“SOÖNPOSTA ç Bteüar Huınn 23 £ Zi Soğfa Hergün - Türk siyaseti _Mw ürk - Alman muahedesi - nin Türk siyasetinde yeni bir safha açtığını sananlar yanılır. lar. Türk siyaseti ne değişmiştir, ne yol, değiştirmiştir, daima ayni he- defe doğru, damma ayni yolda yü- rümektedir. /— Bu yolu tek kelime ile sulh yolu olarak tavsif edebiliriz, *Bir numaralı büyük harb bü - tün dünya için dört yıl, yalnız Türkiye için bir misli fazlasile ge- kiz yıl sürmüştür. Bir numarah Büyük Harb bizi meşhur Sevre'i ile ölüme mahküm etmişti, ölmemek için tekrar kan verdik, tekrar dört uzun yıl çar. piştik, nihayet —meşhur Sevre'in arkkasından parlak Laürarine doğ- dü. Sulh yolunda sebatımızın ilk se bebi milli karakterimizdeyse ikin. »cisi harbin fecayiinı her milletten fazla çekmiş olmamıza, Üüçüncü- içinde kalmak olduğunda aranma- hıdır. * Bir numaralı Büyük Harbin zu- hurundan bugüne kadar 27. Türk toprağı üzerinde silâh sesinin ke- sildiği tarihten bu tarihe 'kadar da 19 yıl geçti. Bu müddet zarfında biz hep ayni hedefe müteveccih, hep ayni yol üzerinde kaldık. Hududu Balkandan Kızıldeni - zine dayanan bir imparatorluk kaybetmiştik, kayıbımızı arama - — dık. Elimizde yalnız bize yetecek — kadar bir toprak parçası kalmıştı. Onun üzerinde yeni bir devlet kur dük, onu imara çalıştık, 'İki numaralı Büyük Harbin ilk İişaretleri bizi bu imar faaliyeti içinde buklu. Dünya sulhünü masun bulun . durmak elimizde değildi. Sükü nuün kendi çevremizde baki kal - masını istedik. Akdeniz kıyılarının çok ateşli genç gazetecilerinin dilinden arâ- sıra bizim sahillerimize de göz di. kilmiş hissini veren nağmeler işi- tiliyordu. Menfaatimizi bu sahada statükonun devamını istiyen İn- | giltere ile ittifakta: bulduk. — - Faka maceradan datma uzak —— kaldık. Harbi istemiyorduk. Harb den de korkmuyorduk. İki yıl elde silâhla bekledik. Ateş dalgası Avrupadan Akde. nize indi. Balkanlara sıçradı, hu: - hazır; daima soğukkanlı olarak durduk, N Bugün Avrupayı kasıp kavuran — muharebe bizi de içine almamış — ise bunu 19 yıldanberi hiç değiş: - — miyen bu basiretli ve tedbirli si. | yasete borçluyuz, şimdi topladı - — ğımız da bu basizetli, tedbirli si « - yasetin meyvasıdır. - İngiltere ile Akdenizin bizi a- “lâkadar eden kısımlarında statü - — konun değişmemesi arzusundan — doğan ittifakımız bakidir. Fakat |— bu arada Türk toprağına hiç kim. | senin taarruz etmek niyetinde ol- — madığı da sabit olmuüştur. Akdehiz harbi Türk sularından uzaklaştı, Balkan harbi de çoktan — bitti. — İtalyadan yumuşak bir ses ge. liyor. Almanyada ise bize karşı — samimi dostluk tezahürleri hiç bir — zaman eksik olmamıştır. - —miz muahedenin gayesi fiilen mev —- cud dostluğu tesbit etmekten iba- rettir. Çok derin bir maziye daya- nan bu dostluk bir numaralı Bü - yük Harbde kanla mühürlendikten -— sonra bir aralık bir toz altında — tozu alınıyor ve görülüyor ki o, — gene kuüvvetini ve gençliğini mu- — hafaza etmektedir. — Hayir, Türk siyasetinde yeni bir safha açılmemıştır. Türkiye Milli — Şefinin yüksek idaresi altımda, Başvekil muhterem Refik Sayda. /— Min derin görüşü ile daima sulh /— yolundadır ve Türk tarihi bugü - — nün müşkül şartları altında, bir i gö - — dudumuza kadar geldi, biz daima|mektei İ b =:f2mhbqwdwm milleti millet yapan — kütleyi de Sağlam bir tahsil ilim adamı yetiştirir, terbiyeci, iklisadcı, iclima. ıyılçı,MMr Fakat bütün bunlar bir ferdi insan, bir amillet» seviyesine çikarmak için kâfi değildir. ruh büyüklüğü, vicdan hissi, "hr K"ıl.leyı m&i yapan hvvdiıbıdmiıvehıhhrhı gaye hedef bi L Yeni Silâhlar | Sahra televizyon - tesisatı ve kulaklı maynler 'Televizyonun harb gayeleri için kullanılışına aid çok şeyler yazıl- dı. Ecnebi mecmuaların yazdıkla. rına nazaran, daha şimdiden, tay - yarelerin verdikleri talevizyon re- “İsimleri almakla Tuuvazzaf husuüsi postalar tesis edilmiş bulunmakta. dir. Maamafih, şimdiye kadar gaze- te ve me&cmualarda buna aid en çok görülen havadisler, televizyo- nun henüz bir lâboratuar tecrübe- sinden ileri geçmediğidir. Muharib orduların televizyon - dan istifade ettiklerine dair, bu - gün elimizde henüz hiç bir delil mevcud değildir. Yalnız son gün. lerde Amerikadan gelen bazı hava disler, televizyonun ilk defa ola. rak Amerikada harb — maksağları İçin “açıkça külantidığInı bildir . Bahis mevzuu olan, Amerika - daki son büyük manevralardır. Bu manevralar esnasında, Dü Mont lâboratuarından B. Allan, on beş operatörle birlikte, <mü - dafaa>»yı temsil eden orduda büyük bir televizyon merkezi kurmuş ve çalıştırmıştır. — B. Allan, televizyon merkezini harb sahasına kurduktan sonra çok kısa bir zamanda. televizyon Cihazını harekete getirmiş ve cep- hede vukua gelen hâdiseleri, sani- yesi saniyesine, ordu -karargâhın. daki televizyon pöstalarına ver - meğe başlamıştır. - Amerika matbuatmın yazdığına nazaran bu hâdise harb istihbaratı tarihine yeni ve parlak bir sayfa ilâve etmiş bulunmaktadır. «Taarruz ordusu» nun K, mın. takasında görüldüğünü haber a. vizyon cihazını hâmil bulunan kü- çük bir kamyon içinde derhal ora. ya hareket etmiştir. Bu kamyonun arkasında, televizyon cihazına ce. reyan verecek olan akümülâtörü taşıyan ikinci bir kamyon bulun. makta imiş..: Çünkü televizyon cihazının, umumi elektrik cereyanı almak için tesisat yapmasına vak- ti müsaid değildir. Seyyar televizyon cihazı, kuru. lur kurulmaz, derhal faaliyete geç miş ve düşman ordunun harekâ - tını saniyesi saniyesine karargâha bildirmeğe başlamıştır. Tabil ka - rargâh, perde üzerinde seyrettiği düşman ardusunun harekâtına ba. karak kendi ordusunun harekâtını tanzim etmek imkânını bulduğu gi bi, kendi ordusunun harekâtını da, gene ayni vasıta ile takib ederek, direktifler vermek imkânımnı bul - -| muştur. “Kulaklı,, maynler - atişli, maynlerin. kazandığı v Mikn muvaffakiyet, bütün dünya müucid Seyyar televizyon cihazları kurulur kurulmaz, derhal faalıyete geçmekte ve düşmanın hare- kâtını saniyesi saniyesine haber vermektedir lerini harekete getirmiştir. Muha- © TİYATRO Ğ Şehirler arası tiyatrolara ihtiyacımız var Yazan: İstarbul Şehir — tiyatrosunun vejti mektebinin|yor mu? Hayır. Ankaradaki Tiyatro hılıyeı sahaları büyük — şehirlere kalacak tarzdadiır. Halbu rib memleketlerin mes'ul makam. larına, binbir çeşid — maynlerin icad edildiği hakkinda — yüzlerce teklif yağmağa başlamıştır. Bu tekliflerin içinde en dikkate şayan olanı, harb gemilerinin ve- yahud vapurların pervane veya - hud çark seslerini avlamağa mah. sus ekulak» ları haiz maynlerin yapılışına aid oian toeklfitir, Bu «kulaklı» müynler 1,25 met. re uzunluğunda ve 60 kilol. ağırlığındadız. Bu maynler, şekil itibarile bir torpili andırmakta - dır. Bu maynlerin dümeni ve per- vanesi vardız, 'Torpil biçimindeki bu maynler, denizin içine, muayyen bir de. rinliğe konur ve bir demire mer- but bulunurlarmış. Bu maynler, bir vapur gürültüsü işitinciye ka - dar. âdeta demir atmiış bir vapur gibi bu demire bağlı olarak kalır- larmış. Vapur maynin «eku. laklar» ındaki zarlarda bir ihtizaz vücuda getirirlermiş. Bu ihtizaz, mayndeki elektrik cereyanında bir sarsıntı, bir kımıldama yaparmış. İşte bu kımildama, maynin icra cihalarını harekete getirirlermiş. Bu icra cihazlarından biri mayni demirinden ayırırmış; bir diğeri mayni harekete getirirmiş; bir Ü- çüncüsü ise, maynin dümenini, se- sin istikametine çevirirmiş. Artık. bütün bunlardan sonra, mayn süratle sesin geldiği istika - mete doğru harekete — başlarmış, Bu hareket. maynin vapura, veya- hud harb gemisine çarpıp infilâk İsmet Hulüsi vâdedi. Ahnan ve Sovyet orduları (Baştarafı 1 inci sayfada) Harbden evvel, mevcud olan fa- raziyelerin aksine olarak, hazırtık senelerini xahmmı!en fu!a 'l'm gay- ret içinde geçir bu harbe iki yüzden çok hdı bir teşkilâtla girmişti. Fakat, bu fırka- ların ne kadari; yeni harbin iste - diği teşkilât we bilhassa bugünkü harbin husum'yemıı teşkıl edaı teç— hizatla mücehh imkân yoktur. Bundan başka, Al - manya, bir buçuk senedenberi taraftan mütemadiyen - artirıyor ve bilhassa bunlari değiş- tınyor Lehistan harbinde görün - miyen zirhli ve motörlü fırkalari garb seferinde gördük. Garb sefe - rinde göze çarpmiyan; teçhizata Balkan seferinde ve şimali Afrika kıt'alarında şahid olduk. Bunun için, hâlen Almanyanin, seferber halde ne kadar fırkasi bulunduğu - nu bilmeğe imkân olmadığı gibi bu fırkaların me kadarıniın Rasya hududunda tahşid edilmiş ve gene bunların ne kadarinin zırhliı ve mo- törlü teşkilât olduğunu tahmin p demeyiz. Şu kadar var ki, Rusya seferi, şimdiye kadar yapllan sefer. lere nisbetle, hepsinden fazla moe - törlü vasltaya muhtaçnr Asıl. -iş görecek olan bunlardır. Bı heııblaıl Rııyı hmfııdın iz zaman k dahı fazla karanlıkta hissederiz. Rusyanın bu-yuk bir ordu vucude getirmek için insan malzemesi ba - kımından güçlük çekmiyeceği ma - lümdur. Fakat, Çar devri ordusu - nun bütün teşkilâtını ve bütün kad- rolarını tahrib etmiş — olan inkılâb, acaba, son yirmi #sene içinde nasil bir teşkilât wucuda getirebildi ve bunu nasil bir kadro içine aldı? Bu cihet tamamen meçhuldür. Bu se- beble, Bay Hitler'in tahmin ettiği Devlet tiyatrosu, büyük şehirler tıyın'oıu oiıhin' Halkevleri tiyat- Birçok yerlerde ev- ki tiyatro ihtiyacı İstanbuldan, An-|r karadan, İzmirden çok uzak vilâ- yetlerde, kasabalarda , daha . fazla|li hissedilmektedir. Bu sene İstanbul Şehir Tıyatıo--w su Anadolu turmesinde — yirmi üç vilâyette temsiller verdi. Her vilâ. yette iki üç temsil ne de olsa bir ih. tiyaciın karşilıği olabiliyor, fakat © ihtiyacı taâm tatmin edemiyor. İstan- bul Şehir Tiyatrosundan daha faz- lasını beklemek ise abes olur. Yirmi üç vilâyeti o vı)iıeder sayısI kadar aktörle dolaşmak gayri müsaid 9art lar dahilinde temsiller vermek her halde çok çetin bir meseledir. Anadoluda derli topla bir tiyat- yoyla daha karşılaştım. defa Adanada ve sonza Hatayin bir ka. İzasında Ertuğrul Sadi trapunun tem sillerinde bulundum. Sadi Anadolu. yu kaza kaza dolaşıyor, Sadinin kad'rosu on dört kişiliktir. İmkân - sizlık içinde imkân yarattığına, - ti- yatro binasi şöyle dursun Jâlettayin bir sahnesi bulunmtyan — yerlerde, nasil sahne vücude getirdiğine biz- zat şahid oldum. Gerek vilâyetlerde, gerek kaza. larda tümmeye çikmiş geçici bir trup bina, ne an ne kadar tatmin edilmiyorsa, seyirci bakımın dan da o kadar fazla tatmin edil. miş oluyor. Seyirci kütlesi yalnız memur kismi değildir" Yerli de ti- yatroya hahişk O da Fakat netice: Yirmi üç vilâyette, Şehir Tiyat- rosunun üçer temsili, — vilâyetlerde ve kalabalık kazalarda Sadinin bir kaç temsili. Anadoluda bütün bir yallık tiyatro faaliyeti bunlara inhi- sar edecek. yuy (Arkası sayfa 8 sütun 1 de) îmn tı:nılkrmı seyrettim. Muıl- in, talebenin, bazi kribi yüz altmış fırkanin arkasın - da acaba ne kadar fırka olduğunu Bilemireosğüniz ; gd bu teşkilât ve teçhizatı hakkında da malümatımiz yoktur. Bu malümatı, ıncak askerî harekâtln tnkişafı es. rin iştirakile bir temsil varliğı ya. tratılmak- isteniliyor. Şu var ki uyatro, bır piyesi ezber leyip sah değildir. Ti- yatroda ını;ınsen. reji vesaire gibi terkı zıyı'i mevcud lenn g- kıp, mumııam bir temsil vermeleri bunlara hıglıd.u. Fakat yok. Beli şehirlerarası tiyatro- ları Kimaye ederler, ve Halkevleri de, Halkevleri temsil kollarını ye- tiştirecek vasitalari ihdas oderlene Anadoluda tiyatro ihtiyacı kısmen tatmin edilmiş olacaktır. Sekiz on aktörü olan bir uyılıo. b 'ya aydan C:Lıuf- MEDarEöt” F.âimıl_ş lunımqn o zamanldarda ons ları iaşe ve âbate edemiyecek hangi vilâyet belediyesi vardır. Bütün be- lediyeler bu işe bir miktar para a- yırabilirler. Belediyelerin ufak fedakârlıkla. tile vı'llqeı tiyatrolari kurulsa ki, bunlar için bizde arta derecede ar- tist bulmak hiç de güç değildir, bu tiyatrolar kazalarda ve yakiIn — vi- lâyetler arasında türneler tertib e- derler, Şehirlerarası bir tiyatro faa. liyeti böylece başlamış olur. Eser, ve reji yardımı da devletten iste. nilebilir. Halkevlerine gelince, Halkevleri- ne ve odalarina piyes göndermekle temsil varlığı yaratılamıyor. Tem- sili hazırlamak İâzım, bunun için de merkezden Halkevleri temsil kolla- rina daimi yardim — yapılmalıdır. Seyyar rejisörler Evleri dolaşabilir. ler. Bu yardım Evlerin temsil kol. larında çalışanlari yetiştirmekle de mümkün olur. Onları nisbeten kuv- vetli olan Ev tiyatrolarında bir müd- lan televizyon merkezi, verici tele. | —— İSTER iNAN, Bir mağazaya uğradık. Bir par- baktyorduk. Sahibi: det için çalıştırmak iyi netice verir. " İSTER İNANMA! Memleketin tiyatro varlığını, ti- yatronun küçük şehirde vücud bul duğu gün kemale ermiş addedebi. | İsmet Hulüsi Ticaret Vekili ça kumaşa merz. — Halis — İngiliadir. h.i— İstanbuldayız, İngiltereni, de iyisidir, cümlesil . | ya Fi oldukça iyi bir ma. " Dürüst bir ed ıı.a—ıl.ı!ıı ayoruz, bulabilmemizin ih- Samsunda :ı.ıâı.rıı, kumtaşiın damgasınt bu- 'B'l'lf_ilc ğ Y"-dde 50 dir. vurmaz, yahud işleme yazı- iduğumuz samam da p Sa 22 (Hususi) — Ticaret sın! burada yazdırtmaz. Sözün- | yetişirse istediğiniz kadar almak veuımım(oım—bı:üıh- den şüphe etmek için hiç bir se. ta tamamen serbestiz. karadan şehrimize gelmişlerdir. Ve- e Halbuki gerek İngilterede, ge- (|kil i Valimiz Etem Aykut, Bi İanka aiiğanayın Gğrelni rek Fransada kendi mamulâtla. || Tümkomutan Fevzi Halk tik; şahibini bir. kulan İti '_d“ -.'ı:':"kk bir İbrsa de':e Partısı erkânı. beledıye ve Hulkevı il bulduk: B n e:':: lavanta halis —Fransız dırH.dm bu garib cilvesinin tmh-ıînk "'"'h""â'" VeHı lavantasıdır. Markasını — elbette | tarihle tek bir benzeri yoktur. İlienet Sumişiş a Ördüevini zi t;nıı;ıııı.dhı;ı ile ruj da öyle- lıluı:h sonra da ağlebi ihtimal v AAT TRMACA ir, diyordu. umıgnıdııelı. olmıyacaktır. Biz buna inaniyo - rkta rin en bir dır, | ruz, fakat ey okuyucu sen: h Nel:lgoık zzs::ıî) daıg;!::: İSTER ıNAN ıiıâsı bildiriyor: ei ; * < Nevyork. ve, ı:ıvatînı bir ııcık G düğH) < Şrü: alnikdİz M —hrhshwil'! tır. İki ordunun kuwe& ve ke.ımnıyet- lerini mukayese etmek İi jmiz zaman sade fırka adedlerine bak - mak kâfi değildir.. Bu fırkaların zırhli ve motörlü teşkilât bakımıIn - dan- kuvvetlerini, malzemelerini ve talim ve terbiyelerini de bilmek h. zımdıir. Harb, sade aded kuvvsetine değil, sevk ve idare, talim ve ter - biye kuvvetine de istinad eden bir, oyundur. Bu bakımdan Rus ordu- sunun çok zayıf olduğunu Finlan -' diya huhı eııaıuıdı görmüştük. 0 beri bu islahi i: çin hayli :mck sarfedilmiş bulun -_i Faşekla 'a vardiği: ar tTa şey s’öy!enemez Haâdisclerin ınluıı İ fini beklemek lâzimdır. , Bu harbde en mühim kuvvetin tayyare ve malzeme olduğunu ar < tık herkes öğrendi. Acaba, tayya- re kuvveti ve malzeme bakımından' Rus ordusu ne haldedir? Aded iti- barile Rusyaniın çok tayyareye sa- hib bulundugmdı şüphe yoktur. fakat, bunların çoğu eski model ol.! duğu için ne dereceye kadar i'e. yartyabilecekleri meçhuldür, İ Rusyamnın en uyıf tarafı, ıunayv' idir. Rus sanayü, Rusyaya kâfi de- recede modern tayyare ve modern malzeme verecek — halde olmadığı muhakkaktır. Onun için, Alman ordusünun taarprazuna karşi Rus - yayı müdafaa edecek olan ordu -' nun vazifesi çok çetin olacaktır. —- * İ İ Balkanlar ve orta Avrupa tren seferleai başlıyor | Sofya 22 (ALA.) — Stefani a- İansi bildiriyor: Gazetelerin tahmin ettiğine gö- re, | Temmuzdan itibaren Sofya - Belgrad ve Zağreb - Budapeşte hat larile Balkanlar ve orta Avrupa â- rasinda tren seferleri başlıyacak -- TAKVİM HAZİRAN ” Arabi sons Resmi sane 1941 PAZARTESİ C, Evvel 27 ikindi Rumi sene 1557 — Haziran 10 ES #İ> KS 7 "g b muşluı.