21 Aralık 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

21 Aralık 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ER RA A EF e rl SON POSTA MiZAH ir Sporcu kadınla Gulendi Yazan : İsmet Hulüsi İlk karımın bir artist olduğunu evvel- ce yazmıştım. Ondan ayrıldıktan sonra bir daha artist kadınla evlenmiye tövbe- iydim. Ömrüm oldukça da bekâr yaşıya- cak değildim ya. kendime başka ta - raflarda, başka bir kısmet aramıya çık- tım. Yazın bir Pazar günü, Modada kevık yarışlarına gitmiştim. Genç kızların işti -| rak ettikleri yarış, bilhassa bu yarışa gi- Ten futalar arasında bir tanesi beni çok alâkadar etmişti. Futada, genç gözel bir kiz kürek çekiyordu. Dürbünüm olduğu için yüzünü, arkasında mayo olüuğu için de vücudünü pek iyi görüyordum. Yüzü çok güzel, vücudü çok mütenasibdi. Yarış bittikten, yarışçılar sahile çıktık- tan sonra yanına gitim, Tanımıyordum amma ne çıkardı. Hemen elini tuttum.| Kendisini tebrik ettim. Ve böylece ta - nışmış olduk. Sordum, -soruşlurdum. Ye- rini yurdunu öğrendim. Ve bir hafta son ra desti İzdivacına talib oldum. Kuvvetli bünyesinin zayıf tarafı da bu imiş, he - men razi oldu. On beş gün sonra da be - lediyede nikâhımız kıyıldı. Buraya kadar her şey yolunda gitti. Fa kat bundamisonrâsı fena: Nikâhımız olduğu günün akşamı evi - mizde bir ufak ziyafet tertib ettik, Ka -| — Aman karıcığım, dedim, bu işe be- rim arkadaşlarını, ben arkidaşlarımı ça- nim hiç aklım ermez. Mektebde fizikten ırdım, Benim arkadaşlarım benim gibi hep sıfır alırdım. kendi halinde insanlardı. Karımın arka -| — Canım İsveç usulü! daşları da geldiler, onları da gördüm. Er-| — Bizim mektebde Fransız usulü öğ - — Jimnestik bu'ne zarar var. nihayet; — Bugünlük kâfi! Dedi, Rahat bir nefes aldım. Daha birçok hareketler yaptırdı, ve — Sinema gıldızları gözlerini nasıl güzelleştiriyorlar ? Sinema yıldızları içinde güzel gözlü olmıyan var mıdır? Varsa onun ismini söyiyebilir misiniz? Bu suale cevab ver- mek biraz güçtür, Sinema yıldızları için- de gözleri pek te güzel olmıyan Bette Da- vis ve Elisabeth Berguer gibi sinema yıl- dızları vardır. Norma Shearer ve Ginger Rogers şeh- dâ bakışlıdır. Bunlar bugün sinema âle - minin en parlak, en mümtaz yıldızları « dırlar. Bu san'atkârlar gözlerin güzellikte rollerini iyiden iyiye anlamışlardır. Bun- dav dolayı gözlerini daha sehhar kılmak, gözlerini korumak, muhafaza eylemek için birçok tedbirlere müracaat eylemek- tedirler. Bunun neticesi olarak beyaz perdede hepsi de güzel gözlü olarak görülmekte- dirler, Sinema yıldızlarının gözlerini ne sü - retle muhafaza ettikleri, gözlerine nasıl baktıkları hakkında bir Amerikan kadın gazetecisine vâki beyanatlarını aşağıya yazıyoruz. Bu beyanatlarm sinema me - raklısı Olan kadın okuyucularımızı yakından alâkadar edeceğine eminiz: 1 — Güzel Fransız yıldızı Annabella diyor ki: «Ben kaşlarımı biraz yolarım; fakat bunu pek az, pek hafif olarak yaparım. pe kekler çam yarması gibi, kadınlar da her! retirlerdi. Fakat ne olsa fizik değil mi biri benimle haydi haydi başa çıkacak) veç usulünü de elan in cüssede şeylerdi. Onlarla tan: man elimi, samimiyetle si ğım 73 -İlünüde, Mi) — Haydi şaka etme, kültür fizik, öyle elim bir hafta müddetle istirahate muh-| gisik değil.. jimnastik. taç bir hale gelmişti. Sofraya oturuyor- duk. Karımın arkadaşlarından bir genç — İste onu da beceremem. — Şimdiye kadar bunu ihmal etmiş ok kız yerini bulmak için sofranın üzerinden! men yüzünden vücudü öte tarafa stladı. Bir erkek bir başka er- Havdi haydi hemen e m kekten bıçak istedi. Öteki kaldırınca bi- çağı attı. Başımı çekmeseydim. Az kalsın alnımın ortasına isabet edecekti. Bıçağı istiyen, havadan gelen bu öleti cerhi iki parmağile tutuvermişti. İçlerinden biri a- Kalktım. — Giyindim! — Giyinmek olmaz, evvelâ spor, sonra giyinmek, Hem sen bilmiyorsun, ben sa- na öğreteceğim. — Haydi şimdi giyinip teni mıya! di e Se lez ten Alnın ortasında kalemle çizilen çizgiden Kibi oyunları bilirim amma, tenis oyu - nunu he oynadım, ne de kahvede oynı - yanları gördüm. Bundan vazgeç, bilme- diğim oyuna girip yutulmaktan hiç hoş -| mam, Üst göz kapağıma biraz far süre - — Aman karı lammam, — Tenis senin bildiğin oyunlar gibi de- &il, bir nevi spor. — Anlamam. — O'maz, olmaz. Giyindik, o dolabını açtı. Bir râket çi- kardı: — Bu seninki! hiç hoşlanmam. Küçük bir #rça vasıtasile kirpiklerime biraz kozmatik sürerim, Hiç bir vakit takma kirpik kullanmam. Esa- sen ben muğlak şeylerden hiç hoşlan - rim. İşte gözlerime böyle bakarım. Çok İteessüf ettiğim, çok üzüldüğüm bir gey vardır; o da mavi gözlü olmayışımdır. 2 — Bakışlarımn tatlılığı ile şöhret bulmuş olan Amerikan yıldızı Myrna İLoy divor ki: «— Bakışlarımı gençlestirmek, tatlı - lastırmak kararını verdiğim vakit kaşla- yağa kalktı, önündeki kadehi eline aldı: — Yeni evlilerin şerefine! Dedi. Hep birden: —$a, şa, şal Karsrma gecti, bağırdı: — Eller yukarı! — Yapma canım, çocuk olma, biz bu hırsız polis oyununu çok küçükken oy - id anlara seller yukarı» diye bağırırlardı. |: teller, daha birçok seyler: - o — Bu hırsız polis oyunu değil, jimnes-| — Nasıl, dedi, beğendin mi, dd ılmadı , şa, diy ğı “1, : k PL ve keriz Mailar. bağı -İ e Ellerini yukarı kaldır, işte benim yap-|bun'ar spor öletleri, 5 vi - tığım gibi Hiç cevab vermedim. Çünkü beğen - — Yahu, nayın, etmeyin, bu ev be- rim evka mem atmanız ayi. olur.) Çernacar onun yaptığı — gibi yaptım, memistim. Sokağa çıktık. Tramvay Re - Misafirlik adabına uymaz! gene bağırdı: çiyordu: Dedim, dinletemedim. Meğer kapı dı «| — Yere yat! — Haydi atlıyalım! dedi. — Vazseç, yere yatacağıma. gene kar-| — Dursun bineriz, şarı atmıyorlar, bizi takdis ediyorlarmış.| Tavana kadar ka'dırıp yere bıraktılar,| vo'ama çık» — Atlıyamıyorsun demek?. Kemiklerim sızladı. Karımın ne olduğu-|TİM. — Yok, onun için değil, polis görürse, pun farkına varamadım. Cünkü kemik -) — Karyolada olur muymuş, yere yat| yakalar ceza alır! lerimin sızısından etrafı görecek halde| Yere. — Daha iyi ya! deği'dim. Kendime geldiğim zaman ka -| Arka üstü yere uzandım. — Ceza vermemiz mi iyi? rım hiç bir şey olmamış gibi gülümsü «| — Olmadı, yüzü koyun yat. — Hayır ceza vermeyiz. yordu. Arka üstü yatmışken, yürü koyun dön-| — Nasıl olur, herkesten alıyorlar, Sofradan çekildim. Onları seyre baş -İdüm. adım. Neler yapmadılar ki. Biri ağır bü-! — Gene olmadı. kalk, doğrudan doğ -İsiz olur. feyi yerinden kaldırdı. Biri zıplaymcs ta-İruya yüzü koyun yere yat. İşte benim gi- vandaki avizeyi yakaladı: bi. — Kopar, yapmayın- yatayım, biraz rahat ede »- Kendini kaldırmeca yere attı; Dememe vakit ka'madan avizeden per-| (— İşte böyle! nımı sıkıyordu: denin kornişine atıldı. Nihayet gittiler,| Ben de onu taklid ettim. Ettim amma| — Otomobile binsek nasıl olur. gittiler amma, bizim evi de eşkiya bas -|pişman oldum. Burnum yere çarptı, kan |taksi rağırayım. kınına uğramışa benzettiler. boşandı: — İste bu iyi! Ertesi sabah karım erkenden uyan * İste oluyor. mıştı, beni de uyandırdı Canım neresi olu: Haydi, dedi, kü fizik yapacağız. kan boşandı. Dedim; düşmemek için yanındaki san- dalyeye dayandı. Müstakbel kayınvalideme oracıkta a- lenen hakaret etmemek için neler çek - tiğimi ben bilirim. Karım #oför: el sayfada) burnumdan | taksi yanımıza gelm (Deva: «Son Posta» nın tefrikası: 37 * İşte zengin düğünü buna derler. Bira yerine düzünelerle şampanya patlıyor. Biz de Neclâ ile beraber akşamdanberi muttası! şarppânya içiyoruz. Bu akşam o kadar öldürücü bir güzelliği var ki... Onu bir kamelyaya benzetiyorum; dans ederken solması endişesile çehresi- ne nefesimin değmemesine dikkat ediyö-|bimin sesine ses verdi. rum. Beyaz tül robunun içinde bir kele.) Ahne bahtiyarım, ne bahtiyarım:. Sa- Jan bek gibi uçuyor. Bu gece va's İpi »İsdetin bu kadar fazlasına tahammül ede- hünde bozdu: var, İkide, birde şef dorkestre göndererek vals istiyoruz ve masev: tecerrüd etmiş bir mevlevi cezbesile dö-|rektörü: ş > perken ayaklarımızla havada kalezonlar | — Heşmeti. Ben dans filân Beceremi. çizerek başka bir öleme doğru yükseli -| yorum; benim namına gelin hanımı dan- yor, yükseliyoruz. sa kaldır. j T Ara, sıra acı hakikâlle karşılaşan) Dedi; Daniş Beyin de işittiği bu teklifi Neclâ: reddetmeme “vakit kalmadan Ferhunde | ğımı biliyor —-Ah şu babam, ah şu babam. davrandı; sevgilimin çehresi bembeyaz! — Hiç... Sordum... Diyor; onu teselliye çalışıyorum: olmuştu. eği b — Bu gibi hüdiselerin ik yaralısı sen Bakışlarımla ondan özür di'iyerek sa e olmadığın gibi son yaralısı da sen değil-)elimin baş parinağını Ferhundenin arka-|lânın resmen ânnesiydi. sin, Seni çılgınca seviyorum Neclö-.. sına değdirdim; şol elimin baş ve şeha-| Valsten sonra yerimize dönerken bana | det » parmaklarile de ssğ elinin ilk defa o'srak: tuttum, Aramızda en az beş santimlik b — Dinle Haşmet; diyor, ben de seni) messfe kalmasına dikkat ederek ayakla- rımı caza uydurdum. hep ben söylemiştim,İ Bu bir dans değil, bir azbadı, Gözleri- haber |memekten korkuyorum, Yanıma oturduğum zaman kültür di -|Haşmet?. — Bir deli gibi... — Fakat henüz nişanlı bile değilsiniz? — Babası veriyor mu?. datma güvenebilirim. seviyorum!.. Bu geceye kadar cevab verdi: Dolab, onun cihaz dolabı olarak eve getirilmişti, Cihazmın ne olduğunu do | açtığı zaman anladım. İki çift ka - z : Yi ya ir, birkaç gülle, o zamana Kadar gör - Diye bağırdılar. Üst katın tavanı vE-| ardik. İcimizde polis olanlar, hirsiz o -Jmediğim acayip bir takım elbiseler. Yay- Mevkiften güzelce tramvaya binmi - N ye ikna edemiyeceğimi anlamıştım. Hem Sonradan işine göre ya kestane rengin elimdeki raket denilen kârın ağrısı ca -'de, ya gri bir far sürerim. Kestane ren İleride bekliyen taksive işaret ettim; o dinlemişti. Nihayet bu gece o da kal -İmi, boynunu bükerek gözlerile beni ta - kib eden, Nec'âdan ayıramıyordum. İlk — Ne ehemmiyeti var?. Evleneteğiz... — Niçin vermesin?. Benim kur yaptı - Eyvah; engerek şahlanmıştı. Şu kol - ğ|larıma alarak dans ettirdiğim kadın, Nec- — Artık o cihetten endişem yoktur Ba- ucunu | yan Ferhunde Sevgi, pardon, Bayan Fer- irİhünde Sirım; dedim, sizin dostluğunuza | kar. rımı şakaklarıma doğru hafifçe sarkıttım. Gözlerimin makyajını dahi ayni zamanda değiştirdim. Siyah «mastik, yerine kes - tane renginde mastik kullanıyorum. Bun- dan baska göz kapaklarıma hiç far sür - bütün müyorum.» 3 — Tuise Rainer diyor ki: «— Evvelemirde rahat ve taze gözlere malik olmak lâzımdır, bunun icin ise göl- ge banyosu yapmsk gerektir. Gölge ban- yosunu şu #uretle *apıyorum: Gözlerimi kapıyorum, üzerlerine bir kompres vazediyorum. Gözlerim yalmz yorgun ise soğuk kompres koyuyorum, E- kika devam ediyorum...» 4 — Danielle Darricux diyor ki .— Gözlerimin rengi yesildir. Makyaj — Biz koşar, kaçarız. Güzel bir ekzer - yaparken en fazla ehemmiyet verdiğim nokta gözlerimdir. Sabahları göz kapak- larım tertemizdir. Hiç bir şey sürmem. gindeki far gündüz içindir. Gri renkteki Bir far da akşamları içindir. Kaşlarımın hat- İlarımı hiç bozmam, Yalmız hafif bir suret- İte şakaklarıma doğru uzatırım. Bu su - retle üst göz kapağımın müdevverliğini tebarüz ettiriyorum. Alnım da bi ka panmış oluy Yazan: Zeynel Besim Sun — Ona ne şüphe efendim?.. | Dans bitince, sabık alâkadarım ve lâ- ındanberi devam edege'en sükütu Fer. bik müstakbel kayınvalidem, YWerhunde- İyi derin ve hürmetkârane bir reveransla — Neelğyı çok mu seviyorsunuz Bay selâmlıyarak kocasının yanına bıraktım. İKütür direktörü eğilerek kulağıma: | — Neclâyı da dansta böyle tutsana; -|Ferhundenin bir tarafı acımasın diye değmeğe korkuyordün galiba, — © Dedi; gülüştük: Bakışlarından Neclânın muztarib ol duğunu anlıyarak Karşıdan sordum: — Rahatsız mısın Neclâ?, — Hayır Haşmet; biraz başım dönü - yor, Şampanya ve vals... — Biraz bava almak ister misin? — Hiç te fena olmaz. Beni bahçeye çi- Babası derin bir şefkatle kızını süze- Her âksanile ciğerlerimi deler gibi'rek seslendi: İ — üşümiyesin Neclâ?. ğer gözlerim kanlı, ufunetli ise kompresi | sıcak yapıyorum. Bu kompreslere on da-| Kirpiklerimin kozmetiği çok koyuöü Bunun faydası gözlere hafif gölge ve” sidir.» 5 — Madeleine Renaud diyor Ki; yok «— Göz makyajı bana hiç geni, Tabit olarak kalmağı daima tercih rim. Gözlerime makyaj çapacak olu” a kendimi tanmıyacağımdan o korka”; Yalnız göz kapaklarımı yağlamakla ini tatlı bademyağı ile kaş ve kirpikl€ fırçalamakla Iktifa ederim.» 6 — Ginger Rogers diyor ki: kayi «— Ben makyaj yaptığımın ke varılmamasını isterim, Bunun İÇİN * ge yajı çok hafif olarak kullanırım. GÜZ ga paklarıma az miktarda açık yeşil uni İfar sürerim. Yalnız kaşlarımı da Kurt, renkte kalemle hafif bir surette rım.» z 7 — Muyriam Hopkins diyor Ki: gr” «— Gündüzleri gözlerime hiç far, (Devami 11 inci sayjada) ır baba, bahçede bir tür yapı? dönerim... — Elele tutuşarak karanlıklara dalü/”” — Dans ederken neler söyledi © > dan — Senden bahsetti. — Ne diyor?, — Seni sevip sevmediğimi soruyü” — Sevmiyorum deseydin. — Zaten seviyorum demedim Kh — Ne dedin?. — Çıldırıyorum dedim... gp Eli'e yanaklarıma vurmak istiy : pi eli yakalıyorum. Dudaklarım vut Sonra çelikten bir mengenenin kabil iki sathına düşüyoruz. Mepgeneyi görünmez bir el işl” Sikışıyoru: Yekdiğerine yaklaşmaktan kör” baş geriliyor! Mengene birakmıyor!.. İş'iyor!.. İş'iyor!.. Kurtulamıyoruz! Bağıramıyoruz!.. Kaçamıyoruz!.. Bittik!,. gaf” Dudaklarımız nihayet çarpı” z Tazyik artıyor! Birbirimize bir şeyler söylemek yoruz! rumi di Fakat Iç içe giren dudakla! de etmiyor!.. e

Bu sayıdan diğer sayfalar: