4— SONTELGRAF- 26Nis aa ae apon ocakları J an 1937 Bir memleket ki tayyaresinin motörünü kendisi yapar... .© memleket havalarda hâkimiyetini bilfill! elinde bulunduruyor demektir. - Bir çok makinist okullarına, hava fakültelerine,motör ve uçak fabrikalarına malik bulunan Japonyada hava sanayü bugün tamamen inkişaf etmiş bir vaziyettedir Japonya Güzel bir Misaldir — E mamen içerii fe cnebi malzemesinden kurtul » mak: ve ulusal ihtiyaçları ta » n temgin etmek için, lâde mesal ile yıllarca çaliş- olan Japon uçak sanayil ğon da artık tamamen inkişaf et- bir haldedir. Ön yıl öncesine kadar yalnız Vp l fabrika lar; son za - göre iş çıkarmaktadır. Her hangi bir memleketle, uçak atmak için, Tüzumu ı üzerinde durulacak olursa, Japonya devletinin pek kı- sa bir zamanda elde etmiş olduğu bu sonucun ne kadar şayanı dik - kat olduğu anlaşılmış olur. Filhakika, bugün Japonyanın u- çak sanayli karbüratör, manyeto- dan başka her şeyi yapmaktadır. Bu sanayii teşkil eden müesse - se ve fabrikaların başlıcalarını kı- ga bir surette, incelemek faydalı ol- sa gerektir. k Jupon uçak sanayini teşkil eden mücssese ve fabrikaların başlıca - ları şunlardır: «Aichi Tokei Denki K. K.» önce isans ile, 400-450 beygirlik «Lar - otörleri yapan bu mües - bügün, ulusal motörler çıkar- 1950 devirde, azami takat olarak | 332 beygil ygit - saat sma 24 kilogram bı ve 14 ki- logram yağ yakan 9 silindirli (A.C.) motörü bu fabrikanın tezgâhların- da yapılmıştır. «Tokyo Gasu Denki K. K.» deniz avcısi, bombardımanı vo keşifleri yapan bu müessesenin başlıca top- leri: 5 silindirli ve pervanesiz iken sikleti 141 kilogram olan, $0 bey- girlik «K müştak, imanı ve kes fabrikanın 67 kilo- 95 kilometre azami Deni: şifleri metre, i57 k çalış katir. ması Â &» ler ile, bunlardan' | n çokluğu düşünüle- Büyük Ha"ı-'pte Zehirli gar kursunu takip eden Japon kadınları «Ishikaw ajima> — 1924 yılında kurulan bu müessese yalnız hükü- mete uçak ve yedek malzeme yap- maktadır. Keşif, talim ve harp üçakları ya- pan bu fabrikanın en muvstfak ti- pi R. 3 dür. Bu tipten eHermes» motörü ile teçhiz edilmiş bir uçak, 1931 yılı mayis ayının 29 uncu günü Tok - yodan havalanmış ve merhale mer- hale, ağlstosum birinde Londraya ulaşmıştır. Ayni fabrikanın 450-600 bey, lik bir B, M. W. motbörü ilö teçtiz edilmiş. T. 3 tipindeki çift kanatlı we 222 kilometre azami süratli ma- deli 3 dakikada 1000 metreye çı- kabilmekte olup 7150 metrelik bir tavana maliktir. «Kawasini» — 1928 yılında kürü- lan bu şirket, İngiliz fabrikaların- dan «Snart, un «Deckyard: bu fab- tikada da (Selsan), (B. M, W.) gibi motötle, (Dârniye) gibi uçaklar'li- sansla meydana getirildiği gibi, 2:0 kilametre azami sür'atli, 4 saat - nı- sıf kutüt çalışması, tamamen ma - deni ve 450 beygirlik bir (B.M. W) ile mücehhez. iki kişilik Kavasak 8» gibi bombardıman uçakları da yapmaktadır. «Nakajima, — Lisans d (Fokker), (Breguet), (Nicuport), ge) gibi uçaklar ve (Bristol), . GJupiter) gibi motör - Türk Bahriyelileri Üa UÜ DaiNiN a neeaninn ssiyein Tefrika No. 24 geçtikçe keyfimiz geliyor.. Midil - Hi de karanlık! bi.. öyle iyi gi lerin sesi in heyecan veriy Saatler geç tamamen ka or. Yavuz ortadan boldu.. Fakat bir aralık telsiz vurdu... — Yine ne var.. — Oh müjde.. müjde.. — Ne var!... Demeğe kalmadan amiral gemi - sinin telsizinden gelen sözleri kay- | de başladık. — Yavuz ile Midillinin Alman asker ve zabitlerinin Akdenizdeki son kahramanlıkları üzerine Al - manya impâratoru Kayser ikinci Nasıl döğüştüler ae eee n meanaena Yazan: Zeki Cemal | Vilhelm tarafından hepsine ikinci rütbeden demir salip nişanı ver - miştir. Nişanla taltif edilen kahra- manların isimlerini birer birer si lüyoruz.. Yarım sat kadar devam eden muhaberede yüksek rütbeli zabit- lerden ve küçük zabitlerle neferle- re kadar herkesin ismi okundu. Nihayet Yavuz ile Midilliye de ge- mi namina birer harp madalyası ve- rildiği tebşir edildi.. Bu sözü duyan atker, zabit ârtık neş'elenmez de ne yapar.. Sanki karanlıkları yırtarak sa - baha kavuşmak ve düşmanla karşı karşıya gelmek istiyorduk. 22 mil.. bir bakıma da gecenin | | şılıyordu. lometre; 500 metreye çıkış: 10 da- | kika.) bu ulusal tiplerin bir misali- | dir. Japonyanın halen en mühim u- çak ve motör fabrikalarının 1ısı bu- lunan «Mitsutishi> yi işaret et - mek lâzımdır. Bu müessesenin «Nagoya» deki fabrikası -400, (Tokyo) dakisi 900 | işçi çalıştırmaktadır. 4Mitsubishi» nin fabrikalarında Tweydüna getirilen prototipler hak- | memlekette, hava sanay kında Japon hükümeti azami ketu- miyetini korumaktadır. İşte mütesddit makinist okulla- rında, üniversitelerinde, hava fa- kültelerinde ve çok motör ve uçak fabrikalarına —malik bulunan bu | mamen inkişaf etmiş olduğu görü- lüyor. Halihazırda Japon sanayii, mem- leket ihtiyaçlarını tatmin ettikten maada Çine ihracata da başlamış » tir. dJapon kadınlarında karanlığı içinde seyir için pek faz- | lardır. Fakat maksada erişmek için | bundan başka yapılacak iş yok.. Nihayet.. ilk ışıklar., Karadenizin enginliğinde göz - lerde parladı.. biraz sonra da du - | nda - Kırım gözüktü. üken karım değilmiş.. manlar a Meğer Ortalık biraz dahâ aydınlanınca vaziyet & yi anlaşılıyor.. Sa - bahtanberi gesif bir sis varmış.. öy- le öe fena " Midilli 18 mille hareketten bavka | çare bulamadı.. — İleri. Çanakkaledeki verdi. — Uzaktan bir şey görünüyor, — Ne taraftan.. — Şarktan.. - Saat tam 10,5.. derhal telsizler işledi. Amirâl gemisine haber git- | H — Enfes., Amiral gemisinde buluman So « şon paşanın bu vaziyetten mem - | nun olduğu verdiği emirden anla - gözcü —haberi | askerlik hevesi ati — Üzerine ileri Mİdilli emir alır da yapmaz mı*, ği düşman) kaçırır mı? ve 22 mil sür'atle İlerlemeğe başladı.. Amiral gemisinden haber bek - Jiyordu.. Mütemadiyen şifreli tel - siz, makine de şu satırları kayde - diyordu: — Düşmanla temas... Nihayet Midilli vazifesini yap - | miş ve emrin verildiği yere gitmiş düşmanın gemilerini de yakalama- Ba muvaffak Glmuştu. Şimdi on - larla mukarebeye başlamak icep ediyordü. Fâkat Ruslar kolay kolay barbi kabul ederler mi? Aksi gibi sis de öyle sık gözü görmüyor desek hiç de müba- lâğa değil, Saat tam 12., Midilli iyi bir yolla Rus gemisi - ne yanaştı. Düşmanla karşılaşmak için gün- Terdenberi büyük bir heyecanla Karadenizde dolaşan Midilli niha- yet düşmanla göğüs göğüse geli - ünin ta - asus böyle karşı karşıya geldi- r--.-'-— ır KT Delikanlı acahtarı, soğuktan don- | muş ellerile döndürmiye çalıştı. Ka-| pi açıldı. Aralıkta ayaklarını sil- di, kardan beyazlaşan kısa peleri- nini ve beresini sükli, odaya gir- di. Bir ayağı kırık masaya doğru ilerledi, bir bibrit çaktı, kırık ve | kararmış şişeli lâmbasını yaktı. Etrafına bakındı. Ocakta ne ateş, | ne odun; pençerelere baktı, aralık- | lardan sızan kar köşede birikmişti. Gözüne su küpü ilişti, u İçmek is- tedi. Tası daldırınca, sert bir cisme | çarpmadan doğan bir ses çıkardı. İlk defa taban tahtalarının aralık- larımı farketti. Karyolaya baktı, saman bir kıtık, kitabı mukaddes- ten bir yastık; yarganı, arkasındaki pelerindi. Gözleri yaşardı. Bu gece bu odada nasıl yatacaktı? İki üç haf- ta evvel bir gelin odası gibi, terte- miz ve zengince döşeli bu odada, sevgilisile geçirdiği neş'eli bir ge- ceyi hatırladı. Derhal buradan kaçmak, ve kah- velerden birinde sabahlamak iste- di. Bu saatte sobası gürül gürül yanan zengin evlerin odalarını, ve bu odalarda arzuları lıklaştırân güzel kadınları düşündü. Elini ce- | bine soktu, ne kadar parası varsa | çıkardı: İki kuruş... Canı sıkıldı, | hepsini ocağı fırlattı. Sandalyeye | oturdu, dirseklerini masaya da - yadı, başını elleri içine aldı. Dü şünüyordu. Bugünkü halinden, dasının, bu çıplaklığından ve kor- kunç soğuktan kimin mes'ul ol- duğunu anlamak istedi. Babası mı? | Hayır! 'Kendisi mi? Belki; Fakat | her genç gibi, o da arzularını ya - şamak, çıldırasıya sevmek ih cında değil miydi? Ve sevgilisinin istediklerini yapmak için, her lü fedakârlığı severek göstermi cek miydi? Ve, bu saatte o güzel kı- zın da, sıcacık bir odada yatmakta olduğunu düşündi evgilim beni anlamıyor, di- ye mırıldöndı; dostluğumuzu de - ebep ne?.. Hayır, rsam, Ö- | Meselâ, | vam ettirmiye yanlış.. fedakâz nu seviyorum, yarın onu Ö- yordu. Hiç görmemiş gibi düşmana göz- | lerini dikmiş hayretle bakıyordu.. | OCoh ne | Düşman 'bir gemi değil.. tam 7. İlk evvel görünen iki geminin ar - kasından 5 gemi daha peyda oldu.. Biraz soüra torpidolar dâ ken- dilerini göşterdiler. Tamam... Trabzonu döyven Kahramanlar işte karşımızda.. | — Haydi bakalım.. şehirleri: dö: ven kalramanlar... Şimdi er mey- anında dövüşmek sırası geldi. Fakat Yayuz nerede?.. Derken biraz hafifliyen sis taba- kası arasından parola ışıldadı.. ve | bir kaç dakika sonra yakınımıza | kadar geldi.. Midillideki kahramanlar ve Ya- | vuzdaki kahraman askerler sanki HIKAYE cinayetin sebehi üzun zamandanberi hasretlerine kavuşmuş sevgililer gibi: Diye bağrışmağa başladılar, Ya Şerit Hulüsi Odede yatılacak: bi et mıişti. # Bilmem, tanıdıklarından *'"jı- dam, babasına, oğlunun bir HÜ g şıklık ettiğini, mektehi aştığl rını, yoğunu bu kıza y d'_ Up yazarak anlatmilfi” n b.ışmdaı'b':,p mektup çok açıktı: <Evlâdifir ğ yardu, baban büyük yemit bir me bası da geç Benim paramı ba: ııarmınu!y rile yiyemez, eğer âşıklık ddı"' tiyorsa, sevgilisini kazansit : y evgilisi yard lesin, dedi. Yalvardım, YANTI sabidir, dedim, gençtir. ©& y gençliğinde senin de ıı.-.ş—nd::') miştir; yarın usanır, KÂF ’g Elimde, avucumda ne varsâ OA' luyorum. O da bir beş liracık Üğp yor. Evlâdım, bu kız yüzürdtl gp Yatıni tehlikeye utma. Her #L hyor, ve Allaha dua c'.li!'“'::b( Babasına da, anasına dü ti Sevgilisine de kızıyardı. aftan bir kitap aldı, başlâdı. Lâmba” cızırtı. e Va yordu. İki gün evvel aldığ! k:,: dört gün gitsin diye, su H tırmıştı. Üşüyordu, pı-:-ml*?m*f larından dondurucu bir w:f’ş' liyordu. Arkasını döndü, KT ya baktı, boynunu büktü, BU Üj çf bu sert ve soğuk ynıiku_f“&f tacağını düşündü, Yine MWJ' şardı, fakat göz yaşları yars da donuyordu. Aklına medresedeki KON iğe” dan Abdullah efendi geldi Töçaf kait bir hafızdı. Evkaftan d9 yirmi beş lira maaş alırdı- da hiç bir şey eksik değildi l sobası 24 saat sönmezdi. a duün istemiye kara * yolf dığarı çıktı, bafçeden gestk g"_ şunün kapısı önünde dürüü kebürttı. içeride iki kişi yordu. Birisi: ds“*" — Allah razı olsün ge ç A ordu. Odun Ve g-c ; ar için on beş Hra YEĞNE eki odunla-” $i avuşan iki geminin mi ileri gelmişti.. bi Amma, Yavuzun toplari Ü gf re gürleyince hakikât çıktı.. — Derhal ateş... Mesafe 7000. Yavuz bir taraftan # keti diğer taraftan 98 baş tarafı ilerisine B iyet retle Ruslara amud Ve istiyordu... Midilli ile Yıııııııl"-"l_l ian nteşi karşısında * de geri kalmamıştı: Hattâ mukabil att dakikalarda olmuştU- — Ateş. — Salvo ateş.. Bir taraftan Midilli: tan Yavuzun batary? dırıyordu.. Ateş- i:ı" ğ manla karşı karşıyi (p(.f ll -