10 Haziran 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

10 Haziran 1941 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

> # apt i zi SON POSTA Wemleket Iiahkerleri Ölemişte | İzmirde 3 cinayet (O İzmirde Bir delikanlı, anasile — 74 yaşında bir çocuk sevişen üvey kardeşini) Bir delikanlı kardeşini, bir koca da döve | 22 yaşında bir kızı öldürdü döve, tekme ile karısını öldürdü, bir adam | © Zaçırmak istedi Ödemiş (Hususi) — Birkaç gün da karısını ağır surette yaraladı İzmir (Hususi) — Evvelki gece evvel şehrimizin Dalaylar köyün. gemir (ilumsi) — Kermyakada mı dövmiye başlamış, tokatla iktifa | sat 1.0 da İkiçemşelik çaddesin. de bir cinayet olmuş, Nlustafs ©ğ-| Kusan sokağında Hüseyin Cahid ve |edemiyerek tekme ile karına vur-İde bir kadın kaçırma vak'ası ok Ya Şakir isminde biri aşti GEu kardeşi Ali arasında miras mesele-lmuş ve bu yüzden zavallı kadin! Metmedi çifte ile öldürmüştür. senden bir kavga çıkmış, Hüseyin) yeritonitten ölmüştür. Kal Hilmi, İlk anda bir eski husumet yüzün. Cahid içtiği fazla şarabin da be -sutularak üdliyeye verilmiştir. den çıkığı sanılan cinayet bam-/sirile kardesi Aliyi birkaç yerinden » Kırasıya güreş Aliço ile Kara Ahmed tutuştukları zaman Aliço hasmını altına aldı, kemane ile ezmeğe başladı Bir kere; Suyalow bütün impara. torluk dahilinde cöreyan eden gü - reşlere vükrf olamazdı ya?, Kasım oğtu Abdi Kohda ve Tev. İf oğlu 14 “yaşında şöför! Sonra; o vakitler pehlivanlar İ gruplara ayrılmışlardı. Her birer « başka ve çok çirkin bir mahiyet taşımaktadır. Hâdösenin sebebi ve şekli hak. kında şehrimizdeki (o slâkadarlara mufassal raslümef gelmiştir. Tah- kikata göre katil, Şekir değil mektbıl Mehmedin üyey kardeşi Raşid oğlu Raşid Baleıdır, Gina - yetin söbebi namuz Meselesidir, Mehmed, Raşidin annesi, fakat kendisinin üvey annesi Şerte ie #tedenberi o münasebette bulun - makta imiş Raşid, bunu mötcad- did defalar görmüş ve kardeşi! Mehmede iğbirar besliyerek onu öldürmek maksadile takibe baş - Mamuştır, Son gece Mehmedle Şeri- İeyi evde yalak.içinde görmüş, ve bu vazivete tahammül edemiyorek dolma çifte Yilğelni ateş etmiş ve Mehmedi sağ kalşasından ağır su- retie yaralamıştır. Raşid, çifteyi tekrar Şerifey? boşaltmak için te tiğe dokunmuşsa da kapsül ateş almamış ve Şerife kurtulmuştur. Mehmed, aldığı yarann tesirile ölmüştür. Raşid tutulmuş, adliyo- ye vermişiz. ağır surette yaralamıştır. Ah, yaralarının ağırlığından ve fazla, kan kaybetmek yüzünden has tahanede ölmüştür. Hüseyin Cahid hakknda ümümi hükümlere göre ta- kibata devam olunmaktadır. * Dikifinin İslâmlar köyünde İb - rahim oğlü Hilmi Hilâl, karsı 17 yaşında Fatma Hilâl ile aralarında çıkan münakaşayı müteakib karisi. Öğerişte Bademli küyünde Meh | Abdiye verdikleri para e Hala med Günsür,” ayni köy halkından | Kiz: 22 yaşımda Mukaridesi zorla! yânlar; yardı. Bu gruplar ceki, tu - Halil oğlu Osman Yamanı kendilutemubile bindirerek evinden Ka- İumbacı teşkilâti ve bugünkü spor karısı 18, yaşında Cevriye ile gece) ürken rastlamış ve bıçakla her! n fe üzerine yakalanmış» r i Idanın feryadı İçokemezlerdi. Merslâ: ikisine hücem ederek Osman Ya-| lardır. Kadını kirletmek maksadi.|” Falan pehlivan, göl manı ve Cevriyeyi ağır surette ay- ralamiştır. Her üç suçlu hakkında adliyece tahkikata devam (olunmaktadır. Ya hastahanededir. Bursa Üzel biçki ve dikiş yurdu sergisi Suriyeden Mardin ve Cizreyo çekirge hicumu Buran, (Hususi) — Dördüncül (o Mardin“(Hususi) — Suriyeden! seriski açm'ş olan Uzel Biçki ve Dikiş Yurdu sergisini on binden far İz valandaşın gezdiği kayden tes- bit edilmiştir. Sergiyi valimizle ref. kaları da bu mryande gezmişler » dir. Seride bu sene teğhir edilen hududlarımıza doğru uçkun halinde gekirge sürüleri gelmektedir. Çekir; geler en fazla Cizre mıntakasına a. kın etmektedirler. Mardine gelen, Seyhan mintakası mübadele reisi Sadettin Sarıkaya bu hususta tetkik kaymetli san'at eserleri üzerinde ü.İkatta bulamuş ve icsb eden.tedbir-, zan tetkikler yapas Vali Koraltanİlere tevessül edilmiştir. | dört senede kırktan fazlı genç ki- zamizi. hayat ve faaliyet Sivas ticaret odasi kaza - - bütçeleri Sivan (Huni) — Ticaret Oda sina bağlı kaza mümessil azalkla- rimn 94İ yılları Bütçeleri * Ticaret Vekâletince tasdik edilerek şehri - mize gönderilmiştir. Bugünlerde kazalara gönderilecektir. Diğer ta. raftan Ticaret ve Sanayi Odasmin 940 hesabı kat'isi Ticaret Vekâle- önce tetkik edile.ek muvafik görül müş ve tasdikli nüshaları odaya gün İzmirde sıtma mücadelesi İzmir (Hususi) — İzmir şehri. nin bazı semtlerinin zaman zama sıtmadan müteessir olduğu ma - Mimdur. Vatandaş'arın bu iztrâ- bina nihayet vermek (waksadile belediye meclisi, son devre top - Tantısında İzmir şehrinin de Kstar yaka nahiyösi gibi sıtma mücadele mwntakası dahlline alınması hu - susunda hükümetimiz hezdinde teşebbüste bülünülmasını karar - Taştırmış ve bü kararı alâkadar makamları arzeylemişli. Dün Sih. hat ve İçlimsi Muavenet Vekâle- tinden gelen cevapta bütçe vazi- yeti sebebile tahsisat mevcud ol mamasından İzmirin bu sene de sıtma mücadele mıntakasına alı - nğmıyacağı bildirilmi Bir müddet sonra, kolunda bir) takım elbiseyle avdet ediyordu. Hâlâ uyumakta olan Temelin üze- rine elbiseleri atarâk seslendi: — Haydi!... Kalk bakalım... Bay cambaz! Hava.Civa muısin mesin!,.. Kalk!..: Öğle vakti olu- yor. şu maskara kiyafeti- ni de'şu elbiseleri giy. Haydi, ça- buk ol gidiyoruz!... Temel, hiç ses çıkarmadan, Dur- muşun, emre benziyen arzularını ia esti, Kısa bir zaman snra, Karade- nize hareke; ederek olan vapura binmişlerdi.. Kamarada Temel kendini gene yatağın üzerine attı. Vapur Boğazdan çıkmış, bir bayi yol almıştı, fakat Temelin ağzından bir tek söz çikmamişti. Bu süküt Durmuşun hayretini — Ne 0?... Aklını kaçırdığını biliyoruz... Dilini de mi yuttur yoksa... Bir lâf söylenene!.,. “ “Temeli gözlerini açtı. Durmüusa Çekirgelerin, hududu yakın köy. sahasına lerdeki ekinlere bir zarar iras etme-| çıkaran bu kiymetli müessese ilelmeleti için vilâyetimiz ziraat müdü- | an Duro EGO; alâkadarlarını tebrik etmiş ve ken-|rü hudud boyundaki köyleri dolaşa,' dilerine diğer seneler için de mu -İrak lâzmgelen tertibaı aldırmak * vaffakiyet temenni etmiştir. çırmıya teşebhüa etmişlerse de ka. le kaçırmak istedikleri anlaşılmış» tr. Gemlikte heden terbiyesi faaliyeti Gemlik (Hususi) — Yeni Kav- Mmakamimiz İhsan Kılıç kazamızda ki beden terbiyesi - faaliyetine bın vermek üzere kanun ve nizamna- İmenin tayin ettiği esanlar dahilinde! galışmağa başlamış, beden terhiye- si istişara heyetine, askerlik şubesi teini, orta okul beden terbiysi mu- allini, maarif memuru, belediye re- isi ve wun'i ipek fabrikasından da, fabrikanin işlelme şefi Hasan Ke mal Hakseli istihab o etmiş ve isti- şöre heyeti kararile beden terbiye- si klüp idare heyetine de aşağıdaki! zevat seçilmiştir: Parti Reisi Kerim oKumla, Ke. Beşe,” Sadık Çavdar, Kenini Şen'er ve Cemil tadır. Tümer. Yeni idare heyeti derhal Çanökkale (Hususi) — Yardimsevenler cemiye.! | vakir ein 16 Mayin günü Halkevi balçwasda heri mtriği) toplantıya yüzlerce Türk kadını iştisâk etmiştir. İlk) sözü rel bayan oSüveybe Vandemir kadınlığımdan beklenen hizmetleri izalı etmiş ve sö- zü umumi kâtib bayan Saide Gölgeye bırakmıştır. Söide Gö'pe, cemiyetin çalışmaları kında izahat vermiş, hâmi Türk kadınlığına verdikleri emri müdafaa İszmetlerinde cemiyetin paklarnı indirdi. İstanbuldan Ofa kadar Temel den bir tek söz kopannak müm. kün olmamıştı. * — Yürü rezil herif, yörü... Didar . Şetvanı - sürüklüyordu. Arkalarında cambazhâna alev 8- lev yanmaktaydı. — Yürü diyorum... Yürül... Ben sana karisıni bırakmanın, İs- tanbula gelip para yemenin, cam. bazhahelerde oyüncu olmanın'no demek olduğunu ( gösteririm!... Yürü!... Böylece otele gelmişlerdi. DE. dar kapıcıya kaç zamandır ara- makta olduğu kozesar bulduğu ru, kocasının da şu âcayib Ve pej- mürde kıyafetli adam olduğunu söyledikten sonra Şetvanı metdi. verlerden, £or'dorlardan ita kuka odasına kadar götürdü. oŞetvan; odaya girer girmez kendini yata- ğın üzerine atlı. Çok geçrreden ö- lüme benziyen derin bir uvkuya Çanakkalede Yardımse zeisleri Br, 7 ; geçirmede ifade etesiştir. Bundan sonra alarak, Türk en faa hizmetlerine önünün | | izhar etmişlerdir. okumuş ve milli ve gayeleri — | rehber olacağını YAZAN : EKREM REŞİD Fükat Dildar uyumuyordu. Uyu- yacak hslde miydi Didar?.,, Uya- nik, hem sun derece ouyaaıktı. Durmadan da söyleniyordu: — Hele şükür, ateşler arasında Xavrulup kül olmadan kendimizi surtamaık!,.. Hele şükür seni bu. labildim!,.. E Şetvan efendi, söy-! le bakalim nerelerdeydin? yaptın?... - Sus-yalah söyleme! (Şetvan uyumaktaydı) Yalan söy- eme ... Gözümle gördüm... Kili- gına kıyafetine bak!,.. Kepazelik, maşkaralık, rezalet deği de ne dir?,.. Senin bir dirhem akn var. dı, onu da başından almişli Haydi!... Söyle bakalım pa: nerede?... Belli, belli, besbelli... Paraları cambaz karilarile yedin bitirdin, soturu kendin de cambaz aldim”... Aşkolayn!.,. Hani yok mu gözümle görmemiş ozum dün- yada İhanmezdını!... Şimdi baka- bm Antalvaja ne cevab verecek- sin... Elbet şönden hösab sora Neler | şaşıyo: .İNiçin evvelden m vazifelerini elmağı hararetle birçok kadın ve kıziirimiz hasta bakıcılık kursuna, hastanelerde hizmete ve dikiş dikmek üzere isimlerini yazdırmışlardır. Bu suretle Çunakkalenin Türk kadınleri yüksek hâmi reisleri. nin etrafında birlikle yer aldıklarını ve milli müda - bulunduklaraı hararetle Ve bu duygularını hümü reislerine telle bildirmiğlerdir. Resim toplantıda bulunazlanı iyetin umumi ki ii ibini göstermekte üz sün, zindanlarda mı, orasını bil- Didar söyleniyor, durmadan söy İeniyordu. Sabaha karşı, kendi kul landığı tâbire göre «içini adama. Kılı boşaltmıştı. Ancak 9 zaman Bülünü hatıclıyabildi. Şetven uyu. yordu. Usulen kalktı. Odadan çık- tı. Kapıyı dişarıdan kilidiedikten sonra Sülünün odasına giti, Sü- Tün henüz gelmişti, Henüz üzerin- öe simokingi vardı. Çamurlu, kir. E bir simoking. Yakası, gömleği de buruşmuş. kırılınış, kararmıştı. — Bak, ne hale girdim!... Bir taraftan ateş, bir taraftan halkın çılgınlığı, «bir tarsitan itfşiyenin puyü!... Nasıl parçalanmadığıma EUENİ,.. — Vah canımın içi, geçmiş ol sin! — Son ne yaptın?... Hiş.,. Getirdim... — Oduda mı? — Evet!,.. Uyuyor. . — Ayol, kosan bu muydu?... söylemedi, Ben bunu tanırdım!,.. Gardenya» banda bir akşam sarhoş olruuştu. Yapmadığı kalmadı!... Önünde şampanvalar, etrafında kızlar... -— Şetvan efendi misin . nesin, ben sana gösteritim!.., Tevekkeli ön parasız kalmadık! 'Didarın bu. sözü üzerine Sülün ayYkusunun geldiğini, yorgunluğu- İlerinin beyleri, paşaları, ağaları, Ââs gibi, renk birbirlerini klüblerimizin varlıkları kavgaları yaparlar ve Falan pehlivan, Karagöz Ali açık düşürmüş ise; o, falan pehliv nin mensub olduğu grup Karagöz Alinin bul gibi yenildiğini iddia e- derdi. Ve, aralarında durmadan iddia- laşırlar... Yendi, idi, Yenmedi idi iddiaları bözan kanlı dövüşlere bile isebebiret verirdi. Anlaşılıyor ki; bütün bu iddialar karşısında bitaraf olmak çok güç- içedir. Hele; rivayetleri, vâk'aları bize nekledenler bir de pehlivan olütsü, kendi kendimizi mülâhazaya almak mecburiyetinde olduğumuzu hisse - deriz. Bu sebebler dölayisile; muhtelif eşbası dinlemek, söylediklerini mu- İksyese ederek sahih olanlarını se - İçip ayırmak oldukça müşküldür. Çünkü; gelmiş yeşmiş pehlivan - İlanımız devrin icabı okuma yazam bilmedikleri gibi; o günden bugüne kalmış olan ihtiyarlar da ayvi hal dedirler. Zaro uğadan farkları yok- tur dersem mübaliğa yapmamiş o- harrdum. Binaenaleyh: gerek | tarafgirlik dolayısile ve gerekaz cehaletin ver- diği mahdudiyet ile, daba - ziyade akla yakın olan menkibeleri naklet. mek daha münasib olur. Aliço Şumnuludur, Sultan Âziz devtisin en meşhur peblivatlarıa - dan Karagöz Alinin bacanağıdır. Yusuf da, ayni sernilidir. Eski pehlivanlardan bazıları, Ko. ca Yusufu Kırkpınara getiten Fili — beli Kata Ahmeddir derler, Filibeli Kara Ahmedin, Ailço ile müteaddid iddiah züreşleri vardır. Hattâ; Aliço, Filibeli Kara Ah » medin Kırkpmarda kaburga kemi. ğini ve kolunu kırdığını söylerler. Filibeli Kara Ahmed o,»wlevrin Jen tiamdar ve usta pehlivanların - dan biridir. | İşte; Filibeli Kara Ahmedin, Ali- "çodan intk; nak için o Yusufu İKırkpınara getirmiş olduğunu nak- lederler: Filiheli Kara Ahimedin. kırlan İkaburga kemiği iyi olmuş ise de, kolu, günden güne havatiyetini (kaybederek ipincecik kalmış ve bir İdaha da yüreşememiştir. Aliço ile, Koca Yunufun Kırkpı. nar güreşini hikâye etmeden evyal, sırası gelmişken size çok meraklı olan Aliço, K « Ahmed güreşin - nde, sayılı başpehli git bak kocin ne yapıyor... Uyâ mer da seni görimezsö,.. — Doğru, hakkın var... Vah zavallı şekerim... Haydi, söyun,) yat, uyu, rahat eti beni e mi?... « Rüyanda da Didâr odadan çıktıktan sonra! Sülün kapıya doğru Pakaret dolulnm gayet yavaş açılmasına bir nazarla baktı. Dudaklarında a./men uyandı. Yıldızla Neş'e Kara Ahmed pehlivan yanlar meyanında o Araavudoğlu, | Karagöz Ah, Çakır Ali; Kavasoğlu, Koca İbrahim, Kel Memiş, Filibeli Kara Ahmed gibi sayılı ve namdar pehlivanlar vardı. Bu saydığım o pehlivanlar, birer birer Aliço ile boy ölçüşmüşlerdir. Fakat; hiç biri Aliçoyu yenmiye ve meydan yerinden çikarmıya mu. vaffak olamamışlardır. Hattâ; bu pehlivanlardan eks risi Aliçoya, Kırkpınar başpehli - vanlık müsabakalarında müteaddid çılgar güreşi yapmışlarıa da gene Aliçoyu menydandan çıkaramamış. lardır. Kocu Yusuftan evvel; Aliçonun en büyük hasımlarından biri de ba- eanağı Karagöz Alidir. Karagöz Ali, Aliço kadar gö deli bir adam değilmiş, İlkin, hiz ve teknik itibarile o, devrin pehlivan. ların şahı imiş... Fakat; Aliçoyu, biç bir defasın da yeneraemiştir Aliçoya hincı alan Kâragöz Ali, bir defasinda Filibeli Kara Ahmed ile eş tutarak bir çilzar güreşi tertib ötmişler. Bu suretle Kırkpinacda haşpeblivanlığı o Aliçonun © elinden, almiya karar vermişlerdir. Aliço: bacanağı Karagöz Alinin Fikbeh Kara Ahmed ile hağdaşa - vak kendisini yenme geldiklerini haber alınca sinilenmiştir. Bacana. ğ) Karagöz Aliyi yanına çağırarak! © —— Ülen susak ağızlı. Tek başı. na kuvramadığın işl hepten götü - rü mü yaparsın?, Nereden buldun o, Filibe çingenecazinı?. Az gelir. * siniz be kızancazlar!- Diyle, o Söylenmiye O başlamıştır. Karagöz Ali mukabele etmiş; — Tehel Ne söşlenir durursun bel, Pehlivanlıktır bu bel, z Aliço, kel kafasını o kaşıyarak hiddetli, hiddetli wuksbele etmiş: — Hepten kıran kıranadır ba güreş bel (Arkas var) rab oldum.. | çeklerden başka, niçin insanlar ba Kurk| kadar güç anlayışlıdırlar?... Leb. Sen de) bi duymadan leblebi “demek bu kadar müşkül mü?... Melpomeni izahat vermek istediyse de buna gücü yetmedi. Son derece'yorgun- du, Konuşmağa hali yoktu. Göz lerini kapadı. Henüz tekrar dalmıştı ki kapi- rağ. içeri ci biz tebessüm yardı, Kend: ken.! girmişlerdi. Ellermde birçok çi- dine söylendi: çek vardı. Melpomeni kafilçe gü- — 'Tevekkeli on parasız ii İğmsedi - soluk dudaklar üzerinde ir dık!... Beni bir daha zor sun, cadıl... buldu. Etrafa göz gezdirdi Yala. ğın başi ucundaki iskemlede b'r hastabakıcı oturuyordu. Me'pomeni bir hastanede bu. lundoğunu anları, Memnun oldu. Geçirmiş olduğu feci üskikaların tesiri ancak bir hastanede terlavi «ilebilirdi, Haslabakıcıya gülüm- sedikten sonras — Çiçekler neredef.. Diye sorlu. Suali genç kız an Yümamış olacak ki bir iki saniyelik tereddüd etti, N — Hangi çiçekler!... Hangi çiçekler olabilirdi, Te- imelin göndermiş olduğu, gönder- bir hasta tebessümü - sonra başı- nı duvara çevirerek gözlerini ka- padı, Odada murıldananları duyu- — İyi, çok iyi... Doktor birşey yok dedi... — Niçin böyle dalgın?... & Uyku ilâcı şırmga edildi, — Bir yeri yarık, kırık değil yari — Haywr,.. Sadece sinirlem- — Aklına bir şey olmasın... — Zannetmem,.. — Biz gidelim,.. Uyanınca Yıl dızla Neş'e geldiler dersiniz, Alla- ha ısmarladık... Kapı yavaşça açılıp kapandı.

Bu sayıdan diğer sayfalar: