— bi Kuvvet Çinde her silâh var; ama eski ve gayri muntazam; ]aponyada daha az, fakat yolunda., Tokyo şehrinin bDiİr görünüşü merikâh Kaymakam Con Ha - gert, uzun zamandariberi Japon- yada ataşemiliterlik ve Çinde askeri hüşahit olduğundan bu memleket- Bu zat, son Çin - Japon” hâdi hakkında — (Gayr orasında bir müe yonluk ordusu J sında.) serlevhası kalede di âskerleri, insanları ka: tekniği ile Japon parası tedi , Sön istatistiklere göre as - keri 1,658,000 dir. Bunların da yekü | nu tam 140 fırkadır. Bundan başka | 150,000 kişilik Çin komünist ordusı vardır. Bunlar al vilâyetlerine tamümen hâkimdirler, Esasen — Çinin merkeze bağlı olmi çoktur, Bunlar baş! başında bulunan kumandanın n askeri pek leridir. Nanki ken 950,000 k Runun da ancak 470,000,i modern şekilde si r. Bunların başında 58 m3 bu- lunmaktadır. Çong - Kay - Çek'in 19 uncu ordusu 1! olmuş ve Japon taaı i dafaada bulunmak maksadile bu or- du Şanghay civarına yecleştirilmiş Ü. Bugün elde mevcut 160 fırkanın 10 1 gimalde, 27 si şimali garbil Rarpta, 5 i cenubu garbide de cenupta, 26 sı merkezded Çinin hava kuvvetleri İtalyan ve Amerikan silâhlarile teçhiz edilmiş tr. 400 kadar harp tayyaresi vardır. Bunun 250 si möderni Çinde tayyare fabrikası yoktur Bununla beraber pilot ve makinist yetiştirmek için mektep te bulun - mamaktadır. Toplâar çak eski modeller olduğun- dan bugünkü dünyanın hiç bir fab- Tikası bu kabil toplara cepane hazır- Tamamaktâdır. Bundan * başka da “ yeknesak ta değildir. Çin bahriyelisi de hakikaten çok feci vaziyette bulunmaktadır. Bun- Tarın silâhları arasında da birlik yok> tur. Velhasıl büyük bir ardu . fakat mo- GBern olmuyan, silâhi olmıyan, mev. eut silâhları arasında da vâkdet ol : e 23 di — Muyan bir 'ordu. Japonyaya gelince.. 17 kolardudan ibarettir. 1200 birinci sınıf harp tayyaresi — mevcut ölup bundan başka 700 de ihtiyatta bulunmaktadır. Mançuriyi işgal eden Kvantung ordusu merke- -— zini Mançuriye naklettiği için bütün teşkilât ta buraya nakledilmiştir. Topçu, süvari, şimendiler kıl'aları bep Mançuridedir. Bunun kuvveti 150 bindir. Yalnız bu ordü emrinde 200 harp layyaresi vardır, Benim ı.uııdım mı-e Jşponlınıı ünmek- | kedefi Pokin - Tiyençin ve Pekin- Hanko yollarıdır. Bu suretle şimali Çinin başında her zaman hâkim ola- rak bulunacaktır. M&amafih bugün bütün Çini ele geçirmek is- Bunun sırasını bekler, Fakat Jöediğim yolları tuttuğu takdirde her zaman Çin,. Japonyanın m: ür. » sayı « 'Syonist kongresi karar verdi Flılnllıı pırcılınımıı *Z üzjh, (Hususi) — Zürihte top - lanmış olan 20 nci siyonist kon - Si Mukaddes yahudi arazisi say- 'in son vaziyetini tetkik. tetkik esnasında Filis- taksimi hakkında İngilizlerin $ olduğu kararı da gözden ge- miştir, İtinin Fükat Kongre murahhasları İngil- bükümeti tarafından teşkil edilen komisyonun “vermiş - olduğu reti kat'iyede red- iş ve bütün azametile (?) Filis- bir kül halinde ilelebet (?) ya- sıyacağım ileriye sürmüştür. İere aksim kararını Koöngrede bu fikri müdafsa eder- Yühüdilerin bir yurda malik ol: ve bunun bütün dünya millet- “tisi altında olması için İmilletler arasında karar verildiğini böyle bir taksim ile bu k halif hareket, edilece icidir. Bundan başka P: Araplarla Yahudiler arasında her ne kadar mücadele varsa da bunun mu- vökkat olduğu, çünkü bo memleketin ün -menfaatlerinde her iki kev. min müşterek olması lâzım geldiği e söylenmiştir. Nihayet köngrede taksim süreti kat'iyede teddedi - miştir. Siyonist teşkilâtinın — Filistindeki faaliyetini arttırmasına ve İngiliz mandasındakt Yahudi devletinin kuv- vetlendirilmesi için her türlü yar- dimin yapılmasına karar verilmiş » tir. rinin gar rera mu « ni söylemiş - be 4,000 yıllık bir iskelet Cenubi Avusturyada'Jozetf Metler. de bir çıiftçi yeri kazarken bir iske- let bulmuştur. Jandarmalar derhal giftçiyi yakalamışlar ve çalışmasını 'da durdurmuşardır. Jandarmsalar bir taraftan da Viyanada yüksek bina karşısındaki Cenubf Avusturya Mü- zesi müdürlüğüne haber vermişler - dir. Buradan gelen iki mütehassıs tat. kikâta başlamışlar ve Iskeletin yer- den 40-60 santim aşağıda olduğuru Bgörmüşlerdir. Çok enteresan olan is- , gömülüş tarzı hakkında |bir miktar KADINLARA ÖĞÜTLER Yüzünüze Cildinize Çok Dikkat Edininiz — Xet sira mesamatı âçmak lâzımdır. Bu- nun için bir leğen sıcak su alırsınız. Bu leğen üzerine mümkün olduğu kadar eğilir ve yüzünüz leğen için - de kalmak şartile ha örtersiniz. Sonra ince silindikten sonra yüzünüze temiz - leyici bir krem sürünüz. kika durduktan sonra r hav- bezle süt sürünüz. Eğer cildiniz kuru ise biraz borad dö sud Dğve ederek ürünüz. Bu wsıııdla tam; Rus âlimlerinin liğinde imal Kutbunda kışlamakta olan Sövyet heyetinden Papanin ve Krenkel, telsiz raporu göndermişlerdi Kutupta buzlar üzerinde ya - şamıya başlıyalı iki ay oldu. Muhite hızın bir tek h(dc— olduğu kadar fazla miktarda ilmi tetkikta bulün Bıd.)oun her ilmi m hını— ve bazan altüst ede buki şimdi ilmi çalışma ka ve hşma ve tet! tam olarak benimsedik ve mübim müsbet neticeler alma merhalesine girdik. Fasliyetimizin son ka ticesi şu olacaktır: Kutup nn merkez mintakacı baksinde. hiç bir kimsenin hakkında her hangi bir şüphe ileri süremiyeceği bir kanaate varmak, bunu-tesbit etmek ve tam İbir fikir adinmek. Genç ölimlerimiz Şirşev ve Fedo- rov, durmadan etrafımızdaki muhi- tin bususiyetlerini kaydetmekte ve bunlar üzerinde mütemmim tetkik- lerde bulunmaktadır. Tasnif etmiye yaktimizin yetişmediği derecede zen- gin materyeller elde ettik. İlmi tet - kikler için aletlerimiz ve tahlli için kaplarımız azdır, bundan dolayı Şir- şov, bazan mülemadi surette yirmi dört saat çalışmak mecburiyetinde İkalmaktadır. Zira ayni kaplara erte- si gün de ihtiyacımız vardır. Şimdiye kadar tesbit edilmiş olan bir keyfiyet vardır, o da Kotup mın- takasında, buz denizinde, 3,000 metre derinliğine kadar hayvani hayatın mevcut bulunduğudur. Şirşov ve Fedarov'un istirshatta bulundukları zaman, ilmi tetkikleri 'biz yapıyoruz. Fakat esasen, ikimizin |memur olduğumuz ev işleri de büyük bir zaman ve kuvvet almaktadır. Kampımızın bulunduğu buz parçası üzerinde, Kutup yazı dola j tam malümat edinmek İçin düvet e- letin milüttan 2000 sene evveline ait oldu(unu n'almlm.k fak gölcükler teşekkül etmek dilen profesör Doktor Mişa bu iske« |1htiyat.erzak üslerimizin Eemen |dalm yerlerini değiştirmeyi Buzlar arasında Denizlerde 3000 metre derin- hayvanlar olduğu tesbit edildi Kutuptaf Rus âSilmleri yaz günleri yaşıyorlar Çok tuzlu | Yemeği Tuzunu i Nasıl —| Almalı? Jsunuz. Bunu azami ayda bir İyaparsınız, sık sık değil.. Nü biraz faz- nuş olursunuz. O kadar ki, ye- mek yenemiyecek bir lir. Ye- meğin tuzunu gidermek için çok te- İmiz tabif süngerden küçük bir kaç tane alırsınız. Meselâ n birini çorba tenceresinin çine koyarsınız. Sünger çorbanın faz- tuzunu emer. Süngeri kullandık- an sonra iylce yıkayınız ve biraz paklı camd afaza e |kaynattıktan sonra k bir kutu içinde m: iki aylık hayatı yaşıyan |de, tanlar ağırlığında eşya taşıyoruz. |Papanin, suların akması için, buzun sathından denize kadar yaptığımız delik civarına kadar yollar kazmak- tadır. Ayrıca, hemen her gün, çadı- tımızı örtmek üzere kar getirmek İ- cabeylemektedir. Bütün bu işler 4- | rasında, yemek pişirmeğe veyahut hep birlikte 4.000 metre su derinli - | ğinden nümüne çıkarmak için d | kıt bulmak lâzım gelmektedir. Ayrı- soroloji bültenlerini munta- | zam surette neşretmek için de 3ni- | İma vakti ve saati kollamaktayız | Yarımıza beraber ü de hiç çözemiyece Jiçin bir tek |tur. Bizim için kitobm va gazetenin ye- rini, aldığımız radyogramlar tutmak- tadır. Kutupla, buzlar üzerinde, çok fsal ten çok enleresan bir ha- yat geçiriyoruz. İlmi tetkikler hari- cinde yegâne zevkimiz, muhtelif te- jsekküller, dostlarımız ve akra - balarımız tarafından bize gön - derilen telsiz mektuplarıdır. Herkes- ten ricamız, bize daha sık ve daha fazla ve geniş mektup yazmalarıdır. Avustralyada zenciler Avustralyada bulunan - zencilerin günden güne çoğaldıkları, yapılan istatistiklerde görülmüştür. Hakikt Avustralyalıların - Bundan yüz sene evyeline göre yüzde yüz ço- Baldıkları anlaşılmıştır. Bunların a- jdedi 60,000 imiş, v Avusturya mekteplerinde ingilizce Avusturya hükümeti, Viyana ile 'nubi Avusturyaya pek fazla İngi- seyyahı geldiğini nazarıdikkate slarak ilk ve orta mekteplerde İngi- lizce okutulmasma karar vermiştir. |Bu seneden itibaren başlayacak olan ilk mekteplerdeki İngilizcenin hede- fi, pratik olarak talebenin İngilizceyi Sonra, ge İcüşüne düşüne, ilina ile bi İyazıyordu. İği .Ci İhayâllere dalıp sevgi BiR ESMER KADIN (cı»lugum]ınbuı ade edin- 'Gstahaneden içeri giriniz. Geniş sa- londa dakika sağınıza, solu- Duza bakır yoktur, nel Yalnız; pqil*ıh.'m(xe girerken, ka- pınin önündeki âma satıcıdan bir kaç zarf kâğıt almayı unutmayınız. Çünkü, siz de bilmem benim gibi misiniz.. mektuplara cevap yazmakla büyük bir ihmal gösteririm. Fakat, böyle günün birinde, boş vaktimde postahaneye girdim mi, topuna bir- den cevap yazarım.O zaman geniş | bir nefes alırım. Ağır bir yükten kur- ! tulmuş gibi olurum. Postahaneye gelen ve orada mek- tup yazanlar kimlerdir. bilir mi - sıniz?.. Acele işi olanlar.. Evde, yâ- zihanede mektup yazmıya vakti ol- mıyanllar... Bir de &: ... Bir gün yine, postahaneye girdim. Yazılacak iki de n bum vardı. Bir yazıhanenin ke: Zarfı kâğıdı hi rdım, Yazmıya başlıy e işim Yok ki.. Zafen, mak- Sit vakit geçirmek.. Yinö, bermütkd şöyle bir etrafıma bakındım. Bir kaç | genç kadın Poste restant'tan mek: - tup alıyorlardı. Bir iki genç kız, kan fer içinde, sevgililerine mektup ya- zıyorlardı. Uzun boylu, esmer, etine dolgün koyu, siyah gözlü, kıvır ki- vır kirpikli bir de kadıh var. O'dâ yi- ne orada İdi. Bu kadını bir kaç se- ferdir görüyordum.. - Postahaneden içeri girdi mi, doğruca kendi kutü- suna yanaşıyor, kilidi açıyor. İçin- | den mavi renkli bir mektup çıkarı - yor, Bir köşeye çekiliyor, nefes al- madan, hararetli hararetli okuyordu. başında, vap azırladı! Bu kadın harikülâde gü gazibesi yani sek kalâde Idi Öyle derin bak İki. bilhassa © evzun bacal kalçaları nefisti. Gel zaman, git zaman, bu kadınla göz a olmuşturm.. Ne zaman postaneye uğrasam, ona tesadüf e- diyacdum. O da beni tanıyordu &rtik. Yalnız aramızda şu fark vardı..onun ne — yazdığı mektuplara mukabil, ben, arkadaş- a mektüp yazıyordum . benimk t, üç beş satır, basma kalıp selâm kelâmdı . onunkiler sayfalar dolusu, şalrane, âşıkane şeylerdi. Bu kadınım, bir adama delice vur- gün olduğunu tahmin — ediyordüm mektup yazarken, Öyle bir halı var- dı bazan, tâvanagözlerini diker, dü- şünür, sevgilisinin - hayalini — görür grbi olarak, tatlı bir tebessümle gü- lümser, içini çekerdi Fakat, tuhaf değil mi?, Benimle de alâkadar olurdu. Hattâ, aradan bir iki hafta geçince, postanenin geniş salcnunda karşılaştığımız vakit gü- lümsemiye bile başlamıştı.. 'Tabit mukabelesiz birakmıyordum Böyle birkaç hafta daha geçti.. bir ekşam, geç vakit postaneye uğra » İraştım , kadın, meklubunu yazmış, bitirmiş, memura uzatıyordu.. benil görünce, yine-güldü.. aklıma koy - dum.. bugün, dedim, şu totlı mah - lükla pekâlâ ahpap olabilirim. Bir | arkadaşa yine cevap yazacaktım. Vazgeçtim. Baktım, kadın salondan çıkıyor. Geniş merdivenleri inerken arkasından yetliştim.. omuz başında bir gölge (dince, yavaşça döndü, baktı.. beni görünce, gülümsedi. Fır- sattı : birşey- eli Tev- 1 vardı arı: Ve | | | sizi eğlendirccek neler | Yezan Reşat Feyzi Vakıf hana çıkan yola doğ- yanında, Gmmuz başında yürüyordum. vam ettim — Siz de be yazıyı 5ze de- p im gibi çok mektup sunuz.. ne tesadül.. zannediyö rum ki, her defasında da si izinle bü- luşmak mümkün öolüyor. Genç kadın yavaşladı. Şimdi, yar yana, dirtek dirseğe gidiyorduk.. O. önüne bakıyor, bir şeyler düşünü - yormuş gibi yapıyor, fakat dudakla- rının kıvrımından gülümsediği an- laşılıyordu. Birden bana dönerek, igüldü : — Fakat, siz yazmadı din buğün mektubunuzu dedi, cevapta gecikme- z ral Yok, dedim, © kadar acele de- ğildi.. — © halde postaneye reden gel « diniz?, l mektup yazmak için.. yalnız yazmak - canımmı Genç ve kıvrak kadın gülüyordu. 'Yan gözle yüzüme baktı. — Daha doğrusu, ded eitiğiniz gibi, Sizinle konuşmak. fır- satını kaybetmemek için.. - derhâl çıktıra.. Yürüyerek, Bahçekapıya gelmiştik Ahpaplığı da ilerletmiştim.. kâdının ismi Leman.. İ Bebekte oturuyarmuş.. kocası İz- airde tücearmış.. yazlığına İstanbu- la gelmiş. mektupları kocasina ya- zayormuş.. Eminönüne gelmiş! ©, Bebek tramvayına binecekti, elini uzattı : — Bana müsaade, dedi, Allaha 5- marladık.. — Fakat, tizi evinize kadar teşyi etmek isterim. — Oraya kadar yorulmayımız.. Tramvaya beraber bindik. Bebek- te indik. Sol tarafta bir sokağa sap- Uk.. biraz yürüdük.. bir ovin önü ilalım, dedi.. iğe vurdum : inizde bulunmama mü- saade ederseniz.. — Nasıl olur?, Evde başkaları da yar.. — Ne çıkar?. Bir ar ziyarete gelmiş olabil —- Nasıl olur?. Bilmem ki. Kadın razı oldu, Beraber eve gir- dik.. beni bir odaya aldı.. ortalıkta, kimseler yoktu. Ses sada da işitilmi- yardu. Biraz sonra, Leman geldi. So- yunmuş, dökünmüş, dekolte bir el- bise giymiş. birden içim sızladı.. fe- na ulmıya başladım. Karşımda -bir kanepeye oturdu.. onu baştan aşağı süzüyordum. Bir içim su idi.. ellerimi ovuşturmuya, sabırsızlanmıya — baş - Tadım. ©O söze başladı, dedi ki : — Doğrusunu isterseniz, kocamla dört aydır, ayrıyız., çapkın, ahlâksız bir adam.. onunla beraber yaşamak benim için azap.. ayrılmak istiyo - rum...her gün yazdığım mektupları kocama değil.. İzmire giden avuka- tma yazıyorum. - Fakat, avukatım, kocıımın arkadaşı çıktı.. işi sallıyor.. bizi tekrar birleştirmek istiyor. Her gün şiddetli mektuplar yazıyorum. Avukatı da değiştireceğim.. mutlaka kocamdan ayrılacağım.. Birden gözlerim parladı. Ayağa kalktım.. bir hatip gibi, elimle ko - lumla İşaretler yaparak söze başla- dim : — Hanımefendi.. sizi bu azaplı ha- ŞINıZ sizi — Bugün, ben geç kaldım, dedim, siz gidiyorsunuz. Cevap vermedi. yürümiye devam yattan kurtarmak, evvelâ vicdan, sa- niyen insanlık, salisen, bir arkadaş- ( Devamt 6 #nct sayfamızda)