lu. Hergün Dünyaya çöken felâket Bulutu gittikçe kararıyor Ekram Uşaklıgil Kalem geride kaldı, hâdise ileridedir. kâyet »den memnun silir. Dünyanın bir köşesisde hirsiz harbin elin devam etmekte olmasına mu- kabil bir başka köşesinde hareke; devri başlamıştır Bundan sonra & hergün safha safha açılarak sürüp Adwektir, Bununla beribe dir. b sper arşısında kalinadı. mütsefirlerm /x mianyayn demir ihracına daha ziyade mü- saade ve müsamaha edemiyecekleri hak- kında Norveçe vermiş - oldukları nota ğ kaddeme ve bir ihtardı. Mukad - e ihtarı Biliyat takib etti. Norve- ularına torpil döktüler, denizal- ti gemilerini de İskajerak boğazına doğ- ru sürdüler. Alman radyosu: — Geç kaldınız, diyordu. Kış aylarında Baltık denizi buz tutar, Norveçin şimal sahillerine muhtacız, fakat yaz aylarında Baltığın buzu çözülür, Norveçin Şimal denizi sahillerine (ihtiyacımız kalmaz, Norveçin demirini karadan İsveçin Bal - dık sahiline nakledeceğiz, oradan da mut- İak bir emniyet içinde Almanyaya taşı - yacağız. Bütün hazırlıklarımız tamam - dır. Bu, hakikaten yapılabilirdi, belki ko- lay da olurdu. Fakat müttefikler Norve- çin şimal sahiline torpil döktükten son- ra Danimarka boğazlarına doğru ilerle - yince vaziyet birdenbire değişti. Almanyanın sadece Norveçle müna - kalesi değil, Baltıktaki emniyeti de teh- likeye giriyordu. Derhal mukabelede bulunmasını, tedbir almasını beklemek doğru olurdu. Hemen kararını verdi, he- men tatbikıma geçti; 24 saat içinde Alman çizmesini bir ta- raftan Danimarka, bir taraftan da Nor - veç Üzerinde gördük. Almanyanın takib ettiği maksad mey- dandadır. Bir taraftan Danimarka vasıta» | sile İskajerak boğazlarını kapatarak - tefik donanmanın Bultığa sızmasının nüne geçecek, öbür taraftan da Norveçi işgal ederek hem hayat kaynaklarını ko- rTuyacak, hem de müttefikleri bu heva- Hye yaklaşmaktan elakoyacaktır. Fakat bu, yeni vazivetin ilk safhasını anlatır, ikinci safhaya bakalım. * Müttefiklerin Norveç sahimne torpil dökmiye karar verdikleri zaman bu ha - Teketin doğuracağı bütün akibetleri pe- şinden düşünmemiş ve en küçük tefer - Yüatına varıncıya kadar muhtemel Alman işgalinin mukabil tedbirlerini ta- mamen tesbit etmemiş olamazlar. Elbet-| te plân'arını yaptıktan başka, hazırlık - larını da ikmal etmiş olacaklardır. Bi - naenaleyh mantıkan nihayet iki üç gün İçinde müttefik kuvvetlerin Norveçe ve imkân bulduğu takdirde, ayni zamanda da Danimarkaya mühim bir kuvvet çı - kararak Alman işgalinin kuvvetlenme sinden evvel onu karsılamalarına intizar etmek icab eder. Yen! vaziyetin doğura- emğı ikinci safha budur. Fakat bu saf - hayı bir de üçüncüsü takib edecektir. * Sovyet Rusya Fin'ândiya maâcerasım kendi hesolnna iyi bir neticeye bağla - dıktan sonra kabuğuna çeki'di, arrusu ve menfaati bitaraf kalmaktır, gibi görünür. Nitekim Molotof Yoldaş söylediği son bir| Kurnaz ve zeki görünmek arzusu İnsan: gerçekten kur- naz ve zeki hareket etmekten ekseriya meneder. SON POSTA — Söze değil, fiile ehemmiyet veriniz.. İrine bağlı iki şeyin birden, mir! için bir takım tedbt: Fihakika, itiraf etmeli muz buzüne kadar tezb çok imi edilmişlerdi. Mektebin içine İ İni liker p0kzi Közinaı; goc GMS b İrinde, iskambil görür olduk. O fena mubitlerin tesirlle ta «İğ SOZ ARASINDA Abdülhamidin Çar Nikolaya Hediye ettiği ni Resimdeki genç kızın elleri arasın- da gördüğünüz. iki kılıç paha biçil. mez kiymettedir. Abdülhamid tara- fından Rusya Çarı ikinci (o Nikolaya hediye edilmiş o lan bu kiliçlar Sovyet hükümeti tarafından geçen- lerde satılmıştır. -İÇok zengin bir İn- giliz lordu tarafından satın alınmıştır. Lord bu iki kılıcı şimdi Londrada teşhir etmektedir. Şimdiye kadar batan gemiler ve boğulan insanlar Bugüne kadarki deniz harbi, Danimar- ka, Norveç ve İsveçe, 1038 insanın hays- tana ve 124 gemiye malolmuştur. Norveç en büyük zayista uğrıyan mem'ekettir. 57 gemi ve 391 insan kay- İsveç 308 İnsan ve 30 gemi kaybetmiş- Danimarka 28 gemi ve 337 insan kaybetmiştir. Bu gemilerden 7 i torpillenmek sure- tile batmıştır. İsveçiilerin yaptığı İstatistiklere göre, bütün dünyadaki bitaraf devletler, 190 gemi kaybetmişlerdir ki mecmu tonajı 794.749 dır. Bu mecmuun yüzde ellisi İskandinav memleketlerine alddir. En faz'a para kazınan soytarı «Soytarı: deyip geçeriz. Fakat soyla- rılığın bir san'at olduğu ve bütün dünya sirklerinde yetişmiş soytarılar arasında mutukta çok ö#lçilü bir İisan kullanmış, | serveti milyona varmış san'atkârlar bu- doğrudan doğruya Almanya lehinde bir| vaziyet almıya HMzum görmiyerek bu| muharebeyi fki emperyalist grup arasın- da yapılmakta olan bir mileade'e addet- mişti. Fakat Norveç fe İsveç iki muha - rib tarafın biri tarafından işgal edilirse, iwücadele sahası yavaş yavaş buzlu de - nizle Baltık denizine dofru genişliyecek olursa Sovyet Rusyanın vaziyeti değişe - bilir. Fakat hangi istikamete?” Unutmı yalım ki, garb âleminde küçük bir ekal Myet teşkil etse dabi, Rusyanın demok - Tasi cephesine çekilmesinin mümkün ola bileceğine elân inananlar vardır. Bu kirde bulunanların ufukta gördükleri #h- timal tahakkuk edecek ölürsa muhare - benin nisbeten kısa bir zamanda bitme- rebiliriz, “aksi Kalde sahasını er tün genişleteceği muhakkaktır. Dünyanın üzerine çöken kara bulut git- “ikon kararınaktadır. Ekrem Uşaklığil i dia İlunduğunu düşünmemişizdir. İşte size bir İspanyol soytarısından bahsedeceğiz ki, bu adam haftada bizim paramızla 54000 lira kazanmaktadır. Carls Rivele adını taşıyan bu soytarı şim- âl İngüterede çalışmaktadır. Yaptığı ©- yun, hepimizin bildiği Şarloyu, trapez ü- zerinde taklid etmektir. Kendisi gayet iyi bir akrobat olduğu için Şarlo kıyafetinde, ipler ve teller ü- zerinde gösterdiği tehlikeli cambazlıklar, en yüksek bir ücret mukabilinde dahi ok sa, akın akın akeliyi, kendisini seyrettir- koşturmaktadır. ISTER İSTER INAN, Beyoğlu kaymakamlığı 66 tane içkili lokantayı tetkik et- miş, bunlardan belediye nizamnamelerine riayet edenlerin iNAN, bizon senn ji Hergün bir fıkra Tabiiyat dersinde Dalginhğile meşhur bir tabiiyat hocası, snufa geldiği zamen cebin - | den bir paket çıkarmış, masanın üze- rine koymuştu; — Bu paketin içinde, on sekiz s€- nedenberi alkol içinde muhafaza et tiğim bir kurbağa verdir. Şimdi size göstereceğim. Dedi ve paketi açtı. Paketten bir sandüviç çıkmıştı. Tabilyat muatlimi şaşırdı: : — Hay aksi şeytan, dedi, lk va -İ purla gelmek için evde kahvaltı e - dememiştim, Vapurda yemek için bi sendüviç almıştım. Vapurun salonu da çok loş, sandüviçi yerken göremi ; yordum, N 4 Apdan hoşlanan üç Hariciye Nazırı Sık sik Alman ve İtalyan hariciye nü zırlarile mülâkatlar yapan Macar harici- ye nazırı Kont Çaki, bu iki dev'etin ha- riciye nazırile hem siyaset, hem de spor sahasında birleşiyor. Kont Çaki, Alman hariciye nazırı Ri. bentrop ve Mussolininin damadı Kont Ciano av meraklısıdır. Üçü bir araya gel- diği zaman Macar naibi amiral Hortinin geniş malikânesinde sülün avına çıkar-| lardı. Harbden önce buluştukları bir sirada her üç nazır, bin beş yüz sülün vurmağa muvaffak olmuş'ardı. Üçü de iyi şarap ve tatlı fıkradan hoşlanırlar, Ancak son hâdiseler bu üç nazırın ay-|” ni zamanda bir araya gelmesin: . fmsat vermediğinden eski avların lezzetine has» mukakkaktır. TAKVİM İSTER b m İİ yormuş. «Bu bakımdan bir muharrir en Fransada Yeni basılan Ekmek vesikaları ! ei e ZE pi pg 2d alir Ül 1 “aint Ürü ON râ | 241 23100 2210 21100 100 hut pr bet pi İİ pr eki eğin Dıs gg gile 10015100 1410012100 e ya evde &e kontrolsüz bırakmakta idi Vak. tile korumağa çok yardım manın yerine kelm olan kasket be girdiği ve giyim mediği cihetle ameli hiç bir fayda' vermedi Bacak boyunda çocukları mahalle kahve! ve tavla zaasaları başında varlar ve ieheeleri de bozuldu; — Ulan!, Bel, gibi, kulakları inciten ve sü, rekleri sizlatan tabirlere alıştılar ve bunla, Bir ağacı gözümüze cazib yapan kuru halindeki görünüş İri kullanmayı, gitgide tebii görmeğe başla - değildir, yeşillenmesini ve bilhassa meyva vermesini bekleriz. |dilar. Büyüklere hürmet, kiçüklere şefkat hisle. ri kalblerinden silindi. Mektebden çıktıkleri vakit melümatları epeyce. terbiyeleri ise 21. Sirdı. Halbdki mürebdi, talim ve terbiye tabirle, rini yanyana, muayyen bir maksadla koy, muştur. Bu Iki şey birbirini ikmal eder. Biri | Ötekisiz tasavvur olunamaz, Pıkra meşhurdur; Bilmem hangi sadrasamın fakir olan ba bası, oğlumun, küçükken, terhiyesinden pek müşteki imiş. Ve ona, ikide birde: — Sen adam olmazsın, oğlum! dermiş. Aradan yıllar geçmiş, talihin sevkile oğul sadaret mevkiine geçivermiş, Hemen ulakise gönderip, memlekette olanı babasını ayağına getirtmiş, Baba ile oğul karşı karşıya gelin. İce, sadrwam; — Baba! demiş; hanlya sen bana, adam olmıyacağımı söylerdin? Bak, ne yüksek mef' kle eriştim! İhtiyar, başını sallamış ve acı aci için! çö. kerek şı eavabı vermiş: N — Evet, oğlum! Ben sana, sadrazam ol g mazsın demedim... adem olmazan, dedim. Beni şu Ihtiyar ve alli hallınde, böyle saçma bir sebeble ayağına celbetmen de fddismdâ ne kadar hakli olduğuma yeni bir delilidir, Talim husunda © çocuklarımıza buyüd Jgöstermezte olduğumuz ihtimamın «adams yeisirmeğı KAR gelmediğini idrak eden Ma, arif Vekâletimize, ne kadar teşekkür etsek (azdır. Kültü: #iyasetimizin şimdi en doğru isti b İkameti almakts olduğuna inanatiliriz. Mü.ğ, Fransada yakında ekmek vesikaları çıkarılacaktır. Resmini yukarıya der - ceylediğimiz ekmek vesikaları yüzer iktır. Her aileye nüfus miktarın- da vesikalar verilecektir. Vesikaler 12 yaşından itibaren çocuklardan başla» maktadır. Balıklar Manş denizini bilmezlermiş / Balıklar, Manş denizini bilmezler. Ba- lıkların muhaceretin! tetkik edenler, her yıl At'as denizinden Şimal denizine akan | balık sürülerinin, hâlâ İrlandann garb sahilinden geçip İskoçyanın şimalinden dolaşarak şerk sahiline indiklerini gör-, İmüşlerdir. rebbi sıfatını bundan böyle tam olarak ik - tisab eyliyecek öğretmenin bu vazifede mu, vafinkiyatini kolayiaatırınak için ana,baba, meğe hakkımız vardır. Alle bucağı ve muhiti, mektebin devami olmadıkça, birinin havası ve tutumu ötek. pin aynı olmadıkça, mürebbi İle ebeveyni terbiye sistemleri arasında tam bir nhenlfi bülunmadıker, #sarfedlerek emekler heba 6 Vur. Maari*n resmi kontrolü ne kadar âli devamlı olvran olsun, bu kontrolü müsmifİk Küseak, ailenin, ebeveynin ayni ehemmiyet, teki alâka ve teka; Adür, i Bu mlâka ve taka de, çocuğa herşeyden evvel insanlık, ve ik sifatınin kudsi «| yeti, irzetinefis. şerel Ve haysiyet humlarının aşılanmasile Ve bu, ileride öyle bir temel teşi erine en aeametli binaları emi rabiliriz. mef 4 oder ida yetle ku G emi Talip İ Tramvay idaresi memurları! bareme tâbi Bu yol, binlerce sene evvel Britanya! adaları Avrupa ile birleşik iken, cedleri-! nin an'anevi yoludur ve balıklar, bu yo-| lu, insiyak! olarak takib etmektedirler. | Deniz balıkçılığı ile meşgul olan «Fransız bürosu na mensub âlimler, İn-| giterenin daima böyle ada halinde bu- Tunmadığını isbat etmişlerdir. Şaheserler hangi yaşta yazılır? Bir Amerikalı tetkikçinin ifadesine gö- re, ekser edebi! şaheserler, 45 yaşını bul- mamış kimseler tarafından ortaya konu- Ayi kitabını 37 ile 42 yaş aramnda yaza- “İbilir. diyorlar. sayısi 22, etmiyenlerinki 44 dür. Küçük bir hesab yapınız: Söz dinliyenlerin nisbeti üçte birdir. İNANMA! iNANMA! Avkara 9 (Hususi) İstanbul Tramraği İdaresi memurlarının bareme ımüubak ceğsl veli Heyeti Vekileden çıktı. Erzurum hattına aid albümler Ankara 9 (Hüsusti — Nafin Vekâleti BT4İ surum Rattınm işletmeğe açilması hatırı olarak mler yaptırmıştır. mlerdi! hattın muhtehf mansaraları, inşa safha ları, merazimde söylenen nutuklar vardır. Et ve balık toptan satış fiatları da halka bildirilecek Sebze halinde satılan meyva ve seb “ zelerin toptan satış fiatlarının gazeteleri ilânındanberi halkın fiatları mukayes$ imkânlarını bulduğu ve aldığı mala b: göre İnt takdir ettiği yapilan teticiklefi den anlaşılmıştır. Halka faydalı olacağı şüphesiz görü len bü şeklin diğer gıda ve zaruri ihti yac maddelerine de teşmili düşünülmeli tedir. İlk olarak üyni şekilde mezbaha © daki et ve balıkhanedeki balık satışls rının toptan flatlarından müstehlik berdar edilecek ve yavaş yavaş bu bırç? İmağdelere teşmil olunacaktır.