4-SONT A 24 Ağustos 1937 KADIN.VÜCUDU Beden idmanlarına dıkkat etmeli! den terbiyesi, azafmız için bir |tir. Bunu diğer hareketlerle eğilme- hayat ve memat meselesidir. Bu |İden ve ciğerleri sıkıştırmadan da el dâtma muhafazâ edilmiş bir gençlik |de edilebilir. Sonra havayı ciğerleri- kaidesidir. Beden terbiyesini nasıl İnizden dışarıya vermiye çalışınız. yapmalıdır? Bu, andirekt olmalıdır. |Bunun için karnımnızı yukarıya kal- Bizim ne- midemizi: çeviren |dırır, kaburga kemiklerinizi sıkar ve e ne de kalb etrafında bulunan ada- |omuzlarınızı aşağıya bırakırsınız, Ha- Telere eamir veröcek Bir vantamız yok-|va tamamen çiğerlerinizden dışarıya fur, Hattâ daha az ndaleli olan ka- |çıktıktan sonra, tekrar temiz havayı Bethoferi merikaya yüksek tahsil yap - Amık için büyük bir transatlan- tip bir ürperme vardı. Romanlarda, hikâyelerde okuduğum macera ve ser güzeştlerin birer benzeri de benim başımdan geçecekmiş gibi bir his duyüyordum. Napoleon Heyecanlı ve Amerikanvari bir sergüzeşt Istemiyor değildim, fakat tiğe bindiğim zaman içimde ga« İp atlamanın raciğer, pankreas ve mesane gibi u- zuvlara bile pek az emir verebiliriz, Mide; Genişlemiş veya çok küçük kalmış olan bir mideyi normal bir hadde getirmek bir perhiz meselesidir. Bu- nun için şekil 1 ve 2 de gösterilen ha- reketleri yapinız. Kamın yukarısındaki ada küvvetleştirmek için, hazımdan son- ra uzun zaman üslü yatımız, Ba- yınız ve karm niklerinize ka- Unutmayınız ki, kürek çı kmek, sıh- | hatte olan kimseler için pek iyidir. | Fakat midesi genişlemiş olanlar için zurar Barsaklar ve karaciğer: Barsak ve karaciğer içi Wyaptırıla- cak hareketlerde gözöünnde tutula- #ak noktayı bir adnle vücüde getir- ve harlcen ve dahilen masajar ,pmaktır. Bunun için de en iyi ha - reket; karnı içeri almaktır. Bunun sıl yapılacağı şekil 3 de gösteril - r. Karnı evvel sağ tarala ve 'a sal tarafa yatmak suretile içe- riye ala Bit iskemle veya koltuğa dayan - mak, öne doğru eğilmek suretile na mi pılacak olan ayni hareket barsakların iyileşmesine ve barsaklardan gelen Bancıların izalesine yardım eder. Bu hareket, zümanda karaciğerin | vezifesini hakkile. ifa etmemesine karşı da iyidir, şiryülilar. nını kolaylaştıracak olan ha- rette koşünuz duş yapınız. Eğer soğuk duş size ya- ramıyorsa evvelâ Bacaklarınıza, sön- ra kollarınıza, en sonra da dizlerin ze, karnınıza ve göğsünüze ve sır! nıza su dökünüz. Böbrekler Böbreklere yaptırılacak hareket andirekt bir yardımdan — ibarettir. Böbreklerin yumuşaklığile ifaya mee- bur oldukları vazife arasında bir mü- Hasebet yoktur. Böbreklere şekil 6 'da olduğu gibi vücudünüze göre ha- reketler yaptırınız. “Akciğerler: Hava teneffüs elmek için ıuzum » Buz yere kuvvet sarfetmeyiniz. Y: pılacak birinci iş, çabuk yürümek ııx— retile hava açlığı vücude getirmek - Ayakta ve yatarak ve 5 do göğterilen ve kanın | e kadar koşunuz ve sonra bir | faydaları çoktur burun delikleri vasıtasile ciğerlerini- ze alırsınız. Şeki doğrultan her hareket ciğerleri kute tarır. Kalb Kalb için yapılacalk hareket her ylaştırmak ölmalıdır, Bu iki hare- ketle olur: Birincisi ayakta ve köllar havada olduğu halde sür'atle ayaklarınızın ucuna kadar eğilirsiniz. Sonra kolla. İçınızı omuzlarınıza götürerek kal - karsınız. İkinci hareket de ayni hareketi bir düha çabuk olarak tekrar etmekten ibarettir. Bunu soluk soluğa gelin- iye kadar yaptıktan sonra bırakır- sahiz. Beden hareketini günün hangi sâ- atinde yapmalıdır? Eğer sabahleyin yineceğiniz zaman da yapmalısınız. |Eğer sabahleyin çalışnıyorsanız öğ- İlcye doğru beden hareketi yapınız. Bu takdirde beden hareketini öğle yemeğinden üç çeyrek veya bir saat evvel yapmalıdır. Bunun İştihayı ar- ıvınnkl*ı bü, ük faydası vardır. hediyesi | Vindsar Dükü kardeşi olan İngiliz yare ile çiçek göndermiştir. | Bu çiçekler, Alp dağlarında büyü- İyen ve Alp gülleri ismini alan cins- tendir. Bilhassa İngiliz Kraliçesi Alp çiçeklerini çok sevdiği için kayın bi- raderi Alp dağlarından toplattığı çi- çeklerin büketini takdim etmiştir. Vindsor Dükü kendisi de Alp çi çeklerine bayılır. Evvelee Alp etek- lerindeki büyük bir şatoda yine böye le Alp çiçeklerine moraklı bir zat ta- rafından büyük bir bahçe hazırlan- miş ve”Alp çiçekleri yetiştirilmişti, Vindsor Dükü bunu görünce çok be- ğenmiş ve hattâ kraliçeye takdim et- tiği çiçeklerin mühim bir kısmını da buradan tedarik etmiştir. teneffüs hareketleri l Unutmamalı ki, amudü - fıkariyi şeyden evvel kanın deverânıni ko » | çelışıyorsanız, sokağa çıkmak için gi- | Vındsor dükünün ah ile Kraliçesine geçen güh tay- | Ruhun - esrarı Kafa tasımızda aşınız, riyaziyeci başı mıdır? Şa- , Tessam, musikişinas veya ga- zeteci olarak mı doğdunuz? Sizde ti- yatroya veya zabıta işlerine karşı müstesna bir istidat var mıdır? Ha- fızanızda vak'aları, isimleri veya ta- İrihleri tutabilir misiniz?. Bunları anlamak isterseniz Kkafa İtasınızın veya alnınızın şeklini yahut |#a buradaki çıkıntıları tetkik ediniz. Musolini Bu çıkıntılar sizde nelere karşı isti- |fat mevcut olduğuna ve çukurlarda büyle bir istidattan mahrum olduğu- nuza delâlet eder. Hiç bir kafa tasının diğerine şek- len benzemediği Dr. Gall ve Lavater (adında iki âlim tarafından tetkik ve İkeştedilmiştir. Dr. Gall evi dan geldiğü elâ zekâvetin dimağ - , çıkıntılı alınların ya- ratıcı bir kabiliyete, yüksek alınların teşkilâtçılara, hâkimlere, — mağrur şeflere, düz alınların zalimlere ve İmanen mes'uliyet hissinden mah - rum olanlara ait olduğunu tesbit et- miştir. Di kezidir K şlar ressamlara, alınlar musikişinaslara dört köşeli inde ve arkasında gö- 'Pul meraklısı bir otelci Londranın en işlek yerinde bir o- telci vardır. Bu adam müthiş pul me- İraklısıdır. Otole gelen her müşteri « lıinden muhakkak surette memleke- tinden bir pul ister, Bu pulları deftere yapıştırır. ve kolleksiyonu tamamlar. 50 senedir bu işde olan ve şimdi 70 yaşlarında bulunan pulcunun milyarlarca pulu vardır. Geçenlerde pul meraklısını ziyâ- ret eden bir pul alıcısı tam üç ay ö- telcinin yanına gidip gelmiş, her gün pullara bir fiat tesbit etmiştir. 3 aylık çalışma neticesinde ancak 3 de bir nisbetindeki Xkolleksiyona İkiymet takdir eden pulcunun şimdiz ye kadar hesapladığı rakam nedir bi« Hiyor musunuz? 'Tam 300 bin İngiliz lirası.. Yani bi- zim para ile iki milyon 'Türk )irası. Hiç yorulmadan, yalnız ahbaplıkla ve yavaş yavaş milyoner olan bu a- damın tekmil - kolleksiyonu demek ki 6 milyon lira tutacak, Otelci bu rakamı duydu! demiş ki: — Acaba ben 5 bu otelde bu kadar mı? Bir adam tutmuş ve 50 senede safi kâr olarak ancak elli bin dira kazan- | 'dığını görmüştür. senedir para kazandım iyetinin mer- dehâ alâmetleri Girintiler ve çıkıntıların - mühim rolü var |ze çarpacak surette sette belirmiş olan ke- mikler fena temayüllerin meveudi - î: etine delildir. Bu temayüller de tah- ripkârlık, riyakârlık ve hırsızlık gibi İşeylerdir. Bu kemikler insanın karakteri ü- zerinde mühim bir rol oynamakta » dır. Kulak deliğinin bazan çok aşağıda İbulunması alnı düz olan kimseler de Greta Garvo en fena temayüllere delâlet eder. Alnın yukarısında ve ortasında iki çıkıntı arasında mukayese kabiliyeti bulunur ki, bu da her şeye lâyık ol- duğu yeri vermiye hizmet eder, Dr. Gall buna dehâ çıkıntısı adını ver « mektedir. Kaşların köklerinin üstünde res - Bam için üç budu ölçmek kabiliyeti ve kumandan için de harbin panora- Kaşların ortasından kulaklara ka - dar olan yerde gıda almak kabiliyeti vardır ki,*bu çok inkişaf etmiş bir |halde bulunduğu ve yanaklarda ge- vişlediği zaman oburluğa ve hattâ pis boğazlığa delâlet eder. karıya koyduğumuz resimleri bu na- zariyeye tamamen tevafuk etmekte- Milyoner kızına neden kızıyor? Londra, (Hususi) — Londrada her- kesin dilinde son günlerde dolaşan hâdise şudur: mahrum edecek mi, etmiyecek mi? Bunun ne olduğunu tabii bilmezsi- niz, size hikâyesini anlatalım. Lon- dranın tanınmış milyonerlerinden Benn'in kızı Clara bu yaz Fransada Rivyera sahillerinde dolaşırken M Car baronlarından Antön Dirstay' tesadüf etmiş, iki genç biribirlerine âşık olmuşlardır. Nihayet evlenmekten başka çare bulamıyan bu iki genç Londraya gel- mişlerdir. Londradâ milyoner Benn kazının bir cenebiye varmlak isteme- sinden dolayı çok kızmış Ve kızinı letle azarlamıştır, Fakat kız barondan ayrilâmıyacağı- |prsöylemiş, babası da tehdit maka, |mmda: | — Ben de seni mirasımdan mali « İrum ederim... demiştir: Bu söz üze- rine kız, babasının evini terkedip, baronun oturduğu olele gilmiştir. Milyoner bu vaziyetten büsbütün hiddetlenmiş ve sureti kat'iyede kı- zını mırasından mahrum etmiştir. Fa- araya girenler hiddetli babayı teskine uğraşmaktaymışlar. Bugün |Londranın en yüksek sosvetesindeki €n büyük dediledü mevzuu işte bu - » dur, imasını kavramak kabiliyeti bulunur. | Büyük adamlardan bazılarının yu- | tehlikesiz ve içinde güzel kadınların ! i nması şartıyla. Büyük Normandi, rıhtımdan kal- karken gözlerim kendime bir yol arkadaşı arıyordu. Birinci mevkide seyahat ettiğim için yolcuların hep- si kibar ve zengin kimselerdi. Bir - 'den biraz ilerimde sarışın bir kadın İpeyda ol gü- Örnrümde bu kadar güzel bir jbadın gö, |zur büyülenmiğ gibi üzerine takılıp kal- dı, bir an kendimden geç | Ben böyle dalmış ona buka Bp biraz ileri rina kollarını ampn Allahım o | | ğümü hiç hatırlamıyo - güzelliği karşısında nazarlarım tenasip bir kalça, harikulâde b lar, yüzündeki tatlı tebessüm onu ne kadar güzel gösteriyordu. , vapurda ne güzel bir macera geçirmiş olacak- tim, Artık tanışmak için bir çare â- 'ramıya başladım. Birden nasıl oldu, bilmem, e'indeki mendil uçtu, aksi gibi doğru benim'yüzüm.... Hemen mendili kapıp kadının önünde bir re- verans yaptım,- İngilizce olarak : — Buyurunuz, madam!.. — Teşekkür ederim Mösyö, affe- dersiniz, sizi rahatsız ettim. — Hayır madam, bu iş bana bir şe- reftir. Kadın, tatlı tatlı gülümsüyordu, bu baygın bakışlar altında âdeta ezi- Tiyordum. — Nereye seyahat ediyörsunuz? — Nevyorka madam. yarsunuz?. — Galiba Am SInız... ikanın yabancısı- — Evet. Türkiyedengeliyorum. — Evet.. ya siz nere — Ben Amerikalıyım, fakat Fran- sada bulunuyordum. Kocam ölünce yalnız kaldım. Şimdi geri dönüyo- rum... Konuşmamız yavaş yavaş İlerledi, İyemek zili çaldığı vakit iki eski ahbap| — Milyoner Benn kızın: mirasından | gibi olmuştuk. Yemekte yan yana oturduk. Kadının vücudü bana değ- dikçe içimde garip bir Ürperme du- yuyordum. Anlamadan, ya o, ya ben biribirimize sokuluyorduk. Yemek- ten sonra beraber güverteye çıktık. ACERA Yazan : Tarık Sekban du ki ü4 Bana o kadal çan saçları yüzü Ertesi sabah güver t |zaman onu, denizi düm, Beni görünce gülâi — Deniz ne güzel, ü — Her halde sizin kadar güzel de ğil. Güldü : — Öyle mi buluyorsunuz?.. — Evet.. ham de hârikulâde güzel Cevap vermedi.. yalnız koluma gi- İrerek beni vapurun ön tarafına doğ- ru götürdü. Artık içimden ona âşık Jolduğumu anlıyordum. f | İ çen İki gün, artık onu benim yapmıştı. Ertesi gün, yolcülu- ğumuz sona eriyordu. Bu son gi enun yanından ayrılmadım, aX bu gece beraber kala- lam., bak, artık bu son gecemiz. bel- daha |. © yalnız gülüyardü. iyler ı,ıu Ök İki'sent'bi akşam wı_.. ma soktuğum zâ- İraan, yabancı yere geldiğini hiç an- . Vücudü kollarımın arasın- da Bir yığın hâlinde duruyordu. Ar- tık o gece benim olmüşü F . Ertesi sabah ayandığım zaman kas maramda yalnızdım. Üstümde garip bir yorgunluk vardı. Geceyi düşünü- yordum.. birden kömodinin üstünde gözüme bir kâğıt ilişti. Elim gayri - Çihtiyari uzandı; okümüya başladım. Güzel Tür! Bana hayatımın en güzel günleri- ni geçirttiğinden dolayı sana çok te- şekkür ederim. Dudaklarından öpe- riM.» M.S. Kamaramın penceresinden bakti- #ım zaman Nevyork limar te olduğumuzu yüksek — binalardan aniadım. Vapurda kedar aradığım halde bulamadım. Yalmız o günkü gâzetelerde Şu yazıyı okudüm : «Üç sene evvel polisin takibi üze- rine Amerikadan kaçan kadın hay- dutlardan meşhur M. S. tn bugün ge- len Normandi transatlantiğile şehrie mize döndüğü ve ryefakatinde bir Türk genci bulunduğu haber alın « mN!lv » Bir ayda 5,500 doktor gelmiş! Viyanada yapılan bir istatistiğe gö- re temmuz âyı içinde 5500 tanc kas dın ve erkek doktor Viyanaya gel « içıi t Taksim: Nursel, Safa, Emin e, Firuzağa, Müzeyyen Sultanahmette Hayrettin a girmeks sarışm kadımı o - KNi