20 Şubat 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

20 Şubat 1941 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

General diyor ki > (Baş tarafı 1 inci sayfada) Almanya kanala tamamile hâkim ve sahib olamadığı için ordularını öbür tarafa geçiremedi ve bu su - retle Belçika ve Fransa mulharc -|* belerinin fevkalâde büyük ve kat'i netieeli olmalarına rağmen İngiltere ile Almanya arasında harb sona e- remedi. Hava kuvvetleri, Oyalmz başlrama büyük ve kudretli bir dev- Jeti sulha icbar edemiyorlar ve icbar etmek kudretine de heniz malik zö- rünmüyorlar. Bunların ancak karu ordularile birlikte taarruzları kat'i ancak kara ordularının kat'i taar - ruzlarile bitirilebilir. Fakat Almanya mevcud kara ordularile bir ada o- lan Büyük Boğtanyaya taarruz ede - mediği gibi, İngiltere de Alman kar ra ordularına donanmasle bir şey yapamamakta Kara orduları, ne kadar kuvve Jura olsunlar, kuw- vetli bir donanma olmadan deniz aşımı bir şey yapamadıkları gihi, do- nanmalar da karalarda hiç iş göre - mezle İngilterenin ne bu sene've ne ge- lecek sene Alınınyayı karada mağ- Mib edebilecek kadar kuvvetk bir örduva mafik olacağı akla gelemez. İngiltere ile kuvvetleri kat bunların Avrupa karılarak Almen ordula sesi, 126 sene evvel Vaterloda olduğu) #ibi, kat'i bir muharebe vermek im- kânina malik olup olamamaları na- cak o vakitki umumi vaziyete bağlı” O held: Almanlar, İngiltereyi is- til; yani Alman ordulan nygiliz | ordularına karada taarruz ederek kat'i bir zafer elde etineğe muvaf - fak olamadıkları iekdirde harb pek! uzıyacak demektir. Meğer ki Al -| manlar uçak kuvvetlerile Büyük Bı tanyayı tahribe devam ederek İn -| giliz anavatanı tamamile felce uğ- Tatsınlar; ayi zamanda İngiltere - hin disardan vapurlaria celbettiği ine maddelerile ham maddelerinin ve Ametikaden getintiği her nevi harb malzeme ve techizatının gel - Mesini denizaltı ve denizüstü ge - inilerle ve ucak fılolan ile tamamen! Menedebilsmler. Farzı muhal! İngilterenin anava - tan askeri ktsadi ve smsi meka - hizmaları felce uğrar ve adada yan- yan 50 milyona yakın insan da yi - yecek bulamazsın elbette Büyük Bri- tamva teslim olur. Fakat bu, her iki nebrenin husulü kolay düşünüle - mez: çünkü hr şeyden sarfı nazar örüyor ve anlıyoruz ki Amerika İngiltereye fazlasile uçak verebile - ceği gibi nakliye vapuru iars edecek tir. baml; elinde harb ugaği bulundukça ve bu uçakların miktan arttıkça Alman uçak filolarının © zamanda “İngiltereyi tahrib suretile felce uğratmaları melhuz değildir. Kezalik İngiltere büyük ölçüde vapur kaybetmekle beraber, Büyük Britanya o münakalâtmın yakında, büsbütün inkıta bulması da kabul e- dilemez. i Elhauıl hatb uzıyacaktır. Çünkü, Almanyanın se Afrikada ve ne —i Balkanlarda veye şurada burada ye- pacağıı fütuhatla ve kazanacağı za-| ferlerie İngiltereyi mağlüb ve tes - İme icbar etmesi mümkün değildir. İngiltere ancak bizzat oanavatanda mağldb edilebilir. Bu da, yukarda izah ettiğimiz göbi, ya oraya ordu göndermekle veyanud da ada 1n0f- İç ve aç bir hale sokulmakla kabil olar, Mümkün görünmemekle bera - ber İngilterenin istilâ edilmesi ha - linde hükömet, ve hava kuvveti har- devam için Kanadaya gitlebilit, donanma da denizlerde harbe de - vam eder. Fakat, bunun bir fayda vermesi için (Birleşik Amerikanin harbe girmesi Kizımdır. Bu takdirde Amerika, İngiliz deniz ve hava filo- be devam edecek demektir; hem de bir Amerika - Japon harbini göze a- İarak.. Bunun böyle clup olmuynca- ğı şimdiden kestirilemez. Fakat böy le olduğu takdirde, Avrupaya hâ - kim-bulunacak olan Almanya ile Amerika a uzun bir hab başlıyacak demektir. Ehasl harbe ne taraftan bakıl - sa. hatt İngilterenin istöâsi kabul olunsa bile onun Dek uzıyacağı an - ribatı da fazla olacaktır. vuhariblere ve urunu ai Yete bu harbden bir hayır geleceği de şüphelidir. Onun için Rw Petsinin ve Frankonun elele vere - tek harbi, daba büyük £ tahzibata meydan vermeden makul ve müss *ir bir tavamuntla kısa kesebikneleri ne kadar iyi ohrdul in de bu aüsta tesir ve yal üyük ola- bilirdi. Fakat maalesef bu hususta $n ufak bir ümid bile yoktur. «Bu müthiş, sonmuz ve karanlık ba- direde biz» düşen ve zaten hükü * Metin yaptığı da kin ve basirettir. tesirlidirler, O halde harb, henüz eskisi gibi, SON POSTA nazi Trahlusgart mücadelesinde rol |... mirası... Sayfa 5 TİYATRO |) (Hüriz İ Şehir tiyatrosunda Şundan Bundan | Yeni hatlar bas Ayni havadisi muhakkek Dad Sağ nün e |, Be ar LE, okan ürlapen d, Yenikapı cağını düşünerek, gözlerini den ayıramaz, dikkatle dinler, Vak'a vardır, sürüklemez, fakat sözlere, harsketlere, mavzuun revi- gine hâkim olan bır fikir vardır. Se- yirci bu fiksin cazibesine Okendini kaptırmıştır. irinci seyirci, ikinci eseri sevre- derken üzüntü hisseder, oYanında- kile konuşur, yerinden ( kıpırdanır. kinci seyirci, birinci eseri seyreder- ken, belki birinci seyircinin yaptık- larını yapmaz amma, gene yüzünde bir heşmudeuzluk emaresi mevevd- dur. |, Fakat öylebir eser buhmabilir İki... Hem birinci seyirci, hem de Jikinci memnundurlar, o Seyrinden İzevk duvarlar, Biri sadece vak'ayı takib ediyordur. Diğeri vak'ayla be- raber o yabsiyetlerin karakterlerine nüfuz etmek İstemiş, sürükleyici | vak'ayı seyrederken müelüfin bu : istinad ettirdiğ beşeri haki- ne olduğunu düşünüyor. Meşaleler böyle bir eser... Henry Bataille'ın "Umumi Harbden bir se- ne evvel yazdığı bu eserinde hâkim vakanın - girişinde ruh teblilleri gizlemiştir. Şahsiyetler, ne beygamber, oynayan garib tipler Halk şairleri - Oğlunu kaybeden şeyh - Bir Maltızın zekâsı - Casus mu, seyyah mı? Yazan: Emekli General H. Emir Erkilet ne “ İ rafları olan insanlar... Böyle old mücahidler için birdenbire ruhlarme İnen e tartarak hüküm yermek icab eder. «Doktor Ahmed Selim, kızınm arkadaşı Nihali himaye etmiştir. Bir an olmuş ki, insani bir zâf dektor Selimle Nihal arasında &ir yakını! busule getirmiştir. Doktor Selim için bu geçici bir histir, Fakat Nihal için öyle değil, Selimin kızı Leman ha- kikati bilmiyor, fakat mevcud bir ds dikodudan #ieb-ye düşmü: Bu i aanesine de aslamıştır. Ni. li uzaklaştırmak lâzım. Bunun için iki yol var: Ya Nhak aralarından büsbütün çıkarmak, yahud onu sevdiği anlamlar Selimin en yakın asistam doktor Yusulla | evlendir. mek. Selim bu ikinci şıkkı tercih etmis, Yusufla Nihal evlenmiştirler, Nihal gene Sel'mi seviyor. Selim ba- yatında hissetmiştir, fikvile hareket İ etmiştir. Fakat en sonunda şehvetin de ruhunda yer bulduğunu anlıyor. Niballe Selimi itham eden bir kar- Trabhusgarb mücadelelerinde rol oyryan bir halk şairi arasında (en öndeki ihtiya) — /Biz Gri on mra Arabi tepele- z selepi mistik The Trablusta bedevi halk şairleri! izel ln a Görk diğ Trablusta bedeviler arasında bir| leri ilk islâm devirlerinin sihirk çok halk şairleri vardır. Bunlar irti- Jerine benziyorlar, © vakitlerde cnlen şiir söy i önü leri gibi evvelce hazırladıkları kasi- | hamı rabhani ile mülbem, ve her. deleri de wudır. Bunların ekserisi hakle başka âlemlerie alâkadar bir sevimli adamlardır. Halk ta bu şir-| meczub celâkki olunur ve onun ta- leri ve kaideleri büyük alâka ile lükat ve beligetinin veyahud istih- dinler ve onlardan hoşlanır. İzasının düşmanı bir büyük gibi çar - Bu nevi hedevi şairlerden birisi-' pacağma itikad olumurdu. nin bir kıt'asnı tercümesile beraber! — «Aziz Bey bu şarkıcı kadınlar aşağıya koyuyorum. Bu kı'a tabi- dan bir tanesin: bana göstererek: aile Trablus hazbinin cıkması ve! | «Bu, Zreriya muharebesinde ce- milli mücadelenin başlaması üzerine satetile temayüz etmişti. O bu mu- söylenmiştir: | harebede, gülle ve kursunlara ma e makita ruz bulunarık svakin harb şarkıları Böz Yönleken uztors İ söylüyor, mücahidleri tesci ve bü- lirik Odeon) melda İcuma teşvik ediyordu. O, ağır bir Siva ribh vella hasara. surette yaralanmıştı.» m : IDersa veya Dorsa kabilesinin iyenber al şeyhi Ömer bu Rizhaa eğ rma mr da), ödemi herk rr Beyim | inde ürken a Selmi edeceğiz. | mmnta gördüklerini elat.) yor Bunun için bir bak iddia © İster kazmıç ve ister ziyan olrum. | oki) devam ediyor: Ömer | der. Cünkü onun Ja kıymet verdiği # Biz vatanımızı bırukmıyacağız, de seytandırlar. Yani iyi ve fena ta-| teyakkuz, tem -İka «Dersa kabilesi: i Fransızca İllastrasyon © eazetesi- la nin muhabiri olan G. Römond 1912 yılının Nisan avında, Mıh Aziz Beyin Bingazi karsımduki karırgü- hında misafir bulunduğu ginlerde yerlilerin şör ve şarkıları hakkında şu malümati vermektedir «Aziz Bevle birlikte kabilelerin zadırlarım dolarvoruz. Terin İrkh konuşma seklinde bir kasidleyi terennüm ettiklerini İsittm. © Aziz Bey bunları bana tercüme ediyor, «Bur sarkı, İsslven Farafhısı olan diğer kabilelerin. Zreriva muhere-| besindi en evvel, Zdeydilere kargı gösterditleri nefraniyet ve mı malarda bahsediyordu. sEvvelâ. Moparbak yani Garb- trablemi sihetindeki mürted kabile. bu Rizhan tarafndan kabul edildik. Bana, İtalyan generali | Briccoleya | mektub yazar onu o meharebeye İdavet etmekliğimi söylüyordu. Aziz Bey bu zat hakkında benz şunları anlattı: «Fuvevhatta, yanında mu- | harebe eden oğlunu kaybettiği 2a- iman onu çadırında ziyaret ederek »Zdeydin-| kucakladım. Fakat kendisi sökün! çadırlarında, kadınların kars | İve itidal içinde gülümsüyordu. Te- selli etmek isteyince? de bana: «Ne yar, © simdi cennette değil midir? 1» diye cevab verdi.» Bingaziden | kaldırdıkları bir Maltız Gene G. Rimond yazıyor: «Ar 2iz Bey diğerlerine benziyen bir a- damı bana göstererek: «Dersahla- sın, Bingazidekı bahçesinden kaldi- varak bir sabah bana getirdikleri bir aşk vardır. Selim de bu aşka el | Yusufun ikini bitmiyor. Bu kin yü- İzünden Selimi toka'ladı ve nihayet icek, eser yarın | Kanserin saromunu bulacaktı. Bu İeseri tamamlıyacak iki kişi o vai tor o Yusuf yer Arire.... kimlerin? unutur, beraber cah - sırların eser Basarilr. Selim Nibali uzaklaştırıy. arava getiriyor ve onlardan her şeyi unutarak eserini tamamlamalarını is- ar» akne Sami Korayır: son sene- İlerde temsil edilen Sermin, ve bik İhasa «O kadın» eserlerinin muvaf- fakiyetind2 eserlerm güzel olduğu kadar, nâkilinm de hissesi vardı. leri temsil eden bir karın söze baş-| Maltız işte budurs dedi. 6O. bede-; Nakli pek te kolur olmıyan Messle- hyor ve Zdeydilere sstaşıyor: «İtalyanın çocukların bize hera- kıms>« «Fakat Zdeydili bir kadın ona «Sen yatağında uyuvken biz on- lardan üç bin öldürdük.» «Onun arkadaşlarından bizi ilâve ediyor: İeslyanlar, bizim için ennki nedir? «Son Posta» nun telrikası; 27 Mine nereden, mam onladığını göyliyemez... Amma liğini bi- iyor... Ya, ne garib! Sevilmesi ne garib! Buna anlamış «.uas, aklına en ulak bir şüphe bile gelmemesi ib? ““Yanaklarma birden bir ateş çıkı- yor, gözyaşlarımı kurutuyor. Ulyku- dan uyanan birisi gibi, söyle diyor: , İsmimi biliyorsunuz? söylerken işitmiştim. , a 2 tiyar? kl kere aklini kim bilir sendi ne acayib şeyler düşünümü- nüzl is Fakat isyan tasavvurla- na kargı, bunu bir nevi döneklik sayarak, böyis söylediğine © begi ğ soğuk. Mi isin tashih ediyor! YALAN vilerin eline düştüğünde pek tehli- keli ve pak fena dakikalar geçir mişti, Fakat akıllı bir adamdır. A- rabca billiği gibi tehlikede avrıca onların diline twlâkat ve beliçat (Devamı 6 ne sayfada) (1) Bu şarkı da gösterir ki Trab- Şluslü ve Bingazili kendini Arab 4Y- anların. arkasına saklanan maz ve Arabı hâlâ kendine düşman "bilir, | — Hoş, benim için iyi veya feoa ie üşler, umurumda değil ye! or, — Ben sizin hakkınızda hiç fena bir şey düşünebilir miyim? Mine daha yumuşak bir sesle, — Ne diye? Hiç lüzumu yok, € min olun, yok, Sonra, isterseniz ile- ride anlatırunız... Çünkü birbirimi- 5 göreceğiz... Sizinle arkadaş, dost) olmal. bilsen ne kadar iner. Ebe inizle tarışbm... telde, eği, Selirde kenari beek defalar konuştum. . Bunu size yak» | dimle, se de başkalarile münakaşa- | spaydınlık bir yüzü varh... İleri de temiz bir Ksanis törkeeles- Jsirdi Frmmaz “edebiyutnm beğeni ne bir edebiyat nörmunesi olarak verdi. Meşnlelerde, © Sehir Tiyatrosu drem kısmının belki baslı san'atkâr. ları rel aldılar. Hadi, Talât, Hüse- yin Kemal, Mahmu Ke Ca- » Ve nis - bide, Nevin o Akkı (Devamı aşmak içi anladım ki... Lâkırdısızı gpitirmedi. Mine alay- < bir sesle: — Bana yaklaşmak için iyi bir yol tutmamış olduğumuzu anladınız, işte bu, diye tamamladı. — Doğrusuna isterseniz, galiba birçok şeyler anladım... Böyle söy- yorum diye, sakın bana gücenme- yin; affedin. Beni tanımıyorsunuz.... Amma bana, sanki sizi çok zaman: lardanberi tanıyorum gibi geliyor... Onun için de demin siz ağlayınca, yüreğim, içim, bağrım parçalandı... .İSizi kollarımın arasma almak, can yanmış küçük bir çocuk g'bi salla- i| mak, avutmak istedim... Minenin yüzünden müphem bir tebessim geçiyor. Alnı, yanakları, dudakları kıpkısmiızı, ateş gibi: — Ne bileceksiniz... Belki de ben çok fena bir kızım? diyor. — Fena bit kız mı? Siz mi? Ba- j kan bana: Siz serapa iyilik ve safi yetsiniz! Biliyorum, hissediyorum... Bu öyle bir kanaat ki, arık ne ken- , Yumufla karısını bir | yatmış bulunmalıyım... Mimoza ©- ber kari neler düşünebilirse, ben de öyle düşünmüştüm: — Yeni hatlar yapılıyor demek.. , << Yeni hatlar acaba şehrin han gi caddelerine döşenecek? s Böyle bir zamanda bu teşeb- büs şayam tak ir, Havadisi de okudum: «Tramvay idaresi (o Aksaray - Maçka, Ortaköy - Sirkeci, Harbiye - | Ayni havadisi on sene sonraki gazetelerde olsun okumasak. * 180 - 200 — Çekirdek kahve 200 kurup. — Ya çekilmiş kahve?.. — Kavrulmuş, çekilmiş kahve de 180 kuruş. — Biraier, va bu hesabda bir karsşıklık var; hen anlamıyorum... Ya bu kahvede bir karışıklık vaz, sen söylemiyorsum. < * Bütçe açıkları — Bir silsyle bir ekallivet mek. tebi arasında meğer ns böyük fark varmış, — Neye? z — Ekaliyet mektebleri, bütçe açıklarım kapamak için çaylar ve- rirlermis, Bazı a'lelerin de çav ves- mek yüzünden bütçeleri açık kal yor. hi EEE Gazetede gördüm: Yedikule arasında yeni tramvay seferleri ihdas etmiştir.» Yeni bat, meğez yeni sefermiş Yeni sefer de: Tornistan elbise tar. ve edeyim; Yarın, öbürgün gazetelerde «Ye- ni tramvay arabaları; o serlevhasını da görürsek, altındak! havadisi o- kumadan — Ne âli, biz yedek malzeme araba bile geldi. Diye sevinmiyelim. Çünkü ben yeni arabaları gördüm, — Arabalar gene eski arabalar, sade levhalar» mn Tenklerini değmetirmisler. gelmiyor, derken, v Bir senç erkek bir. hizmetçiyi Se Tazelenen havadis — Yankeki olmam diye Gi Dünkü gazetelerden: İşündüm, benim bildiğmm hizmetçiler «Unkapanı ile Yenikapıyı birbi. | kaçmaya çok alışkındırlar. Başka rine bağlyacak Gazi bulvarmın bir |sinın kaçırmasına ihüyaç bunkmas an evvel yapılması için çalışılmak” | dan kendi kendilerin; kaçıverizler. re İsmet Mtüst On sene evvelki gazeteleri karış- .D Bunları biliyor mu idiniz ? 7. Ziyafette kemi kaşiğle | © Şapkalarımiçindeki © fiyangolar yemek yiyenler Kraliçe Elizabet devrinde, İpgil-) O Erkek şapkalarnın içlerinde bir terede ziyafet davetlileri, ziyafetle-İzer fiyango vardır. Bunların niçin re giderlerken, kendi kaşıkları cep-| oraya konulduğunu hiç düşünme“ lerinde gider ve ziyafete yiyecekle-| Yiz... Lâaletayin bir süstür zanne- rini bunlarla yerlerdi. deriz. Halbuki lâalettayin bir sös değildir. Evvelce şapkalar başa gön re olmazdı. Şapkanın içindeki ka“ yışı geçirilmiş kordelâyla | daralt. bp, genişletilmek suretile her başa uydurulurdu. Kordelânn ucu da bugün şapkaların içindeki fiyango- j lar şeklinde bağlanırdı. * Güneş memleketi Avrupada bir sene zarfında en fazla güneşli günleri olan memleket Bayan «EB. Ha çok fakir, hayır çok diği için evldnmyi O kelaylaştırmiş, fakir değil, çok sıkıntıya düşmüş birİhatiâ tahrik etmişti. Delikanlı kendi. ailenin talebi gelince, tereddüd etmeden, naz bu. a etmeden derhal kabaj elti. ber hek Aşk kine tahavvül etmek üzeredir. | : ; I ! ; : | — Bu kadar genç olduğunuza gülüyorum! Kalkıp böyle yerlere gelmek için, adeta siz de bir kimse || leri,.. Büyüklerinizi aldatıp kaçmışa, benziyorsunuz? Meselâ ya anneni zi babanızı, ya da hocanızı? — Maalss:f babamı annemi kays bettim... Kendimden başka hocam da yok... Hem biliyor musunuz, ben tam 25 yaşındayım! — Kim inanır buna? Bilmiş ol saydım, darılmadan öfkelenmeden, size o kadar ançma şeyleri söyletir mi idim? Çoeuk gibi bir haliniz ver. — Siz o kadar me yaşlıınız? © m kendimden çok çal e Bu sefer n da gülümsedi. Sade ve) isimi Gi dostça bir Bali ver; Terane kul | iner rk imani EŞE nin, yalancı kabbından çıkar çikeef İN. azan, bir dakika daha, | maz, o da ilkönce, mahsus takınmış! pap nıza rica etsem, beni size tani” © olduğu tatsız, çapkınca İNİ se ma sesba? Böylekkle birbirimizi || bıraktı, : zi . Neldaha sık görür. konuyuruz... Ne kadar genç bir erkek. aha ” Vi Mine, gene gülümseyerek, biraz ist i, ayal kalkıyor: e ğer eğ e — Daha saat on bir bile değil, — İyi ya. On bire geliyor! U- mutmayın ki bir kaçamak yapap bu- raya geldim... Sant on ikiden evvel odamda olmalıyım, ışığı söndürüp teline, tıpkı çıkarkenki gibi «dala. vereli» bir yoldan girmeliyim! oDelavere» kelimesinin üstünde manalı bir şekilde durdu. — Bütün bu yaptıklarım tuhafı- nıza gitmiyor mu? — Hayır kat'iyen,

Bu sayıdan diğer sayfalar: