g SOY gL ğ Japon İmparatorunun Av- rupada dolaşan kardeşi ve refikası -SONTFİCP” ” — 27 Ağustos 1937 DU E SÜSÜ IN TEHLiİKE Uzak Şarktan Avrupaya kadar UuZana- cak gibi görünüyor... zak Şarkta devletlerin |. U: tün dünyanın atisi için kat'i olabi » lir. Bu oyun bugün İspanyada oy - nanmakta ve bizi işgal etmekte olan facladan daha tehlikelidir. Eğer Franko Partisi Madrit hükü- metine karşı galip gelse, öyle zanne- deriz ki, Fransa yeni bir tehdit al. tında kalacak ve İngiltere de İmpa- ratorluk yolları üzerinde kuvvet ve de oynanmakta olan oyun, bü- ayt |fazasında doğrudan döğruya alâka- veya mütevekkil gözleri önün- Wdar olan devletler nasıl oluyor da hiç sebepsiz ve mazeretsiz bir teca- vüze karşı lâkayt kalıyorlar?.. Bu te- cavüzden maksat da Orta Asyada ve Pasifik denizinde Avrupa için müt- hiş bir tehlike vücude getirmektir. Japonyanın karşısında beyazların bülunmaması Tokyodaki askeri fır- kaları bir kat daha cesaretlendir « miştir. DİPLOMASİ ADABI Japonlar Çinde ecnebi menafiini Miülletler Cemiyetinin malüm olan usülüne müracaat etmek kalır ki, Ja- ponya Mançuri möselesinde olduğu gibi bununla alay edecektir. Fakat yalnız iktısadi zecri tedbirler mev- zubahs olsa bile bunlar Japonyayı düşünmiye mecbur edecektir. Ja « ponya asıl bu noktada seriütteessür olduğundan bu suretle kendisi anlaş- mıya içbar edilebilecektir. Fakat bir çok tehlikelere maruz 0- lan bu bedbaht Avrupa her tarafı Japon askerleri son harpte Işgal ettikleri Çin şehirlerinde nüfuzumun kırılması tehlikesile kar- şılaşacaktır. Avrupaya gelince: O da nihayet bir gün maksadı pek açık ©- lan Almanyanın hüküm ve nüfuzu altına düşmek tehlikesine maruz ka- lacaktır. Fakat Japonya Çi kısmın: mühim- bir ele geçitmiye, hele bu bü- mleketin, bugün ferakki ve istiklâlini ve memlekette hüsule ge- vahdeti tamamen sonunda Asyanın en zengin rının ve Pasifik denizindeki bir çok adaların Jaj tiği görülecektir. Japonların mak » sadı, Al: ınki gibi pek açıktır, Bu tehdit İngiliz menafii ciddidir. İngilterede Singapur ve Hong-Kong'u tahkim etmek ve Pa. k denizinde bir filo vücude getir - mek için pek çok masraflar ihtiyar ktedir. anın Sonıda adaları v iya bakkındaki hed sadı da malümdur, ke, Hindi Çini için htir. Hindi Çini birinci in pek eyş noktası ol , tenuptan Çinin Bütün mü - yollarını kesecektir Filipin adaları da ayni suretle teh- like tındadır. Son zamatlarda A- kablâf Filipin adalarını, hima « ndan Tnak üzere ol- malarına rağmen Filipinliler bugün, &2 zaman zarlında Amerikalıların ye- rine Japonların kaim olmasından kor- kafak daha bir müddet Amerikalı - Tarı memleketlerinde alıkoymayı dü- şünmektedirler, Filhakika Japonya Çinden Formoz adasını aldıktan son- ra yakmdaki zengin adalara karşı bir emel besliyebilir. RUSYA DA TEHDİT ALTINDA So. 'a da sarih bir tehdil . Bugün Rusyarın İspan: iselerile, kendi hudutları yakı- cereyan eden harpten 2iyade ı, hayret edilecek bir Çinin Şimaline sa- de hesabimi alâkadar olm Jap hip olunca, Rusya ile görmiye çalışacaktır, Bütün bunların hariciye nezaret « lerince nmemesine jmkân tur. Psr. Naşingtonda ve Moskovada mesele mal .mdur. şeydir kel te olduğu gibi Londrada, | n eline geç- * |harbe girmel n« Çini zaptetmek istiyen Ja » İşehliker Japon askerleri korumıya lüzum görmeden ve en ip- tidai diplomasi âdabına da riayet et- miyerek Çin arazisinde ilerlemişler İsoloshaneleri itip kakarak imtiyazlı İaraziye-girmişler ve Harethanelerin bu rini bamnbard $ Bu istilâyı durdurmak için bizzat ım geldiğini ileriye Böyle bir ye atılmıya lüzum yöktür. Ja- (ponyayı sevkiyatını durdurmiya ve ihtiraslarını biraz daha tadil etmiye mecbur etmek için dört devletin Ja- ponya nezdinde kat'i bir teşebbüste İsürmek boş bir fikirdir. takdirde, Bü ağustosta, Beyazdeniz ile Bal- tık deniz lının açılışının dördüncü senesi idi. Şimalin zengin mıntakalarını Le- İningrada ve Sovyetler Birliğinin mer- İkez mıntakalarına birleştiren 228 ki- relik bu kanal, Leningrad - At- kanjel yolunu üç buçuk misli kısaltı miştır. Dört bu kanal, line yoramaştır. lor Bu mevsim zarfın- da ise, muhteğif maddeden 2.400.000 ton eşya bu yoldan naklolunacaktır, Bu kanal vasıtasile, ginin merkezine, Karoli mıntakası stesi, apatit madenleri ve inşaat getirilmektedir bil şimale de petrol, tuz, buğday ve 've önlerine gelen sefarethane ve kon- MMMELa üA ee dÜi lüm nn Bd iNme NaTEY ae Nn NETme NNN 1 arasındaki «Stalin» kana- | Sövyetler Bir- | Pekinde tehdit eden bu tehlike karşısında da İtereddüt ettiğinden Amerikanın bu hususta lâzım gelen teşebbüste bu- Tunmasını temenni edelim. Bâaşta Cumhurreisi Ruzvelt!.. Bu - Jumumi — intizamsızlık içinde onun kuvvetli milleti sulhün ve beynelmi- lel kuvvei maneviyenin en emin bir muhafızıdır. Onun dilinden çıkacak I'uix kelime, hakka hürmeti ve dün- yanın selâmetini temin etmek için bütün kuvvetlere karşı bir toplanma İişareti olacaktır, Bu kelimeyi, bekliyen yalnız Çin değildir. İngiltere ve Fransa, mil - de bekliyor, kvUAN YN ait iHine nn AA aN Bir deniz yolu Beyaz deniz - Baltık denizi kanalı faaliyeti Bu kanal böyunca, 29 muazzam €n- |Bunlar arasında, Segeg büyük sel » i.ı.ını ve küğü-fabrikası da vardır. |Ond gölü üzerinde 60 bin kilovatlık bir hidroelektrik san yapılmak- tadır. Önega gölü civarmdaki Pu » |doj-Gora ferrovanadtum maden dâ- marlarından çıkacak cevheri işlemek de bir metalürji kombi: pılması proje halindedir. Onega gölündeki adalar üzeri sene mühim miktarda çoğaltmaktadır, Bu ,lcxgalıl:ı"h yapılan gemiler, y . |bu kanalda değil, fakat ayni zaman- | da etrağtaki nehirlerle biribirine bağ- Çiğin mülki tamamiyetinin muha- |hafif endüstri mamulâtı gitmektedir. ll.—ıdıgı denizlerde de işlemektedir, | Kulis arkasında iki Fransız artisti Mistiguette ve Moris Şövalye ile başbaşa ,B zi mesteden san'atkârların aca- ba kulis arkasındaki hayatlarını hiç düşündünüz mü? Pa bir müuharı Parisin ta » ranmış san'atkârlarını kulis arka « sında görme merakına kapılmış ve bir gün tiyatroya git Y numaralı gardrop.. geçiniz.. Sahneye girecek yerin yan tarafım- |daki kısımda Mistinguette'i gördüm. |Açık kapıdan başımı uzattım. Kırmı- zi bir pelerini arkasına atmış, aynaya karşı yüzünü boyamıya başlıyordu, Bu eski ahbap çok şakaya taham - mül eder, Yavaşça: — Nafile, dedim. Ne kadar boyansanız, siz de benim gibi yaşınızı saklıyamazsınız. ğuna göre genç, ihtiyar ne derseniz deyiniz, Fakat şimdiki rolüm 35 ya- Şında bir kadındır. Ona göre hazır- lanmak mecburiyetindedir. Tiyatro insanı ihtiyarlatıyor, yapalım, geçim bu yüzden. — Film daha iyi değil mi? — İyi amma.. onu da tecrübe et- tim. Projektörler ve mikrofonlar a- Ne rasında insan tam manasile 20 tem - silden çok yoruluyor. — İlk temsili hatırlıyor mus — Tabil değil mi ya.. Bu ilk temsil ilk sahnede değil bir çalgılı kahvede oldü. Orada şarkılar söyled muz? ) ve sön- Ta işte bu çalgılı kahve şarkıcısı bu- gün bir artist oldu, Bir çift boks eldiveni, golf ta ları, mayo... Bir tenis rakeli ve ni- hayet bir hasır şapka. İşte Moris Şö- valyenin oda; Karşıma Moris Şövalye çıklı ve: — Ne yapalım.. azizim.. diye söze başladı. Bunların hepsi benim en iyi arkadaşlarımdır. Spor.. eğlence., be- nim için en büyük zevktir. urada prova biter bitinez hemen bunları kapar, spor meydi rım, nina koşa- — Ya hasır şapka.. — O da bana uğur getirmiştir. kikaten belki de buna inanmıyacak- sınız. Bu şapka bana uğur getirdi, Bu benim tılsımım olduğu için bunu bı- rakamam. Moris lye meşhur kahkahasını attı. Fakat son günlerde M valye ciddi oldu. Bu da tiy yorgunluğundan ileri geliyor. 'Tam bu esnada temsil başladı, Mo- Moris Şövalye ris Şövalye hemen hasır şapkasını kaptı. — Size bir şey söyliyeceğim. Bu 340 ıncı hasır şapkamdır. Muhtelif |modslara uygun olarak hazırlanmış Olan bu şapkanın nihayet bir hasır şapka olduğunu söylemek de fazla- dir. Yeni bir hava yolu açıldı Bâku ile Soçi arasında yolcu nakli için yeni bir hava yolu açılmış ve işlemiye başlamışlır, On kişilik tay- yarelerin işlediği bu yolda Sohum, Kutais, Tiflis, Kirovâbad ve Evlah'ta İniş istasyonları vardır ve tayyare buralarda inerek ve yolcu alıp vere- rek Baku'dan Boçi'ye ve Soçt'den Baku'ya gidip gelmektedir. Mistinguet güldü ve 1889 da doğdu- | Moris Şövalyenin yanıdda N e zaman nümune bir karı kö- cadan bahsedilecek olsa, deri Nuri ile Nerimanın ismi akla gelirdi. Nuri, benim mektep arkada- şımdı. En iyi dostumdu. Neriman, hakikaten melek gibi |bir kadındı. Güzeldi. Bundan üç se- ne evvel evlenmişlerdi. Fakat son günlerde,i kisinde de bir acalplik seziyordum. Nihayet, bunun sebebini anlamak istedim, ve dün, de- ireden çıktıktan sonra, evlerine uğ- vadım. Nuri henüz gelmemişti. Beni Neriman karşıladı. Ona bakışımdan, ne geldiğimi derhal anladı. Fe kalâde hassas bir kadındı. Gitti, kendi elile bir kahve yaptı, getirdi. Karşıma oturdu ve bir sual sorma - ma vakit bırakmadan, gözlerini hali- nın bir noktasına dikerek anlattı —Siz onun en iyi arkadaşısını nun için size anlatacağım... hepsini! |Evet. Nuri mes'ut değil. Bu da olsa ne ise. Daha fenası, bedbaht! ve ka- bahat benim Geğil. Onu bütün kal- bimle seviyorum. Kendine karşı bir kusurum da yok. Kim bilir? Belki ço- cuğumuz olmadı, diye sıkılıyor. Lâ- Bu kin olabi! ki de bi m lir, Daha vaktimiz var, Bel- şka sebepler var da ben bil- um, Yalnız bir şeyler hissedi. amma söylemiyorum. Bili: yorum. yorum, herkes bi güz kanıyor, beni w kadını diye beği vam etti — Siz, benim bit arkadaşım vardı, Aliye, tantdınız değil mi? Üç sene evvel öldü idi hani? Zavallı kız, hu- fif bir kamburu da vürdı. Ben.:. & gorta şirketinde daktilo iken ayni evde oturuyorduk. Hatırlamıştım. Mahzun ve zavallı |bir kızdı. Bi <Evet» diye ettim ve dinlemiye köyuldum. —İşte o! Bir gün, bana dedi ki: e— Neriman, sana itimadım var, Senden bir şey istiyeceğim, yanar mı- sın? D i—Tabil. *— O halde dinle. Arasıra sana |mektuplar vereceğim, daktiloda ya- zacaksın. Dur anlatayım. Mesele şu, Ben bir genç tanıyorum. Gayet iy zeki çocuk. Fakat gözel değil, Arkadaşlarının hepsinin bir çok tas nıdıkları kızlar var. H İyalnız, kimse ona aldırış |*Beni kimse sevm şaret etiniyor. benimle kim- üzülüp duru- Cüce çiftler Paris sergisinde 10 kilo- luklar evlendi aris Sergisinde görül ler arasında bir kaç da dxr Bu cücelerden iki çift geç(nlcrdc dan ve İtalyadan gel | Cücelerden Ania 17 yaşmda ve |75 santimetre boyunda ve 10 kilo sik- ;.