5 - SONTELGRAF — 13 Mart 1937 .Sevgililerinin tabutları arasında Ömür FRANKO Tanınmış bir Fransız kadını anlatıyor : İspanyol ihtilâlcilerinin reisi bana geçiren bir mılyoner Madridde randevu verdi, fakat... Bu milyoner şimdi iki karısının mumyalattığı cesetlerile birlikte dünyayı : m SÖZÜNÜ futmadı ,, / aşmak Tapanyollar gü- Eeyomz zel dans ediyor- © ! lar generalFran- ko müstesna! Franko rîükOmeti devirmek kararını ne zaman verdi? General Frankonun Kanarga adalarında Valiliği esnasında alınmış bir resmi Ben bütün bir gece Franko ile | dans ettim, İleride büyük bir devlet reisi olur mu, olmaz mı? Orasına karışmam. Fakat gayet kötü dans ettiğini pek iyi bili - yorum. İspanyol için dans bil » memek hayli tuhaf şeydir. Geçen eylülde Madridde bu- luşacaktık. Fakat — muhtelif se- beplerden ne o Madride gelebil- di, ne de ben oraya gidebildim. İspanyol plâjlarının keşfedil- diği 1935 senesi içindeydi. Bü - hattâ Ka « narya adalarına dökülmüştü. Ben de 1935 ağustosunda Ka- narya adalarında Las Palmas'ta bulunuyordum. Bu adalar cen- net gibi yerlerdir. Muhteşem 0- tomobilleri ve direksiyonu çıl - gınca kullanan şoförleri vardır. Ben de böyle hızlı giden otomo- tün Paris plâjlara, billerden, içinde olsam, dışın « da olsam, çok korkarım. Burada bir Metrepol oteli var« dır ki, çok meşhurdur. Kaval « yelerin çoğu, karılarının sıkı tarassutları altında dans eden İngiliz seyyahlarla, Lufthanza şirketinin Alman memurlarıdır, Bu adada Toyer'i de keşfet « tim. Las Palmas'ın bütün aile | çocukları — Tover'e geliyorlar Burada iki kâşife rastladım. İ- simlerini telâffuz etmek pckl güç olduğu için, ben kendili - | ğimden birine Juan, ötekine de | Pedro ismini vermiştim. İkisi | de a âşık olmuşlardı ve ha- rikulâde enfes bir derecede dans | ediyorlardı. Kibar adamlardı. | Fakat genç kadınların da ken- dilerine mahsus zaafları vardır. Meselâ ben de L;ıy:.'nrecik'rle sinema yıldızlarına bayılırım. — | Her akşam bizim kafile Tren- taytr barında buluşuyordu. Bu- | rada da İngiltere ile Kap arasın- da yaptığı tayyare seferlerinde geçirdiği müteaddit kazalar yü- zünden kırılmadık yeri kalma - | mış Hört isminde bir İngiliz var- 'dı. Burada kendisini tedavi et- mek için sanki bir viski kürü yapmı elmişti. Ondan baş - kâ bir İspanyol daha vardı. Juan ile Pedro beni bu İspan - yolla Yüzbaşı Franko. tanıştırdılar: Tayyareci imiş. Fakat şimdi- ki halde en münasip gürdüğü iniş sahası Trentaytr barı idi. ; Bana bir viski ısmarladı. Galiba : i viski tayyarecilerin içkisi! Bi » raz gevezelik ettik. Ertesi gece gelip gelmiyeceğini sordu. — Yarın Tenerif'e gideceğim, dedim. — Öyle ise orada kardeşimi görebileceksiniz demek! Şimdi kardeşim oraya vali tayin edil- miş bulunuyor. Ondan evvelki valiyi öldürdüler. Ben politikadan hiç anlamam. General Franko yarzıyı yazan kas dınla dans ediyor Fakat âşıklarımın anlattıkları - na göre, bu generalden reiskâr- na göre, bu generalden reiskâr- da bulunan cumhuriyetçiler pek ©o kadar hoşlanmıyorlarmış. Hat-! tâ kendisini, İspanyadan uzak- laştırmak için oraya vali tayin etmişler. Astüride isyan çıka - ran maden amelesini hiç görül. memiş bir şiddetle tenkil etmiş. Fakat mademki Tenerif'e gidi. yordu. orada, kendisile pekâ « | lâ görüşebilirdim. e Teneril'te «Taoro» otelincen adanın yarısını görmek kabil » dir. Kadiz'den Las Palmas'a uğ « | yarak gelen Villa dö Madria va- purunda meşhur iki yolcu var« dı: Birisi Avrupa güzeli, öteki de general Franko. Avrupa güzeli de o yıl içinde seçilen İspanya güzeli idi. Gü - zel kadın memleketi namına Kanarya adalarından seçilerek müsabakaya iştirak etmişti. İs- mi de Alisya Navarro! Hemen bütün Tenerif ahalisi kendisini karşılamağa gelmiş - lerdi, Bu münasebetle Tenerif- te bayram yapıldı. Belediye ti - yatrosunda büyük bir ziyafet ve baln, verildi. O ziyafette Franko karşımda oturuyordu. Gözlerimiz gayri ihtiyart birbirine ilişti. Sonra konuşmağa başladık. Fransız - cayı gayet iyi konuşuyordu, Ba- loda beni dansa kaldırdı: — Paso Doble'yi oynamasını gayet iyi bilirim, dedi. — Siz Fransız kadınlarını se- | l ver misiniz? — Çok severim, çünkü iyi | konuşmasını bilirler, Halbuki İspanyol kadınlarile aşktan ko « | nuşmazsanız, hiç bir şey konuş- | muş olmazsınız? — Peki, Fransız erkeklerini | sever misiniz? — Orası başka! Fransız er - kekleri nedense iyi giyinmesini bilmiyorlar. Sonra da aflınıza | mağruren cür'etkâr ve terbiye- | sizdirler, Franko Perpinyan şehrinde okuduğu ve bu şehri çok sev - diğini söylemişti. Halbuki bu gehrin on sekiz ay sonra kızılla- ra giden gönüllülerin bir tahaş- getirmemişti. Bir kaç defa dans ettik. — Kanarya adalarına vali tayin edildim, dedi, bir valinin vazife müddeti yedi sene olarak tesbit edilmiştir. — Oh, yedi sene Kanarya a - dalarında kalırsanız, kim bilir ne kadar canınız sıkılır? Cevap vermedi. Yalnız dedi ki; — Eğer Madride gelirseniz, orada konuşuruz. Ben 1936 se - nesi ağustosunda — behemehal Madritte bulunacağım. Evet, ben Madride gideme - mim. Fakat © da Madride gele « medi, Sesil Sorel | Hasta Bundan birkaç yıl evvel İstan« bula da gelmiş olan marul Fransız aktrisi. - Madam Sesil Sorel ağır sürette hastalanmış bulunmaktadır, Alelâcele hastahaneye kaldırılan büyük artistin sıhhati endişe ver» mektedir. Bununla beraber kendi« | sini kurtarmak ümitleri kaybolmuş değildir. Ameri K aZ Mottehtt Amerika hükümetlerinde idam ceza | diği malümduar, Fakat bu hükümetlerin iple boynundan asmak vuretile tatbik edili M ” SNT | | güt merkezi olacağını hiç aklına ; Geçen ay içinde, Arjantin mil- yönerlerinden Gregor — Ahatın muhakemesine başlanmıştır. Esrarengiz cinaf bir dram - olan muhakeme safahatını, gazete - ler, bütün Amerikalılara mektedirler. Milyoner, - öli arısınm mumyalanmış ceset - lerile birlikte bütün dünyayı dolaşarak seyahat etmiştir. >S£'yuh:ılı esnasımda milyone- rin yanında hususi doktoru olan Dijon Bluner bulunmuştur. Sen Jorj vapurunda kirala « dığı iki lüks kamara içinde hu- susi doktoru ile baş, başa vere » rek ve yalnız ara, sıra oynadı - ğş kumardan başka, kadın, içki Bibi şeylere merak etmeden va- Pur yolculuğu yapan milyone » rin, bavullarından ayrı olarak, bağajları arasında iki tabut varmış. Bu tabutlardan birisi - nin içinde ilk karısının mum - yalanmış cesedi, ikinci tabutta ğa. ikinci defa evlenip te bizzat öldürdüğü karısının cesedi bu » lunmakta imiş.. , Tabutlar ayrıca birer sandık içine konulmuşlardır. Büyük denizler ortasında, vapur, Â - merikadan Avrupaya gelirken, milyoner, vapurun kumar sa - !nnundu Brezilyalhı bir kaç kişi ııle kumar oynamağa başlamış - Birinci karısı Kumar esnasında oyun kâ - ğıtları üzerine işaretler yaparak milyoneri aldatmağa — çalışan Brezilyalıların bu sahtekârlığı - nı milyoner görmüş ve çok kızmıştır. Bunun — üzerine, asabileşen milyonerle Brezilya - hlar arasında kavga çıkmış ve sandalye, sandalyeye bir döğüş- me olmuştur. Vapurun kaptanı | işe müdahale etmiş ve tahki - | kat ilerlemiştir. Milyonerin eş - yaları aranırken — sandıkların içindeki tabutların örülmüş ve şüpheler büsbütün — artmıştır. Milyoner bunun üzerine tevkif olunmuş, bir çok evrak, kesik gazete yazıları, mektup ve fo - toğraflar ele geçirilmiştir. Bu fotoğraf ve mektuplardan mil - yöner Ahat'ın hayatı, esrarı tam manasile öğrenilmiştir. Venezüellada doğan bu adam, bir kaç ihtilâlde bulunmuş ve 1918 yılında Arjantine firar et- miştir. Burada silâh kaçakçılı - Bına ve ihtilâlcilere pahalı, pa - halı silâh satmağa başlayan Ahat çok para kazanarak milyoner olmuştur. Bunun üzerine husu- st doktoru Bluner, milyoneri Venezüellalı genç ve güzel bir kızla tanıştırmıştır. Milyoner bu kızı çok sevmiş ise de, dü - günleri olmazdan evvel kızı bir (Devamı 6 ncı sayfada) UK sının mahkümü elektrik sandalgesine oturtarak, vücudündez cereyan yeçlrm Aepst ayni usula kabul etmiş değildirler, Meselâ Montana hükümeti dahilinde idam cerısi, mahküma » Vukarıki geçenlerde nişanlırını öldüren Fred adında bir mahkümün natil idum edildiğini gösteriyor nasıl infaz ediliyor? ğ KD İkincl karısı sureidlle infaz edil. T