niş sanayi teşkilât yolları şebekesinin mühim bir iti. sak noktası olması dolayısile Çarlık zamanında da mühim bir mevkie sahibdi. Komünist idaresinde nü - fusu gibi sanayi teşkilâtı da hemen yarıya yakın arttı, fakat bu şehrin başlıca ehemmiyeti hu hususiyetle- ri kadar, belke onlardan da ziyade Ulranyanın merkezi o oluşundan ileri gelir, Bir numaralı Büyük Muharebe esnasinda Çarlık idaresi yik:lip da Alman orduları bu mmtakanın ya. kad man kımlama lar geldikleri (za Ukrnyalılar bu şehri merkez ittihaz ederek müitakil bir devlet kurmaya çalışmışlar, milli bir meclis yap »« mnişiser, Almanlarla sulh kn mek «Bil rest Litowsku a bir heyet gönder. mişlerdi. O zaman, 1917 yılı sonlari, Almanyada fikirler bilhassa iki kis. ma ayrılıyordu. Ukranya devleinin yerleşerek kuvvetlenmesine yardım etmeyi is. tiyenler burinci kismi teşkil ediyor. Bu yol tutulduğu takdirde «Pe. tersburg» a yerleşerek Moskovaya doğru genişlemiye çalışmakta olan komünist idaresi ile girişilen o sulh müzakeresi yarıda bırakılacak, »5- keri harekete devam edilecekti, fa. kat bu askeri hareket artik sadece müstahfazlardan o müteşekkil bir fırka maksadı temine bol bol yeti. şecekti. lir defn Moskovaya van. israk Okornünist idaresi kaldırıldıktan sonra yapilmasi tav. dye edilen şey; yeni bir Res hükümeti kurarak onunla ittifak yapıp garb cephesine dönrmekti. Fa kat her ne pahasina olursa olsun bir sulh muahedesi elde etmekte israr eden Avustaryann da teririle ikinci yol tercih edilerek Ukrarya bir tehdid vasıtası olarak kul. anıldı ve Petersburgun o komünist idaresi ile müzakereye devam edi. lerek nihayet meşhur «Birest . Li- tovsk> muwahedesi aktedildi. Bu su- retle de Ukranya devleti tmihe gö- mükmüş olda, Şüphe yok ki Almanlar «Kiyef» © girdikleri, vabud da girmek üzere bulundukları bu sirada eski tarik. lerinin bu safhasını hatırlıyacaklar- dır. Yalnız bugün karşılaştıkları vaziyetin eski vaziyete biç benze » mediği ımahakkaktir. Zira komü - nis? idaresi Kiyefin ve alelitliak Uk. ranyanın idari, iktsadi, sinai e. bermmiyetini artırmakla kulmamiş, bu minlalında biç değilse iki nesil, taraftar yetiştirmis, arasıra bitaraf memleketlerin gazetelerinde gözü- müze iBsen mütalealara Obakıhrsa, eskiden kalma ayrılık taraftarları. nın ileri gelenlerini de başka hava- Biye göndermiştir. Sonra geri kalan vüfustan mühimi bir kısmamin da. hile alınmış olması da mümkündür. Bu itibarla Almanlarin Ukranyada ne yapacakları malâm olmamakla beraber bir idare kurmiya teşebbüs ettikleri takdirde bri müşkülâtla karşılaşacakları asikârdır. Ekrem Uşaklıgil ananas EAA AAA YAAA TAKVİM O TW | EE Raami sane || er 1941 7 İC —arsanna — | Oğte Fiiindi f Atam | z ELER CA SON POSTA sakla, Söz arasında: Körler kütübhanesi Camdan yapılan çorablar Amerikada taammüm etmiye başladı Sima... Tamir Körler mektebinde Amaların okuyup yazmaları luğurunda büyük emek sarfeden memleketlerden biri de Almanya. İdır. Hattâ Almanyada, bir de miili âma enstitüsü vardır. Bu enstitü. nün eski direktörlerinden Oskar Pi maları mabsus yazı maki - / Desin: icad eden adamdır. Ayni & dam, Berlinde sırf âmalara mahsus olmak üzere bir de kütübhane vü. cuda getirmiştir. Bu kütübhane - deki kitabların hepsi kabartmadır ve ele dokunulmak suretile oku. nabilir. Cild mevcudu on iki bini aşmıştır. Yeni iktisadi bir kumaş Harb ve tasarruf zaruretlerinin sanayide ne tüyük inkişaflara im- kân verdiğini hepimiz görüp işiti- yoruz. Odundan kumaş, ağaç ka - buğundan kahve, ottan tereyağı yapılıp çıkarıldığı bu asırda, im künsızlık ianilen şeye artık bir hudud tayin etmenin münikün ol. mıyacağını kabul etmek lâzım ge- iyor. Nitekim ayni mecburiyetier sevkiledir ki meşhur bir Ameri - kan çorab fabrikâsmnır. lâboratuar- ları, uzun senele: tetkik ve teteb. bu neticesi olarak camdan ince ip. Wk yapmıya muvaffak olmuşlar « dır. Bu yeni madde isi çorablarda geniş Il olmaktadır. Bu gorabları her kul. lanıştan sona bir defa y'kamık| Yâzım gelmektedir. Bunun için kullsmlacek sebun Persil gbi, Lüks gibi iyi cins sabun olduğu için çorabın camdan yapılmış oi.| mas itibarile dayanıklığı, eâbun| saçfiyett neticesinde ihtiyar edi! len masraf yüzünden ikbisadiliği.| ni gidermektedir. Yüz sene harbi ve şarah Malüm olduğu üzere İngiltere ile Fransa arasında orta çağda başlıyan bir muharebe tama sene sürmüştür. Bundan dol dır &i bu İlarb, esas sebebinin adi. nı şlamamış, imtidadı devresinin hİgün de, Kitab okuya âmâ çocuklar seneleri sayasile adlandırılmış ve yüz sene muharebesi İsmi veril - mâşlir. Palet yüzüncü senesini id- rak eden ve bir türlü bitmek bil. miyen bu harba bir son vermek için zamanın Fransız hükümdarı on birinci Lisi, bir kısım Fransız &razisini istülâ ve işgal eden İngiliz krah dördünet Edvarda, tıpkı bugün olduğu gibi bir mesaj yol. Ismış ve kendisini Amiens şehrin. de bir mülüksta davet etmiştir. Telğki ve müzakere esnasında İ giliz kralmm daha anlayışlı yumuşak davranmasını temin mak sadile mülâkat mahalline en netis Fransız şarablarmdan üç yüz ö- küz arabam şarab yollamıştır. Ha. Sınılar ziyafet masasına oturup bir taraftan çakıştırmıya bir taraften da konuşmıya başladıkları sırada iştiha açmak ve neşe getirmek i nekre kimseler yerleştirilmstr. Bir O taraftan sohbetin barareti, diğer taraftan şarabın humarile Zöf lâfı açmış ve| nihayet flki hasım, bu bir asırlık düşmanlığa, bu şarab sofrası ba - şında nihayet vermiye karar al - muşlardır. Yalnız o zaman imza » n muahede, bir sulh vesi değil, yedi senelik bir mütareke - name idi. Zira tıpkı bugün gibi, 9 devletler ve (milletler (Devami 7 nci sayfada) İSTER iNAN, bulunduğu yere gitim. Bir de ne göreyim? Mahşerden bir nü- mune. Ben bu kalabalık arasin. da, sranin ne zaman bana gele ceğini düşünürken, rasladığım bir dost: «Nâfile bekkene, dedi. Bu caktır, Böyle olmasa bile, alma. İSTER iNANMA ! İSTER iNAN, iSTER INANMA ! — İngiliz nasihatleri — | Jonathan (COMATAN SVİFT ) Yazan : Halid On sekizinci asrın en ziyade kud. ret sahibi miitefekkirlerinden ve dikkate çayon suharirlerinden bi- Ti olan Swift 1667 den 1745 tarihi- ne kadar yaşamıştı, fakat bütün ci hana yayılmış şöhreti bugün bile Yaşiyan bir şahsiyettir. Bu da eser. İerinin garib bir hususiyet irae et - mesinden z.ütsveliiddir. Pek erken yaşımda öksüz kaldi, “İhiç çalışkan ve iyi bir mekteb ço. Suğu olmadı; fakat kendi kuvvetini iyordu ve son derece nefsine güveniyordu, On senetiri, akraba - s#indan rüütenefliz bir zatin kâtibi afatile geçirdi; cüz'i addedilebile- cek bir maaşla bir nevi esaret ha. yatı yaşadı. İkbal hirile tutuşu - yor ve bu maksadia şuraya buraya, hattâ krala müracaatlarda bulunu- yordu; fakat bu uğrasmaler netice. sünde bir zengin lordun hususi ma- bedinde bir vazifeden başka bir ka- zanç temin edemedi. Gözleri pek eriye matuf olan bu adamda bu mütevazı mevki isyan halinde bulu. man vicdanın! hiddetle ve kinle dok durdü; nihayet bu hissiyatı zehirler- le dolu hicvi manzumelerde köpü. İrerek taştı. Bunlarda her şeye kar- İşi adavetleri, tezyifleri bir dalga hücumile »ktyordu. Etrafını birçok düşmanların halkası çevirdi, fakat hicivlerinin (şiddeti ve kuvvetile hepsine tahakküm etti. Ondan nef- ret ediliyor, İikin okorkuluyordu. Memuriyet ârkasında koşmaktan vazgeçmeğe mecbur oldu ve İrlân. dada gene pek küçük bir vazife ile «İimzivaya çekildi, hayatını da oruda ökmel etti. Bu adamdı gazab ve kinin ne raddeye varmış olduğunu kendi li sanindan dinliyelim: «Her sene. daha döğrüsu her ny kine ve inti - kama artan bir incizab ile sörükle. niyorum, ve tehevvörde öyle İlerli- yorum ki aralarında yaşadığım esir halkin cinnet ve cebanetine karşı hücumlara kadar gidiyorum diyor. Siytasi fikirlerinm O akametinden mütevellid fiiturlarin, ye'slerin te - İâfisini husus? hayatına sid huzur ve sükün eabıbinda bulması imkân! da selbeden bir takim (vak'aların sadmesine uğradı, Vazifesi zama. nın mühim adamlarından (birinin kasrımda idi, Bu zatın kâhyalığında bulunan adamın pek güzel bir kiz! vardı. Swift bu kızcağızın | tahsil “İve terbiyes'i> iştisal ediyordü, 20- manla kızcağız onur. için bir incizab hâsil etti ve mualliminden de ayni duygu ile karşılandı. Serift manzu- melerinde bu kizi Sella - yildiz na imkân yok, zira, oduncular ve arada şöyle diyorlardı: «— Bize çeki başına makul bir kâr bırakılmadan satış yapama. yız. Zira ziyan ederiz. Belediye nin, Fiat Mürakabe Komisyonu. pun halırı için de buna katlanıl- AZ.» Ziya Uşaklıgil Bâmile terennüm etmiştir. On altı sene devam eden bir mütekabil sev. gi ile yaşadıktan sonra nihayet giz- Bce evlendiler, Bu izdivaç onların saadetine bir alâniyet ve tamami. yet getirmek ümid olunurken aksi. ne, mütemadi derdlere, ihtilâllara sebeb oldu, ve bunların tesirile genç kadın vefat etti. İzdivacın vukuun- dan evvel zengin bir aileye mensub ve hayale merlüb diğer bir genç kiz muhârririm zekâsina, şürlerine met. | / banları nas'r'anmt tun olsrak own gönül verdi, ve ken- disile evlenmek arzusunu izhar et- ti. Swift bu talebe muvafakat et - medi, ve genç kiz kahmedan has. talandı, günden güne takalten dü - şerek nihayet o da ye'sine kurban oldu. Şair bundan © derece mütesl. Dim oldu ki 6Cadenus ve Vaneseni pamile timsal! bir kaside nazmetti, Bu mer selis ve zarif bir üslüb ile yazilmiş olmakla beraber şiir he - yecemindan mahrum idi. Swift o ka- dar maddi bir adam idi ki ondan hakiki bir gir tee eri beklene « mezdi. Sen seneleri kederlerle, hüzün lerle dolu geçti, ve bunlarin neti - cesile nüzul isabet eti, kendisinin cinnete doğru yürüdüğünü hissedi - yordu, ve o zamana kadar toplana- bilmiş servetini, delilere mahsus bir hastane İnşa için vakfederek bir vasiyetname tanzim etti, Swiftin kaleminden çıkan eser ler pek boldur ve bımlar hep ekşi. miş bir taliatin mahsulüdür. Bun - larda baştan başa sönmek bilmiyen bir kinin, cemiyete, beşeriyete, te3- kilit ve mevzuata karşı bir adave- ön tecellileri görülür. Bunları ken- di isnile neştetmekten çekinir ve müstear bir nam kulis mdı. Bu hicvi eserlerinin arasti Bir çe- hacinin mektublari» namile bir e. seri Vardir ki esası sudur” İslindada oObükümet (O Wilkam Wood namında birisine ulakken sikke basmak ve tedavüle çıkar - taak iratiyazın! vermişti. Eser Oba İteşebbüsün aleyhinde halkı öyle galeyana getirecek bir Hsanla ya Zihmişti ki İzlândada bir ihlâl ve. İkun gelmek tehlikesi göründü ve hükümet imtiyaz! geri «larak taz » minat vermeğe mecbur oldu. | Swift bu neviden eserlerle bü - bir şöbret kazaniyondu. Gerçi nun mukabilinde zikrolunan mi - salde vukua geldiği gibi büküme- ön musib bir tedbirine karşı muzir bir netice verilmiş oluyordu amma mmbarrir yapilan işinin memnun idi, O ne zaman fena bir şeyde mu. valfak olursa sükün bulurdu. Bu adarvın hicviyelerini saymak pek uzum olur. Yalniz kaydedelim ki hiç bir zaman Jisam hiddete dö- İksilmezili onun silâhı istihza ve Lez. İyif idi. Hildetin zayıflar için bir si İâh olduğuna kanaati vardı. Hid - İdete kapıkaydı belki ayni tesiri edemiyecekti, onun elinde inceliklerle müsellâh il ki | tebessümlerle meclüb eder ni sürüklerdi. Yalnız İ kendisini beğenen, Yalnız kendi İmüinziyetine iman eden ba see: n zekâsina, san'atına müncezi A ve hakkında takdir duymak pek tabii olmakla beraber o sevile- cek bir muharrir say'lamazdı. Onun neye imanı vardi) Siya nöbet nöbet aw'ane © ie iz evviclerine temâyül gös yalaka mü balerin cengi» tutarken son Temmuz 16 Sözün Kısası Yalınayak Ahmed E. Ekrem Talu D undan bir asir sonra baba. lar evlâdiarma Ş#yk bir masal yiyeceği — Bir varmı;, bir , ii şehirlerin erimi Alzmeğ “adisdn biri doğmuş, O sene dünyada mu. harebe, ortalikia da darlık varmiş, Hem muharebe, hem de darik bir takim açıkgöz bezirgânları dalavc. riye, İbtikâra septirnmş. Onların yüzünden de hale varlik içerisinde Yaklağa uğramış. İşte o Ahmedeik mi sirada açmiş gözlerini , Zavalk Ahmed her çocuk gibi, birkaç Ay sonra yürümeğe başla - mış. Bir akşam, annesi babasına şöyle demiş: , — Ahmedin babası! Yavrumuza bir şift patik al, olur mu? Ayacık, İarı incinmesin. Baba cevab vermiş: — Dur, bayanım! Azıcık bekle. Kunduracıların yanina yanaşılım yor. Yakında halk tipi ayakkabıla, rin fiatını tesbit edecekler, o 22 » man alırız. Gel zaman git zaman Ahmed bü- yümüş, mekteb çağına gelmiş An, nesi, babasına gene baş vurmuş! , 7 Çocuk mektebe yalınayak mi gidecek, bay? Şuna bir çift iskar. pin aliver, Ahmedin babası hem fukara, hem de inadet imiş ., — Halk tpi kunduralerin fiatı mişlar: Yalınıyak Ahmed! Seneler geçmiş, Ahmed ilk, orta rektebleri, liseyi bitirmiş. Onu, ta- kayış kesilmiş çiplak ayaklarile Üniversiteye al mamışlar. Anası bu vaziyetten dolayı üzül, dükçe, inadet baba kaşlarım çatar: — Sabır. Sebır! dermiş; komis- yon inceliyor; yakında halk tipi a- yakkabılarının fiatı belli olacak. Çoğu gitti, an kaldı. Mefer adamenpir tahmininde a daniyormuş. Giden çoğu değil, azi. nm azınin azmin da azi İmiş, Artık koca delikanlı olan yalın konmasini ve onlarin piyasaya çık- masini bekliyorum, dermiş. Aradan birkaç yıl daha geçmiş; babası, anası birbizlerinin ardısıra öteki dünyaya göçmüşler. Ve baba ölürken Ahmede vasiyet elmiş: — e bekliyeceksin, oğlum. Hall tipinden gayri kundura giymi, yeceksin. Ahmed babasinm bu son dileği. İerce beklemiş. | İbtiyarlemiş, saçi sakalı ağarmış. Hâlâ yalınayak... Ahmed: — Müsaade et! demiş; küçücük bir emelim var. Onun tabakkukunu gördyim de ondan sonra canımi al Azrail, nasılan merhamele gel miş. cevab vermişi — Peki, amma, söyle bakaylın, nedir? İslediğm az bir mühlet ise bağışlayım #9 “Halk tipi ayakkablarına Gat 7; e ma DE e mall vermeğe ve İâhiyetim yol. Yürü bakayım, iii öbür dünyayı bo” radan «Hiristiyaniyetin İi hinde besahin» namile diğer eserinde tamamils zid bir cephey€ döndü. Zaman kendisine nasil ibre verirse ona göre dönmedi Bir in yazılarindı o #mil olan wenlenti idi. Ve hiç bir hareketini garazdan salim bir imaksacl maş değildi, Hiristiyaniyeti mmüdalar. 5 derken bu adam için, bir mule idi ve o hanaitle yazardı, denem O asıl meşhur Franz anki “Devamı 4 üncü seyfi |