15 Aralık 1942 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

15 Aralık 1942 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ON POSTA ZE EJHIKAYEC Evdeki Hesab Yazan: Evechancer Çeviren: İbrahim Hoyi Kuvimo etelinin müdürü (Guido) aşağı bir yukarı dolaştı. Genç kizin! olup bittiğini sezer gibi oldum. Ba. Valetto beni geçirmek üzere birlik.'bir bakışına, her şeyini feda edip, yan Maç yüzüme baktı, sonra hizla te rıhtıma geldi. Bir köşeye çekile- bir tayfa bile olacağı muhakkoklı. dönerek, arkasından gitmemi İşaret rek vapura çikanlari seyre koyul .. o Givertede gündelik dört kile *jetti; ve geliniz. dedi, şimdi az bu- duk. Güvertede gözlüklü Hel Japon mieirdik yürüyüş ilimanıni yapar - çek İyicedir. Sizinle konuşmak isti. talebesi ile birkaç tane Afrikalı tüc-ken, iki kadının konuşmalarına ku-| yorum... sar ve karıları vardı. Birden boş bir lak kubartmaktan kendimi alama - genç kiz yanımzıdan sekerek geçti.'dım. Bayan Maç, genç kiza, bütün İsminin Liy Budd son.! teferrüatfle hastalığından bahscdi -j vahşi rüzgür kirçil saçlarını savura! salari öğrendim, İyor; o da, tıb feleültesinde mesleki! sayura, genç kiz koşa koşa bize doğ Tombul, mavi gözlü, lepleka 3aç-| talıriri dinbiyen bir talebe dikka! ve| ru gelinceye kadar, Bayan Maç ba- iyordu. 'na olup bitenleri anlattı, durdu. 3 TARİHTEN İBRETLER Bir mektub, ikiidam! Fazıl Ahmed Paşa, sarhoşluktan kızarmış gözlerini açarak cellâdlarra haykırdı: “Bre söyletmen şol haini!,, (Tarihi bahisler muharri: miz bu yazısına mevzu seçtiği vah'ayı bir müddet evvel bir başka yazısında kısaca ele al. muş, muhtelif nektalardan tah. * Gö iv ökkinl, Buruna giti, Jlerden biriydi. O vezir © olunca; turmadılar, el bağlayıp başlarını göveeteyi kendı kecnüğalığının elden git) önlerine eğdiler. Yari loş kubura mesmüca urkuyordu. Fazui An-| bir dakika süren bir sessizlik sin. med Faşanın tereddüd ettiğ.ni| mişti, görünce sapsarı kesildi: Köprülüzade sarhoştu. Akları hı ve uzun topuklu bir genç kizdi bu | alkkasile karşisimdakini dinli Bucnos Airesden, Ümidbursuna ka. dar tek başına seyahat ödişinin mâ- daha yatakta ikeu bir tayfa gelerek| — Ah Bayan Maç, diy lil ve muhakeme etmişti. Bu” gün bu şayanı dikkat vak'ayı — benm demetu İbrahim Paşanın başı efendim. lımmadın nasini, sebebini, doğrusu anlama .| kaptanın beni bolded söyledi, miştım. Gemiye gelen son yakanlar gitim. Kaptan köprüsüne çıktım. Eno Maç ilc kartsı idi. Tuhaf ve) Kaptan, bilinen Japon deniz kurd) Karan kadar zengin bir adamdı) larin tam bir mostrası idi. Ameri Eno, Otelci dostum, bu karı kocaya| kan şivesile kirik dökük bir İngiliz dair çok şeyler (biliyordu. Bayan © konuşuyor, fakat yüzünden biç, Maç, birkaç hafta bizim otelde ka, bir şey anlamak mümkün olemi -| larak kocasini beklemişti, Birlikte yordu. n yollarına devam edeceklerdi. Bir doktor olmam sifetlle, fikri. Arjantinde dedikodu pek çabuk| mi almak istiyordu. Zire bayan, yayılır, Otelci dostum, Eno Maçın Maç bastalanmıştı, Azlaşıldığına| maden mimtakasina yalniz beşma| göre, kadında şeker bastalığı vardı.' gitmediğini, ve genç, güzel bir kızı| Ve herrün tam miktar insulin al. beraberinde götürdüğünü ws vzs. miya alışıktı. Onan için de berabe- diya anlatmıştı. Bayan Maç tuhaf rinde bolca mlledanda bu iliçian ge ahlâklı bir kadındı, ve şeker ban, talığı vardı. O zamanlar, bu afak iç ehemmiyet vermemiştim. Eladiğimiz Osaki gemisi (Ikinci günü yola koyuldu, Bayan Maç ka. marasma kapandı. Dışarıya çıkma.) dı, deniz vardı, Onun için de deniz. | k başı hoş olmiyanlar, bu yolcu .