3 Kasım 1942 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

3 Kasım 1942 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

an İİ Kırım hanı bu sefer de bir şey yapılamıyacağına hükmettiği! için, Patronayı padişahın bulun- duğu Topkapı sarayına çekme - ği düşünüyordu. Evet, Halil bir defa saraya (düşürülebilseydi. çok kolay ve sessiz sadasız orla- | dan kaldırılabilecekti! Fakat... Saraya gelmeğe yanaşacaklar mıydı? Kaplan Giray boynunu uza - tıp sadrazamın kulağınâ müza - kereyi açacağını söyledikten son ra söze başladı: — Benim efendilerim ve ağa karındaşlarım. Geçen senelerde müzakere olunduğu üzere, ahid. namelere bakılıp Acem ile mu - harebenin zahir halde Moskof vesair kefere ile sulhün feshini iktiza ettiği malâm oldu. Şimdiki halde şark taraflarına sefer ol- zem olup Moskofun dahi Acem tarafına meyil ve rağbeti ve münkad ahdimucib hareketi ta- hakkuk eder ise anın dahi ol vakitte çaresi bulunsun ve şimdi hemen bu niyete fatiha okunsun! —i — Mademki susarız, ikrardan gelür. Şark seferi Patrona Halil ağaya Rumeli eya- leti ihsan olunsun ve vezaretle| ol canibe gönderilecek leşker ü- zerine serdar tayin kılınsun de .; rim. ! süküt için — Münasib olmaz wi efendilerim? — Şu halde Halil ağaya bun- | da kürk giydirilsün! | Kırım Hanı sadrazamın yüzü-| ne baktı: «Kürk giydirmek “ei nin) hancsile yan odaya çeküp hoynu nu uçurduveriniz!» demek isti - yordu. Tam burada Urlu öksüre- İTEN SİLER (rekten yerinden sıçrayıp dikildi,!misiz? Bu âdem bizim başımız gürültülü korkunç bir sada ile ve başımız üzerinde tacımızdır. İ gümürdedi Kendüye ancak padişah kürk — Bre Patrona gibi bir yiğit! giydirebilür ve ol dahi ancak pa- bunda vesir elinden kürk giyer. dişah yedinde kürk ve hıl'at ka- mi ve ana tenezzül eylemek ya: | bul eyleyebilür! kışık alur mu? Sadrazam ve Kırım Henı ke. Meclistekiler şaşırdılar. yiflerinden uçacaklardı. Patrona Urlu Patronayı kolundan tuta-| gururla etrafına bakındı: rak ayağa kaldırdı: — Elbet bunda kürk giyme ir kere ana nazar eylemez züz! (Arkası var) K. TASARRUF HESABLARI 2 İkinci eşe'n Keyidenime ayrılan Hkraaniyeler: 1 ade 1080 Bra » . . POSTA ar 152 Erkeği Dönüyoruz. yorlar. Kapıda birçok hususi 0- — Vedad, diyor, eğer teklifle. |tomobiller sıralanmış. rine razı olsaydım, seni daha ev. vel kaybetmiş senin olmamı istiyordun.. locasında yaptığımız münakaşa ları batırla., nin kolların Işıklar içinde yanan bahçeye olacaktım. Sen,| mühteşem tuvaletli kadınlar baş sinema/ka bir renk veriyorlar. Bahçeye, her çiftin veya aile-| eğer zâfım beni se.) nin gelişinde, mütecessis bakış- na atsaydı, şim-/ların arkasından, masum dediko. di benden nefret edecektin.Yüzü.| dular başlıyor. Kılık yarışına çı. mü bile görmek. istemiyecektin. kan kadınlar arasında tenkid ve İNe kadar isabet ettiğimi anlıyor. | münakaşa. İsun değil mi) Çünkü, ben yas- “İlandım Vedad! Sen, ben de diye- ceksin! Erkek ne kadar yaşlanır- sa yaşlansın Vedad, kadına ben. zemez, Kadınlar, bilhassa genç kızlar, olgun erkekleri severler Sen daimi, genç ve taze vücud.| lar bulabilirsin. Ben, huhelimle artık seni si leyemezdim hele, Birkaç defa daha sana kendimi! verseydim, büsbütün soğuyacak tın, yanında bulunmama bile ta hammül edemiyecektin, Çok ma kul hareket etmişim. o Hislerime| kapılarak, susamış kadınlık day zularımla, canım kadar sevdiğim adamın kollarına koşmaktan be. ni meneden bu endişe idi, Seni kaybetmek istemiyordum Vedad! Amma, bu tarafını hesablayama- dım. Senin olmazsam da sevginin şiddetini kaybedeceğini düşüne - medim. Sanıyordum ki, birbiri - imize hasret çekerek yaşarsak, sima biybirimizin yanında olu. ruz, Alâkamız, dostluğumuz za. | yıflamaz. Halbuki.. İ B1a gecesi. Yeşilköye, renk, canlılık © ve heyecan veren Parti balosunda- yız. Hı ii, yazın sonlarına doğ. ru Yeşilköyün bütün silelerini! bir araya toplayan bu kır balo su, çam, kestane ve çınar ağaçla” rının, üstüne yeşil bir tavan yap- tığı Parti binası bahçesinde ve- rilir. Etrafını taflanlar çeviren bahçe, renkli ampuller, projek- törlerle adeta feerik dekor ku. rulmuş bir sahneye benzer, Köyün davetlileri o taşmakla o bitiremi. Arasıra, masalardan petliyan kahkahalar, açılan şampanya şi- selerinin gürültüsüne “karışıyor. Yıldızlı, yaz gecesi. Bir aralık, giriş kapısına mü- teveccih masajarda bir hareket İoluyor. Sonra bu harcket, dal) dalga, geriye doğru diğer masa-! lara da sirayet ediyor. — Vedadlar geliyorlar . — Kim Vednd!.. — Canım şu samn'atkâr, hani. Piyanist!. — Yanındakiler kim? — Ablası, eniştesi... —Ya beyaz tuvaletli genç kız. — Daima sokakta beraber gö- rüyorum. Aralarında bir şey var galiba.. — Fakat çok güzel bir kız. — Vedad da yakışıklı bir &- dam! — Vedadın beyaz. saçlarile, genç kızın beyaz tuveleti tezad teşkil ediyor. Burada beyazın biri yaşlılığın, diğeri de gençli. ğin timsali... — Vedad, o ei yaşlı değil dir. — Yanlürriller bir yaşlı adam daha var. — Tanımayorum. Belki kızın bir şe; e Tertib heyeti azaları, Vedadın grupunu, pek az misafire nasib olmuş bir iltifatla karşılayorlar. — Balomuza şeref verdiniz üstad! Vedad, mahcub, yarından bir adım ayrılmayan Gönülle bera- yor. Piste'in hemen kenarında rüzgârsız, durgun bir/* | kendilerine ayrılmış bir masaya Joturuyorları Vedad, muztarib görünüyor. ve kendisindedir. Bu bakışlardan sıkıldığı anlaşılıyor. Günülle göz göze geliyorlar. Genç kızın göz- ileri parlıyor, yüzünde mess'ud bir tebessüm, Hayatından fevkalâde memnun olan insanlara has bir hujur ve neş'e içinde. Fakat bembeyaz tuvaletile Gönül bu akşam, bir peri kızından daha güzeldir. İlk det defa olarak boyadı. ğı dudakları ar çiçeğini andırı. yor. Pembeleşmiş yanakları, çıp- lak omuzlarına dökülmüş koyu renkli saçlarile fevkalâde görü- niyor. Annesi de, evlendiği gün, #elin elbiselerile böyledi. Fakat 6, annesini çok geride o biraktı. Daka güzel, daha cazib, daha şakraktır. Vedad, üzüntülü. Se- mabat gelmedi. onları almak ü- zere, köşke uğradıkları zaman, © Semahati bahçede günlük elbi- sesile görünce şaşırmıalardı. — Beni mazur görün, biraz kırıklığım var, gelemiyeceğim. Diye bir mazeret uydurmuştu. Evet, Vedad, bunun uydurma bir mazeret olduğunu anlamıştı. Se. mahat baloya gelmek İstemiyor- du? Niçin? Bu niçinin önüne bir çok sebebler sıralanabilir. Sen : İdefa Fener yolunda, Semahat 1z- tırabıdı, endişesini > döktükten sonra, çak nadir görünmeğe baş- Tamıştı, Vedad, onun gittikç, rardığını, neş'esini kaybetti derin bir melânkoliye düş! görüyordu. Balo gecesi, Semahat bu renk. siz, nex'esiz yüzü, meyus halile gözükmek istemiyordu. Belki de, fikri sabit halinde kafasına sap. lanan «ihtiyarlıyorum!u düşün- cesinin de tesiri vardı, Hepsi, da- kikalarca ısrar etmişler, fokat bir türlü iknaa muvaffak olama- (Arkas var) emektar arabucıları,| ber, ablasile eniştesine yol veri-|mışlardı.

Bu sayıdan diğer sayfalar: