Hergün Son harb hâdiselerinin Ortaya koyduğu İki hakikat | Ekrem Uşaklığil mu wgün harb ileminde tered düle yer bırakmıyan bir sarihlikle görünen manzara du- rumun mihver hesabına kötü git tiğidir. Bunu söylerken ne Kızılordu nun Don boyunca Alman cep hesini yarmış olmasına, ne seki- zinci ordunun Mısır hududun - dan Trablus hududuna kadar ilerlemiş o bulunmasına, nede Fransız Afrikanın Amerikan İşgaline girmiş olmasına bakıyo” Tuz. SON POSTA Ba işçi bir bina yapıyordu, beton dökmüştü, çiment N bana gitmemesi işin havanın bir iki gün karak gitmesini isli - yordu. Ba çiftçi tarlasını sürmüş, tohümunu ekmiş. Ekinin yeşerdi İ dini görmüştü. Simdi mahsulünü korumasından korkuyordu, be. Üç yıllık muharebe bize gös) #eketli bir yağmur bekliyordu.. Yağmur yağmazsa mahvolaca - terdi ki, Kızılordunum * dolaylarında” cepheyi * yararak yüz kilometreden fazla ilerledi-| ği, İngiliz ördusumun Mısırdan Trablus bududuna bir hamlede ulaştığı olmuştu. Fransız Afri - kasının ufak tefek üç beş saldı” riya uğradiğı da görülmüştü. Al man ordusu ne vakit kötü bir duruma düsmüş İse onu kendi İshine çevirerek zorlukları yen” menin yolunu bulmuş, karşının sevincini kedere tahvil etmistir.! Bu defa da yeni bir mucize gör Cüretkâr sabıkalı, polislere ateş “termesi imkân haricinde değil dir. Netekim simdiden İngiliz or dusunun Treblus, Amerikan or dusunun Tunus hududlarında yavasladıkları görülmekte, Al şmanların Rus cephesinde vazi- yeti düzeltmiye çalıştıkları işi- tölmektedir. i Bu Alman gayretlerinin sonu belki gelir, belki gelmez, harb âleminde durumun mihver heser' bina kötü gider görünmesinin se bebi bu harb hareketlerinden çok fazla olerak mihver cephe- sinde yapılmış olan hesabların hakikate uygun çıkmadığının an laşılmıya başlamış olmasıdır. Alman devlet “reisi Sovyet harbinin ilk yıldönümünde vazr yetin bir hülâsasını yaparken: — Yalnız bir noktada aldan- dık. O da Sovyet hazırlığının 'de recesini tahmin edememiş ol - mektir, demsiti. Bazı hatalar vardır ki esasi alâkadar edince neticeyi de alâ-| kadar eder, kaldı ki Almanya *| nm hatası Yalnız Sovyet bazırlı” ğın derecesini yanlış tahmin etmekten ibaret kalmamız, Mos- kora tasrrırrmdan Dow taarrü- zuna ve Stalingrad savaşlarma karlar müherebenin hemen her s3fhsamda mütemadiyen teker yi edin durmustur. Alman devlet reisinin bir baş“ ka nutkunda Moskovanın düş * mek üzere olduğu hakkında açı” ğa vurulan ümilden, Don hav zasmın işgal edilmesi öz»rine Rus ordularının” açlıktan kendi kendilerine çürümiye mahküm olacaklarına dair ileri sürülen kanaate varıncaya kadar bu ya © nılmanın muhtelif tezahürlerini sik sik gördük, en sonuncusuna da Stalingradm gerisine yıpraya" rak mahküm olduk - ları sanılan Rus ordularının mik yonu asan kütleler halinde ve|,, © yepveni vasıtalarla mücehhez © İsrsk ileriye stıkrülarını seyre “ derrk şahid oluyoruz. © Durumün Almanya hesabma kötü gitmesi bir savaş safhasm” da Alman ordularının belki ya- “nn önü eknabilecek bir venilöi- ye uğremalarında değil, Kızıler dunun bu sonsuz varlığı göstere bilmiş olmasındadır. Fakat Kızılordunun hazırlığı" nın derecesini tahmin edebilmek ” te aldanan valnız Almanya De dır? Bizzat Kızılordunun mütte- fikleri, İngilizler, Amerikalılar, Sir Stafort Cripps, Mister Wen- © dell Wilki, hattâ Mister Çörçil bi “le yanılmadılar mı? Rusyaya yol ladıkları on binlerce tank ile Rus ordusunun müstacelen muhtac e sihtivatını. Harkof)| sw. tabanca düellosu #ından korkuyor Bir sabıkalı ile | polisler arasında etmeğe kalkıştı ve iki ayağından yaralanmak suretile ele geçirildi Evvelki gece Fatihte bir vak'a olmaş, öldürmek kasdile bir polisi- mize üç el atoş eden bir sabikalı yaralı o'arak yakalanmıştır. Bu cüretkâr, Karagümrükte otu.| ran sabikalılardan Sabahattin adın- da biridir. Müteaddid suçlarından dolayı zabitaca aranmakta olan Sai bahattin, evelki gece Karagümrük te tenha bir sokakta “dolaşırken Şemsettin adinda bir polis memu. ru kenilisini tanniş, yakalamak is temiştir. Fakat azılı sabikalı birden-| bire elini cebine götürmüş, taban- casmı çekerek memurun üzerine Şehi üç el ateş etmiş ve kaçmak teştb. büsünde bulunmuştur. Sabıkalınin! kurşunlarından kendisini korumağa mavajfak solan cesur memurumuz, Sabahattinin o peşini (bırakmamış, karanlık sokaklara dalarak gözden) kaybo.mağa çalışan azılı sabikalıyı! takkib etmiştir. Bir müddet devam) eden bu takibe diğer zabıta Me | murları da İştirak etmiş, nihayet sa bikalı bir köşede sikiştirikmaştır. Fakat Sabahattin bu defa da ta bancasina sarılmış, memurlara en- dahi etmeğe başlamıştır. Bu küs. lar oda silihlarini cür'etkâr sabikalıyi iki bacağından yaralayarak yakalamağa muvaffak olmuşlardır. Karadenizde hatmak teh'i geçiren motörler Dün havanin birdenbire sertleş- mesi yüzünden Karadenizden lima- nımıza gelmekte olan birkaç mo. tör İğneada açıklarımda batma teh- Wikesi ile kazşilaşmıştardır.. Motör- lerden biri bu vaziyet karşısında bemulelerinden bir kısmını denize atmak zorunda kalmışlardır. ——— —— — miş olmadılar mi? Daha bir iki ay evvel bir taraftan Rusyanın | yükselttiği yardım taleblerine; bakar, bir taraftan da göstermek te olduğu büyük canlılığı kayde- derken bu noktayı düsünmüş ve yazmış olduğumuzu hatırlıyo - UZ, Rus canlılığının belintiği ye" gün görünen bekikat Almanyer? nm hem bu canlılığı yikmiya mu vaffak olamadığı, hem de Ame-| rikadan “Avrupaya Katırı sayılır büyüklükte bir ordunun nakle - dilmesinin önüne geçemediğidir. | Söze başlarken de söylediğimiz! gibi Almanya belki bugünün zorluklarını yarın yenebilir, fa - kat Rus canhlığını ortadan kak dırsmadıkça ve deniz aşırı nakli- yatı kat'i sekilde önleycmedikçe durumun kötü gitmesine mâni) Jolması pek güetür. Son harb bâdiselerinin göster diği bir hakikat buysa, öteki ha- kikat te düşümme sırasının gel diğini göstermesidir. Ekeem Üyaklığil ekime öömaanaamaaasa nana e Birinin menfaatı, öbürünün zararı... Bir cemiyette ni kadar sınıf, dar da yekdiğerinden farklı, hattâ ne kadar ferd varsa o ka- yehdiğerine zud menfaat vardır. Birimizin dileği, ökürümüzün isteğine uymaz. Bütün hayat boyunca çarpışır Sahte ekmek karneleri çoğaldığından bütün karnelerin kontrol edilm (Baş tarafı 1 inci sayfada) rınlardan karne temin ettikleri ve bunları müşterilerine verdik- leri haber alınmıştır. Bu hususta da alikadarlarca o ehemmiyetle tahkikat yapılmaktadır. İstanbul Valiliğinden: 1 — Hükümetçö ekinek ve ek- meklik hububat vesaire eşya ve maddelerin dağıtılmasına dâir talimatname hükümlerine göre memur ve müstahdemlere aid a- Bır işçi ekmek kartı verilmiye- cektir esi Kararlaştı 2 — Memur veya müstahdem olup ta ekmekte kart usulünün İ tatbikatına aid talimatname hü- kümlerime göre kendilerine ağır işçi ekmek kartı verilenlerin bu kartlarını toplayıp yerlerine »B» kartları verilmek üzere daire iiutemedlerinin resmi bir tezke- ymakamlıklara, den alman kartlar için de Bele. diye İktisad İşleri Müdürlüğüne müracaat etıneleri ehemmiyetle tebliğ olunur. Şükrü Kaya ile Yasli Rizayı do andırmıya ka'kan sahıkalımaı yeni mar.fzti Bundan bir müddet evvel, eski dahiliye vekili Şükrü Kayadan şan- taj yolile para almak İsteyen ve Şehir Tiyatrosu artistlerinden Vasfi Rizankı kendisi evinde olmadığı bir zamanda arkadaşıyim! Diye içe- ri girerek #nuhtelif eşyalarını çalan Mehmed Ali dün Karaköyde bir lokantadan 150 lira kiymetinde bir pal çalarken yakalanmıştır. inkâr etmişse de 4 ay müdditle hapse mahküm edilmiştir. emma Parti fakir halka kundura dağıtacak Cümhuriyet Halk Partisi fakir halka tevzi edilmek ü- yaptırmaktadır. Bu ayakka- biların dağıtılmasına önümüz- deki ay içimde başlanacaktır. ararsan süne BARAN sr a0 AAA ANN Mantar papuçlarına eroin saklıyan kadınlar yakalandı Emniyet Kaçakçılık Bürosu me. murları evvelki gece Küçükpazarda garib bir usulle eroin satıcılığı ya- pan iki kadını yakalamış'ardır. | Bun'ar, Tahtakalede Şekerci 40- |kağında oturan Müjgün İle ayal yer sakinlerinden arkadaşi Cemile ad- larında iki kadındır. Müjzünla Ce. Mmilenin evvelki gece Küçükpazarda bir takım kimselerle gizli gizli gö- irüşüp konuştukları kaçakçılık me- Murları tarafından görülmüş, bu İki Üzerleri aranan bu iki kadinin ayaklarında “bulunan yeni moda manlar papuçlarin nazari çirilince, mantar katları arasina İti yerleştirmiş, o küçük eroin paketleri bulunmuştur. Bu garib su'le beyaz zehir kaçakçılığı yap- mağa kalkişan cür'etkâr kadılar, ilik mahkemesine teslim €- dilmişlerdir. ;Mensucat kuponlar dağılı'ıyar Yerli Mallar Pazarlarının dağita- cağı pamuklu mensucat için kupon #evrialina Pazartesi gününden itiba. ten başlanacaktır. Bu defaki tevzlat Halk Birlikleri tarafından yapılacak tir. İSTER İNAN, İSTER İNANMA! ni ihtimaller ne olursa olsun bu-)l © Dostlarımızdan birinin dos- | ra... Verin bana © şişeyi! di- tu rakıya biraz fazlaca düş kün... Evinin bi: köşesine çe- kilip yalnızca demlenmeğe de meraklı... Fakat son günlerde hiçbir yerde, bir küçük şişe rakı dahi bulmak mümkün de- ğil. Bu zat düşürüp taşındık- tan sonra nihayet şöyle bir ça. reye baş vuruyor, Yanına bir huni ile boş bir büyük şişe alıyor, meyhaneler- den birine gidiyor; — Şu yarım kiloluğu ben burada Oiçmeğe halkışsam, benden kaç kuruş alırsınız? diye soruyor. — Beş lira! diyorlar. — O halde furzedin ki ben o rakayı içtim, iste size beş li- İSTER İNAN, yer. — Olmaz! diyorlar. Vere- rak açık rakı verebiliriz. Ya. rım kiloluğu da kadeh kadeh Biliriz. Müşteri hemen masalardan birine çöküyor: — Haydi bakalım, getirin bana rahı... diyor. Garson merelerle (O masayı donatıyor, sonra da kadeh ka- deh rakı taşımağa (başlıyor. Bu zat her kadeh geldikçe ağ- zına hemi koyduğu şişesine bu rakıyı döküyor. Böylece yarım kiloluk rakıyı şişeve aktarıyor ve şişesinin Lıposnı kapadık- ten sonra hesubımı ödüyor, çı kıp gidiyor. İSTER İNANMA! dikkati! “Xl eslbetmiş, ayakkabılar gözden ge-| dururuz. Cemıyet böyle kurul. Yy MEKTUPLARI Kile. kalan bir sokak! mada bir ağacın devrilmesi melicesinde parçalanmış, en- kası idare tarafından kaldı rıldığı halde bir yenisi takıl- mamıştır. Bu yüzden Cami s0- kağı.bir hartudanberi ışıksız. dır. Pek dar öc berbad bir va- ziyette olan bu sokaktan geç- mek çok müskülleşmiştir. A- lâkadarların dikkat nazarını çekerek, buraya bir an evvel bir tenvir vasıtası koymaları- nın teminini rica ederiz.» Taksiyi emrinde ça'ışt'rıyormuş Hususi otomobillerin taksi hali- ne getirilerek sahibleri tarafından kendi ihtiyaçları için kullanıldığı Dün bu vaziyetten yakalanan | Suçlu yapılan sorgusunda hâdiseyi, kadın yakalanarak karakola getiri-| 2749 numaralı hususi otomobilin plâkası alınmşitır. Bu taksi tüccar Ziya Avunduğa aid bulunmaktadır. | ti İçki yüzünden yaraşama Beşiktaşta oturan ve katilden ! mahlcümiyeti buhunan Cemil adında İiğekik yapan'yize katilden sabi ikalı Arif isminde bir arkadaşile Niyazinin İçkili gazino- suna gelmişler, burada geç (vakite kadar birkaç şişe raki için kafalar / adamakıllı tütsülemişlerdir. Sarbo: den kavgaya tutuşmuşlardır. Bu es. nada Cemil tabancasını çekerek Arifin üzrine aleş etmiş, onu başin İdan ve göğsünden ağir surette ya- ralamiştır. Sabahtan Sabaha: Resmi tebliğlerde Ne edebi, ne şairane Cümleler var amm Burhan Cahid G öklerin yalnız şairlere il - ham verdiği devirlerden w- zalktayız. Şimdi gökler hava mü dafaası zayif milletlere sadece haşyet ve dehşet veriyor. Hava silâhlarının şekilleri ger- çe şairanedir. Çünkü kartal bile bulutlar arasında © süzülürken zevkle seyredilir. Fakat kartala göre kuzular, şahine göre piliç ler ne ise tayyarelere göre de in- sanlar öyle olmuştur, Kendisini görmek değil, motörünün sesini duymak en yakın sığınağa esn atmıya kâfidir. Bu harb cephedeki muharib * den ziyade gerideki şehirliyi kı HP geçiriyor, Neşredilen resmi listelere göre bu harbde tayyare hücumlarından ölenler milyon ları bulmuştur. İlim, fen üstadı milletlerin a- sırlık hizmetlerile meydana gel- imiş kıymetler, âbideler, mamure ler bir gecede bir yığın taş hali- ne geliyor. Hava hücumlarını bil Ee resmi tebliğler de ne şaira- «Göklere yükselen kızıl alev sütunları yüz kilometre uzaktan tasına yiyen petrol gemisi engin denizde bir volkan gibi ateş fış- kıriyordu.» Görüyorsunuz ya, resmi teb - liğlerden parça parça aldığım bu cümleler insan ruhunun yavaş yavaş katılaşıp Neronlaştığını gösteriyor. 1940 da ILondraya ya pılan Alman hava hücumlarında da buna benzer resmi tebliğler okuyorduk. Bir tayyareci gör * düklerini anlatırken: — Bu bir cehennem (man zarası idi, diyordu. < Çıkan yangınların sıcağını duymak kabil oluyordu. Sekiz mil- yonluk Londra altımızda em- salsiz bir donanma, bir şeh- ri âyin manzafası gösteriyor- du.» Bu meş'aleli donanmalar bu âzametli şehri âyinler Avru- panın en güzel şehirlerine sira * yel etmiştir. Şuurunu daha 1909 da kay: beden medeniyet bu dimağ heze- yanından kurtulup idrakine av” det esiği zaman istediği marifel Kahvelere giden talebeler imizdeki lise orta okul Şehri ve orta © biri, evvelki gece ayni semite kol.| müdürleri dün öğleden sonra bul Kız Lisesinde o Maarif Müdürü Muhsin Âdil Binal'ın rekliğinde umumi bir toplantı yapmışlardır. İ. Toplantıda, başladığı müddetteiberi ders ve idare işleri etrafinda alınan karar- 2 ineiteşrin 18 Perşembe 1942 Zilkade 15 - Kasım 19 &. İm. Gü. ÖR. İri. Ak. Yat. E. 1242218“ 718 946 1200 OLA Va. 6,14 8,00 18.01 15.90 17,48 19.21