mea ğ p # : Pp b j i b amme A Vi * şı karşıya getir 914 harbi iç nir harbi demişti. han Harbi büyük harb senesini de düşe kulka geçiren milletlerdi hangisinin sinirleri daha kuvv çıkacaksa harbi o kazanacaktı. O| zaman, her suretle mahrumiyet içinde bulunan Almanyanın şinir- leri ancak dört sene dayanabildi.| Almanya, harbi cephedeki mu - harebelerden herhangi birile kay- betmedi; bütün muharebelerin, dört sene zarf insanların ka falarında ve sinirlerinde vücuda getirmiş olduğ iyim ki A ya davayı ka yük” kahrama bourz, ona «sinir harbis demekte! haklı imiş. k| acaba bugü miz lâzım gelir bourg bugün hayatta olsaydı, hiç şüphesiz, bu suali kendi kendisine çoktan sormuş bulunurdu. Çünkü asıl sinir harbi bu harbdir. * iki muharebeyi kar- ip bunlar arasında bir mukayese yapacak olursak gö- rürüz ki Cihan Harbi, sinirler üze- Tindeki tesir bakımından bugün - küne nisbetle hiç bir şev değildi Çünkü eski harb ile bugünkü harb arasında her bekımden bü - yük farklar vardır. Bu fari Ter birer sayı lüzum görmek- sizin bunlardan rinde durmak kâfidir. Evvelâ, b: «huduğ> ve kalmamı tin herhan kyarak bir cephe üzerinde sırf keri bir çarpışma hareketi içinde cereyan etmi a t lar başlamaz bütü Hakikaten. sc İkerbili rümeğe bugün gür- kani! o harbin ettik - tler mleri bakımı sbetle bir k vetli dildi Halbuki y muharebede bir bomba büyük Sir gemiyi berhav etmeğe, da bir şehrin mahallesini tahribe kifayet edebi- liyor. Bu muharebede sinirler ü - # nde kuvvetli fişeğinden kı ni çen İ , Her memleket, kendi efkârını kendi damludları içinde neşredilen ma - Tümata göre yapardı. Bir cephede herhangi bir bozgun olduğu za - raan, bunun haberleri dahile sı - zıncıya kadar hem çok zaman £€- çer, hem de hususi bir süzgeçie tasfiyeye uğrardı. Bugün öyle Bildir. günün yirmi dört saati dünyada söylenen n dileri faaliyet halinde bulunan radyo! zihinleri karıştırmak ve sinirle yıpratmak Jar, Radyo. öy kodu kutusu, öyle mütiş bir * pro- paganda ve Yalan ğer omu dinliyen kulak, rx ile ra arasında kuvvetli bir mukav yapmıya kadir d tesir akında kalacakt kuvvetli mukaşese melek sahib ve yalam doğrudan ayır yâ kadir insanlar - ki her memle- kette bunların mahdud olur - bile kendilerini radyoların dan tamam kurtara - * mi- tesirleri alt mazlar. dramın en, bepimiz| mütemadiven , bir de öle- kileri düşününüz: . İngiltere ile Almanya arasındaki müthiş mü - cadeleyi günü gününe, saati saa!- ıvan insanları, Almanlarla İng . Yıkılan sehirler, vanan binalar harab olan fa ralananlar, hülâsa, bütün bir mem İeket ve millet hayatının aziz o - farak tanıdığı bircok dünyevi var- hklar birer birer cö giderken ezilip mahvolurken insan sinirler in harab olmamasına imkân yok tur. Uzun deliller #östermeğe lüzum vok, asl sinir harbi bu karbdir. Aluhittin Birgen -İzilli çavuşlar tarafından k yeti, kasabanın sağ kalan u yükün altında e-| Napolyon devrinin SON POSTA meşhur politikacilerndan Talleyrand çok siva ni dilk olmakla meşburdu, çekinmediği adamlar arasında istihfaf et. mediği hiç kimse yoktu, bir gön üzerinde komuşuluyozdu. Fransız — Talleysand'ın bütün insanla kendi üzerinde çok derin bir etüd Muhitinden daima iyi bir dil ile Tarihten sayfalar Aslan ve sinek... («Son Posta» nın tarihi ba - hisler muharriri yazıyor) Ter ve toz toprak içindeki bir süvari dörtnal ordugâha geldi; he. men onu karşıladılar: — Nedir? Ne haber? Diye sordular, — Padişahımızı görmek isti diyeceğim vardırl Onu Vezir Ak Paşanin çadırına doğru götürdüler; uzum külâhlı, pa- labıyıklı, tebetli muhafızların ara. sından geçirdiler; elleri to ri rşılandı. haber verdiler, Ali Paşa o» kabul etti, Ad mana kadar oldukça ne |Ve mu hemen — Devletlüm, Beyşehrinde halk ayaklarmıştar. Sancak beyi ve mu. hafızlar kaleden çıkarılmıştır. Az z#manda imdada gidilmezse kan) gövdeyi götürecektir. Vezir bu mesele ile alâkadar da- ha bazı şeyler sordu; dan çıktı, sonra çadır Dosdoğru biraz ilerideki Kendisine # Padişaha anlattı tığı zaman ha. reket hazırlığı için davul ve düm - beleklerin çalmmasını emretti; ay ni zamanda Firuz Beyin çağırılma- #mı söyledi. Kırk yaşlarında sar - kık bıyıklı, yağız bir ada dü; elini göğsüne gö: di. Vezir ona her dasındaki tımarlı çıkmasını, Beytehr #1 ordunun da kısa sindan yetişeceğini slenmiş olanları n kendi kuman pabi de yola e gitmesini, a. zamanda arka-| söyledi. Firuz!) bey yarım saat bile geçmeden uzak taki alçak dağlara doğru kıvrıla kıv rla yükselen ince beyaz yolda ko caman bir ejder gibi kıvrıla kivnla uzaklasıyordu. Ordu Beyşehri kasaba ve kale - İsini uzaktan gördüğü zaman orada artık isyan ve gürültü kalmamıştı; kaleye yeniden giren Sancak be yi, onu kurtaran Firuz bey ve mai. İenleri orduyu karşikyorlardı İrada burada ölü atlar, basları ke - silmis veya göğüslerinden vurulmuş | insi göze çarpıyordu. Yağma edilip de asker yetişince bırakılınta | saya da vardı; bu manzara kasabâ- ya yaklastıkca artıyordu; Firuz be. vin tenkil işinde mümkün olduğu kadar sert davrandığı, © nisbette kat'i ve iyi netice aldığı anlaslı - İ vordu. Simdi civar köylere ve daha küçük O kasabalara O müfrezeler de gönderiliyor, isyan hareketinin © . ralardaki son izleri temizleniyor . du. Burada büyük ordu için iş kal mama, | Âdet olduğu üzere ordunun bun dan sonra na yapması, nereye pit mesi münasib olacağı hakkında g5. rüşmek için divan toplandı. Diğerle. ri artik geri dönmek fikrinde ol -| İ dakları halde Balaban Bey dedi ki:| — Padişahım, Teke bey bu - raya pek yakındır. Gelmişken ora. yi da devletinize katmak münasib elurl, Sultan Murad bir dakika sustu; oraya doğru hareket için karar ve. rileceği zannedilirken verdiği cevab oldu: (Arkası sayfa 7 sütun 5 te) zu vel daha büyük ve kirmiz: çadıra gir. (7 “İdi “İzabıtanın pi inde bir mecliste bu karakterin ömilleri devlet adamı şa teşhisi koydu: rı istihfaf etmiş olmasının sebebi yapmış olmasıdır, dedi. bahseden adamları, hayatlarını (Birleşik Amerika zabıta teşkilâtına aid bir telkik || Amerikan polisinin 35 saniyede yakaladığı hırsız! Amerikan şehirlerinden 76 sı zabıtaya mahsus radyo istas- yonlarile mücehhez bulunuyor ta bulunduğumuz kine asrı> ismi verilmi ir. Hakikaten makine her sal günden güne daha b şhca muvaffak rindendir. hirs karşı açmış muvaffaki- iyesinde te- ktadır. şunu nazarı dikkate ai- r ki, «sür sı ola canilere, i mara icadeleler mak icab zabıtanın Y mamaktadır. kendilerini ayni yola müra- rleşik dörde arın çok ileri gitmiş vardır. Fennin en son İkiyatım hemen tatbik eğ damlar bunlardan büyük istifade- ler temin lemekte ve zabıtayı yormaktadırlar. Bu yüzden «medeni vasıtalarsın istimalinde âdeta zabı ta ile bu a- amlar arasında müthiş bir reka- et vardır, Bündan â4z zaman evvel 5 nlar zabi tavı geçin kat bugü kalmıştır. nunla beraber A erik dü bıtasıdır. Zabıta elde eylediği otomobil ile ra a medyund Dâha doğrusu otomobil ile radyo- nun birlikte istimali tarzına med- vundur. Otomobil ile radyo bu-| gün zabıtanın İç bir vasıtası ol-| mustur. Bunlar savesinde çok ke- re zabıta mü sirleri iş Üzerin- de vakalamağa bile. muvaffak ok! İSTER iNAN, tetkik edecek olursanız ğilse zararsız insanlar olduklarını fena dil kullanan, daima şü ğu itibarile fena niyetle m seriya mevcud olan adamdır. Sivri dilli adamdan çekininiz, dostunuz bile olsa tesirinden kur - Sulamazamız. Otomobili bir polis memuru radyo neşriyatını dinliyor maktadır. Kaçmağa muvaffak o- lanlar da çok geçmeden yakalan- maktadırlar. Meselâ Los Anceles'ta zabıtaya #hbar edilen yüz vak'ada: Zabıta. ya ihbar vaki olduktan hemen 70- 90 sanyie srasnda | mütecasirler ir, hrinde tesis & “İdilmiştir. Orada bir hırsız, sirka- tin ihbarından tam 35 saniye son- a yakalanmıştır; "İy Bu muhakkak ki bir tekmemül- dür. Fakat bu tekemmül derhal elde edilmemiştir. Evvelâ: Zabwta memurlarına 0- lelâde otomobiller verilmişti. Za- kıta memurları bu otomobillerle | İdurmadan devriye gezmişlerdir. Her yarım saatte bir zabıta me-| murları merkeze telefon ederek, vak'aları bildirirler, yardım taleb ederler, talimat isterlerdi. Gitgl İSTER iİNANMA! İsviçrede çıkan Bazler Nah - ıh Türkiye sefiri von Papenin Ankaraya avdeti - nin bir müddet geciktiğini yaz- vu aksi aİ- dı, o gece Ankara radyosu oku- du. Saat 1930 du. Ertesi sabah gazetelerine bir göz atan okuyucular şu haberi gördüler: 18,30 da Ankaray tir. İşin garibi şu yanlı: ışı da, doğrusu da rad İSTER iNAN, iSTER INANMA! şahsan temiz, ekseriyetle İekesiz ve hiç des he içinde yaşıyan adamda büyük çoklu. ütehassıs, fena hareket etemk ihtimali ek. görürsünüz. Buna mukabil daima sk'lâtını malik ol. seda sabıta, ba vir- Fakat radyo günden güne te rakkiler kaydeylemeğe başlamıştı. Zabıta bu derhal abıtaya reseptörler vazedildi Molör veya nizma tesbit, edildi: ya bir vak'a ihbar edilir ez, zabıta hususi radyo mer- kezlerine telefon ederek neşriyatı derhal durdurur. Nesriyat yerine vak'a bildirilir. O sırada vak'a mahalline 4z çok yakın bulunan zabıta otomobilleri vak'a mahal he doğru giderlerdi. Radyo neşri yat b dalga uzunluk- ma U cin zabıta sık sık talimler yaptırılır. Fakat bu sistemin vardı, otomobillerde bulun İbita memurları çok kere İ neşriyatlara göre radyolarını uy- dururlar ve o neşri derlerdi. Öyle ya durup dinlenmeden radyonun z| relerini karıştırmak istenemezdi Zabıtanın takibine damlar dahi bu neşri mahzurları rağmen anın muvaffakiyeti günden güne artmakta idi! Vak'a mi eca-| sirlerinin derdesti yüzdeliği «yüz- de vüz yetmişi» bile bulm Çok geçmeden zabıta yeni te | tesis edildi. Bu müstakil neşriyat | merkezleri çok kısa ve hususi dal- başladılar... Bi o makineleri ile alı- 1 e mahrem mif- klar, şifre Musiki me: lârının varile ba mayüllerini önlemek üzere otomo- ji Sözün kısası Aklın gönle hâkim I Olacağı zamandayız BE. Ekrem Tal B ir âile tanırım: Karı koca Rayet uygundurlar, ge çinirler. Erkeğin kazancı da ol dukça yolundadır. Allah kendile- rine bugüne kadar evlâd verme- miş.. biricik kaygıları budur. Yo sa, bunun haricinde, hep bir t m eden müşterek havatla- üşürüm. Ka- baba, kocası da ağabey miştir. Bazan, söz geli 8 karışığım da olur, Bur n alınmazlar. Bilâkis birçok benden akıl danışır). şi mi r şa ediyorlarmış. Mevzu da şus Erkek bir miktar para biriktir - rmuş ki: Kirada gezmek- ten sen de, de usandık. Her sene ev sahiblerine avuç para veriyoruz; ve bu paralar, şünürsek, beba olup gidişe Be- rılmış yedi “hin Tira End Bununla gel de fil ancanın evini satın alalım, Basım:zı sokacak bir yuvamız 0- lur, hem de kiradan kurtul , Bavan - Yook! Allah d cevdb vermiş etmesin! Ben © eve dünya- da gidip te tıkılmam! Evim ol- duktan sonra kaloriferli, göste- rişli, salonları geniş, R , kileri şöyle, banyo Yoksa, Kirada h ederi vet amma, iki gözüm, o se- edi, sekiz bin lirava le bir eve en azdan üç belki de dört misli para lâzım. dar serveti kaç yılda edi- ez. tıfruyorum.. Fet senden ev istediğim yok ki. — Yazık değ her ay şü kadar para veriyoruz? O, bizim ce. bimizde kalacak. — Varsın kalmasın. Kalmıyor da memiz aksayor? Gönlüme göre olmadıktan sonra ev benim ken , De eyim?. Ben Asma ya hep, ya biç taraftarıyım! bana anlat, hakem. lik etmemi istediler. Kadına dö- ki: Kocan yerden göke kadar haklıd ılma! Zira sen kendini görmek me aklı yiğilin gönlünde ir arslan yatar demiş- Ö udur. Her- ister ki benim her şeyim baş- lârırikinden n olsun. Fakat bu üstünlüğe birdenbire erişil. mez. Senin gibi hep, ya hiç di- yenlere ekseriya hic mukadder o- lur. Mütevazı da olsa bir ev ala- ik kadar mademki paran vardır, hiç tereddüd e o evi a), içine gir. Buraya verdiği il senin in artık bir israf hükmüne gir- miştir. Onu tasarruf et, onunla aşka ihtiyaçlarını temin alacağın evi imer sin. Biliyorum: Sen kocanla ayni fikirdesin amma, ak- ri tanıyorsun. O inden si, kopar, Düşün ki ar yılında değil, kt lındayız ve bu zamanda aklı an bir da- erini kutla» (Arkası sayfa 6 sütun 5 te)