Bir plâj elbisesi SON P OSTA Tılsımlı yüzük Yazan: Hadircan Kaflı Anadolu yay? dalgah tepe hafif hafif esiyordu. Çoban Kigs sırtında belinden kuşaklı beyaz gömleği, elinde u. 1m sopesi ve ayaklarında çarıklar nü otlatıyor - açların: papat. Şik bir plj elbisesi, ede bir inanto, güzel bir şapka, işte bir tek model size bu üçünü veriyor. P| robu orijinal bir emprimeden yapıl- miştir. Hemen o tamamile düzdür. Emprimeniri seçerken göstereceği - niz zevk inceliği onun bütün şıklı. ğı olacaktı Manto da ayni İki yarma cebi bütün süs... şi, İâciverd kelendir. Geniş kenarh tam yazlık şapka! hasıdır. Kordelâsi yerddir. Muhtelif lekeler nasıl çıkarılır ? Aliiminyoridan yağ lekeleri: Benzine batırilmiş ince bir bezle ovularak çıkarılır. Bronzrlaki lekeler: Şu malüta bir pamuk pârçasi batırarak sili Yarım kile sa, 400 gram sabun, 100 gram Tripoli pur Kristaldan lekeler nasıl çıkarılır? (Meselâ: Surahi veya vazodan) Bir patates alınız. Surahiye sığacak kadar ufak 'parçalara bölünüz. Bu| alari surahiye atiniz. Üstüne i w dökünüz, Kuvvetli ku vetli çalkalayiniz. Keistal parild yinen kaba kele kâğidlarından bir parça kopariniz. İslatinız. o Adetâ hamur haline gelir. Bü tomarla su. rabinin bu sefer de diş tarafin! si- İp parlatınız. Ayni şeyi vazolara da tatbik edebilir, ği Eski Zaptiyedz (idam mahküm. ları) nın bir “gece uyandırılış) tarzı vardı, Gece yarısı gardiyan .mahkü: uyandırırlı Giyin de biraz aşağı gi derlerdi. Gidiş ö gidişli... Arkası gelmıyecek bir menfaya mı?... Denzie mi?... . Bu mesele herkesçe meçhuldü, Ben de bu (uyandırılış ve götü- miştim... ye geldiğimin; yani ilk tevk'fimin on ikinci gecesi; gece yarısı üç dört gardiyan be. ni uyandırdılar.. Korku ile gözle. rimi açtımı G Mahmud Saim Efendi... mi?... Esasen şu on gündenberi hep idam mekkümlarnın. sergüzeştle. rini yazmakla zihnimde garib bir helecan husule gelmişti, Yoksa ben de idama mı mahiköm olmuş» derecede düzdür. Kuma- iz. de biraz aşağı gel... demezler tum? b Gece yarısından sonra düçar ali bir rüya zannet - #m. Gardiyanın bir: tekrar etti: — Mahmud Saim Bey; giyin del biraz aşağı gel!... Titredim... Ah bayatı bir hiç telhkki ediyor! Fakat; böyle mühlik bir an hü gam mi hayatın: bir dakikası bile 3 yor ki... Aklıma ilk gelen cevab şu olu: — Aradığınız adam ben deği 1m! Sen Mahmud Saim değil mi- — Hayır!... Değilim! Sen'n isinin'ne — Hasan Tahsin —Afede #nlış uyandır. l mazlardı dik.: n? Acaba o habis hangi koğuş” şıyordu. Güneşi yan çıplak pazıları. yuvarlak ve gergin baldırları, heybetli gövdesi onu bit kuvvet mabudu zannetti - rebklirdi. Arasıra du bulut parçaları gibi O bayırlardan yavaş yavaş akan sürüsüne bakı- yor; kaval çâliyor, ufuklara atıyordu, Bazan düşünüyordu Kim bilir daha ne kadar güzel yerler var; kim bilir ne tatlı şey. ler var! Bir koy z olsa idare eder! Krallar koyun sü- rüsü yerine insan sürülerine sa lâ; | hib imişler; kral olmak güzel şey- dir! Hele Lidya gibi zengin bir memleket olursa! “Kigs, devrin kralı olan kıskanıyardu; bir memlekette iki| İkral olamıyacağı için aka o. nun yerini almak Jâzımdı. Halbu. ki bir çoba yapabilirdi! Onu n kapısını bile yak Görünmemenin Ö İkânı yoktu, zira sarayın etrafında muhakkak yüzlerce, binlerce mu- hafız bulunuyordu; içeride ise bir çobanın hemen göze çarpması kâ. dar tabii bir şey olamazdı. n çok düşündü; yalnız bir ça. ar verdi; — Görünmiyen adam olmak! Çok bilen birinin (söylediğine göre o taraflarda bir mezar ve © mezarda bir ölü varmış. Ölünün parmağındaki yözüğü kim kendi ne İparmağına takarsa gözden kaybo.! lurmuş. Fakat mezarın yeri belli de; Belki şurade, belki de tâ ker- tepenin yamacında... Mezsr bulmak için bütün o civarı, eni ve boyu birçok fersah tutan yerleri kazmak, çok detin kazmak lâ zımâı. Kige gene ümidsizliğe düştü, Hayatta | en korktuğum gecet... » ya... Burida hatırları sayılan a 5 birini bu sarrafiara (Habis) kelimesini işitince büz. bütün çenelerim kilidlendi... İşte: Hiç şüphesiz idama gidiyordum. . Şaşkın şaşkın şu cevabı verdim: — Aşağıda o bahisi. Üçü birden başucumdan çekilip gittiler... Müthiş bir canavarın ağzından muvakkaten olsun ha .| yatını kurtarmış bir adam gibi râ- hat bir nefes aldım... Zihnim dur. muştu... Belki kalbim de işlemi - yordu... Yalnız alımdan soğuk ter tanelerinin döküldüğünü his-|1 , Sanki yorganı aça- yorganın al Nefes bile sediyordum., mıyacaklarmış na bözülmüşt mıyordum. .. Beş on dak'ka sonra gene bâşu- cuma geldiler: — Efendi Mahmud Salm senmsişsir. ye gitsek sana yolluyorlar. tarif ediyorlar. Yahu ilmek “için on. arıyorum... Fakat e yoktu. Çenele çarsarak — yatağımdan kalktım. Demek bu gece son ge: ünü kim)” İk Alyatı İoluyorlardı ”İkasında, bir kayanın oyuğunu gür. i beş on dakikal Bs r ütreme üldı. Pan- ağliyan ufka baktı. O-| kadi Dullar eyi «mezi izünü tutacak şekilde n ve hafif şimal rüngâr: sertleşti; çok O geçmeden fırtma halini aidı. Çoban, sürüsü. nü biraz ilerideki kayalık yamâca, | bir pınar etrafında yükselen « . par ağaçlarının altı rü hiz Yağmur başlamıştı; öyle yağıyordu ki gök kubbesi ko. aman su deposu imiş de delinmiş ve taşmış samlırdı. Koyunlar bir- birlerine sokulmuşlardı. sırsıklam Kigs kendisi için daha shafazalı bir yer arıyordu. Ar. dü. Oraya sığmabilirdi ve daha çok ıslanmaktan kurtulurdu. Yağ. | müur koyunların tüylerinden süz lerek ye: er kadar sizmıyor 5 sırtındaki elbise, Mrs en ko - dur büsbütün sindirecek etlerine işle -| İ Oyuğa girdi; orası dardı, dakat| ufak” değildi; içeriye doğru derin İeşiyordu. Oralarda ne olduğunu da merak etmeğe başlamıştı, Çok| geçmeden delik birdenbire geniş » ledi ve kendisin! bir mağarada bul du. İnce ve ciliz bir ışık altında afı gözden geçirdi. Bir at gördü; areketsiz duruyordu, Muayene €- dince onun bakırdan yapılmış ol -| duğunu anladı, Karnında bir insan| ölüsü vardı; ölünün parmağında bir yüzük parlıyordu. Çoban Kigsin yüzü öyle ümidle A . Keşki 3 ayak, başıkabak bir sokak hamal) .Jolsaydım da şu müellim âk bete| düçar olmasaydım... Gardiyanın biri sordu: vereceği n olmal ıhâ... Ser düşündün mü hocam? hibi bir gün hakkımı iste: İğumuza inandığımız gi mize de İnanr a Çenelerim birbirine vüruyor: delim,.. Artık ne | ne verecek Her dünyada adresimi bu. lamıyacaklar. Bulamiyacaklar | amma; bu âkibet mi7, da tuhaf adamsın ho- o senin için hiç ir söz söylemiyor! ah Kâzım Bey? ıyandırdık ya. Senin burada ille Mahmud in komuşular« biraz diye ısrar ettiler... Eb... Malüm İba: ve sevinçle parladı ki mağatayı dışarıdan daha aydınlık yapacak sanıyordu; he bini kuvvetli ellerile bastırdı; şi pırıl pırıl ışıldıyan yüzüğe da. tuttu geçirdi. muydu? Evet görünmüyordu İşte kendi bacaklarını. kendi ellerini ve kollarını, kendi gövde » sini, kendisi.de göremiyordu. yü - züğü çıkarınca eskisi gibi görmeğe| (başladı; takınca gözden kayboldu. Lâkin ellediği zaman her tarafım ayni halde ve şekilde buluyordu. Kigs büyük biz sevinç içinde, artık koyun sürüsüne hizmet de. Bil, insan sürülerine kumanda İcek bir adam kudretini kendisinde buluyordu, Mağara biraz daha ay. dınlanınca dışarıda yağmurun ke- sildiğini, gök. yüzün çıkardı; Acaba ar nün açıldığını güneşinin gene bütün ihti. şâmlle yükseldiğini anladı; çıktı. Zaten dönüş zamanıydı. Sürüyü Önüne Kalarak köyüne dönmek İs tedi; lâkin koyunlar onu görme. İdikleri için yürümüyorlardi; iki köpek de onun kokusunu alıyor - lar; lâkin göremedikleri için hay- ret ve dehşet içinde havlayıp du. ruyorlardı. Eğer bu mahzurlar olmasa sü- zannedilmesi gerçekten eğlenceli olacaktı. (Arkası sayfa 7 sötun 6 da) İdamlardır. - Beni bu val şuyandırdınız? — Ya me için ol J Aki İ önun için Yü... »İkenarına oturdum. yaş aktı beş senelik ömrüm gitmişti. Meddah Köz beni görünce İs dört arkadaşı ilmeğe başladı Gardiyanlar nasıl korktuğumu on- lara söyle: ler. (Her halde sende bezirgâzlik ver. . Amma da ta - bansızmışsın.) diye alay ediyor. lardı, Kâzım dedi Yahu... Seni böyle gece ya. nişi siçin uyandırdık bilir misin? Kahuni aklın erer! Bizim şu cür. mümüze bir fetva ver bekahmi!.. Biz: şu arkadaşlarla beraber Un- Kapanında bir ev tuttuk. çın yerinde. Kapıya bir levh tırdık. (Zeyrek polis komiserli Bir komiser ve bir polis elbisesi de teddrtik ettik, “Civarımızda caddede | varsa “hepsini (Mişor) » (Haronaçi). “4Yasetaki) hamında üç Yahudi sasraf var... “ İmeselesine dayanız.» © Fethiye, Dereköylü Karli “idir Sinan: mevzu etrafındaki Sayfa 5 İki yasak edilmeli mi7 İçki taraftarları da ortaya kuvvetli deliller atıyorlar “Alkol insan ruhunda tekâmül yaratan bir kudrettir,, © Malatya, Galib Atmaca: «— İçkinin ortada sına bence imkân yoktu! az almakla beraber, ist ister kederli nasıl olursam olayım. o mübarek suyu, kendime en ya- kon bir arkafaş telâkki ede İçkiyi kendini bilenler içmeli - dir. Muhterem Aik neş'el meb'uslarımızdan | birinin bu mevzu et m. nakaşlar sırasında söylediği gibi iş dönüp dolaşp «içtima terbiye» muharrir'n iu mütalealarına tamamen iştirak «der ve derim ki içki yasağı, tatbik kabiliyeti o! yan bir nazariyeden ibarettir. Her) nevi. alkol, elem ve ıztırakı gide.| «— Bir genç İren, tam bir kudrettir, Bazıları vücuda yarıyan meyvalardan da temin olunabilir diyorlar, Bu iddiz doğru değildir Meyvanın tesirleri başka, içkini malüm ve ene başk: ni ve dimi derdiği h ancak mid Ayni zamanda işkınin o men'i ciddi bir netice vermekten çek u- zaktır. Eski yasak zamanında ne- lere, ne açıkgözlülüklere şahid ol madık ki; kaçakçılar haricden te min ettikleri mahiyeti bozuk'ma. yilerle binlerle vatandaşın mide - sini altüst etmediler m? Paranın hedrolduğuna mi yanarsın. yoksa vücudun harab olduğuna mı acır. İrinün köye dönüşü ve çobansız|sın... .İsarraf zerre kadar şüphelenmedi. Velhasıl içki yasağı çıkar yol değildir.» (Arkası sayfa 7 söten 6 da) yolladık... Birer lıra bozdurduk.. Beş dakika sonra; bu arkadaşı po- lisle sarraflara yolladık. Polis Ya- hudi sarrafa sordu: Bu adama bir lira bözdunuz mu? — Evet paşam, — Bu herif kalpazandır. Ne ka. dar para varsa torbaya koyun, bu. yurun karakola... Komiser bey paralarınızı muayene edecek. Res. mi polisin bu sözünden üç Yabudi Paraları torbalara koyarak kara- kola geldiler. Ben kamiserdim. Evvelâ Yahudiler ben çıkıştım: — Sizde hiç sıkılmak yek mu â Ne yaptık paşam?,. — Daha ne yapacaksınız. Ka nuz ...Daha bundan büyük kaba. hat olur mu?, Yahudiler korkudan bembeyaz kesildiler. Bu herifle. rin dükkânlarında ne kadar para torba ile getirdin mi? — Evet komiser bey... Üç sar- İkötülüğe temayül “İçki bütün musibet ve fenalıkların anasıdır,, © Kemaliye Geşo köyünde şoför yarma Esmer: nolunmalıdır. Zira o, bütün musibet ânasıdı ve İe- v insanda bir anda b et- çildiği - zama mevcud: güzel hasletle: mektedi ürlerine şahid oldu ğumuz bu hakikati niçin ve neden â n?... Müskiratı menet. a hizmet eylemek de. mek, camı, mektir.> © BiecikP.TT. İdaresi memarlarından Cemal Ataya- içtima! hayat- Yol açtığı insan ruhunda tekâmül yara. |iç k telâkkileri huzurunda fesad ve ,İtereddi uns ğa mahkiimdur. Ferdin, ailenin ve dolayısile ce- İmiyetin bu afet yüzünden uğradı. gayri kabili tahammü İleri burada tadad etmeğe lüzum görmüyorum, Çünkü bu, cümlece malüm ve müsellem bir keyfiyet- tir, İçkinin bu menhus musibetle- tinden gençliği ve nesli âtiyi ko. rumalı ve kurtarmalıyız. Zira, viç dan ve şuur çok baklı bir muha. fazakârlıkla,. içki o serbestisinin men'ini âmirdir. Zamana muhtaç olan bu amiri yet, nazariye balinden çıktığı" gün, mesele halledilmiş olacaktır.» © İstanbal Tıb Pie okurlarından Galib Ö «— Ferdi bal kındaki fikirleri (Arkası sayfa 7 sütun 5 te) rafta allı bin lira kad Yarısı kalp olma Yahudiler: Amân paşam nafız, paral » Bun. Poliş at. Uç ğ lev. İni iha indirdik, elbiseleri arkamızdı kardık, Alt binli. rayı pay © Bıraktık kaçtık! — Ya Yahudiler? — Yirmi dört saat kömürlükte kalmışlar. Etraftan işitilmiş. Ge - lip çıkarmışlar. Verdikleri | eşkal üzerine bizi yakaladılar. Şimdi fet. vayı ver bakâlım bocam,.. Bizim cezamız nedir?... Şimâi korku düşmüştü: İp!... dedim. — İp mi? Amma da yaptın ha. Halbuki ben yarın çıkacağım. , — Nasıl çikacaksın?, — Hem şıkacığırı. sa görüşürüz — Sahte elbiseleri yangın ye - rinde sakladın göliba... Fakat bu y (Cebinden bir kâğd çıkardı). Şu telgrafı oku... Telgraf kopyasını oküdum: Atebei cenabı şehriyariy, Mühim bir ihbarım var. eele şekilde sarayı Melükâneye celbimle huzuru şahanelerine ka - bulümü niyaz eyliyorum. İrade ve ferman hazreti menlehülemrindir. Eski zaptiyede Meddah Kizim Mahıid Salim A'tindağ (Arkas var)