5 Sayfa SON POSTA iemleket İfaberler Sivasta Vilöyet ve hazelarında varlık kine tâbi mükelleflerin tam e listesini veriyoruz Sivas, o (Hususi) — Vilâyeti imizde ve kazalarında varlık ver. İfisi Mstelerinin tara listesini ve- rum? « Cemal Haddat 7000, Enver © Jiyan ve Celâl Süzen 1000, Mus- o Mafa Murtazaoğlu 1800, Sadık Diri ve Halid Köprücü 4800, Sa. Bh, Rahime Çelt'kçi 4200 (irad), Rahime Alıca 2500, Kadir Uslu pen. Serka Erişen 7500, Şaban 4000, Mustafa Güvenalp , Hüseyin Avunduk 5000, Ümsalan ve Cemal Soguk uç 2500, eczacı Ali Rıza Pek. #en 3000, İbrahim Çinili 3000, > Eemal Göncü 4000, Hatice Güze Fe Süleyman Haraçcı 2509, AH Riza İpek 2500, Halim Özdem 5000, Sadim Çeltekli 4000, Âmir Ali ve Mustafa Yaşiner 2500, Numi Sezener 2250, Bekir ve Ce- Şi Yekrd 2280, Moda Daniş , Ali Rıza Örnek ve oğlu shâttin 2500, 0 Tahir Divrik 3000, Şükerli Sürek 1500, Celâl Çini ve Şüleriye 1000, İhsan Ka- yaprak 1500, Mustafa Küçük iş İooo, Rıza Yurdakul 2200, Ev. ğ ideresi 7360, Toprak Mah- E Ofisi 5280, eczacı Şevket | (Çubukçu 1000, Kâmil 1000, Muris Köptaş 1500, Mev. r Karapulat 1500, Ziya Bu- | dak 1000, Osman Güler 1000, Ç Emin Kuştaren 1000, Seyfettin Başara 1000, Hacı Ahmed Öz- ıgaç 1000, Tam sineması 700, İs. | İlipan Kaplan 1000, Agob Görüm | 1000, Sami Üçler 1000, Mehmed © Barönder 1200, Ahmed Tipi ve “gerikleri 1000, Hilmi o Hastazil 700, Muttalih Teker 200, Ahmed | Gürdoğan .850, Derviş Uslu ve ortağı 1000, Ziya Özdem otel ve kir “#hanesi 1000, Dikran Yuh * | 100” Şikrü Demirkol 1000, Ha-| san Cay 700, Bekir Sarıönder “ 700, Hayri Akben 700, Süley. man Devreci 709, İsmet Batte' 750, Turan Aygündüz. 700, Sü- İeymen Ucar 700, Mehmed Çul pan 750, Bekir Aksoy 1000; Şa. kiz Del'ktaş 1090, Vahan Çirkin 4000, İstipan Kanlan 1000, Ah- “med Giivenelp 750, Beypmar Köyünden Mehmed Ali Eskici 1000, Karıçayırdan o Süleyman Eğer. 1000, Tozaç - köyünden “Mukim Türker: 1000, Uleştan Şakir Atak 1000, Ulaştan Musa ve İlyas 1000, Çallı “köyünden *Melimed Gökçe 1090, Kayadibi © mahiyesinden Ali Karakız ve o- “are 1509 Tiradır. Merkezde © 303 mükellefe 393.173 lira 55 kuruş hedikmiştir. | o Kazalara gelince Süşekr'inde: 28 mükelicfe 19.550 hira, Hafikte 5124 mükellefe 75.500 lira, Kan- | galda 50 mükellefe 36.300, Gü | ründe 27 mükellefe 25.000, Ko. | yulhisar 16 mükellefe 8500, Şar- kışlada 101 mükellefe 134.200, “Yildizelinde © 110 O mükellefe 57.850, Zarada 102 mükellefe 70.350, Divrikte 35 mükellefe «Son Posta» nın edebi romanı: “O da bitkin bir haldedir. Mazi canlanmıs, hatıralar a yağa kalkmış, hal bütün zalim- ie mazi ile eğleniyor. Vedad, tuşlara son darbeleri indirdikten sonra, kaçar gibi, İsiratle masaların arasından vw. “zaklaşıyor. Alkışa, dinip, bitmek “bilmiyen alkışlara (o teşekkür et “meği, balkı selâmlamağı düşün- .meyor bi © Büfenin önünde. || Garsonun uzattığı bardağı bir | hamlede içiyor. Tekrar uzatıyor, | dolduruyorlar, yuvarlıyor, tekrar “uzatıyor. © — Çek içiğersun Vedad! Semahat ve Gönül, Yanyana,! ikarşısındalar. Onlara donuk, sa- t nazarlarla bakıyor. İşte mazi na, Biri i, biri inin hali hali, di. | imi ç us z tlerini toplamıştır, t or, Artık, son günlerinde “ine teselli gene bu kadındır. Ona Kitabe | vergi : Siir d'den İstanbul'a Siird büyük bir su sıkıntısı çekiyor, tabiat Siirde bol su ihsan ettiği halde Siirdliler bundan istifade edemiyorlar om Yüz. Sürde geldiğin gün Eylülü sonu olmasına rağmen hava fev. kalâde sıcaktı, «Gezer çeşme si» nde bol bol su içmiş olmama rağmen gene susamış bulunu.| yordum. Kamyondan iner inmez canım soğuk bir şey içmek iste- di. Gazozcu veya vucuyu andıran ir dükkân aradımsa da gözüme işmedi, Sormağa karar verdim: İ Siirdde gazoz yokmuş. Su ise sar tılmazmış, Ben de buraya suyun Jen kıt olduğu zamanda gelmi. İşim. Bütün bunlardan bir şey | anlamadığımı gören muhatabım lizah etti: — Şehrimizde suyu içilebilen üç çeşme vardır: Bitlis çeşmesi, Hastane çeşmesi, Çukur çeşme. İBu çeşmeler kışın ve ilkbaharda gürül gürül akarlar. Siürd gibi! üç şehrin ihtiyacnı temin ede- cek kadar suları boldur, Hem göreceksiniz ki bunların lezzeti de harikulâdedir. Çünkü şu gör. İdüğünüz yüksek dağların altın- dan çıkıp gelirler, Halis muhlis İ memba sulardır. Fakat her mem ba suyu gibi bunlar da mevsime! tâbidirler. Kışm karla beslenir- ier. İlk yağmurlar, karların eri- mesi başlıca kaynaklarıdır. Fa-| kat yaz gelip te yağmurlar ke. sildi mi, bu çeşmelerin suları da azalır. Nihayet yazın sonlarına, hattâ sonbaharm ortalarına ka! dar iplik gibi akarlar. | finiz üzere çeşmelerin başında geceli gündüzlü eksik olmayan bir insan kalebalığı vardır. — Peki bunun enresi yol mu? Srd gibi bir vilâyet merkez'ni tabiate muhtaç etmeden ve” |'osh suyuna temin etmek kabil İzmitte yol inşastı İzmit (Hususi) — İzmitte Demir yolu caddesi yeniden ve güzel bir şekilde yaptırıkmaktadır. Bu arada yeni Halkevine giden cadde yeni İden ve esaslı bir şekilde yapılmağa Görece-| değil mi?. Meselâ şehrinizde 8.10 kilometre mesafede oluk 0-/5 luk akan buz yus nuz var!, Bunu şehre getir! mek kabil değil mi?. , 77 Kabil olmaz olur mu efen. dim?. Tabii kabif.. Hem yalar, Gezer suyu mu ya?. Şehrimizde kalırsanız tabii güreceksiniz; zim bir de «Batman çayın mız var. Dünyanın en lezzetli, en tatlı, en soğuk bir suyudur. O di hemen şuracıkta, şehre B.10 ki- lometre mesafededir. «Gezer ça- yı» şebrin garbında ise, © Şi kındadır. Yani, adetâ Siirdi bir çember içine almışlardır. Fakat bu suların şehre kadar getiril meleri için Siird zenginlerinin w- fak (bir himmeti lâzımdır. * Fühakika Siird büyük bir su sıkıntısı çekmektedir. Tabiat Si. irde bol su ihsan ettiği balde, Siirdin insanları bundan istifade etmesini bilmiyorlar, oveyahud istemiyorlar. «Gezer suyut nun veyahud «Batman çayı» nın Si #de getirilmesi için topu topu 100 bin liralık bir masraf oOkâ “miş. Halbuki Siirdde bu parayı bir defa da verebilecek zengin. ler pek çok olduğu halde, neden; şimdiye kadar bu işe bir türlü girişmemişlerdir. Arazisi münbit, meyvası bol, / bağları mebzul Siird, suya kavuş tuğu gün, cidden şarkın incisi 0- lsbilerk bir durumdadır. Haci Hamzalar, Yasin o oğullarının ufak bir himmeti, Siirdi cennete cevirmeğe Hâfidir. S'ird Beledi. vesi, Sürdin şehir bütçesi, hun- ların elindedir. H. İzmit Ha'kevi reisliği İzmit ( Hususi ) — Şehrimiz Halkevi reisliğine baro relsi aval E Sedad Pek seçil,” Sedad Pek, İz. ihtiyaç göstermektedir. İzmti halkı belediyeden bu yolan bir an evvel| yaptırılmasını İstemektedir. Bele -| İdiye son zamanlarda birçok yolları! tamir ettirmiş bulunmaktadır. İ —— e —— Konadı Mevlânının ölümünin yıldön Konya (Hususi) — Konya Halk evi Birincikânenün 17 nci gü ak! işamı Büyük Mevlânaniın ölümünün 670 inci yılı dolayısile yapılan bü-! yük bilginin bal | tecümesinden ki-| saca bahsedilerek Maarif Vekili | Hasan Âli Yücelin yolladiği mek. tub okunmuş ve alkışlanmıştır. 24.900 lira ki cem'an Sivas vilâ. İ yetinde 899 mükellefe 843.320 "Hira 55 kuruş vergi yazılmıştır. 178 — Bana müsaade edersiniz ar. k, diyor.. Bu halimle misafirle- inizin yanina çıkamam. Başım çok dönüyor. Gönül: — İmkânı yok, diyor.. Gide- mezsiniz. Semahat ilâve ediyor! || * — Halinde pek gayri tabiilik yok. Artik içmezsen iyi edersin! Gönül, gitmeğe hazırlanan bir kaç misafiri, teşyi edeceklerini. söyliyerek yanma yâklaşan ko. casının Okolunda uzaklaşırken, Semahat: — Vedad, diyor.. Seni bu a- zabdan kurtarmam lâzım! Sırası değil, belki acele.. Yeri de değil, Fakat söylemeliyim. Ben de bo- İ guluyorum. Senin ne vaziyette| olduğunu da biliyorum. Sana asıl milin yetiştirdiği çok: kiymetli bir gençtir. Çok mü- kemmel bir bi naya sahib olan ; İzmit Halkevi ye. 4 ni reis ile yeni bir r çalışma devresine girecektir Halkevi riyaseti şimdiye kadar vekillikle idare edilmekteydi. Bilecilte yol inşarlı Bilecik (Hususi) — Vilâyetimi, zin en İşlek yollarından olan; Bo. Karaköy , Bursa yollarının cem'an 130,000 liralık esaslı şose İnşaatı işi Bozüyükte oduren omüteahhid Said Yılmaza ihale edilmiş ve mü. teahhid de derhal işe başlamıştır. Semahat susuyor ve lâfı değiş- tiriyor, Çünkü, Meserret Hanım yan- larındadır, — Semahat, artık misafirler gidiyorlar. Çocuklar da yorgun, dağılalım artık.. Ablasının bu sözleri sanki kal. züyük.Karaköy- Bursa ve Bilecik - | i * : : Yunanistana altın, : : : : zeytinyağ ve sabun kaçakçılığı Edirne, (Hususi) — U-İ zunköprüde hudud üzerinde | 12 madeni altın lirayla 60: hilo sabun, iki teneke zeytin. | yağı, bir çift öküz, üç dolu çuvalda 120 kilo sabun Yu- anistana geçirilmekte iken gümrük muhafaza memurla. rı tarafından müsadere edil. miştir, Evvelki gece de Yunani: tandan ve Meriç nehri üze. rinden kayık ile bizim sahile çıkmak üzere muhafaza me. : i muru tarafından bir Yunanlı | yakalanmıştır. Yunanlının ü. $ zerinde 1010 drahmi ile 54: Türk lirası zuhur etmiş ve bu 3) sahıs Uzunköprü o müddeiw mumiliğine teslim edilmiştir. İmla a Yurdda Çorlu, Bilecik, Bozöyük, Söğüd, Osmaneli, Gül pazarı, Pazarcık, İnönü ve Muradlıda yeni bele- diye reisleri seçildi Çorlu (Hususi) — Belediye dai. resinde toplanan Çorlu belediye İmeclisi azası hararetli bir Içtimadan sonra ikinci defa olmak üzere Ra- İmiz Baykalı belediye reisliğine seç.