üstakbel deniz mu- harebeleri ek müthiş olacak! Ve Dört büyük deniz devletinin bugün- kü vazivetleri nedir? Yarınki vazi- yetleri ne olacaktır? Muahedelerle bağlı olan devletler, harp gemileri İnşaatında bu muahedelerin gösterdiği âzami hadde v V Müstakbel deniz muharebeleri- 8N ne kadar korkunç - olacağını #indiden kestirmek müşkül değil- Müdera silâhların yıkıcı ve ya- tahribatı bütün insanları yeni muharebeye atılmaktan haki « korkutuyor.) İngiltere Abeşistan meselesi yüzünden çı- kuün buhranâ kadar, büyük dev- arasında İngiltere, deniz silâih« Atını en asgari hadde indirmek te- Tayülünü göstermiş olan bir dev- İstti Akdeniz'anlaşamamazlığı or- Tya çıkınca, İngiltere yürüdüğü Yolda pek ileri gitmiş olduğunu an- ladı ve deniz poli ni değiştir- TMek lüzumunu hi Ydu. Geçen sene içinde parlâ - THento bir t iki ha- ve dört di De- are gemisi, 16 muhrip İ kruvazi İehtetbahir içi Niz zabitan ve € Brltirdi . | 1818 4 bütç 8B1,3 milyo î.’:l'lww lirası olarak kabul edilmiş- | " ki, bir yıl evvelkine n .W bü tahsisat 1644 milyon lir - Ülr. | Göçen söne Londrada — Eden ile | Nörman Davis arasında tca ©N mek arda İngiliz ve A | kan deniz küvvetler * sil olmuş bulunuyorlar TEREEELENE |Soldan sağa doğru| Açık havada öir harp gemisine tuarraz, kismen kapalı, bir. havada taarruz, kapalı havada taarruz, Şaşağıda| her tayyarenin kendi bomba mintakası, biyük bir Bombardımen taya yaresinin sun'i bulut arasından faurruzu, en aşağıda) deniz altından tarpiılo atan bir tayyare esası her iki tarafça da kabul edil- | mişti. Amerikalılar İngilterenin kru- vazörlerini 50 den 70 © çıkarması- na itiraz etmiyeceklerdir. Amerika Amecikaya gel n K ce, 1934 senesin- gres de Ameı donanma - nın küvvetlendirilmesi için hükü - | racte mezuniyet vermişti. Donan « metod 1936 ga- manın kuüvvetlenn bir dahilinde tahakkuk etti nesinin nihayelinde vaziyet şu hale işli: (Devamı 6 tnet sayfamızda) girir (AMAT bt bidAÜN aai ekamaNtiNAKŞannüN ef ea eeT üYA MANSNElaremme Yeni peygamberler Amerikada saç ve sakal koyuvererek başına kadın, erkek müridler toplıyan yeni bir peygamber çıktı B 2 Amerikalıları cin fan gibi ins ve şey - z zaman- r çoğal- Şiğin İtkimız, e en ismindeki küçük İT kasabada yaşıyan peygamber Osuadan belki haberiniz vardır. BRRü hu adânün hayatı filme a » © da, belki bu filmi gördünüz “Ye haberiniz olduğuna ihtimal İyoruz. Pr. " Bamber Josus'nın asıl adı TAnz Edmund Grefilddir. Bu ye- Ptygamber de giriştiği işde ka- “tlardan daha çok istifade ede - Rini anlıyarak, o yolda yürümüş fir ların sisteminden şaşmamış - kf—'dmıııd;n mürid peyda etmek “ mutlaka bir Don Juan olmağa ,_.';P'r.' yoktur. Bilâkis şeyhliği Z., Münasile tebarüz ettirmeli! A, nahif, üstelik de son derece Ve iğrenç birisi ' le görikalılar temizliği çok seven | Millet olduklarına göre, bu a - b_îın nasıl muvaffak olduğuna I İ şaşacaksınız. Fakat bunda şa- li ak bir şey yoktur. Grefild saçını ._htax.ıxım bıraktıktan sonra, bir l_h:lhrığn el sürmemiştir. Yalnız tiyah dudakları, derin bakışlı iri İ Bözleri vardı. Karşısına ge » l Yeni peygamber josua lenleri ipnotize etmesini biliyordu. , Kurduğu dinin esası şundan iba- ret: Bütün diğer dinlerin hepsi makduhtur. Yakında mukaddes bir ruh gelecek ve bütün beşeriyeti yeisden, elemden, kederden kurta- racaktır. İlk önceleri etrafına topladığı bir kaç mürid içinde Viktor Hurt is - minde bir adamın Moa adında on sekiz yaşında güzel bir kızı vardı, Uzun saçları omuzlarına dökülen bu kıza peygamber göz koymuştu. Hattâ kızı babasından istemek ce- saretini gösterdi. Viktor Hurt mu- (Devamı 6 ıncı sayfada) | bilir, Bu benim hakkım Londra'da ş Garip bir Gözlerinin kuvvetli tesiri altında kurduğu di- |Haysiyet davası nin müminleri çoğaldıkça çoğalmıya başladı. Garson, hizmetçi, Taksi şoförü Nihayet şair ressam İşte bugün İngilt nin en meşhur san- atkârı E. R. V. Ro- binson'un hayatı Bır yıldanberi İngilterenin en meşhur san'atkârı olarak tav- sif edilen E. R. W. Robinson'un ha- yatı en büyük san'at mahfellerin - den itibaren en tanınmış sosy lere kadar dedikodu mevzuu teşkül etmektedir. San'at mahfellerinde birdenbire | birinci derecede mevki sahibi olan bu büyük san'atkâr kendi hakkın - daki dedikoduları duyunca hayatı- mı şöylece gazetecilere izah etmiş- | ür: | — Ben nasil meşhur bir san'atkâr oldum? Hepiniz bunu soruyorsu - nuz değil mi? Bunun yerine ne ol- madığımı sorarsanız daha iyi bir cevap alırsınız. Siz hiç meşhur bir genetalın şo- | förü veyahut Amerikalı tütün mil- yarderitin şoförü veyahut Pariste bir-gece klübünde bekçilik yaptınız m? Fakat bu san'at istidadı olan için €n büyük birer heyecan membam- dan başka bir şey değildir. Müte - madiyen etüd için fırsat bulmak. | Bundan sonra kendimi yazıcılığa ve nihayet resme verdim. | Bugün gördüğül vaziyette e- | serlerim takdir ediliyormuş! Ola - , yoksa tabiatten mevzuu seçtiğim için in- sanların hakikati daha çok sevdik- lerinden ileri mi geliyor?. San'atkâr Robinsan hakkında ma- lümat veren bir gazete de azıyor: hizmetçi, taksi şolü yyet şair ve ressam olan bir dam, muhakkak ki, fovkalbeşer bir Mahlüktur. Nitökim ese! zim görmediğimiz hakikati görü - yoruz, Bu adam mevzuunu o derece ha- yattan &lhyor ki., durı din - ienmeden şehir şehir dolaşıyar, köy köy oturup çalışıyor. Ondan sonra 'eserlerini bize veriyar. Tam bir di- namik hayata malik olan Robin - çin muvaffakiyet muhakkak- | | fih kendisi hâlâ muhtelif cepheli insanlar gibidir. Bir gün rTes$am, bir gün şair ve nihayet ca- Bi sıkılır sa yine şoför. Lotdrada çok garip bir haysiyet davası görülmektedir. Davanın aslı şudur: Lbudrada Adele Rozile” isminde Bönç ve güzel bir artist vardır. Londra ashnesihde — son günler birdenbire'parlamış olan bu yıl bütün Londra erkeklerini hakika - ten teshir etmiştir. Onun rolü ol- duğu zaman bir çok erkekler tiyı rodaki kuvvotine, diğerleri de gü- nin sihrine kapılarak tiyat- royu doldurmaktadırlar, İşte genç yı hem de güz e âşık olanlar a- rasında bulutan Vis Kont Kiksburg nihayet güzel sanatkâra Izdivaç tek- lif etmiştir. Genç sanatkâr bu izdivyacı kabul | etmişve nişan merasimi mart için- de çok muazzam mMerasimle lera e- dilmiştir. Fakat merasimde bulu- nan bir mis genç sanatkârı görün- ce gelinin bir zamanlar ufak bir dü- kânda işçilik yaptığını, sonra ora- dan — koğulduğunu — hatırlamıştır. Bunu bir dedikodu mevzuu yapas tak bütün salondakilere ifşa etmiş- tir. Bunun üzerine gelin de riva- yeti duymuş ve kocasına kendisinin evvelâ bir işçi, sonra da daha bir çok mağazalarda tezgâhtarlık yap- tığını, sanat hayatına atıldığını ve bugünkü vaziyete yükseldiğini söy- lemiştir. Bu vaziyet karşısında aristokrat güveyi günden güne nişanlısından soğumağa başlamış ve nihayet mah- kemeye müracaat ederek ayrılma kararı istemiştir. Gelin de derhal kocası aleyhine 100.000 İngiliz Jira- hk bir haysiyet davası açmıştır. Londra mahkamesi davayı rüyet etmiş ve karârını da vermişlir, Bu M 5—SONTELGRAF - 5 Temmuz 1937 Sabah mahmurluğu Dünya gazetelerinde gördüğümüz Meraklı şeyler Paris sergisindekt Isviçre pavyonu, dünganın ea küçücük saati orada bulunduğu İçin en çok gezilen sergilerden paevyonda bir tırnağın dörtle biri kadar küçüklükte Bir saatin kroe nometre dürüstlüğü ile işlemekte ulduğu görülmektedir Ford müzesi > — Nevyorkta çıkan M Nev Repüblikten — eşhur Fordun kendi müessese- lerinin y nda vücude ge- tirdiği büyük müzeden belki habe- ril ktur. Halbu ki bu muazzam müze 32,500 metre murabbar sathi | bir mesafe kaplar. Bu mü kurulmasındaki mak- sad Münihteki Alman müzesi gi - bi, beşeriyetin teknik sahada vü - ende getirdiği harikulâdelikleri göstermek h Ford müzesi riz: Müzenin bir kısmında ticaret; münakalât ve dokuma işlerinin en geri zamanlarda geçirdiği safhaları | görürsünüz. Bu kısımda en iptidai ziraat âletinden elektrikle işliyen traktörlere kadar her şeyi görebi- lirsiniz. Diğer bir kısımda da en eski lo- komotiflerden en modern lokomo- tiflere kadar buhar kuvvetinin cer vasıtalarında geçirdiği bütün deği- Şikliklere şahit olabilirsiniz. y Müzede teşhir edilen tayyareler, küçük bir devletin milli müdafaası için sahip olmayı hakikaten pek özliyeceği bir kuvvet teşkil etmek- tedir. Otomobil kısmında ise ilk oto - mobilden yirmi beş Mmilyonuncu Ford otomobiline kadar, her tipde aotomobilin nümunesine tesadüf e- dersiniz. Saat, radyo vesaire kısım- ları da ayrı... Ford, müzenin parkında diğer ——HÂH————> karara göre kadın haklıdır ve ko- cası 100.000 İngiliz liralık haysiyet tazminatını genç kadına verecek- tir. I | | | | binanın diridir. Filhakika Gu bir çok tarihi binalar daha yaptır- mıştır, Bu binalar başka yerlerden &n son ta: kadar satın alınıp o- raya getirilmiş ve tıpkı eskisi gibi yeniden inşa edilmiş binalardır. Meselâ bu binalar içinden biri me; neti mahe ada bulunduğu r. Yüz sene ev- velki bir dükkân içindeki eşyasile satın alınmış ve olduğu gibi bu parl da tekrar inşa edilerek ayni eşya yerli yerine yerleştirilmiştir. Ame- rikalı kompozitör Stefen Foster'in doğduğu ev de bu meyandadır Ya Edison köleksiyonu! Bundan kırk bir sene evvel Edison fakir ve tanınmamış bir insan bulunduğu sı- ralarda, Edison kendisini intihap ettiği yolda yürümeğe teşvik eden- lerden biri idi, Ford bu hâtırayı unutmamıştır. Zengin olduktan sonra Edisona mü- kemmel lâboratuarlar yaptırmıştır. Şimdi bu Jâboratuarlar da en küçük âletine kadar bu parkın içinde bu - lunmaktadır. Hattâ Ford lâboratu- arların bulünduğu - yörden yalnız eşyayı, âletleri binanın taşını ve temelini değil, oradaki toprağını bile getirtmiştir. Müzeden daha ilerde geniş ara « zi vardır. Burada Fordların amele- lerinden her istiyen kendisine tah- sis edilen arsada eker, biçer, alnı » nan teri olan mahsulünü alır. — e Otuz bir senelik uyku t — Londrada çıkan Deyli Ekspres'ten — Johanburg hastahanelerinden bie (Devamı 6 nct rayfamızda)