İngilizler ipi fakirinin hakkından gelebilecekler mi? Bütün servetini Hint istiklâli uğruna feda etmiş olan cevahir Nehru da köylüve amele ile birlikte yeni bir gaile açmak istidadındadır. s '©n günlerde Hindistandan ge- İi len bir takım ajans telgrafları, Memleketin şimal hududundaki v*ü:isızn bölgesinde İp! Fakirini Tesi altında bir ayaklanma h 4 Iw...ı.. Düş 1 olduğunu haber vermekle- d tdan daha evvel de gene Hin- lâ yeni ana kanununun ka- Bir Ve koöngre seçimi dolayısile ftakım hareketler olmuştu. Veke itlbarla Hindistandaki vazi- * Benel bir bakışla bu hâdisele- Neticelerini gözden geçirmek SA IZ olmiyacaktır: &n tün bu hâdiscler tâ büyük harp .'.,:;şlu. O zamanki İngiltere hü- Bkuz i Hindistana vereceği para ve "d;' Karşılığı olarak muht: imişti, ı&=lı:urp bitince muht: 19 senesinde ancak gay hdut bir salâhiyet bağışl! a ede bir defa tadil bir âna kanun teklif olunmuş- fi ı:;; teklifi kabul etmiyen Hind b %knngresı 0 zaman tam bir is- ,'"hel“ etmek yolunda gösteri- aşlamış. İngilizler de her tür- V tepla intıyı, konleransı yasak et- Bişlerdir, &e ;ı“â bir defa Amritsar şehrin- Bir ,, Yasağı dinlemiyerek yapılan lantıda halkı dağıtmak için Ü p Ne ateş edilmiş, bu yüzden Bu indi ölmüştü. Tüh kadar sıkı tedbirlere başvu- S"!h rağmen gene hareket q%'"u& Yürümüştü. 1920 de Gan- lığı altında bir <işbir- , Veziristandaki diğer aşi- retler de ipi fakirinin da- A vetine icabet ediyorlar K ü Halghls within rifleera H y di ge asi not-those cutside, liği etmemek cereyanı büş 2 hareketin başında' bulunan lider - lerle 40.000 kişi hapse atılmış, fakat gene hareket durmamıştı. Gandi - nim prensibi bu hareketi kan dök- meden yürütmekti. Buna rağmen Çoraçari kasabasında 20 İngiliz po- lisi halk tarafından öldürülünce Gandi, hareketi durdurmak istedi, İngilizler de bu ayaklanma! nünü almak Üzere Gandiyi hapse attılar. Halk yığınları bu süretle lid kalınca arkalarında din ihtilâlları baş göstermiş, bu ihtilâflar, Hin - distanı karmakarışık bir hale sok- müştu. 1919 senesinde Hindistanda tafbik edilen idare şeklini rilebilmesi için geçmesi icak on sene bitmek üzere idi ki, İngiliz- ler Hindistana Siman'un başkanlı- ği altında bitsheyet günderdiler. Milliyetçi Hintlerin boykotajla kar- şıladıkları bu heyet, memlekette tahkikatını yapmış, raporunu ver- miş ve bunun üzerine Londrada mühtelif Hint partileri bu raporu | incelemek ve kabul etmek - üzere birinci yuvarlak masa konforansına çağırılmıştı. ü Kongresi büu könfe - ransa delege göndermediğinden bundan bir netice çıkmadı. Ayni za- manda Hindistanda vaziyet tehli- keli bir şekil aldığından İngiltere ikinci bir yuvarlak masa konferan- sını davete mecbur. olmuştu. Bu konferansta Gandi, Milli Kongreyi temsil ediyordu. Milli kongre gene tam bir istiklâl noktasında ısrar ct- Hindistanın şimal dağlarında kurulan ingiliz ordusu karargühlarından birinin uzaktan görünüşü (gukarıda) ipi fakirinin emrindeki asilerden bir nefer ) tiğinden bu konferans da akim kal- Maşlür. © ö e Gandi bu yolculuktam dönüşte gene halkı İngilizler âleyhine ayak- landırdı. İngilizler de bütün Müllâ Kongre t 1 ortadan kaldıre mak ve Gandi ile birlikte binlerce kişiyi hapse tıkmakla mukabele et- tiler. Öte taraftan da - Hindıstan merkezi hükümetine geniş bir sa- lâhiyet ve Hind eyaletlerine dahili muhtariyet vâdeden bir ana kanun hazırlanıyordu. Bu kanuna nazaran her eyaletin teşrii birer meclisi ve meclişte çoğunluk teşkil eden par- tiler tarafından kurulmuş birer ka- bineleri bulunacaktiır. Fakat Milli Kongre, eyalet valilerine umumi emniyeti ihlâl edecek meclis ka - nunlarına karşı veto hakkını ver « diğinden Müli Kongre bu ana ka- nunu da kabul etmiyordu. Bu yeni ana kanun bu sene ni- san ayinda yürürlüğe girmektedir. Millf Kongre seçime iştirak edip on bir eyalet meclisinden altısında ço- Bunluğu kazanmış ve kabineyi kur- mak hakkını elde etmiş, fakat yali lerin vetö hakkı kalkmadıkça bu kabineleri kurmaktan istinkâf et - miştir. Son zamanlarda Hindistanda vü- cude gelen ana kanun buhranı bu yüzden çıkmıştır, İngilizler, şimdi bu eyalet mec- lisindeki azınlık partilerini kabine teşkiline davet etmişler, bu teklif de kabul olunmuşsa da bu kabine- lerin çoğunluk partileri tarafından kolayca devrilmesi mümkün ve muhakkaktır. Gandi, bugün bu meselede İngi- lizlerle uyuşmak taraftarıdır. Fakat yedi defa hapse girmiş, bu uğurda bütün servetini kaybetmiş olan ye- Hi Millit Kongre reisi Cevahir Lâl Nohru, gençlik, köylü ve amele kütlesiyle birlikte bareket ederek bu kanun di: yeni bir mücade - Bu yüzden, bazı lerinde halkla hükü- flar- ihti et tam bu merkezde iken Hindistanın şimali garbi hududu- (Devamı 6 ınci sayrada) KLAM BAD LENN KDN ELe Ni KYDN NELEN YAK HUNN üNYN AUA Karsaasninı Plâj eğlenceleri DAĞ GÜ ĞĞRKNZEZNK NKKK “Tünel kazıcı,, ismindeki meşhur dolandırıcı öldü Bu adam hazır bir tüneli yeni kazılmış tünel diye satmıya muvaffak oldu Lâkin bu kadar zeki ve eşine rastlanmaz dolan- dırıcı sefalet içinde can verdi G *çen gün Londra hastahane - rinden birinde Maksim Strian- Kotf isimli bir âdam sefalet içinde öldü. Bu adam, harp senelerinden son- ra «Tünel kazıcı» ismile tanınmış olan meşhur dolandırıcıdır. Fakat «Tünel kazıcı» ve dolandırıcı deni- lince akla alelâde bir hırsız, kasa kıran bir haydut gelmemelidir. St- riankoff-hiç de böyle bir adam de- Bildi. Bakınız, anlatalım: Umumi harp çıktığı zaman, her kes gibi Strlankoff tetkik kabiliye- tini bir tarafa bırakıp başının dere dine düşmemişti. O, her gördüğü, her duyduğunu bafızasına yakşediyor, ve bir kur- Şün gelip de sefil hayatına hatıme çekmediği ve harp bittiği takdir- de bunlardan istifadeyi düşünü - yordu. Nihayet harp bitiyor ve Maksim kurtuluyor. Büyük Avusturya - Maz| caristan İmparatorluğu mahvol - müuştur ve enkazından, küçük dev- letler ortaya çıkmıştır. Bu devlet- lerden birinde -ismini kasden yaz- mak istemiyoruz- kanallar açılıyor, yollar yapılıyor, tren yolları yapıl- mak üzere plânlar çiziliyor. İktisadi vaziyet ve bu devletin beynelmilel ehemmiyeti yapılacak demiryolunun dağlar — arasmdan geçmesini icap ettirmektedir. Na- sıl? Tüneller açarak. Lâkin, tünel açmak çok pahalıdır, ve küçük dev- letin mali imkânları buna müsait değildir. Hükümet büyük bir en- dişe içindedir. Maksim meydana çıkıyor Bir gün kabinede yapılan şiddetli bir münakaşadan sonra, nafıia na- Zırının odasına şik bir zat geliyor, husust kal nazırı görmek iste- diğini bildiriyor ve kendini tanıtı. yor ; — Benim ismim Maksim Strian- kofi, mühendisim. Teşebbüs etti; çin size büyük bir yardımda bulunabilirim. Nazırla görüşmek yor. zu düşünüyor. lidir. Fakat gö ikten ? Bir şey kaybedecek de* ğil ya. Hem belki det, Striankoff içeri giriyor ve büyük “Tünel kazıcı, denilen dolandırıc. bir hürmetle nazırla görüşmiye baş- hyor. Görüşme bir, iki, üç saat sü- rüyor. Maksim beraberinde getir- diği çantadan bir çok plânlar, ken- disinin büyük bir mühendis oldu- takaları gösteriyor, ve mnazır neli açmıya ikna ediyor. Nazır, müşavirlerinin tavsiyele- rinin aksine olarak, Maksimin söz- lerini ve projelerini tasvip ediyor ve tünelin ka: ası münakasaya konuyor. Bir çok müesseseler münakasaya iştirak ediyorlar, bepsi birer proje veriyor. Striankoff da teklifini ya- pıyor. Bu teklif, bütün teklifler - den yüzde altmış nisbetinde-ucüz- dur. Münakasayı o kazanıyor. Hâdise, müthiş bir akis uyandırır yor. Nasıl olür da bu iş bu kadar ucuza yapılabilir? Bu herif ya bir mecnundur, yahut bir dolandırıcı! Bir çok gazeteler âleyhine yazılar Şazıyorlar. Fakat Maksim işe baş- hyor, Yalnız işe başlamâk için bir şart koşmüştür. Tünelin kazılacağı yere esrârengiz bir köy yapmıştır, Etra- fını düvatlarla çevirmişti ve ordu tarafından, bu yerin kordon altında bulundurulmasını istemektedir. Zi- , tü- ğunu gösteren dünyada tanınmış | ra, yalnız kendisinin keşfettiği bir müesseselerden hüsnü hizmet va- | ( Lütfen sayfayı çeviriniz ) —— ERESa ASA a Mevsimlik bluz ve bolero