| miştir, Ramiz Baykal memleketteki faaliyet ve hizmetile tam manasile bir belediyeci olduğunu filen gös- termiş, ve kendisini sevdirmiştir. Ramiz Baykal birinci defa relsli- ğe seçildiği zaman, belediye he. men, hemen emlâkini kaybetmiş ve memurların maaşini bile veremi. yecek bir duruma gelmişti. Bugün Çorku belediyesi | canlı, hareketli, paralı ve Trakyanın en İleri bir be- lediyesi olarak göze çarpmaktadır. Bilecik ve kazalarında Bilecik (Hususi) — Vilâyetimiz dahilindeki bütün belediye reisleri başka her yerdeki belediye reisleri değişmiştir. Yeri seçilen o belediye reislerinin isimlerini bildiriyorum. Vilâyette Hilmi o mercimekoğlu, Bozüyük kazasında Ali Nalbant, Söğüt kaazsında (Hüsnü Kibaroğlu, Osmaneli kazasında Alimed Saral, Gölpazarı kazasmda Fehmi Yücel, Pazarcık nahiyesinde Hüseyin De. wirel, İnönü enhiyesinde Hasib Yü. rük seçilmizlerdir. Müradlıda Muratlı (Hususi) — Bu devre Maradlı belediye reizliğina Cemal Türel seçimi, Belediye muhasebe- ciliğine Akif Türkmen ve Belediye zabıta âmirliğine de Abdurralman Bilgin tayin edilmişlerdir. gam Bir köylü soğuktan dondu Şerefli Koçhisar (Hususi) — Ba- lânm Yenice köyünden bir köylü köyüne giderken yolda soğuktan do İnarak ölmüştür. dar cazib bulmuyordu. Semaha- tn arkadaşlığı, dürüstlüğü kâfi derecede kendisini tatmin ede. cekti, Şimdi içindeki © ateşli arzu- ları eskisi kadar yakıcı bulmu iği harlı bir kadın kucağı değil, müşfik bir gi bine bir bıçak saplıyor. Sallanı. |tü, Bu kırık hayat, artık tamir Yor, düşmemek için masaya tu- tunuyor, Çocuklar yorgunlar, Demek odalarına çekilecekler. Geceyi otelde göcireceklerini daha evvel duymuştu. Bir âşıkın kıskançlığı mı? Ku. zın zifaf odasına yollayan bir babanm garib haleti ruhiyesi mi bunlar? Ne garib, ne isim konulmaz, belirsiz hislerle dolu.. Semahat, onu azabdan kurta- racakmış! Söylemeğe sevler varını! Plân muvaffaliyetle tatbik e. dilmiş, Gönül için de, kendisi i- çin de korkulacak bir şey kal mami mecbur © olduğu hakikati söylemek mecburiyetin deyim. Benden soğuyacağını, kıyetle tatbik edilmiştir. Artık şey Yarma kadar yok. Sarhoş bir şuurla bazı tah minler yapmağa çalışıyor, fakat A aynen,| hattâ nefret edeceğini de düşü.| bir türlü, fevkalâdelik arzeden çağların bütün|nüyorum. Lâkin, plân muvaffa-İbir vaziyet bulamıyordu. Semahat acaba roddettiği tek- en, Semahatin gençliğini| sen ve Gönül için korkulacak bir) Wi kabulle, kollarının arasına mı atılacaktı? | edilemezdi. Kanaatkir ve müte-jler. vekkildi. Biraz teselli, buna ka. tık olarak bir parça şefkat kâ- fidi. Sevgililerini kaybeden bir âşık, kızını evlendiren bir baba,u nunu, eleyip kalburunu asmış bir insan vaziyetindeydi, Elinde yal. nız bir san'atı kalmıştı. Bunun arkadaşlığına muhtaçtı. Derdle- ri unutinak, avunmak için yegâ- ne çare, tekrar bu vefalı dosta tam manasile dönmekti, Davetliler gidiyor, Salonun büyük lâmbaları, bi- rer birer sönmeğe başladı. Bir bardak içki daha yurarladıktan sonra, ablasile eniştesini bulmak üzere, sağma doğru yürüdü. Durduğu yerde sarhoşluğun bir hayli arttığının farkında Oolma- mıştı. İlk adımda sendeliyor. Düşmemek için kapıya tutunma. #n çalıştı. Muvaffak olamıyor. Kapımm önüne bovlu boyunca iyor. Garsonlar koşusu- yorlar. Ooh, ne ise gören yok. eskisi ka.'tozları Garsonlar, frağının üstündeki silkelerlerken, acele » ae i o (€ İl ibrahimdir. ilamandır kazığı... ilselıverdi. On iki pehlivan eşlerile İmını otuz adım kadar sürdü. Fa. — Buna Kara Ahmed derler,. | Unutmamalı ki, ustası Hergeleci bra Çantasında birçok gizli oyunlar vardır hal. Kara Mustafaya - şu nasihati verdi: — Mustafa hasmını çocuk san- ma.. Ustasının oyunlarından sa- kın... Cazgır, Molla için dei, — Buma, sarıklı Molla derler. Ayakta vurur adarıa künde; Cazgır, seçkin pehlivanlar için ayrı ayrı konuştu. Kazıkçı 'Ali için der — Buna kazıkçı derler... Bi- Menkâbeler bittikten sonra dua İyaptı. Ve, pehlivanları meydana meydana uğradı. Peşreve başla- dı. Edime Seray içinin geniş fmeydanı dolup taştı. Çırpınma - ların verdiği şakırtı etrafta akis. ler vücuda getiriyordu. Kara Ah med çok keyifli âli, Güzel peşrev çıkarıyordu. Kara Mustafa, has» mını tecrübesiz, ve, çocuk bulu » yordu. Kendisi eskidenberi bü yük ortanın başı mesabesinde | üyük ortaya yeni gir. miş bir pehlivandı. Hergeleci, gözlerini Kara Ah- mede dikmişti. Peşrevler biti, He lallaşmalar oldu. Güreşler o baş- ladı. Kara Ahmed, daha ilk hamle- de ve elde birdenbire Kara mus. tafaya gömülerek amansız bir çapraz girdi. Kara Mustafa, kü- çük hasmından böyle şey belle: miyordu, İlk hamlede böyle bir iş görebileceğine emin değildi. Bu sebeble biraz boş duruyordu. Kara Ahmed, hasmını sımsıkı yakalayarak sürdü. Mustafa, çap razdan kurtulmak için direndi, Hasmını gırtlaklayarak durdur. mak istedi. Fakat muvaffak ola. madı. Sıyrılayım dedi sıyrıla . madı. Kara Ahmed, hasmını hiz la sürüyordu. Bir yandan da çen- gel yetiştirmeğe çalışıyordu. Kara Mustafa, Ahmedin çen- gelinden kendini korumak için İbinbir manevra yapıyordu. Hergeleci, heyecanlandı, Oldu ğu yerden fırladı. Ahmed, has- mını güzel kapmıştı, Ahmed, hat kat bir türlü çengelle'budayamı. yordu hasmını... Nihayet Kara Mustafa binbir zahmetten #onra dönerek hasmının altına düşme- e muvafak oldu. Eğer bunu ya- pamamış olsaydı, hali harab olur du. Ahmed, çengeli yetiştirir ve, sırtı yere vururdu. İlk elden bu mağlübiyet Kara Mustafa için sok çirl#n bir manzara vücudlan dırırdı. Kara Mustafa canını dişine ta. karak nihayet alta yatabilmişti. Bu, hareket onun için büyük bir muvafakıyet sayılırdı. Hiç olmaz sa mağlübiyetten kurtulmuş olu- yordu. Kara Musatafa, yere düşer düşmez hemen toparlanıp kalk- mak istedi, Fakat Kara Ahmed, basminı bir arka kaziğile olduğu le teşekkür ederek, itina ile yü- rüyor. Gönül ve kocası ları. Dili, ağzının içinde güçlükle dönüyor. Artık odanıza çekiliyorsü. muz değil mi çocuklar. Yoruk dunuz.. İyi geceler, mes'ud gün. karşında» Gönülün yüzüne bakmağa ce- sareti yok. Genç kızın sesi titriyort — Evimize dalma bekliyece- öiz Vedad Bey! Kocası ilâve ediyor: — Hem «ik sik ve gece yalı. sına, — Gidiyor muyuz Vedad! Ablası. — Evet abia.. Semahat nere de? O, düğüne gelen hediyeleri, çiçekleri, garsonlara, kocasile beraber, taşımakla meşgul. Vedad, gençlere, «Allaha 18- İ marladık!» bile demeden gayri iradi yürüyor. Meserret Hanım, diğer büfe- de bülâ, içmekte devam eden ko caşsma haber vermek üzere W- zaklaşırken, Gönül ve kocası o- dalarma çıkmak üzere merdive- çeviriyor. Birinci sahanlığa nie alani ii bakıyor. Gözlerinden fışkıran iki ıhki Ahmedle Kara Mustafanın güreşi yere tesbit etti, o Hergeleci çırağının bu, cevval hareketi kar # a kendini zaptedemedi ve, bağırdı: — Aferin Ahmed, birakma!, N Kara Ahmed, ustasının sesini işitti. Bu, ses ona daha fazla hız vermeğe vesile oldu. Ahmed, hasmını kazıkladık. tan sonra gırtlakladı, Bu, cyun. rla Kara Muslafayı sırtüstü ye- re getirmeğe çabalıyordu. Ahme- di sevenler bağırıyorlardı: — Haydi Ahmedi, — Aferin Ahmed!, Kara Ahmed, ustası Hergeleci ye kendini göstermek için canını dişine takmış öyle boğuşuyordu. | Kara Mustain, eline hafif geli- yordu. Kara Musta relte sinirlendi. Daha büyük or- taya yeni ayak hasmış olan bir hasım onu ilk elde altına almıştı. Üste de kazıklar, gırtlaklar. ile yeneceğim diye uğraşıyordu. Üs- te de on binlerce seyirci avazı çık tığı kadar . — Aferin Ahmed. Diye o bağırışıyorlardı. Mustafa, . kazığı söktü Aya kalkmak için şsahlandı, Fakat kazığı sökemedi. Ahmedin kol İarı kısa ve, kalındı, Yani kazık. hk bir pehlivan kolu idi. Hergele ci, söylen'yordu: — Oğlum, şöyle yana b — Gırtlağı içden dola! — Bak hele... - — Öyle tutma bel. Hergeleci, Ahmedin kusurları- nı gördükçe kendi kendine ho- murdanıyordu. Hergelecinin yi nında bulunan pehlivanlardan bi rit — Usta!, Ne söylenir darur. sun bel, Diye mukabele edince Herge- leci: — Görmüyor musun! tutuyor. Dedi, Kara Ahmed, hasmını gayet sıkı tutuyordu. Altından - kaç mamak için - çalışıyordu. Kara Mustafa, bir türlü kazığı söke miyordu. Ahmed, zorlanıp duru. yordu. Nihayet Mustafa, öne doğ ru balıkladı ve, belini bükerek kazığı ardından attı, Lâkin, Ah- med, durmadı hasmının bu, vazi- yetinden istifade ederek hemen şakladı. Hasmının iki ayakları ve apış arasından sağ kolunu soka- rak kizpetin kasnağından yapış- tı. Alaturka güreşte buna şak derler.. ve, şak küntesi budur. Hergeleci, çirağının firsat ka 'çirmadan şak küntesine geçtiğini görünce zevklendi. Kalın ve çat- lak sesile meydana dolu dizgin seslendi: — Aferin oğlum!.. Şöyle daha içeri gir... Yanaş hasmına». Seyirciler, güldüler, Hergeleci çırağına açıktan ders veriyordu. Seyircilerden biri bağırdı: — Usta!. Böyle yapacağına meydana çik yapl, (Arkası var) damla yanaklarını yalıyor. Mırıldanıyor: — Bir ömür bitiyor, başka bir saadet bağlıyor. Semahat telâşlı, yanında., — Gidiyor musun? — Evet, yalniz, demin bahset tiğin meseleyi ihi kelime ile an- latmanı istiyorum!,. ? — Maalesef strası değil Ve. dad! Yarm buluşalım. Tecessüsün yarattığı inad: — Çok meraktayım. İki keli me yetişir, i Semahatin kolunu #ikarcasına tutuyor. der? — Söyle, beni gece azabdas kudurtacak mısın? Semahat dudaklarını ısırıyor, çetin bör iç mücadelesinin hatları beliriyor yüzünde.. — Çok feci, çok müthiş! Diye mırıldanıyor. — Vaktimiz yok Semahat, çabuk ol! Ani'bir kararla başmi kaldı- rıyor: — Şunu bilmeni istiyorum Ve. dad! Ben sana korkunç bir yalan mütbiş su. Kara 1, Eksik fakat yapıyorsun, gören m artik. Hak'kati o öğrenmelisin, ül senin kızın değildir. ne doğru ilerliyorlar. Vedad, bas| söyledim. Tahammülüm kelmadı — - (Arkas var) #