(-nndcdır Ania diyor — Ben sevgilim riste gördüm. Biribirimizi sevdik. Şimdi evleneceğiz. Kardeşim afleme yazdı. Muvafakat cevabı gelince dü- ğünümüz olacaktır. Bu muhavereye yetişen Françes- ko hemen söze ka — Benim bo |timetre daha y ir! İnişanlısına bakarak İlâve etmiştir: | — Naşıl, güzel değil mi?, | çiftler de Luclen ile Klara- demiş; sonra dır. — Lucien ile Klara ne zaman ev- leniyorlar? Kadınlarla hiç bir mesele hemen halledilemez xki!.. Neriman ağlamağa başladı onünla | buki o hep | Yazan : Aliye böylece devam etti. Maksat dı, arasıra bu gence imzasız mektup lar göndermek, ona, meçhul bir ka dın tarafından sevildiğini söylemeke onu teselli etmek imiş. Zavallı arkâf daşıma dikkatle baktım, o devam et ti, mektubu yazan kadının serbest ölüü madığından imza atamadığını ihsâf etmek lâzimgeldiğini, fakat duydu” Bu aşkını gizlemiye de cesareti ol * madığını bildirmek istediğini anlatı yordu. Böylece, dediğimiz gibi yap * tık. Aliye mektüplârın dele- ini yapıyor, ben daktilo İle yazıyor” |dum. Bu mektupları |deriyordu, biliyör musunuz? iye, kime gö — Hayır. — Nuriye! — Ne diyorsun? — Evet, Ben o zamanlar mımiyordum. Yalnız, Ali; tuplarından, onun bu kadar y İve derin hisler uy bilecek bif m olduğunu düşünüyordum ve ona karşı büyük bir hürmet duymuy başlamıştım. Lâkin, birdenbire Alis ye öldü. Gayet tabii olarak mek < |tupları kestim, Lâkin bir taraftari |da, onun, artık bu mektuplardari |mahrum kaldığını, mustarip oldu * |ğunu hissediyordum. Ona mektup yazmakta devam etmek aklıma gel |di. Fakat kendimde bu hakkı gürt medim, Esasen, Aliyenin cenaze me* Tasiminde onunla tar , biribi & rimizi bc;;enmı—_nu. Nuriyi tas |beni ı-lıll(ğı zaman reddetmemiş © tim, evlenmiştik. n dürdü. Uzun bir si Ah, dedi, ne mes'ut saatler yas şadık. Nuri, mektu arasının — kesilmesi: v İatfediyordu. Ona, mektuplara daifı jbir- şey şöylememiştim. Böylece 34 |radam, bir, iki sene geçti ve artık bett de mektup hâdisesini kin sön günlerde, Nur $iklik oldu. Zaman zaman daliyor, B şeyler düşünüyordu ve geçen gün.e geçen gün... Neriman ağlamıya başlamıştı. Âf yüğa kalktım, yanına yaklaşmak (S tedim. Eli ile «otur'» der gibi bir işi ret yaptı: — Alfedersiniz, dedi, kendimi ti yorüm. Zira, geçen gün, Nut yi, ona vaktile gönderdiğimiz mek ıııpl rla başbaşa bulr Bükreş, (Hususi) — Küçük Af tanta dahil hükümet hariciye nazif” İlarına toplantı programı bildiri! |tir. Buna göre 30 Ağustosta Y lav Hariciye Nazırı Stoyadinov |Çekoslovak Hariciye Nazıtı Dr. E ta Bükreşte bulunacak ve Sina İgidecektir. Öğleden sonra müzakeff ak ve 31 Ağuslosta bite , Öğleden sonra Kral Karol ciye nazırlarını kabulledecektir gün dE E Vı.ı ıy Müteakip müzakereler üç |vam edecektir. e Vindsor dükü Vindsor Dükü ve karis»15 Ex) |kadar bulunmak üzere Budapt$t gitmiştir. Vindsor Dükü Müacaristanda aVC hk yapmak istediğinden en bi lav çiftliklerinden birisini kiral dır.