AN EZ e e A vw SA Açık sarı saçlı, mavi veya gri gözlü, bembeyaz tenli misiniz? (Şer) rengi pudra, alev rengi ya - Bak ve dudak boyası, esmer renkle Minel, gümüş rengi göz kapağı boya- 41 kullanınız. * Saçlarınız siyah, gözleriniz kestane Yeya siyah, teniniz mat esmer mu? Bize en iyi gidecek pudra ragel.dore Tengindedir. Rullarınız ahududu Ten. Binde, göz kapağı boyanızla kozmati. iz siyah olmalı * Kızıl saçlı, kestane gözlü, beyaz bir zn yasin? Şeftali - peş rengi pudra, turuncu Alık, gül rengi ruj, koyu kahve ren. &i kozmatik, kestane rengi göz kapa- $ boyasından ayrılmayınız. Bu renkler gözellik müesseselerin - da yapılan tecrübelerden alınan De - Ücelera göre tesbit edilmiştir. Pratik güzellik bilgileri En iyi tuvalet malzemesi, mahiyeti bilinendir. Ne olduğunu bilmediğiniz Kemlere, Josyonlara baş vurmaklan WE elinisin altında duran basit mad. Üelerden istifadeye o bakmunız da Yerinde bir iş olur. Meselâ: Cildiniz kurulaşmea —is - ler sıcaktan, ister soğuktan— derhal Kaynar suya biraz hatmi o kökü atıp #üzünüz. Bu suya birkaç (kat gazlı batırıp yüzünüze sarmız. On da.| kika sırt üstü yatıp dinleniniz. Bu 8.) Weliyeyi birkaç gün arka arkaya tek. Parlarsanız cildinizde kuruluktarı eser) Mmadığını görürsünüz Ancak gazlı in çabuk soğumamas işin üstünü Yrar suya batırılmış Obir peçete sarmayı unutmayınız. * Göz kapaklarınız mı sişiyor? Ya da gözlük takmayı ihmal etti - MİR. Yahod boruk ık altında fazla Okudunuz, dikiş diktini. Hasıh farkı. Da varmadan gözlerinizi o yordunus Kk. Bu yorgun gözleri dinlendirmek için Miri pamuk parçasını gül suyuna datırınız. Ve gözlerinizin üstte ko - Yu» arka üstü, on, on beş dakika ya. Daha ük günden faydasını gö- Teceksiniz, Yemek & bahsi; Rus usulü patates Dört kişi için: Orta boy dört pata. vet bir yumurta, bir buçuk kazık un, e soğan, Patatesleri yıkayıp soyunur. Çiy ak rendeleyiniz. Karıştıra karıştı. İçine unu &atımız. Tuz, biber ve lerimiş soğan da dâve ediniz. En İA yuknurtayı kitıp hep birlikte Şalkalayınız. z zeytin yağını tavada kızdır. Mz. Hazırladığınız patates hinktasm. tp, Pier kaşık alip bu kızgın yağda ib ke : ai ibi kizartınız. KADINI Bütün d Boyalarınızı tabii renklere bakarak ünya felsiz istasyonları saatte 6 dakika susarlar Bu altı dakika (S.0.S. ) işaretlerinin duyulmaması ihtimallerini önlemek üzere ayrılmıştır (S. 0. 5.) in manası nedir ? Telsizlerde kullanılan diğer işaretler Tayyareler bu harbde umulduğu gibi, hattâ umulduğundan da faz - İa rol öynamaktadırlar. o Tay- İyarelerin fdaliyetleri, rolleri art - tıkça kendileri için tehlike nisbetleri de artmıştır. Uçuş halinde bulunan tayyareler emir ve malümet alıp penta Ae radyo ile, morse usulile yahud ses ile ifa lemektedirler. B Bu ve buna mümasil tehlikeleri karşılamak için beynelmilel mahi - yette bir tehlike işareti bulmak & « zere 1903 senesindenberi faaliyete Ee wvelâ ©. D.» harfleri kul lanıldı. Bu harfler ingilizce: «Come, Guick. Danger» kelimelerinin baş harfleri idi. Manası şu idi: «Geliniz. Çabuk. Tehlike» Bu harflerden sonra, hâlâ istimal edilmekte olan ve bütün dünyaca, hattâ çocuklar- ca tanılan işaret çıktı, Bu işaret çu sekildedir: Ü nokta. Üç çizgi, Üç nokta: ği retlere: 8. O, 8. denildi. Bu isaret diğer morse işaretlerin- den pek kolayca tefrik (o edilehili- yordu. Bu 8. O. 8. harfleri icin halk a- rasında bir efsane çıkanldı. Sözde bu 8, O, S. ingilizce: «Save oür souler. Yani «canla- rrmiz kurtarınız». elimlesinin ilk harfleri imişt Hava faaliyetleri herrün odaha fazla arttığından yeni yeni işmretler ihdası lâzım gelmistir. Havadaki telsiz cereyanlarını kon- trol evlemek üzere sabit veya mü- teharrik aheı va verici radyo istas- yonları bulunmaktadır. Tehlike iraretlerini bildirmek & cin tayyarelere bir dalga uzunluğu tahsis edilmistir. Kara veyn deniz. İerin üzerinde ucun vantıklarına gö- re bu dalga uzunluğu o değişmek- tedir. 8. O. S. işareti ancak t#ewvare kırmandanınm emri ila verilebilir. 8. O. S. imreti verilir verilmez bu isaret hemen havada hâkim ol- maktadır. Herhangi bir telsiz ma- haberatı, ne kadar acele olursa ol- in durar, Radyo mürakabe © İstasyonları derhal nesriyatlarım tatil | ederler. işareti dikkatle dinlerler ve imdad vazifeleri ile mükellef bulunan i- tasyonlara bunları naklederler, İsn- tetin tamamile nakledilmiş olduğu- na emin olduktan sonra muhaberat tekrar baslar. Bunu bildirmek için: işareki verilir. Yani «İş bittie de- meki Tayyarelerden verilecek tehlike işaretleri için tahsis edilmiş olan dal ga uzunluklarını gece ye din- lemek vazifesile mükellef istasyon- Tar azdır. © Aşk Oynanmaz! Nakleden: Muazzez Tahsin Berkand Seni bu aygun ettiğimden dolayı affı di dee» Üzülme anneciğim, sen elin- geleni yaptın. Bu sözlerden sonra sakin 1 #dımlarla çalışma odasına doğ- dil. Bumu gören #nmesi telâş- u müşkül ziyareti yapmağa | de bir oyuncak gibi çırpınmıyordu. |lerinden çok beğenmiş değil miydi? Sakin kalmağa yemin etmişti, sakin| Bu kalacaktı, Bir yaktı ve faciadan son- ra ilk defa girdiği bu hususi odasın- da, kayıdsız gözlerle, görmiyen ba- kışlarla etrafını süzerek ayakta dur- du, Kalbinin çarpıntısının sükünet bulmasını bekledi. Genç kizm irn- desi,: başı ve sinirleri vaziyete hâ- kim olmak, soğukkanlılıkla muha- keme etmek için kara: amma kalbi, bu asi kalbi #öz dinle- miyor, göğsünün üstünde güm güm ederek çarpıyordu. Tıpkı kuvvetli bir motör. Fakat buna mukabil biraz sonra izah edeceğimiz, tehlike işareti veri- lince, otomatik surette bir salarm zilini» tahrik eden makineler “he men bütün telsiz istasyonlarında! mevcuddur. Bu işaret yahud davet şudur: | Dakikada 12 çizgi, Bir çizginin müddeti dört sani- yedir. İki çizgi bir saniye ile ayrılmak- tadır. Bu alarm işaretini alan radyo is- tasyonu hemen dinlemeğe başla- maktadır. Bundan