3 Nisan a İEmekli “ Son Pos'a ,, nın askeri muharriri Imanlara karşı korunmak için, Fransa Büyük Harbden evvel Çarlık Rusyası İle ittifak etmiş, ona mil Yonlarlia altın ödünç vererek silâhlanma- sına yardım etmişti. Bütün bunları, bir harbe, tek Rusya Almanyayı doğudan) sıkıştırın diye yapmıştı. 1914 te harb oldu ve tıpkı Fransızların istediği gibi, Ruslar ordularını Prusya- nin hududlarını geçirterek (ilerlediler. Çünkü bütün Alman ordusu, Graf Sebi- *fen'in tasarı mucibince, Fransa ve Bel- çika hududlarını geçerek sağ cenahile, şimalden büyük bir kavis çizerek Paris Üzerine yürüyordu. O, evvelâ Fransız ordusunu mağlüb edecek ve sonra Rus orduları üzerine dönecekti, Bu sebeble ve bidayette doğu Prusya- yı setir için, Rus'ara karşı ekserisi redif (Landwehr) ve müstahfaz (Landsturm) fırkalardan mürekkeb birkaç kolardu bı- rakılmıştı. Bunlara mütekald bir korgo- neral, Hindenburg, tanınmış muktedir v SON POSTA Fransa efkârı umumiyesinin şiddetli hükümleri karşısında Sovyet Fransız münasebetleri YAZAN. münkün i general H. Emir Erkilet| ri bir erkânıharb reisi olan TLudendorfun Fin - Sovyet sulhünden sonra Ruslara bırakılan şehirlerden muhaceret yardımile, kumanda edecekti Ruslar kuvvetçe pek faik idiler. Buna rağmen onlara ilk kuvvetli ve emsalsiz darbe hammülü olmıyan Lehistan vardı. Üste- lik Lehistan, Rus korkusu yüzünden Al- mwwlarla uyuşmuş ve onlarla bir ademi Almanları yandan ve arkadan vurmak için yegâne fırsat olduğunu anlamakta gecikmemişti. Bu sebeble Rus - Fin sulhü Tannenbergde indirildi. Ruslar (birkaç) tecavüz paktı aktetmişti. Artık PE si Fransız. | Fransada derin akişsler uyandırmış ve bu büyük mağlâbiyete daha uğradılar; hi-| ların bir harbde Ruslardan nasil istifade) yüzden Rusyaya karşı hasmane bir hava bayet harbe dayanamıyarak 1917 de ihti- lâl çıkardılar. Çarlık Rusya yerine 80s- yalist Rusya kurulmuştu. Ondan sonra da bolşevik Rusya oldu ve Rus cepheleri artık çözülmeğe başladı. Nihayet yeni Rus hükümeti Brestlitovskta omünferid sulh aktetti, Buna rağmen Ruslar Büyük Harbde Fransızları muhakkak bir mağlübiyetten “kurtarmışlardı. Çünkü Rua tazyiki, ns olursa olsun, evvelâ birküç Alman kolor- dusunun garb cephesinden U eksilmesini! Mcib oldu ve sonra, Belçikadan Fransa- Ya yürüyen Alman sağ cenahından bir kaç kolordunun daha geri alınarak doğu- Ya gönderilmelerine sebeb oldu. İşte bunlar Fransız, bajkumandanı Jofra (Marn) meydan muhârebesini kazanim- dılar, Çünkü Almanların sağ cenah or- dusu Marnde zayıf kalmıştı. Almanların eğer bu cenahta 2:3 kolordu'arı eksik ol- masa İdi Marnda Fransız ordusunu mağ- Jüb ve perişan ederek muzaffer olmaları muhakkaktı, Büyük Harbden #onra Fransızların Sovyet Ruslarla sralari açılmıştı, çünkü evvelâ bunlar Almanlarla sulh yapmış-! lar ve sonra onlar'a İyi geçiniyorlardı. Fransızlar ve İngilizler harb sonu bölşe- vikler aleyhine hareket eden Denikin ve Kolçak taraflarını tutmuşlar ve fakat bolşeviklere mağlüb olmuşlardı. Fran- #ızlar Lehlilere de, bolşeviklere karşi yar dım etmişlerdi. Onlar yalnız burada mu- vatfak oldular. Fransanın Denikinle Kolçağı tutmak- tan maksadı kendisine yeniden dost ve müttefik olabilecek bir Rusya yaratmak- tı. Fakat bu ümidi boşa çıkınca, Lehista- Mm himayeye koyuldu. Çünkü Lehistan edecekleri bahis mevzuu İdi, Mevcud tek ümid, Rus ordularının ve binlerle Rus tankının Romanyanın şima- linden geçerek Çekoslovakyaya girebik meleri ve bir xısım kuvvetin de Baltık devletleri üzerinden doğu Prusyaya yü- rüyebilmeleri idi. Bundan başka Sovyet- lerin güh on bin ve gâh yirmi binlerle sayılan muhayyel büyük uçak filoları vardı ki bunlar ilk hamlede Çekoslovak- yaya gelecekler ve burada Fransız uçak Wolarile birleşerek Almanyayı yakıp yi- kacaklardı. Bütün bu muhayyel hesab ve ümidier boşa gittiler. Hitler Çekoslevakyayı ev- velA kırptı ve sonra parçaladı; fakat re bir Fransız ve ne de bir Rus tank veya uçağı harekete gelemedi; gelemezdi de... Çünkü, Büyük Harbden evvelki Fransız - Rus ittifakı Fransa için ne kadar tabif ve faydalı idise 2 Mayıs 1935 Fransız - Sov- yetler ittifakı Fransa için o derece uy- propagandasının Fransada daha bir ko- laylık'a inkişaf bulmasına muhakkak 0- lan yardımı idi, Elkasıl Fransız - Sovyetler ittifakı Çekoslovakya (meselelerinde işlemedi. Fakat Alman - Leh meselesinde Rusya- nın yardımını celb ve tahrik ümidi bil- hassa İngilterede parlamıştı. Hükmen zaten mevcnd olan Fransa - Sovyet Rus- ya ittifakından istifade olunarak bunun, İngilterenin de dehil olacağı bir üçlü it- tifak haline getirilmesi istenmişti. Bu Moskovada çok çalışıldı fakat, bilindiği üzere, muvaffak olunamamıştı. Çünkü Almanya onlara tekaddüm ederek Soy Almanyanın doğusunda eski Rusyanın! yerine geçmişti, Yeni Fransız - Lah itti- fukı eski Fransız - Rus ittifakının vazi- fasini görebiliyordu. Fakat Almanya kalkınıp kuvvetlen- meğe başlayınca, Lehistan: kâfi göremi- Yen Fransa Sovvetlerle anlaşarak ittifak etmek yolunu tuttu. Daha doğru bu it- tifakı en çok Sovyetler istemişlerdi. Çün- kü onların o zaman iki esası hedefleri vardı: Biri Uzakdoğuda ve Çinde serbest kalarak ilerlemek ve diğeri Avrupada komünizmi yaymak, Sovyet Rusyu bu her iki hususta da Fransız ittifak ve ostluğundan istifade etmişti; fakat Fransa Sovyetlerden hiçbir şey âlama- Buştı. Üstelik Rusyaya düşman olan Leh- Mler'e Fransızların arası soğumuştu. Fransız - Sovyet ittifakından maksad, Yransız bakımına göre, Almanların Fran- #ızlara taarruzları halinde Sovyet Rus- yanın da Almanyaya yürümesi idi; fakat nasil ve nereden yürüyecekti?. Rusya We Almanya arasında, bir tek Rus aske- rinin bile memleketlerine girmesine ta- yetler Birliğine Lehistanın taksimile do- Hu Baltıkta hareket serbestisini ovâdet- mişti. Üstelik, Japonya ila uzlaşması için Rusyaya yardım edecekti. Kim bilir, bel- ki, daha başka ümidler de verilmişti: Me- selâ, Besarabyanın geri alınması ve Hin- disanın zaptı gibi... Onun için Fransa, Almanya ile olan şimdiki harbinde, onun helen hükmen müttefiki sayılan Sovyet Rusyadan İsti- fade edememiştir. Bilâkis Ruslar Alman- larla işbirliği yapmakta ve onların ihti- yaçlarını temin etmektedirler. Bundan başka siddetli bir komünizm propagan- dasile Fransayı içinden yıkmağa vir kuvvetlerile çalışıyorlar. Bu sebeble Fransizlar, Rusya ile şim- diki münasebeti idame etmekte bir fay- da olup olmadığını düşünmenin zamanı geldiğine kani olmaya baş'adılar. Fran- sız efkârı umumiyesinin siyasi selim bis- si ve tehlikeyi anlayıp sezişteki uygunlu- Hu mücerrebdir. Nitekim bu kamuy, ev- velemirde Pinlândiya harbi esnasında harekete gelmiş ve Finlândiya barbinin gunsuz, belki de muzır bir siyasi vesika! idi, Onun mazarretı, bilhassa komünizm! Fransız - Rus münasebet'erinin bir me-| kindir, üzerine bi- esmeğe başlamıştır. Ondan sonra Sovyetler Birliğinin Pa- ris sefiri Bay Suriçin açık telgrafı mese- lesi Rus husumetini körüklemiştir. Bay Suriç, Rus - Fin sulhü münasebetile Bay Staline açık bir telgraf çekmiş ve bunda «İngiliz - Fransız harb müşevviklerini> terzil etmek istemişti. Bunun Özer'ne, Daladye kabinesi şefirin çekilmesini Rus- |yadan istemiş ve bu taleb is'af olunmuş- tur. Fakat Fransız basını, Pariste, umumi yetle diplomatik vazifelerinden (başka, tehlikeli komünistlik propagandasına da mihrak teşkil eden bir sefaretin açık kak masına şiddetle itiraz etmekledir. Bu münasebetle çok ağır başlı bir gazetede okuduğum bazı satırları hemen bütün Fransiz efkârının tercümanı olduğu için aynen geçiriyorum: «... Bay Suriçin geri çağırılması işi, artik esaslı surette tetkik ve gecikmeksi- zin halledilmek oıztırarında bulunsa selesi olmak iktıza eder... Biz Almanya ile harbdeyiz; Rusya da onun bilfifi müt- tefikidir, Stalin rej Hitler rejiminin sıkı bir tesanüdle yardımlaşmakta olduk- Tarına kimsenin bir şüphesi olamaz. boyunduruk içine almak hususunda müt- tefiktir. Hitlerin, ahtanta galebe ça'mal hususundaki, her bir teşebbüsünde Rus- ya ona yardım edecektir; keza entant, her ne zaman Almanyayı yıkmak teşeb- ibüsünde bulunursa karşısında Bay Sta- İni bulacaktır. Düsmanlarımızın dostu | olan Rusya, ister İstemez düşmanımızdır. Ona bu gözle bakınalıdır. Neden biz cna karşı, her şeyin tekzib ettiği hayali vo hakikate uygunsuz bir vaziyet idamasine çalışıyoruz. Hergün ve her hafta bir par- cası yırtılmakta olan maskeyi yüzümüz. den neden atmiyoruz. Bugün aşikâr olan. değismesi elimizde bu'unmıyan ve ta- mamile aleyhimizde rol oynıyan bir va- ziyetin icabatına göre harekette neden tereddüd ediyoruz?!» çe İ eFinlândiya işinde görüldü ki Rusya- ya karşı hareket etmemek Hitlerin Tehi- ne hareket etmek demektir; Sovyetler her ne kâzanıyorsa bunlardan Hitler isti- fade ediyor... Sovyetler tecavüzünün İemrimize amade kıldığı şimali Avruva darülharbinden ne dive istifade etme dik? Her !ki a t hükümet şeflerinin MHadelerinden anlaşıldı ki teknikçe ve sevkulteyşçe bu istilede mümkündü, Çünkü her !ki hökümet buna hazırlan- mışlardı. Fakat Rusyayı kollamak siya- geti buna mâni oldu. «Bu kollama sivasetinin bize neye malolduğunu şimdi anlıyoruz. O bize nz “Devamı 11 inei sayfada) İd ya. Aldanmak Ün tesadüf ettiğim bir dostum. bana; — Bir Nisan geçti de farkına bile varsmadım. Dedi. sordum: —- O gün uykuda mıydın? — Hayır canım, bir Nisanda birbir- leriri aldatırlar yd ne ben kimseyi al- dattım.. Ne de beni kimse aldattı. Biri beni aldatsaydı, başkalarım aldatmak benim de aklımâ gelirdi yal. — Senin kimseyi aldatıp aldatmadı- ğın bahsine dair de konuşuruz. Fekat seni kimsenin aldatmadığına emin mi. sin? — Yani seni kimse aldatmak isteme- di mi? — Ne münasebet. — Farkına varmamışsındır. — Nasıl olur? — Basbayağı olur. Dün bir Nisan - Sabahleyin kalktın. takvime baktın. — Nasıl da bildin. — Tesadüf. Kendi kendine, ilkba - — İşte seni ilk aldatan takvim oldu. İCünkü o anda dışarıda bahar havesı ye rine, karlı kış soğuğu vardı. dın. Bn sefer de sütçü seni aldattı. Çün kü süt diva verdiğinin yarısı su idi. — Mümkün. — Pardesünü. şapkanı giydin soka. #e ciktın Bakkalın önünden geçerken durdun mu? — Evet, evde yağ bitmişti Bakkala fki kilo dn Urfa yağı göndermesini söy edim; — O da. şimdi halisinden i kilo gönderirim, dedi değil mi? | —-Tabli ne diyecek. — Bakkal da aldattı Çünkü gön - dereceği vağ halisinden Urfa değil imahtfıt yağdı. i — Kimbilir. belki.. kem vahşi, hem ehli Fil, ehlileşen ve in san'ara hizmet e- den bir hayvandır. Ent fil çok sas nilir, İri ağaç göv- deleri | çektirilir. Hattâ sapan sürdüğü bile vakidir, Fakat wahşi filler çok korkunçturlar, Bilhassa Bu | hiddetlenirlerse sürüler halinde koşar- iki rejim Avrupayı kan ve demirden bir) lar. Önlerine köyler bile gelirse, bu köy- İleri harab ederler. kO GONÜL Okuyucularıma Cevabiarım Ankarada Bay «Ahmed» e — Lise sınıflarında başlıyan aşk hiç hoşa gitmez, fskat liseden sonra yök“ gok tahsilin bitmek üzere olduğu za - mana kadar devam ederse samimi gö- rülebilir, mahzurunu da müstesna ola- göstermemiş olmasına bakılarak üzerinde düşünülebilir. Siz şimdi bu vaziyetteşiniz ve medemkı hayatınızı da kazanıyorsunuz, biraz acele olmak bahsi hariç, evlenmeyi düşünebilirsi- hiz, Tavsiyem inektubu evvelâ kızın babasına yazmanız, evvelâ onun fixri- ni almanız, zemini müsatd gördüğünüz takdirde de kızın meylini anlamıya çalışmanızdır. Bu şekilde deha dürüst rak hareket etmiş olursunuz. * İzmirde Bayan «B, Bs ye! — Anlamadım, aktrislik ila «hsm- - Aldatmak — Tramvaya bindin mi? — Hayır otobüse bindim. — Gene aldandın. 4 — Ne münasebet canım. Otobüste neye ualdanayım... Parayı tem verdim, bileti aldım. — Bunleri mevzuubahs etmiyorum. O bindiğin şeyi otobüs zannetmekle aldenmış oluyorsun. Kamyon eskisi, — O cihet doğru. Hatırıma gelmiş - ken söyliyeyim. Otobüste yanımda gü- 261 bir kadın oturuyordu. — Gene aldanmışsın. güzel olduğu. | mu nereden anladın yüzü boyalı, du » dakları boya'ı, saçları boyalı ise. — Boyalı idi amma. — İşte aldanmışsın. Velhasıl aksa - ma kadar kahve yerine nohud için | aldandın, Kıvırcık köftesi yerine sığıf eti yedin. aldandm. Camekânlerde teş. hir edilen kumuşlara bektın; pamuklus da yünlü etiketini, suni ipekte safta pek etiketini gördün. aldandın. Tesa « dit ettiğin insarlarm kılık kıyafetle. rine bakıp haklarında hükümler ver - din aldanim. Bir günde kırk defa. sek sen defa, yüz seksen defa aldandın. 3 — Bu tarzda eldandığımı kabul ede rim. — Aldattın da! — Ben mi aldattım. — İş görmeden ş görüyor tesirini veren memur gibi aldattın. Hastasının haslalığını teşhis edemediği halde teş. his etmiş görünen doktor gibi aldat . tm. Modem bir bina plân: diye, bir kâğıda çir'lmiş acsib çizgileri satan mi- mar gibi aldattm. Yüzde seksen kazan- cı az bulan satıcı gibi aldattın. Hak - sızı haklı pösteren avukat gibi aldat - tm. dünya ajansları gibi aldattın. Ne dersin. — Benim mesleğim de bunlar arasın da geçti. — Dedim ya aldattın. — Peki &nma bunlar bir Nisana mahsus değil kil — Dâha fena söyledin ya. senenin öç yüz altmış beş gününde aldanıyor, aldatıyorsun. İsmini Mutüsi i | Bunları biliyor mu idiniz? | | Kamp mevsiminde yangın Fransanın cenu- bunda kamp ku- ranlar seneden se- neye artmaktadır. Bu yüzden de ora- larda orman yan- gınları ziyadeleş- miştir. Son seneler zarfında yangınların önünü almak için kamp mevsimlerinde orman bekçilerini iki - misli artırmak mecburiyeti hâsıl olmuştur. İç | seeeeremmeeemerese arasam sans sanmasnanane sanane aasananasnnnnssamanasınsnskussanaanann sanane senamEFAAAMEEeAmE DEKA genç kız, eğer ihtiyar Teyze ile lâtile etmek hevesine kapılmamış ise mektu- bunun zarfının Üzerine yanlış bir ad» res yazmış olacaktır, Mazhar Osmana baş vurmak lâzım. # Bayan «H. İs ye: N — Hangi doktora müracaat etme « liyim? o diyorsunuz. (o Bahsettiğiniz «vak'a: o kadar basittir ki, doktorların arasında bir tercih yapmak zaruretini. duymuyorum” Hem hiç birini de ta Eğ nımam. Hastanelerde çalışanlardan herhangi birine vaş vursanız derdiniği ha'ledebilir, tereddüd etmeyiniz, hem basit, hom de kolaydır. * Bay «Kadri» yet — Mektubunuzu üç defa okudum, kızmazsanız söyliyeyim Maksadı an- lamaktan âciz kaldım, biraz daha vazıh. olunuz. şirelik, arasında boculadığını söyliyen