) plâjında, Yi (Büyükada) da, Perşembe (YEf Haber aldığımıza göre, İstanbul köy) de (Donanma geceillli .. Halkevi spor kolu tarafından gele- cek haftalarda Ballanlar arasında v ş Tepebaşı dram bir ıı;besl güreş müsabakaları ya- 1-10.937 Cuma güll KOU den itibaren saat Hâlen serbest güreş müsabakala- tında Balkanların en iyi serbest gü- E o:'g: “ı'ıî K reşçilerine malik bulunan Bulgar ve Yazan : Sh e Yunan profesyönel güreşçileri bu - Türkçesi: M. rada Mülâyim, Tekirdağlı, Hayati, Şehir Tiyatrosu Yıldırım Bekir ile güreşecektir. Operet Korkur ipikler 1-10-937 Cuma $ Önümüzdeki ayın on beşinden son- den itibaren saat A ” ra Sipahi ocağında sonbahar Kon- ıf o .. ; kuripik müsabakalarına başlanacak- tır, Müsabakalar iki hafta sürecektir. Prqfuyonol Sarı lâcivert güreşler Fenerli arkadaşlarımızın Önümüzdeki hafta, beş gündür |makta olduğu Sarı - Lâcivert şehrimizde bulunan Hintli profesyo- İmecmuasının 4 üncü sayısı nel güreşçi ile Mülâyim ve Tekir - |münderecatla çıkmıştır. O dağlı arasında çok enteresan güreş |TImıza tavsiye ederiz. B müsabakaları yapılacaktır. GÖZTEPEDE SPORCULUR Hintli pehlivan ayni günde hem | Cumhuriyet Halk Partisi B Mülâyim, hem do Hüseyin ile mü - |köy Halkevi Spor Komitesinin V abaka yapacaktır. tepede ayrıca bir kolu açılmasıp öaeessaneennan * İvelce karar verilmişti. Kolun * 1500 kilometrelik h.ı'r f"_"'lekd Iş-ııl resmi pazar günü saat üçde turuna çıkan Ankara Gücü bisiklet- ıwım“ ve pek kalabalık olmuşt vileri de Denizlide kafileye iltihak e- |Göztepede gençlerin sporla mefl 4en Denizlili bisikletçiler şehrimize |olmaları için geniş bir saha da gelmişlerdir. cut bulunmaktadır. SAA vaklün eee ait iren e z menirENANENNE VÜN SN Ke BakAYANNİbüNNÜr ada het ae hAhalmunen ue nmadirin 'İstanbul. "Belediyesi İlâanlar | Yazan : Edvar 'Türkçesi: Fikret A Temizlik amelesine yaptırılacak elbiselere lüzumu olan 3125 mel” kumaş kapalı zarfla eksiltmeye konu'muş ise de belli ihale günün? giren balunmadığından pazarlığa çevrilmiştir. Buna 8750 lira b tahmin edilmişlir. Şırtnamesi Levazım Müdürlüğünde görülebilir. tekliler 249) No. h kanunda yazılı vesika ve 656 lira 25 kı ilk teminat makbuz veya mektubile beraber 1-10-937 Cuma saat lâde Daimi Encümende bulunmalıdırlar. (B) (6503) Emlâk ve Eytam Bankasındar Esas No, Yeri No, su — Nev'i Te 660 — İstanbul, Yeşilköy, Um- 4 raniye eski 25 Ev 120, “ Dördüncü —yeni — dört kardeşler sokağı 27 663 — İstanbul, Bakırköy maü- 4 * hallesi Avniye sokağı. gi ğ 300, © Yerleri yukarda yazılı gayrimenkuller açık artlırma suretile ve taksitle satılacaklır. Birinci taksit peşin, geri kalanı faizsiz yedi senede ve yedi müsavi taksitte ödenecektir. İhale 7-10-937 Perşembe günü saat ondadır. İsteklilerin bildi ve saatte depozito parasile birlikte şubemize gelmeleri. du. İstese derhal konabilirdi. üç defa meydanı devretti, böl' onu karşılamıya gelenlere Ç etmiş oldu ve yere indi. Tel 4 yere dokunur dokunmaz, halk don yapmış olan polisleri Yi tayyareye doğru atıldı. Tam P nada polis müfettişinin otol le Senter'inki meydana geln Senter daha evvel atlemış, şe doğru sokulmuştu. Vens, © |bilden inmeden, Senter'e Müfettiş ana : — Atlayınız! Diye seslendi. Otomobil gelmişti. Nöbetçi, içeriye hiç tomobilin sokulmaması için İdiğı için bırakmak istemedi. beyçik ona dert anlatmıya © Vens, bir aralık başınt havaya kal- |dinletemedi. Nihayet şoföre « dırdı. Yanındaki dört sivil polis te |diye emir verdi, Şoför oto onun gibi yaptılar. Gökyüzünde bir (rekete getirdi ve nöbetçiyi a7 tayyare görünmüştü, uğultusu du- |ezecekti. Lâkin ezmeden yulayordu. Vens: | Bu esnada tayyareci Hubert — İşte, dedi, geliyar. 'son yani asıl ismi ile Tinyol, Şoföre eğilerek seslendi : nup ta tayyaresinden dışari — Çabuk, yetişelim. çıkmaz, coşkun halk otrafini Tayyare simdi yanları üzerinden |ve Lindberg'den sonra üçüncü n geçmiş, meydana doğru süzülüyar- (Devemi — Vens te geç kalmasın, — Söylerim. AMANSIZ KATİL Vens saatine baktı : | — Tam, dedi, dört. Hava meyda - Tama ancak on beş dakika sonra va- rabileceğiz. Otomobil, polis müdüriyetinden ;son sür'atle hareket etmişti. Perlon, (polia müfettişini tayyare meydanına gitmek için ikna etmekte güçlük çek- İmemişti. Gerniko ile Gribbe avdet- müşlerdi. Namot ise, daha çelmeden ölmüştü. Her halde Tinyol'u dikkat- Te muhafaza altına almak lâzımdı, yoksa, onun da hayatı tehlikede de- |mekti. İ n