4© Yıl evvelki — — —DDonanmamız Altı midiye tutan Mes'udiye bir gün denize açılacak oldu Bütün Istanbul ayaklandı, fakat gemi daha Haliç- ten çıkarken kazanları patladı Türkün denize ve deniz kuvvetine gösterdiği tşka bedel, o zamanki donanmamız güç belâ Çanakkaleye kadar nasılsa varabilmişti *Orhanige, firkateşninin lstanbuldan ayrılışt S*hhıu. eğlencesi için halkın Dü Lir tarattan pehlivyanlarla ü Teşerek, horozların döğüşmeleri- ç.' Seyrederek, nükte adamlarının *i sözlerini ve ince mazmun - | KM dinliyerek zevk ve neş'e do- & hl' hayat yaşıyor, diğer taraftan ! büyük bir donanma sahibi ol - b*" çalışıyordu. Buna muvaffak lük için millet hazinesinden is- diği kadar para aldı. Bu para ile Yük ve önemli bir donanma vü- h'*! Betirdi. Bu donanma sayı ve P kiymeti itibarile dünya do - Amaları arasında ikinci oldu. 'Adrazam Âli paşa, padişahtaki | (£ ;;';"gmı merakının son dereceyi Uğunu sezmişti. Abdülözizin “8z ettiği, yapılmasını iste) 2 işleri, donanma siparişleri ara- “da arzederken alıyor, padişahın Merakından büyük ve sonsuz İs- Adeler ediyordu. di at sonraları Türk donanma- Anç Parlak devri - söndü. Dünya K “deki ikincilik şerefi, artık ta- © karışan koltuk — kabartıcı bir Aradan ibaret kaldı. İf avuç hatıra... T yığın demi '€le ikinci Abdülhamidin cülü- Vt Bi Ğ eşrutiyetinin ilânına | M iden, bakımsızlıklan *rnw n harap oldu. Son sistem & Üler, yıllarca Haliçden çıkma - &” Sikarılmadığı için, divanhane ide, Sütlüce kıyılarında, dip- Midye tutarak çürüdü, mahval- Bitti. . e hı::"lıın komiteleri harekete geç- r_*rdı. Giridde, Makedonyada, ı.,_;'dn burada kıyam - hareketleri tlanıyor, isyanlar çıkarmakları ';:almr,'o!lardl. Avrupa devlet- / Sir taraftan Yunanlıları teşvik aç " bir taraftan da bizi oyala » & çalışıyorlardı. dülhamit, bu iki yüzlü siya- Muggç YS bir gösteriş yapmak kay- © donanmayı — Çanakkaleye etmesi için, ö zamanlar, züm - Yzm ta kuşu gibi adı olan, fakat olmıyan — birinti Bahrisefid umandanı Hasan Râmi pa - €mir verdi. (Mart 1897) bu * Yunan savaşından -tamam evveline rastlıyan bir emir- D a "_nrnıı. Mes'udiye, Hamidiye, )'ı'n:,,""." Aziziye, Orhaniye ve H, Tüdiye terkatinleri, Mensure, liye '&hman, Necmi Şevket, İclâ- Ve Muj a kh Gin Zafer kurvetleri ile, Efşan sisteminde üç torpi » do istimbotundan mürekkepti. Bun- Servetini yiyen ve sümünen Ab-| lardan başka, dört posta vapuruna Bahriye çavuşu bir kaç kaval topu konarak kruva- zör adile donanmaya ilâve edilmiş- *Hıfsurrahman, zırklı kurvetinin Köprüden çıkışı Geçmişten adı Bir yaprak Yazan: Münir Süleyman Ç ti. İamir kruvazörü bunların ba - şında bulunuyordu. Donanma Haliçten Çıkarken, yıl- lardanberi, Türk barp gemilerinin çıkışını — görmi açık denizlere hasret duyan halk, | Sirkeci ve Galata ri ra şıra dizilmişler, evleri rına, mavna direklerine k mışlardı. Unkapanı ve Galata rülerinin üstü hıncahınç dolmuştu. Deniz, sandaldan geç rap mavnaları, salapuryalar, istim. botlar meraklı bir halk kalabalığı ile dopdolu idi. Mes'udiye Galata köprüsünü ge- çerken, geminin bandosu İzmir marşını çalıyordu. Marşın sürükle- ylci ahengine kapılan halk: — Yaşa! Yaşa! Nâralarile alkışlıyor, coşkun bir hisle selâmliyordu. Bu sırada bir « denbire gök gürlemesini undiran bir gürültü koptu: — Gümmmm! — Gümmmm! a Bu iki gürültüyü, bir üçüncü ta- kip etti: Tıpkı bir top patlayışına benziyen bu üç ses, bu üç gümbür- tü, bandonun âhengine nihayet verdi: Bembeyaz bir duman, bü - tün Mes'udiyeyi kaplamıştı. Gemi- nin yalnız direkleri gözüküy Biribiri arkasına duyulan bu üç korkunç ses ne idi? Mes'udiye niçin bembeyaz du « man bulutları içinde kalmıştı?. Yıllardanberi ocakları yanmıyan Mes'udiyenin çimento'ile sıvanmış kazanları, fazla fayraba dayanama- mış, üç kazanı birden patlamıştı! Donanma Çanakkaleye gidince- ye kadar, daha bazı ufak tefek ka- zalar geçirdi. Aziziyenin demiri denize düştü, çıkarmak - için iki gün uğraşmak lâzım geldi. Hami- diyenin dümeni tutmuyordu. Bu- nu düzeltmek epeyce sürdü. Bazı torpida istimbotlarının kazan boru- ları akıyordu, Bunları tamir etmek için lâzım gelen vesait mevcut ol - madığından, çimento ile tamir et- mekten başka çare bulunamadı;, , Bütün bunlar yetişmiyormuş gi- bi, bu arada Hezber dubası da kay« boluvermesin mi?. Duba: — Donanma yerinde sayıyor, hiç olmazsa şöyle bir dolaşayım! de » (Deome Ganet sayfda ) mlarına, sı- n damla - liç kıyılarına | lmiyordu. A.- | I 8- SONTELGRAF — 28 Haziran 1937 Hammirmey e a senimma üi M l ni nemmenana smm nni Dünya gazetelerinde gördüğümüz MERAKLI ŞEYLER Mükâtatlı ziyafet — Budapeştede çıkan Macarsağ'dan — Amerikanın en büyük kol fabrikalarından biri Boston'da on bin dolar mükâfatlı bir müsabaka açmıştır. Bu para, en kısa zamanda beş kap yemeği yiyecek olan ada- ma verilmiştir. Müsabakaya yelmiş dört kişi iş- tirak etmiştir. Fakat bunlardan el- lisi daha ikinci tabakta müsabakayı terketmişlerdir. Filhakika birin « ci kaptan sonra e kılçıklı bir tatlı su balığı getirilmiştir ki, bu- nu ayıklamak için en aşağı bir çey- rek saat lâzımdı. Bunun arkasın « dan da iri yarı bir büftek, daha ar- kasından keklik kızartması, daha arkasından da dohdurma gelmiş - tir. Bu müsabakada Bostonlu Al Brovn isminde bir kasap iki daki- ka, 36 saniyede bütün bu kabları yemek suretile birinci gelmiştir. Fakat Al Brovn müsabakayı behe- mehal kazanmak için, sümüklü bö- cekleri kabuklarile, balığı kılçık » lerile, kekliği kemiklerile yemiş « tir. Bravo! va Taç giyme merasimi hatıraları — Deyli Meyi'den — Londra Belediyesinin müzayede satterbaşısının bugünlerde İngiliz payitahtının başını başımıya vakti olmuyan en işi çok bir adamıdır, Çünkü bu zat İngiliz Kralının tac giyme merasimi münasebetile gön- derilen hediyelerin tasfiyesine me- mur edilmiştir. Bir defa tac giyme merasimi esnasında. Vestminster klisesinin cephesini yaldızlı 217 as- lan satılacaktır. Bu aslanlardan bi- rini zenci krallardan biri satın âl- mıştır. Londralı zenginlerden biri de, bütün bu hatıraların hepsini her ne pahasına olursa olsun satın almak istemiş, fakat bu müracaati kabul edilmemiştir, Kral ve Kraliçenin kilisede otur- dukları sandalyeler satılığa çıkarıl. mamıştır. Fakat küçük. prensesle- rin oturdukları sandalyeleri satın almak için yüzlerce talip çıkmıştır. e Balina mezarlıkları — Almanya'da Noyştad'da çıkan Raynfron'tan — Fillerin ölmek için, insanların e- rişemiyecekleri yerlere gidip, ora- larda canlarını verdikleri hakkın - daki iddialara kimse inanmamıştı. Bunu, sadece film çevirenlerin uy- durmalarından ibaret zannedenler çoktu. Halbuki bu iddianın bir hakikat olduğu bugün tamamile anlaşıl - mıştır. Fillere gelince, bunlardan biri artık ihtiyarladığını anladığı za - man sürüden ayrılmakta ve or « manların tenha bir kenarında sü « Pldjlurda yeni eğlencelerden: Böyle güze, bir kefese girmek istemez misiniz ? künetle ölümü beklemektedir. Af- rikada olduğu gibi, Hindistanda da bir çok fil mezarlıkları meydana çı- karılmıştır. Bir kaç sene evvel, Norveçli ba« lina avcılarından biri Groenlan - dın garp sahillerinde bir balina mezarlığı keşfetmişti. Bu keşif de iri cüsseli hayvanların nasıl öldük- lerini aydınlatmıya kâfi gelmek - tedir. Norveçli balinacı, bir gün de< nizin bir kaç metre derinlikte bu - lunduğu bir yerde dolaşırken, su- yun üzerinde bulunan geniş yağ le- kelerine dikkat etmiştir. İlk önce oralarda bir petrol gemisinin kaza- ğradığını zannetmiş, fakat işin raştırdıkça biç aklına gel - miyen bir vaziyet karşısında kal - mıştır. Burada deniz dibinin yüz - lerce balina cesetlerile dolu oldu- ğunu hayretle görmüştür. Bu ceset- ler soğuk Kutup sularında son de- rece iyi muhalaza edilmiş bir hal- de idiler, Söylemiye lüzüum yok ki, bu ke- git, o gün hiç bir balina avlayamıyan balıkçıya servetin yolunu açmış - tır. Çünkü balina yağı bugünkü sa- nayide en çok kullanılan ve fiatı en yüksek yağlardan biridir. Bundan sonra daha bir çok ba- Hna mozarlıkları — keşfedilmiştir. Kutuptaki Fransuva Jozef adaları civarında ve Behrenk denizinde bu mezarlıklardan bit çokları bulun- muştur. D Sağırlardan bir futbol takımı — Bükreşte çıkan Üniversul'den — Sofyada spor merakı her memle- kette olduğundan galiba çok ileri- dedir. Çünkü bugünlerde Sofyada İ sağır ve dilsizlerden mürekkep bir | futbol takımı teşkil edilmiştir. Bu takım, Bulgar spor ilâtı kadrosuna kabul edilmiştir. Bu ta« kım gerçi bugünkü halile yetişmiş tal değildir. Bir dela bü tak etmek bir mesele oi min yalnız düdük öttürmek dilsiz ve sağırları kendi arı konuşmak ve anlaşmak için kulla dıkları işaretleri bilmeleri de lâ « zım gelmektedir. © Para getiren fareler — Libw Beljik'ten — Çok kimseler fareden iğrenirler, Hele kadın kısmı âdeta - korkar. Halbuki İngilterede Memel Hems. tid kasabasında Blover bir adam da inadına farelere tar. O kadar ki şu dakikada en aşağı on bin fare beslemektedir. Bu zah- metten dolayı istifade etmiyor da değildir. Şimdiye kadar bir çok mü> racaatlar karşısında kaldığı için beslediği farelerin adedini 250,000 başa çıkarmak niyetindedir. Blover'in bakmakta olduğu fa « ism reler arasında otuz iki — muhtelif Cins vardır. Hattâ bu cins fareler « den bir çeşidinin tüyleri kıpkırmı- zıdır. leri Siyah burunlu beyaz fare « n İngiliz lirasından aşağı sat- mamaktadır. Bu fiatı otuz İngiliz Nirasına kadar çıkara: Temektedir. ni da söy- Bu farelerin derilerinden billaş- | sp kadın kostümleri yapmak için * istifade edilmektedir. Bir kostüm | yapmak için en aşağı dört yüz fa- re lâzim olduğuna göre, bu muh - | terem kadının giyeceği ise 70 İn- ı giliz lirasından aşağı çıkmamakta- dır.