—————— Hergün Bir felâket tanırız, Fakat felâket önünde Cesur olmayı da biliriz Ekrem Uşaklıgil ilM bir felâket önündeyiz, öyle bir felâket ki, yurdun belki dört- te birini felce uğratmıştır. Azameti mey- danda, fakat derecesini henüz bilmiyo - ruz. Kaç can kaybettik? Malüm değil, öyle rakamlar işitiyoruz ki, hattâ salâ - hiyettar bir velinin dilivden çıkmış olsa bile tekrar etmiye cesaretimiz yok. — Erzincan halkının yüzde sekseni öl müştür, diyorlar. Nüfus istatistiği gözü- müzün önünde, Öyle bir rakam ki. | — Hayır, olamaz, diyoruz, demek mk| yoruz, ilk dakikada dehşetin verdiği bir sarsıntı ile yanlış yapılmış bir tahmin o-| Yacaktır. Yanlıştır, fakat ne olursa olsun| bu, sadece bir felâket değil, teessürü ifa- de edecek kelimeyi bulmak müşkü'dür.| Felâketin de üstünde bir tabiat kahrının altında ezi'dik. Fakat yelsin altından ge- len inilti zâfın ifadesidir. Biz hiç bir za- man ağbıyan millet olmadık, kurbanları - mızın önünde diz çöktükten sonra tabia - te de karşı koymuıya çalışacağız. Faciayı haber aldığı dakikada MH Şef de böyle düşürmüş: «— Bugünkü enkaz altından memleke- tin güzel bir mamuresi çıkarılacaktır» demiştir. Matemden gelen acıyı dindirecek en müessir ilâç yarının vazifesine baslamak- tır. * Hükümet hâdiseden haberdar olduğu | dakikada tedbirini aldı. Kızılay mutad| süratile işe girişti. Tahmin ediyoruz ki,! yardım Kolları bu dakikada çalışmıyı başlamış bulunmaktadırlar, fakat bu yar- dım ilk yıdımdır, ilk dakikanın acısını dindirir, en acil yarayı sarar, tesiri mü- vakkat olur. Eraincan yazın bir cennettir, muhitinin çiçek ve meyva bahçesi sayılır, fakat kı-| şın tabiat. bütün şiddetini bu bedbaht! yurd parçası üzerine toplar, soğuk daima sıfırın altındadır ve kar bir defa yağdı mi ilkbaharı bulur. Tabiatin şiddetine karşı çadırın vereceği korunma imkânı daima nisbidir. Öleni diriltmek elimizden gelmez, kalanı korumak vazifemizdir, ilk yardım tedbirlerine fasılasız devim et - mekle beraber tebiatin kahrından kurtu- Tanları, hiç değilse demiryoluna yakın yerlerde bulunanları bahara kadar başka şehirlere nakletmek mümkün olamaz mı? * Yardım tedbirlerinden bahsederken cümhuriyet hükümetinin yurda verdiği can damarı üzerinde durmamak kabil olamaz. Osmanlı idaresinde Sivaslı Er - zincan ve Erzurum arasında münakaleyi araba temin eder ve kışın çok soğuk, kar- h günlerinde de bu hizmetine nihayet ve- rirdi, bugün demiryolu sayesinde mem-| leketin her tarafından tahrik edilecek yardım kafilelerini sıkıntı çekmeden, süratle ( yollıyabiliriz. Oİcabında hal kı da makledebiliriz. Fakat işte tee rübe ile görülüyor ki demiryolu kâfi de- ğildir, bir noktası arızaya uğrayınca mü- makale duruyor, demiryolunun yanında bir de yurdu her noktasından kateden milM bir yol şebekesine ihtiyac vardır. bu günün muvakkat yardım tedbirlerinden sonra yarın el atacağımız imar ve ihya programını bu yol şebekesi ile müvâzi o- larak yürütmeliyiz. * Erzincan bir enkaz kümesi halindedir, mülhakatı da ayni haldedir, diyorlar, 0- labilir. Bu cümle bugünün vaziyetini ifa- de eder. Fakat yarın Erzincan vilâyetin; muhtelif istikamette katedecek milli yol ların kenarında, tetkikat sonunda seçile- cek en münasib noktaların da tek katlı yüzer evden müteşekkil asri köyler, ni- hayet ikişer katlı evlerden müteşekkil küçük küçük şehirler, bugünün fhtiya - cma göre giyindirilmi$ halk, başaramı - yacağımız bir mucize değildir. Sırf bu işe tahsis edilmek kaydile iç memlekette büyük bir istikraz aktede - biliriz. Sonra Fransızların eski muhare- beden sonra tatbik ettikleri bir usule u- yarak meselâ İstanbul, Ankara, İzmir, A- dana vesaire gibi büyük şehirlerimize bi- rer, ikişer, üçer tane, hattâ daha fazla ye- ni köyün inşa ve himayesini tevdi edebi Yiriz, Programı hemen yapıp ilkbahard: faaliyete geçebiliriz. Mühim nokta ka - e Görmeyi vermeyi " bil, © fısıldananı, işit, öğren. bilhassa (pratik sSOZ ARASINDA ingilterede günün Kahramanı olan zabit Kumanda ettiği Salmon denizaltısı ile bir Alman tah- te bahirini tahrib «den ve bir Alman kruvazörünü da batıran omülâzim kaptan Bikford kralın (o iradesile, hidematı o güzide sınıfı zabitliğine terfi ettirilmiş ve rüt- besi de komodor olmuştur. Bu suretle! komedor Bikford, bulunduğu sınıfın en küçük derecesinden, kıdem zamanını bekliyen 800 zabitin önüne geçmiştir. Çirkin çocukları ev.âdlık ea.nen bir çift Evlâdlık edinme rekoru Nevyork sa -İN, kinlerinden Mösyö ve Madam Bol'dadır. Bundan on beş gün evvel bu aile 3i inci .evlâdlıklarını almışlardır. Hayli yaşlı olarak “evlenmiş olan bu çift artık çocuk yapamıyacak yaşta bu- lunduklarından ilk olarak bir kız ve biridi kendini batıran Graf Spee ceb krü-'di on birdir. Bu on bir nazırın çocukla - erkek çocuğu almışlardır. Bu tarihten! itibaren her altı ayda bir bir kız ve bir! erkek çocuk edinmektedirler. Bugün ma- bik oldukları 31 evlâdlığın 18 zi kızdır. Evlâdlık olarak kabul edecekleri çocuk « larda aradıkları şey fevkalâde çirkin ol - malarıdır. Güzel çocuk almamaktadırlar. İlk evlâdlıkları evlenme çağına gelinci - ye kadar her altı ayda bir çocuk edin - meğe karar vermişlerdir. Bu çift çok zengin olduğundan evlâd- hk edinmek onlar için bir eğlence teşkil eylemektedir. Nevyork fıkaraperver cemiyeti bu ha- yırsever karı kocayı altın madalyalarla taltif eylemiştir. Gaz maskeleri ile hırsızlık yapan haudud Londrada gaz maskesi takmış bir haydud, yanında bir arkadaşı olduğu halde şehrin en tanınmış kuyumcula «! rından birinin mağazasının oOönünde mükellef otomobilini durdurmuş, ce - binden çıkardığı bir tuğlayı crmekâna| indirmiş ve 12 bin Hiralık (omücevher| çalarak otomobile atmış, ve gözden kay bolmuştur. H : : i i i i i i : i : ; İ i i i i : SON POSTA karar se- çabuk ol, dünya mez. pa i Hergün bir fıkra Bir sıfır mı iki sıfır mı? Hasis bir İskoçyalı erkek, hasis bir İskoçyalı kadın'a evlenmişti. Evlen- diklerinden bir hafta sonra d rine gelen ve hediye getiren bir çift nişanlının düğünlerine davet edildi - ler, Erkek gitti, yeni evlilere götü - rülmek üzere beş Uralık bir hediye aldı, ve eve getirdi. Kadın, kocasmın aldığı hediyeyi kâğidendan o çıkardı. Baktı ve etikete dikkat etti; erkek: — Aman karıcığım, dedi, sakin e - 5 t#iketi kaldırma, beş lira verdiğimizi $ bi'sinler. Kadın, kocasına baktı: — Ben çocuk meyum, dedi. hiç e- tiketi kaldırır mıyım. «55 rakamının ; sağma bir sıfır ma koysam, iki sıfır ma koysam, diye düşünüyorum da! / Graf Speeye aid yeni malümat Nevvorktan bildirildiğine göre, ken- vazörü, sanıldığı gibi Montevideo açık- larında İngiliz kruvazörlerine tesadü » fen rastlamamış, bilâkis İngiliz ami - ralliği tarafından (kurulan bir tuzağa düşürülmüştür. Gemisini — batırdıktan iki gün geçtikten sonra nezaret altın - da bulunduğu otelde, kendisini öldü - ren kumandan Langsdorf, korsanlık yaptığ sıralarda nasıl tedbirler aldığı nı, bir keresinde üst güverlelerini ğiştirerek Speeyi İnsilizlerin meşhur Renown'ume benrettiğini söylemiş - tir. Arjantinli bir bahriye zabitinin ku - mandana verdiği raporda, İngiliz ser - mayesile isleven bir Brezilya şirketi, İngiliz amiralliğinin talimatı mucibin- ce, Graf Speeye vermekte olduğu ku- menyvaxı, bir çok kereler kasden gecik- tirmi Bu suretle, Graf Spee'nin, son deniz muharebesine iştirak eden İngiliz kruvazörlerile olan telâkisi gay ri kabili ictinab bir hal almıştır, 788 nnaya 1624 çocuk Sinyör Mussolini, top yekün 1624 ço - cuk doğurup yetiştiren 188 gayretli anaya bir nutuk söylemiş, onları vatanlarına rarı vermektedir ve bu karar verilmiştir, | karşı yaptıkları hizmetten dolayı tebrik ilk müjdeyi Mimi Şefin ilk son cümlelerinde görüyoruz. Ekrem Uşaklıgil İSTER İN Alman telgraf ajansı yurdumuzun bir köşesini harab eden felâketi işitmiş, fakat felâkete uğrayan memleketin Afrika- da olduğunu sarımış, o şekilde ilân etmi, hakikati anlayınca: İSTER İNAN, telgrafının | etmiş, sonunda da her birisine, içinde bir diploma ile 100 lira bulunan birer zarf vermiştir. AN, İSTER — Affedersiniz, dedir, ajansını rine: iŞSTLER ş, fakat biraz sorira idare Herkeste iki göz, iki kulak ve düşünmeyi bilen bir kofa vardır, fakat her göz, her kulak işitmez, her kafa da düşün- ye tashihe | | Helsinki bebekleri Sovyet Rus tay- yarelerinin müte- madiyen bombardı man ettikleri Hel- sinki şehrinden ço- Yuk çocuğu kurtar- mak için hükümet | gayet sıkı tedbir-' (A ler almıştır. Bul meyanda fki ya- İlsdzn aşağı bebekleri, şehirden 40 mil ötedeki köylere yollamaktadır. İşte bu gördüğünüz şirin bebek te, son Fin - Rus harbinin bedbaht seyircilerinden biridir. Sıcacık yuvasından nereye götürüldü. İğünden habersi? anasının kucağında yavrulara bas bir tevekkül ile kendisini| selâmete götürecek treni beklemektedir. Japonyada yüksek şahsiyetlerin çocukları İ Japonyada çok çocuklu aileler pek iri! |bardadırlar. Başka memleketler hilâfına' olarak Japonyada yüksek (şahsiyetlerin de çok çocukları vardır. Bugün iktidar mevkiinde bulunan kabine azasının ade- rının sayısı tam 50 dir. Rekor hâriciye nazırındadır. çocuğu vardır. Dokuz Bahriye ve dahiliye nazırlarının her birinin yedi çocuğu bulunmaktadır. Başvekil General Abonun altı oğlu mevcuddur. Japonyada bekâr nazır nadiren seçilir, evli olup da çocuğu olmıyan nazir da yok gibidir. Yüksek mevki işgal eden şahsiyetlerin ne kadar çocukları olursa itibarları o nis- bette artar. Yıldönümü hediyesi olarak verilen fil İngilterenin en zengin delikanlısına! doğum yılında verilen hediyeler arasın- da en dikkati çeken 509 İngiliz )rası de- ğerindeki bir fil olmuştur. Bu hayvanı, İ milyoner delikanlının Hindistanda bulu- nan kerdeşi hediye etmiştir. Dört İngilize bir ev İngilteredeki evlerin adedini tesbit ey- lemek arzusunda bulunan bir istatistik meraklısı şu neticeye varmıştır: İgilte - rede dört kişiye bir ev isabet eylemekte- dir. İrlânda hariç almak özere İngiltere nüfusunun miktarı 42,000,000 dur. İngilteredeki evlerin sayısı 10,500,009 dörttür. İNANMA! “cesinde bir dir. Bu iki rakam arasındaki nisbet birel|İl Birincikânun 29 Sözün Kısası Yazı Çok Olduğu için Bugün Konamadı anaya Mukaddes vazife (Baştarafı 1 inci sayfada) Aralarında hemen bin lira toplıy2 * rak milli komiteye getiren, ve ken © dilerinden-şahsan ne hizmet isteniyors9' derhal yapmağa hazır olduklarını bil diren Siyasi İlimler mektebi gençle © rini hürmetle hâtırlıyslım. Bir meb'u vatandaşımız 8 bin, bir diğeri 1000 5” ra vererek hali vakti yerinde Türkler? örnek olmuşlardır. Büyük bir sürat, ve fedakârlık der©” rak: Yardımın vasıf bunlar olmalıdır. Zelzele, soğuğun şiğ detle büküm sürdüğü günlerde ve A” nadolumun en fazla kış tesirleri altın. * da bulunan yerlerini vurmuştur. BİT “ çok merkezlerde ne un yapacak buğ © day, ne ekmek pişirecek fırın kalmıştı? Belki binlerce çocuk, kadın ve ihtiy# kar altnda soğuktan titreşmektedi” Bunları barındırmak, ısıtmak ve day! mak lâzımdır. Bahardan sonrası kola” Taşır: Fakat hepsi kışm henüz W avları doğrudan doğruya devletin Ve milletin himaye#t altimda geçi z mecburdurlar. Hakiki ıztırabımız - nında. bize hakiki ihtiyaçları ve © di vaziveti muhakeme ettiren soğuk ılğımızı kavbetmiverek milli komifğ. nin ve şubelerinin istediklerin! bü ölcüde verine getirelim. Bu mukadi”” hessasiyeti, felâket kurbanl8 X tinin emniyete alındığı haberin! alı? j cva kadar, vicdanımızdan bir an €* 5 sik olmyarak, çalışalım. (Ulus) Fransanın Harb bütçesi Paris, 28. (Hususi) — Maliye Mef Pol Reyno, Fransanın harb bütçesini “e. gün âyan meclisinin tasvibine ar2€ tir. Bu münasebetle hararetli bir Mig söyliyen nazır, harbin ancak kuvveti azim sayesinde kazanılacağım ve F bil milletinin bu azmi gösterebilecek kA” * tte olduğunu söylemiştir. “Toplantıda hazır bulunan 305 SEE ittifakile bütçe kabul edilmiştir. nin yekünu 79 milyar franktır. Halkevlerinde Fotoğraf sergileri Ankara, 28 (Hususi) — Parti Hali lerinde resim sergilerinden başka ( ir raf sergileri açılmasına karar ve” Her Halkevinin Şubat ayında aça toğraf sergisine o muhitte bütün ş ler iştirak edebileceklerdir. i Maarif Vekili İzmird? vw İzmir, 28 (Hususi) — Maarif j Hasan Âli Yücel bugün şebrimi€ Li de miştir. Doktor Voronof Frans? Nevyork 28 (A.A.) — Meşhur. tor Voronof, Fransıya mütev' hareket etmiştir. Doktor, Frans e dusunda cerrah olarak EN 3” tir. Kendisi kemiklerin ve der davisi şubesine memur edilecekti TAKVİM BİRİNCİKÂNUN “i o memleket Afrikada değil, Türkiye- koyulmuş, .bu vaziyette o Alman edenlerin iyi ocoğraiya (o bildikle- INANMA! Rum. Ara pe | 29 | | Birineikâmn | Resimi sene Li | 1939 - J CUMA ii E e | Zilkade zi ii | İkindi | Akfen | | . İs. JD. wju (48 : : İ :