21 Ekim 1942 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

21 Ekim 1942 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

kamete uğra-| Londra, 20 (A.A.) — Roytes)Je v Üzerinde görüşmeler olmuş | SON POSTA » Divan edebiyatı ve gençlik "Molie ninMektupları Çeviren: Sadi Irmak - Nezibde Osmanlı ordusu nasıl bozguna uğramıştı? Hafız Paşa atla sağ cenaha gitmişti. Orada ölümünü arıyordu. Kendisi bizzat bir redif taburunun bayrağını önde taşıyordu. Fakat tabur arkasından gelmiyordu Malatya 12/8/1839 | Paşanın (bulunduğu Hrbin bundan sonraki o safhasi markese| hakkında söykmecek çok şey yok. mesken eski döndüğüm (zaman &ol cenaha Hali Paşanın İlvasi kahraman ku: dim. Noferler şu olmuşdur. Harb sabasindan dö - kareargâbh'miza uğra imi ve atlarimi ara vermiş olduğun piyade İlvasımı ih- mandeninin ölümü ile sarıldı, Bu dim. Bir mevmi ile delinmiş olan tiyatların bulunduğu çukur içinde gö paşa cephenin önünde dürbünü İle çadirimin önünde katırlarımdan bi- rünce şaşaladım. İkinel taburun ieu-| Mmandanımı çağırdım. Ve bir defa tarassut yaparken bir mermi kafa- sini uçurdu, İsmail ve Mustafa pa- İ rinin ölmüş buldum. Çadırımda ber şey yüklenmeye hazırdı. Ve yaralı daha #leri atılmasını söyledim.Düş-! şalarin Hivaları bir süvari hücumunu bir asker yatıyordu, Fakat hizmet- tan çekilecektir yalniz yarim saat daha dayanmak lâztmdir, dedim. Fakat her şey nafile! Toplar, kolon- ları kesilmiş atlar geriye getiyorlar-| dı, Birkaç cephane arabası berhava olmuştu. Bütün taburlar kumanda- nin eririle ellerini açmışlar dua edi yorlardı. Yarakları taşımak baha - nesile dörder beşer kişilik (gruplar sivişiyordu. Yedekler şuraya bura ya kaçişiyorlar. Yani harb manevi- yat bakımından kaybedilmişti, Şid- detli bir topçu ateşi bu kıtalar için pek nahoş bir tesir yapmıştı. 480 mevcudlu bir tabur, kumandanının #fadesine nazaran, 60 ölü vermişti, Sol cenahda da vaziyet böyle olsa gor.k. Buna harb meydanma bin- den fazla ölü ve yaralıbirakmadığı- mıza karilm, Paşaya sol cenahi İleri atmak! teklifini yaptığım bir sirada muha-! fiz söğvari vasi emir almaksızın! İbtiyattan ayrlarak bir taarruza kalktı, Fakat İliç piyade hatlarımıza kadar bile varamadı, Bir iki mermi düşünce çılgın bir suretle döndüler bizim üstümüzden atlayarak piyade arasinda karişikliğa sebebiyet ver- diler. Paşa atla sağ cenaha gitmişti Orada ölümünü arayordu. Kendisi bizm bir redif taburunun bayraği- 1 önde taşiyordu, Fakat tabur ar- kasından gelmiyordu, tardottikien sonra geri çekildiler. Hayder paşa Hvasinın sol cenahda mevkilmi ilk defa terkeden bir alar yı, düşman piyadesine karşi en w sun mukavemeti yaptı ve kuman - danı esir düştü, Bundan başka bir yakın muharebesi olmamıştır. Piyade pek uzaklardan Obavaya doğru aleş ediyor suvari dağılıyor” du, Ve nz sonra herşey darmadoğin oluyodu, En çok dayanan yine top el san'atlar akade tedrisata başladı Güzel San'atlar oAkademizin- de lu sabahtan itibaren yeni yil tedrisatına başlanmşıtır. Okulun açılması o münasebetile mekteb müdürü Bürhan Toprak talebe ile yeni yıl tedrisatı hakkında bir konuşma yapmıştır. Akademinin yüksek mimarlık şubesine yapılan müsabaka im- tihanı neticesinde lise mezunla- rından 30 genç alınmıştır, Oku- hun açıldığı günden itibaren bir hafta içinde bu namzedlerden derslere devam etmiyenlerin ka- yıdları silinerek yerlerine vedek olarak Akademi İdaresince seçi- len 10 kişilik namzedler caktır. İgilerim sekiz tane atımı alarak kaç mişlardı. Bizim başı bozuk süvari ler çadirleri taciz etmiş. Harbde ba ina refakat eden çavuş da erkenden çekilip gilmişti. Fakat hamdolsun Bnu sonra yine buldum. Bu şartlar İsltimda eriniyetimiz için bir Türk #efakat Iot'asına ihtiyaç basil oldu. ' miyan bazı haritalarımın kaybolma Sima Yan İYON, — olisi bugün odun ve | kömür fişleri tevziine başlıyor Mahrukat Ofisi kaymakamlık. İlardan her mıntakanın odun ve kömür ihtiyacını sormuş ve ek- seri kazalar ihtiyaçlarımı ofise bildirmişlerdir. Ofiz bugünden itibaren her kazaya dörder parçadan ibaret odun ve kömür fişleri tevzi ede- cektir. Bu fişler balk dağıtma birlikleri tarafımdan ihtiyaç sa- hiblerine tevzi olunacaktır. Fiş- lerle her kupon mukabilinde 250 kilo odun ve 50 kilo kömür ah. nabilecektir. Odunun çekisi depodn teslim 830 kuruştan, mangal alına-İde perakende 10,5 kuruştan sa- tılmaktadır. (Baştarafı 3/1 de) l taraflarını anlatmak ve yalnız ibu cepheden onların zevklerini juyandırmaktır. Esasen, tam ma- nasile izahlı antolojilerden baş- ka bu alanda gençlere yardımcı aramamalıdır. Bir tek gazelin izahı bir saatlik dersi işgal e - derken her divan şairinden on veya yirmi gazel vo kaside iza! hını beklemek ts muhali temen-i ni olur. Halbuki eskiden O böyle değildi; bu sımftaki Otelebenin Arab ve Fars kelimeleri ve kai deleri ile âşinalığı daha » fazla! idi. Şimdi öyle midir? Ne yapa- ım? Arabcanın raksam-ı seb'a» bahsinden girip bütün bablarını! ma öğretelim? Arab harfleri za. manında bile orta sınıflarda ay-| larca dersleri işgal eden bu Arab grameri kaidelerini hangi vasıte ile gençlerin zihnine sokalım? O kelimelerin gençler için iştika kını belletmek böyle güçlüklerle karşılaşırken, iştikek; göstermiyen birçok divan keli - melerini de öğretmeğe hangi kudret yetebilir? O halde bugün kü gencin bir divan şürinde rast- hıyacağı birçok kelimeleri, böyle kelimeleri içine alacak i i t» dan, yahud bir «Divan inden başka bir yerde a. ramasına imkân yoktur ve ancak © suretle öğrenmesine lüzum gösterilebilir, İşte bunun için, bir edebiyat öğretmeninin oku- yup izah edeceği parçalar dışın- İdaki sayısız parçaları gençlerin kendi başlarına okumağa ve an lamağa çalışmalarından daba ta- bit ne labilir? Begüm, ye çi ko, laylaştıracak bazı eseri e in- eli etmemiş değildir. Meselâ Necmettin Halilin «İzahlı Divan edebiyatı antolojisi. ve Agâh Sırrı Levend'in «Divan Edebiy kelimeler ve remizler, mazmı lar ve mefhumlar» kitabı gi Necmettin Halilin kitabı esasen resmi programa girmiştir, Divan Edebiyatı tarihi ile beraber tale- benin elindedir. Agâh Sırrının ki. tabina gelince, yeni çıktığı için henüz öteki kitab gibi yarılma. bu eser de, öteki eser gibi, tale- beye, Divan Edebiyatı bakımın- lüzum | be. İseiler. kararınızı vermeden söz-i dan çok faydalı bir hazıne sayıya bilir; İleride bu kıymetli eserden etrafhca bahsedeceğim, nasl ki geçen yıl, Necmettin Halilin ki. tabinı da ayni suretle tahlile ça. laşraıştım. Netice olarak şunu tekrarlamak isterim ki, Divan E- debiyatını gençlere © sevdirmek, onları divan şiirinin içinde erit- mek ve tasavvuf dalgal sında bunaltmak değil ce, bu edebiyatın da güzel ta. raflarını sezmeleri ve zevkalma- ları kâfidir. Zevk almak ii onlara anahtar vağif: bir takım eserlere ihi ki, işte Necmettin Hi de divan şairlerinin başlıca eserleri » tabii bir seçimden ge. girerek - böyle şerhler vo izah larla bastırılır ve bu edebiyat, .İyeni mesi için karışık ve duman U kalan çehresini mıyoruz, onlara Yahya Kemalin gazelleri gibi, divan (şairlerinin! gazellerini de belletelim, ezber- letelim ve bu sahada zevklerini daha fazla uyandıralını tarzın: da beylik fikirler ortaya atmak, en hafif tabiri ile bir demagoji. den başka bir şey değildir. Divan Edebiyatının yapyan tarafı mu hakkak ki asırlardan sonra da bu diriliğini muhafaza edecek tir, fakat ölü yapraklarını ne bugün, be yarın tekrar dirilteme- yiz. Buna lüzum da yoktur. Hem bu kadar uzağa gitmeğe ne ha- cet? Tanzimattan bugüne kadar gelen edebiyatımızın içinde de cansız ve ruhsuz eserler yok mu. dur? Bunların içinde şu veya bu sebebden ve fazlasile eski lisana bir zamanki bağlılığımızdan bi - zim kendi hesabımıza zevk duy- duklarımızı bugünkü nesle de ayni heyecanla beğendirebilir miyiz? Bunların nicesini bugün biz bile artık beğenmiyoruz, © halde bu kayıdsız, şartsız bay - ranlığı gençlerden nasıl bekliyo» kömürü | mıştır, fakat yayılmalıdır. Zira| biliriz? Dediğim gibi, güzel olen taraflar, Divan Edebiyatından da, Tanzimat edebiyatından da, gençlere iyice anlata:| Kumar yüzünden yıkılan hir aile yuvası daha Hukuk mahkemelerinden birin. de sebebi en ehemmiyetli içtimai derdlerimizden hiri olan bir boşan- İma davasina bakılmıştır. Karisindan şikâyetçi olan ve 45 İ yaşlarında kadar tahmin edilen ko. “İca, duruşma osnasında şunları söy- lemiştir: «— Karım son aylarda iki fena huy edindi biri söz, diğeri kumar oynamak. o Buraya gelinceye kadar kendisine mütenddid — nasihatlerde bulundumsa da söz dinletemedim. Her gün kumar parası diye en aşağı i (25 lira, gün aşiri çorap parası di. İye 6 lira ister, Makyaj masrafı ola rak aldiği paralar da epeyce tutar. Ben bcaretle meşgul olurum veklâ bütçon bu masrafları korursa da be zamanda böyle lüzumsuz yere para harcamak zerafet değil, sefalettir. Sefil kalan bir de çocuğumuz olduğu halde vaziyetin nezaketini kavriya. jmiyan karttndan ayrılmak istiyo - İ ram, «Ben kumar oynuyorsa, ken. disi de bir nevi kumar oynuyor de pektir. Çünkü: Ticaretle meşgul bu umuyor, tarzında garib bir ifade verdikten sonra demiştir ki; « — Gençliğim siktatı içinde geç ti. Vaziyetimiz son zamanlarda dü. zelmişti, Ben de gençliğimde heves lenip yapamadığım — şeyleri şimdi yapmak istedim, başıma bu iş gel di.» Mahkeme baz eihetlerin tahieilel için başka güne bırakılmıştır. biyat tarihinin içinde bırakmak doğru olur. Böyle kısımları da gençlere anlatmağa ve göster - meğe çalışırız, fahat onlara «hay di ba bunlara da hayrar kalın!» diyemeyiz. Çünkü a zaman, edebiyat vazifemizi hş Buna da h Halid Fahri Ozansoy

Bu sayıdan diğer sayfalar: