Hergün “Muhtasar, , fakat Yazan: Muhittin Birgen, Mİ şe İngiltere | arasında devam etmekte olan muha- rebenin şiddetlendiği şu son hafta- larda hâdiselerin seyrini takib eden- ler, dünyada ilk defn görülen bir harb şekli karşısında bulunulduğu- nu farketmekte gecikmeyiz: Afti - kada cereyan eden muharebeler, iki taraf arasında mevcud olan harb ö- zerinde doğrudan doğruya tesir €- decek mahiyette olmadığına göre a- sıl harb sahası Manş kanaldır. Bu kanal bir istilâ ordusu tarafından ge- çilebilir mi, geçilemez mi? Bizim -j bildiğimiz şeylere göre geçile - il şeyler varsa ona İliyeceğimiz yoktur. Bununla bera - ber, muharebe sahasından binlerce kilometre uzaktan kehanet yapmı ya ne lüzum vardır, ne de imkân; eğer böyle bir ve yapılacaksa, bu tecrübenin yapılması zamanını beklemek ve neticeyi görüp hükmü vermek daha doğru olur. Şimdiki hakle, harbi bugünkü şekli ile mü - talcaya mecburuz, Bugünkü şekli ile harb, dünya - Bin şimdiye kadar hiç görmediği bir şeydir. İki büyük memleket, birbir- İerile hayat veya ölüm mücadelesine girişmişler. İki taraf da büyük kuv- vetlere ve vantalara sahibdirler. Fa- kat, iki taraf için de yer yüzünde e- saslı ve kat'i bir çarpışma için saha mevcud olmadığından, muharebe ne karada, ne de denizde cereyan edi - yor: Muharebenin sahan kavadır! hattı, ne de yer karan- ma ve ilerleyip gerileme vardır. Her iki tarafta da tayyare yapacak fab- rika ve tayyareyi kullanacak insan bulunduğu müddetçe bu harb, na - zari olarak, devam edebilir. Hiç de- ğilse, diğer mücadele vasıtalarının. ve harb sahnelerinin asıl mücadele kuvvetleri üzerinde yapacağı tesir - er, muhariblerin nefeslerini tüke - tnciye kadar bu hüküm doğrudur. Bu suretle bu harb, dün - yada şimdiye kadar o misli gö- rülmemiş bir mücadele (şek - Tini almıştır. Diyelim ki, bu, gayet «muhtasar» bir mücadele tarzıdır. Fakat, büyük ordular ve hesab - siz Vasıtalar yerine sayıları mahdud fayyareler ve tayyareciler arasında çereyan eden bu «muhtasar» harb, muhtasar olaki beraber hayli de : Eğer bunun böylece farzedecek olursak yapacağı tahri- batın herhangi bir istikamette bü - yük bir istilâ harbinin yapması mümkün olan tahribattan daha az olmıyacağını kabule meeburtz, Bu mücadele şeklinin, dikk yık olan. hususiyeti de şudur: Şim - diye kadar malüm olan usullerde ordular birbirlerile O harbederlerdi Şimdi, harbi milletler yapıyor! bütün sivil varlıklarile ve sivil kuv- wetlerile; atılan bombalarla hergün iki memlekette ve tayyareciden fazla po ölüyor We mecruh oluyor. Bunlar do asker değil, kadını ve çocuğa varıncıya kadar gayri muharib halktır. İşte, muharebenin bugür! İinin şimdiye kadar Na ga: i ve de düşen tayyare olmaktansa tek, fakat mühim ve büyük bir haslete malik ol- mayı tercih et, Orta asır «her şeyden anlı- yan alim» i arardı, 20 nci asır- Bir genç tabanca ile metresini öldürdü Katil cinayeti mü- teakib kaçtı Yenişehirde Sazlıdere sokağında 28 sayılı evde oturan yirmi üç yaş - larında Tahir adında bir delikanlı ö- tedenberi işsiz olduğu halde Pembe isminde güzel bir kadınla metres ha- yatı yaşamal Ts Birkaç yıldır devam eden bu mü- nasebetleri esnasında Pembe çalış - makta ve delikanlıya bakiuaktadır. Fakai son günlerde bu huyat tar- zı genç kadını sıkmağa O başlamış , | Fahire kısa bir zamanda bir iye gir- mezse kendisinden ayrılmağı mec bur kalacağını söylemiştir. Kadının ikide bir vaki olan bu aynlma teklifleri nihâyet geçea ay şiddetli bir kavga ile neticelenmiş Tahir Pembeyi bir hayli dövdük - ten sonra onu kapı etmiştir. Bundan sonra Pembe Tahitden ayrılmış ve Zincirlikuyudaki akra - balarının yanma gitmiştir. Fakut birkaç gün sonra Tahir na- dım olaruş, Zincirlikuyuya gitmiş, Pembeyi bularak tekrar barışma teklilinde bulunmuşsa da kadın ka bal etmemiştir. Nihayet dün sabah tekrar Zincirlikuyuya giden Tahir, Pembeyi kandırmağa muvaffak ok muş ve Yenişehirdeki selerins dön- #wüşlerdir. Evde bir müddet oturup konu - şan Tahirle Pembenin bir ara kavga ettikleri duyulmuş ve az sonra da bir silâh sesi işitilmişti, Etrafı heyecana dü; ören bu si - gelen memurlar eve girdikleri za - man Pembenin öldürülmüş olduğu- mu görmüşlerdir. Tahir cinayeti iş - ledikten sonra tabancayı yete a - tarak kaçmıştır. Katil aranmakta - dır. Tuna ile limanlarımız arasında yeni va seferleri tesis ediliyor Romanya seyrüsefain idaresi Tuna ie İstanbul arasında yeni bir hat te: siz etmiştir. Ramanyanın başlıca i. manlerile Yugoslav, Marar, ve Al manyanın Tuna limanları ve İstarı bul arasında ticaret eşyasi naklede - yib hususiyeti! ok izlen Birgen Valinin mühim bir tamimi Vali ve Belediye Reisi doktor Lt fi Kırdar bazı idare ve şube âmirle. rinin hergün gözönünde bulundarnl. ması icab ve intaç edilmesi gereken işleri förmalitenin akışına bıraktık Yarını, bu yüzden de bazı işlerin pek Geç çıktığım görerek allkadarlara mühim bir tamim göndermiştir. Va. A ve Belediye Reisi bu tamiminde ez. cbimle şöyle demektedir: «İş ve vazife kimsenin ardımdan Boşmar. Maslahat işin önünden git - mektedir. Arkadaşlarımdan bekledi | Bim e budur. Bundan Aonrü svraca Bim bir iş için formaliteyi engel gös” teren herhangi bir arkadaş Yazifesini İbenimsememiş demektir. Tramvaydın at'ıyan 34 kişi yaka'andı Emniyet müdürlüğü merkez teş - İkilünma mensub belediye zabıtası İhemurları dün de şehrimizin muh- Htelif yerlerinde kontrol ve teftişe - İrine devam etmişlerdir. Bu mürakabe neticesinde tram - lardan atlıyan 34 kişi yakalan - iki şoförün karnesiz çalıştıkları it edilmiş, bir fınnda <a 56 kilo İerni noksan ekmek bulunarak mür be ohamnanaiz. cek olan bu zuhurat postaları, Mar mara sahilleri iskelelerine de uğratı Jacaktır. Bundan başka Samsun ve İbreli a. rasında da seferler tesis edilmiştir Bu hatlar ihalât ve ihracat emtinla. rının doğrudan doğruya limanları zmizdan sevk ve ithalini temin ede cektir. Tuna limanlarının bütün aktarma masraflarını kumpanya kabul edecek. tir. Hiçbir işe yaramayan bin- bir tane küçük haslete malik ih sesi derhal zabıtaya bildirilmiş, | Şehir Enaberleri Şehrin temizliği temin siler” sebze iatilânna uğramış olduğuna| o mahküm edildiler Belediye temizlik işleri kadrosu »melenin yaz mevsimi odolayısile memleketlerine giderek toprak işle- rile uğraşmağı tercih etmesi ve diğer sebeblerle ayrılmaları Oo yüzünden soksanlaşmıştır. Kadronun daral - ması şehrin temizlik işlerine (te başlamıştır. Bunu önleyici tedbirle: alınmasını teminen vali ve belediye reisi namına muavin Lütfi Aksoy, kaymakamlıklara ve belediye şube lerine mühim bir tamim göndermiş- tir. Belediye reis muavini bu tami -İ minde, son günlerde temizlik işleri nin çok ihmal edildiğine, şehrin en işlek caddelerinin kavun, karpuz kabukları ve çürümüş meyva ve Oduna azami fiat konuldu Fat Mürakabe Komisyonu dün Mıntaka Ticaret Müdürlüğünde top- Janazâk odun ve kömür işini tetkik ve intaç etmiştir. Komisyon odun top tancılarını dinlemiş, maliyet fiatları, nhâ tesir eden ussurları ve bu me - yanda işçi yevmiyesi kara ve deniz vasıtaları ücretlerini ayrı ayri göz- den geçirmiştir. Bundan sonra komisyon kayıkta iskeleye kanlar teslimi kesilmemiş odunun çekisine 330 kuruş azami fiat koymuştur. Bu mübayaat toptan el. clara münhasır kalmıyarak pera , kende alıcılar da bundan istifade e debileceklerdir. Depoların evlere kadar nakil ve is, İtifi de dahil olmak üzere kesilmiş o. İ dunları azami 430 kuruşa satabile . kararlaştırılmıştır. Dükkân - İlarda perakende kilom 2 kuruştan sahlacaktır. Kamisyon, ağaç kömürü Fiatl çin #etkiklerine devam edezekli. arı İSTER İNAN, Sundiyede oturan bir okuyu - | umuz anlatıyor: Kadıköy kay - | makamlığı ile Suadiye plâjı ara - mdaki ihtilâf gazetelere aksettiği | gündenberi, ber sabah wazetemi a-| lmca şu tezatla karşılaşıyorum. Gazetenin havadis sayfasında Suadiye plâj gazinosunun 10 gün müddetle kapatıldığı, ilân sütun- larında ise açık bulunduğu bildi- siliyor. Nihayet geçen Pazar günü ge- ne gazetelerden öğrendik ki, ga- zino hakkında verilen karar mah- kemece tasdik olunmuş. Ayni gün İSTER İSTER İNAN, İSTER İNANMA! «Son Posta» nın edebi tefrikası: 25 YEŞİL TULUMBA işaret etmekte, bazı temizlik me » murlarının işlerine karşı lâkayd dav- randıklarını yazmaktadır. Vali ve belediye reisi, amele nok- sanmın bir sebeb teşkil etmediğini © İ temizlik memurlarının merkez teş - kilâtında olduğu gibi, bizzat amele arıyarak kadrolarını o doldurmaları İüzumunu ilâve etmektedir. Tamim- de mevsim dolayısile şehirde birçok hastahkların bu yüzden zuhür et - mesi ihtimaline nazarı dikkati çe » kilerek, derhal temizlik memurlar- sn şehrin temizliğini temin etme - leri bildirilmektedir. 90 saat çalan bir hırsız tutuldu Bir müddet evvel Beyazıdda Da- rülfünun caddesinde saatçi Ömerin dükkâmna dam delmek suretile meçhul bir hırsız girmiş ve mevcud doksan saati çalıp kaçmıştı. O gündenberi hırsızlık hâdisesi - nin tahkikatile ehemmiyetle meşgul olan emniyet müdürlüğü memurları nihayet dün bu işin fnilini meydana çıkararak kendisini yakalamışlardır. Hırsız, o Eyübde Zeynebhatun İ mahallesinde oturan sabıkalılardan Raif oğlu Sıddıktır. Düs emniyet müdürlüğüne geti - rilen suçlu cürmünü iiraf etmiş, çak fı saatleri bazı kimselere sattığını söylemiştir. Mesruk saatler satıldıkları yerler- den ahnarak sahibine iade edile - cekti INANMA! * bir akşam gazetesi birinci sayfa - sında iri harflerle tasdik olunan kararın infaz edildiğini haber | verdi. Önzetenin ilân sayfasını çe- virdim, bir de ne & iyni ilân berdevam: A açıktır: Caz ve eğlence» Filhakika akşam köye döndü- #ümde gazinonum ışıklarının pırıl pırıl denize döküldüğünü, ortada çiftlerin döndüğünü gördüm. Er tesi sabah oldu. Elime alk aldığım gazete Sundiye plâjı gazinosunun, hükmün tasdiki üzerine kapak - dığım yazıyordu. a bunla bununla mutlaka bir lâtife e. den o şen imamın yerine sanki başka biri kaim olmuştu. Çenelerini bıçak açmıyordu. Elinde, ötekine berikine «wd bir sürü işleri sürüncemede bıra- kıyor, takib ve intaç elmeğe eli var. | mayordu. Yazan: Ercümend Ekrem Talu Bu teselli le Ebilhayır efendi kalk. tı, ve riyarelinden bir şey anlamıyan kadını kendi haline birakürak çıktı. Hüsnü dede, temdülen gene kapi - eğin önünde bulunuyordu. İmam o- bir Yikırdı almadan geçemedi: “ayi olsun, dedemi Bİr şey- ler işittim. Dede sordu: — Ne gibi? İmam, göz ucu ile yukarıki eti işa, ret ederek: — Baş göz oluyormuşsunuz.. Allah versin! dedi, Bu sözleri , münasebetsiz bir alay telâkki eden bakkal kazdı: Hocam, senin g'bi adama yakış - bramadım! diye cevab verdi. — Neden? Ne çıkar, birader? — Haydi, işine git. Ayıb.. ayıb! İki. mizin de kisvelerimizden utan. Ebülbayır efendi bu hiğdeti tefsir edemedi, Bakkal, yaşile ve başile mü. tenasib olmıyan bu izdivâci zâhir giz, li tutmak istiyor, ona dair telmitlere öfkeleniyordu. — Sen bilirsin, yarabbim! Hoca, başını iki tarafa sallıyarak söylene söylene yürüdü. —”— Asi kurt kendi içine düşmüş, rahat ve huzurunu kaçırmıştı. Düşüne dü - güne adela yemeden, içmeden kesi) . di. Camide, mihrabın önünde secdei Evde, sebebli sebebsiz karısını ters, lediği için, düşüncesinin sebebini ken emaye #ormağa onun da cesareti çe. mahallenin en kodamanı, maebeşnci o Âşir paşanın haftalık dini toplantıyı bile asmış, ipekli bir çevrenin ucuna bağlı Üç mecidiye avaidinden vaz - geçmişti. Aşinalar, aralarında gizli gizli fı - sıldaşıyorlard; — Hocanın bir derdi var. Bir çık - masa saptı ellâlem? Bununla beraber, onun o güne ka, dar ne çıkmaslardan kurtulduğunu bildikleri için: — Aldırma! Ne de olm, üç dört gün Jük hüzmü var, diyorlardı; ne korttur Trende öpüşmiye kalkışan gençler Dördü de hapse Evvelki akşam Florya treninde vukua glen garib bir hâdise dün ad- iyeye intikal etmiştir. İtalyan tebaaundan Edvar ve Yugoslav tebaasından Jilbert isim- lerinde iki ecnebi, yanlarında Zehra ve Kâmuran isimlerinde iki genç kız olduğu halde geç vakit Floryadan trene binmişlerdir. Dört genç tten- de ancak iki kişinin sığabileceği bir yere oturarak yakışık almaz hare - ketler yapmıya başlamışlardır. Bir aralık işi büsbütün ileri gö - türerek, herkesin önünde öpüşmiye kalkışmışlar; artık bu kadarına ta» bammül edemiyen bir yolcunun gi - kâyet etmesile, hâdise zabıtaya ak- setmiştir. Haklarında cürmü meşhud zaptı tutulan gençler, umumi yerlerde &- dâba mugayir hareket etmk suçun-| dan müddelumumiliğe sevkolun - muşlardır. Suçluların muhakemele-| rine Sultanahmed 3 öncü sulh ceza-| da bakılarak, neticede hâdise sabit olmuş; dördünün de 15 şer gün müd detle hapislerine ve 15 şer lira para cezam ödemelerine k verilmiş - tir. Yaşları henüz küçük olması dola» yısile Kâmuranm cezası 12, Zehra nın 7 gü dirilmişti Merdivenköy cinayeti faili hakkında tevkif kararı alındı Merdivenkö - yünde Mevlâd a, dında bir temiz - lik amelesini pa. rasına tamaca fe. &i bir şekilde öl. dürdüği Usküdu” müddeiumumili . ğinin tahkikatde tesbli edilan Kas, tamonmlu Musta - fa hakkındaki tah Kikat evrakı dün ikmal edilmiş ve ka, #) hakkında tevkif kararı alınmış - fır, Cinayet etrafındaki adli tetkik - Yerini türen müddelumumi Ratib Seliç, dün geç vaki iddianamesini yaparak evrakı sorgu hâkimliğine *evdi eylemiştir. Kadıköy Halkevinin balosu tehir edildi Kadıköy Halkevi tarafından 24 A. Sözün kısası Dürüst bir vatandaş ve hatarıni sorduk, (biraz dahr ihl: yar olmamıza eseflendik. müştereğ dostlardan, Aşinalardan iraybetlikle - rimire hayflandık.. O arada, köpüklü, okkalı, nefis bif sade kahveyi nezaketle önüme koyan kahvecinin sörümüzü kesmesinden 48 tifade ederek algara paketim! o ah» | baba uzattım. İçmiyorum.. dedi, karı - koca tÖ- tünü biraklık. ” Hayretle yüzüne baktığımı görün « ca, ilâve ettir — Neden şaştın? Benim ne kadaf dürüst bir vatandaş olduğumu bilmeğ misin? Hayretim bilsbüfün arttı, Kirk yil. damberidir sözden sigarayı bir VâD- ya eksik ettiğini görmediğim, duraanı içine çektiği zaman dünyanm en bü. yük haozını tadan bir insan gibi göz süzüşünü hayalimde (yaşattığım bü kaşarlanmış tiryaki, kökleşmiş ipini. sile vatandaş dürüstlüğü arasında A, caba ne gibi bir tezad ogörmüştü de tütünü terketmeğe kadar varmıştı? Beni daha ziyade merakta birak » madı. — Aşağı yukari bir buçuk sene glu- yor, dedi, Hergün dikkat etmeğe baş- Ihdun: Tütüncüden almakta olduğum sigaralar gittikçe (o kötüleşiyordu. Bİr lefasında odun gibi sert, öbür defa, sında daha paketin içinde iken içleri boşalacak derecede gevşek çıkıyordu. Bazan istiflerden biri küflü, yahud Kİ fevkalâde nemli çıktığı da vakidi O zaman karıya dedim ki: «Yahu! Dev- let birim sigara içmemekliğimizi 5 - iyor, biz e bili Imad ediyoruz. bU bize ayıbdır!, — Karım: «A! dedi, hiç öyle şey olur mu? İstemese, ne diyö sigara sattıran?», — «Sattırır, dedim. Ben ona bakına. Rakı da devlet inhi. sarı amma, az içilsin, halka zarar gel, mesin diye fatını arttırdıları. Bu mütalesnm doğruluğuna her i- kimizin de aklımız yattı amma, bir türlü, kâfiri bırakamıyorduk. Düşün ki o da, ben de bülüğa ermeden tü - time başlamış, içimiz dışımız duman | ve zifir dolmuş insanlardık. Bu vaziyet yakın zamana