| Haktan yaka ellkerlerdi; o dolayisile © gece yemek salonunda, Eno Maç, ii cenubi Afrikalı ve genç kizin benden başka kimse (kalmamıştı Mesele apaydtndı, Genç kiz, bayan Maçin ortada bulunmayişından ge.| ce İnsulin ilâçlarının nereye gitmiş Etmizi saniyorum, Ümidburnana va reği gibi istifade etmiş, meydani! boş bularak dilediği gibi atını oy .| natmişti. Evet, gözleri Maçin mil. yonlarında idi. Yemekten sonra güverteye çık - tim, Kuytu ve oldukça kapalı rini işttiğim kimseler yerlerini de- öşürip de biraz da bağırarak konu- şunca ihtiyarsiz kulak kabarttim. Konuşanlar, Lily ile Eno Maçtı. Du. yabi'düklerimden anladığıma göre Eno Maç ile madenlere giden genç| kiz tâ kendisi idi, Adamın, karisini| boşayıp onunla evlen seğine dair «öz verdiğine vallah billah yemin ediyor, üstelik de, bu vadini yazı le de tekrarlayıp kendisine verdiği- ni söylüyordu. Adam bahsin bu taraflara ya- paşmıyor, karisinin, boşanmıya aslâ razi olmuyacağıni, çünkü dini bi takim düşüncelere sahib olduğunu, fakat kendi başina buyruk kalsa, ik yapacağı İşin minik Lily ile ev. Tenmek olacağını tekrar ve tekrar sağlıyordu. Bu ağızlar, genç kadini biraz yu.| Muşatır gibi oldu. * Ertesi sabah, oldukça geç yap - tüğim kakvaltıdan sonra güverleye tirmişti. Fakat birgece evvel, nasi) olmuş ise olmuş, bikün ilâçlari sira kadem basmış, sizle anlıyacağınız çalınmıştı, Kadın ilâçsiz yapamaz. dı. Ölürdü. * Bir iskemleye çöktüm, ve Yulo- ma kaptanının yözüne baka kal - dım. Bayan Maçı düşünüyordum. Kadinin bir gön evvel, genç kira hastalığını en ince noktasına varım. caya kadar anlattığını hatırladım. Konuşmaları da zihnimden geçiri olduğumu keşfeğtim. Bunlar çokten denizin dibini boylamışlardı. Kaptan bir müddet gözlerini ka. Aradan ikl gün geçli, Bir sabah,| | Genç kiz yaklaşınca e bağırdı, kendisine has üslüb ile tafsil ediyor.) , “Üyvar» kalesi önündeki ye- niçeri metrislerinde yanık sabah ozanı okunuyordu. Hava bulutlu ve ayaz vardı. Veziriazam Köp rülü Fazıl Ahmed Paşa (şafak aydını vuran hususi «kuburu un. da (1) kethüdası İbrahim ağa le dört rekât namaz kıldıktan sonra üstüste serili ihramlardan biri üzerine çokildi. Yüzü sarı, gözleri kinli bakıyordu: — Baka İbrahim, namei bü- mayun üzerinde midir? Dedi, sordu, İbrahim kethüda genç ve şarab düşkünü vezirin en mahrem adamıydı. Koynun. dan dörde bükülü bir kâğıd çı- kararak uzattı: — Buyurun sultanım. — Ya, şevketlü padişahımızın anı bize göndermesine ne ders'z? — «Dilediğiniz veçhile ceza! tertib eylen, benim vezirim» de- mek isterler! Fazıl Ahmed Paşanın sararık yüzünde geçici bir kızartı beli rip söndü: — Doğru söylersiz İbrahim, ledir. (Moktubu uzatup öteki şimdi duydum., ne inüdhiş, ne müd hiş şeyl ari ağlar gibi idi, Öyle masum görünen mavi gözlerinde hakiki göz yaşları toplanmışlardı. Bayan Maç öna bakti, ve bir an, genç kızı tokatlıyacağını sandım. Fakat birden geri döndü, ve uzak « laşiverdi. Genç kız bana döndü, ve inledi: Ne var, ne oluyor?. Bayan Maç neden bana böyle bakıyor. O- su hayatta tutan iâçlarin kayboldu! ğunu tayfadan öğrendim. Şimdi ne olacak ?, Ne yapacak kadincağız? atamin kendisinden başka kimse ol. | madığma kesenkes inanmıştım, Bul mavi gözlü taş bebek bir katikli, Ga yesi de Eno Maç İle paralarina kon-| maktı. Fakat bu cinayetin kendisine yarıyacağı şüpbeliydi. Ağir ağır ko ruştum : — İlâçlarin kaybolması, efbette| ki Bayan Maç İçin çok acı, çok müd biş bir şey.. Fakat onu kurtaraca - rincaya kadar dayanır ümidinde - yüm. Genç kızm kolumu tutan eli ya- nıma sarktı ve güzel ağzi hayretle İtanım, Şimdi huzuru cenabı şeritinize isterahat-yüzü yoktur! Şami efendi matuh bır kulunuzdur, bayat ve memati nesneyi müfid olmaz! Veziriazam yanında duran gü-| müş şarab testisini kaldırıp dık.| tikten sonra akları kızaran göz-| lerini kethüdasınn yüzünde ve gözlerinde gezdirdi. Dudakları titriyor ve sesi kısık çikiyordu: — Kadızade Paşanın veziria- zam olacağını kestirir misüz? — Beli sultanim, Taraftarı l aadetlü padişah bize| tercih eyler mi? Kethüda güldü: — Anlar padişahtır. Nefisle-| rini her şeyden aziz tutarlar sul şerifinize irsal eylediği name gibilerini ya. rın İbrahim Paşaya dahi gönde rirler ve İbrahim Paşa dahi ce. nabınız gibi düşünmez idil —! — Padişahlara güvenilmez e-| fendim. — Anı sorar isen, âdem oğlu- nun birine gü nez İbrahim. Ya, sen bizi gafil mi sanursın Budin (3) altında «Yank» cen ginde yarım saat mesafeden İb- rahim Paşaya imdad gönderme. pattı, Sonra ağir ağir açarak: | — Telsiz subayın, eczenesinde| açıldı: İ lnsulin stoku bulunan bir gemi ile) — Ve. demek. demek temasa çalışıyor. Censbi Amerika Maç ölmiyecek ha Me cenubi Afrikadan ayni beş rüm-İdi... Ne iyi... Ne iyi | » Bayan diye kekele - | elinim işaret parmağı ile mühür | yerini gösterdi) Dikkatle tefah hüs eylen, bu mühür Şamizade Jehmed efendinin midir? Kethüda © bakmadan — Beli cevab miş değil mi idük, sultanım. — Ya niçin imdad eylememi: idük? Mağiüb olsa idi orada * gileri yer etmişti, i, lük mesafede uzağız. Eğer bir gemi ile temas edemezsek Bayan Maçın! ölmesinden korkarmm.. dedi: Üç dakika kadar sustuk. Deniz kurdu, tekrar Konuştu: — Benimle birlikte Bayan Maçın kamarasına gelmenizi istiyorum. Dünyanın en tecrübeli doktorunun bile insulimsiz bir iş yepemiyacaği-! ni biliyorum; fakat biç olmama gomimde Hr deldoren bulundu ğunu bilmesi orada bir huzur, eiiei.| yet havasi yaratabilir. | Kadını, kocasinin yatağının baş! ucunda ayakta durur bulduk. Adetâ İyirmi yaş daha ihtiyarlamış gibi idi. | şamamıya mahkümdur. Kocssi, yüzü devara dönük yatı . yordu. Kada bize döndüğü zaman | yüzünde acınm, yelsin en derin çiz: | —Bir vapurla temasa geldiniz mi?, diye fısrkdadı. Kaptan hafif bir sesle cevab ver. di: —Yazik ki hayir bayan, dedi. Tehiz sobayım, dört günlük yol dahilinde hiç bir gemide (insulin bulunmadığını bilindi, Makineleri mizin teksti nisbetinde bir süraile, Ümidbarnıma ulaşmıya çalışiyoruz. kızla ba; e mnzetli harretli konuşur bul| Daktor Köliten sizi muayene etme dum, Biraz sonra bay Eno Maç on: sin Tica ettim. r İsra katilince, genç kiz, adeti wa, Bayan Maç, yatağa eğildi Kocasi nırmiş gibi bir tavir aldı. Bema kadar çekmiş, kısı bütün gün! uyur 7i a iz Eno Maç da Tuhaf bir manzara idi bu.. Fakat sa e bir kadının yanma yaklaşincn, nelerin ama kizgin bir arsirel gibi güverted rm m ii mn? Maddeten © ve lâfzen dâ- Tarihi tefrikamız: 39 inis çeptiliizilm deği miyiz? Davud Paşa gözleri: : parlaya AKİLE HANIM mii — Sultan Mustafayı mazlüm f seriri saltanatta kalsa idiler böy- pm ve le olmaz idi. EK Burada Paşa ciddi nm yüzüne bakıp sesi — Recec (2) ulüfesine şunda ne kaldı? Sipahiler. fevç fevs| âsltameye gelirler. «Elçi Hanı» “GENÇ, OSMAN — Padişah on dokur yaşında (27 Bir kösem öleiyiesiar için biras izah edelim: Yeniçeri ve sipakilere ve. olup her aklına geleni yapmak istedüğini bizden eyü bilürsiz. iğ- râya (1) çâbük kapılurlar, Elha- leti hazihi yalnız fetva mesai Te meşgul olduğumuzu dahi bi. İürsir. Kadı ve naib ve şer'i mah- kemeler memureynini Ömer Efen di tayin ve azleylemez mi sulta- (i) Bir kam okuyucular içim fab. vik ve kışkanlıya, rilen üçer aylık bakalim eblilide, Cemasilervei, ve Cemazilâhir aylıkları, man vermesidir. ba ayların ilk harflerin. den üsrulmustur, Muharrem, Safer, Ra biülevvei ayki adı olr, der. Receh, Saban, Bamazan aylar için Re.| sbiş Şabüren Wk harfleri ve Rama. om son barli almarak eğteşen» denir. di, Şavrai, Zilkmda, Zilhiççe aylarında Şavmiden > Zükmie ve Ziihiççeden «Ze Batfleri atmarık elaman. denir, li sultanım, anındır, — Evet,diye onu tasdik ettim. — Ya, hu âdem bu denlü şu Bu da, bazan talihin ortaya çikip insan oğlunun adaletsizliğini hakaz-! liğımı düzeltmesinden ileri gelir. Ez. kek veyahud dişi katli bir yanlış yapmış, böylelikle evdeki hesab çar Hya uymamiıştır. Zira Bayan Maçın beraberinde getirmekte olduğu insu- Tin ilâçlar! bir kişi için değildi, bun. lari ilel kişi kullaniyordu.. Evet, Ba. yan Maçın kocası, Eno Maçın ka - rismdan daha beter şeker hastalığı vardır. Ve Ero Maç da ne yazık ki iliçsrz yirmi dört santten fazla ya seçemez» derler e- fendim. (MırıldandıJ. Deve kuş- ları gibi sultanım. > Fazıl Ahmed Paşa ses çıkar- madan başmı önüne eğdi. İstan buldan padişahın olduğu gibi kendisine gönderdiği o mektub, nda (titriyordu. üttâb» (2) Şa. mizade yazmış, saraydaki taraf- ları elile gizlice Sultan Mehme. din eline verdirmişti. Şamizade Mehmed efendi da- İmadı Kadızade İbrahim Paşanın veziriazam edilmesini tavsiye €- diyordu. Fazıl Ahmed Paşa sesi titreye #treye bir daha sordu: — Ne ders'z İbrahim? Neme Şami efendinindir. Ya, anın tes vilinden damadı İbrahim Paşa »ice tar'r edilebilür? Kethüda, jarnalcı kayınbaba. den evvel, en özhlikeli gördüğü damadı İbrahim Paşanın ortadan ordu. Kadızade görmüs ve tecrübeli bir kumandandı. Vezi- riazamlık için en ileride namzed. Matbuat teknisyenlerinin yıllık kongresi Türk Madbent Teknikyenleri | Bini, inden; T.12.B4? Pazar günü sami 13 de Ca, #aloğhumin Eminönü Halkevimle umumi | vir toplan yapacağımızdan bütün azg. mm gimelerini rica ederiz. Müzakere Fumamrsi; 1 — 941.942 mami senesi hesabatanı ve murukablar raporunu delisik ve das ibi, 2 — Niomnnamenin bam madlelerin. de tadliât ektiği 3 — Nizamname mweibince terin ©. hammak 5 İzlerin seçilmesi. 4 — İdüre heysli noksan azatarının yerime ama ve yedek Aza seçilmesi. (31 şimduden dolmuştur. Bir «Emri hayra» (4) mübaderet zi- yadesile âsân olabilür idi. Esad Efendi birdenbire gözle rini büyültüp bir elini yarı kal dırdı; — Elhazer! Paşa hazretleri karındaşım, — Ya, Padişahın o Arabistan ve Mısırdan asker devşirip yeni- ipahi ortadan kaldırmak niyetini bilür misiz? — Beli, amı geçen gün Dilâver TI Zerniniik. (21 Devrin hariciye nazırı, dahi Ömer Efendi mi telkin ey. lemiş, dersiz? Davud Paşa Esad Efendinin hoca Ömer Efendiye zihin taka- naklığına az daha gülecekti, ker dini zor tuttu. Şeyhislim ne işi- tip duyarsa: "Mutlak' padişahın hocasından» biliyordu, İnsan oğ.! lu kendine rakib sandığı adam lardan ne kadar vehimleniyor- muş meğer! Esad Efendi, ,Âki. le» Hanımın geriye gönderilmesi Pasadan işitmiş idük. meselesini de Efeediye ye: — Ya, «Haccı şerif» U vesilesi) ruyordu. Bakalım hakikat böyle ile ortaya çıkmak isteyeceğinden | miydi? Âkile Hanım işin iç yüzü. dahi bhabir misiz? mü babasına söylemiş miydi?? Müfti bir daha gözlerini açtı:| Sonra kabahat Sultan Osmanda — Çok şey! Padişaha bunujmı, kızda mıydı? Bunu da zaman gösterecekti! Davud Paşa bir an (3) O zaman mesher «Valide Tml içinde bunları zihninden geçirdik mevcmd olmadığı için en büyük hün bulten sonra sirmalı yeni kaftanınm bandı. Bine yalın odasu vardı, Sipahi,|iç cebinden enfiye kutusunu çıka İcin adımı işitince katli musammem idi. Var imdi bana çavuşbaşı İbrahim ( ağayı çığır. brahim kethüda, o rakibini meydandan çıkarmak için Türk ordusunun yenilmesini kolaylaş. tırdığını ağzile söyliyen efendisi- ne cevab vermedi. Sevinçle ye- rinden sıçradı. «Kubur» dan çı karken, Fazıl Ahmed Paşa ar dından seslendi: — Baka İbrahim, Muhasebeci Gürcü Mehmed efendiyi dahi w- nulman, Saim İbrahim kethüda muhasebe. veziriazamlık namzedi Kadızade İbrahim Pa- şanın başına gelecekleri” anla makta gecikmemşiti. Muhasebe ciler, idam edileceklerin malları. nı zaptedip listesini beylik def- terine geçirmeğe gönderil'rlerdi! Çavuşbaşı ve muhasebeci Gür. | cü Mehmed efendi ile veziriaza- mın yanına geldikleri zaman Fa- zil Ahmed Paşayı emred bir içoğlanı elinden tas tas şarab i- çerken buldular. Oğlan çavuşbaşı ile kethüdayı ve muhasebeciyi görünce yer ö- püp çekildi. Fazıl Ahmed Paşa başile isaret etti: — Oturun ağalar. Üç adam, edeb göstererek ©. 111 Farhineşte, hıttası «Sudana» tayin olduğun- dan olacak! —ı. Davud Paşa yoklamayı bugün- Tük bu kadarda bırakmayı müna- sib görüyordu, hemen ayağa| kalktı: — Duadan esiryemen Efendi hazretleri, eski #zraya kainvali- demiz hazretlerini ziyarete gide- cek idik. Mustafayı mazlüm azretle- ri eaniblerine mi efendim? — Beli, az namizaç idüler. Ke rem buyurup mübarek hatırı şe- riflerini istifsar eylen, Dua ve senadan fariğ değilüz. Pasa ses çıkarmadan umudlu umudlu oda kapısına doğru yü. rüdü! Şeyhislâm tahttan indiri miş bir padişahım, Sultan Musta- n anasına selâm ve dualar ot. Mer wüle simek İçin bu hama koşarlar.rarak bir tutam enfiye aldı: &. Sipahilerin İslanbulda kışlıları yok. o — Hoş, Ömer Efendinin telki. i.. nini bilmeyüz. Kızlar ağası ziya- de istek gösterir idi. — Olabilür (güldü) Hicaz (4) Saltan Osmam hafedip Mesla, Sarı eursinn #emek istiyor. iğini söylüyordu, Üç silâhşörü kapıda hazır bul. du; bu ziyaretten çok umudlu ve ti memnun dönüyordu. Sultan Mus-| ia tafanın o validesine gideceğini kızaran gözlerini kaldırarak il kin çavuşbaşı İbrahim ardından muhasebeci Gürcü e fendiye baktı: — Durman, Kadızade İbrahim Paşa «kuburuna varın,» kendü- ye nesne sezdirmedin anda inti- zar eylen! ağaya, — Göreyim sizi: İbrahim Pa. #ayı ahmak için ardınızca bir «telli çavus» (4) gelecektir, Pa- #a anınla bize gelmek için ayrıl. dıkta hazne ve malma el koyup «sebhi defter» eylen, i Çavuşbaşı ile muhasebeci baş kesip geri geri çekildiler. Fazıl Ahmed Paşa şarab tasını kenarı alnına çarpıncaya kadar süzdü, ardından gözlerini kethi vahim ağaya döndürdi — Durman İbrakim, siz dah! Şamizadeyi ihzar eylen. (Az dus ralayıp manah manalı gülümse di) Cellâdları dahi kubur önüne davet eylen! İ Çavuşbaşı İbrahim ağa kubur ağzından eğilerek çıkınca, mu hasebeci Gürcü Mehmed efendi nin koltuğuna gir — Ne dersiz efendi? — Hayf! İbrahim Paşa bir yp git âdem idi. — Ne Gün iyiden İyiye ağarıyordu Üyvar kalesi önündeki düşman tabur» 5s) larından bir yaylım ateş geldi. İki arkadaş Kadızade İbrahim Paşanm © «kubur» una götüren sıçan yollarına kapak. landılar. : Paşanın bulunduğu yer, bir kaç yüz adım ıraktaydı. Yanındaj bir kaç kişi vardı. Sabah namaf zımı taze kıldıkları için sofra bul şma geçmisler, tatlı tatlı kahval t ediyorlardı. Fazıl Ahmed Paşanın adamlar, rı selâm verip yerden temenna» İer ettiler. İbrahim Paşanın lak. ması ağzında kaldı: — Hayrola,çavuşbaşı aj — Hayırdır inşallah efendim. Ziyareti şerifinize gelmiş idük. — Ya, devletli vezir karındar şımız bizleri istemediler mi? Çavuşbaşı İbrahim ağa renk vermemek için sükünetle gülüm, sedi: — Yok sultanım. Küburdan ayrıldığımzda sabah namazımı yeni eda eylemişler idi! —ıi. | oKubur önünde bir «telli divan çavuşu» belirdiğini gördüler. Dx İşarıda «balyemez» gümbürtüleri “şeşhane» tüfeği çatırtılarına kai rışıyordu. Telli çavuş Kadızade İbrahim Paşanın önüne gelip s6 lâm verdi: | — Sahibi devlet paşa karında (Devamı 7 inci sayfada) (4) Verirtaramik divan çavuş, (5) Siner, #slihkâm, «Bakalım şeyhislâm ne diyecek ve ne yapacak?» diye mahsut söylemişti. Atına binerken Kelen der Uğrusu'na döndü: — Bugün Cuma olduğunu söy“ ler idiniz, gideceğiniz yerden ahe İşama kada dönebilür misiz? — Ahşama kalmazuz sulta- mn. Şunda varup dönecek idük. Paşa başını kald. gök yü zündeki güneşe bak — Kanda iso ikindi olacak. size guruba kadar izin. (Az dü. şündükten sonra) geceleri orta lara mı gidersiz? — Beli benim sultanım. — Ya, konakta taam eylemeğ misiz? Badettaam Etmeydanınâ gideriik, — Ba'dezin konakla geceliyer ceksiz? İmdi g'debilürsiz! Dar sokaktan ans yola kadaf birlikte crktilar, Kelenderle Ak tuncu, köşe başındaki çeşme & nünde paşayı selâmlayıp ayrıldi e. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: