Memleket Eaberl ( İzmirde Karaburunda tarihi Eski İzmir Agorası hafriyatı tamamlandı İzmir, (Hususi) — 1932 sene indenberi hafriyatına devam €- ilen İzmir Agorasının Türk Tarih Kurumu tarafından yapılan 1940- 41 senesi balrıyatı sona ermiştir. Hafriyat, müze müdürü Sal tin Kantarın nezaretinde geç tir. Bu seneki hafriyatta Agoranın simalindeki (oo aksamı, tamamen| Taeydana çıkarılmıştır. Bu kısmın, çok muazzam bir Bazilika olduğu mıştır. Burada 160 metre ğunda, 20 metre genişliğin- de Bazilika mimari tarzında üzeri örtülü, iki kat bir rivak vardır. zmir Ağorası, gerek Asya ve Anadoluda, gerek Avrupadaki em- sal; içinde tek ve eşsizdir. Romada da böyle bir Bazilika varsa da iki katlıdır. İzmir Agorası ise alt kat, katlıdır ve| çen seneki ameli yesi dar meydana çıkan kısmının plânı, Türk Tarih Kuru mu aşmimarı B. Süleyman Örnek tarafından yapılmıştı. Bu senek hafriyat plânı da İstanbul Alman Asarıatika Enstitüsü Müdür! den arkeoloğ mimar Dr. R. Ni mann tarafndan yapılmaktadır. Buna bir de röconstruction ilâve edilmiştir. Dr. Naumann ve müze müdürü Salâhatlin Kantar, 25 gündenberi bu işle meşgul olmuşlardır. Plân we hafriyat raporu, bu hafta Maarif Vekâletine ve Türk Tarih Kurumu başkanlığına gön- derilecektir. İzmirde bir katil idama mahküm oldu İzmir (Hususi) — Menemenin Helvacı köyünde eski bir kavga yüzünden Arif Yumurtacıyı, yolu üzerinde pusu kurmak suretile ta ammüden öldüren Halil oğlu Mah mud Uyanığın şehrimiz Ağırceza mahkemesinde cereyan etmekte 0- Jan muhakemesi sona ermiş, Türk ceza kanun! n 450 inci maddesi. nin 4 üncü bendi mucibince ölüm cezasına çarptırılmasına karar ve- rilmiştir. Ağırceza reisi Ekmel Kavur, i- lâm okunduktan sonra suçluya tefhim etmiştir. Suçlu, idam kararı karsısında kanlığını hiç kaybetmemiş ye jandarmalar tarafından hapis. haneye götürük ü Izmirde İngitizlere satılan çekirdeksiz üzümler İzmir (Hususi) — Son zaman larda yapılan bir anlaşma ile İn- gilizlere satılmış olan dört bin ton çekirdeksiz kuru üzümün pay tev-| ziatı dahilinde tüçcarlarımız. tara- fından teslimine başla: tır, Daha evvel yapılan zeytin yağı satışlarından yapılmakta olan tes limata peyderpey devam olun - makiadır. Eşede çekirge mücadelesi İzmir (Hususi) — Çekirge mü- cacelesini mahallinde tetkik et- mek üzere Menemene giden vilâ- yet ziraat mü Bay Refet Dik şeh ze avdet etmiştir. Menemen mıntakas'le Karşı- nh Örnek köyündeki çekirge ücadelesi muvaffakiyetle bitiril. ştir, Bayındır mıntakasının da İkdzasinin İdoğan nahiye müd İgelen tedbirleri de almıştır. bir lâhid | | İzmir ( Hususi ) — Karaburun Mordoğan (nahiyesinde) Demirmenyanı mevkiinde meydana çıkan Azkaik devre sid e bir İâhidi tetkik etmek üzere ir vali- xe müdürü B. Salâhaddin Kantara Karnburuna gittiğini yazmıştık, Ha- tirlarda olacağı veçhile geçen sene de gene burada ayni tarzda bir hid bulunmuştu. Fakat köylüler çi. kerirken lâhid parçalandığı için ye- rinde bırakılmış, etrafta araştirma- lar yapılmasına karar verilmişti. Yapılan son tetkiklerde bahae mev. zu olan mevkiin, büyük bir Nekro. pol «kabristan» olduğu anlaşılmiş- tir, Malömdur ki kadimin Klâzomen (şimdiki Kilizman) şehri, türabi ma mulâtı epişmiş toprak işleri ve bil- İ hassa lâhidleri ile cihanda büyük söhret kazanmıştı, Klâzomen lâ - hidleri her taraftan aranir ve mar. lanırdı. Cenazeleri bunların içine gömmek bir şerefti, Klâzomen lâ- hidleri o kadar güzel ve san'atkâ - iane idi. Bu lâhidler, şimdi pek na. dirdir. En yenisi milâddan evvel 6 ne asma (o (zamanımızdan 2500 yıl evveline) aittir, Ege mıntakasının yezâne mühim müzesi olan İzmir müzesinde bu lâ. hidlerden ancak iki kırık parça var dır. Ve bunlar, müzede Arkaik sid eserler köşesindedir. Ötedenberi sağlam ve tam bir Klâzomen lâhidine malik “olmak, müze müdürlüğünün gayesi idi; Şim di anlaşıldığına göre bul | tubunda, yeni bulunan lâhidin sağ. lam bir halde olduğu bildirilmekte- dir. Lâhidi, Mordoğan nahiyesinin Yenicepınar köyü halkından Mus - tafa Şangüder adındaki oyurddaş, Değirmenyanı mevkiinde çift sü - rerken bulmuş ve hemen nahiye müdürlüğünü haberdar etmiştir. O. radan kazaya ve nihayet vilâyete bildirilmiştir. Nahiye müdürü B. Fevzi lâhidin muhafazası için lâzım * Selçukta Efes harabeleri hafri - yatina sid arazi ve binaların ida ve nezareti, İzmir müzesi müd B. Selâhaddin Kantar'a verilmiştir. Bu arazi, her yıl sleni müzayedeye çıkarılacak, elde edilecek kira be - delinden devlete ve köye sid vergi imha amelivesine devam olun- yesir tekâlif ödendikten sonra ka. lk ra, harabelerin temizliğine ve bulundu Çok sağlam bir vaziyette meydana çıkan eser üzerinde tetkikler yapılıyor Karaburundan bir görünüş bakımına sarfedilecektir. Hafriyat komisyonunun ve Asa- tatika tetkikatı yapacak Âlim ve mütehassaların oturmalarına mah- ws iki ev de müze müdürünün ne. zaretine verilmiştir. Bu iki ev, İstan bul Alman âsanâtika enstitüsü ta. rafından tamir ettirilmek üzeredir. lâ.) Tamirat levazımı Selçuğa gönderik miştir, Milli Şefimizin resimleri Edirne Partisine talik edildi Edirne (Hususi) — Mili Şefi - miz İnönünün Partimize imzala- rile lütuf buyurdukları resimleri bugün 1l de meresimle şeref mev. kiine talik edilmiştir. Merasime İstiklâl Marşile baş- nmiş ve bunu Kaza İdare Heye. si Reisi Hasan Kesmezin bir nut- ku takib etmiştir. Bu münssebetle Milli Şefimiz ve Partimiz Genel Sekreterliğine şükran ve sonsuz bağlılık duygu- larımız telgrafla bildirilmiştir. Merasimde General Kâzım Di rik, Basmüşavir Sabri Nomer, Belediye Reisimiz, Adilye, vilâyet erkânı ve memurlar bulunmuşlardır. crı Adanada | 1 yaraladı Adana Irmakbaşı köyünd. kadının ölümü ve iki kişinin yara. lanmasile neticelenen feci bir ci - nayet olmuştur. Vak'anın faili ev- velce satıcılık yapan ve işi bozuldu- ğu için emelelikle hayatını ka - zanan Abdullah oğlu Celâl adinda bir şahıstır Celâl hastalıklı olduğu için dok torun tavsiyesi üzerine tuzsur ye mek © yemektedir. e Cinayetten bir hafta evvel karisi yemek pişirirken dikkatsizliği yüzünden tencere dev- rilmiş ve bunun üzerine kızan Ce lâl karsina darılmıştır. (Hususi) — Adananın Akyama evine gelen Celâl ka Irmakbaşı k peşinden 1 arkadaşı kadar aramı m üne gittiğini a © köye gitmiş ve ks Hüseyinin yanında tarlada çalışır - ken yakalamıştır. e Nihayet gece Celâl karısı Nac seyini ağır — surette a eyi ve Hü . yaralamış teemir olarak ölmüştür. Adliye işe el koyarak tahkikatı. nı ikmal etmiş ve suçlu Celâl tevkif İ edilmiştir. İzmir GC. H. P. sine 50 kilo kinin verildi İzmir (Hususi) — İzmir Cüm- huriyet Halk Partisi vilâyet idare heyeti reisliğinin genel sekreter - lik ve Sıhhat ve İçtimai muavenet vekâleti nezdindeki şebbüsleri üzerine Sihhat Vekâleti tarafın - dan parti reisliği emrine 50 kilo #önderilmiştir. Vi yetimizin bütün kazalarına Ihtiya, nisbetinde tevzi edilmekte olan bu kininlerin bedeli İzmir Kızılay ubesi merkezile C, H. Partisi tara ından tediye edilmiştir. Halkımı- zın ve bilhassa köylümüzün sıhha İtinin korunması için getirilen bu kininler fakir halkımıza mecca- nen dağıtılacak ve dağıtılan k'nin- lerin masrafları parti ve Kı tarafından müştereken necek- tir, Vakit ve hali iy! olan vatan - daşlarımıza da kininler maliye fi- atile verilecektir. Edirne, 19 (Hususi) — Beden Terbiyesi Umum Müdürlüğünce şehrimizde yaptırılmakta olan ka palı spor binasının inşaatı sona er miş ve bugün törenle açılmıştır. 33 küsur bin liraya vücuda ge- len bu /binanın alt katında büyük bir salon, duş ve soyunma, antre- nör ve klüp odaları, üst katında de kasketini tutuyor ve b la nefes alıyordu. Genç kız ceblerinden mendilini aradı, fakat bulamadı, Bunu gö- ren Garrison bir sey sövlemeden ona kendi mendilini uzattı. Gözlerini kurulayan genç kiz: — Fakat... Fakat... Siz yata toz da bir başkan odası ve idare heye- ti salonu vardır. Kapah spor salonunun açılması | Wreni Valimiz Ferid Nomerin u- zun bir nuikile yapılmıştır. Tören de birçok mülki ve askeri erkân- la spor teşekküllei zur bi nayı hariçten gösteri Bir hıçkırık gen; kızı sarstı. — Ben bütün bunlara karışmak istemiyordum. Maç Kerzie'ye ne oldu? Telsizle bir haber gönderil- di mi? Delikanlı başını salladı ve gü- lerek cevab verdi: — Hayır, Artel'in Fadyosu çalış Hasta bir köylü karısını! öldürdü ve iki kişiyi | evvelki gece bir) ertesi : “j9 | Bunlardan Naciye yaralarından mü KO Koca Yusufa babası daha on beş yaşında bir kıspet yaptırmıştı, O, bütün köyünün, nahiyes kasabasının delikanlıların: kuvvetli olmakla değildi. Kuvvetin- güreşiyordu. etrafı bud E reşmeğe ve onun uz yasında başo: a güreşmes vaffakiyet sayı baspeh lığı sırala- lemişler, Arnavudoğlu, Şamdancıb | Kavaso; Jeli, J vardı. Abiço; nerede bir düğün olursa , çadırlardan bi- şa her kaç altın $ ise o, parayı soyun nadan ,güreşmed yağlanma - İdan oturduğu yerde alir giderd r baş güreş sırası ge , davulları susturur ülelüsül İ bağırırdı: Başa; güreşecekler meydana Efe, salh, iri gö hir ve namdar pehlivanla ezici bir pehlivandı. İste; Koca Yusuf böyle bir peh- livanın Kırkpınarda Adalıya gü - reşi terkettiği zaman türedi, Bakınız size şuracıkta mevzuu- muzun harici olduğu halde, Aliço- mun gayet meraklı bir hatırasın - dan bahsedeyim, «Bir gün Silivride büyük bi düğün olmuş, da elli al koymuşlar,.. O vakit, pehlivanları götürecek yegâne vasıta öküz arabası imiş... Atlı ve yaylı arabalar bu adam - ları taşıyamazmış,.. Alelekser de pehlivanlar, Top - hanede bulunan hanlarda yatarlar. mış, uzatmıyalım, bircok huzur nehlivanlari bir öküz arabasına şâ- fakla binmişler... Arabada Aliço da varmaş... * Eskiden Karaköy köprüsi üzerinde bazı tipik Sakızlı Rum - lar, Yeniçeri devrin kalma si- yah pantalon potur siyah ku- sakları, arkalarında şakularile $ı - ravari dizilirler, bacalarından du- man çıkan mangal wibi işportala- rında sicak sakız leblebisi satar - larda, aşa * Öküz arabası, Karaköy köprü- sünün üzerine gelir gelmez, Aliço arabayı durdurmuş, cebinden on kuruş gümüş para çıkararak leb- lebiciyi çağırmış ve: — Ülen susak ağızlı hepten kaç para! İ” Sakızlı, anlıyamamıştı. Şaşkın, sikin bakıyordu. Alelacayib, koca İkavuklu, iriyarı adamlardı. Yalnız Jistemediniz? Genç kız için: çekti: — Neye yarar?... Gidiyorsu - nuz,.. Ve yanınızda da Phyilis'i- niz var, — Phyiliş artık mevzuubahs değil, Flora, yavrum. Ben Mis Deon'i hiçbir zaman sevmedim. Yusufun gençl Koca Yusuf daha on sekiz, başortaya güreşmeğe başladı Usta be! Verme pehlivan) bu domuz topunu be! ienien BEJ zü gibi şişip k » İsrmlarına pes ——— ... ıgı on dokuz yaşıni isanla mukabel&i Suratını ast 1. İri ve haşin iamâdığı bir dişine içerleğ vuğunu yol bağırdı: — Ülen solucan suratlı kel) Ne zırlar durursun be? BÜ bunu alaturkacasly ı, getir şu tüttürdÜğ uf izi. hepten devir $t rayı aldı Bu gibi ku nun; beline : yanında bulunar peki” ç eri Halbuki bu pehliyi at sonra Silivride 1. İçlerinden başpebi n Kel Memiş sızlandı: Hasanın myedanda be! Aliço, dinlemiyordu. Zorla e) yordu, pehlivanlar da batff” saydıkları için korkularından Yi yorlardı. Aliço; Memişin müd İlesine söyle cevab vermisti: — Baka be... Fukara kesesi bi iş kalmış pehlivan Kuf, sağı ile çıkılır mi meydana | Ye be Memiş! Asr ,Hülâsa; pehlivanlar bir yar leblebiyi yemişler, bir yandan kovalarla su içerek şişmiş bir de Silivriye gelmişlerdi. Nihayet güreşler başlamış, lebiyi yiyen pehlivanlar, teker dan verinde h#” etmişlerdi ; Kel Memise gelmis, bass arak hasmını yenmi vi İBaşa, güreşmek ne haddine... #| liço, güreşmeden parayı alıp #İ” decektir. Memişin hizli ve İvi sirası fi Aliçonun bir alay leblebi yeyif içtiğinden de cesaret alarak ne lursa olsun diya Aliçonun otuf duğu çadırın önüne gelerek: — Usta be! Hepten elli al6fj alacak mesin? Biz de pehlivsi? be! Her nereye gitsek gelir güreşe meydan kapar durursun” Hiç olmazsa on altıncazını pay cıkar be. Memişin bu yalvarır gibi kö” nuşmasını dinliyen etraftaki â ve öşraf da bak vermişler ve müdahaleye karar veri rada Aliçonun acı se — Ülen susak ağız sin Aliço ölmedikce baç verm Behi Balkan çorbacısı mı Zan tn be! Pehlivan isen çıkar me” dana hepten alırsın o, sarı lira * cazları... ”) İ ! iş de kızmış ve ne 0” diyerek hiddetle mf Peki usta be? Bizde pehliy#” niz bel Bu söz üzerine Alico uzakta b” lunan cazgira bağırarak: — Hey! Baka bey! zurna ve ullar ihtiyar miş güreş bepten kıza: Memişe de — Hayki be Çalkalatma yür ten domuz toplarını erimiş olacağız be!... le Çalgı? et Me oyunmaği takdime de meydan e mevdana vürüdü. Bir iki eirpin © dıktan sonra, Memiş'n ensesinde” yapıstı ve seslenf gitmediniz mi idi? Diye mırıldan- dı. Motörün size yaklaştığını: gör- miş ve,.. Ve zannetmiştim ki... — Haydi kızancaz bel İş fena idi. Fakat; Memiş de tarılamadı. Sonra manidar bir tavırla: Bunu birbirimize de söyledik. O Genç kız: bana, kendisine karşı hiçbir zaman — Ona, beni rından bir dizi gözyaşı akıyordu. bulamadığınızı | Bir #üy ile süslenmiş fötr gapka- #öyleyiniz, oraya gelmek istemi- yorum, Dedi. Ve uşak uzaklaştı, Sandıklarla yüklü bir araba sa hil yolunu takiben Birkaç dakika sonra, kişi göründü: Başta Mrs Dean ve Phyllis, yanlarında da Vörity var dı. Sonra da Stephen ve Torray en arkada da oda hizmetçisi Ma-| rie, D Wight üyordu. Ariel yatmın motörünü ileri doğru yumruklarile ittiler, motör çalış- mağa başladı. Flora bir sıçrayışta kalktı, ve tepenin daha yüksek bir yerine çıkmağa başladı. kasını çıkarmak için durdu, kol. Ilarının yeni ile gözlerini sildi. Göz yazları yeniden boşandılar ve yanaklarından süzüldüler. O: — Görürüz, görürüz, arasından miri Fakat bu anda hıçkırıklar onu ice istilâ ettiler. Yosunlarla ör- tülü bir kayaya doğru eğildi. Ve kalb acısına kendini kapup koyu- verdi. Omuzuna bir el dokundu ve bir ses kulağına yavaşca: — Böyle ağlamayınız. Dedi, Fiora derhal döndü ve geri Çok ağır yürüyor ve yanakla-İ Stephen'i karşısında buldu. Elin- du? | —Size allahaısmarladık deme- den gideceğimi değil mi? — Oh! Yat gitli, Dedi ve genç kıza sabit bakış larla baktı. — Fakat siz? — Ben burada kalmağa karar verdim. Arlel sonra beni görmeğe gelecek, — Niçin böyle yaptınız? Ne ol- sanmıyordunuz Fiora gözlerini başka tarafa çe virdi. Stephen ciddi bir sesle: — Niçin kaçtınız? Diya sordu. — Anna - Ericken gemisi öğle İyin denize açılmış. Dedi, Flora'nın soluk yüzü aydınlan- dı: — Oh, Stöve, diye bağırdı. Ge- çidi salimen geçtiğini tahmin edi- yor musunuz? — Sizinle beraber görmüş ol- İduğumuzu babanıza anlattım, kap tan Mac Kenzie'nin, bir felâkete İ uğramadan karşı sahile geçtiği- ni söyledi. Sustu, sonra sordu: — Siz benim sualime cevab ver mediniz, Niçin artık beni görmek bir sevgi göstermediğimi söyledi ve bunda hakkı da vardı. Sustu ve sonra: — Şatoyu satın almek için ba- banıza bir teklif yapmay: düşünü İ yorum, fakat bir şartla. Siz bana bir nasihat vereceksiniz. Razı mi- sınız? Genç kız nemli gözlerini kal dırdı ve yalavaran bir tavırla Stephen'in, ellerini kendisine uzat ördü, Soluk yanakları, bir deniz martısının güneş işıklarile aydınlanmış, kanadları gibi pem- er yüz okkalı, bir doksan boyunds yarma birpehlivandı. Övle, kolay kolay meydani, çıkarılabilecek takımdan değildi Lâkin, yüz yirm; okkalık Alk çonun karşısında her ne de ols korkudan büzülüp kalmıştı. Güreş, gütün hırile başladı. Dr vullar, zurnalar kıyamet kovar - yor, binlerce halk, huzuru ilâhide, | badette imiş gibi, sessiz ve sakit İmeydana teveccüh etmiş duruyo” du. Aliço; tırpan, elense, boyunduz ruk gibi, kırıcı oyunlarla Mem mevdan verinde hırpalıyordu. (Arlensı i