değin sür. dü. Derken, sigaraların cinsini köt lemek, aşağılatmakla bizi Ukaz cde - miyeceğini anlayan inhisar idaresi bu sefer kibritleri de sigaralara uydur - du. Bir tane kibrit çaktın mı, evde isen minderi, perdeleri, sokakta isen üstünü başını tutuşturduğun, yanın. da biri varsa cnon yüzünü, gözünü dağladığın gündür. Kendi kendimize dedik ki: «Eh! Ar, tak, ihtarın bundan da beliğ ve kat - isi sağlıktır. Bizim iyiliğimizi düşünen İshisarlar İdaresinin sözünü dinliye. Im. Dürüst vatandaşlara böylesi kışır!» ve şimdi, birkaç ay var kl, e »sağı da, ben de tütünü terkettik. Tâkirdıyı bitirdi. içini çekti. ve ce, sinden çıkandığı bir Amerikan sakızi- nı, yelim ağzına alıp çiğnemeğe ko | yuldu. € hi İZ İkametgâh beyannamesi vermiyen bir ecnebi |5 gün hapse mahküm edi'di İvan Gançef isminde bir Bulgar misafireten menğeketimize gelmiş, fakat muayyen müddet zarfında ika metgâh beyanbamesi vermemiştir. Bu sebebden zabıta kendisi kalıyarak, Beyoğlu adliyesine ver - miştir. Suçlu, sulh ceza mahkeme * a Tustos 90 da verilecek balo Suadiye! sinde muhakeme edildikten sonra gazinosunun muvakkalen kapanma. # tizerine 7 Eyltle tehir edilmiştir. sıra kahvelerin önünden geçerken şu| una kurttu, Lâkin bu sefer onu bir kuzu kündeye getirmişti. Koca Yavı- sun: «Şirler pençei kahrımda olurken lerzan. beni bir gözler! âhuya zebün etti felek! dediği gibi, kurt imamın da o kuzu bütün zekâsını, kudretini, kabiliyetini alt üst etmiş, sıfıra in - dirmişti. Sırtındaki ruhani kisveye, üzerin, deki imamet vszifesine rağmen ma - Bevi şeylere asla kiymet vermizer bu adam, birdenbire, toy bir çocuk, ca- hil bir kadın'kadar, basil ilikadisra! kapılmış, Sabahları namazdan sonru kaybo. İuyor, tâ yatsi okunduğu vaki ma halleye dönüyordu. Bütün gün büyü. cüleri, muska yazan üfürükcüleri, re- mil atan, kahveye, suya, duvara ba. kıp ta istikbalden güya haber veren falcıları dolaşıyordu. İki defa Eyüb . sultana, hacet kuyusuna gitmiş, bi - Jezikten aşağıya eğilerek hakmış, du. rü suyun üzerinde bir defasında Şe. hime hammla Hüsvü dedeyi, bir de. fazında da gene bakkal (ile kendini 15 gün müddetle hapse ve 5 lira pa- rü cezasına mahküm edilmiştir. Bohça, bohça çamaşırları, kulaç ku laç sarıkları türbelerde yatıyur, ulü canlrdan himmet bekliyordu. ai adayib jevlerle dolu idi: Şi- rinlik müuskaları, okunmuş çöreolla - rı, Botsumuş yarasa kanadlier,dü gümlü iplikler, yazılı kâğıd parçala. n, kurutulmüğ”gamurdan mahrutlar. bunların üzerine titriyor, yabancı el sürülmemesi için bin bir akyidde bu Yunuyordu. Bir sabah, döşeğini (kaldırırken, İkarısı yastığın altında bir çıkın bul. du. Hocanın aralıkta abdest almak - ta olmasını fırsat bilerek, çıkını açtı, baktı. Balmumundan acemice yapıl miş İki tane küçük beykelcik gördü. Bunlardan biri koca kavuklu erkek, öleki ise, şekline o nazaran mutlaka kadındı. İkisi birbirine, ibrişmie si - kı sıkıya bağlanmıştı. Bellerinin hi - zasındar, da büyücek (bir toplu iğne geçiyordu. İmamın karısı bunu görünce şa —