ı Nazillide Sulama kanalları vasıtasile köylü tarla ve bahçelerini kolayca “sulamıya başladı NazilK (Hususi) — Hükümetin büyük emekler sarfile meydana getiriiği Burhaniye . Nazilli sula ima Kanak bu yıl köyülnün imda. Arazileri yakınından kânal”ge- çen köylüler su işleri idaresi tara- fından her köyün münasib mahal.' İirkle açılan sulama kapaklarından! SON POSTA Memleket EZahberleri| | Bartında da el dokumacı | lığı teşvik ediliyor İlk nümune çıkrık ve tezgâh gönderildi, Küçük köy çocukları şehre gelip Halkevinde Boluda “esi İbrahimin ihtiyar İlağına rastl “ Uzun boylu, ger gin, kalın derli zayıf bir ihtiyar idi. Çok fukara düşmüştü | zavalh.. bir temsil verdiler Boludan yazılıyor: Bolu Halke Ben, Het manifaturacılardan bazıları bunları çoğaltmıya karar vermişlerdir Bartın (Hususi) — İktisad Vekâ İleti. Sanayi Umum Müdürlüğü, tezgâh ve dokumacılığıni zimnında, alâkalı maintakalara birer Bütçenin yekünu 43.200 firadir ellve geçen senekinden bin lira faz.) teşvik İladar, - Bu yekünün 12.960 lirasını me- el tezgâki ve çıkrık mümunösi gön.İmür ve müstahdem maaş ve Ücret. İve Boluya 45 kilometre munafede vi tarafından orijinal teşebbüste bulunulmuşlur. Bu orijinal teşeb- ibüs Bolu Halkevirds köylü çocuk İarının piyes göstermeleridir. Mudurnunun Çepni köyünde bir yerde Eğitmen Ahmed Bilen (Canlandırılmış köy) adlı bir pi Gümrük veznedârlarından hepimi -| Yusufla, sin ağabeyi talâkki ettiğimiz Cemal|karar verdi, pehlivanâ misafi: gelmişti. pehi Cemal an; meşhur başpeh. Uvanlardan Sari Hafizin, namı di- İğer Kula Hahza ustasıdır Seksen yaş.nda olan ihtiyar Her. geleci, Cemal pehlicanla ç:rağı Senı dermiştir. Bu meyanda, Ticaret O-İleri teşkil etmektedir. İtfaiye idame yes yazmış ve benun Çepninin | Hafizin idmanlarını seyretti, Hergeleci ile güreş güveniyorlardı. Yusufu yenemezse bile, Yusufun onu ortadan çıkara. mıyacağına kani idiler. Nibayeti iki taraf beyleri kızıştı, Hergelecinin — güteşlerine Yusufla, Hergeleci hiç karşi kar. şiya gelmemişlerdi, Hergeleci;Doksanüç Rus muha- rebesinde muhacir olmuştu, İzmire gelip yerleşmişti. Eskiden kendisine İbrahim peh. İlivah derlerdi. Muhacir olup anne. Gonru tarla ve bahçelere gidecek altarış, küçük su arıklarını açmakla meş- guldürler. Tüli kanallar ve Cemal pehlivan, şim iş yaşlırinda vardir. ; biyün bile; en kavi t genç pehliran kadar kuvvetlidir. si ve kardeşlerile İzmire geldikten sonra; kâtırlarla katarcılık yapardı. Bu sebeble ismi Hergeleci kalmıştı. damıza da, Kaymakamlık vasıtasile| ve malzeme masrafı olamak | 1200, İgücük &ö0li ei bir el tergâhi ie bir çıkrık gönde.|Belediye emlâk ve akar tamir. ve|eğar soy çoçukları tarafından rilmiştir. siyora msaraflarına 1000, yardim.) si ettirmiştir. Gezici bep Bu dokuma tezgâhı ile çikrik,İlar için 800, merasim ve milli gün, | <1 eitirmiştir. Gezici be “dar tenismen açılzp düzene girdi ten sonra tarla ve baheeler kolay ca sulanabilecektir. Sulama ka. alının Sinekler, Hamzallı, Dura. sallı, Güzelköy, Arslanlı köyleri arasında geçen kısmında şu sırada müteaddid çöküntüler olmuştur. Kanal üterindeki su verme böL gelerinde Civar denilen kapak bekçileri gece gündüz kapakta Sanayi Umum müdürlüğünce kabul|/ler içm 350, havaya karşi korunma edilmiş yeni tüpten olup pratik şe. killerdedir. Bu iki âlet, halkin isti. fadesini temin içm, Taşhanda mü- nasib bir yere kurdurulmuştur. İsti. yenler bundan örnek yapt'rabilevek lerdir. ve techizat Halkevine o yardım müğtahdemlerin 400, mezbahan'n hayvan ahır! diğer eksikleri için 800, inşası için 200, mı yollar! için 100, masalı olarak | 1000, olarak o 600, için ve kaldirim giyinmeleri men Hale eğilmenin / faaliş teşvik etmiştir. Mudurnu Halkevi ile Parti Relsi de ilgisini esirge. miyerek köylü san'atkârlara sah. nesinde yer vermiştir. Bu küçük köylü hemşerilerinin yüksek ka, biliyetlerini şehirlilere göstermive Eskiden yetmiş mütenasib bir vücuda molikti tan Hamsi devrinin son vünlari adıdına dahildi ökkalık, adali ve Sul- başpehli- Hergele.i; Sarı Hafıza ustasi Ce mal pehliyanin imdanlarını seyre. diyordu. Ber de orada idim. Cemal pehlivan, çırağına hem id- Manifaturacı esnafından bir ka.İlâğımlam 230, pazar yerine 100, çının birleşerek bu tezgâhları ço “(umumi helilar için 400, kaldırın altıp dokumacılığı inkişaf ettirmek | tamir inasrafi olarak 1500, su yol kurarında olduklari öğrenilmiştir. |lari tamir masrafı olarak 500, İk. arar vermiştir. Halkevi salonunda İman veriyor hem de, oyun gösteri. yordu. Herğeleci, dikkatle seyrediyor - Böylece geçen ay içinde Bolu 600 kadar şe. Rumelide ve Anadoluda; katir kervanı ile mal getirip götürenlere hergeleci dedikleri için İbtahim peh livanin ismi de Hergeleci lâkabı ile yâdedildi. » Hergeleci, muhaceretinden son » ta; başpehlivaniar #irahiia girince, memleketi olun Şumnuya gitti. Şum. huda akrabaları vardı, esasen oo Deliormanın peblivanlık merkezidir. Hemen bü. tün sayık başpehlivanlar Şumnu ve bekliyerek, suyun vaziyetin! kon. trol etmek istiyenlere vesika ib- Tüzında su vermek vazilesile mü. kelleftirteri Köylüler dönüm ba. #irli Çepni küçük san'afkârlarını zevk ve neş'e ile seyretmişlerdir. Hergeleci: olduğu yerden ayağa Ayrca küçük san'atkârlar (Me/kalkarak ve Cemal pehlivandan mü geli) oyununu coşkun alkışlar ara. /saade imerie yukarıda yazdığım o. tarif etti. İplik ihtiyacı ğtndar tamdir masrafi olarak o 150, du. İdman bitti Dokumacılığı ve £ trikotajcılığı umumi park ve bahçeler için 600, meslek itihaz edenlerin ve aileleri. | gen$lik kkiböne yardım olarak 300, pin ihtiyaci için çalışan. tezgâh sa, ka iin 100, umumi helâlar tamir İköylerinden yetişmiştir. İ Şumnu, aynı zamanda çok ime tansmb bir yerdir. Sarıklı hocaları ve söltahırile meşhurdur. gına (beş kuruş). tayyareye tebe Tü parası vererek arazilerini mec canen (osulamaktadırlar. (Fakat Mahsüllerin en sulanacak zama - nmda kanaldaki bu mükerrer çö. Xüntüler bir kısım yerlerin sulan- mamasını mucib olmuştur. Suyun Kabararak taşkın ve çökünlü yap. “masını önlemeleri için (civar) la. rın konirol edilmesi ve bekçilerin vazileleri başından ayrılmama - Tarımın temini çok lzamdır, Sivasta kahve ihtiyacı Sivas, (Hususi) — Ticaret OHL 8i tarafından vilâyedlere bevzi e. hı dilmekte olan kahvelerden yilâ- yotimiz hissesine isabet eden 260 guval kahvenin bugünlerde bura. ya gelmesi beklenmektedir. —3 Eski Zaptiyede Şefik Paşa bana Beyoğlu muhtarlığı mühürünü tes Bin ederken de; — Baş mührü; el parayı”; dememiş miydi ,.. Bü © yüklerin emrine itaat o gerektir. Bü cihetle; Biz de bâsiyorduk mührü; alıyorduk parâyıl, Hele: Nikâh, bizim için ne ke dar köri: bir iş olmuştu?, Aslım âstarım sorduğumuz yek, O valeit te yalmız imam nileâisi var. Bir akın lirayı aldık mu; bası yorduk trsihrü... Fakat bir taraftan da hayli teh- Mkeli kokular; dedikodular mey. dana çıkıyordu. © . — Nerede o muhtar?,,. Yahu bizim karıyı ben burada yokken © başkasma nikâhlamış!, i — Neredr o muhtar!. Kocası © Yar mu, yok mu diye sormadan â. © emin &arısı başkasına nikâhlanır me? — Bu herifi buraya kim muh- tar yapmış yahu? Nikâh fsbrikası olmuş, kocalı demiyor; sahibli de. © miyor; basıyor wührü, kıyıyor ni. © lihal, b. — Dörde kadar süvnettir am. Ma; erkekler için... Kadınlar için böyle değil hocam. — Yahu bu herif hoca değil Hocalar böyle yapar mı?. Hoca kiyafetine girmiş şeytan!, — Kırmızı desini görmüyor musun ?, Hafiye imiş!, Çok çat. mâğa gelmez. Yalnız karıyı “baş kasma nikâh etmekle kalmaz, bir Jurnal eder; Fizanda soluğu alır. mm... — Hem yalnız nikâhla kalmı. yormüuş,.. Genç kızları da başına tapluyor. Onlara da kısmet büyü- si yapıyormuş... Kısmetiniz açı. Mecak diye kızların kollarını ba. caklarını açıp tenlerine (o karınca duası aş... Yalnız bu kadarla kalsa iyi... Bazan şöyle biraz gezmeğe çı- kap ta akşamüstü muhtar odasına dundüğüm vakit: l İ | | İ — Ne diye aradı?, — Bizim karıyı başkasına ni. hiblerinin iplik ihtiyaçlarının Ziraat ve malzeme masrafi olarak 370. sında birkaç defa tekrarlamışları dır, Böylece köylü kasabalıyı ve şehirliyi ziyaret etmiş ve kendi havasından ve ışığından onu ay- danlatmıştır. Bu ziyaret köylü çö. cuklarile şehiri ve Kasabalı güzel intıbalar bırakruştır. p ği tenvirat masrafi olarak 4420, tan. eşey e sn emr Şiir cama pr gr yel alara bütün vilâyetere tamim edilmiştir.|2 00 mt Li 0. Kazamızda ipliğe ihtiyacı olan tez.|*99 yat için 200, fukara do. sâh eehihleri, 30 Haziran akşamı, Jam » için 150, mazbaha ra kadar Ticamet Odasina müraca, | döme masraf olarak ta 700 hiza atla isimlerini kaydettireceklerdir. |edsisat kabul edilmişür. Bunun için de, tezgâh sahibi olduk. Tanzifat işleri larına dair mahaile mümessillerin.| | Şehrin tanzifat işlerine talib çik- den bir mazbata alacaklardır. o |madığından, belediye ihaleye pa, İplik ihtiyacını, kaza Ziraat Ban |zarlıkla yapmaya karar vermiştir. kaları temin etmektedir. Uzun za.|Buna da talib çıkmazın belediye mandanberi iplik bulamamaktan |temtzlik işlerini emaneten yapa. şikâyet eden Bartın yemenici esna-| caktır. fı, kaymakamlıkça verilen “vesika. İarla ihtiyaçlarını Zonguldak Ziraat Bankasından tedarik (etmişlerdir, bu meyenda trikotejerlar da var. şi Bundan evvel verlen kararla şehrimiz firinlarında yüzde 15 çav. darı ekmek çikarılmakta idi. Bu Öp önler bitmiş Olduğundan uncu. tar yüzde 30 çavdar ve yüzde 2 el a era yı z sonra kaymakamlıkça tasdik edilİbu formüle göre ie. enigiie, kühlamaş... Ben de onu şu sopa İçlerinden biri yaklaştı: ile Azraile nikâhlayım da görsün. diyor. Gene bir aralık ben yokken: — Sizi bir Lâz aralı... Belinde kocaman bir kama vardı. Gözleri. | kıydığın oOGülsümün efendi?. dedi!, — Hayır... dedim. ni İaltaşı gibi açmış. Ben köyde|Sana niüh kıymağı öğretmeğelişlene ben sizden ziyade kızdım. Ü > z hi) ri z Şu Mahmud. Salm kapıdan içeri ortada yoktu. Dördüncü günü girsin, (bak ben ons ne yapaca .| Beyoğlu hastanesinden ŞU vara. Dethal dümeni çevirmek Mi-lğm... Siz de görün... Bivirlen. kayı aldim: dim... Âsabıma dokundu... L muhtarı Mahmud iken bizim Fadimeyi bekçi Hasan| geldim. ağaya nikâhlamış!, diye barbar) İş alevleniyordu.., bağırıyor. İşin vehamcetini anladım, Bun-.İzımdı, lar deni şu odada mükemmel bir sıkıştarabilirlerdi. Kâbe: Mührmud Saimi arıyorsunuz?, — Oğlum... Aklında olsun...| — Evet... dediler... Siz değil dedim, Şayed ben burada (böyle)misiniz?. ani 'bir tehlikeye maruz kakrsam, seni çağırırım... «Bana bir sade)dası burasıdır. Kendisi de aşçıda kahve söylel,, > derim, Sen bu|yemek yiyor... On dakikaya ka.İmış, ne Pendik. evlâd... «sade kafes parolasını odikkatİdar gelir... Bendeniz Galatanın/bu... İmam ntkâhıl,., et. Sade kahve getir demek acelelmuhtarıyım!, Buyurun, bir polis çağır» demektir, şimdi gelir, kosunuzu Aradan bir iki gün geçti. Muh-İpay edersiniz. tar odasında aylık hesabı yapıyor.| oŞaşaladılar... dum. Üç kişi geldi. Yüzlerini gö- rür görmez bir firtenaya maruz oturun; — Evet benim!, — Ne hesab ediyorsun?. Bir ay zarfında kıydığın katakefti nikâh.| Kafasına indireyim. ları me, kâh kıymaz... Bu, imama eid bir|size bir hörmetsizlik yapacaktım. meseledir. — Maazallah evlğdn o maszıl geme Kurumu müfettişi Neşet Bo ra Söğüde gelerek Kurumun hesa İbını teftiş tini seçmiş ye relst Hüsnü Kiba, muba; inhisar memuru Mehmed Çı oğlu, kâtibliğe inhisar kâtib; Alagük, “ çikarılmağa Tiehimoğlu, öğretmen Cahide 86- e) çilmişlerdir. -— Beni tanıyor musun meahtar)ma... dediler, — Ben evvelki hafta nikâfenlediyorum. Aramızda kocasıyım?.) vesile olur, Maamafih şu yaptığılsonra — Yanlışız var evlâd; dedim;| habis siz mutlaka Ağacamisi muhtarı başkasına nikâhlanır mı?, — Hayır... dedim,,. Fakat o.İdeğil ya... adamlardan davacıyım. Beni öl- — Ya, dediler; biz de az kalsm!di Diğeri —Y ... Şu sakesiy? alayım, | şırdılar, re İN Kafası iki) Karakolda iki gün iki gece Uğ-İtane genç, güzel kız geldi... Huri. ed. parça olsun... diyordum. Kusuru. |raştılar. İkametgâh, kefalet sen: — Azizim... dedim. Muhtar ni-İmuzu affet hocalendi,., Az dahalierile yi kurtardılar, İşte; Koca Yusufa karşı seneler. ce karşi koyan Hergeleci böyle bir pehlivandi. Fevkalâde supl kıvrak bir musari" idi, Hergelecinin Yusufla ilk güreşle. ti Şumnuda olmuş, dört sant kadar devam etmiştir. Şumnu beyleri, Hergelesiyi Yu- sufa karşi çıkarmışlardır. Bu güreşi anlatanlar şöyle söylü. yor: — Şumnu beyleri iki taraf oldu. lar... Bir taraf, Hergelecinin Yusu. İfu yenmesine imkân olmadığını id. dia ederek ortaya fazla para koy. dolar. Diğer tarf da mukabil taraf- tan aşağı kalmadi, Hergeleci, küçük olduğu için, Yusuf tarafı ne koyarlarıa opehli . vanlarının kazanacağına kanaat gi- azalıklara da Foto , iâde Söğüd Çocuk Esirgeme Kurumu yeni heyeti Söğüd (Hususi) — Çocuk Esir. yeni idare heye. Başkanlığa beledi. 1 teaf, Hergalâcinin fevia- ustalığına ve ndali kuvvetine Şumnuya gelen Herğeleciyi, hem şehrileri işitmişlerdi. Akrabalar ve taraftarları Hergeleciyi tuttular. İd man güreşlerinde gördüler, ve Ke. ca Yusufu karşı komak istiyenler ide Hergeleci ve akrabalari tarafına geçerek Yusufla güreştirmek istedi. er, İş azıştı. Taraftarlar çoğaldi. Or. taya konan para da yüklü oldu. Nihayet; Yusulu çağırttılar ve Hergeleci ile güreştireceklerini söy- lediler. Yusuf Hergeleciyi hiç tanımadığt halde peki dedi. b Güreşten bir hafta evvel, Yusuf köylülerile beraber, Şumnuya Cure“ Damazina geldi. Hergeleci de #8 mazda idi. Yusuf pehlivanâ; Karalalılar He we Ke < i budur.— — —S Şia Bir cmriniz «Bir. nikâhımı var... Sizi acele İstiyoruz. Yarım saatlik bir iş... Araba paranızı da — Beybaba... Zıhmet buyur-Jidi, Ben olmadığım zamanlar ne yapar yapar müşterilerden üç beş — Yok ovlâdım... Bunu size|kıvısır, bana göstermezdi. Bu ci. Mahmud Saim değil; ben ikram|helle işine de müdavimdi... Ben. muhabbete|den İki saat evvel gelir; iki saat Fakat nedense üç gündenberi Vay ii Başkasının karısı |Salm Beye: Ustacığım. Ölüyorum, şi > Beyoğlu hastanesindeymi. Şu va. Lâzın biri güklü; rakamı eler almaz hemen teşrif e. — Değik mi efendi baba... de./diniz. Kâtibiniz: Sadi) Caddebostanı | (Koşa koşa hastaneye gittim... vay... M0 Gedikdkanl Kala.İla bağlı, bitab bir halde, bir kar. iv 1, Nikân|yolada yatıyordu. Beni görünce, gözleri yaşardı: O anda polisle Kâtib gelmişti. — Ah... dedi ...Sizin inkiseri. Ben polise hitaben: nıza uğradım ustacığım... Ölüyö. — Polis efendi. dedim, ben bulrüm... Bana beklen: helâl et... Bu sözelrderi bir şey anlıva- gelmişler... miyonm... Acaba kâtib aklım ldürmeğe mi gelmişler?. İmu oynalmıştı?. Evet!,., — Ne inkisarımı — Kalkın karakola... Sizi ko-İdiye sordum... — Dinleyiniz... dedi... Anlat Herifler neye uğradıklarını şa-|mağa başla; Geçen Salı günü akşam... Siz gittikten sonra üç uğradın?... ler kadar güzel kızlard se tamlar birer şeytanmış,.. Ben meseleyi derhal kavradım. Gülmeğe başladım, kâtib devam Meğer- (Nikâh) o mezelesinden © arisk — İmam da bunak... Sen de...) lah... Lütfen oturum... Şimdi|orkmağa başlamıştım, Fakat be.letti: İkiniz de beraber yere batacaksı.İkendisi de gelir, riz!. Filerinize birer sarı altın) Zile bastım... Kitib geldi.,, verdiler mi, her şey tamam... As.| — Kb bile nikfihlarsınız!, da «sade» bir kahve söyle... i nim kâtib benden cesurdu. Vira «nikâh yapalım» diyordu... Kâti.İdedi... Dinle: Ellerinde beş tane elendi... odedim...İbi severdim. Ben yaşta; kini faslını sormadan ânnelerinizi | Beylere birer kahve söyle... Banalgün görmüş, benim gibi bir zattı. Fakat çok para canlısı — Gülme ustacığım... Gülme. az çoklkırmızı lira vardı... o rMahmud sakallı| Saim Beyi istiyoruz» dediler. Elle. rine çil çil Hraları görünce bul Zavallı kâtib. Yüzü gözü sargılar. |kan revan içinde | beraber getirdik; diye © beş alum avucuma o sıkışlırdılar, OKızların güzelliği; paranın sıcaklığı aklıms ” asla bir şüphe getirmedi... Sizim çekmeyi açtım. Mührü gidim... «sHayhay... Efendim... “Gidelime | ta kokulu güzel kızlar arabadan indiler, Evden içeri girdik. Fakat girerken bir hissikablelvuku ie © Yüreğim çarpıyordu. Yukarı çıka. cağımıza aşağı Iriik. Kendi kem dime: «Galiba mutfakta o yemek Yiyeceğiz evvelâ. diyordum. Ka. ranlık bir yere indik. Kızlar ye nımdan kayboluverdiler, Bir e# kek sesi? «Hocafendi ismi âlimi © nedir?» dedi. «Mahmud Sajm def demez üç dört kişi birden üstüme çullandılar. Yere yatırdılar, Çek dılar supayı... Çaldılar sopayı..« Çakhlar .. Allah aşkın$ gülme ustacığı Kafam gözüm ss. O kadaf İvurdular ki, kendimi kaybetme şim. Beni yarı ölü bir halde bf” çuvala sarıp yangın yerine atma” lar. Orada devriye poHsleri gö“ müşler. Hangi evdi?.. Bunlar kis» di?. Bu genç güzel kızlar kimi nesi -idi?... Bulmak kabil mi?... Si İşte sizin yeriniz: adamakıllı bi dayak yedikten sonra dört gös denberi şu hastanede şu halde yö tıyorum ustacığım.., Gülmiyecek (o gibi ( değildi Hem gülüyordum... Hem biçer adama acıyordum. Fakat insan €£ mek vediği yere ihanet edip te v İtasını taklide | kalkışırsa bil som böyle felâket olurdu. ğ Kötibin eline iki üç Jira sof © tmlum ğ — Geçmiş olsun Mahmud Saf Bey!, Allah bir daha böyle bir # lâket göstermesin! ği Diyerek hastaneden ayrıldım Mahmud Saim Altındağ (Arkası var)