SON POSTA I — Dördüncü amiz i Resimli Makale: Sözün kısası İzzet Muhittin için © birkaç dos Hergün Kooperatif ve Devlet İ Yazan: Muhittin Birgen ..#| E. Ekrem Talu nu tanıyan belki yalnız B. li caddesi tu.. Şöh önüne çıkan her yola sapanlardan de & ğildi. Ne eskilere isyan, ne de yeniler&ğ mümaşat etti. Her şahsa kıymetine gö re sevgi bağlar, kendisini coşturan ba harın bütün ne: i göstermekten haz duyardı. Gazeteciliğe, temiz gönlünde, sar * sılmaz, candan bir rabıta vardı. İstidar arda kooperatif mev-) i La idi; bir de. m Bu sebebsiz değildif; bütün memleketin! iktasadi sahada yeni bir (teşkilâtlanma! devrine girdiği bir zamanda kooperatif! teşkilâtı da bundan kendi hissesini ak| maktan hâli kalamaz. Esasen, kocperatif- ler en büyük oinkişafllarım o ya, alelâide iktisadi O müzayakaların oart- dığı devirlere, yahud da, bu nevi| müzayakaların en hâd derecelerini tem- sil eden harblere borçludur'ar. Dünyanın | AE ia, en uzak köşelerinde bile kendi varlığı hissettirmeğe başlıyan bugünkü muha be, hemen her memlekette kooperasyon hareketini yeni hamleler yapmaya davet edecek ve nihayet bizim memleketimiz de bu hamlelere # n vareste kalamı- Evet, bu bakımdan diyebiliriz ki koo- perasyon bir «kara gün dostu» dur. H yatları le lüzum görmezler. Çünkü, kooperatif, tıpkı ağır bir yükü kaldırmak mecburi- yetinde bulunan bir tak n bu| işi görmek için bütün kuvvetlerini bırleş- | #lrme ihtiyaçları gibi bir etin ifade-) #idir. Hayatın ağır yükünü tek başımıza Yerinden kaldırmaya muvâflak olamadı-| ğımız zamandır ki kooperatifi hi ve © zaman, bizim kuvvetleri raya toplayacak olan bu güzel etrafına toplanırız. O, hayırkâr elini bi: verir, bizi kendi kucağında birleştirir; bi- 7i her zamandan daha farla kardeş yapar is ettiği bu iş kördeşliği daha İyi tanzim etme- nin yollarını gösterir, İşte, bugünlerde kooperatif m zerinde bunun için fazla dur * "Türkiyede kooperasyon, pek geç ve pek yakın bir devirde, hususi bir teşeb- büs halinde başladı. Bu husus! teşebbüs | nerede bilgi ile ve aşk ile sevk ve idare edildiyse orada muvaffak oldu ve nerede bü iki unsur elele çalışamadıysa orada a- nzalara uğradı ve etrafında iyi bir hava yaratamadı. Fakat, geçirilen bir takım tecrübelerden ve alınan derslerden sonra şimdi on dokuzuncu asrın bu en hayırlı icadı bizde daha iyi bir tatbikat devrine girmek üzere bulunuyor. Bu devreye girerken, faaliyetimrizin iyi idare edilmesi için, dikkat edeceğimiz ga- bir nokta vardır ki © da bu müessesenin devletle clan alâka- sında mündemiç bulunur: Kooperatif devlet tarafından himaye edilmeli midir? Edilecekse bu himaye nasıl olmadi Devlet, kooperatifin idaresine bilfiil mü- dahale etmeli midir, yoksa yalnız kon- trolcu rolünü takviye eylemesi iktifa et- melidir? Ba suallerin cevabları bizde henüz vu- xuh ile tesbit edilmiş bulunmadığı için bu mesele, bugünün halli matlub mühim iş- İerinden biri halinde durmaktadır. Ben, esas #tiberile, kooperatif hareke-| tinin serbest bir içtima! ve iktisadi te- şebbüs halinde inkişaf etmesi rum. Nitekim, bütün dünyada bu hareket, bu tarzda inkişaf etmiştir. Fakat, te mül bakımından geri kalmış olan bir ta-, kım memleketlerde de kooperasyon hare- ketinin mutlaka devletten bir bir yardım görmesi, kendi kendisini zaruret haline sokan bir ihtiyaç olmuştur. Türkiye, bu memleketlerden birid atifçilik- te en geç kalan, tarihen a çok noksan olan bir sahada den doma ve himayesi olmazsa, bu teşebbüsün ileri gitmesine imkân yoktur. Bundan dolayı, Türkiyede kooperatiflerin devlet tarafın- dan himaye görmesi veya irmemesi bahsinde hiç tereddüde mahal yoktur: 'Bu hareket, bizde ancak devletin yardı- mi İle ileri gidebilir. Bu noktayı tesbit ettikten sonra, iş bi- mayenin ruhuna ve şekline gelir, Ben, hi- mayenin, kooperatiflerin sevk ve idare lerine fili müdahale şeklinde olmasına K azırlı İ R ie taraftar değilim. Sade taraftar olmamak değil, belki de tamamen aleyhtarı, H maye, bir idari müdahale şeklinde değil mali bir yardım ve bünün zaruri neticesi olarak sıkı bir kontrol halinde yapılma. hıdır. Yani, kooperatifler, kendi kendile- ni idare bakımından kendi mes'ul or. — larının salâhiyetleri ve mes'uliyetleri da istiklâl ile idare odilebilmeli, fa- desi tarafından bunlara mali yar- nlarda sermaye denildiği zaman hatıra yalnız Bugün bilgi ile kol kuvvetini de düşünüyoruz. kat para, bilgi ve kol kuvveti derecesinde mühim bir amil it genişliği derler, demektir, tanıdık e iç tun, tanıdığın münasebetin varsa o kadar çok iş kanalın var, zunu genişletmiş olursun. dırın haricinde iş görmekten çekindiği için kendini daha ziyade spora vermi ti. Oyunlara bilfiil iştirak edemer kat en iyi hakemlerden biri idi maçlar ekseriya gü i kl ün oyuncuların on« sonsuz bir ? madı, âdeta bir hürmeti vardı. Onun bütün çocuk Jotururlardı. İstanbula inip ç bazan trende rastladığım bu ce zeki çocuğa karşı bende bir bet doğmuştu. Onunla gün din, dost eğin, sermayeni artırmış, nüfu- mu Hergün bir fıkra Az dalgınla çok dalgın —A Cinsi çazibesile şöhret bulmuş o « lan sinema yıl « dızlarmdan Hedy La Marr, Holivad- ds verilen bir ba - İV loya resimde gör - | düğünüz gibi sa « | çında bir mücev - l her olduğu halde gitmiş ve engin bir slâka toplamıştır. | Bu hareketin kısa bir zamanda bü - tün dünya zengin kadınları tarafın - dan sür'atle tatbik edilmesini bekliye iliriz. dalgırla çok dalgının nedir? diye sordukları şöyle cevab verdi: — Az dalgın elektrikleri söndürüp yatağına yatar, gözlerini kapar, sön - dürdüm mü, söndürmedim mi. diye bakar, tekrar gözlerini kapar. — Ya çok dalgın O da elektrikleri söndürüp yata- ğine yatar, gözlerini kapar, sona söndürüp söndürmediği oklma gelir. Kibrit yakıp, elektrik (yanıyor yoksa sönük mü diye halar. İL Harb ne kadar devam edecek? İngiliz efk. zaman dım ve müzaheret verilmek Ik takdirde de, bunlar muayyen bir takım | titü şartlar içinde kontrol altına ıptığı bir ankette sorduğu dırlar. 8 kadar si ne kar. Bugünkü kooperatifler reji rin yüzde 30 u harbin bir kımdan herhalde tadil ve ıslaha mut fında biteceğini, bir rejimdir. le 42 si, bir seneden üç seneye kadar, süreci al iktı-; süreceği umumiye ens- r arasında © seçkin mü yüzde 13 ü üç seneden fazla yüzde 151 de «bil cevabını vermiştir. Esas itibarile kooperatif, lib: #ad sistemi içinden doğmuş, tama nun usullerile çalışır bir müesseseği Bununla beraber, dünyanın son çeyrek asır'ık hayatında devletin püfuzu artalı ve devletçilik geniş bir inkişal hareketi Ken? dük e<4? vazifesine yaptığı esnada kooperasyonun bu esas poslar vasfı da, memleketine göre, bir takım) yiaridenberi İskocyada yyürlere uğradı. selâ, bolşevizm, faşizm, ylemiş, tekr « ve bahriye r eski vezi- nezaretinde j ni ilâl ettiler, Her üç rejimde de, beliiğseek mad yet denilen şey yoktur. İnsanlar ve mü-'tifler harbden evvelki, harb içinde esseseler birer kukladan başka bir ş değildir. İnsanların vazifeleri, sadece di tatörlerin sözlerini tekrarlamı selâ onların istedikleri gibi selâm mekten, onların arzularına göre yatıp kalkmaktan, yahnd onlarm iradelerine göre harb ve su'h yapmaktan jbaretiir. Bu nevi rejimlerle idare edilen memle- ketlerde kooperatifler detâ rejimin düşmanı te fskat, onsuz yaşanılamıy ğı zaman da, bu teşkilât W davet edilmişlerdir. ş Bu mem'eketlerin hiç birinde, yari| rada, İtalyada, Almanyada koopera-' me mini i inkişaflarım bulama sı içinde ya m bu müessese, inde yalmız bir) islerdir. Bu erede, Fransada, İsviçre memleke'terinde o Kooperss- yon, ietimal iktısad hayatımın en cenli en müsbet, ayni zamanda en hayırlı ve e müşük müesesleri olarak inkişaf ha- kib ediyorlar, müs ve İskandinav ve ki edilmişler, ağı anlaşıldı. rar hayata yatlar: Bi a riz, Miki üzen İSTER İNAN, Bir mecliste dünyanın en mes'ud adamının ki ceği mevzuu etrafında komuşuluyordu. Bir zat 1— Geçenlerde bir Av z nusun bilmem hangi tarafında avuç içi kadar Küçük bir ada, bü adanın içinde de bir tek adam verm yaya küskün gibi kendi #leminde ya'nız başma yaşı hattâ Avrupada yeni bir harb çıktığımı da harbin il İSTER İNAN; şmiş., Bence bir dünyanın en mes” filse baharda ne oli cek,'olup bitehi emi cektir.» ISTER | i i Köylere gönderilen İngiliz onlardan değil, bunlardan olmak| meslekdaş olduğumuzdi Eski bir boks Şampiyonunun oğlu ” a — Ve biz eskiler, bi cekler içerisinde onu. mesleki ah na en çok güvenilirlerden biri ac yorduk. i ürsihhat cudünde müstesna bir çevikli! li simasını dalma aydınlatan temiz bir tebessüm İzzetin her gird meclise neşatı, nikbinliği ve canlılığ da beraber getirirdi. Ehemmiyetsiz bir sebeble ve sile beni biraz kırmış. yahud ki sanmıştı. Nazikâne özür dile mektubu onun bana son hi k, sı Eski boka “şampiyonlarından Primo! * Karneranın bir çocuğu olmuştur. Tora -| el a man bir şey olan yavru, tıpkı babasma|'DaK İstemiyorum. Son bir iki yıl benzemektedir. Boksör; «Oğlumu bir dip- fnda meslek arkadaşlarımdan birk. eme id ndayım. Benim |Şın! kaybetmek elemini duydum. 1 gibi bumu kırık bir boksör olmasını is-|Kin bunlar hayatlarmın defterini dür tesla Geek İmeğe vakit bulmuş. dünvaya, laz çok dö jzeli ve ebedi ilarını si İzzet Muhittinin ölümüne hâlâ | Beynelmilel bir soytarı işsz kaldı na tebean onla Beş yaşındanberi muhtelif © sirklerde | haZ'Tlanıyorduk. soytarılık ederek şöhret bulmuş olan Lit:i (Ecel bu sefer pek insafsızca vurdu. vanyalı soytarı Koko, harbin patlak ver.! 28 yaşında. gönlü ümid dolu, dudakl: diğindenberi, işsiz kaldığından altı kişi. ir: henüz tebessüme kanmamış bir yen- lik ailesini geçindirememek (tehlikesine icin ölümü hazin olmaktan çok daha ar- düşmüştür. Bu yüzden de birçok işlere tık, çok daha fecidir!. YK ebe GE kapıcılığı,i o İzzet Mühittinin ölümü tekâmül k y elel ır, Faka işleri di g s İpek usulile beceremediği için lk esaslarını sarsan bir kej eski soytarılığına dönmeğe karar ver.) miştir. i o götürecek. arkamızdan o ağ “ yacaktı.. İ Bu kâybın önünde isyan etmemek | kabil mi? Zevalı İzzet! GE Eheem KİN çocukları Harb dolayısile Londradân mühtelif| kasaba ve köylere gönderilen çocukların | fazlası şehre vi e kadar geri tür. Şehirden miktarı ise 995,150 dönmüşlerdir. gelenlerin — sayısı «tahliye edilenlerin | Peştede iki meb'us düello edecek Budapeşte 1 (A.A,) — Meb'usan mecli- si koridorunda «Oklu Haç» teşekkülüne mensub meb'uslardan Szechenyi, teşek » Kaliforniyada Gay çiftliğinde (genç külden ayrılmış olân meb'us Racz'ın eli çağlarında bulunan 160 Afrika siam ni sıkmak istemediğinden mumsail ;dev'et fen mütehasasları tarafından psi-| tarafından tokatlanmıştır. Bu iki meb'us Koanaliz muayenesine tâbi tutulmuşlar.|düçlle edeceklerdir. dır. Profesörler haftada iki defa ve her)“ seferinde de dörder saat olmak üzere bu! muayenelerde hazır bulunmuşlar ve hay- yanların tavır ve hareketlerini tetkik ey- | lemislerdir. 7160 aslanın müayenesi Ma ee aya re Ki e a EN İSTER İNANMA! dört ay sonra tesadüfen uğramış olan bir gemiden öğren - ikinci geminin uğriyacağı zamana kadar adamı bu münzevi zattır. Zira hiç de - acağını düşünmiyecek, endişe duymıya- ri vaki haline geldikten sonra öğrene - NANMA!