. MOM BİYA'T ee e eninnml m m anladı Bir Piyes Senaryosu Yazan Eksik olmasın, eski bir dostusü, #enelerden sonra bini Özleriş, Börmeğe geldi! Oturduk, Konuş talk, yedik, içilk (ove gününe” bâridlettik. Bir aralık, nasıl oldu bilmem, söz edebiyala intikal iti, Büyrünkü günde iki dost arasımla (ban de birbirirrini uzun zaman Börnemiş olan 'ki dost arasında) edeb yattan bahsetmek haylce gi Wb bir şeydir. Çünkü, başka drone şacak o kadar dünyu ahvali var ki, edebiyata güç swa gelir, Her m e, işte dostumla, hikırdıyı GÖD » dürüp dolaştırıp edebiyata geti miştik. Birden, dostum ateşlendi :| bü — Canım, nedır bu şimdiki 70 * manlarla piyesler? Bence hiç b” ahbüki deği. Bunun içm ne 26 - Mândır romanı okuduğum da yek. tiyatroya gittiğim de... Haluk: edebiyat dediğin, insana ahlâk der & vermelidir. Malüm ya, edebiyât edebden gelir. : Bunun arkasiylan doslum, esis' edebiyat kitablarının vaktile mek tebde eğbörlemiş ve h unut - imamış olduğu tasriflerini tekrar” lamağa başladı. Ben, bu hafızaya baynet ediyordum. Bir taraftan da, vaktile edebiyat icad ettiyse onün anlayışına AY ret eğyordum. Her türlü izahtar. uzak kalan bu eski zems” izahları bilhassa dostumun Ağ7!D-) da ibleşi; yeni genişi i yardu. Bir aralrk galibe mişim. O, bunu gördü ve beni büsbütün ilzam © son kozunu kullandı: — Meshur Mütereim Asm E - fendiye diyeceğin yok Y& i Bak o da «edeb, kelimesini DES tarif edivor: «Devleti islüris bir müddet mürurunda yirmi rahiye ve iş'ara edeb itl⣠ler, baisi tedib olduğu İCİN.» Daha bir hay söylendi ve 60 nunda sözü doğrudan doğrusa t- yatıya getirerei” — Yaz, yahu, 5 gülümme- bu sefer işin kelimesini kim| gi A eyledi.! vikeek sesle o kad ı Halid Fahri Ozansoy yaz öa beni de davet et, Dinkye- seyrederek içim açılan! MR Bu noktada o kadar ısrar iyondu ki li mecbur kakam ve ilk fir sakla ba söyledim. ayrıldı. o gi şindüm. Acaba yesler nasil ha doğrusu, İşte bu müphem mevzu etrafın yorduktan sonra, sahneleri ve müküleme düşünebildim. İyi kötü, bir nünyneyi aşağıya zı piyes taslakları bunlardan ilmem, edebiyatta ahlik tahmin eğebilecek miy'm? Aile terbiyesi 5 #abloruk ahlâki piyes irine tablo — 7 yemeğinden yemeni bulümadığı çer bir fulari gan, yanında bile başaçık otuzmak le aldığı terbiyeye uymuyor.) ca) isle başına takkesini! dersleri ie de, sıhhatler; ve ter .| geçimi. Gelinik &:2. hep önüne biyeleri ile de her an Baba, bakarek, kalımın çiçe basmış olan oğul, Rö dır. Ana — Tabii; efendim... Baba — (Birdenb.re, oğluna dö. nihayet ona süz ver. merek) nedir 0, okuduğun? Hang | kab? meseleyi düşüneceğimi| Oğul — Felsele, Benden o mamnuniyetle Büba — (Başını takdirle salk .| yarak) ha, yüksek ilimdir. İnsana sonra günlerce dü .| varlığının sırlanmu ifşa eder. İn 4 istediği ahiğki pi-| sanı düşündürür, yen; insan; insan şeylerdi? Yahud, üs.) eder. Bu derse ahlâki piyes deyince! yükselirsin. (İnşöd ederek). çalış. O zaman Yüksel ki yerin bu yer değilir; Dünyaya geliş hüner değildir, Biliyor musun, bu beyit kimin? Oğul — (Boynunu bükersik) bili mem efendim? Baba — (Hiddeti; bir sesle) na.| sıl, Gilmez m.sin* Namik Kema. lin meşhur be: . Anlaşılan ede. i doslumu tamenvile| biyata kâfi deraveöe çalışmıyor - İ merakları ” İsur. Onu da öenal etmemelisi, Anladın mı? , Oğul — Peki, babecığım... Baba — Ha şöyle... (Duvardak' (Alie efradı sk.! sente bakarak) Kızım, saat dokuzu! sonra toplanmış. ! geçiyor. Haydi bakayım yat ar .| lardır: ana, boğa, oğul, kız. Ana,|tik (Oğluna dönerek) sen de öy. içinile,.. Artik yarın sabah örken kal başına yemeni| kar, çalışırsın. , Çünkü, evde, kocası. (Kızla oğul odaler.na giderler.) Baba — (Tatlı bir sesle karısı; görüyorsun ya, çocukların meşgulüm. erin: say -! Bubanım, ananın varifesi budur. (Perde kapanır) İkinci tablo — (Oğul odasında! taba dikmiş, yaprakları çevirme -| yalnızdır. Pencereyi açar. Sokak. den ve belli ki okumadan düşünü.|tan bir ıslık “e ) “Baba — (Bir taraftan hanımma rına bir ders vermek emeli İle) hanm! Bugün tramveyda erkam. sen da ayakla duran dan bahsettiler k seler de var. Genelerin cs rında hafif sesle konuşmaları lâ - ahlöki piyesler zen gelmez mi? Bu, terbiye içabi. kanlı hemen pencereden st Oğul — (Sokağa hitabe; dedi.) hitaben, bir taraftan da çocukla -| misin. Türkân? İnce bir genç kız sesi — Evet, sonra (ekrar pencereye gelir) Bekle, serdi geli İşıdaki odasına Çi duyulur. Deli m. Babam kar | yatmak üzere,.. Genç kızın ses; — Hava sıcak... Ben ağabeyimin pahtascnunu giy . dem, Sen de, gri panlaconunla güm! Jeğin. g'y! Yanyana daha zarit gö Büzür, âsevrli oluruz. Oğul — Zaten yazlık başka kos tümüm yok, Genç kızın sesi — İyi öyle ise. Yukat gel artık, bekliyorum! (Is . İakla bir tango havası çalmağa baş 5 lar) Oğul — Sus canım! Kapının ö bünde ıslık çalma. Bizirikilerin © dasi arkada amıma, ne olur ne Ol, maz, belki babam şüphelenir, so -, iaya gelip srika sokağa bakar. Genç kızın sesi — Peki, sustum iştel Fakat sen de çabuk ol, Kön sıkıldı. Oğul — Dur hele, merdiveni bul layım da... (Döner, yükün dindeki sitab; yığınları dibinden kâl bir ip çikararak bir ucı nn demirine dağlar ve öteki ucu. nu pencereden sarkatır) Genç kızın sesi — Aman dikkat! et, düşmâyesin. Hem ip de çürük ğrul — (Yavaş yavaş *nmeğe, çalışarak) merak etine, sağlam dır. Bu, kaçıncı tecrübem?... Ne yapayım, babsma karşı terbiyeli ve İtaalli davranmanı lâzım... Bu. van için de geceleri evden başka türlü siviemam imkânsız. . Genç kızın sesi — Nereye gide, ceğiz biliyor musun? Şükranlara... Bu gere arkadaşları öa gelecek Radyoda var, Dans cdeceğiz. | (Perde iner) Ücüncü tablo — (Etesi gün, öğ“ le yemeğinden birer evvel, Oğutla! kız, ik! kardeş konusurlar.) Kız — Dün gece gene kaçtın de. gl mi? Oğul — Sus... İsitmesinler. Kız — Ben de evde kapalı kal. maktan usandım. Hele dün gece #vle güzel mehtab da vardı ki... ie uwiküüm tutmadı, Oğul Ne vavav'm? Sen İmami'ttenden inemezsin. Hem 8 va farkna var'tır.. Sewn odan yı. Asafı inerken ayak sesi. »t Amvarlar, (Dısarıdan bir öksürük sesi işi. “.) (Devsmi 4/1 de) amda... Bulmacamız bugün 5 inci sayfamızdadır. nğların hastsığı geçirici vasıfları İlâçlar, çocuklara ! ( ( nasıl içirilir ? Yazan: Prof. Dr. İhsan Hilmi Alantar “ Hastalık da, sağlık da bizi için... Tekrar sağlamlığımızı ka zanıvak istemek hakkımızdır; ten sağlığın kadri hasta olunca linir; yazın kadri kışın bilindiği, sulh zamanı harb yıllarında istekli arandığı gibi... Maydi bizler için ne ise amma küçük yavrular için hasla olmak! ve bilhassa onları hasta gönmek ne kadar da üzüntülü ve can sikici bir şeydir; fakaş mademki omlari 'da bizim gibi canlı birer mahlük. tur; o halde arasta şu veya bu su.) refle hastalanacaklardır. İşte emetimiz onların hastalık .| larının k'#a bir zamanda geçme sine yardım etmektir; bu da hek min söylediği tedbirleri o halki, yapmak ve verdiği ilâçlar çocuğu. müza muntazaman içirmekle ola. saklar, İlâç denince çocukluk o çağımde! aldığımız terbiye öktizası olaraki biz büyüklerin aklına bile; onun! verdiği ferahlatıcı sonuçlar hiç na-| zarı dikkate alınmayarak, zakkum) gbi acı, yutulur gibi değil bir ta. sım sular veya tuzlar, haplar gelir. Vökuü bazı ilâçlar için iş böyle öir; meselâ hindyağı gibi, meselâ balıkyağı gibi, meslek acı bir ta - kım tozlar gibi; fakat ne de olsaj bunlar şifa verici bir takım delerdir; çocuklara, srecek gibi büyücek olanlara, unduğunu söwliyerek ve :lâem ac; veya ağırlığını bile bile içmesini temin etmek daha !yidir; mad. hühamia vale vaziyete olmamalıdır; d az kü 'çük olanlarda bu hususta braz gözl yu örümek ve gidermek için kul - landakları bir takım tatlı ve Tem. zeli şuruplar bu iş, iyice görür - lerse de gene hususi şişeyi görüp ilâç diye verildiğinden dol: buzı çoculdarın onları pale veli verek onları iyi yolda d her ama ve babanın ilk işidir, İlç hasta çocuğa hekimin ten . bih ettiği tertip üzere verilecek dakika geciktirmeden muntaza . iman içifllecektir. Şurup (o şeklinde' olanlar kaşık kaşık, toz halinde o.' lanlar ise suya veya limonataya veya süle karışbırılarık muayyen, zamanlanda (verilecektir. Hekim, yemekten evvet mi dedi, yoksa ve. mekten sonra mı demişti; buna gö., re hareket edilecektir. Bazı ilüçla, ira gece de devam etmek lâzım ge. lir; o halde çocuk gece arasıra, dilecekitir, ta da çocuğun başı ucunda ilâç şi. işelerinin değil, oyuncaklarının bu. hunmasıdar; çocuk hiç bir zama! basta olduğunu dalma hatırlaya doğrusu ona hastalığını oldukça' bu-liyi geçinmeğe gayret etmelidir; bu' da hastalık esnasında ona masal .' lar söylemekle, eğer büyücek yaş! ta ise hikâyeler anlatmakla olur. 'Yukamda küçük çocuklara ilâcın! yumulur, susulur; içmek İstemi .Jiğç oluğunu bildirmeden içimmel İyen'ere biraz eiddi yüz, ilâç ağıza)üzumunu söylemiştim: bu kaide den kuwvet ilâçları müstesnadır; döküldükten sonra onu yu! istiyerilerin de burnu parmaklı çocuklar onları seve seve içerle İkapatılatak içmeleri, yutmaları em'de ondan... uyandıkça ilâç venmeğe devam c.#