manda: Telsiz muhabe- ratmın fazla olduğu zamanlarda 6$. O. S.» işaretlerinin işitilmeme- sindeki mahzurları önlemek üzere: Tayyarelerde, vapurlarda, radyo istesyonlarındaki radyo operatörle- ri her saatin: 15 nci dakikasından 18 nci daki- kasma; ve 45 nci dakikasından 48 nci daki- kasına kadar Susmak, yani hiçbir veçhile neş- riyat yapmamak mecburiyetindedir. ler... Bazi tayyarelerde ancak ses ke- sidecileri vardır. Bunlar 8. O. isareti o yerine «Müdâen kelimesini söylemektedir. ler. Ba kelime fransızca #m'aiderm fülinden alımmadır. Yani «bana yar- dım» demektir. Bazı defa bir tayyare mübrem bir muavenet lüzumu - hisseyleme-| mektedir. Muaveneti bir müddet tekrar etrafma baktı; Kuyruklu pi- yano üzerinde gözlerini çeken, ba- kışlarını oraya mıhlayan iki şey vi Selimin fotografisi ve onun iki gün! evvel gönderdiği orkideler.. onun son çiçekleri. Piyanoya yaklaştı. Bu resim Se- ime ne kadar çok benziyor. Esasen çok muvaffak olmuş bir fotografı olduğu için omu diğer bütün resim- güzel ve sevgili yüz ne kadar genç! Gözleri, dudakları gülüyor. Mes'ud bir gülüş. Genç kız bu ba- kışların içinde kendisini örüyor, Bu resmi, beraber gezmeğe gittikleri bir gün Nesrin çekmişti. — Gözlerini gözlerime dik, öyle dur Selim. Bakıslarının benimle do. Ta olduğunu görmek i rün, Sevgi ifade eden müşfik; derin bakıslar... O gün ne kadar mes'ud saatler yaşamışlardı! Sabah erkenden, çantaları elle- sonra istemektedir. Bu takdirde «P. A. N.n grupunu öç defn ver mektedir, S. O. S. işaretinden gayrisi için «P. A. N.» bütün muhaberat ve ke- şideler üzerinden mutlak bir rüçhan hakkına maliktir, Bazı kere de, mürakabe istasyon- ları uçmakta olan tayyarelere, ge- rek hava vaziyeti gerek başka humusat hakkında omalümat vermek mecburiyetindedirler. Bu takdirde, tebliğ edecekleri haberden evvel, tayyareyi, üç defa: TT.T grupunu vererek çağı . Bu üç T grupu emniyet işareti O. Tuğrul Yakında şehrimize gelecek olan ithalât eşyası Önümüzdeki haftalar | içerisinde muhtelif memleketlerden birçok it - balât eşyasının geleceği haber ve - rilmektedir. Gelecek eşyalar ara - sında piyasanm bugünkü ihtiyacını karşılıyacak birçok maddeler var - merikadan yola çıkarılan rad- yo ve alâtı, telefon eleri ve çelik dolabların önümüzdeki hufta içerisinde gelmesi beklenmektedir. Ayrca mühim mikdarda kauçuk ve manifatura eşyası çivi ve tel de ya- — bir zamanda gümrüklere gele - cektir, Nesrin çantasından çıkardığı pe- çeteyi otlar üzerine yaymış ve baş- başa mükemmel bir yemek yemişti- ler. Bu mühim iş bittikten sonra sıra ikinci mühim işe gelmişti. Bu sefer Selim çantasını açmış, bir harita çıkarmıştı. o Evlendikten sonra nereye gideceklerdi? İtalya? Fransa? İngiltere? — Daha uzaklara Selim, daba uzaklara. — Yoksa Amerikaya mı gitmek istiyorsun Nesrin? — Hayır, en çok görmek istedi- im bir yer var amma, söylemeği cesaret edemiyorum. — Söyle yavrum. Biliyorsun ki sen nereye gitmek istersen ben razı olurum. — Öyle zannedirorsun — Selim, şimdi söylersem gözlerini o açacak, hayretle vözüme bakacaksın. — Olabilir; fakat hayret ettik- ten sonra gene istediğini yapacağım. Her zamanki gibi, rinde, yola düzülmöşler, baharı ya- kından görmek için kırlara açık Öyle ine beni Hindistana gö- Sigarasından kuvvetli bir iki ne-| mışlardı. Yeşil otlar, yeşil bir ağa-| tör Selim. Çocukluğumdanberi ora” fes i ve iradesine hâkim olmak iç m mir enderek karşıda, biraz cm gölgesi, masmavi arala iş > ai an ... in devamını temin —1e7. 79 İbi taarruzlar her Nasıl? Güzel elbiseler, lüks hg ae MER TANER e Pair Kem J ç Yoryancıların yorganlar Meraklı, elime gazeteyi tutuş- turdu. — Oku, merak ettim. Dedi, elile işaret ettiği serlevhayı okudum: — «Doksan yorgancının yorgan- wn yokmuş.» — Ne dersin? — Meşhur sözdür. kalıbemın fesi kalıbsız olur, derler, — Sen hele okumaya devam et. Devam ettim — «Yorgancıların © ısmarlanan yorganları müşteriden evvel | ört- mek suretile geçinip gittikleri mey- dana çıktı.» ettim, hani canım gelinlik yorganlar, daha hüclegâha komul- madan yorgancıların üzerlerine ör- tülüyor ha... e öyleymiş, — Amcazademin kızımın düğü- sü oldu. Merak ettim, gidip soraca- — Ne soracakam? r gecesinin sabahında ö- zerinde bit buldu mu onu soraca- öm. — Havdi öyleyse güle güle... — Gideceğim, dedimse, hemen gitmiyörüm ya, sana soracaklarım da var, Merak ettim. Gene neyi merak ettin) — Yoryancılar. gibi, / sattıkları eşyayı evvelâ kendileri kullanan da- başka esnaf var mıdır? Kim bilir belki vardır? — Meselâ kürdan estenlar, kür- danları evvelâ kendileri kullanıyor, sonradan kutuya koyup mu satarlar derin? — Bilmem. — Merak ettim. Meselâ gömlek- çi, dükkünndaki gömleklerden ho- şıma gidenleri birkaç gün giydikten sonra satryorsa! — Belki — Merak ettim. Ben palto 18 marlamıştım. Terzi paltoyu diktik- ten sonra birkaç gün kendi mi giye- eek? — Olabilir ya... Hem bundan ne çıkar? — Ne mi çikar, cok şey... Mese- lâ terzi benim paltomu giymiş, «0- kağa çıkmıştır. Hoşuna gilen bir | Bunları biliyor mu idiniz ? 1795 te Fransızlar Ho'anda filosunu nasıl ela geçirdiler | n 1795 senesinde Fransızlar Ho- landa filosunu esir etmişlerdir. Fransızlar bu muvaffakiyeti kendi kuvvetlerine değil, denizin donmuş ve Holanda filosunun buzlar ara- sında mahsur kalmış olmasına med- yundurlar, 8 * Banyo yasağı 1842 senesinde Amerikada ban- yeya girip yıkanmak kanunla yasak edilmişti. Aleyhine hareket eden- ler tecziye edilirlerdi. mağazalar, tiyatrolar, velhaml Av- rupanın bütün medeniyet ve eğlen- cesi seni cezbetmiyor mu? — Hayır, Hindistanı görmek is- tiyorum., — Peki Nesrin... Balayı seyaha- timizi Hindiztana yaparız, Beni aldatmıyorsun ya Selim? — Hayır yavrum. Sana kat'iyen söz veriyorum. Bundan sonra hülyalar, sonü gel- miyen hülyalar: Büyük oteller, ga- zinolar, vapurlar, trenler, hattâ tay- çektirirsin Nesrin. O kıyafet kim bilir nasıl yaraşacak? Uzun bo- yun, ince vücudün, iri gözlerini oli şarklı pren-| elbiseler içinde seni sese benzetecek. Bir ay evveline aid olan bu hetı- ralar ne kadar uzak şimdi... O gün- şamış ma idi? Bu mes'ud ir hayalden baska bir sey değil miydi? Evet o günleri yaşa- mıştı amma kiymetini bilmiyer#k, onların ne kadar güzel saatler oldu- uzakta) sını görmek bülvasını kuruyorum. | ğunu tam manasile hissetmiyerek... şimdi, onları e pe kadınla da konuşmuş ağ birkaç gün sonra bir yerde bullü mak için randevu vermişler, fa nedense terzi randevuya (gil miştir. a — Bunlardan sana ne? N — Bana ne olur mu? Ben gi toyu terziden orum. Ka birlikte sokağa çıkıyoruz. Terzi randevu verdiği kadın görüyüüü Palto o palto. Yakama sarılıyor, $ ni utanmaz seni diyor, randevu İ, rirsin de gelmezsin, benden agi yanmdaki kadını buldun ha.. ahi herif... Ben şaşırıyorum. Su kafi senelik karım yüzüme tükürüp #40 nrmdan uzaklaşıyor. Pirincin ta ayıklıyabilirsen ayıkla. k — Neler de aklına geliyor Mi raki — Geçen hafta gripe tutulmiii tam. — Geçmiş olsun. , — Çok şükür geçti Duktüi gitmiştim. Bir garkara yazmıştı. İİ çeteyi eczacıya yaptırdım. — Bütün bunları bana neye latıyorsun? — Şimdi içime şüphe girdi gargara köplklü idi. Sakın cemi ilâcı vermeden evvel. ke de gargara yapıp sonradan göğü doldurmuş olmasın. Ni — Garib adamsın. — Hiç te garib ndam değilii geneme baksana vara içinde, O — Tiraştan olmuştur. p — Evet, bir attardan bir traş çağı almıştım. Yorgancıların yerli nı hâdisesini gazetede okuyup yüzümdeki sivilcelerin sebebi İnyrverdim. Tıraş bıçağını ban tan attar, evvelâ o bıçaklı Eraş olmuş olacak. İvi hatrlıyonü Herifin yüzü de sivilceli idi. —ırrırr! — Keski yorgancıların mesiğ sinden haberim olmasaydı. Neye? — Şimdi ne nlacak olsam, Bın © şeyi daha evvel kullanmışı duğunu aklıma getirip meraklağiiiğ cağım, 7 gmat 2 ul Afrikadaki meşhur Sirakülüs göl ini kullanılan taşların karıldığı taş ocağı, kayalı, Bilâhare burası Sirakülür . şehi umum bapinbaneş olmuştur. Bir fıçı şaraba bir insaf 1692 senesinde Virjiniyada &sir veyahud da kansının değeri; hçı şarabla ödenebilirdi. j üzerine karanlık bir örtü üzere iken bu kaybeti yüklüğünü ve güzelliğ Ne kadar geç kalmıştı! i Artık bitmiş, her şey (biti Selim ölecek ve o, Nesin, yaşa caktı. Halide hanımın tehdidieii hatırına bile getirmiyorda. İstilğ ne olursa olsun, onun nazarındı bir ehemmiyeti yok müyordu bile, ia gi vi ra bunların manasi kalır mı? güzel gözler ebediyen kapandılğ sonra omun kalbinde başka bir yer olur mu? Nesrin hayatının ortasın, tuğunu, kırk Zünü ve bu kırığın hie mir edilemiyeceğini biliyordu. Sİ Gözlerini zorla ve kalbine #gap derek nişanlısının resminden BYE etrafına baktı. : van vardı. Selimin kanlar “içi birkin bir halde Üzerine serildiği id divanın ipek örtüsü (kaldırılma (Arkası var e ye eya