19 Ekim 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Nufus sayı yarın yap .ıyor — Neş'e kuvvet _kqg*agidır — ittemdük Heeilkmeti Emümrn ni | | Acı hakikatin z gallMaMaana ada ' * ga e me ve! !L M khlbl katf'i surette My lara çi | miştir. - KU Kİ ! Yazan: Muhittin Birgen Sı Ki . (Baştarafı 1 inci sayfada) deronle Seni 1 EE kez (5. Zl) ıstılahı da arabcadır. müvezziler sabahleyin vilâyette f . Mademki gihi a- lanarak sayımları yapıldıktan | Tabca sensibilisation gibi fransızca şehrin muhtelif semilerine — kelimeleri kullanmak lâtince ıstılah caklar ve gazetelerini tevzi lerdir. Halkın yarınki ihtiyaçlarını edebilmeleri için bütün dü bu gece saat 23 e kadar açık ? lundurulacaktır. Bütün — firınlar —| esasına muhalif değildir, şu halde, — aartık türkçeliğinde teredldüd edemi- yeceğimiz «İnsan Akciğer veremiy, «Sığır akciğer veremi)» gibi ıstılah- lar için, bunlar dururken, neden lâ- | © tinceleri kullanalım? bugün fazla ekmek cıkırıenkrî: | 2 — Meselâ mütercim «İhuman yarın sayım esnasında çalışa N verem bacillusları» (5. 19) diye ya- yımı müteakib halka ekmek balı zıyor. Bunu İnsan verem beasilleri caklardır. | diye yazmüş olsa bu, türkçenin ta - Sütçülerin de sabah saat 5 q Ş | rihi gelişine göre kusursuz olur. Mü- 7 ye kadar evlere süt vermi tercimin yaptığı ise hakikatte lâtin- müsaade olunmuştur. S | ce bir ıstılah kullağmak değil, al -| — ——— Yarın sabah sat 5 den itibtli a manca bır ıfndeyı tercih etmektir: Napölyon'un şal Ney'e y lduğu mektubların birinde şöyle Fransanın tanınmış bir iş adamı olan Rosengarâ dostlarına şu nasi - sayımın bittiği ilân edilinciye | # £ Kull kelirnesi, orada,| — bir cümle var:, hati vermiştir: hiç kimse sokağa — çıkamıyat Ü £ D artık Ktmce değil, almanca olmuş- — Harb neş'e içinde yapılır, aksi takdirde — peşinden kaybedil - — Eırhlnd bir teşebbüse girişirken neş'e duymadınız mı? ©o işi bira - — |Sayım saat 7 den itibaren baş -h & P tur. Miştir. kınız, kaybedersiniz. caktır. 3 — Geçen makal-mde göster -| Kaza kaymakamlarına içi — diğim spontan ve humarı gibi, şu tâ-' M v İ yımın bittiğini haber verecek P 5İ Ü birler: «Start complex» ve estart - Bırk m ' “ W lalar bulunan kapalı zarflar CP tpuss de dâlince değil, almancadır. aç rilmiştir. Kaymakamlar sayım : Çiîııkü :ıu vevi .nirîkkdı isimler tikten sonra bu zarfları bıçırl*' || yalnız almancaya mahsustur. deki paxolı ile sayımın ti G nükte (FAHALİRYEDADI — | me vardır iki, ten za - a ber vereceklerdir. | “| mandanberi ve her yazı yazanın itti- DT Mi VA.EAN -i H Zbga USW aai Pazar günleri Beyazıd z n P faka ile tıirkçede şöyle yazıyoruz: Kırıayl ve muremb çekilmesi tad olan bayrak b Premsip, tip. Halbuki, rmılıterem mü- çekilmiyecektir. Bu bayrak 5 P tercim, bu kelimeleri ve| Meşhur İngiliz mütefekkir ve fey - rafından kulede tavzif edilen Fo 'a, | &p şekillerinde yazmıştır. Bu, di - lesoflarından Cariyle (Karlayl)in el mura sayımın bittiği parola Ü | limize yabancı elan dillerin imlâ u- V sullerini aynen kabul etmek ve arab- ile fars kapitülâsyonlarından kurtarmak istedizimiz yakm fran - sızcanın, almancanın, ilh... ellerine | vermektir. Acaba, bu lnnu usulün | emrettiği bir hâdisedir? | 5 — Farzedelim ki tip'i Tip yaz- P mak elâtince ıstılah usulöney muha- L Hiftir ve typ yazmak İâzımdır; şu * halde üç satır içinde hem kakciğe- yin üç typ mı...0 — hem «ikinci typus » (S. 28) diye yaz- mek hangi usul fikrile telif edile - bilir? Bu kehime - eğer mutlaka tip eolmamak İâzımsa - ya typ'dir, ya- '_ Ko bud typus'dur. Halbuki bütün e - Mşerde mütercim, bunları kâh typ, Ç kâh typus olarak kullanıyor. Hangi ! ” Şaha kül olacağız? 6 — Mütercim bizim artık köy- | kilerimizim bile öğrendikleri mikrop & £ gelimesini ayni sayfada hem mik- ; gobium, hem de mikrobları diye iki “gekilde yazıyor. Bu şekillerile bu ke- P lümelerin Yunanlılıktan, Lâtinlikten D çıkıp almancalanmış oldukları er - || babınca malümdüur. Fakat, muhte - P sem mütercim, mikrotdarı kelimesi- K mi bir türlü p ile yazıp türkçeleştire- m'yor: çünkü türkçe, bızim mem - letetim mmevveden için « daha faz- O lamm söylemiye: » hâlâ üvey a- i na dili olmakta budı:vımdu 7 — İnpectio kelimesi Jâtince,| Zarif dük derhal cevabinı virdi: — | Gen Ybaretdi. Nasil hatıra getirebilirdi ce uîîîmkmmwmâ ;::înd_!- satdı, dağıtdı, şuna buna hediye et - Llar Etallera! Höfar M Dirpection keli de fra d — Dördüncü mevki —yok da onun|ki onların kibarâne tayırları, yaşla - îîîâşinden ayrılmış olmağa m ,“b'“a di, hattâ güzel piyanosıni bile ta'mir ::" a Cazek san ğ“*î“k.’ kv':h"_. h“.yemil_de bu î'f' #çin!.. - rına göre pek yüksek sayılabilen bü - orada sefir Muhfar beyin şahsında PüYasına tekabül etmeyen bir bedel| 3 Do Lsor, ebe ve ilâç $i t tm e lerin munmıne( a m ar ” gi SK ) * * güleri, hattâ giyinişleri, yürüyüğleri, v yaba bulmak telâfisi vardı. Veda-| © tatilinde elden çıkardı. Çantala -.i o aclar sayım günü km,_ &Ü şekilde, kâh diğerinde kullanılmış İ eli u.gunu ıo:umz Hattâ, bunhnn s.r 'a veyahüd inpec - $ Bon'an gibi ne âtinceye, ne alman- * Caya, ne İransızca veya — türkçeye #Puymıyan şekilde — yazıldıklarmı da gördük. (5. 21) nitekim; bizim öte- ! denberi doöz diye kullandığımız ke- Elimeyi dosis olarak kullanan mü - £ tercim, bu kelimeyi başka yerlerde dosis'inin şeklinde de yazmıştır. Bu © garib imlânmn usul saebebini bir tür- n :ı anlamıya imkân olmadı. Ha 8— Wm&ı&ı çok kullandığı bir keli var: ştema. Bunu küh taharri ve kâh tecrübe mana - larında kullanmıştır. İkisi arasında O gok fark vardır. Fakat, lsüzlüğe yazısı pek çirkindi. Değme yazı mü - tekmasısları ve mürettibler bu büyük alkimin yazısını sökmekte güçlük çe- kerlerdi. Günün birinde, İskoçyalı bir mürettib, gayet nüfurzlu bir şahıstan getirdiği tavsiy say Londradaki matbaalardan birine yer- leşti. Patronu, yeni işçisini tecrübe et- mek maksadile, önüne Carilyle'in müs veddelerinden birkaçını sürdü. Bunu &_';Brmmhremmndastmpmud. detle yere attı ve avazı çıktığı kadar şöyle bağırdı; — Hey Allahım nedir bu!.. Bu he- Ttf burada da gene önüme çıktı, Ben ise ondan kurtulayım, diye İskoçya - dan kaçmıştım.. Dördüncüsü yokmuş Devonshire dükü çok zengin ol - makla beraber, aşırı derecede mukte- sidliği le de meşhurdu. Bir gün, dost- larından biri kendistmi ziyarete geldi. Lâkırdı arasında öna: — Dük cenabları, ste ki, İngiliz 2- sillerinin en başta gelenisiniz, üstelik de Alah daha tiyade etsin Karun kadar zenginsiniz, neden böyle kendi. niği türlü türlü sıkıntılara — sokup, yolculukta hep üçüneü mevki e se. yahat edersiniz? diye sordu. Ağza ve busaya dair Dünyanın en garib haveketlerinden biri busedir, diyebiliriz. En garib olmı. yan hareketi de diyeceğimiz gibi.. en garib bir harekettir, çünkü abdallık. la faciayı birleştirir. ve en ga. Tib bir hareket değildir. Çünkü öpme- nin bir çok fazilet ve meziyetleri var- diır. Ellenimiz başkasile tokalaşmağa yarar. Fakat, gene — bu ellerimiz her türlü hisletimizi ifadeye kifayet et - Mez., "El, her şeyi yapamıyacak, — her işe muüuktedir olamıyacak kadar sertleş - mıı ve yıpranmıştır. K ea A Öyeni bir çeşni ilâve etmek için olsa | gerek, «teerübecilerv mukabLidi ola- tak da experimemtatorlar (S. 23) Okelimesi gibi turkçe ahenk kaidesi- - Ne kuıı çok asi bir kelime kullan- | makta beis görmemiştir Bunu hangi Cusul izah edebi!i!? "t' 9 — Tercüme esnasında ayni ma- k için bu « runlarrmızı birbirine sürtmeği pek bu- dalaca buluruz. Fakat yüzümüzde ke- mikten bir köprü gibi ortaya çıkmış olan burnumuzu kışın bir derd kay - nağı saysak bile- güzel — bir sofrada, ve bol çiçekk bir bahçöde en iyi bir arkadaştır. İr işkenceden yeni bir fecre Tn — — Her şeyden eyvvel iki kardeş kendi- lerine, alışmış oldukları müreffeh ha- yatı aratmayacak bir ma'işet — tarzı bulmağa çalıştılar. Bir küçük dâ'irede barınmakla başladılar, burada ken - dilerini huzur ve rahate takrıb ede - bilecek bir zemin bulmayarak nihayet Yenişehirde güzel denebilecek bir ev kiraladılar. Yeşilköyden — kendilerine bu küçük evi en ufak — teferrü'alına kadar döşeyebilecek eşya gönderildi, hattâ Vedadın küçük yaşında piya - nosunu “dinleyerek kendisine Sultan Reşad tarafından ihsan — edilen eski imeşhur markalardan Eleke piyanosi- nı da bir haylı ta'mir masrafı netice- sinde yepyeni denecek bir halde gön- dermek unutılmadı. Her ikisinin ma'. aşlarından &le geçen para 200 lirayı mncak İntabildiğinden ve bu para ile onlar için memnun edebilecek bir'ha- yat te'mini mümkin — olmadığından babaları tarafından beherine 150 li « radan 300 lira şehri tahsisat verildi. Kesesine göre pek büyük ölan bu fedakârlığın mükâfatı babaları için: «Memlekete iki güride diplomat yav- Tusı hediye ediyorum!» diyebilmek - yaşayışları, raks edişlerine —muhtelif lisanlarla konuşuşlarına kadar ken - dilerini garezden, hasetden, Jırsata müterakkıb hüsumetden — mürekkeb gitdikçe daha sikışan, gitdikçe daha boğacak bir mahiyet alan bir kemend ile kuşanmakdadır. Eğer Üzerlerinde her meziyeti hihaye eden Atatürkün gıyanet nazarı nigehban — olmasa idi kim bilir bu kemend daha ne kadar pür'eti artıracakdı. Epeyce uzun bir intizar devresinden sonra iki kardeşin ikisinden birine bir etdi: Woaşingten sefaret — kitabeti... Ya Vedad, yahud o feragat ederse Bü - lend. Tâ doğdıği günden - başlıyarak bütün mekteb hayatında, daha sonra asıl hayıtdı 'küçük — kardeşine kını fedakâ iyâne da da zevk duyın vıdıd onı yalnız bı_ şima bırakmakdansa bu fırsati ken - disi için feda ederek onın lehine & - bu kemendden çıkmak Tırsatı zuhur, ilişik teşkil ederdi. Onun içindir ki bu noksanı telâfi için Ayvrupaya çıkmak fırsatını ele geçirince Berlini hattâ Bern-i tercih ediyordi. —Bülend için Waşington-a ta'yin edilmiş olmak da- ha mülküm ve daha açık menfa'atleri te'min ediyordı. Şöyle ki: Bülend ü- çüncü kâtib idi. Halbuki Vedad Ame- rikaya hattâ Avrupaya çıkacak olur- ga birincilikle Çıkacakdı. Bülende 'Wa- şington kâtibliği, ikincilikle ve başkâ. tiblik vezifesile teklif olunıyondı. Ye « Bgâne kayıd bir üerece daha terfi' e - debilmek için akran ve emsüli arasın-.! dâa sıraya tabi' olmakdı. Yalnız bu is- tifade Vedadın küçük kardeşi lehine nöbetini terk etmesine kifaytt eder- di. Bundan başka Bülend için İstan- bulda bir yü bankadan ihtilâs edile. bilen sa'atlende şöyle, böyle ta'kib e- dilebilen hukuk derslerinden bahs e- klilemezdi; onın da yapılacak Üniver- site tahsili vardı. İngilizcesi sayesin. de ve Wşington sefaretinde meşguli- yetinin mahdudiyetine bina'en bunı orada pek kolaylıkla yapabilecekdi. Bu suüretle Bülend Amerikaya gitdi, Vedad da Ankaranın Yenişehirinde, iküçük evinde, vücudünün yarısı fel-| din da dostları vardı: Onin ne kadar dürüst, ne kadar temiz bir genç oldı. Bına tecrübe ve müşahede üzerine ta- mamde kani'olan ve iktidarım zekâ- sını pek ziyade takdir ederek nerede görürse iltifatına mazhar eden Re'isi Cüumhurdan başlayarak meb'uslar - dan, vekillerden, vekâlet âmirlerin - den, kendi arkadaşlarından bir çok dostlarla- muhat olmasına rağmen öyle unutulmayacak kimselerden öyle hased ve garez tezahüratına ma'ruz. kalıyordi ki bana haftada mumntaza-| man yazdığı iki mektubın umumil ma'nasının üzerinde uçan bavadaj ve ekseriyet üzere onda pek açık cüm lelerde çocuğun bu Ankara ikametini, meslekine olan. aşkına ve her türlü cefaya katlanarak terakki edebil - mek azmine mukabil günden güne mukavemetini daha ziyade kıran bir işkence hayatı hâline getiriyor idi, Bu işkence içinde her gün onın du- daklarına bir fütur ve ye's damgasını daha ziyade basan dört buçuk senelik bir ümid ve intizar devresi geçirdi. Bütün mukadderatınımn iplik uçları vekilin parmaklarına dolanmışdı, 0- mna görzlerinde asıl ma'nası vakihan görülmeyen tebessümi peltek telaf - fuzunın arasında her cümlesinin ara- sına, sokuşdirdiği «güzel kardeşim!..» iltifatının edası bu beklemek işken - cesinin ezasını tahfile kilayet ede » miyordı. MNihayet bu uzun inlizar devresinden sonra bir gün onım için Berlin selfa - zeti başkâtibliği tekarrür etdi. Vedad gevincinden çildirmiş gibl idi. Günler- ce aç kalmış bir adamın önüne sürü- len bir kâse yemeğe çilgınca atılma. sma benzer bir hamlei heyecanla bu, nihayet siyah ufkı yırtan emel güne- şine atıldı. Evini bırakdı, — eşyasını rını hazırladı; ötekde bir odaya sığı - narak, ta'yin mu'amelesi tekemmül e- dinceye kadar geçecek on on beş gün-| © lük muvakkat bir bekleme devresini orada geçirmeğe başladı. Artık zidi « yor, nihayet ümidlerin tahakkukuna dağru koşmak üzere bulunıyordi... Biz de, burada Yeşilköyde, çocuğmm elemdlerle dolı yıllardan sonra artık tal'inin ufkında bir fecrin infilâkmı görmekle baltiyar, onın Berline geç- mek Üzere İstanbula uğramasına, Ye- şilköyde aramızda beş ön gün kalma- Bına intizaren sabırsızlanıyordık. Halid Ziya Uşaklıgil Muhtaç asker aileterine yardım için hazırlanan proj? Asker ailelerine yapılacak yar - dim şekli ve halktan alınacak vergi hakkında görüşülmek üzere Pazar- tesi günü belediye daimi entüme - ninde bir toplantı yapılacaktır. İki otomobil çarpıştı, 3 kişi ağır yaralı Şoför Eyübün idaresindeki 1642 sayalı otomobil evvelki gece Şişli - den Harbiyeye gelmekte iken, mu- kabil istikametten gelen şoför Sü - dirildikten sonra çekilecek, ) gören topçular sayımnı bittii i z x lerdir. Yarın rzabıtaya y-—xrdm'ı etme” zere piyade ve süyari kıt'aları müddetince vazile görecekler halkın sokağa çıkmasına Mf vermiyeceklerdir. Denizde de geçmesi için icab eden tedb Denizde sayım ç memufrlar için motörler haztl hnmiştir. sayımın nhî irlef mıstır. Bu memurlar geceyi yolları idaresinin bir x.aıpunu'wh çirecekler ve varın sabah € sayım mıntakalarına giderek zifelerine baslıyacaklardır. Vilâ 20 İlkteşrin 1940 Pızıt git mumi nüfas saytmı yapıl yın halkın aşağıda yazılı dikkat etmelerini ehemmi: ederim, yetle 1 — 19 İlkteşrin 940 Cum' si günü saat 23 e kadar buîü” kânlar açık bulunacağından * gününe aid ihtiyaçların günü tedarik ollmması lâzım 2 — 20 İlktesrin 940 Pa: nü saat 5 den sonra sokağa ©“ ması yasaktır. Herkes bu sonra ikametgühında sayım runa intizar ederek nd.n&en geçecek rına bılıer venldıgî î'k&dî.hî kağa ç-ı'kılmnıı vusılmf A — Sayımın bıtbgı IDP makla Hân edileceğind İzncıya kadar sokağa çıkan V: kadar para cezası gae a dilmesl) veremiyeceklerin hap: mun iktızasımdan olmakla bu hükmünün tatbikine rilmemesi ve çocukların so welilerinin ayni mes'ul tutulacaklarının hatı malarınd tulması Tâzımdır. Esrarlı bir ölüm hâ Ayyansarayda, Mollaaşki sinde, cami içinde oturan Rüştü, evvelki gece geç saray caddesinde baygın bulunmuştur. Derhal Balat hastanesine Rüştü, bir müddet sonra Ö!iml şüpheli görülen İ ,,.a bir. ri'ihır -n'rf dir: rda Z . e7 “ma için reactio, reaction, aksülâmel| Gözlerimizle pek öyle bir şey yapa-| (. ) etmeğe karar verdi, ben de Ş : a AĞ $i idaresindeki 2455 — sayılı istilah kulla: mayız; Kulaklarımızı alınız Vali ve beled dektor Lüt- | 'SY nn&ı ummbışıımıı“- ::b di idaf, n_îuı:ılwdh; haldı Tafa KO | bunu tasyib etönü. f Kı:d::n ıiyıı:: ;î:eeğ-i ve bi;' -| otomobille çarpışmıştır. ı ” iknmdan müdafan kabil midir? İyumuz. gu halde tekrar . Cağzmızi)| munn için mühtelif — sebebler del rün kaymakamların bulunacağı bu| — Çok giddetle vukubulan bu mük TAKV tenevvü mesini pelsengi ebiliriz. Bildiğiniz gi ; ÜŞ İ v 3 p denbm kullanıp durürken bunuün | dudaklarımızla öperiz. Zira dudaklar vı.rdıı DA ETL'EN YA âo[)t“u::nb;lîm,gl töle .;Ğ', her iki Birinciteşrin Üyerine variation kelimesini, yahud , L L L n uzurları İsen Bern-de ıl:;' g:km— Ptoj bil de ehemmiyetli surette — ıcgı ınfı.llrıdon. h:m dl; ınfillnt_ıo ni bie DkveRalan 'mees:on bog yarım senelik ulümi| © Öağîendiğîmî!e görü TIkürtarlği uğramış, Süleymanın arabasında bu||| Rami sena | ıg Arabi h : f “me ile ne müzülsbeti vakda 3 - — Dudak, sesin mübedidir de, Dudak-|tin işgal hengâmına müsadif olan bir l?ı;ıîığ!e-”in Ğitçol n;ksacııı t;’rı!!uııc bu- lunıı.ıı y.ol:’:üıılıîî:h înmm“ el;;ydar : E Ki a - 10 — Variation'u, reaction'u vejların kapıları muhkem olmakla bera-|zamanında son yarım seneliği nakıs .ug““[ a".lt”k"" îı .';“ğ? varBiğl bi ee dr a XeT | EBiriacileşrim 1940 “sensibilisation'u fransızca imlâlarile | ber, yumuşaktır. kalarak bunin ikmaâli ileride zuhur e- î" Ömkra edğ:ğ:ı ve kat'i*bir yar-İlerinden ağır sürette yaralanmışlar- n Sİ Ütürkçeye nakletmek, türkçenin is -| Dudaklar, bir dahâ umumi bir ke -| decek mmnaüsib bir fırsata ta'lik olun-| — Arker z CUMARTE .ıikl&li bakımından, insanı dil cehen- | kme ile ağız ve buse olmasaydı, dün- | maşdı. Mesleği i'tibarile üniversite tah- mnA:îî;::;ım,yğîmvî sa DAf Yuıhlır tedavi altına al m.'îe dı;gldemeg)e haü dbıî:mi:uyuk yada neş'enin esamisi okunmazdı. — İztini bıtlunıı o!mııı pek lâzım oldu-| vergileri ve gelirleri nazarı dikkate| soförler yakalanarak kaza euahndı GÜN Ramazan 5. :.üğ“ BÜ m_m“i" iz zi ar İbrabim Hoyi 'ğind ühninde müz'iç bir'alınarak tesbit edilecektir. tahkikata başlanmıtır. UB ıı)ı : *'buyomk bunu, ayni hak[kı bu defa| 1 | 28 17 ü Calmancaya, ingilizceye, fransızcaya e Üyermek için mi yapıyoruz) Kafa - lsTER İNAN, İSTER İNANMA! Öple | ni ÇAkşare LA « Mızi, ocnebl kapitülâsyonundan ne s.|D.İ|s.|D.|s. |D- Baman iyeceğiz? Bı: ırl_ıdıg anlattı: 5 K sözlü bir adammış, şu cevabı verdi: v.İnlsotısloola |a S ARBN lnl'ıltrat. infiltratio, infil- Dün bir yün yelek a Bir çok tım, bir tane- Harb içindeyiz, dünya bir gram pamuk yahud yüne kurşun atı - t Çi p ion gibi ıstılahlarla dolu olarak || sini beğendim. Fiatı üzerinde de mutıbık kaldım, fakat o ara naşılsa | yor, s#onra da deniz yolu tehlikeli, kara yolu ise pahalı mı pahalı, ||P E. | | 34 | 9 | söfıe a bir dalgınlığıma geldi, ne malı olduğunu eordum. Dükkâncı doğru sana bu malın Avrupa malı olduğunu söylersem gülmez misin? » ı"gü"““m_f bir tercümenin içinde birçok ârtişahın lüzu- R İNAN, Ha RE L B İmsak: 4.22,

Bu sayıdan diğer sayfalar: