16 Birincikânun Bulgaristanın emelleri POSTA Bulgar Başvekilinin İtalyan ajansına yaptığıb İEmekli general H. Emir Erkilet ayın Bulgar başvekili, Giornme Ss habir. & dİtahia gazetesinin Sofya mu - İn Yaptığı yeni bir beyanatta Bul- Histanın takib etmekte olduğu bita - ğın «Bir bekleme vaziyetir olduğu- : z» bulunan Bulgaris - ket kallınm «eni iğini tazam- an başka meselcle - nden ziyade sulh daha iyi hallolunsbile- rmij ve Ayni za - yani Avrupa sulhü - Avrupa harltasının tan- r halde «İlalys gibi bü- i bir söz söyliyece - y Stefani, im sin bildirdiği bu 8öz - Kk “ger Ki, allarına mutabık Vanaf Buigar dış siy dış siyasetinin Bal leri buğün bir sır buriların böşvekilin dili - id olunmaları pek ehem - ir. Fal Yeti, K Sa Sözlerde ik göze çarpan şey Bulga- sm smütoyakkız bir bekleme vaziye b... r. Bulgaristanın durumu vanınkine benzemekle be- ler de kullanılıyor. « den maksad, «yemek ne ve masarifine işli - solruya oturulacağı ve kartın. doyurmka düşünce ve istek r. dilemez? li Süa her vi ta birçok a- yp lükler vardir, İşi, 18 harbinde şimali Amerika Bir- ara give i idayetinden iti - di, giltere, Fransa ve Belçikaya, kre- Mazi Yarlarcn irank kıymetinde silâh Bana ve harbin sonunda parasi tie, ik için alacaklı olduğu devletlere Ge, lima mecbur olmuştu. © ayni harbde, İtalyayı evvelâ in- Üç, Siyetinde ve sonra da bizzat ken- Müttefikler, aleyhinde harbe gir- Misruz. Fakat burada İtalya ile A- Me, « ütasında mühim bir fark gözet - Mak #der, Çünkü Amerika bira Nuy, , #İl ve hor alacaklı gibi borçlula- My, Av ve illâslarını istiyemezdi. Müh “ile Tirol, Adriyatik, Arna - rek, Mik eş seniş emelleri vardı. Bunları te - Sta, edilmek için mutlak galib gelecek Tig hak etmesi lâzımdı. Burdan baş İy,, V4 bir yarımada olduğu gibi her WI dişarıdan getirtmek mecbu - nize hâkim ve Fransaya kar- İtalyanm göz ko « ubi Tirol, Tiryezte ve Dalmaçya Vusluryanın idiler; bu sebeble “ün bulunduğu tarafta harbe nde İngilterenin deniz kuv - Sralından fazlasile zarar gör - Avrupadaki bu emellerine Viya. Onun için bidayette İk fay dl İse de sonra Rusların tam a ani sırasında Avusturya - aarruzdan kendini alamadı! A mi ki son kati darbeyi vur. *be yi artık gelmiştir. Ordusunu Mak a galibiyeti ihtilâleilere te- kle v0 bu suretle neticede Adri - ü Tin sularda, doğu Akdenizde ve kt, ye geniş emellerine nail a e tahmininde yanıldı. Çün MİS kaldı, na 118 harbinde, İtilâf devlet- Yaptığı fedakârlık ve yar - | karşılığını göremediğin - « © Münkesiedir. Onun için Rayieği ç, Üseyakkız olarak daba çek Naş bılebi belki de daha harbe gir - tir, TİMİ garanti etmeği iy A ki ay da “oğu Akdeniz şimal ve doğu Af-| YAZAN Bulgaristan da Büyük Harbde evvelâ intizar durumunda kalmış ve nihayet | Dobrice, Makedonya ve 'Trakyadaki e - mellerini tatmin ve temin edebilecek zannettiği Avusturya ve Almanyanin bu- iYanduğu tarafta harbe girmişti. Bu taraf | mağlüb olunca da sıfrülyod kalmıştır. O vakit Bulgaristanı orta Ayruva itt- hadı saflarında harbe girmeğe sevkeden âmil Sırbistanla Yunanistanın itilâfçyor gün mezkür devletin Balkan politikasını | meşguldür. Aletler buna yardım için ya- tarafın Bulg dan harbe girmiş bulurmalarıdı stan Makedonya He garbi Tr> için elbette bunlar aleyhinde harbetme- si lâzımdı. Dobricedeki emelleri de bilâ İhare onu Romanya aleyhine sevketmiştir. Görülüyor ki Bulgaristan bügün de ay- mi emeller peşindedir. Onun milli emel - ler dediği şeyler gene Dobrice, Make - donya, Trakya ve Selâniktir, Bunlara mil » emel demekten ise emperyâlist emel demek çok daha doğru olurdu. Filyaki | Makedonyanın hiç olmasa Bulgarlığı adar Sırblığı, belki Yunanlılığı ve ü vardı. Daha doğrusu burası ha- alita ve bir saltadır. Bu suretle e- İbedi bir niza alanı kalacaktır. Hele Dob- bicede, garbi Trakya ve Selânik havali - sinde zerre kadar Bulgarlık yoktur, ve İburalara Bulgarlık ne girmiş ve ne de harekete (Bastarafı 1 inci sayfsda) der, derler. İlk evlilik zamanlarında ba- kıyoruz ki, herkes ken güre mes'ud denen bir devro yaşıyor. Bazılarında bir, ik ay, bazılarında bir iki sene sonra iş tewsyor, lâkaydilik başlıyor, derken ka- İdin erkeği ihmal ve kendini kocasına sev. diren bususiyetlerini k, iyor. İhmal edilen erkek te bittebi gözü dışarda ka- yor. Soğukluk, küskünlük (başlayınca aile saadeti de sönmüyor. Kadınlarını bu suretle ihmale başlıyan birçok erkeklere de burada kabahatten büyük bir hisse vermek doğru olur. Kadın'arımızdan çoğunun ev işlerinde bilgileri noksandır. Evlerile alâkadar ol- masını bilmezler ve yapmak istemezler. Kadın icabında evinin hizmetçisi ve ica- bında hanımıdır, nazariyesine asla yer vermezler. Kocalarınn bütçelerinde va- ki olan bir sarsıntıyı aile hayatını yık- mağa kadar götürürler. Kocalarının maf vezivetlerini asla na-' zarı itibara almaz ve bu vüzden kavga-| lara sebeb olur. İş mahkemeye düşünce de kabahat kocaya yükletilir. © H. Eyüb (Kadıköy): Elbette yuvayı her vekit kadn yıkar. Ya zâfı ile ihanet eder, ya kapris- İerile erkeği çileden çıkartır. Bütün ah- valde kadın suçludur. Bir erkeği beğe- nir, sever, kosarak, sevinerek (varırlar. Peynir ekmeğe razı olduklarını söylerler, Fakat karşılarına birez dahs yakışıklı bir erkek çıktı mı, gözlerile foyayı meydana verir, bütçeniz biraz daralsa isyan bay- rağını açıverirler. Mi Başıma gelenleri bilseniz, hiddetime hak vermekte tereddüd etmezsiniz. Fâkir tercih bir ailenin evde kalmış bir kızını sldım.lerkeğe kalbedebilir. Pakat nerede o ka- ede- l Kanaatkürâır, görmemiştir, rahat Boşanmalar niçin çoğalıyor? İrm bana ihanet etti. Derhal alâkamı eyanattan anladığımız nedir? di I yerleşmiştir. Onun için Bulgaristanın M3- | kedonya Dobrice, Trakya ve Selaniğe| müteveccih olan emellerine ewperyâsisi emeler denilebilirse de bunlara milli © meller demek hr halde halalı olur. Her ne ise görülüyor ki Bulgarıstın Jamilli emel dedikleri bu yerlere sahib o Kap toprakça Karadenizden Oliri ve Pres- yaya, Dobriceden de Dcucdağaş ve De nik limanlarına kadar İ Bunun için de bugün m yor? Fakat acaba neyit. Tuh ahavzas Ba larda sula, tesanüd ve istikrar dukça Bulgaristanın emellerini temin ve tatmin edecek hiç bir ürsat bulamıya - cağı tabii ve muhakkaktır. Lâzim ki me-| selâ, başta Türkiye olmak üzere, Ro - manya ve Yunanistan sarsılsınlar ki Bul- garistan Dobrice, Trakya ve belki du Se- lânik emellerine kavuşmağı umsun; ta- kat böyle omakla beraber ucabi 1959 vleber ümek istiy eyakkız bekli harbinin galibi ulacak büyük ) umduğunu verecekle 1 içindir ki B reddid, mü mesi; mi» risianı müte- ma Bülkun sah» | nde en ağır basaniarın “ürküsünü EKMEK BAHSI ltı ay oldu, belki daha fazla...) Orada da, ekmek küğmda sarılmadan Henüz ne harb sözü vardı. NelÇünkü kendi ekmeksiz kalacaktı. de kâğıd buhranı başgöstermişti. Böy- * le olduğu halde nedense ekmekçi ek -İ Aylar geçti, neredeyse seneler ola. meği kâğıda sarmak âdetini bıraktı: cak; bu hal hep böyle devam ediyor. — Sarıp versene! Ekmekçi satığı ekmeği müşteriye Diyen müşteriye bağırdı: kâğıda sarmadan veriyor. — Sarıp da verecekmişiz... Eliniz * de açık götürmek kibirinize mi deki.) e eğiye bugünlerde ekmek içile Uğ muyor, eskiden babanız da mi kâğıda) yaıyor. Ekmek fiatlarını dikkatle ta - PEK ML b ediyor. Nevileri üzerinde titizlik Müsteri düşündüğünü söyledi: sösteriyor. Yeni neviler piyasaya çı » — Canım bugüne kadar hep kÂğ'da İkarmak için teşebbüslere girişiyor. Bü sarardı tün bunlar iyi amma, bu arada ihmal Burüne kadar kâğıda sarardıkledilmemesi icab eden, hafta elzem o. smma, bucünden böyle sarılmıyacak'İlan soy. ekmekcinin. ekmeği ktiıda ter ol, ister alma! tan sonra müşteriye vermesini sdr erinin ganı sıkılmıştı. Nihayet)ten Tr tane değildi ki, bir Müşteri çıkınca ek- aşladı: Ekmeğin kâğıda sarılmasını is - terler, sonra ekmekçi ne çeker onulrafından bilmezler. Beled nark koyar faz -İsokakten, halı silk aya satamayız, kazancımız kaç paradan, ki, bir de kâğıd masrafı yapalı Müşteri bir başka ek uzatıldı. Müşteri artık ses arı biliyor mu idiniz? | derdi noğ, İekmeti, çaşnisi boz ölarak yerlere atılmamış, seksen el tâ. süprülen en pencere altın - mıncıklanmamıs, açık olarak eve götürülmemiş ek- meğe terelh ederim. Ki İemet lala | Bunl Yıldızların sikletini tesbit Tayyarecilerin dişleri İsöyler görürüz. Bir vakitler İngiltere İtalyanın, sonra Almanyanın, dün Sov Rusyanın ve nihayet bugün betekrar İtal n po.llkasını takib eder. Bay Köseivanolun OGiornale di muhabirine «İtalya gibi büyük bi, kat'i bir söz söyliyeceği muhahkak- İtirs demesi budur. Yatı Dulgarıstı yüz ala bu - İterviç etmekle yarının sulh masasında 0- rdımını temia etmiş oluyor. de İtilâf rdiği ine tamam nail olamamış! aşka Bulgaristan acaba hiç düşünemiyor ki kendi revizyonist emel - lerini bir gün tahakkuk ettirmek için | Avrupanın büyük devletleri arasında tür- | Hü oyun oynıyarak kâh onun ve kâh bu - mun vâdlerini almak isterken - hakikatte| kendisile beraber bütün Balkanları da| İtehlikeye koymaktadır. Çünkü Bulgaris- | İleti de Bundan İtan revizyonist kaldıkça hakiki bir Bal - |” İkan birliği kurulamamakta ve bu birli - ğin kurulmmamasında büyük devletler si- rasına göre yalnız Bulgaristanın revizyo- | nisiliğinden istifade etmektedir. İ sef, tarih te gösteriyor ki Bulgaristan mü- tenebbih olamaz. Maa H.E ,rim, dedim. İşlerim iyi gidiyordu. Giy- dirdim, kuşattım. Gezdirdim, bir dediği. etmedim. Bütün bunlar ken i bana ancak iki buçuk sene bağlam, yardım edebildi. Çirkin bir adam değilim, orta yaşlı bile sayılmıyacak kadar genetm. Sıhha- tim, kuvvetim yerinde.. fakat bizim ka.| dının gözü dışerda.. filân erkeğin omuz- Jarı genişmiş, falan erkeğin ne mükem- mel bir giyinişi varmış, komşunun oğlu imrenilecek bir atletik vücude sahibmiş... / Evvelâları tahammül ettim, sonraları bu İsözler beni varalamağa başladı. Bana fa- ik gösterdikleri, benden yüksek insanlar İdeğillerdi ki.. öyle de olsa, kuzguna yav- rusu dünya güzeli geldiği gibi, kadına da kocası, dünyanın en güzel erkeği gözük- melidir. Başka erkeğe zaptedilmez bir İthassür duyduğunu görüyor, fena bir â- kıbetin beni tehdid ettiğini seziyordum. Nihayet korktuğum başıma geldi ve ka- ina kestim. sanıyor Musunuz ki, karım yeni âşıkile birleşti; ne gezer?. O züppe de gönül eğlendiren bir kadın avm imiş, yüzüstü bıraktı onu.. şimdi annesinin, kocasından kalma bilmem kaç kuruş ma- aşile ancak mafakalarını temin etmekte ve mütemadiyen bana haberler gönder- mektedir. Kat'iyen affetmiyeceğim. Bu anlıyana göre büyük bir ders ibrettir. Rahatını, huzurunu, yuvamnı yıkarak, macera arumağa çıkan hor kadının âkı- beti budur ve daima da türlü kaprisler, kıskançlıklar ve zâflarla da kadın ayni şekilde yuvayı darmadağınık etmektedir. Kadın mes'ud olmak istiyorsa kocasına dört elle sarılmakıdır. İyi bir kadın, bam- başka olan kocasını bile sevdiği tipte bir İ dınlar?.. etmek güçtür Cenubi Atrika- > peş da kurulmuş, en yeni aletlerle mü- cehhez bir rasad- hane münhasıran , yıldızların sıkleti- ni sabtamakla çürümezmiş | Bir Japon dok- toru, en sağlsm li tayyareciler alduk larını iddia et- mektedir. Ona göre dişleri bozan şey ha- dişlere sahib olan va tazyikidir. Hava tazyi ve dişleri geç çü- rüyen insanların Tuz kalan insanlar dişleri en sağlum © lanlardır. vardımile çalışan iy yıldız ağırlıklarını hesablamak için çok uğraşmakta ve çok zaman Sarfetmektedirler, * En fazla konuşulan lisan'ar Bir Amerikalı alime göre düryada en fazla oOkonuşulan lisan o ingilizcedir. 180,000,000 insan bu lisanla konuşmakta dırlar. İkinci olarsk rusça gelir ki 140.909.000 kişi rusça konuşurlar, Üçüncü almancadır. 80,000,000, fransızcayı konu- şanlar daha azdır: 70.000,000 ispanyolca ve italyanca konuşanların sayılar. ayni- dir: 50,000,000 Portekizce konuşanlar da 20,000,000, p dir. Al # Kimlere itimad edilmez? Amerikada otomobil fabrikalarının bis rinde çalışan bir genç mühendis yepyeni bir otomobil modeli piyasaya çıkaracağı. ni söylemiştir ve bu otomobil mod. piyasaya çıkarmadan evvel imalât işle- Tinde çalışacak üç usta istemiştir. Ustala- rın bekâr olmalarını da şart koşmuştur. Çünkü evli ustaların modelden karıları» na bahsetmelerinden ve kadınlarımızın herkese ilân edeceklerinden çok çekini- yormuş. * Zencilerin kafa tasları Zencilerin kafx kemikleri diğer kafa kemiklerinden bir misli daha kalındın Yere atıldığ' zaman bile kırılmaz. Hat. ta lâstik top gibi zıplar. Kemiğin bu tarzda kalın olmalarını hararete karşı muhsfaza için olduğu zannedilmekte- idir. * Kokmıyan lâhana Löhana pişirildiği zaman fena bir ko. er. Nevyorktaki Romel üni- in nebatat bahçesinde öyle bir cins lâhana yetiştirilmiştir. ki aynen âhana lezzetini muhafaza et halde irilrken hiç bir koku neşretmemek- tedir. eeeemr esme eraamesenesasssesenm0001 sase seNUrEme eee detim değildir. Fakat bugün kaide haricine çıkarak söyliyeceğim: Mahkemeye gider, kendi kendini- ze iftira eder, yahud da hakikati söy ler, bir başka erkekle münasebette Muhtemel bir Fiyanet meselesi Bayan Fahriyeye: — «Kocamı sevmiyorum, ayrıl « mak istiyorum. Ayrılmanın en kes - tirme yolu nedir?» diye soruyordu - nuz. Niçin sevmediğinizi de söyle - meniz, bir sebeb göstermeniz lâzım: dı. İhmal etmişsiniz. Fakat tanmin etmek güç değil «Kocamı sevmiyorum» diyen ka - dınm dilinin altında, «bir başkasını seviyorum> cümlesi saklıdır. Niçin bir başkasını seviyorsunuz? Size ha. yat için yeni bir yol (aratan sebeb his midir, menfsat mi? Peşin söyl . yeylm; nümune ve tecrübelerile sa « bittir. Bu tarzda hareket eden ka - dın: bekliyen mutlaka hayal sukutu dur. Ayrılmanın en kolay yoluna 76 ince: Bu bahiste nasihat vermek â - bulunduğunuzu anlatırsınız. Hiki . min çok çabuk (bir ayrılma kararı vermesi muhtemeldir. Yalnız bu ka. rarm arkasından bir ikinci kararm çıkması da muhtemeldir. Zira karı kocadan birinin diğerine hiysnet et- mesi suçtur, cezalandırılır. Kaç ay, kaç yıl bilmiyorum, sonra bu İfade - niz meşhud cürümler kanununun çerçevesi içine girer mi, orasını da bilmiyorum. Zahmet edip bir tahkik ediniz. * Bay K. İ. ye: — Hayır, şifahi müracaat kabul etmiyorum. TEYZE