Siyaset ve askerlik Muhittin Birçen D ünyada cemiyet teşekkülle. ri vücude gelmeğe başladığı zamandanberi hayat, gerek muay - yen bir cemiyet veya millet hudu du içinde, gerekse muhtelif cemi - şe ve devletlere aid sında, daima bir siya- de askerliğe muhtaç ol» yetlere, hududi sete ve muştur, Siyaset, kevvet müvazene -| veya i-| faaliyet. zenele-| leri aramaya, tesis etme dameye çalışan bir tr. Askerlikte mevcud m ri kendi lehine bozmak veyahud kendi lehine yeniden tesis etmeğe efler gören bir ba. Yerinde ve ikisine de sa- İe güzel kul - çalışmak reket kuvve da bu iki kuvvet Imak ve ikisini hayatın yegâne muvaffaki- yet icabatındandır. Bizi bugün de bu Mhülâhazalara| sevkeden şey, şu Girid taarruzu €s-| nasında gözümüze daha ziyade çar-| pan bir vakıa oldu: Almanlar dört gündenberi Girid o adasına, ne cinsine münhasır ve askerlik bilg sinin şimdiye kadar melüm kaide lerinden hiçbirine uymıyan wsviler- le bir tanrruz yapiyorlar ve mev. cd alâmetlere göre de, hiç olmaz sa şimdilik, muvaffak olmuş görü- nöyorlar. Halbeki, bu taarrızun de vamı esnasında, henüz Alman er - kânı harbiyesi hiçbir şey söyleme - miş gibidir. Bütün bu taarruza da- ir haberler bize Londradan geldi ve hâlâ da oradan geliyor. Dikkat ederseniz, görürsünüz ki, Londradan gelen haberlerde, aske- ri mahiyette şeyler değildir. Daha ziyade gazeteci, siyasetçi ağızlardan çıkan haberlerdir. Hattâ, bütün malümat, Avam Kamarasının mü - zakere salonunda başvekilin ağzile Halbuki, askerliğin hare - yerde siyasetin ve siya - zama veriliyor ket ettiği setin faal olduğu sahada da asker -| “ liği susması İâzimdir. Çür kerlik başka şey, siyaset başka şey-| dir. Ye A iyorlar; askeri bir hareket cereyan ederken Alman radyoları lü birkaç cümle ile ik- #fa ederler; Alman harb raporları en mühim askeri bir hareketi niha. yel iki küçük cümle ancak, na mukabil, harbederken gazetelerden başlı radyolara ve devlet adamlarına kadar herkes bu hareketten bahsederler. Demok- rasi? Evet, faknt, cereyan halinde bulunan askeri bir hüdisenin gidi. gösterirler. karşı tarafta ordular saten arak ginden bir gün evvel veya üç gün sonra bahsetmekle demokrasi a- raswkla ne münasebet olabilir? Askeri esrara ehemmiyet ver - mek askerlikten, harbden, orduya âid şeylerden hiç bahsetmemek de-|! skeri bir kten son - mek değildir. Nitekim hareket vukubulup geç m, ad herşeyden bahsediyorlar ve bahsine müsaa «| deden çekinmiyorlar. Hangi rin nasıl kullanıldığını, nerelerde) hareketin nasıl yapıldığını, bütün wafnilâtile, Tesimlerile, hattâ kroki. İeri ve hesablarile Alman mecmua- Almanlar buna âletle- lari ve gazeteleri meşredip duruyor- kat, hareket reyan ederken sıkı bir ketumiyet perdesile & örtülmüş bulunuyor. Buna son de - recede dikkat ediyorlar. O kadar ki, bütün harb esnasında harekâta| aid haberleri Almanlardan hasımlarından öğrendik. Hattâ ha-| wmlar için en ağır vaziyetleri bile gene onlarm kelimeleri arasında saklanmış mânalardan çikardık. Demek oluyor ki siyaseti, siyaset meydanında, askerliği de askerlik imeydanında kullanmak, bir muha.| rebenin en mühim muvaffakiyet nlar askeri esrara ehemmi.|; ziyade | çok | Büyük bir kütle taralı hi teşikil etr kat ğe n Roosevelt misafir dave ettiği zaman onlar â k. yemek salonuna in eder, ekten sonra reis muna gider, € d bir komedi ise Roose- sini pek kızdıran müta. çekinmez. denilen el yapm 1 müstesna dir meyli vardır. Bir film hoşuna gitmediği zaman başkalarını ra - katsız etmemek zce ye- rinden kalkarak bü m film Re ie Bir kaç çizgi Muharebeden evvel reis olduk. zam bir şekilde pul ko - mak üde- kolleksi « kendisi yap- olduğu için pulla - dokunmasına rikal'lar rels- pulcu olduklarını için ona büyük miktar. yollarlar. Bunların arasın - n çok kıymetlile lunur, Reis o derer? pul sıdır ki, mas: tsizlik do rma hiç kimse ade etmedi. A nin kada; sin ikinci ayıf damarı den ak odasında tablolar diğine göre bu de- on zamanında de- olduğu zamandan .Noels de gönderilen kartpe ri la kolle ların en güzelleri seçilmiş, kâtibi uliyeti altında mu - şartlarından olduğu halde bu şarta!;,, yalnız bir taraf riayet ediyor. * Askerliğin zayıf olduğu yerde vaziyetin fenalığını örtmek için «i- yassiten ve kelimeden istianeyi ka- bul etmek O mümkündür. Ancak. bunun da bir haddi olmak icab &- der. Hazırlanmıyarak girdiği bir harbi uzatıp hazırlanmaya © zaman bulmak için İngilterenin askerlikten ziyade siyaset silâhıni da an bir usuldür. Fakat, bü- tün bunlar, cereyan halinde bulu - nan askeri bir hareketi, parlamento celsesinde bahis mevzuu yapmayı haklı gösterir şeyler değildir. Bün- dan dolayıdır ki, yaset uml ve an” #u Girid taarruz İngilterenin si nelerinin bilhassa kullanması | bi retle seçilmiş bindir. Mütaleayi pek sevei veltin gerek yatak odasında, ge - rek bürosunda birçok gazete, mec mua ve kitab vardır. Birkaç sene evvel hemen hemen muharrirlik de edecekti. Zira söylediği bütün nutukların toplanıp, o basılmasını e havale etmişti, tashih - bizzat yapıyordu. Bu kitab baskısı münasebetile eğlenceli bir fıkra anlatmaktadır; Bir gün kitabın tabii: — Bay reis, neden bu kadar zahmete girişiyorsunuz? Halk nankör bir okuyucudur. Misa! ola. rak size reis Hooverin sizinkine| benzer bir eserniden ancak 1500 İilerini anlamak bizim için kabil o- İsmamiştır. oMluhittin Bisgen nüshasının satıldığını söyliyebili -| rim, der. Roosevelt cevab verir:j — Hoover 1500 nüsha m: sattı? Ben bir milyon satasağım. Bi lan beğenilebiliriniz, Şüphesiz bu, büyük bir muvaffakiyettir, fakat kiymetiniz hakkında SON POSTA Resimli Makale: alkışlanabilirsiniz. | Gününadamıları | Ruzveltin 24 saati Birleşik Amerikayı idare eden adam nasıl yaşar ? Bay Ruzvelt dostlarına ikram etfği koktejilleri bazan bizzat Yemekten sonra sinema Ve kurşun kalemini büyük şehirden muhte - olarak kaç kişinin bu Kit dan satın ala yaz du. ; reis, yazdığınız şe- meselâ «Mi. ler vardır ki, ç bir kitabı muvaffak olamamıştır, vabını verdi. i tebiini büyük İSTER iNAN, İSTER iINANMA! İspanya topraklarında yıllar- danberi yapılmakta olan sondaj ameliyeleri nihayet muvaffakı- yetli bir netice vermiştir. Söylendiğine bakılırsa bulu- nan petrol dört muhtelif nokta- dadır ve bunlardan bir danesi toprağın ancak birkaç yüz metre derinliğindedir. İşletme hazırlığı şimdiden başlamıştır. Pek yakında faaliyet (obaşlıya- caktır. Gelen malümata bakılırsa İs- panya sevinç içindedir. mere deyse bayram yapacaktır. Ma. Tümatın doğruluğunu zahmet- siz kabul etmek lüzm. Yalnız İSTER INAN, iSTER INANMA! a Bilen beğenmeli Sizi beğenip alkışlayanların umumi seviyelerine bakınız. İçlerinde hakikati görür, gerçekten münevver kimseler var mi muvaffakiyetiniz tam, âksi takdir: hazırlar şaşkınlığa düşürerek altı bin n aldı, | Gazeteciler toplantısında | nin hususi karakte- i de matbuata ık bazan yar:m arda görürüz. J selef aksine olarak bu toplantılara sı verir, Gaze- yapar, onlardan biri ortaya bir nükte bu nükte kendi ine de olsa kah- ,kaha kopara başinda bulu - İnur. Her suale mutlak bir açık kle cevab verir, yekdi d görüş noktalarını münaka - | 11 toplantılarda bir tek dır. Bu kanun da cüm- ilerden birine cevab verdikten son İneşredilmemesini isterse gazeteci- lerin işittikleri sözü kendilerine saklamayı bir şeref ve haysiyet me seli bilmeleridir. Bununla be İ raber'bazan inadcı bi bu cevabı neşretmek istemekte israr ettiği olur, Ona o zaman cümbürre!sinin bu talebi (Arkası Cümhurrei, rinin bir çü tahsis edilen hi ufukta küçük bir bulut görüyo- ruz: Petrolun maalesef hırsı aç mak ve üzerine yıldırım çek. mek gibi garib bir hassası var- F Dünyanın bütün petrol hav- zalarını gözönüne getiriniz, Sovyetlerinki müstesma, hiç bi- ri toprağın asıl sahibinin elinde değildir. Bu bakımdan biz İs- panyolların şimdi iki numaralı Umumi Muharebenin dünyayı değiştirecek bir sekilde bitme- sini temenni etmekte oldukla- rına inanıyoruz, fakat ey oku- yucu sen: Bu takdirde | Tarihten sayfalar | Karısı ve atı («Son Posta» nın tarihi bahisler muharriri yazıyor) Güneş bir deniz kadar düz ve engin olan ovayı cayır cayır yakı- yordu; uzaktaki burma (gölgeleri, ağır ağır akan nehrin suları bu sıra. rada gittikçe (güzelleşiyor. öteki cenneti bu dünyaya in- lâkin hiç kimse oraya gi Ömer bin Lis beyaz atinm üstün de, üzengilerde yükselerek orduyu gözden geçirdi. Atları beyaz, kır, al, siyah ve doru olanların ayrı ay- ri bölükler teşkil etmeleri çok iyi ol muştu. Hepsinin de mükemmel ta. kımları," kılıç askıları, kışları, mız. rakları güneşte parlıyordu. Sarıkla. rının altından sarkan atkılarla bo yunlarını o kapamışlar; kendilerini sıcaktan muhafaza etmişlerdi; hare kete geçtikleri zaman topuklara ka- dar inen ve geniş kollu beyaz cüb. belerinin uçları dalgalanıyordu. O- vayı nal şakirt © dolduruyordu; geçlikleri yerden bir toz bulutu yük seliyordt. Onlar geçiyorlardı. Ömer diğer kumandan ve zabitlerin biraz önün. de hepsini dikkatle gözden geçiri - yordu. Bu geçid resimlerinde şimdi © kadar ihtsas kazanmıştı ki bin atlının içinde iğri takılmış kılıç, gev şek bir kolan, zayıf bir at, acemi bir süvari hemen gözüne çarpıyor- du. İşte şurada bir at görüyordu ki neredeyse derileri kemiklerine yapı. şacaktı, Hattâ bunu yalnız o değil, bü işten pek az anlayan birisi de görebilirdi, Geçid resmi bitti, Şimdi teftiş baş İiyacaktı. Süvariler * muntazam bir şizgi üzerinde, atlarin ön bacakları hep bir hizaya gelmek üzere dizil- mişlerdi. Ömer atini oraya sürdü; baştan başlaması beklenirken son. lara doğru gitti; biraz evvel atını zayıf bulduğu süvarinin O önünde durdu. Bu, otuz yaşlarında, zeki bakışlı, dinç ve güzel bir: adamdı. Doğrusu böyle bir adamdan atını ihmal etmesi beklenemezdi. Sordu: — Buat senin midir? — Evet efendimiz! — Böyle bir ata tanmadin mi? — Başka atım yoktu, efendimiz! — Sen ne kadar maaş aliyor- sun? — Yüz altmış dirhem, efendi - mizl Abbasilerde dirhem denilen pa- ra bir dirhem ağırlığındaki gümüş demekti, Bu kadar parayı o devir de belki dünyanın hiçbir yerinde ki süvari almıyordu. Bu para ile 85 kerin kendisi ve ailesi ferah ferah geçindirdiği gibi atı de mükemmel surette beslenebilirdi. Nitekim di leri işte hep mükemmel aakerlerdi ye atlari da mükemmeldi. Ömer süvariye dik dik baktı: — Sana bu parayı karına yi mek için mi veriyorlar; yoksa atini beslemek için mi? Il binmekten u- ir. — İkisi için de, efendimiz. — Niçin adaleti gözetmedin? Paralarımız! karına yedirip onu se mizleteceğine atma yedirseyiin! De fol buradan. bize senin gibi adamın lüzumu yok! mer fena halde kızmıştı. Hakkı da vardı ve süvarinin hiçbir müda faa noktası yoktu. Halbuki ordudan çikanlırsa başka ne iş | tutabilrdi; sevgili ve genç karisi sefil kalmıya- cak miydi? Asıl bu ihtimal onun canini sıkiyordu. Kumandanın mer İ «Japonya, Sözün kısası Ajans dili şağıki BE. Ekrem Talu A fıkrayı, muharrirlerden meb'us shbabım hikâye etti: — Bir kaç zaman evvek inthabiyemde bir köyde buluns” yordum. Köy oldukça mam” ahalisi de uyanıktır. El birliğile, radyo makinesi satın almışlar, Köl odasina karrmuşlar. Ankaranın »*f riyat yaptığı saatlerde hepsi o” ya toplanarak, © bilhama -havağii can kulağile dinliyorlar. Bir gece, tesadüfen ben de b” kandum, Radyo, Ajans haberleri” veriyordu, j Dış havadislerin sonuna gelindi Spiker bir de çu haberi okud Birleşik Amerika det” letlerile aralarında mevcud tical muahedesini denonse etmişti Köylüler | birbirlerinin baktılar, Yeni dünya ile güneş paratorluğunun arasında bir anl mazlik, bir gerginlik olduğunu # zamandır dinliye o dinliyc, okuf* okuya bellemiş, biliyorlardı. Şu son hüdise nedir azaba? Yol sa ip mi koptu? İçlerinden biri, yanındakine #9” du: — İyice duyamadım. . Ne deği idi? — Desise gibi kulağıma gel amma, bilmem. Bu kelime üzerinde durdulsf düşündüler, yakıştramadılar. Bel den sormağa cesaret edemiyorlar” dı. Ben de: «Bakalım, ne olacak?” diye hiç sesimi çıkarmadım. O sırada, radyoyu tamire gel * miş, San'at okulu mezunu bir gep ce başvurdular. O dahi şu cevsbi verdi: — Ben arabi, farisi okumadım” Bilmem. Öğretmeni bulup ona #0” runuz; bilse bilse © bilir. Köyde öğretmen yek, bir eği men vardı. Tesadüfen o anda iç? riye girdi. Sordular. — Madem ki ticaret muahed€ si imiş, iyi'de olsa, kötü de ol” ehemmiyeti yok! dedi. Bir müddet münakaşadan sonr nihayet, spike söylediğine ii dikkat edilemediği ve o sebebde9 ş işitildiği heti” öne vardılar * Bir zjamandanberidir bu terci” me İkubaliliği feci bir hal aldı. Her hangi bir kelimenin türkçe karsı Iğını o bulamadın mı, | frenkçesini aynen birak, bas, gitl Bunu bilhassa ve herkesten zi“ yade ajans yapıyor Bir takim yeni ve karşılıksız ti birler için bu işe cevaz verenler da” hi bu hal karşısında muzt ler, Kuş dili, kepçe dili gibi şimdi bif de ajana dili icad ettik. Fakat bu* nun zararlarını sonra sonra göre” ceği E Ebem Talu Bartında köy köprüleri yapılıyor Bartın (Husust) — Arıkköy ye" lundaki köprülerin £ yaptırılmasına kaymakamlıkça teşebbüs edilmiş vE iş ümtenhhide verilmiştir. Bir kısım işler de köylüler tarafından yapıl * mıştır. Faaliyete geçilmiştir. ——şğ js hametine ilücadan başka çare yok- tu, Vakit geçirmeden yalvar — Merhamet ediniz, efendimiz! Karim da bu hayvan gibi önünüz den geçse ve güzelliğini bir görses niz beni mutlaka affederdiniz!. Bu cevab Ömerin çok hoşuna git” ; güldü ve onu ordudan çıkarma: dığı gibi bir at parası da verdi. Kadircan Kaflı ibdir *