28 Şubat 1942 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

28 Şubat 1942 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

IPATRONA HALL O zaman ekol» yetişecek, iş pek sarpa saracaktı! Vuruşınak lâzım gelecekti, Yukarıdan bahçeye bir şey atıldı. Pen Gere lekrar gürüllü e kapandı. Halilin elleri ütriyor, burnundan soluyordu. Ağ. sını yanında Haş gibi kıpırdısız duran kahveci Alinin kulağına yapıştırdı; — Görse bağırıp çakırır idi yoldaşım, Dışarıya süprünlü attı; — Öyle. Pencereyi dahi tekrar kapa, dı, Amma kıpırdaman, a sabeeylen, — Doğru. Bekiiyelim, Karanlıkta beş dakika kadar sestular, Gök yüzü kara mavi görünüyer, küçük pidislar çek derinlerde pırıldiyordu. Du, sarma arka verilikleri ew mezar ka, dar sessiz ve kıpırdımıdı, Kihayet Mus- İı dayanamadı, Başını öki arkadaşımın arasina uzattı; — Bunda bekler isele sabahı Maneye girmenin yoluma deyim, Dedi, Manav Muslu doğru söylüyor, | du. Al ile Halli trek sesle sordular; — Kam var mı? Göretildin wi? — Bet şunda darâck bir kept var. Yanında âxhi bir pencere. Çİki adım a. İp pencereye yanaşarık muayene e - Gklen sonra ayaklarımın ucuna basa! basa döndül peiicere xüçük ve demir is, | karalı. Kedi dahi zor geçebilir yoldaşım. | — Kapıya baktın mı? — Yok, — Hay gözünü seveyim, An: dahi hir! muayene eyle, | Muslu ses çıkarmadan Guvara sürüne sürüne arka kapıya yanaştı. Karanlıkta gilerile yurasım burasını yokfadıtan sen Pa mowisuz amudsuz başmı salladı, ken di kendine söylendi: — Kapı muhkem, Bundan girilemez! İhilyatla duvara yapısın bekliyen ar, kadaşlarının yanına sokaldu; —'Kapıdan td yok. buluruz. | arıyalım yol , — Yek yoldaşım. Zor iştir. Mem ha,| adını söyliyen kadın fısıtısı kimingiş | ortaya sürerken, bu islikhalin de pek g* tün odada ise, görüp #eryad eder, Anl safi avlamalı! AN Fisıldadı; — Ya nice? | — Doğrurlan sokağa çıkıp, hane kapı, sm varup açlırmalı yoldaşım. Hatun” süphe dahi etmeyip salma salına gele, | rek kpıyı açar, Patrona Halt) yutkumdu! — Yani, gırtlağını sikip ağıke dediri- meden içeriye dalar! — Mar bubama rahmeti Musluman tekliri Aliye &e açek #kiz yakın geldi., Az düşündüklen sonra ka, Tarımı verdi; — Hele bir smayalım yaldaşım. Kah, pe bağırıp çığırır «kole yetişir ise çarpı. şe miyiz? Pairena ile Muslu karanlıkin parle.| yan geniş yüzlü palalarını salladılar; — Beli, Çarpışırıs! — Yürüyün, öyle ise, Geldikleri bahçe kapısından (tekrar sokağa çıktılar. Dar sokak kapkaran , ıkı, Yeşili kadının sekak kapısı yânm, daki oumbasından hAT£ bir şavk kıpır, daşıyorâm. Ali sevinçle mırıldandı! -urahada şavk var. | — Bel, var yoldaşım. Am kapıya öelbeylemek sana düşer. i Ali başmı salladı; — Kapıya yanaşman siz. Alarga du, run, Ben varırım, | — Acele bir huber getirmiş gibi ka Pıyı Hr çalacaksın? — Yek. Sabreylen, imdi görür, si. Hatsier, Karanlıkta susup beklediler. Ali başka bir şey söylemeden hafif bir sık #ire,| wn cumbaya dofru Derledi. Başını u. zıtıp pötlerini kafes delikletine yâpış, tadı. İki elini gözlerinin etrafına siper. liyerek iylee görmek iştiyordu. Pence, Yoksa içeride kendisini tanıyan biri mi vardı? Yoksa, yöksa... Bir tuzak mı Ma, zırlanıyordu? Fısıltı bir daha tekraradı: — Siz misiz AJİT Kahveci Alinin o anda gözleri parladı. Ortada bir ad benzerliği oldnPunu an , lamı'ştı, Demek, yeşilli kadızım «All, ad, Mı bir tamışı da vardr? Yoksa, gözel Nİ, gör kaçran © sÂlis mi İdi? Karan - hita yere sinen Patrona Exlii ie Muslu da birbirlerine sokuldalar, Muslu Pat, ronanın kulağına uzandı: — Aliye cumbadan lâkırdı ettiler, Patrona «sus» gibilerde arkadışının kolmau çimdikledi. Ali ewmha önünde eğilii. Karanlıkta da olsa tanınmasından korkması. İçe, Fiden ses bir daha tekrarladı: — Siz misix Ali? Kahveci Ali yavaşça cevab verdi: — Beli sultanım, — Efendlminden bir haber mi geti . rürsüz? — Beli sultanım açın, Kadın başı içerde kıpırdandı; — Az mekseylen, Kahveci Alinin göğsü gümbür güm- bür çarpıyordu: Bu oyunda muvaffak olmak da, yakayı ele verip partiyi te , melinden kaybetmek de vardı, Cumbaya akseden kavvelalz şavk dulcasının bir - denbire karardığını gördü, Demek ka, dıy kapıra geliyordu, Kapunn yavaşça oynayıp aralanır gibi olduğunu duyun- ca düşüncesinde yamlmadığını anladı. Palasınım kazasına sıkı sıkıya yapışı, vak kapısı yaztsştı. Köp bir adam gire, bilcerk kadar aralıklı, Kadn sesi kapı ardından seele acele fısıldadı; — İstleni eylen, —1'.. AN yavaşça içeriye kaydı. Kaşı ardında bir kadın gölgesi kıpırdandı, a, | rahık göz gözü görüy wşemiyceck kadar Alinin aklına başka bir şey gelmişti. İrede ince bir perde vardı, Hiç de iste , | karanlıktı, Kâdının yömüşak eli Alinin Bunu yapabilirleme eve girip yeşili ka. (iy! ansımın bastırmak mümkin olabi , ieetiini sanıyordu. Arkadaşlarımın ket Karını buttaz — Bakın yoldaşım, başka bir çare da bi var. Ötekiler bir solukta sorümtarı — Süyle imdi. Ne tedbir düşünürsün? — Omur verip Musluyu 8st perce , Teve eristirsbilir miyiz dedimdi? Muslu bu teklifi uygun bulmuyorda, Yavaşça dedi: miyerek ellerile kafese çarpmış olduğu için hafif bir şürültü olda, Perdenin bir. denb're açıldığım, enmbaya bir baş ka - rarimı wzandıkımı hayret içinde gördü. Ali hasmı bezin gekmek isterken kula, Ena bir fısıltı çalındı. Cambadaki gölge yavasca soru: — Siz misiz AN? Ali dehşet ve helecan İçinde gözle ,| Yeşilli kadm bir inliti çıkararak kahve,| den daha verimli olacaklar ve onlara u, rini açtı İçeriden kendi adı veriliyordu. İlkin cevab veremedi, Bir an için saşkım saşkın savsaklandı. Cumbadan ses verip koluma doğru wınnıp iutia, El bele - candan titriyorüi — Sahibi devlet efenilmiz bağdan Göndüler vi? — Beli, — Ya güvercin anda mıdır? Alinin topuz gibi yarrağu havalan, dı, kadın gölgesinin beyni Srerine İndi, cinin adaleleri gergin kolları arasına yıkıldı. (Arkasr var) aş tarafı â/1 de) sisine de yol açacaktır. Bu temenniyi ve Tüzumu, evvelor de bir yarımızla belirt, meze çalışınıylık, Bazün de Ayni fikri | cikmiyeceği kanaatini o Beslemekteyiz.! Zira, böyle bir mem'aikârisr toplulufu,| * san'aikârlerin daha sâlim bir kafa ile kendilerini eserlerine verebilmelerini te, min eddtvekir. Hiç değilie, san'nikâr -bir romancı, bir şair, bir tiyatro meüel. diri, bir münekkid, diğer bir takim işler. rsi yalmız san'at Âbidenine yeni makış, lar işlemeğe hasredebilecektir. MİM e, debiyatım bundan ne kadar kazanacağı, mı saha ise hacet yoktur. Bir sual &zba,, büyle bir Akademiye kimler girekilir?. Hangi edehyatçılar?.. Bu snalin cevabı kısı ve sadedir: kim ler lâyıksa?.. Eserlerini &z çek www İserdirmiş ve son devir cdchiyalının için de bir mevki tutmus plan san'atkğrlar) hiç gilnheniz ki bösle bir Akademide! yer slacaklardır. İlk seçimi yapacak o.| Jan bir komisyonun (eskiline gelince! onu da gene Part'nin ve Diaarif Vekâ, iletinin rehberliği He başarmsak pekhlâ ka bildir, Elverir ki, bu adm da Bir an av, vel atılmış olsen... ölesi kolaydır, Matikaten ne güzel manzara! İtoplandığı bir çalı. hayat kayguların, dan uzaklaşmış ve yarslcı mühayyile, lerile arı gibi his ve fikir peleklerini dolduran sanatkârlar... sonra, her yıl, kötübhanelerin camekAnlarında şiir, ro man, hikâye, tiyatro, tenkfd, her sevi, den mükâfat almış bir eserin gözlere ve gönüllere gülen cildi... ve nihayet, sekiz on yıl içinde, Sinekti Bakkal yanıma ayni şerefe lâyık görülmüş birçok eser...| Ve bütün Bu eserler ellerde dulaşıyor. San'atkirlar mes'uddur. Bilhassa edebi, İyata istlüsdi olan gençler, önlerinde İçulan bu parlak isilihalin şevkile költür İlerini, üsüblarıkı müfemadiyen derin, İeşlirmek ve işlemek için en büyük bir vecde kendilerini kaplırınışlardır. Ve | tede Edebiyat Atndemi tat yelm. da varılacak en son ve şerefli merhale olarak gözleri kamnşturrmakindar. kâfat, bize, pek yakın bir âllde bu ümld lerin de hakikat olabileceğini müjdeledi. Artık şuna eminiz ki, Türk san'atkâr! Jarı, Türk edebiyatçılar, yarın bozün, sanan şuurlu ve müşfik etler, muhal Malid Fahri Ozansoy le uğraşmaktan kurtulsak ve gâyretle,İ8, $nazı i 6 jbur ettiğim halde her nedense bu| parırlar beni istediğim ve tahmin) ba kadar sevindirmedi İçime " ii ü i İbütün ters anlamıştı. Kocamla a- İbirbirimize asla yakın olmuyacağı. şmuza, serbest ve müstakil yaşıy Fağmıza dalr karar ittihaz etmi şolduğumuzu söylersem bundan ;de olsa genciz, kendimize tasllük İhallederken #stümüze düşen mes'u İşte Sinekli Bakkalın Kazandı mü, (it iz gerebileceğimize kani b ik, kak ki bu istikbali de geciktirmiyecek,. |fona cevab verdim: Nakleden Kendisini görürseniz lütfen yunları Söyleyniz; Mektubunun! 91 cümlelerini tamamile kabal e-| yor ve onun fikrine iştirak ede. e& onunla birlikte asla! asla! di- iz de müsterih ve ra. z iriz, Anneciğim,' sizi kollarım arâsı- n& alır, gözlerinizden, yanakları 1 an yüzlerce defa öper, öperim) izl seven hürmetkâr oğlunuz! > Bu mektubu büyük bir dikkatle okudum, Annesine karşı olan haki szkığı tamir elmeğe onu ben mec dertu, çok derin Onun yazımında gizli bi uxduğunu zannediyordum. — Nerimi Örsürin adar değiştiğini ve tatlılaştığu üyor musun? Senin f#kirlerine stirak cd ub M in düzeleceğini söylemem ivdim? Zavallı kadıncağız meseleyi büs m tömamile açıldığını arla.| myor; onun sözlerini bana karşı ir fitifat addediyordu. Kendisine, züleceğini, ana kalbinin gene &Z.İ uyacağını tahmin ettim. Onu üz. sekte ne fayda olabilirdi? Biz, nel eden bir meseleyi dilediğimiz gibi et yükünü takdir ediyor | vel ından tevellüğ edecek neticelere muyorur. Halbukt zavalı ihtiyari kadıncağız böyle bir ağırlığın al .| tnda kalabilir. Aİ elk lerin Bakırköy “b İm : Muazzez Tahsin Berkand — Evet, hakkınız var, Öm biraz daha yumuşak bir üslüb dul. lanmış, gügide onunla anlışaca ğumız şüphesizdir. Sözlerimdeki samimiyete onu inandırmak için, ilk defa olara! ona kearidan bahsederken sadec ismini söylemiştim. Bugün o sözlerimden dola; Allaha şükrediyorum. Mutlska bi hissi kablelwuktun tesiri altındı hareket etmiş, bu zavallı anayı ü İzüntüden (kurtarmış, İson aylarını Bu yüzden vicdanımda bir rahati lik hissediyorum. Ne iyi etmişim de kadıncağıza ümid vermişim! x Hikâyemi temamile onlalabi buriyetindeyim. Taksindeki apartımana tikten birkaç gün Hanımdan bir mektub ald postasının damgalanmış olmasından, men. İstanbula avdet eti Tarımı öğrendim ve sevindim. akika Bülend wnnesi ve kendisi namma beni Pazar günü için ye meğe davet ediyordu. ; Ertesi gün, erkenden Baltırköyeğ koştuğum zaman Bülendi istasyon; da buldum. Benim de, k eri gibi, o sabssızlanacağımı etmiş Beni görünce, gözl arı dost ve kardeş, yarı istemediğim başka hi arışıki İbir ateş ve heyecanla ollerime sa rıldı. — Neri, Nericiğim, seni görd İtme övle me: — İstanbul seni çokk değiştirmişi — Nasıl? — Büsbütün başka bir kadın ol$ m. Yüzündeki çocuk manasi uçmuş yerine olgun bir kadın manası gelmiş. — Bumu bir komeliman £'bi ka. Bu düşüncelerle hareket ederek, pi etmeliyim. (Arkasi var) j j

Bu sayıdan diğer sayfalar: