26 Mayıs 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

26 Mayıs 1941 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| b | ! EMİ EZA ya 2 Sayfa SON POSTA ş Mayıs 26 Yeni vukuattan Sonra Bulgaristan Muhittin Birgen çlü pakta iltihak edip Al- man ordularına geçid ver diği tariblenberi Bulgaristanda büyük bir değişme vukua geldi. Alman orduları tarafından işgal edilmiş olan sahaların büyük bir kısmı Alman erkânı harbiyesi ta- rafından birer birer Bulgar ordu. larının işgaline devredildi, Cenub harekâtının emin temin için! henüz Almanlar tarafmdan işgal edilmesi zaruri olan noktalar ha- riç olmak üzere, Bulgarlar, müs-| £akbel Avrupa hari nda Bulgar | renklerile boyanması mefruz olan bütün sahada kendi hökimiyetle- rini ettiler. Bay Hitler, son nutkunda, Bulgaristandan behse- derken «Cihan Harbinde Almanya ile sadıkane silâh arkadaşlığı et- miş olan Bulşaristanın uğradığı haksızlıkların bu suretle tamir e dilmesinden» dolayı o Almanyanın memnuniyetini ifade etmişti, Bul- gar Başvekili Bay Filof da, Sob - ranya,nın yeni içtimamda, Führe- Tin bu sözlerinden bahsederek Al- manyaya karşı Bulgaristanın min nettarlığını ifade etti, Bu suretle, Bulgaristan, birden- bire, en geniş hududları içinde ya yılmış ve büyümüş olarak meyda. na çıkıyor. Son günlerde Garbi Trakya sahillerine yakın olan ada Yarı da Bulgarlar işgal ettiklerine göre, Bulgaristan, en müsald şart- Jar dahilinde tasavvur edebildiği hududlara kadar yayılmış bir va- ziyettedir. Bir nazariyeye göre, bu suretle genişlemiş olan Bulgaristan, diğer taraftan bütün hürriyet ve istik - dölinden mahrum kalmış ve Al manyanın esiri olmuştur. Fakat, bu nazariyeye Bulgaristanda kuv- vetli taraftarlar bulmak güçtür. Çünkü, bu memleket, bütün yeni istiklâl tarihinde hiçbir zaman tam bir istiklâl görmüş değildi. Bi. hassa yirmi senedesberi Versallleş muahedesinin zincirlerini ayakla - rında taşımış olan bir millete, bu- günkü büyük hududlar arasında esaretten bahsetmek, bir nevi ma, | bın! takmıştı. sal söylemekten başka bir şey de- Birleşik Amerika zabılasının en ğildir; eğer, Bulgaristan Cihan) Yılmaz, en cesur unsurları olan Harbinden kanadı ve bacakları ke ime e eniirim. silmiş bir kuş olarak çıkmasaydı, | &eliy'yi ansınu bettirmişlirde. eğer bir memlekeliz istiklülinin | Kelly tahminin bilâina olarak yeüne delili olan ordu hakkı ken| derhal ellerini kaldırmış ve teslim disinden nez'edilmiş bulunmasay.| olduğunu söylemiştir. Sıkıritıyı, mahrumiyeti, acıyı ve yapabilirsin. Birleşik Amerika zabıtası dün- yanın en meşgul zsbıtalarından biridir. Ve Amerika zabıta me - işitilmektedir, Yazımıza başlamadan (evvel «G.-Mens adının ne suretle veril. miş olduğunu izah edelim; Bundan dört, beş sene evvel İ Birleşik Amerikayı haraca kesen bir adam vardı, Birçok adamları cep mitralyözü ile öldürmüştü. A- dı «Kelly olan bu adama herkes «Machine - Gun mitralyöz» lâka. İstediğin her çeyi, yolunu da bulmak dayanmayı göze alabiliyor musun? sertile yüzde doksan ihtimal ile En yılmaz, en cür'etkâr insanlardan mürekkeb olan ve halkın G. Men adını verdiği bu memurlar büyük bir titizlikle seçilir. * iki dakika sonra Washingtondaki zabıta umumi karargâhı mesele - den haberdar olmaktadır, Hükümet «G.-Men, lere «Spe- cial Aents» ismini vermektedir. G.-Menler nasıl seçiliyor? G-Menlerin seçilmesinde Ed - gad Hoover çok büyük bir titizlik göstermektedir. Hiç bir tesire tibi olmamakta-| dr. Birleşik Amerika gibi siyasi | cereyaniarın pek büyük nü bulunan bir memlekette bu tesir- leri hiçe saymak her halde pek bü. yük bir cesaret eseridir. Hoovere göre zabıta memurlar: tam manasi'e ebitaraf olmalıdır lar. Hakikaten, bu adam maksa - dında ve gayesinde muvaffak ol - G.-Men olmak istiyenler mutla- ka 23 ile 35 yaşları arasında ol - İmalıdırlar. Boyları 180 den yük- sek, tamüssihha olmalıdırlar. Beş metre mesafeden bir konuşmayı di, belki de o, bugünkü vukuatı başka türlü anlar ve bu vukuata takaddüm eden Balkanlar siyase- tinde büsbütün başka türlü roller Kendisıni tamyan zabıta me - İ dinlemek kahilyetini haiz bulun murlarından biri ona şu susli sor-| maları bilhassa şart koşulmakta - muştur: dır. — Ne diye kendini müdafaa et-| o Hususi hayatları dahi pek bü- alırdı. Avrupanın son elli senel'k tegallüb siyaseti Bulgaristana tam istiklâlin lezzetini ne zaman tat- tırmıştı ki bütün Bulgaristan dâ. mağında onun tadını duysun? Bundan dolayı ve siri bundan dolayıdır ki Bulgaristan, bugün kü vaziyetten dolayı memnun bu. lunuyor ve şimdi bütün gayretile Bulgar demiryollarını ve şosele - rini Makedonya ve Trakya demir- yollarına bağlamakla meşyul bu- lunuyor. medin?,.. Ne diye hemen teslim oldun? Kelly şu cevabı vermiştir: — Sizler G-Men'ler artık ys. man olmağa başladınız, çok çet'n davranmağa başladınız... — «G.-Men> ile ne demek isti- yorsunuz? — <G-Men: demekle «hükümet adamları» m kastediyorum. Bu ad zabıta mensublarının. halkın fazlasile hoşuna gitti. Ar. tık herkes «G.-Men» demeğe baş- ladı... * Geçmişin Balkanlara âid si- Edgar Hoover yük tetkike esas teşkil etmekte - dir. Çok sert, ayni zamanda çök nazik olmalarına dikkat edilmek - tedir. Hoover demiştir ki: — Bugün bir hırsızı istievab e- derek olan bir G.-Men yarın bir nazırı isticvab edebilir. Bu zabıta memurları muhâk - kak suret'e bir hukuk mektebin - den diplomalı, baroya kayıdı, /ki sene avukatlık yapmış olmalıdır - lar Ticaret mektebi mezunları öç yaset hataların burada tekrara lü. zum yoktur. Bunlardan çok bah - settik ve “Türk okuyucuları da «bunları çok iyi bilirler, Balkanla- iğ e oturup bütün yol. arini kendi elinde tutan memleketi hariçte bıraksrik Balkan Antaatını yapmak istemiş; olan diplomatların, zaman zaman bir Balkan merkezinde toplump! G-Menleri çok ciddi bir suret- #enelik ticıret hayatını muvaffâ- ie islah edip yetiştiren, Onları) kiyetle ikmal etmiş olanlar vazife- bütün dünyamn gıpta ettiği mo.| ye alınırlar, : dern usulleri öğreten zabıta & -| (Arkas sayfa 7 sütun 6 da) mirlerinin başıtda Washingtonda! 4F. B. İs ve «Federal Bureau of İnyestigatiöns müdürü (OBigar Hopver gelmektedir. İSTER iNAN, şampanya içmelerini, vaktile, bulhiç bir Karabeti yoktur, Elli ya - #ütunlarda Balkan diplomatları Şında olan Eğgar Hoover çok faal, festivali diye tavsif etmişti! Coğ-| ok dinamık bir adamdır. Ma'ye- rafyayı, iktisadı, tarihi ve zamanın | nde 2000 memur vardır. Ayrıca| yakıcı meselelerin: bir tarafa bıra. | 700 aded hüsüsl memuru bulun - Bu adamın, eski reisicimhurla | kıp Parisin veya Londranın key- maktadır. Bu 700 «Hususi memur- fine göre Balkan siyaseti yapma.|lar» tâk 42 daireyi idare eylemek- nin Döküm ağır alibetlerini Bal -| tedirler. Bu 42 daire de Birleşik kan devletler; birer birer hep gör.) Amerika arazisi dabilinin muhte- düler. Bunların arasında müstes.| lif mıntakaları arasına taksim e - na olarak bir Türkiye varsa, o da| dilmiştir. Her bir dairenin mu: bunu, kendi siyasetini yüzde yüz| Yen bir hududu vardır. Bu 42 dai- bir Türk siyaseti olarak tayin velTe ayni zamanda bır elden idare idarev« kadir bir sevk: idare eiha.) edilmekte gibidir. Hergün Was- na malik bulunmasına borçlu.|hingtona vukuat raporları gönde. dur. rirler. ei hergün müte- Son günlerde Bulgaristan ah.) hâssıs zaba tarafından val'ni takib ederken gözümüze| inceden inceye tetkik edilir. çarpan şeylerden biride orada) oVukuatın kendilerine derhal ha 'Türkiyeye karşı sakin ve daha zi- için b Giele- yede dostane havadır. Bulgar mat.| typ» yerleştirilmiştir, bu hususi buatında Türkive hakkında doste-İbir telefon hattıdır. Adı ve nu- pe ve hattâ samimi neşriyat eksik |marası «National 7117. ör. Bu olmadığı gibi, Bulgar hükümeti -|7117 lerden her biri Washnigiah- nin takib ettiğ: siyaset de Türkiye|daki merkeze bağlı bulunmakta - ml enez e RE deni mimmnii Bir meslekdaşımız diyor ki: İ — 1941 Avrupa için yalnız ikinci bir harb yılı değil, ayni za- manda büyük açlık yılı olacak- tir. Çönkü bütün kılayı içerisine alacak süreis genişliyen o harb sahaspda zirei imihsal faaliyeti geçen senelere nisbeti çok azal. #aıştir. Sonra İngiiz ublukamnın hariçten gıda girmesine mâni ol. mak yolundaki tesiri Amerikanın aldığı son vaziyet üzerine artmış- tr. Esasen kendi kendini geniş sulh senelerinde bile zirai istihsa- Mt ile geçindiremiyen Avrupanın böyle bir vaziyete düştükten son. Ta uğrıyacağı açlık felâketinin ne olacağı kolay anlaşılır. Bilhassa Romanya gibi Avrupanın irat istihsal bakımından en verimli Kazanç çekmeği bilenindir & Birleşik Amerikada zabıta EDEBİYATI memuru nasıl yetişiyor ? En zengin bir mevzu: Hayvanlar Yazan : Halid Fahri Ozansoy Aklımda kaldığına göre, Hüse . yin Rahmüdean ilk okuduğum ru - man Nimetşinas'ı. O romanın bir yerinde, ikindi namaz'na kalkmak çin loş ve gölgeli odasındak' min- | dildiğini görüyoruz. Bütün bunlar,dukça ber vakit iyi derinde doğrulan büyük hanımın ayaklarına uykusundan wyanan hir kedi sürünür ve kuyruğunu sallıyarak o da kapıya doğru gi- Diğer taraftan büyük ormanlar - daki vahşi sürülerin bile birçok seyyah ve edebiyatçı kitablarında nasıl büyük bir alâkayla tetkik e- başlı, başına bir hayvan edebiyau. nin kudret ve lüzütmunu göster - meğe kâfi delillerdir, Geçenlerde Francis de Mw der, Bilmem neden, o Tomandekil mandre'ın O «Hayvanların zekös» bu kediyi hâlâ unutamam. Belki küçi seler gibi, kedileri çok sevişimin| scartes'in bunda bir tesiri vardır, fakat yal. mz kedilerin değil, okuduğum e - serlerdeki birçok hayvan portre * lerinin de ayrı ayrı birer hatıra. sını taşıdığıma göre, bunda ken - dimce yalmız bir tek hayvana sev- gi inhisarı da bulamıyorum. Niha- yet bu müşahede ile şuna kanaat getiriyorum ki, bize hayatı sev- diren câzibeler içinde, hayvanın da büyük bir rolü var. Belki dille-jtirler, rini anlâmıyoruz, fakat muhakkak ki sesleri, muhtelif zekâ ve has - sasiyet işaretleri, hattâ bazan mi- mikleri ile bize çok kere bir dost çehresi kadar yakın ve samimi ge. Yiyorlar. Şarkta ve garbde dünya edebiyatının birçok fikralar, hikâ. yeler, şiirler, halli bazan koskoca romanlarla ortaya atlığı bu son - suz mevzua bağlılığımız da yüzde! doksan bu cazibeden doğmaktadır. Yine muhakkak olan şudur ki, in- isimli eski bir fıkrası elime geçti. t buzun Jüğümdenberi, birçok kim-İİnce muharrir, bu yazısında, De-İkil kadar da inhira” hayvanlar hakkındaki «Onlar birer makinedir» diye ver. diği hükme kızıyor. Sonrâ şu mü- dafaayı yürütüyor: Hayvanm bir makineden gayri bir şey olduğunu anlamak için herhangi birine on dakika bakmak kâfidir. Aksi tak- dirde hiç bir hayvana bakmamış Sözün kısası Bu gayretkeşliği Hoş görmüyoruz! . Ekrem Tale u harb başlıyalıdanbesi 95 B ramızda, bazan kraldi” fazla kral taraflarlığı eden bir W kım gayretkceşler görüyoruz. Şu “& ya bu tarafa karşi besledikleri do” iluğun, sempatinin herkesçe de K* Bul edilmesi için çakıkalem £9 sarfediyorlar. Bu kadarla ka iyi, fakat © hususi ve müfrit duyf” larının mutlaka ve mutlaka bizi bu badireye sürüklemesini. TÜL yenin pir aşkını harbe girmesin! açık açık iltizam ediyorlar. ibazan kendilermi kaybedip, hart* girmemenin ilerideki mevhum me” İuliyetini en büyük omuzlara gir” den yükletmek gibi saygısızlık” da gösteriyorlar. Bu gibilerin bir vakitler, bizi tapinmiş oldukları putlara karşı bö gün nefret izhür, nefret izhar eyi diklerine de halihazırda — taabbüf eylemelerine bişey demiyoruz. onlarin kendi işidir. Yirmi beş # ne, kanantlerde böyle bir d lik hâsıl edebilir; ve insan o ak dediğine şimeii de kara ders belki de ayıblıyan ayıbigr, dme” ye zararı dokunmaz. Ancak, bu yeni dostlukla husumetin de, başkaları üzerine 1 sir yapmak suretile, teşmiline ça lamak pek de tahsin edilecek bi hareket değildir. Cümhuriyet hükümetinin o Tü matbuatına ea getiş ölçüde bahse)” lediği serbestiyi hiç birimiz bu lü süüistimel etmeğe li bak göremeyiz. Hükümetimizi iç siyasetinde be” pimiz sırası gelince tenkid edebil” yoruz ve tenkidlerimiz de makul i karşi , Dış siyasete gelince, onun da e ad ğuna bütün milletle beraber le kaniiz, . 5 25 al Çünkü bu siyaset e bir maceraya atılmakta” orumuştur Ve koruyor, hatiri için, ibresisi ini | ettirmiyeceği mizi her vesile ile haykırdığım: bu makul siyaseti, gene şunun bw nun menfaatine alet edemeyiz. Filâncanım östiklâkini müdafas edecek biz <almadık. Zaten istik” isi denilen mukaddes şey, gayri elile müdafsa edilmez. Bu hekike” İti herkesten iyi biz biliriz; çünkü bu yolda daha yepyeni tecrübemiz olmak lâzım gelir. Onlarda biz,,, insanlar gibi zekâya maliktirler ve bu zekâyı kendilerine güre işle - istelik hisleri de vardır, Bizim kendimizi kuşatan başka tehlikeler olup olmadığına geline€ bunun da takdiri ferdlere değil, her hem de çok kere hiç bir menfaat) töriğ aydınlanma ve doğruyu göt peşinde koşmuyan bir hisse sahib-İme vessiti elinde mükemmel sw dirler». yette mevcud olan Cümhuriyet hö- Mukarrir bu fikirleri genişlet -İkümetine ve bükümeti isabetli tey #ikten sonra hayvanların fedakir.|ve direktflerile irşad eden Mili bk duygularından da bahsediyor.) Sele aiddir. r Bir orangolanın ağzında çiğnediği) | Diğer tarıltan görüyoruz ki ken şifalı otlarla nasil yanındaki baş- ka hayvanları tedavi ettiğini, bir bukalemonun bir arkadaşının ha- yalını kurtararak nasıl kendi ha - yatım feda ettiğini söylüyor ve mi yurdumuzu ve isiklğlimizi koru” mak için her türlü tedbirler de alın« mış ve hâlâ da alınmaktadır. Cihan Harbinin öyle bir safha » sıpa geldik ki, frenk darbı meselin- de denildiği gibi «iyi tanzim edil- sansız tabiat ne kadar cansız birjson olarak da, bir kıza âşık bir kerİmiş merhamet herkesin inden $lem olursa, hayvansız tabiat da aynen o ruhsuzluk ve hareketsiz. lik içinde kalırdı. Bunun için ta — biatin ihmel etmediği bu canlı â- lem edebiyat ia elnemiştir, çünkü edemezdi. Nasıl edebilsin ki pon. ceremize konan ve hu çeken gü- wercinden, kapımızda uyuklıyan ve havlıyan köpekten tutun da, ineğimize, atımıza, koyunumuza kadar nice hayvanlara karşı irsi b'r sempatimiz sönmeden yaşıyor. İSTER iINANMA! lerine dayanmamıştir. İki yıldanberi oAvrupada ne oldu? Müşmhadeye, bilgiye da - yanarak değil, söylenene baka rak, biraz da mantığımızı kulla. narak hüküm veriyoruz. Bu va- ziyette her hükmümüzün doğru sıkacağına: İSTER INAN, iSTER INANMA! bağanın hakiki macerasını haber veriyor. Hâsılı başka müelliflerin de kaydettikleri bu gibi müşahe - delerden şunu çikarabiliriz Xi, hayvan denen mahlük, zekâsi hassasiyeti ve bu zekâ ile hassas yetin muhtelif tezâhürlerile en bü- yük eserlere mevzu olabilecek kıymettedir. Burada La Fömaj- ne'i hatırlamamak kabil mi? Bü- tün o manzum hayvan portrele- rinde ve hikâyelerinde nasıl in. sanların binbir duygularını, zaaf- larmı, gülünşlüklerini yaşatması. nı bilmiştir! Onları kim okuma - muş, hattâ bazılarını kim ezberle. memiştir! Yalnız, zamanla, bazı manzumelerinin hikâyesi değişe - başlar!» Biz şu anda yalnız kendi selâ - kmizi düşünmek kindeyi Bizi bu selâmete ulaştıracak karar. lar almak hakkımı da münhasıran | başımızda bulunan ve dirayetleri vatanperverliklerinden aşağı kalın yan büyüklerimizde görüyoruz. Onlara sonsuz stimadımız var. Onun için, ötekinin berikinin gay - retkeşlikleri hiç de hoşumuza git. miyerl & Elzem Cal Çorab makinelerini kontrol Evlerdeki çorap makinelerinin | kontrol işine bugünden ibaren bilse bile, özünü, cevherini bir| başlanacaktır. Makinelerin (sabit türlü kaybetmiyorlar. Bu müna -| damgası sökülerek muntaka İkti - sebetle La Fontaine'in meşhur sad Müdürlüğüne getirilecek ve karya fle tilki hikâyesinin” asri| damgalanaktır. Çorap makineleri- şeklinden bahsetmek isterim. Hoş! ne sura numaraları gösterir plâ- bir devir farkını izah eder: Ma'üm ya, La Fantairs'in man- zumesinde, tilki sözde karganın sesine âşıktır. Ağacın dibine gelir ve yukarıki dalda, ağzında bir peynirle duran kargıya yalvarır: — Canım karga, gözüm karga, öt de bir kere o güzel sesinle mest. olayım! Bunun üzerine karga ağzımı a- çarak gak diye haykırır ve aşağıya düşen peyniri yakakyan tilkinin arkasından sapan taşı yetişmez. İşte hepimizin bildiğimiz meş- hur hikâye bu! Şimdi bunun yeni bir İtalyan şa'ri tarafından esri - leşmiş mümüresini — anlatalım vel) şair soruyor: — Tilki kargaya yalvardığı za. man karga ne e yaptı? > kalar konacak ve evlere iplik tev- ziatı bu esasa göre yapılacaktır. km keki minnie

Bu sayıdan diğer sayfalar: