TA w 1 a eki, e eğ 2 Sayfa Hergün Halk sevgisi ve Haik korkusu Yaran; Muhittin Birgen D ün İstanbul şehri tramvay ve Tünel eseri bahsederken o şirket O i» le devlet ve belediye işletme- leri arasndaki farkı izah için bir noktayı kaydetmiş ve eğer şirket iş- letmesi zamanında, bir ârıza olma- mış bunun sebebi, sirketin daima imtiyazın feshi tehlikesini düşün mesidir, demiştim. Filhakika, hiçbir iktisadi teşebbüs yoktur ki selâme - tini herhangi bir korkuya borçlu ok masın: Ya zarar korkusu, ya imti » yaz endişesi, yahud da buna ben - zer herhangi bir duygu. Bir devlet veya belediye işletmesi ile herhangi | bir sermaye işletmesi aramındaki ye-| göne esaslı fark, bu psikolojik nok- tada toplanır. Bundan dolayıdır ki, ötedenberi, devlet ve belediye te «| şebbüslerine muhalif olanlar. daima bu gibi işleri devletin veya beledi- ye edetniyeceklerini iddin bu iddinlanm koca bir inad ettirmek için ehiç dev- ret yapabilir mi?s derler. a, ticaret yapmak çok in ce bir iştir; bu işi devletlerin ve be-| lediyelerin muvaifakivetle başara -| bileceklerini isbat e kat'i delil «| lere henüz tesadüf edilmiş değildir. Fakat, bir takım umumi hizmet işle- rinin, fabrika ve maden işletmeleri- nin devletler ve belediyeler tata - fından hattâ daha o muvallakiyetle başarlabileceğini gösteren deliller, bütün dünyada hesabsz denilecek derecede çoktur. Bunun için, hu iş- lerin bizler tarafından da wevaf - fakiyetle idaresi heslimizin bi peref| ve haysiyet borcu olur. Bilhassa na-! kil vasıtalarının hususi sermaye e «| linde bulunması, zamanın hâkim ik-| tisad kanastlerine göre, çok batıl bir şeydir. Eğer çok hata etmiyor - sam, bu nevi işlerin hususi serma - Türkiye, hayata böyle bakmaz ve mec- buriyetindedir. Aydın ve Kasaba demiryollarının dünkü ve bugünkü işletmeleri arasındaki (o güzel fark, davamızın en taze ve ew canlı de - hilleridir. » Hususi sermaye işletmesile umu” mi sermaye (belediye veya dev - let sermayesi) © işletmesi arasındaki psikolojik âmil farkı, o kadar bü - yük bir şey değildir. Her iki işde de çalışan ve yürüten insan olduğuna göre, aradaki fark, bir uduygundan ibaretiir. Hususi sermaye işletme sinde hâkim olan kazanç hırs ve - yahud, imtiyaz korkusu yerine hiz - Wet zevkini veya bir halk işinin se lâmeti endişesini koyduğumuz gün mesele tamamdır. Bugünkü medeniyet muvaffaki » yetlerinin yeğüne surı da zaten böy- İe psikolojik unsurdan ibarettir: İn- sanlara faydalı bir keşif yapmak i - gin kendi hayalını ortaya atan in - sanın içinde mukaddes bir duygu vardır. Bu mukaddes duygu, bazan cesarettir; bazan (sevgidir; bazan korkudur; bazan da kendi kendini beğenme veya herkese kendini be - ğendirme hıradır. Her ne şekilde tecelli ederse etsin, bu öyle bir duy- gudur ki, bizi kendi hâkimiyeti al - tına alır ve ileriye doğru sevkeder, Hangi insanın içinde bu duygu var- sa o insan toprağa yapışma onu al - bn yapar. İçinde böyle bir duygu bulunmuıyan insan, miskin, âciz ve yeryüzünde lüzumsuz bir mahlük - tur, İnsanı, insan yapan bu duygu- ya ben «mukaddes duygun deri çünkü, bize iasaalığın bütün iyi şey- lerini veren yalnız odur. Bir işçi, vap tığı işi evvelâ kendi beğenmelidir; bir müdür, idaresinin o kontrolünü, evvelâ kendi vicdanında yapmalı - dir. O kadar ki, içindeki duygu or- ganının temiz ve yüksek bir gaye için mukaddes bir çarpıntı ile müte- madiyen çarptığını duymayan dam, kendisinin insanlığından şü; he etmeğe mecburdur; Çünkü, bizi insan yapan o duyyudur!. Bu tarzda mübarek ve mukaddes bir duygu bizim aramızda ne ka - dar inkişaf ediyor ve kuvvetleni » yorsa biz de o nisbette kuvvetli, be- &erikli bir millet oluyoruz, demek - tir. Bu duygunun bizim içimizde ek sildiği gün, biz millet olmak hak - Gazeteler ber iki adamın da bu müş, ondan daha evye'leri de daniz. lerden, veya hareket halinde vü'n. nan bir trene telgraf göndermeğe çalışılmaştı. Bu teşebbüslerin her ik&| #nde de nakil olarak madeni tel ye, İnne su veya toprak (kullanmıştı. Telgraf sahasının şöhretlerinden Sa İmuel Morse 1812 senesinde Vasing- tonda bir kanaldan telsizle konuştu. Daha sonraları bir İskoçyalı da ayni) iddialarla telsizi keşfettiğini ilân etti ve ihtira beratını aldı. Telsiz sahasın. daki bütün bu teşebbüsler, Hertz mevcelerinin hakiki mucidler tara. #mrlan istimaline kadar iptidel şe. külerini muhafaza ettiler ve ancak denizinde, bir tekneden hâreket ha. Marconi (Markoni) nin fen #ikesine| ayak basıp telsiz kleminin bayrak. tarlığını ettiği andan itibarendir ki, almış oldu. * 1874 senesinde bir İtalyan baba ile bir İrlandalı smadan dünyaya gelen Wwiğe tabü bir temayülü vardı. loşna, Floransa ve Leghornda hususi tahsil gördüğü sıralarda bu temayü. lüne bak verdirecek birçok fırsatlara şahid oldu. İşte bu senelerde idi ki Hertz mevceleri keşledimiş ve bu keşfin dünyanın dört bucağında”. yandırdığı derin alâka, Markoninin dikkat nasarını da çekmekte gerk. memişti. Genç fakat yetkin mubay. İyiles çarçabuk ve müthiş bir heve. canle işliyen Markon; daha (henüz yirmi yaşında yoktu ki, bu mevce. lerle telsiz telgrafı «imkân, #ahasina koymanın mümkün olacağına kat'i. İyetle inanış bulunuyordu, Bu inançin da, asim ve kararından asla yılmıyan Markoni bhtün ömrü. nü telsiz telgrafı tetkike verdi. 321 yaşına bastığı sıralarda OBolognada babasının evinde tecrübelere başladı ve bam iyi retceler de aldı. O yaz iki kilometrede uzak bir etlicis ya işaretler göndermeğe muyatfak. oldu. Ertesi sene Londraya gilti ve 22 ye. şında iken Hariz mevcelerini kullan. mak osasma dayanan ilk ihtira bera. tını cdr. medeniyet dünyası yepyeni bir veçhe, , Guşlisimo Markoninin fizik ve elek.; Bo: ya İ muhterem azası kendisine SON Resimli Makale: Bir adam dünyanın beş yüz şu kadar o memleketinde 50 senedenberi yapılmış olan kibrit kutularının birer nümunesini koleksiyon yapmış, Müazzum bir salonda teşhir etmiş. Bir başkası ayni teşebbüse ikambü kâğıdları için girişmiş, doplamış, büyük dir uğurda birer servet (o harcadıklarını ve birer ömür tükettiklerini yazıyorlar, hakikatte yaptıkları şey kabdi. yetlerini israf etmiş olmaktan ibarettir. Yazane İbrahim Hoyi rini satın aldı. Markoni, 1498 senesinde İrlanda Ende bulunan Dublin ekspresine,| Kingstoun kayık yarışlarının bir rö. portajıni telsizle bildirerek, telsiz tel. grafı ticari şekilde fik defa olarak kullandı. Buna rağmen, her şeyi bid'at te. lâkki eden efkâsı umumiye, gene de| Jâyikile şüphesini gderemed. Yer yer: Bırakmaz bunlar bütün çocuk! oyuncağı, saçma (şeylerdir. sesleri | ezeli. 1899 senesinde vutun gelen bir hâ- die 6 ber şeye dudak büken efkârı umumiye hayrelinden neredeyse kü.|£' çük dilini yutacak bir hale geldi. Murtın üçünde Bast Goodurin ismin. de bir fener gemisi diğer bir yoleu gemisi ile çarpıştı. Bir mucize olmuş- tu. Arnide görünmeyen bir ses sulari aşarak etraftan yardım istedi. Tahl. &ye sandalları imdada yetiş ve de. nie dökülen bütün tayfalar kurta. rildi. 1901 senesinde, içinde ns kablo, ne de teli? bulman o Newfoundlandda, 8. Johna İngüzerede Paldhnda geldi.| ği anlaşılan bir takim işaretler ak. esit. Daha ertesi yılda ise Merkoni gereleri denizden 4 np kilometre, gündüzleri de 1400 kilometre ötesine işaretler göndermeğe muvaffak olu. yordu. 1902 de Lohdra fen akademi. jlevhalar çizebiliyor. İşte birkaç mi. POSTA e Bilginizden istifade ediniz. & Cemiyetin en Aciz, en becerikaiz çok işe yarayacak, fayda getirceek bir kabiliyet vardir. Evvelâ o ferd için, sonra da cemiyet için mesele, muamma o kabiliyeti keşfederek en münasb şekilde kullanmaktadır. İsraf edilen kabiliyet kadar ihmal edilen, bir kenara bira) cemiyet hesabıma denize atılmış bir servettir. Bunun önüne geçiniz. a e EE | Büyükfenadamlaı İİHEDEBİYAT NMiarizkoni Celâleddin ferdine varıncaya kadar herxeste 8 kılan kabiliyet te hem ferd, hem de Ezine'nin “Amerika Mektubları,, Yazan : Halid Fahri Ozansoy hate gitmişti ve bu seyahatinin int. balarını o zaman, 1939 yılı Nisanın. dan Ağustosuna kadar o Cümhuryet gazetesinde neşrelmiş bulunuyordu. Bu defa bu yazıları «Amerika Mek. tublari» isme küçük bir cild halinde bastırdı. Bu sayede seyahat edebiya- tımız güzel bir eser daha kazanmış oluyor. Exinenin her geyden evvel üslübü. hu alkışlamak lizim. Ne güzel ve ne ahenkli türkçe bul Asa yormıyan,, renk renk bir ışık yağmuru gibi göz. leri ve tatlı bir melodi gibi kulakları okşıyan bir dü! Kısa ve ekseriya üs. tadca hir kalem çizgisile bir mısra gibi filsz yazlımş cümleler bilhassa dikkati çekiyor. Öyle ki, içinizden o- kurken büe bu ahengin tesiri altında! kalıyorsunuz, Evet, muhakkak ki Ca. lâleddin Ezine, bugün, en güzel ve sade Üslüb ile yazan omuharrirleri. mizden biridir. İklrat ye yekmasaklık bu üslübdün uzaktır. Güzelliğini de! en fazla orada aramak İzm. Sonra, bir şair gibi, birkaç çizgi de ne canlı sal: «Mermerin yeşil, mavi damar.! ları şeffaf bir deniz dibi gibi. To- vandaki billâr avizelerden sun” ziya bir yaz sabafu kadar gün ay. dındığı meşrediyor.» «Normandie» transatlanliğinde bir «Şimdi hava dali sakin. Bulut- lar öbek öbek dağılıyor. Gökyü. zünde mavi güller var Gene transatlantikle, Ay tasviri: «Fakat Atlantiğin mehtabı bi-! zimkine benzemiyor. Ay ekşi bir limon kabuğu gibi.» Eserin umumi beyelne gelince,| «Georges Duhamele ih o Müstakbel) Hayat Levhaam gidi. yeni dünyayı yeti halinde görmek esasi etrafında açılmaktadır. Belli ki muharrir, daha bu seyahate çıkarken bir kısım fikir. lerini Bir nas gibi evvelden fikrine yerleştirihiştir. Nasıl Xi işte “kitabın ince ve kıvrak üslübun büsbütün ca. ler ve bu nüktelerden örülmeyişine ran uzun bablari bir an lüzumsuz Bibi göreceğiniz geliyor. Bu ciddi cid. di izah ve tefsirler, zevk ve alâka ile giren ağır başlı bir adam gibi o ka. dar yavan ve can sıkıcı geliyor. Ne nükteler! İşte birkaç misal: rakıya; paşa babasını, crabularını, seyislerini, Köşklerini oanlatırdı. Orun gibi Avrupanın da Âmeri. kaya cakası kalmadı. Ancak ceddile biliyor. Peşin hüküm! Daha bu ük satır. İardem seyahatnamenin gklet mer. kesini tayin edebilirsiniz. Sonra, © Sibeleştirdiğ: nükteler O dereceye kudar ki, bütün eserin yalnız tasvir. Adeta ese! ediyor ve Amerikanın ta. ribine, politikasına, ekonomisine ay.” «Normandies nin yüsne havum başında; «Deniz suyu havuza bir toraftan girip, diğer taraftan çıkıyor. Mart soğuğuna rağmen suya atlıyan af- kyana.., Bilhassa kadınlar. Sorrü zayıf mahlâklarız» derler «Normandiö. nin tiyatrosunda kon ser dinlerken; «Piyanist sahneye çıktı ve çaldı. Her parçanın nihayetinde alkış tujanı, Mr. Kinney kendinden geçmiş, herkesten fazla el çırpıyor. «Mutlak, delim, işi > Eğildim ve sordum: — Piyano çalar mısınız? — Hayır... — Keman mı? — Hayir, hiç bir şey çalmam. Öyleyse musikinin nazariyesine vâkıf, yahud nağmelere hassas ki. lakları var diye düşündüm. Tek- rar sordum. İrinin ilgasıdır. Muhtelif anti Sözün kısası Dimyata pirince Giderken.. K. Ekrem Tata FB sirada bizim evde toph- ED nan birkaç gocüğun önünde | üyükler, konuşuyorken içimiz- den biri yu meşhur bilmem me mü talar sözünü, N tle sarfetti, «Dimyata piri giderken, ev deki bulgurdan olmaki.» edenberi her şeyi öğrenmek bevesinde bulunan kızım Esin, göz“ İerini bana dikerek, sordu: — Baba! Dimyat neresi? — Dimyat.. kızım. dedim; as- lında, Mısırda, Süveyş kanalının ci- yarında bir yerdir. Bir vakitler, en iyi pilâvlık pirinç oradan gelirmiş. — Şimdi, baba? — Şimdi evlâdım, pirinç kendi mübarek ülkemizde de yı gr bi, dünya yüzünde o Dimyatlar da goğaldıkça çoğaldı. Çocuk dikkatle dinliyordu. Ben devam ettim: — « Şimdi: Roma imparatorlar ğunu yeni baştan ve tarihlerde ka yıdlı ihüşamile kurmak hayali bir Dimyat. iltereyi istilâ hırsı diğer bir Dimyat, Yunanistana tecavüz. Aravudluğu itgel.. Akdeniz hâki- © miyeti hülyası.. yeni nizam tasavvu- ra.. Balkanları birbirine düşürmek sevdası. gi — Evet, baba, — Hepsi bunların birer Dimyak | çocuğum! — Anlamadım, baba. — Çoğu gitti, azı kaldı, tnlar #n, yavrum. Hergünkü © vakayı radyo, gazete havadislerini iyice tax kib et. — Onlardan ne öğreneceğim? — Çok şey öğrenirsin. Her te cavüze sebeb olan ihtiras ndk bir © şey vardır. Kötü seydir o. İşte, eve da &lA, güzel, mis gibi bulgur var ken, adamı tâ Dimyata pirinç ara“ | mağa o sevkeder. Kalkarsın, gider © sin; dere, tepe, dağ taş aşarsın. Sa- ğa saldırır, sola hamle edersin. Önü- ne çıkan engellerin hepsini yenmek kolay değildir. Bilhassa, ihtiras adar" mı kuvvetten de düşürür. İhtiras verdiği gayret sahte ve ici Hakka, haktan fıskıran kuvvete ip” © Udadan galebe eder gibi görünür fakat çok geçmeden alt olur. O zar © man, başı yerde, kolları iki yanıns sarkmış, topsllaya topallaya döner © ve eve geldiği zihi görür ki.. — Östelik bulgurunu da yemiş Ter, o da elden gitmiş: değil mi, ber bacığım? — Evet, kim! Rak, ne gürel anladın! Darısı büyük devlet adar” larının basma! Âmin, babal Elzem zall Mısırdaki İtalyanlar. arasında faşizm aleyhtarlığı artıyor Teştilâtımızın gayesi, faşist vel nin ve İtalyan - Alman muabedel# — Bu üstadın piyano o çalışile yemek salonundaki piyanistin far. hirodeki merkerde birçok yükse! İsiyet-mevevddur. Teşkildtemiz, Me İsirda oturah 80 bin İtalyan arasıöf n Düsük | sadece bir teamd ve makine medeni.| son'atkör demek meşhür adâm ös) «Girnale d'Orlenler ismi alında ki ne Mir. Kinney? — Fakat bu meşhur adamdır. O zaman Anladım ki, tabilmektedir.» italyanca İşte bir espeit daha, Amma bunun|tarafından da müzaharet görmek arafetini takdirden cizim! Muharrir Madir. Nevyork limanına giriyor! «. İste «Hürriyet Abidesi: # husurunda bir tebliğde bulunarak, 424 UK sâyfaşnda şu satırları OKU) Onu Paul Morand gebe bir kadına göteleri besi (o transmisyonlarımın gündüzden daha iyi notierler verdi! Bini söylediği zaman akademinin güldüler ve Markoni yanılmış, Herhalde bul «Rakam, asılet ve an'aneyi mü. hürledi. Artık Avrupn, kokmüş bir ortaçağ soytarısıdır. Bar! Bizim eski paşazade ko- Daha ii sene, İtalyaya dörmüş bulduğunu zanneylediği fark başka! nakları gibi, babadan kalma servet bulunan Markoni suyun M kilometre sebeblerden ileri gelse gerek. dediler.| şaeşheri. Duvarda üç eski İ İ ötesine telsiz gönderiyordu. Arlık Daha sonraları, öyyar bir fik Jâbo.| fahlasız asılı. Bunları Fransızlar; YabUd bir sirk meydamı Gibi görmeğe herkes, Murkoninin icad ettiği geyin|ratuarı halinde bulunan hususi ya.| yeni zengin Amerikayı hayran ba. iktımadi, tari kıymetini anlamış bu.|fından bir düğmeye basnrak Avms.| yalcmak için Louvre müzesinden Tumuyor ve takdir ediyorlardı; ve u.|tralyadaki eleiririkleri Yakin Marko-| getirmişler. Avrupa kurnaz bir| üstadın kın: kaybeder ve esir oluruz. İnsan! 128 gören İngiliz iş adamlarından'ni ve her fen adamın ideali olan! bunaktır. Yeni zenginin eski eş- olarak münferiden, millet olarak|bir grup 1897 Temmusunda Marko. | ölüm şünini aradığı rivayet edildiği yaya merakını bilir. müştereken, hayatla muvaffak ol -|3inin telsie ihtira ber.ınm, İtalya. sıralarda bundan birkaç sene evvel| bana İstanbul mamız için herşeyden evvel muh -|dün müads bütün dünyadaki hakla. öldü. İbrahim taç olduğumuz şey budur, işlerimizi böyle bir duygu ile doldurmak ve - yahud, doldurmanın yolunu bul - maktır. Aksi takdirde münferiden veya müşterdken m oluruz. Belediyemizde, polisimizde, jan- darmamızda, tramvay veya tünel i- daremizde, hergün daha ziyade kuvvetle neşredilmesi o lâzim gelen smikaddes bir duygu vardır ki şu - dur: Halk sevgisi ve halk korkusu. (Devamı 4 üncü sayfada) Boyi Bu düşünce! eski e br ia ) bir dostumu hatırlattı. İki kadeh İSTER iNAN, Anadolu ajansı Birleşik o Amerika Cümüzar'yetlerinin sdâhlanma bab- sinde tatbik yerine programın ana hatlarını ilân etti. koyacakları Bu proğramda yüz binlerce âğır ve makinek Yifekten gayri 50 bin tayyare üs 140 bin tayyare motörü ve 15.000 top kelimelerini de okuyo. rk İSTE R İNAN, İŞTER 5 PER benzetir. Ben, elinde şümdan, tah. fakurularını crayan, gecelikli bir ev hanımına benzettim; Bilmem, bana öyle geliyor ki, bu) Asahi gazetesi, Şansbaydaki 'nlikte, zarafet ve karikatür zevki yü. |rikalıların şehri tamamile tahliye zünden, muharrir, Amerika medeni, | tiklerini bildirmektedir. yetini fazlasila eğlenesi; bir panayır, çalışmış ve bunda da hakkile muvaf. fak olmuş! Eserin ifrak denecek gü. rüş ve duyuşları bundan deri gelse gerek! Maamafih bu gârif müşabe.| İİ uni sene delerden birimi daha zikretmeden geçemiyeceğim, Celileridin Ezine, A- INANMA! Bu, 100 sene, 60 sene, hatta 5 seneevvel söylenseydi bir hayalin ifadesi olurdu, bugün bir hakikatlir ve yarınbakikatin de İnsan »ekâsının bulamıyncağı servet, o servet ile yara! atmda Kalscaktır. tamıyacağı vasıta mevcud değildir. Aklımızın ermediğ; tek bir şey vardır, odu yeryüzünde sah ve hak denilen şeylerin mubafasası için bir çare bulmaktır, INANMA!İ grupları, Kahire merkez teşklütmi Karesi altnda toplanmaktadır. x propasanda ve Mis tişar eden . yeğüne il Amerikalılar Şang- haydan çekilmişler (aze zswu4 #PAKŞ>E