K Üa YAN Üa Bu da boerç Ülm kisleridi gibi mi ki 1000 i aştıktan sonra vahamet yok! » Medeni memleketlerde hemen | ekilmiz oluyor. O şekilde ki gele - ’B" talebe hemen unutulmuş körkuuç bir has- | talık daha vardır ki bizde, anlaşılan, | hâlâ yenilmemiştir: Trahom! | Yanılmıyorsak — trahom denilen bu göz hastalığı, o kadar bulaşıcı- (göz katliğm) denilebi- lir. Zira,€en sağlam gözü kısa bi: zamanda mil çektimiş gibi ebedi - yen kör eder ve, en müth bomlu bir adama en uf: mas, bu hastalığın geçmesine yeter. Bizim (Kilis) te dünyadaki meş- hur yedi acayibin korkunç bir se- kizincisi vardır ki tüyler ürpertir: Orada yalnız körlerin çalıştığı bir (Körler çarşısı) vardır! Bunların bepsi de traham kurbanlarıdı. Düşünün: koca bir çarşı ki bü - tün esnafı kör! Yani, acı dahi olsa,. bizim çarşıların tamamile zıddı.. Nasil ki bizim çarşılardaki esnafın kâmilen gözü açık.. Bizim bu kadar korkunç bir has- talık olarak bildiğimiz bir dehşet, bakın, bizim gazetelerde ne garip bir soğukkanlılıkla haber verili - yar: İstanbul Vilâyeti Gahilindeki ilkmektepler arasında 2,000 tra - bomlü çocuk bulunmuş! Maarif Vekâleti, sart olan bu hastalığın vahamet kesbetmemesi için önü- müzdeki ders yılından itibaren ted- bir almıya karar vermiş.. Bir defa İstanbuldaki ilkmektep- ler arasında 2,000 trahamlu çocuk olduğu haberinde bir yanlışlık ol- sa gerektir. Hastalığın vahamet kesbetme « mesi için önümüzdeki ders yılın « dan itibaren tedbir almıya gelince, eğer bu rakam döğru ise, yalmz İstanbulda trahomlu 2000 — çocuk varsa ve hastalık hâlâ vahamet kes- betmemişse aşkolsun! | O halde gelecek seneki tedbir, demek, İstanbul Vil ti dahilin- deki ilkmekteplerin körler, sağır- | lar, dilsizler cemiyetine devri mu- amelesi gibi yine bir kırtasiyecilik desen e!.. * * İstanbula ekilen su —— Muhterem nbulun, sökal rını sulamak için 6 arazözü varmış. Bunlar: Eminönü, Fatih, Beyoğlu, Kadıköy, Üsküdar, Beşiktaş, hattâ Boğaziçini dahi suluyorlarmış! Şu besaba göre 6 arazözü bütün İstan- bula taksim ederseniz, demek, ki- lometre başına bir sanligram — Sü Kem KTT NTaNaTDE aNN NUN NKNAĞİR N yanaNeRANAN NUN aaNNNAmN cek sene muntazam şekilde su çık- sın! Adeta arazözle bir nevi su zi- raati ! Doğrusu, ancak bu arazöz mik- tarttdaki rakamı öğrendikten san- radır ki anlıyabiliyoruz: Muhterem İstanbul sokaklarının niçin yalnız ağızlarının sulandığı- ntf * Nicin aklını oynatmış? Bigada bir adamcağızın başına geleni okudunuz mu: Kaşıkçıobalı Recep denilen 60 yaşında bir adam- cağız, karısının kendisini dava et- tiğini işitince aklımı oynatmış! A- nadan doğma çırılçıplak sokaklara' uğramış. Zabıta memurları adam- cağızı, bayli uğraştıktan sonra güç hal ile yakalayabilmişler.. — Bir adam karısının dava etti- ğini işitince neden aklını oynatır, denilecek değil mi? Fakat, zannederiz ki, şöyle dü - şünülürse keyfiyet rânâ anlaşılır: Adamcağız (60) senedir kim bi- lir muhterem eşinden ne şikâyet- ler dinlemiş ki mahkemede muh- terem eşinin, tabil bu 60 senelik şikâyetleri tekrar edeceğini işitir #şitmez biçare adam anadan doğ - ma sokaklara fırlamasın da ne yapsın?! * Beyaz fareler Gazeteler bir şey yazıyorlar: Fransanın şimal eyaletlerinden küçük bir şehir beyaz farelerin is- tilâsına uğramış. Bu fareler en bü- yük farelerden daha büyük ve ne- reden geldikleri meçhulmüş. Halk bu farelerin üzerine derhal kedi- leri Baldırmışlar, Fakat ne olmuş biliyor musunuz: Farelerden korkup, kediler kaç- mış !, Biz bu garip haber karşısında bir cihetten dolayı tamamile müs- terihiz * Muhakkak bir şey varsa nereden geldikleri meçhul olan bu Serele- rin İstanbuldan gitmiş olmadıkla- rıdır. Bir defa İstanbuldaki fare - lerin beyaz olmalarına imkân yok. Muhterem Fransa eyaleti kat'iyen emin olabilir: Bizim fareler pas - talarla teayyüş ettikleri için, olsa olsa, rengârenk olabilirler, çünkül! —SEDazsti Hümee vi ae ymem n ee ee nnn ei ai BU NEREZALET! (Baştarafı birinci sahifede) nefer aldırılmamaktadı Nitekim Şumnu'da Türk kitap- ve figanlarına hiç ehemmiyet ver« miyerek, bunları zorla hudut ka- rakollarına götürmüşler ve orada bu biçarelerin namuslarına tecavüz ettikten sonra, hepsini de perişan bir halde tekrar köylerine getirmiş- lerdir. Yenipazar kazası dahilinde ve köylerinde birçok Türk kardeşle- rimiz vardır. Sık sık devam eden bu tecavüzler karşısında artık mal- larından ve canlarından emin ol yan buradaki Türkler kâmilen hic- rete hazırlanmaktadırlar. Bulgar askerlerinin topraklarında yaşıyan insanların namus, can ve mallarını muhafaza ile mükellef ol- dukları halde bilâkis oradaki masüm insanlara hem de böyle bavsalânın almıyacağı bir şenaatle nasıl teca: vüz etmiye cesaret edebildikleri ni düşündükçe, insanın aklı duru- yor. Komşu ve dost bildiğimiz Bul- garistanda bu kabil tecavüzlerin sık sık tekerrür etmesi ve Türklere kaşı yapılan tazyikin mütemadi- yen arttırılması için, ortada nasıl. bir sebep görüldüğünü anlamak mümkün değildir. Bulgaristanda kendi hallerinde namuslarile ve ellerinin emeğile yaşayıp giden bu biçare kardeşlerimize reva görü- len bu gibi tecavüzlerin bundan sonra da tekerrür etmiyeceğini kimse kestiremez. Bulgaristanda yalnız Türk köy« / İüsüne değil, 'Türk münevverine de D » çıtı ve matbaacı Sabri Sadık bir- kaç gündenberi mevkuf bulunmak- tadır. Güya bu zat hükümetin kon- trolü haricinde kitap basarak, Tür- kiye lehinde propaganda yapıyor- muş Yine Şumnu kasabasında Türk mektebi müdürü olan Karlallarlı | Ahmet Sait Bulgarlar tarafından evinden alınmış ve kaybedilmiştir. Bütün Deliorman muhitinde bu hâdise çok acı bir tesir uyandır - miştir. Ahmet Salidin kayboluşu hakkında Bulgar makamları ade - ml malümat beyan etmektedirler, Ahmet Saidin öldürülmüş olduğu- na şüphe edilmemektedir. İki idam “Bılcı:iklı Yenişehrin Kızıl kö- yünden olup karısını, kayinvalde- sini ve kayin bhiraderini öldüren | Pehlivan oğlu Hüseyin Belediye ö- nündeki meydanlıkta asılmıştır. Dokuz yaşında bir gocuğu kirle- ten ve babasını öldüren Ayancığın Haremşah köyünden Mahmut ta Sinopta hükümet konağı önünde a- sılmıştır. Hintli polis müfettişi İngiltereye tae giyme merasimi- ne giden Hindistan polis müfettiş- lerinden Manzur Ali dün sabahki ekspres trenile şehrimize gelmiş ve “Türing Palas oteline inmiştir. | Macaristanda Alman Tayyareleri Londr> 17 (Hususi) — Deyli tel. grahın yazılığına göre, Alman Ha- riciye nazırı Fot Nayr-Uin Euda. peşteyi riyareti- neticesi — olarak, M ordusunun - hava dilosunu A'mün tayyarelerile kuvvetlendir. mekiçin, Atman hükümeti Micas 1 ristana 2.500,000 İagiliz dirahk bir kredi açmak niyetindedir. |Arkadaşını vurdu | — (Birinci sakifeden debvam) | | sinden 16 yaşlarında Caler Tayyar | okğlu Orhan, mektebin bahçesin.- de öynarken arkadaşı yine 16 yaş- Jarıada, İbrahim: oğlu - Muzafferle kavga etmiş, Muzafler hamıl olduğu çakı İle arkadöşım karmadan — yas ralamıştlır. Bu hali gören talebeden Bedri ve Cevadda Muzalferi dövmüş- lerdir., Suçlular yakalanmış ve benüz | mektep sıralarında iken adam ya- ralamaya kalkan Muzefler hakkın- da tahkikata başlanı!lmıştır. Diğer taraftan inektep ve maarif idarcleri Muzaller hakkında ayrıca tahkika başlamışlardır. Muzeflerin mektepten tard edilmesi muhte- meldir. Küçük antant Başvekilleri (Birinci sahifeden devam) *“Romanya ile Çekoslovakya ri- cali arasındaki görüşmeler, müza- kere edilmiş olan bütün siyasi va iktısadi meseleler hakkında iki memleketin noktai nazarları ara- sında tam ahenk mevcut olduğu nu göstermiştir.., NE GÖRÜŞECEKLER? Belgrad, 17 (A. A.) — Gazetele. rin nazarıdikkati en ziyade ve bil. hassa B. Hodza'nın Bükreş seya- hatine ve bugün Tuna üzerinde Kadovo'da B. Tataresko, B. Hod- za ve B. Stoyadinoviç arasında vue kua gelecek olan telâkkiye matuftur. Bu münasebetle Pravda gazetesi; başyazısında diyor ki *Ki İtilâf devletleri hükümet relislerinin bu telâkkisinden birta- kım sürprizler beklemeğe mahal şoktar.,, Yine ayni gazete, diyor ki: * B. Stoyadinoviç, B. Hodza ve B. Tataresko, noktal nazarları he mahenk olduğu halde beynelmi!el vaziyeti tetkik edeceklerdir. Bun. dan maksad, milletlerine daha bü. yük bir emniyet temin etmek ve sulh yolu ile milletler arasındaki iyi münasebetleri tarsin eylemek- Üren Ankara Gençlerbirliği yarın geliyor Ankara Gençler Birliği yarın sa- bah şehrimize gelecek ve yarın ak- şam Güneşle, pazar günü de Galn- tasarayla bir maç yapacaktır, Gençler Birliği ile Galatasaray klübü arasında kuvvetli bir birlik kurulması etrafında Ankarada baş- lıyan temaslara da burada devam olunacaktır. Gümrükler umum müdü- rü şehrimizde Gümrükler Umum Müdürü Mah- | mut Nedim bu sabahki oksprcş!el Ankaradan şehrimize gelmiştir. FET ee BE YA %arasındaki bozgun- « luk heryana yayıldı. Panikde b&gün yayıİığ;orı Elâziz, T7 (Hüsüit) — Dündenberi kafile kafite-müseilütn muhasımlar teslim olmaya başlamışlardır. Bunplar araşında âşiret reisleri da — vardır. Cebrail, Kamber de vardır. Devlet utoritesinin kendilerini bir yıldırım. gibi çarptığını gören ve larile beraber en yakın karakollara iltica eden yüzlerce Üş'ret mensupları Seyid Rizaya ve şeyhlefine kandıklarını, ve merhametine muhtaç olduüklarını beyan ednektedirler. ların silâhları asnmakta, kendileri Elârize gönderilmek' kalanların da bir ildi yün içinde tealim olmalırı beklenmektedir. AnkaraMuhabirimiz son dakikada | telefonla bildiriyor.. Ankara 17 (Huzüsi Muhabirimiz. den) — Dersimdeki harekâtı as- keriye inkişaf etmektedir. Müsellâh mülecaviğ'er tamamile tecrid ödik mişlerdir. Tecrid harekeli Mayısın onunda tamamlanmış, — muhalefet mıntakasının her tarafla olan le- mas ve rabıtası kesilmiştir. Bün- dan sonra ablukanın daraltılması ve tarama harekâtı başlamıştır. Yerden ve gökten yapılan taz- yık karşısında haydullar selâmeti €en sarp araziye sığınmakla âra. mışlar ve Mazgirt, ve Pertek, Har- çik köprülerini yıkarak Sultanbaba, Töyük, Kızıl dağlarına ve Kutu deresine çekilmiye, oralarda mu- kavemet imkânlarını aramaya baş- lamışlardır. Fakat, bilhassa tayyarelerin mue vallakıyetli tazyikleri bunları sığın- dıkları © mıntakalarda da - barine dırmamaya baş'amış ve sergerde. lerin emrindeki Aâsiler kafile kafile dağılmaya başlamışlar, ancak 5000 kadar müsellâh bağı reislerinc sa- dakat yemini vererek daha sarp mınlakalara baş vurmuşlardır. Sığındıkları Kutu deresi ve Sul- tantepe dağları etçafında22 Mayis- tan itibaren &âbluka edilmiye baş- lanmış, tayyare akınları ile mağa- ralarda da hayat imkânı azalmış ve Demman aşireti de dağılarak ve teslim olarak Kızıldağı kıtaatımızın işgaline terketmişler, bunu Yusulon aşireti reisi Kamerin bülün si- lâhli küvvetleri ile birlikte teslim olması takibetm'atir. Şimdi Kutuderesi ile bu dereyi | çeviren 4000-5000 metre irtifaın - daki dağlarda tam bir tazyik ve ateş çenberi bulunmaktadır. Şeyh Rizanın küvvetli üç arkadası da dün teslim olmuşlar ve beraberle - rinde yüzlerce silâhlı adamlarını da istiman ettirmişlerdir. Şimdi Kutuderesi ve Sultantepe dağları içinde mahsur kalan Seyit Rızadır. 'Yanında bir iki aşiret reisi ile ma- neviyatı tamamile bozulmuş dört, beş bin kişilik müsellâh bir kuvvet wardır, Bunlar dağ kovuklarında, Kutuderesindeki inlerde, ormanlar içinde bulunmaktadırlar. Asırlar « danberi Dersim isyanlarında bu de- Te ve tepeler onları daima kurtar- mıştır, Çünkü o devirlerde modern silâhlar ve bilhassa tayyare yoktu. Âsiler Kutuderesinin iki geçidini kesiyorlar ve 3-5 bin metreye yük- selen kayalıklarda, inlerde, çarpı- şıyorlar, gelen nizamiye kuvvetle- Hıdraüh. Kamer Hazır, kümetir alfına Teslim olanm ler. Geriye rine Karşı koyabiliyorlardı. Bun - lar hâlâ devri o devir sanarak yine oralara iltica etmişler ve hele iey- yareyi, modern silâhların envamı hesaba katmamışlardır Bu mıntakada- asi dağların ve derelerin içinde ika - met için hazırlanmış geniş inler vardır. Bunlar kışı bu inlerde ço- luk, çocuk ve köyun, katırlarile bir. arada geçirmektedirler. Şimdi de çoluk çocuklarını bu mağaralara sokmuşlardır. Datı yemekte ve buğ- day ekmeğini bilmemektedirler. Ancak tayyare tazyikleri bunların | imlerdeve mağaralarda oturmala - rına da fırsat vermemektedir, İaşe darlığı, tayyare tazyiki, abluka çem-| 'ca evvel berinin şiddeti Seyit Rızayı da (Veklili müuhakkak ki, yeni bir boğuşmaya ve kan dökülmesine meydan veril- meden teslim olmıya sevkedecek « tir. Öğrendiğime göre esasen panil, | halinde olan ve bozguna uğrayan baydutların kendiliklerinden ergeç teslim olacakları 'beklendiği — için ihata çenberi daraltılmakla iktifa edilmekte ve tathir olanan mınta - kalarda hükümetin programı sü - ratle tatbik edilmektedir. |Atatürk Başvekllim Programın —ana hatlarına göre Dersimin işgal altına alınan her ye- rinde yollar ilmakta, köprüler kurulmaktü, silâhlar toplanmakta, idare makanizması — kurulmakta, mülki teşkilât takviye edilmekte, iklısadi, içlimal ve kültürel inki- şafın tedbirleri alınmaktadır. İhate çemberi içinde bulunanla- rin tathiri ise bir iki gün mesclesi- dir ve.. hayduflar asla kıpırdana - mıyacak ve nihayet hükfimetin vef- kat ve merhametine ilticaya mec- bur olacak haldedirler, Devlet kuv- vetlerine iltica edenler, yüz bin de- fa af dilenmekte ve; — Biz bilemedik, Şiflerin tazyi- kına karşı koyamadık, bizi hükü - eet buralara asker gönderemez, İn- giltere, Fransa sonra harp açarlar.. diye kandırdılar. Demektedirler. Mühendis mektebi genişletiliyor Mühendis Mektebinde yeni ya- pılacak pavyonların inşaatına tem- muzda başlanacaktır. Bu hususta- Kt hazırlıklar ikmal edilmiştir. Mek- tep muhtelif cephelerden genişle- tilmektedir. —— ——— Sabah ve akşam Tuncell vilâyetimizin'ıslahı Birkaç yıl önce yapılan Ağrıdağı askeri harekâtile Şark vilâyetleri- mizin ehemmiyetli bir kısmındaki gayri tabiilik bertaraf edildikten sonra, şimdi de Tunceli vilâyeti- mizde son öârızayı da izale etmek- le meşgul bulunuyoruz. Hükümet Tuncelirin dağlı bede- vilerine şu hakikati anlatıyor ki, artık gelici, geçici sel seferi yokturf Ya bu deve güdülecek, ya bu dağ- dan gidilecektir. B Yekpare Türk vatanında küçük bir leke olan orasının adı ü- det ve an'aneleri de tarihe gömüle- rek, o yalçın dağlardan halkı, eli- nin emeğile gül gibi yaşıyan bir | vatan parçası çıkacaktır. Tan Partisiz caltama İ Medar- * < / başmuharrirleri çent ve asistanlar tamam olmadık- Çça, Üniversiteden verim alınmaz. Hükümet İstanbul Üniversitesinin inkişafına en baştaki milli ihtiyaç- lar arasında yer vermiştir. Böyle elduğu halda Üniversitede yarım kalmış işler vardır. Bütçe buna se- bep gösterilemez, Türk bütçesin- deki her Lra kıymetlidir. Üniversi- te için sarfedilen paralardan tam verim ahınamıyor, Kurun Ziraat bankası Yeni Ziraast Bankası kanunu Meelisten geçti. Bu kanunla Ziraat Bankası muhtar bir devlet mües- sesesi haline girmiştir. bu suretle kuvvetlendirilmiz bünyesi veni kanun! Mali savesinde bir ks* © > , Bankanın aht *sanet ne - yazıyorlar? Soön Pösta Hariciye Vekilimizin seyahati Hariciye Vekilimiz yeni bir se. yahate çıkıyor: Bağdad, Tahran, Moskova. Bunlar Türkiyenin harici siyaseti bakımından ayrı ayrı ehem- miyette olan merkezlerdir, Bağdad, Türk - Arap dostluğu« nun yeai temel üzerine sapasağ. lam kurulmasında en mühim rolü oynamış ve oynuyacak olan mer- kezdir. Şark — milletlerinin — anlaş- maları için yeni bir devir açılmak. tadır. Doktor Aras Tahranda da aynı İşi yapacaklır. Moskovaya gelince Türk milleti hayata yeniden doğ. ma tarihi içinde Moskovanın göse lerdiği yardımları ve halis dostlü. Ku hiçbir. zaman unutmaz, p 'Tnö 'e,' ' Dersim çapulcuları /» s;ğ*şxw toplânlı yi 1 anlaşılm izin — kalLakka b ni Cök olan bu toplantıya hemmiyet atfedilmaktedir. , Şark vilâyetlerinde ve P» Tüncelinde hükümet tarıhh?:g j ıı:în tedbirleri mahaller #6 decek ve orada göreceği YÖü göre alâkadarlara yeni d “) Verecektolün Başvekilimize * Çij yahatlerinde Dahiliye Vekili SEL rü Kaya ile jandarma "’_““':gııl n Mandamı General Naci'nit | *t kesbetmiştir K yatine ne vakit — bişi kat'i olarak leây, j Bu cihet bugün b“::”" pılacak toplantıdah sotra 5: Manmafih bi le Belli olacaktır. y nü ve arkadaşlarının bü ıkâ" k demediğı takdirde yarım e susf bi trenie hareketleri'nik — kak gibidir. Başvekilimiz evvelâ !!Wf cek, aradan diğer - vilâyı 'Tünceline geçecektir. . lıll t bizzat uğurladı!a” yi Dün akşam #aat 19,30 Ğ bir trenle hâreket eden nü ile Dahiliye ve Hariciye ÜÇ leri Haydarpaşada bizzat H hurreisimiz Atatürk tarafindf gurlanmışlardır. Ulu . ÖN aj * kendi motörlerile İnönünü darpaşaya götürmüşler, M'% de rıhtıma çıkarak wî“"ı,- vedalaşmışlar ve İnönünü VB d maya gelen askeri ve mülki ü Htifatta bulunmuşlardır. imiz yarın B'!f İ da hareket odlyogd*o İ Ankara, 17 (Hususi) — Vekili Rüştü Aras ile ““'"_,. e | Celâl Bayar kondilerin Tefiiiyie | decek olan heyet uzalarile ” ) cutma akşamı Toros ekspresile | dada hareket edeceklerdir: Ca — Vekillerimiz cumarıesiş::i waracaklar, geceyi orada G Jer, pazar sabahı otomobillerll P güke hareket edecekler V? Ölge p gükten trenle Bağdada Ierdir. İ Musul ve Gergük helkı vek”’f. mizi hararetli bir surette KAT mıya hazırlarmışlardır. ;# j Vekillerimiz Bağdatta 55 | merasimle ve fevkalâde t& tü Aras Bağdatta üç oradan Irak Hariciye Nâzt' raber Tahrana geçecek; '::;ı dan sonra da yalnızca Mi gidecektii e İ İ M Madrid duşel“d | (Birinci sayfadan deva ga | Hendaye, 17 (AA.) —Bı"".wd gelen son — haberlerde K &| Frankist kuvvetleri. Bilba0 " kak muharebeleri yıpmıl;w,v | etmek istemekte olduklüri mektedir. Maamafih frır.ld-î*w’ı: vetlerin kumanda heyetl zayista uğramamak için DÜ ge muharebelerin önüne gOY temekte olduğu zınnudnn*%* Frankist'lerin kumanda k; Bask payıtahtini ihalâ ey*.’g- icbar etmeği tert” — — KAÇIR lemektedir. BİLBAO ERKÂNINI çe San Sebastiyen, bao erkânının içinde kaçmağt, zırlandıkları bir yt nesYON g rin eline geçtiği ;mada_dıtı*; yt | hafilden bildirilmektedir. lid, San Sebastiyen limanına tir. E roin;;İ; Adliyeye Verildiler yi Dayı Mustafa adında D şilköyde Şevketiye Mü) bir evde gizli bir ersin si kurduğu haber âli! akşam muhafaza mem . zm evi basarak Dayi mü meşhut hafinde derken yakalı Sonra bina içinde pılmış, çletlerle y-W iş bittikten sonra €T yar » - bir kapı ile açılan bİF na saklı tutulduğu Dayı Mustafa e # ün ailiveve EUCĞ