Almanlar Amerikayı harbe sebeb olmakla itham ediyorlar (Baştarafı 1 inci sayfada) Fransız ve İngiliz hükümetlerine ve Po- lonya mümessil'erine yapılmış olan vâd- lere dair Varşovada Polonya hükümeti arşivlerinde bulunan vesikaları ihtiva eyliyen Alman Beyaz kitabı Alman ef - kârı umumüyesinde büyük bir heyecan KOMISER > SEDAD Nakleden: İbrahim Safa uyandırmıştır. Haydudun akıbeti | < 'Taharri memuru Süreyya biraz ns-İbüzülerek üstüme kayığın o yelkenini! Paris ve Londra büyük elçileri İarafın « fes alarak anlattı: örtürdüm, Yelken şöyle gelişi güzelldan gönderilen resmi raporların hakiki — Talhayı akşam üstü İskelede bu-latıldığı için altında bir adam olduğu)olduğunu ve bunların Ber'indeki ecnebi Jan adamı ben takib etmiştim, Talha -İbelli olmuyordu. Belki bir saat bu va-| gazetelerinin emrine Amade İutulduğunu nan peşine, bizim Rami düştü. Benimlziyette bekledim. Nihayet herif geldi. | kaydeden Alman matbuatı Amerika hü - takib ettiğim herif arabacıların â:a -| Atladı ve kayık açıldı. Nereye gidiyor-| kümetini Avrupayı harbe sevketmis ol - sında dolaştı. Bir arabaya bindi, Kum-İdu. ne kadar gittik; bilmiyorum. Artık |makla itham eylemektedir. sala doğru gitti. Ben de arkasından... Orada bir meyhaneye oturdu; arabacı 4a beraber... Ben de biraz sonra yon - arabasını bir İki saat kendisine terketmesini teklif etti Arabacr -- Olmaz. gece klübden alınacak müşterim var; doktor Karabetle ma « dam Mari, , Onları klübden alıp Gü - neş oteline götürürüm; fakat turda yaparlar, hava iyidir... Dedi, Sonunda anlaştılar. Arabacı meyhanede kaldı; heril arabaya atla - dı, fakat Odunisleslesi civarında dur- du; ben yavan gittiğim için burada 0- na yetiştim. Zaten gece olmustu ve he- iin klübün önünde doktorla mesdam Marivi bekliyeceğine yüzde vüz emin- dim. Odun iskelesindeki kahvede Tal- ha ile buluştu ve hemen dışarı çıka - rak iskeleve bağlı boş bir kayığın mu- ¥esine koyuldular. Tabii vanlırına Yaklaşamıvordum. Talhayı takib et -. imiş olan Rami de uzakta idi. Maks24 - ların! anlamak kabil olmadı. Nihayet, Talha arabaya bindi, uzaklaştılar. Boş sardalda bir mesele olduğunu tahmin ederek sanda'n sahibini bulduk ve buwun o pece için Talhanın adamı ta - Yaından kiralandığını an'adık. Bir a - rgba. bir de sanal o gece angaje Uzstmıvayım: herif biraz sonra gele - ceğini sövlemis. Ren sandala bakmava katar verdim: Ramiyi klübün önüne arsbayı tetkike pönderdim. Sandale'va memur olduğumu söyliverek kayığm içine sirdim. kısımda, zemine A (Bastarafı 1 inci sayfada) müstakil olan bu hareketlerle düşmana İki uğır darbe indirmiş olacaklardır. civardan ses kesilip de bir yere vanla- dığımızı ve herifin burada birisini bek lediğini anlayınca hemen £rladım; samluyu herifin #lnına dayadım. bül - bül gibi söylettim. Ustası oraya mele - cek ve bir av getirip kendisine teslim Kamiser Sedad. arkadaşının sözünü keserek ayağa kalktı: — Alt tarsfı anlaşılıyor. Klüpten çikan doktor ve kadın. kendi arabaları zannile İshakın idare etiği (arabaya 'binivorlar. Yolda soyüluyorlar; sonra sandala teslim ediliyorlar, sen sandal. cıvı sıkı sıkı bağladığın için ihfiyarla- rı alp şetiriyorsun. Sandalcı nerede? — Merkeze teslim ettim. — Yaşı Süreyyacığım .. Sen de göyretinin mükâfatını elbet görürsün.. O sirada merkezden #elen memur - lar komiser Sedadın işaretile (o yerde yatan ve kırmIdamaya başlıyan hay - dudu dısarı sürüklerlerken o, Sabriye- ve döndü. Bir şeyler söylemek (istedi. Belki de sabık şerikinin hüvivetini ko. casına belli ewiecekti. Sedad, birden i - Teri atılarak, fki memurun arasmda bu- Yunan İshskı kapı dışarı etti ve: — Havdi cehenneme, nü#mus manı! deği. Geri döndüğü zaman gözleri, Sab - wwenin minnet ve şükranla ıslanan vözlerine rastladı Genç kadın heye - candan titreven ellerini uzalar 'eşekkür ederim, Sedad bey! düş - Dedi, (SON) erikan ajanslarının ifşaatı Gürbde keşif kolları tarafından cüz faaliyet serfedilmiş ve hafif topçu ateşi İtesti edilmiştir. Sarrebruck cenubunda Amerika haricive nazınının Heysna'ı Vaşington | (A.A) — Amerika hari- ciye nazırı Cordel Hull, Alman Beyaz ki- tabındaki iddialardan Amerika hüküme- tinin kat'iyen haberdar olmadığın: be - yan etmiştir. Amerika gazetelerinin neşriyatı Yaşiışton 1 (AA) — Amerika matbuatın.. da, Alman Beysz Kitabına dair münakaşa. lar devam etmektedir. Duiy News diyo; ki: «Bier Bullit, Birleşik Amerikanın Obarbe fas) surette işlirak edeceğini hakikaten Yâ detmiş is2, Polonyalıları aldatmış demektir. (Ve Çemberlayn ie Daladye bu haberlere | - inanmışlaraa, onların da iyi görüşlerinden süphe etmek'lâzim gelir. Eğer Kennoöy, Çem berlayn ile Hulifaks'ı Polonyaya derhal yar. dım yapmağa davet etmiş iso, hiç varifesi olmıyan tehilkeli bir işe girismiş demektir. Çünkü Amerikan milleti harbden uzak kal. mak stiyor. Newyork Journal American gazetesinin mu hahiri meselenin Ayana ve meb'usana hava. lesi muhtemel olduğunu söylüyor. Âyan hariciye encümeni demokrat aza - sından Reynolds, Bullit fe Welis'in âyan bu zuruna çağırılarak yemin ettirilmelesini ve Alman iddiaları hakkındi malima'larna müraenat edilmesini istiyoceğini söylemiş -. tir, Fransız gazetelerinin neşriyatı Paris | (AA) — Fransız matbuatı, Amerikayı Avrupayı harbe sevk etmiş olmakla itham eden Beyaz kitabını Al- man propagandasının en kaba ve en be ceriksiz manevralarından olarak karşıla- makta ittifak etmektedir. Justice şöyle yazıyor: «Almanya Beyaz kitaptaki telgraf- ları altı aydan beri biliyordu ve ancak şimdi Rüzvelt Hitler sulhunu *ervic et- miyeceğini ilân ettiği sırada neşretmek - tedir.» Populaire gazetesi, Beyaz kitab ma - nevrasını münhasıran Amerika sahası - na aifetmekte ve Alman propagandası - inin infirader Amerika'ıları ayaklandır - İmak Ruzvelt'in üçüncü defa Reislcim - Fransız başvekili Reynaudnun Lond- Fransız toprağı üstünde, dün öğleden son |" intihabına mani olmağı İstihdaf ey- tayı ziyareti esnasında, iki müttetik ara-'ra Alman ve Fransız avcı tayyarelerj a |!cdiğini yazmaktadır. sinda bu İrususta mutabakat hâsıl olmuş- tur. Cerhıds vez yet Paris 1 (AA.) — Havas ajansına göre askeri vaziyet: Her iki taraf tayyareleri cephe hat rasında geniş mikyasta muhtelif hava mu harebeleri olmuştur. Fransızların adede faikiyetine rağmen Alman avcı tayyare- leri 7 tane Marane tayyaresi düşürdük » (4 hslde, hiç bir hasara uğramamışlar- Yugoslav gaz “telerinin nsşriy-tı Belerad 1 (AA) — D. N. B. alana bildi. riyor: Yuzolar matbuatı. Alman Beyaz Kitabı hakkında şiddei mütalealar beyan edi - yor. Vreme gazelesi, Berlindeki ecnebi güze - ları üzerinde, avcı tayyareleri hireayesin-| Dünkü gün zarfında Fransa şarkında İteçiterin, vesikaların shbatini biazat gör de, krçif ve fotoğraf uçuşları yapmışlar- | ve Şimal denizi üstünde Shetland adala- |müş olmaları icab ettiğini söylemekte ve beş dır. Fransız hava ordusu, Alman araziş ğ- Harekâta iştirak eden bütün #ayyareler |retmektedir: «Gümhurrelsi Ruzvelt, faşizm zerinde içerilere kadar giderek keşif yap- mek üzere tayyareler şevketmiş, diğer :a raftan Almanlar da, Fransanın şimali şarki mıntakalarına ayni vazife ile tay- yareler göndermişlerdir. İngiliz tayyareleri Şimal denizinde bir devriye kolunu takib etmişlerdir. Almanlar, İngiliz sahili açığında, bil - hassa Scapaflow üssü üzerinde üç uçuş rına kadar uzanan Keşifler yapılmıştır. (salimen dönmüşler ve çok kıymeti; neti- celer almışlardır. İngiliz tebliği Londra 1 (A.A) — Hava nezareti, İngipiz !SİR tayyarelerinin dün gece Almanya üzerinde uçtuklarını ve iepainin de üslerine dön düklerini bildirmeğ*edir. Müttef. erin plânı Londra 1 (AA. Yorkshire Post göze. ditun üzerine, iri harflerle şu cümleyi “eş. alevhtarlığımı iki sebeble yanmaktadır. Kv. velâ, Amerikan #llletinin dikkatini, harici İetyaret meseleleri Üzerine çekmek, şan'sen, muazzam silâblanma programını #ırumak Revue de la Semalne gazetesi diyor ki: Beyaz Kitab, hali hasrdeki harbin, mesu. ilyetini nezeğe aramak lürm geldiğini gös. teren vesikaları ihtiva etmektedir. Politika, borünkü, nüshasının besde dör. dünü Beyaz Kilaba ve onun uyandırdığı a. yapmışlarsa da, bombardıman teşebbü —| tesi, aldıfı habere göre, müttefiklerin ye, İkislere tahsis etmektedir. #ünde bulunmamış'ardır. Te liğ Paris 1 (A.A) — 1 Nisan tebliği: Sarrem garb bölgesinde bilhassa sü - rekli topçu faaliyeti kaydedilmiştir. »l siyasetini şu şekude tarif ediyor: İskandinavyanın Almanyaya maden cerhe ri sevkiyatını durdurmak, Baltik denizi met. hainin kontrolü için Alman filosunu harbe tahrik etmek, hava muharebelerin! şiddet. lendirmek, Almanyanın Avtupa conubu şar. «——————— ———— birierin ne olduğunu anlatmışlar, Bundan sonra mazırlar meclisi, müzakerat ruzuamesi ne geçmistir. Diğer taraftan meb'usan meclisi, yarın öğleden zonra toplanacak ve Raynaud, âl! İki taraf hava kuvvetleri büyük bir/kisindeki diplomasi faaliyetle mücadele meclisin elde esmiş olduğu nttceler hik faaliyet göstermişlerdir. Neticeleri henüz malüm olmıyan hava muharebeleri “cere- yan etmiş, bütün tayyarelerimiz üsleri - ne dönmüştür. etmek. , Fransada siyasi faaliyet Paris 1 (Hususi) — Hafta tatil ganasında mahtelif görüşmelerde bulunmuş olan baş- kında izahat verecektir. İngilterede Londra 1 (Hususi) — Hariciye Narırı Lof# Halifaks Üe istirarelerde bulunmak üzere da wet edilen İngilterenin Balkan orta viçile - 31 Martta yapılan hava muharebeleri |vekli Reynaud, buzün de faaliyetine devâm)... Ankara büyük elçisi Nisanın 7 sinde Lon. #snasında, evci devriyelerimiz aded -|ederek, yapılan davet üzerine Parise gelmiş raya vâsü olmuş olacıklardır. çe çok faik düşman kuvvetlerile karşı- |olan Fransanın Roma sefiri Poncet He Brük| ş yterenin Atina orta elçisi dün Elen. Jaşmış, bir satıhlı tayyarelerimizden ikisi düşmüştür. Pilotların biri paraşütle kur- tulmuştur. Diğer fayyarelerimiz üsleri - ne dönmüşlerdir. Alman tebliği Berlin 1 (A.A) —D, N. B. ajansı bil-İıytinaz editmiş olan tedbirlerle memizzet da İsetasi, alman bazı haberlere göze diriyor; ni Ordu başkumandanlığı tebliği sel sefiri Barjetonu kabul etmiştir. Diğer tarsttan nazırlar meclisi, bu satah Elysee sarayında Relsicüimhur Labrun'ün ri. yarcti alunda toplanmıştır. Reynnud, harici siyaset hakkında umumi şekilde izahat, vermiştir. Muma'leşh, 4 mes isin meseisi netiselerinden bahsetmiş © ve İler harlerye nezaretine giderek başvekli ve 'harleiye nazırı Metaksasin görüşmüştür. Elçi Çarşamba günü Londraya hareket edecek tir. Komedi (Bastarafı 1 inci sayfada) etrafı seyrettim, İçeride, küçük salonda, Fransız kon- soloshanesi tarafından artistler şerefine tertib edilmiş bir ziyafet vardı ve bu neş'eli yemeğin kahkahalari, alkışları, dışarıya kadar geliyordu. İntizarın sıkıntısını hafifletmek için, telefoncu bayandan ziyafetin yemek lis- | tesini istedim: Paris usulünde hazırlanmış istakoz. rosto, salata, bezelyeli enginar göbeği, kremalı ağaç çileği, meyva, kahve, .. İçeride mutuk söyliyen bi- risi ve alkışlar. sandalya görünüleri... Nihayet artistler dışarı çıkıyorlar. Hepsi şehir kıyafetinde: İ Mâri Bel: Başında pembe tiylü siyah jbir şapka, saçları dağınık, arkasında kol- iları kürkle süslenmiş mevsimlik siyah bir manto: Germaine Rover: Lâciverd eteklik, be- yaz bluz, arjante tilkiden zengin bir pe- lerin ve başında, etrafı ayni kürkle süs- lenmiş bir tok. Jan Sulli: Omuzlarına dökülen sari saçları üzerinde çivld rengi kordelâdan yapılmış şapkası ayni renkten tülle çe- nesinin #'tında bağlanmış, lâciverd etek- lik, beyaz dantel blur, kahverengi kürk manto. Fransuaz Dölül: Çivid mavisi şapka, ayni renk bluz, verd eteklik. Hepsi birbirinden şık ve zar!f elbise- lerile önümüzden geçerken Madam Ger- maine Rower beni gördü ve çok tatlı bir tebessümle yanıma gelerek elimi sıkı si- kı tuttu: — Vah yavrucak, sizi çok beklettim. Affedersiniz; fakat yemek, nutuklar bit- meden dışarıya çıkamadım ki... Etrafımızda İstanbul valisi, Ünüversi- te rektörü vesair zevat bayanlarile bera- ber dolâşıp konuşurlarken biz küçük bir masarın iki tarafına karşılıkla otur'» duk. Büyük san'atkârın beni en çok hay - ran eden tarafı, yüzünün tatlı ve müşlik manası,.. Onda san'atını seven, insanları seven, etrafındaki her şeyle alâkadar lan sıcak bir bakış, karşısındakini ısıtan bir gülümseme var... Benden evvel söze o başladı; — Memleketinizi çok sevdim bayan... Burasını çok sene evvel görmüştüm; fa - kat bu defa daha çok sevdim. Bize yapı- lan hüsnü kabu! hepimizi minnettar ede- cek kadar hararetli ve samimi oldu. — Biz de sizi çok sevdik ve Andremak rolünde büyük bir hayranlıkla seyrettik bayan! Gözlerinde bir alâka uyandı. — Sahiden beğendiniz mi? Ben bu ro- lü pek severim, — Harikulâde idiniz... Sevdiğiniz baş ka roller hangileridir? — Gene Rasinin Berenice isimli şahe - serinde oynadığım Berenice rolüdür. — Demek k'âsikleri modernlere tercih ediyorsunuz — Şüphesiz... Fakat modernlerde de sevdiğim roller var, Meselâ dün akşam oynadığım «Seyyah ve Aşk» piyesindeki rolümü de cidden severim; — Açık havöda temsiller verdiniz mi? — Evet, Buna bayılırım. İnsan klâ - sikleri oynarken başının üzerinâs göğü, etrafında nihayetsiz açıklığı görünce kendisini daha heyecanlı, oynadığı role daha yakın hissediyor. — Sinemanın bir gün tiyatronun veri- ni tutacağını zannediyor musunuz”? — Ne münasebet! Onların ikisi birbi - rinden büsbütün ayrı san'atlardır ve bir- bitinin yerini doldurmalarına imkön yok- tur. — Fakat sinema tiyâtroya rekabet edi- yor değil mi? — Evet... Buna rağınen tiyatroyu cid- den seven seyirciler bu sevgilerine sadik kalıyorlar, — Siz film çevirmekten hoşlanır mısı- nz? — Tiyatroya hazırlanmak beni daha çok alâkadar eder; çünkü rolümü bü - — m — a aa aaa bikini. giiçleştirmek için tedbir almakta İs. tical gösterdiğini yazmaktadır. Ziraat narırı Walter Darred, Avrupanın ce İnubu şarkisindeki memleketlerin Almanyaya Saat ü Almanların mukabil tedbirleri | İsa maddeleri, petrol ve iptidai meddeler Londra 1 (A.A) bilirde komüniss ve Hitlerci tabrikâtı ten .İnin ablukayı şiddetlendirmek hususünda|zırierile görüşmek Üzere yarın Bükreşe ha, kil çin tatbik edilmek Üzere bulunan ted .İmütteikler tarafından verilen kararın tat.İreket edecektir. Fransez sanatkârlarile mülâkatlar yük bir ateş ve aşkla hazırlar ve yaşa - le beklemeğe koyuldum ve bilâihtiyar | TU. Sinema fennin icad ettiği çok gü- zel bir şeydir amma tiyatro. tiyatra san'attır. — Tiyatroya intisabmız pek eski mi dir madam? — Benim kadar eskidir. Zannediyo - rum ki tiyatroyu severek dünyaya gel dim ve o vakittenberi de bu hayatı ya » şıyorum. — Yorulmuyor, bikmiyor musunuz? — Yöoruluyorum; yıpranıyorum; faket bıkmak mı? Hayır. Ve hergün yeni bir aşk ve arzu ile işe başlıyorum. — Sahnede ikon seyircilerle alâkadar olur musunuz? — Kat'iyen! Ben rolümü © kadar can dan bir hevesle yüklenirim ki, sahnede iken etrafımda seyircilerin mevcudiye'i beni âdeta alâkadar etmez, kendim için konuşurum; — Fakat tenha bir salon nazarı dik katinizi celbeder ve keyfinizi kaçırır de gil mi” —l « ; inkâr edemem... Salon ne ka- dar dosu olursa, içimdeki san'at slevi o — O halde İstanbuldaki temsillerinla esnasında bu alev kuvvetle körüklenmiş olacak, Büyük san'atkâr sevimli bir tebessüm- le başını salladı. — Hakkınız var bayan! Sizin küçük tiyatronuz o kadar kalabalıktı ki burada beni çok iyi sanlıyan bir seyirci kütlesi içinde olduğumu hissettim ve rolümü e - limden geldiği kadar samimiyetle oyna - mağa çalıştım. Bunda ne dereceye kadar muvaffak olduğumu siz tayin edeceksi - niz, Dünyada şöhret saçmış bir san'atkârın bu tevazuu içimde ona karşı büyük bir saygı uyandırdı ve hakiki san'atkârın an- cak bu derece sade ve sevimli o'abilece » ğini düşündüm. — Sizi rahatsız ediyorum madam, fa- kat bir susl daha: Sinemada çevirdiğiniz filmleri görmeğe gider misiniz? — Hayır, onlarla alâkadar olmam ve çevirdiğim filmleri görmek. istemem. — Niçin? — Bu bana maddi bir rahatsızlık verir de ondan... Biz konuşurken büyük san'atkârın ar- kadaşları birkaç defa yanımıza gelmiş, vaktin geciktiğini hatırlatmak istemişler. di. Bu vaziyet karşısında onu daha uzun zaman rühatsız etmek saygısızlığında bu- lunmamak için yerimden kalktım. — Bir fotoğraf lütfetmez misiniz ma- dam? — Yanımda hiç resim yok; esasen ro- simlerim de pek iyi çıkmıyor. Madam Jermen Ruenin hakkı var. Resimleri onun sevimli gülüşünü, sıcak bakışlarını tam manasile gösteremiyor. Onu kâğıd üzerinde değil, yaşarken, ka- nuşurken, gülörken görmek lâzım... O asıl hakiki hayatta cazib ve sevimli... Elimi İki oli arasına alıp, eski bir dost gibi bana veda etti ve Şehir Tiyatrosuna gitmek üzere kapıdan çıkarak ince vücü- dünün zârâfetini arttıran çevik adımlarla otomebile bindi. (Komedi Pransez artistlerinden Jean- ne Su'ly ve Francoise Delille ile müli- katlar nki nüshamızda.J Bir yalan daha: Müttefik filelarının Karadenize geçmelerini kabul etmişiz! (Bastarafı 1 inci sayfada) bul ettiğini iddia eden haberlerin tama- men asılsız olduğu salâhiyettar kaynak- tan bildirilmektedir. Montreux mukavelesinin bütün âkid- leri Türkiyenin bitaraf kaldığı her hangi bir harbde hiç bir milletin harb gemile- rini Cunakkaleden geçirmek hakkın hajz olmadığını kabüle mecbur ettiği ayni kaynaktan bilhassa kaydedilmektedir. Mezkür mukavele münderecatına gör, Türkiye mu olduğu takdirde, harb gemilerinin Boğazlardan geçmesin: mü- saade kararını vermek hakkı yalaız ken- disine aiddir. Böyle bir müsaadeyi is9 ancak istisnai hallerde, yani kendisini doğrudan doğruya bir tehdide maruz ad» dettiği takdirde verebilir. Fakat öğrenilmiştir ki, müttefikler Tür — Evening 8tandard -İgöndermeğs devam etmelerini temin için İ- doğ tehlike» imi talya, Macaristan ve Yugoslavya ziraat na - kiyeye halen doğrudan . ye maruz bulunduğunu bevan etmesini telkin etmemişlerdir.