Tefrika No: 113 ucunda duru yordu. Sahra bu hikâ- yeyi hatırladı.. Havuzun başına koştu.. Sihirbazlar, ta- bipler Şaonu hâ« M ilâçlamak'ı mMeşguldü. Sahra — suların üstünden bir çi çek kopardı.. Yapraklarını eze di.. bir. bardak suyun içinde bir saat bıraklı.. ve bu müddet zare fında Şaonu iyis ce göz bapsine aldı.. — Zamonun söylediği — sihir- baz henüz işe başlamamış — ve lâya verdiği sös zünü Kil sahasına çıkarmak — firsa- tinı bulamamıştı. Sahra bir saat sonra, — elindeki bardağı Şaonun ağızına gölürdü. İşte bir gürültü.. — Sahra Şavnu öldürecek! Sihirbazlar bir- denbire ayaklan- l mişlar ve bağrışmıya başlamışlar- | ğer ben yetişmeseydim- zehirliye- | di. ceklerdi... l Hamo kabilesi relsi bir gün Kudüste Sülegmanı ziyarete gelmiş ve gözdesi Sahrayı alıp götüreceğini aöglemişti.. Sahra gözlerini açarak bağırdı: Sahra bu sözleri söylerken, Zamo — Ne istiyorsunuz benden? Hepi- | rakkasenin arkasında duruyordu. tiz birer ilâç verdiniz.. Şaon kirpi- | — Süleyman birdenbire şaşaladı: ğini bile kımıldatmadı. Ben de bir | — — Sah ilâç veriyorum... O ilteceğimi | — Diyemi neler söylüyor?! landı ve gözlerini Sah- ranın gözlerine dikeryek bir müd- det sessiz ve hareketsiz durdu. Sihirbazlar derin bir kıskançlık klerini şaşırmış- fta dolaşan haremağaları himaye ediyorlardı | hirbazlar havuzun başından çe- kildi! T Sahra Süleymana bu cevabı ver- dikten sonra, arkasına döndü.. 0! ne şusuyorsun? haki « Manın dairasine gi Hükümd zamir yazımakla ihirbazi — Şaonu ilâçladık.. dıriltmek ü- Zere iken, Sahra geldi. Şaonu öl- dürmek istedi. Deyince Süleyman hiddetlendi. Zamö ortaya âtıldı: — Hakikat çok korkunçtur, mel- 1â! Şaonu, bu sihirbazlardan- biri ek İstiyordu. Şa- Süleymanın Sarayında KUDÜS KIZLARI Yazan : M. Necdet Tunçer Şaon birdenbire aksırarak gözlerini açtı. Sü- leyman, bu büyük kahramanın başı beri Filistinin semasında korkunç bulutlar dolaşıyor. Bu bulutları siz kendi elinizle kaldırmazsanız, Beni İsralil Hükümdarı felâketten folâ- kete düşecektir... Sahranın konuşması uzun sürme- Gi.. havuz başında gittikçe artan bir eanlılıkla kımıldamıya başlıyan Şa- on birdenbire gözlerini açtı.. İlk ön- ce karşısında Sahrayı gördü. Sihirbazlar hayretle Şaons rak ellerini göğüslerinin kavuşturup başlarını yere indirdi. ker, Sahra sevinçle bağırdı: — Şaon diriliyor..! Bütün gözler Şaona dikilmişti. Zamo, Sahranın kulağına eğildi. — Şaon bundan sonraki hayatını | sana borçlu olacak... Onu sen kur- tardın! 5 Sahra dudağının ucile cevap ver. di — Sen böyle görü düşünüyorsun —amma. ne diyecek bakalım?! Süleyman, çok sevdiği ve uzun aylardanberi hasretini çektiği ku- mandanının yanına sokuldu: — Nasılsın Şaon..? Şaon gözlerini kırpıştırarak etra- fına bakındı. Süleymanı başı ucunda görünce, gözlerinin ucunda hafif, manalı bir tebessüm belirdi. İyileştiğimi ve böyle bükümdar hissediyorum, mellâ! Beni buraya nası) getirdiler? Süleyman, bu değerli zabitin al- nanı okşiyarak: — Seni (Meş'um Kuyu) dan ben kurtardım, dedi, askerlerimi gön - dermiştim, seni alıp g kat, çok baygın bir halde ü on..! Zamo iradesini ya atıldı: — Seni küyudan kurtaran hü - kümdarımızdır. Fakat, ölümden kurtaran Sahradır. Süleyman Arap kızınır. sözlerine kızmadı. — Zamo doğru söylüyor, Şaon! dedi. Seni ölmüşken dirilten, göz- lerine ışık, damarlarına ateş veren odur. Sahra bu sırada havuz başından S n Şa - kaybederek orta- | | dermesi ve aksi takdirde hakkın ldiler, Pa- | Yeni neşriyat POLİKLİNİK Doktor Süreyya Kadri Gür tara- fından her ay müntazamen — çıka- rılmakta olan Poliklinik islenli tıp mecmuasının temmuz ayı nüshası intişar etmiştir. « MEMURUN KİTABI (Memurun Kitabı) serisinin bi « rincisi olan (Memurin kanunu) 80, ikincisi olan (Askeri ve Mülki te- kaüt kanunu) 55 kuruş mukahilin- de isteyenlere Edirnede Meriç ki - taphanesi tarafından — gönderilir. Fazla miktarda almak isteyenler fafsilât almak için Meriç Kitap - hanesine müracaat etmelidirler, ZAYİ Ankara Memurlar Kooperatif Şir- ketinde sahip bulunduğum — 4346 sayılı hisse senedimi kaybettim. Yenisini alacağımdan hükmü yok- tur. İstanbul Sıhhi Müesseseler muhasebecisi S. Sırtı Baran ZAYİ — 4926 No, lu gölör yetnâmemi, nüfüs cüzdanımı, m ayene cüzdanımı ve (4026) beledi- ye No.lu kamyonetin muayene cüz- danile 936 kazanç karnemi zayi tim. Yenilerini alacağımdan eskile rinin hükmü kalmamıştır. 4926 sicil No. lu şoför Tahsin oğlu Mehmet İstanbul Asliye $ üntcü inden: Hukuk lada Çonkaya caddesin - de 37 No. da mukim Ester Terzi - yan vekili avukat Haçik tarafın - dan Beyoğlu Tepebaşı (Fura) yeni Necip Apt. mukim Edvar aleyhine 937/879 No. lu dosya ile açıları bo « şanma davasında! Müddeialeyhin ikametgühı meçhul ol dava arzuhali ilânen tebi miş ve muhakeme günü olarak 29/9/997 saat 13,30 tayin kılınmış olduğundan mumalleyh Edvarın mezkür gün ve saatte mahkemeye gelmesi veya bir vekili kanunl gi Ja gıyap kararı İttihaz edilereği teb- liğ makamına kaim olmak üzere ilân olunur. Sultanahmet Üçüncü Sulh Hu - kuk Mahkemesinden: Davacı Rifat Vekili Avukat Ah- met Nur tarafından Beşiktaşta Şen- likdede ve Kireçhane sokağında 8 numarada Münevver, Muazzez, Fat- ma, Kemal, Osman ve Saniye a - leyhlerine 937/448 No, lu döğya ” ile açılan izalei Şüyu'davasının ya- pılmakta olan mühakemesinde Ke- Saray sihirbazları Sahrayı öte- denberi çekemezler, daima aley - hinde bulunurlardı. Süleyman harem ağalarına şid - detle bağırdı: — Sahrayı çağırın buraya... arlanan tuzağa düş - rdik.. Sabra >Şaona yeni bir ilâç verdi. onu ölümden kurtardı. Sihirbazlar susmuşlardı. suya uzandı.. bir nilüfer daha ko- parıp Şaonun burnuna uzattı: — İşte, seni dirilten çiçek budur! maliyede Halil ağa zade Yakup eşi Saniyenin ikametgâlınin — meçhul olması hasebile ilânen yapılan teb- Süleyman, Zamoyu yanına çağır- "?7 -SONTELGRAF — 17 Temmuz 1937 -Türk Hava Kurumu ; BÜYÜK PİYANGOSU 4 üncü keşide 11 - Ağustos - 937 dedir. Kai SO.OOO İiradir. İ ikramiye: : Bundan başka: 15.000, 12.000 İ — 10.000 Liralık ikramiyelerle İ (20.000, ve 10.000) liralık iki adet mükâfat vardır.. Dikkat: ğ Bilet alan herkes 7-Ağustos-937 || — günü akşamına kadar biletini de- J| — giştirmiş bulunmalıdır. İ ( Bu tarihten sonra bilet üzerinde- ı' ki hakkı sakıt olur. III İstanbul Sıhhi Müesseseler Ş " Arttırma ve Eksiltme Komisyonundan: Leyli Tıp Talebe Yurduna mevcut şartnam& ve nümunesine göre ğ ). kilo birinci nevi maydos pamuğu açık eksiltme suretile alına» caktır. 1 — Eksiltme: Cağaloğlunda İstanbul Sıhhat ve İçtimaf Muavenet” Müdürlüğü binasındaki komisyonda 28-7-937 Çarşamba günü saat *15, de yapılacaktır. 2 — Muhammen fiyaltt Kilosa “5!,, kuruştur. 3 — Muvakkat garanti “153, liradır. 4 — İstekliler nümuneyi Çenberlitaş clvarında Fuatpaşa Türbesi karşısında Leyli Tıp Talebe Yurdunda görebilirler ve şartnameyi de parasız alırlar. : 5 — İsteklilerin cari seneye aid ticaret odası vesikası ve 2490 sayılı kanunda yazılı belgeler ve bu işe yeler muvakkat garanti mokbuz veya banka mektuplarile birlikte belli gün ve sastte komisyona “4117, gelmeleri. Türk Hava Kurumu Satınalma Komisyonundan: Üçü'altın ve dokuzu gümüş vn ikl murassa madalya yaptırlacaktır. 19-7.937 saat 15 de münakasası yapılacağından istekli olanların şarte namesini görmek Üüzere Piyango Direktörlüğü Muhasebesine Mürâe caaşları, “4283,, A İstanbul Gümrüğü Baş Müdürlüğünden: Kurüçeşmedeki Liman İdaresinin antreposunda bulunan salış ambak rındaki ipekli, pamuklu — mensucat, manifatura, cam eşya, hırdavat, aktariye, demir eşya, makinalar, tubafiye, kokular, kantariyo eczayi tıbbiye ve emsali ve yenilecek eşya 20-7.937 gününden itibaren her gün saat 14 den 18 ze kadar pazarlık ve artırma suretlerile ve peşin para ile satılacaklır, İsteklilerin bu elverişli satışlardan istifade etmek Üzere muayyen gün ve saalle Kurüçeşmedeki anılan satış komisyo- Harem ağaları havuz başına koş- tular., Sahrayı alıp gölürmek iste- diler. Şaon aksıriyordu.. Dizlerini uzatmış, kollarını kı - mıldatmıya başlamıştı. Sahra: — Şaon iyileşiyor. Onu ayağa kaldırmadar bir yere kımıldamam.. Diye bağırdı. Salira'nın havuz başından fuzu kırıla Harem ağaları tokrar Söleyme- Vazi, nın odasına koştular.. lattılar: — Sahra Şaonu diriltiyor, mellâ! kendisini Şaonun başından ayıra- madık.. Dediler. Sihirbazlar hayretle biribirleri e izüne bakışıyorlardı. leyman kime ne söyliyeceğini şaşırmıştı.. Yerinden fırladı.. sihir- bazlarla birlikte havuz başına gitti. Sahranın hıçkırıkları uzaktan işiti- Hyordu. Süleyman, sarayında Gdönen bu nihayetsiz entrikalardan çok mü- teessirdi. Beni İsrail hükümdarı Sabrayı Şaonun başı ucunda ağlar görünce hiddetlendi: — Bu kahramanın üstüne çöken kara bulutu kaldırın... Diye bağırdı. Sahra bu sözü işitince silkindi. “ ,yerinden fırladı ve Sileymanın a. Yaklarına kapanarak: — Onu ölümden /Mellü? sizi aldatıyorlar., ti an- Şaonu ben ölümden kurtarmak İs- terken, önu zehirlemek isteyen &- ler mi var burada? Zamo işin iç yüzünü söylemek- ten-korkuyordu. Sahra lâfa karıştı: — Şaonu Silâ öldürmek istedi, ben kurtardım, mellâ! Süleyman hayretle sordu: — Ne diyorsun Sahra? Silâ hâlâ böyle işlere bursunu sokuyor mu? AUASA LEYAKRAĞAN Kü mama a iraNATUK DAUA ATAYK KDNUN HUNN ETARKaN ae fayENaANmANETN YKDN aN bümakcaNdÜNNNAN. Yazan: Al Jenings İra, pek beyecanlı idi. Ayni zae manda da mes'ut görünüyordu. Ba« na döndü: — Jenings, dedi, bütün bunları sen yaptın, bu iyiliğini unutmıya- cağım, Gözleri yaşlandı: — Bir gün bana küçük bir elma yuvarladığınız zaman, işin böyle bir sona varacağını hiç aklınıza ge- tirmiş mi idiniz? Bir an tereddüt etti ve sesini âl. galtarak, fısıldar gibi dedi: (Dnmvnı var) — ——— ligata rağmen muhakeme günü o- Londrıdı en eıkı lan 14/7/937 tarihinde mahkeme - tiyatro ye gelmemiş vekil dahi gön - dermemiş — olduğundan müame - leli gıyap kararının ilânen teb « 1179/987 tarihine müsadif perşembe saat ll e talikına mahkemece karar Verilmiş olduğundan tarihi ilândan itibaren beş gün zarfında itiraz edilmec ve yevm ve vakti mezkürda bizzat veya bilvekâle mahkemeye gelme - diği takdirde gıyaben hüküm ve karar verileceği nur, 011) Komedı Fransez 1663 te kuruldu. Bu halde Londrada ilk tiyatro ancak 1776 da açılmıştır. ——— |Halkevinde açılan kurslar Beyoğlu Halkevinden: 1 — Yüksek, lise ve ortamektep talebelerinden Ikmale kalanlar için evimizde franşızca, almanca, ingi- Hizce kursları açıl 2 — Bu ayın yirmi altısından iti- baren derslere başlanacaktır. Arzu edenlerin müracaat ederek kaydo- liğine ve muhakemenin lânen tebliğ olu - İra Maralat direktörün, benim ellerimizi sıktı. On sekiz sene İçin- de kaldığı hapishaneden oşya ola- Tak sadece bir kafes kanaryayı aldı, içindeki iki Çeviren . Muammer Alatur KIZINI GÖRDÜ ki bir gey bilmiyorntş. Kizımın, | İra Maralat'lan hiç bir haber a- M lTamamıştık, hiç bir zaman babasının meşhur Direktör endişelenmiye — başla - mişti: — Şu zavallı sdamın başına yeni bir felâket gelmiş olmasın diye korkuyorum. Acaba kızını görmi- ye gitti mi? Bize hiç bir haber gön- Kara belâ olduğunu bilmesini ar- Zu etmiyorum. Maralat ancak kırk altı yaşların- da vardı. Fakat çektiği müthiş 1s « tırapların izleri hâlâ yüzünden bel- liydi. Bizden ayrıldığı zaman alt- | mış yaşlarında görünüyordu. — Patron, size nasıl teşekkür e- Geceğimi bilemiyorum. — Teşekküre lüzum yok İra!.. fAltah bilir ki bugünkü vııııeunl “Pahalıya ödemiş bulunuyor dermeyişi tuhafıma gidiyor. Darbi sağdan soldan malümat almıya çalıştı. Genç kızı evlâtlık İalan kadına haber gönderdi. İra'nın tehliye edilmiş' olduğun'u bidirdi. “Yine bir'gün telefonla Yaziyeti gö nuna gelmeleri ve isteyenlerin satılacak eşyayı her gün görebilecek- leri ve satış Müdürlüğü diğer ambarlarında —mevcut olup satışı ilân edilecek olan eşyarın'da bu ambarda satılacağı ilân olunur. 00LLLLLALALCAAAAAAEAA â DOKTOR $ Ali Rıza Sağlar $ İÇ HASTALIKLARI MÜTEHASSISI $ Her gün Beşiklaşta tramvay $ caddesindeki muayenehanesinde $ saat ön beşten sonra hastala. $ rımı kabul ediyor. iki kanarya ile çıkmış olduğunu | söylemişti. Çok geçmeden hepimizi heyeca- na düşüren bir haber aldık. Üç saat sonra da genç bir kız, direktörün odasında bulunuyordu. Genç kız diyordu ki: — Siz, elinde kanaryaları olan ihtiyar bir adamdan bahsettiniz, değil mi? Şaşırdım, kaldım. Evet, böyle bir adam evimize geldi. Hat- tâ kanaryalar şimdi bendedir. Ak- hm duracak gibi oluyor. Demek © adam benim babamıdı öyle mi? O zaman genç kız hıçkıra İiçki- ra ağlamıya başladı: — Neden kimse bundan bahset« medi? Nasıl olur da böyle şey in » sandan saklanır, anlayamıyorum. Giderken bana «küçük Doracığım» duni;& şürlerken, İra'nın hapishaneden Gi I Her muallime, her mek- (4107) —— tepliye, her aâileye, her köylüye, her kese pek lâzımlıdır. Bundan faydalı bir mecmua bulamazsınız. Srnnı:ı. (12) adedi (60) ku. tur. Divanyolu numara 104 akat şimdi manzara gö.e zümde öyle canlanıyor ki... Genç kız, kesik kesik cümlelerle ihtiyar kuşbazın esrarengiz ziya- retini anlattı : — Evin kapısı çalınmıştı. Bir hize metçi kapıyı açmıştı. Kapıda, elin- de bir kafes, kafesin içinde iki kuş, — ihtiyar bir adamın beklediğini gör- — müştü. İçeri girmek istedi. Fakat motr d'otel Con yolunu kesti, 'Tam o si- — rada genç kız, piyano dersine git- — mek üzere merdivenlerden iniyor- du. ü İhtiyar kendisine dedi ki: «Mis, belki şu küçük kuşlarımı satın a« lırsınız diye düşündüm. Ben fakir — bir adamım. Bilseniz, b_u kuşlar na — kadar gözel öterler. Onları ben besledim, ben terbiye ettim.> ” Ü rmaerzze S (Devamı vari