6 Sayfa SON POSTA © Finkültürü ve Fin edebiyalı Edebiyat dünya üzerine Yazan: Son zamanlarda iki -mühim hâdise, Av mali şarkisinde üç buçuk I ve kahraman bir ih üzerine dünyanın nazarı ni bir daha ve ehemmiyetle slen ırkdaş » letin ansızın uğradı. iklâli uğrunda gi- sdele. Diğeri de 1939 yat mükâfatını Pinlandi. rir (Franz E birini beynel » r n doruğuna erişmiş gören », edebiyatının mazisi ve hali milel Firlâne hazırilempihakkın iftihar edebilir. Fin edebiyatmın menşei ön altıncı asra uzan" en eski taşıyan e5 öhreti bize kadar gelen Abo şehrinin papazı Mişel Bu zat 1544 yılında Fin alfabesini, 1548 ve 1552 de de incilin bu dilde tercümelerini neş- mü Fin u hasıl etti. Fin şâirleri İsveç dilinde-yaz- 1 tercih ediyorlardı. Çünkü kendi dillerinde yazmış olsalar okuyucu bu. lamamak endişesi Nobel mükâfatının bir Fin muharririne verilmesi il Silam -| ya verilmiş olmasıdır. | sının nazarı dikkatini Finlândiya çeviren bir hâdise: 1939 Ercümend Ekrem Talu kası addedilmektedir. Hiç bir muharrit Sillampaa kadar köylünün hayatını tasvir hususunda muvaffak olmamığtir. j Onun tabloları Balzak'ın ve Zola'nın tasvirlerini geri bırakmaktadır, Emekel hayatmı tasvir hususunda yni muvaffakiyeti gösteren gene bir Finlândiyalı muharrir: Teuvo Pakola- Jdır. Kızıl ihtilâl mevzuu üzerinde, di- ger, mergub bir eser de Joel Tehtonen adlı bir Finlândiyalınındır. Bunlardan başka, Fin edebiyatının zenginliğine ve şöhretine yardım eden- Si (ler meyanında daha birçok İsimler zik. İ redebi, Kiyosi Vilkuna ( ölümü (1922) vatanının Rusyaya karşı müca- delelerini hikâye etmiştir. Madam Aino Ka'las: yabancı dillere tercüme edilen «Beyaz gemizsile meşhurdur. o Gene madam Marla Jotuni mizaha kaçan canlı üslübu ile temayüz etmiştir. Franz Emil Sillampoa Muasır Finlândiyanın en velüd şairi Şayanı dikkat olan nokta, Finlândiya| 1925 de ölen Bino Leino'dur. Bu zat edebiyat üstadlarının — ekseriyetle köy Mensur ve manzum müteâddid dram. muhitinden yetişmiş, mütevazı taba -|lerm. hikâye ve romanların, edebi kaya mensub kimseler olduğudur. o |etüdlerin ve birkaç cild lirik şiirin mü- Finlândiyanın en büyük n Ğ ın içinde en meşhuru lunan ve 1921 senesinde ölen «Helkavirsias adlı mu- Aho'bir köy papazının oğlu r destandır. Leino ayni za - lerinde zamanının hayatını tetkik ve re mânda Dünte'nin. «İlâhi komedissini alist bir Te taiiz Gini AAhg|Rârmen Finceye tercüme ederek bir i Ancak 1853 yılındadır ki Finlâhdi- yanım milli epopesi olan Kalevalanın| ilk kısmı Fince olarak tab ve neşredil| honen şilrlerik diğer on sekiz halk şairinin külliyatı intişar On dökuzuncu Fin edebiyatı gitti Milüyet duygular: tekrar canlanan| Finler İsveç dilini ihmal ederek, kendi! ana dillerine düşkünlük gösterir oldu- lar. Bir yandan da o'dilin tarih ve eti-| molojisi hakk: ciddi araştırmalara giriştiler, B t vadisindeki| | n son “yllar: da | çe inkişafa basla çalışmaları tanzim maksadile kurulan (Fin edebi i rat cemiyi Finlândiya » y ek müverri briyel Port- han'ın tarihini bastırdı. Bir köy terzi ginin oğlu olan Aleksi Stenval halk yesleri yazdı ve (Yedi kardeşler) adile | bir de tarihi destan nazmedip şöhret kazandı. iy n (1844.1897) rağbet gördü jander, bütün eserlerini Derhal ipek saçlarla muhat güzel ha- şu dikleştirip vücudünü geriye kaykı- tarak, mes'ud bir tebessümle, yü bakıyor: — Konuşmuyorsunuz Bay Güneş?. O zaman taabbüdkârsne bir huşu £ çinde, kendimi kaybederek, konuşuyo. rum: — Aramızdaki büyük mesafeyi takdir etmiyecek kadar basit düşünüşlü değilim! Bayan Neclâ... — Rica ederim... — Buna rağmen benliğimi, sıcak suya atılmış bir fiske tuz gibi, tecezzi kabul etmez biran İçinde, varlığınızda eriltiy- Sizi ni ruma itaatsiz'iğinde aramalısınız. ümideiz bir aşkla bir deli gibi, bir çi gibi, bir köle gibi seviyorum Bayan ? lâ!.. Bu ümidsiz aşkın beni nerelere kâ-| dar sürükliyeceğini pekâlâ biliyorum; fskat başlamak gibi bırakmak ta elimde değildir. Hissiyatımı bir sokak adamı gi- bi açığa vurmak cüretini gösterdim. Be- ni artik yanınızdan uzaklaştırabilirsiniz, beni artık, çok haklı olarak, arkadaş'ığı- nıza yükseliş'şerefini hazmedemiyen bir küstah sfatile kovabilirsiniz. Siz benim zevcem olâbilir misiniz? Heyh — Dikkat ediniz Bay Güne rınızi şaşırıyorsuruz. .. adımla Bir saniye bile göz kırpmadan geçen buhranlı bir geceden sonra mektebe git-İ roman tek iğrenmek için Fran.|bârika başarmıştır. sava sidip orada ve: Molyer ve Homer mütercimi Otto Eserlerinde, milletinin müselsel 17; | Mevninen ile Turku üniversitesinde bül öm ebe le »İ profesörü Köskennlemi de Ri da gene bir köy » makbul sairlerdir. mum kül» mesakkatleripi inde büyük kabiliyet- tasvir etmiştir. 1915 de ölen Paivarin. tm Mi Fin tiyatrosunu kuran Sari |) Besbob. edebiyatı bırakıp o politik atılan S. Alkio da hep köy çocuk! idiler. Alklo çiftçi parlisinin bir ar başına geçerek birkaç defa nazır deferl € k) Filhakika ,.)miletlerinin tarihten önceki devirleri- tile Finlândiya kabinesine dahil oldu. |e a'd malâmatı kısmen Fin arkeolog Ölümü 1913 yılına tesadüf eden Lin. |ve etnoğraflarının 1850 yılındanberi nankoski'nin «Kan kırmızı çiçeğin şar. (devam eden faslasz çalışmalarına Kist» ismindeki romanile âlemşümul bir |boreluyuz. söhret kazandi bu eserinin birkaç Eski Türklerin dil ve tarihini iyice dile çevrildiğini zördü. Maahaza yeri |27dmlatmıva medar olan Orhön kita - ve yabancı münekkidlere mörs onun |velerini sarki Sibervanın Yenicey va- en sözel eseri 'bu değil, Pakolniset a. |disinde kesfeden de kardeş Finlândi » dindeki > Yomahıdır. Bu roman daha/yön'n muhterem âlimleridir. san'atkörane ve tekniğe daha UYYUN | ecemeecamsen Erciümend Ekrem Taks... yazılmıştır. Fırtına devam ediyor Bu wi Nobel mükâfatına mazhar 0-İ oKaredenizde ve Eprde birkac'gün ev - lan S'llampasya velince o sayısız hi.|vel bâşlıven fırtına devam etmektedir. kâvelerle, kımıl ihtilğl günlerini tasvir) Bu vüzden bir kısım vapurlar zama - eden bir românı ile birdenbire iştihar| Hinda limanımıza gel etmiştir. Kültür Aleminin nazarında bu) > ü : sir z NU İmesi icab & ıru bir gün eser sosyal tarihin en mühim bir vesi. yötarle dün limanımıza gelmiştir. macera ile küçük bir dansöz oldu, sonradan Viviane Değil yalnız Avrupa, fakat Amerika sinema yıldızları arasında bile Viviane Romance kadar cazibeli, sehhar, kanı sıcak bir sarı'atkâra tesadüf edilme - miştir denilse yeri vardır. Bu güzel yıldızın şimdiye kadar ge- çirmiş olduğu hayat safhaları cidden dikkate değer bir mahiyettedir. Viviane Romance'ın hakiki ismi Vi. visne Ortmens'dır. Güzellik müsaba - ikalarının büküm sürdüğü senelerden 1932 senesinde Parisin en güzel Kızı olarak seçilmişti. Fakat seçimin ska - binde kız olmadığı, hattâ bir küçük ki- zı bile bulunduğu haber alınır almmaz kımlea bir kıyamet koptu. Günlerce ga zeteler bu mevzuu işledi «Mis Pari anne olabi Nihayet buna menfi cevab verildi. Bunun üzerine güzel Viviane Ortmens kraliçelik tamı kendisinden sonra en çok rey almış olan kıza devreyledi. Bu arada davalar, münakaşalar de eksik olmadı. Ru iş Viviane'n çok yaramıştı. Her - kes ondan bahsediyordu. Güzellik kra- İiçeliğini gülerek ve sükünetle terkev. Temesi lehine olarak büyük hareketler uyandırdı. Niheyet, şöhretli dansörlerinden birinde (o Parisin en Harry Pilcer tim. Bir hayal, bir esir, bir duman halin./miş o Ferhunde . Mektebde iken mari- deyim, Mekteb direktörü: İfetlerini meydana vurmuyormuş.. — Rahatsızsınız Bay Güneş, gidebilir.| (Bir öğretmen sordu: re ederiz... Öğlene kadar sokak'arda bir 'tı bâyan?. serseri! — dimi kanapeye atarak hıçkıra, hıçkıra İfendim; bizim bay direktörün halini bi- ağlarken bitab ve perişan sızmışım. lirsiniz; her yerde kendisini gösterir. Kapı çalındı. Gelen bir hademe «bu! Direktör atıldı: akşam Kültür direktörlerine gidileceğini» | — Allah, Allah. Jâtife yaptık hanım. hâber verdi, akşam olmuştu... Ben Ferhundenin bu kadar fena buylu Bir banyo aldıktan sonra elbise değiş. olduğunu ne bilecektim?. tirdim; dün akşamdanberi boş kâlan mi-i OHepimizi merak sardı; alâka ile bekle- demi, bin müşkülâtla yutabildiğim, biraz meğe başladık. Kültür direktörünün ka- tereyağı, peynir ve kakao İle #usturmağa !risi devam etti: çalışarak sokağa çıktım. — Bir afahk bizimki Daniş Beye hita- Kadın, erkek bütün arkadaşlar direk-|ben: «Beyefendi!. Hayatınızı böyle yal törlerde toplanmışlardı. Direktörün ka-|nız geçinmek sizi sıkmıyor mus dedi. A- rısı, dün akşam düğünde bulunmıyanla-|damcağız da «kızım var» cevabını verdi. ra anlatıyordu: — Aman ne yılışık, ne terbiyesiz şey-İbeyin canı alay istiyor ya... Yazan: Zeynel Besim Sun Kültür direktörü sırtını karısına dö- nerek cevab verdi: — Kuzum bayancığım! Şu bastonu al sem sebebini şu bedbaht gönlümün şuv-(siniz; dedi, derslerinizi arkadaşlarla ida-| — Akşam bir münasebetsizlik mi yap-|da arkadeşlerım huzurunda bana bir da- yak at.. kılıbık ne demekmiş, aynen gör- Ne münasebetsizliği efendim?, Biz |sünler... »ö- İ gibi dolaştıktan sonra eve döndüm. Ker-)| hicabımızdan yerlerin dibine girdik. E-| Gülüştük. — Sonra efendim? ; — Sonra bizimki «azizim; Kız başka, karı başka. Bayan Neclâ maşallah yetiş. miş. Evlenmelisiniz. dedi. Daniş bey de «İyi söylüyorsunuz bay direktör amma benim artık ahım gitmiş, vahım ka'mış. Saçlarımdan yarısından fazlası obeyaz- Taştı. Kirk altı yaşındaki adama bu 78- manda kim varır» cevabını verdi. Biz nezaketen «aman beyefendi; siz de ken- dinizi üç otuzunda yapıp koyuveriyorsu- nuz, filân: derken Ferhunde bir atılış a- tılmaz mı?, Orada kalsana; hayır!, Kültür direktörü! Hep beraber sorduk: — Ne diye?... arasssster serer remene esere semer sersem Ar eN ARE RETE Evvelâ ufacık bir terzi kızdı, tiyatro merakile çırpınırken nihayet Birincikâinun 15, Viviane Romanceın binbir dolu hayatı ensar mraran ren serra ren ressama yeri” meşhur Fransız san'atkârı Mistin geti tokatladığı için birdenbire şöhret buldu. Şimdi Fransanın ©” güzel ve san'etkârı yıldızıdır. asausananasanaanasansanraye sane Romance ona müracaat ederek beraberce bir P” mara yapmalarını teklif etti. w Vivlane teklifi kabul — eyledi. VE 4 numara pek büyük (bir muvi iy kazandı. bi Kendisinden bu kadar bahsettire” İgenç kadın kimdir? pir On beş sene evvel zayıf, alelAde e, kızdı. Gözleri çok güzeldi ve bu be den nazarı dikkati celbediyordu o İbası askeri mütekaidlerindendi. Non) si de hastabakıcılık o yapıyordu. ei kızda evvelâ san'atkâr olmak hit yoktu. Yalnız heves değil, , böyle mi fikir de taşımıyordu. Günün Bi zl lannesi ile babasının ayrılmaları gözlerini, fikirlerini açtı. Derhal edi rwnı verdi. Ve serbestisini ilân eşe : Hayata atılması kolay oldu. Dağ rından biri Lyon şehrinde (men 5 tebrikatörü idi. Ona bir iş buldu. SÜyg mağa başladı. Fakat daha iyi: - kârl: bir iş tasarlamaktan fariğ © gif dı. Nihayet aklma «aktrislike geldi ei Pazar günü ânnesile Melun #eh.4 biricik sinemasında Rudolf Velent.. nun çevirmiş olduğu «Kanlı Doff ei rış meydanları» adındaki filmi 0 ledikten sonra kararını verdi: «5 wldizı olacaktı.» m“ İşte Lyon şehrinde tabelkaği is şı ına Melun'da sinemad şırken aklına ) (Devamı 10 uncu — yeri — Adameağıza o döndü, e dedi, erkek kırkından sonra ©£İ vüzellesir. olgunlaşır, görbürlerir. adi” başında bir kız, toy bir genci deği na ak düşmüş hakiki bir erkeği zerre kadar tereddüd etmez.» —“Aman?s yi — Durun; daha bitmedi. Deni yaf aralarında alenen geçen muhaverti” “iğ fi harfine hstırliyorum. Ferhunde” sözleri üzerine Daniş bey! get > Küçük hanım erkekleri? ği İmesini gayet iyi beceriyor. eb Dedi. Ferhunde de hemen m“ ide bulundu: — Şeretsizim doğru söylüyoru” eli fendi!,.. Sizirile alay etmek hadi — Peki Bayan Ferhunde #1 yi beş yaşındaki kız kırk altı YES” dama ne diye varsın?. K — Söböbini arzetmiştim ez gi” yaşını geçmiş bir erkek karı” başka, daha olgun bir abe e, karina bağlıdır, yan yel Vücud ve çehre itibarile erkek nin kemalindedir, zirvesindedi. çer” ile otuz beş arasındaki bir ge” sinde o gözelliği bulamazsın” gl v — Şu helde kadınlarda © malı... darbe yar) yar” e